KALP DAMAR SİSTEMİNE ETKİLİ İLAÇLAR Kalp fonksiyonel olarak sol ve sağ kalp olarak ayrılabilir. Bunların her biri bir karıncık ve bir kulakçık içermektedir. Perikardla çevrilmiş olan kalbin iç tabakası epikardiyum adını alır. Miyokard kalp kasıdır ve çizgili kasa benzer. Kalp kan pompalama görevini, ritmik kasılma ( sistol) ve gevşemelerle (diyastol) yapar. Kalp damar sistemi ( kardiyovasküler sistem) kalp, arter ve venlerden oluşur. Kalple ilgili rahatsızlıklar; kalbin kendisi ile (aritmi, kalp yetmezliği, koroner damar tıkanıklıkları= angina pektoris), dolaşım sistemi ile (arter tıkanıklıkları, venöz yetmezlikleri, hipertansiyon) yada üriner sistemle ilgili olabilir. Kalp damar sistemine etkili ilaçlar şu gruplar altında toplanabilir: 1. Kap yetmezliğinde kullanılan ilaçlar 2. Antiaritmik ilaçlar 3. Antianginal ilaçlar 4. Periferik vazodilatörler 5. Antihipertansif ilaçlar 6. Antihipotansif ilaçlar 7. Antihiperlipidemik ilaçlar 8. Kan ve hemopoietik sistem ilaçları 9. Diüretikler 10. Su-elektrolit dengesi bozukluklarında kullanılan ilaçlar 11. Asit-baz dengesi bozukluklarında kullanılan ilaçlar KALP YETMEZLİĞİNDE KULLANILAN İLAÇLAR Çok sayıda kalp ve damar hastalığının son döneminde ortak komplikasyon olarak meydana gelen bir klinik sendrom olan konjestif kalp yetmezliğinde, kalp dokularının gereksinim duydukları oksijen ve diğer maddeleri yeterli derecede taşıyacak miktarda kan pompalanamamaktadır. Kalp disfonksiyonu, egzersize karşı toleransın azalması, nefes darlığı, ventriküler aritmi görülmekte, kan akımının azalması yanında akciğer ve sistemik dolaşımda konjestiyon ( aşırı kanlanma) oluşmakta , kalp debisi düşmekte ve ventriküler miyokardında hipertrofi ( hücre hacmi büyümesi ) meydana gelmekte ve akciğer konjestiyonu ve ödem görülmektedir. Bu arada kalp yetmezliğini kompanse etmek için vücuttaki nörohormonal mekanizmalar faaliyete geçer. Sempatik sinir etkinliği artar, damarların sempatik tonusu ve adrenal medulladan kateşolamin salgılanması artar, plazmada epinefrin ve norepinefrin düzeyi yükselir, taşikardi ve periferik damarlarda vazokonstriksiyon görülür. Yetmezlik gelişirken kalp debisinin ve buna bağlı kan akımının azalması ve sempatik etkinliğin artması sonucu renin-anjiyotensin-aldosteron mekanizması da aktive edilir. Renin salgılanması, buna bağlı olarak anjiyotensin düzeyi ve böbrek üstü bezi korteksinden aldosteron salgılanması artar, hipervalemi (dolaşan kan hacminin aşırı miktarda artması) gelişir. Hipervalemi renin salgılanmasını frenler. Hipervalemiyi kompanse etmek için antidiüretik hormon salgısı artar, ancak bu defa da su ve tuz retansiyonu gelişir. Konjestif kalp yetmezliğinde kullanılan ilaçlar (pozitif inotrop etkili ilaçlar) hemodinamik (Kan basıncıyla ilgili) bozuklukları ve onların sonuçlarını düzeltirler. Bu grup ilaçlar şu alt gruplara ayrılabilirler : 1. Kalp glikozitleri 2. Vazodilatör ilaçlar ve sempatomimetikler 3. Ksantin türevleri 1 