Slayt 1

advertisement
SOSYAL PSİKOLOJİ
SOSYAL PSİKOLOJİNİN
TANIMI VE KONUSU
Sosyal psikoloji, kişiler arası ilişkileri ve etkileşimi
odak noktası olarak ele alır ve sosyal etkileşimin
psikolojik etmenlerini inceler.
Baron
&
Byrne
sosyal
psikolojiyi
şu
şekilde
tanımlar:Sosyal psikoloji, bir bireyin davranış, duygu
veya düşüncelerinin diğer kimselerin davranış ve
/veya
özelliklerinden
nasıl
etkilendiğini
belirlendiğiniinceleyen bilim dalıdır.
ya
da
İNSANLAR ARASINDAKİ
İLİŞKİLERİ ETKİLEYEN
BİREY-İÇİ SÜREÇLER
Diğer İnsanlarla İlgili
İzlenimlerimizi Nasıl Oluştururuz?
Yeni kişilerle karşılaşan bireylerde izlenimler
oluşur. Bu izlenimlerin çoğu, sözlü, sözsüz
davranışlardan
kaynaklanır.
ve
Bu
giyiniş
davranış
ve
tarzlarından
görünümlere
dayanılarak bu bireylere özellikler yüklenir,
atfedilir. Atfetme süreci sosyal psikolojinin
temel kavramlarından biridir.
Yükleme / Atfetme Kuramı
Fritz Heider (1958) bu kuramın kavramlarını ortaya
atan ilk psikologtur. İnsanın kendisini ve çevresini
anlama isteği, onun yükleme süreçlerini kullanmaya
yöneltir. Yabancı iki kişi karşılaştığında, her biri
diğerinin davranış ve sözlerinin arkasında yatan
temel nedenleri anlamak ister; bu istek karşıdakiyle
ilgili algısal süreçlerde önemli rol oynar.
Temel Yükleme
Özelliğe ya da
Açıklamalar:
Heider
yükleme
davranışlarının
Süreci:
Duruma
sürecinin
altında
temelinde,
yatan
Kişisel
Dayalı
insanların
nedenleri
anlama
isteğinin yatığını söyler.
Bir insanın davranışı, ya o kişiye ait özelliklerden ya da
kişinin içinde bulunduğu koşullardan kaynaklanır.
Diğer davranışlarının altında yatan
nedenlerle ilgili olarak karar verirken bakılan
temel özellikler
1. Davranışın olağan ve alışagelmiş veya tuhaf ve
alışılmışın dışında olup olmadığı
2. Davranışın benzer durumlarda tekrar tekrar
ortaya çıkıp çıkmadığı
3. Davranışın yalnız belirli durumda, ya da
değişik birçok durumda ortaya çıkıp çıkmadığı
Kelley şu öneride bulunmuştur:
Bir
kimsenin
davranışı
olağan
bir
davranış
değilse(başka bir deyişle seyrekse), tutarlıysa
ve değişik durumlarda kendini gösteriyorsa, bu
davranışın temelinde kişiye ait bir özellik
yattığına karar verilir. Diğer yandan, davranış
tutarsızsa ve duruma-özgü biçimde ortaya
çıkıyorsa,
davranışın
temelinde
koşulların bulunduğu düşünülür.
durumsal
Kelley’in
bu
hipotezi
araştırma
bulgularınca desteklenmiştir. Başka
bir deyişle davranışın ender veya
olağan
olması,
o
kişi
hakkında
bildiğimiz bilgilerin çerçevesi içinde
değerlendirilir.
Yüklemede Yapılan Tarafgirlikler
Çoğu kez kişiyle ya da onun davranışıyla
ilgili özellikler bilinmeden karar verme
durumu olur. Böyle belirsiz durumlarda
bireyler belli karar verme özellikleri
gösterirler.
Bu karar verme özelliklerinden en belirgin
olanını Ross ‘temel yükleme hatası’ olarak
tanımlar. Davranışın temelinde yatan
neden genellikle durumsal özelliklerde
değil, kişisel özelliklerde aranır.
Kişinin kendisi ve başkalarıyla ilgili
yaptığı yüklemeler arasındaki farkın
iki kaynağı vardır.
1. Diğer kimselere göre biz kendimiz hakkında geniş
bilgiye sahibiz.
2. Belirli bir durum içinde başkalarının davranışlarını
dıştan
gözleyebildiğimiz
halde,
davranışlarımıza böylesine dıştan bakamayız.
kendi
Başkalarının davranışını kişinin
özelliklerine yüklememize yol
açan faktörlerin bir özeti
1.