4. Diüretikler 5. ACE inhibitörleri 6. Fosfodiestereaz inhibnitörleri 1. Kalp Glikozitleri (Dijitaller) : Dijitalis (yüksük otu) türlerinden elde edilen glikozitler, kalp adalesinin kasılma gücünü arttırıp, pozitif inotrop etki göstermektedirler. Kalp debisindeki azalmayla birlikte görülen ve ventriküllerin sistolik fonksiyonunun bozulduğu kronik kalp yetmezliği tiplerinin tedavisinde kullanılırlar. Kalp glikozitleri yapısal olarak iki kısımdan oluşurlar. Birinci kısım pozitif inotrop etkiden sorumlu steroit iskeleti taşır ve genin veya agikon adını alır. Siklopentanoperhidrofenantren yapısındadır ve uzaysal konformasyonları U şeklindedir. A-B ve C-D halkaları cis, trans şeklinde bağlanmıştır. İkinci kısım ise şeker moleküllerinden oluşmuştur, aglikon kısmının A halkası 3 numaralı konumda, β-pozisyonunda bulunan hidroksil grubu üzerinde taşınan bu oligosakkaritler, moleküle farmakokinetik özelliğini kazandırır. Kalp glikozitleri aglikonlarındaki değişikliğe göre iki sınıfa ayrılırlar. 1. 2. Kardenolitler : Aglikonun 17 numaralı konumuna α, β-doymamış beş üyeli lakton halkasının β-konumunda bağlanmasıyla oluşur. Bufadienoitler : Aglikonun 17 numaralı konumuna piron halkası bağlanmıştır. 12 CH3 H CH3 H OH HO 11 H 2 H HO O C 13 H3C R' O O 1 A 9 10 5 3 4 H CH3 H B H 14 8 R' 17 D OH 16 15 7 6 O R' Kardenolit Bufadienolit 1.1 Dijitals glikozitleri Dijitoksin, digoksin ve gitoksin, digitalis türlerinden ekstraksiyonla elde edilen en önemli dijital glikozitlerdir. Aglikonları bu isimlerin sonuna genin eki getirilerek isimlendirilirler. Dijitalis glikozitleri metabolize olduklarında aglikonun 3 numaralı konumunda bulunan şeker gruplarını kaybederler. Ayrıca kardenolit yapısında aglikona sahip glikozitlerde,17 numaralı konumda bulunan α,β-doymamış beş üyeli lakton halkası doyurulmaktadır. Doğal dijitalis glikozitlerinden farmakokinetik ve biyoyararlanımın geliştirilmesi amacıyla, metil digoksin, α- ve ß-asetil digoksin gibi bazı yarı sentetik türevler hazırlanmıştır. 2 O O Digoksigenin CH3 CH3 OH CH3 O O H O O O O O R' OH OH Bileşik Digoksin+ Metildigoksin+ α – Asetildigoksin+ ß – Asetildigoksin+ OH H R O H R R’ -H -CH3 -H -COCH3 -H -H -COCH3 -H 1.2 Strofantus glikozitleri Kardenolit glikozitlerinden olup aglikonun 3 numaralı konumundaki ß-hidroksil grubundan sakkaritler bağlıdır. Aglikonu oluşturan strofantidin, g-strofantidin ve strofantidin olmak üzere iki tiptir. O HO O H HO HOH2C OH O O O H H OH H H HO OH OH OH k-strofantidin g-strofantidin 1.3 Scilla glikozitleri Bufadienolidler olarak da isimlendirilir. Scilla maritima (ada soğanı) bitkisinden elde edilirler. Kalp glikozitlerinin etki mekanizmaları Kalp glikozitleri, kalp adalesinin kasılma gücünü arttırır (pozitif inotrop etki), kalp atım frekansını düşürür (negatif kronotrop etki), uyarım yayılımını zorlaştırır (negatif dromotrop etki). Bu üç aktiviteyi şu mekanizmalar ile gösterdikleri düşünülmektedir: Miyokard membranda Na+ ve K+ hareketini düzenleyerek hücre K+ düzeyinin düşmesine neden olur. Miyokard kasılma proteinlerini (aktin ve miyozin) direkt etkiler. Hücre içi Ca+2 konsantrasyonunu bu iyonun bağlanma yerlerinden koparak ve hücre içine geçişini sağlayarak artırırlar. Kalp glikozitleri, Na+ ve K+ iyonlarının hücre içi ve dışı dağılımlarını düzenleyen taşıyıcı ATPaz enzimini (Na+,K+ ATPaz) inhibe ederler. 3 Kalp glikozitlerinin yapı-aktivite ilişkileri Kardenolit aglikonu taşıyan bileşikler, bufadienolit aglikonu taşıyan bileşiklerden daha aktiftir. Kardenolitlerdeki beş üyeli lakton halkasının açılması veya doyurulması aktiviteyi düşürür. Steroit halka sisteminin A-B halkası cis, B-C halkası trans, C-D halkası cis konformasyonda, üç numaralı konumdaki hidroksil grubu ise mutlaka ß-konumunda olmalıdır. Farmakokinetik özellikleri kıyaslandığında, yarı sentetik türevlerin absorpsiyon ve eliminasyon hızları yağ/su partisyonlarına bağlı olarak daha iyi optimize edilmiştir. Kalp glikozitlerinin terapötik ve toksik dozları arasındaki oran çok küçüktür. Bu bileşiklerin yan etkileri ilacın terapötik etkilerinin şiddetlenmesi ile ortaya çıkar. Dijital zehirlenmesinin en önemli kardiyak belirtisi taşiaritmidir. Ölüm nedeni genellikle ventriküler taşikardi veya ventriküler fibrilasyondur. Kalp glikozitlerinin diğer bazı yan etkileri; konfüzyon, deliryum, halusinasyon, baş ağrısı, baş dönmesi, uyuşukluk, yorgunluk hissidir. Kalp glikozitleri ile meydana gelen tehlikeli aritmilerin tedavisi için öncelikle ilaç kesilir, takiben serum potasyum düzeyi ölçülerek uygun dozda KCl verilir. Antiaritmik olarak intravenöz lidokoin veya fenitoin uygulanır. Kalp glikozitleri, hipokalemiye neden olan tiyazit grubu, furosemit ve etakrinik asit gibi diüretikler veya glükokortikoitlerle etkileşerek dijital zehirlenmesine neden olurlar. 2. Vazodilatör ilaçlar ve sempatomimetikler : Konjestif kalp yetmezliğinin bazı türlerinde vazodilatörler tek başlarına veya sıklıkla diüretiklerle kombine olarak ve dijitale gerek kalmadan kullanılabilirler. Ayrıca akut konjestif kalp yetmezliği tedavisinde kullanılan betamimetik tipteki sempatomimetik ilaçlar vazodilatör etkilerinin yanı sıra, miyokard kasılma gücünü artırarak pozitif inotrop etki de gösterirler ve düşük olan kalp debisini artırırlar. Dobutamin+ : N-[3-(4-Hidroksifenil)-1-metilpropil]-2-(3,4-dihidroksifenil) etilamin CH3 N H HO OH OH Dobutamin karaciğerde ilk geçiş etkisine uğraması nedeniyle sadece intravenöz yolla kullanılır. Dobutamin hariç diğer tüm vazodilatör ilaçlardan, antihipertansif, antianginal, sempatomimetik ve α- bloker ilaçların anlatıldığı konulardan da bahsedilecektir. 3. Ksantin türevleri : Kalp glikozitleri ile yapılan kalp yetmezliği tedavisinde, ksantin türevi bileşikler tedaviyi desteklemek amacıyla kullanılırlar. Ksantin türevi ilaçlar ( teofilin ve türevleri) kalp üzerine pozitif inotrop etki ile kalp kasılma gücünü arttırmaya yardım eder, orta ve yüksek dozlarda kalp atış hızını arttırır ve koroner arterleri dilate ederler, diüretik etkileri de vardır. 