Yüksek tutarlılık
2. Göze batıcılık
3. Aksini yapma
4. Başarılı uygulama
5. Beklentimize uyan davranışlar
6. Diğer kişi hakkında bilgi eksikliği
Tutumlar ve Tutum Değişmesi
Baron ve Byrne göre: tutumlar oldukça
organize olmuş uzun süreli duygu, inanç,
ve davranış eğilimleridir.
Bu eğilimler
diğer insanları, grupları, fikirleri, ülkenin
diğer yörelerini ya da nesnelerini konu
edinir.
Bu tanımın temelinde iki önemli özellik
yatar:
1. Tutumların oldukça uzun süreli olması
2. Bilişsel, duygusal ve davranışsal irimleri
içermesi.
İkna ve Tutum değişmesi
1. İkna edici iletişim ( tutum değişmesini
etkileyen
sözlü
iletişim
faktörleri;
iletişim kaynağı, mesaj ve dinleyicidir.)
2. Gönüllü tutum değişmesi
KİŞİLER ARASI BİR SÜREÇ
OLARAK ÇEKİCİLİK
Sosyal psikologlar çekiciliği birbirinden farklı
yaklaşımlarla açıklarlar. Bu yaklaşımlardan
ilki öğrenme ikincisi de bilişsel denge
kuramıdır.
Psikolojik Denge
Kuramına Göre
Çekiciliğin Açıklanması
Denge yaklaşımlarının hepsi, bireyin iç dünyasında ve dış dünyasında
bir denge aradığını kabul eder ve bu dengeyi buluncaya kadar
bireyin faal olarak iç ve dış dünyasında değişimler yapacağını
bekler. Birey iç dünyasında düşünce, duygu ve inançları arasında
bir uyum kurmaya çalışır ve iç dünyası ile dış dünyaya dönük
olarak yaptığı davranışları arasında bir tutarlılık, bir denge arar.
Kişiler arası çekiciliği denge kavramı ile açıklayan
Heidr ve Newcomb’dur.
Heider üçlü bir ilişki içinde denge kuramını
tartışmıştır. İlişkinin birimlerinden biri ilişkide
bulunan kişi (K), ikincisi ilişki içinde bulunduğu
diğer kimse (D) ve üçüncü birimde bu iki kişi
arasında etkileşime yol açan bir konudur. Konu
bir nesne, bir kişi, bir olay ya da bir yer olabilir.
Heider,
kişiler
arasındaki
ilişkilerde
dengeye simetri, ve dengeli ilişkilere de
simetrik
ilişki
adını
verir.
Simetrik
olmayan ilişkiler simetrik olmaya doğru
sürekli
sürekli
bir
eğilim
Simetriyi iletişim ile sağlarız.
içindedir.
Kişiler arasındaki ilişkilerde dengenin
temel olduğunu ifade eden kuramı, şöyle
özetleyebiliriz:
1.
Dengeli ilişkiler hoştur ve devam etme eğilimi gösterir
2. Dengesiz ilişkiler rahatsız edicidir ve uzun süreli değildir
3. Birey kendisi gibi düşünen, duyan ve davranan kişileri
daha çekici bulur.
4. Birey bir kişiden hoşlandığı zaman, o kişinin kendisi için
önemli bir çok konuda benzer düşüneceğini varsayar.
Kişiler Arası Çekiciliğin Öğrenme
Kuramları İle Açıklanması
Clore ve Byrne klasik koşullanma kavramını kişler
arası çekiciliği açıklamada kullanmıştır. Onların
uygulayışı son derece basittir: bir kişi hoş bir
durumda iken o anda çevresinde bulunan diğer
kimseleri de hoş bulmaya başlar. Bunun tam
terside
söz
konusudur.
Yalnızca
koşullanmanın tanımını kullanırlar.
klasik
Kişiler Arası Çekicilik
Araştırmalarının Temel Bulguları
1. Benzerlik
2. Çekici Görünümü olanlar (bedensel
güzellik)
3. Bizden Hoşlananlar
4. Aşinalık
5. Mekan içinde Yakınlık
GRUPLARIN ETKİLERİ
SOSYAL ETKİ KURAMI
• Latane bazı temel ilkelere çerçevesinde, grup ve kişiler
arasındaki ilişkileri açıklamak ister. Ona göre sosyolog ve sosyal
psikolog, toplumdaki bazı temel kuvvetleri incelemelidir.