4 O H3C R N N O N N CH3 Bileşik R Teofilin+ 1,3-Dimetilksantin Etofilin+ 7-(2-Hidroksietil) teofilin Proksifilkin+ 7-(2-Hidroksipropil) teofilin -H -CH2CH2OH -CH2CHOHCH3 Teofilin+ Sentezi : O O CH3NH NHCH3 + C2H5OCOCH2CN H3C NaOEt O Zn/CH3COOH O N HCOOH N N CH3 O NH2 H3C O CH3 NH2 O NO N N NH2 CH3 H N N NaOH NH2 HNO2 N O H3C O H3C N N CH3 4.Diüretikler : Diüretik ilaçlar, nefronların belli segmentlerinde reabsorbsiyonu inhibe ederek böbreklerde su ve tuz kaybını arttıran ilaçlardır. Konjestif kalp yetmezliğinde meydana gelen ödemi önlemek için kullanılırlar. Bu konu daha sonra ayrıntılı olarak incelenecektir. 5. Anjiyotensin dönüştürücü enzim (ACE) inhibitörleri : Kaptopril, enalapril, lizinopril ve perindopril gibi ACE inhibitörleri oral olarak dijital ve diüretiklere yardımcı olmak amacıyla konjestif kalp yetmezliği tedavisinde kullanılırlar. Kronik konjestif kalp yetmezliği sırasında gelişen renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi hiperaktivitesini anjiyotensin II oluşumunu azaltarak düzeltirler. Kalp debisi üzerine etkileri orta derecedir, egzersize toleransı arttırırlar, solunumu düzeltirler. 6. Fosfodiesteraz inhibitörü kardiyotonik ilaçlar : Kalbin pompa performansını, dijitaller gibi miyokard oksijen tüketimini fazla arttırmaksızın düzeltebilirler. Değişik kardiyak rahatsızlığı olan hastalarda, diğer ilaçlara cevap alınamayan durumlarda kısa süreli tedavi için kullanılırlar. 5 Amrinon+ : 5-Amino-3-(3,4’-bipiridin)-6(1H)-on H N N O H2N Milrinon+ : 2-Metil-5-siyano-3-(3,4’-bipiridin)-6(1H)-on CH3 H N N O NC Müstahzarlar Digoksin : Digoksine Nativella (Adilna), Digoksin-Sandoz (Novartis) Dobutamin : Debutrex (Lilly), Dobutamin (Abbott), Dobutamin HCl (Filiz Ecza Deposu) 6 ANTİARİTMİK İLAÇLAR Ritmik kasılmalar yapan kalbin, değişik hastalıklara veya bazı ilaçların kullanımına bağlı olarak uyarı sisteminin yada uyarı-iletim sisteminin bozulması sonucunda düzensiz çalışmasına aritmi, düzensiz kalp ritmini düzelten ve düzenleyen ilaçlara antiaritmik ilaçlar denir. Antiaritmik ilaçlar etkilerini hücre membranlarından geçen iyon akışını direkt veya indirekt olarak düzenleyerek gösterirler. Kalbin fonksiyonunun düzenli görülebilmesi için iki önemli özelliğe sahip olması gerekir ki bunlar otomatisitesi ve ritmik çalışmasıdır. Aritmiler otomatisitesinin, impuls üretiminin yada iletiminin bozulması ile ortaya çıkar. Ritim bozukluklarını düzelten antiaritmik ilaçlar genel olarak iki başlık altında incelenir. 1. Taşiaritmi tedavisinde kullanılan ilaçlar 2. Bradiaritmi tedavisinde kullanılan ilaçlar 1. Taşiaritmi tedavisinde kullanılan ilaçlar : 1.1 Yapı spesifik ilaçlar : Reseptörle kompleks yaparak etki gösterirler. ß- blokörler bu gruba örnek olarak verilebilir. 