• Sosyal etkileşimi açıklamak amacıyla üç temel ilke önerir.
1.
Sosyal faktörün kuvveti (hocanız, amiriniz gibi)
2. Sosyal faktörün kişinin yaşamında zaman ve mekan bakımından
yakın olması (sakalını kes diyen ilk kişi ile onuncu kişi arasındaki
etki)
3. Sosyal faktörün etkilediği kişi sayısı (Öğrenciyi odada birebir
eleştirmek ve aksi durum gibi)
Sosyal etki kuramına bazı örnekler
• Uyma:
• Otoriteye İtaat:
Kutuplaşma:
Grup içindeki davranışın niteliğinin değişimi:
Grup içinde önderlik
Grubun verimliliğini etkileyen temel faktörler
• Grup üyelerinin yetenekleri
• Grubun büyüklüğü
• Grup üyelerinin birbirine bağlılığı
• Liderlik biçimi
HOŞLANMA VE SEVME
• Psikolog
Zick
RUBİN
sevgi
ve
hoşlanmanın birbirinden farklı olduğunu
söyler. Ona göre hoşlanma, bir kişiye
saygı ve sıcak duygular beslemeyi içerir.
Sevme
ise
bağlanmayı,
kişiye
vermeyi ve mahremiyeti gerektirir.
önem
ÖNYARGILAR
• Önyargıları parçalamak atomu
parçalamaktan daha güçtür.
Albert Einstein
Ön yargıların kaynakları
• Açıklamada dört temel yaklaşım vardır.
1. Çocuklukta öğretilmiştir.
2. Kişiliğin bir parçasıdır.
3. Grup üyeliğinin doğal bir sonucu olarak önyargı
4. Önyargının temeli olarak algılanan benzerlik
miktarı
SOSYAL NORMLAR
• Toplumun içinde yaşamlarını sürdürürken bireyler
belirli kurallara ve toplumsal beklentilere uymak
zorundadır. Bu kural ve beklentilere sosyal norm adı
verilir ve toplum üyeleri davranışlarını bu kurallara
ve beklentilere uydurmaya özen gösterirler.
• Sosyal normların önceden kestirilme olanağı vardır.
• Gibbs sosyal normların tanımında üç özellik
görür:
1. Belirli sosyal bir durumda davranışın ne
olması gerektiği konusunda görüş birliği
2. Davranışın ne olacağı hakkında grubun
üzerinde anlaştığı bir beklenti
3. Beklenilen
davranış
yapılmadığı
zaman
herkesin ‘ceza vericiliği’ üzerinde anlaştığı
bir tepki.
KİTLE İLETİŞİMİN ETKİLERİ
* Kitle iletişimi iletişim teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak yirminci yüzyıl içinde inanılmaz bir gelişim
gösterdi. Matbaanın gelişimi ile başlayan süreç, günümüzde bilgi iletişim teknolojilerinde ulaşılan noktada tüm
toplumsal ve ekonomik süreçleri etkilemeye devam etmektedir. Kitle iletişimi kavram olarak toplumsal bir
nitelik taşımaktadır. Kitle kavramı toplumsal bakımdan farksız, heterojen birbiriyle ilişkisi olmayan, sınıf,
cinsiyet ve ırk bakımından kesin farklardan yoksun geniş bir nüfus demektedir. (Alemdar ve Erdoğan, 1990).
UNESCO Komisyonunca hazırlanan ve kısaca Mac Bride Raporu olarak adlandırılan kapsamalı çalışmada kitle
iletişimin işlevleri 8 başlık altında tanımlanmıştır.
1. Haber ve Bilgi Sağlama İşlevi:
2. Toplumsallaştırma:
3. Güdüleme:
4. Tartışma Ortamı Hazırlama:
5. Eğitim:
6. Kültürün Gelişmesine Katkı:
7. Eğlendirme:
8. Bütünleştirme:
Kaynak: http://notoku.com/kitle-iletisimi-ve-etkileri/#ixzz3MdlFYcRu
YARDIM ETME DAVRANIŞI
• Sorumluluğun Dağılımı
• Diğerlerinin Davranışının Etkileri
• Yardıma İlk Koşan Kişilerin Özellikleri
• Türk Toplumuna Özgü Bazı Yönler
KALABALIĞIN ETKİLERİ
• Kişisel mekan
• Rahatsızlığın nedeni ile ilgili yükleme
• Denetimi elinde bulundurmak
• Yabancılar ve işbirlikçi davranış
• Bütün etkenler bir araya gelince
Download