1.2 Yapı non-spesifik ilaçlar : Etkilerini miyokard hücre membranının belli bölgelerinde toplanarak gösterirler. Membran yüzey basıncında artışa neden olarak normal membran komponentlerinin normal biyolojik fonksiyonlarını yapmasını engeller. Yapı spesifik olmayan antiaritmik bileşikler lipofiilik özellik taşıyan aromatik bir halka, iyonize olmuş amino grubu ve aromatik halka ile iyonize amino grubunu bağlayan alkil ara zincirden oluşmaktadır. Lipofilik aromatik grup, fosfolipidlerin alkil zincirleri ile etkileşirler. Ara alkil zinciri hidrojen bağı yapabilecek sübstitüentler taşırken, amino grubu fizyolojik pH ‘da iyonize olabilecek karakterdedir ve anyonik gruplarla etkileşir. R Y Ar X ( CH2 )n + H N R Lipofilik aromatik halka Alkil ara zincir iyonize amino grubu Taşiaritmik ilaçlar kardiyak etki potansiyellerine göre; membran stabilize edici ilaçlar (sodyum kanal blokörleri), ß-adrenerjik blokörler, aksiyon potansiyelini uzatan ilaçlar ve seçici kalsiyum kanal blokörleri ve diğer antiaritmik bileşikler olmak üzere beş grup altında incelenirler: 1. Sodyum kanal blokörleri Bu grup ilaçlar membran stabilize edici antiaritmikler veya antifibrilanlar olarak isimlendirilirler. Üç alt gruba ayrılabilirler: 7 1.1. Kinidin benzeri etkili bileşikler Kinidinden başka, ajmalin, prajmallin, ve lorajmalin gibi bazı Rauwolfia (indol) alkaloitleri, prokainamit ve dizopramit bu gruba girmektedir. Kinidinin yüksek dozlardaki direkt etkisi zayıf antikolinerjik etkisini baskılar ve bradikardi ortaya çıkarken, düşük dozlarda bunun aksi olur ve taşikardi ortaya çıkar. Kinidin, yan etkileri oldukça fazla olan bir ilaçtır. Yüksek dozlarda çinkonizm, özellikle intravenöz kullanıldığında astmatik reaksiyon, hipotansiyon ve dolaşım kollapsı yapabilir. H Kinidin N CH2 H HO H CH3O N 1.2. Özellikle ventriküler taşiaritmilerin tedavisinde kullanılan, kinidin ve benzeri bileşiklere zıt olarak aksiyon potansiyeli süresini çok az etkileyen ilaçlar Lidokain+: 2-(Dietilamino)-N-(2,6-dimetilfenil) asetamit CH3 C2H5 NHCOCH2N C2H5 CH3 Sentezi : CH3 NH2 CH3 ClCOCH2Cl HN NHCOCH2Cl C2H5 C2H5 CH3 CH3 CH3 CH3 NHCOCHNH2 CH3 Sentezi : NH2 CH3 CH3 + CH3 NHCOCHNH2 ClCOCHNH2 CH3 CH3 8 C2H5 NHCOCH2N CH3 Tokainit+ : 2-Amino-N-(2,6-dimetilfenil) propiyonamit CH3 CH3 C2H5 Meksiletin+ : 2-[(2,6-Dimetilfenoksi)metil] etilamin CH3 NH2 OCH2CHCH3 CH3 Sentezi : CH3 ONa CH3 ClCH2COCH3 CH3 H2N-OH OCH2COCH3 OCH2C-CH3 CH3 H2/Raney Ni CH3 Aprindin+ : N-[3-(Dietilamino)propil]-N-fenil-2-indanamin N CH2CH2CH2N C2H5 C2H5 Sentezi : O ClCH2CH2CH2 N + NaBH4 H2N N N H C2 H5 C2 H5 N NaNH2 CH2CH2CH2N C2H5 C2H5 1.3. Ventriküler prematür atışlara ve taşikardilere karşı kullanılan ilaçlar: Flekainit+ : N-(2-piperidilmetil)-2,5-bis (2,2,2-trifluoroetoksi) benzamit CF3CH2O CONHCH2 H N OCH2CF3 Sentezi : CF3CH2O H2NCH2 COOC2H5 CF3CH2O H N + CONHCH2 OCH2CF3 OCH2CF3 9 NH2 OCH2CHCH3 CH3 CH3 CH3 N-OH H N Lorkainit+ : 1-İzopropil-4-[N-(4-klorofenil)-N-fenilasetil] aminopiperidin H3C H3C Cl CH-N N COCH2 Sentezi : H3C H3C CH-N + O H2 / Raney Ni H3C H3C H3C Cl H2N H3C CH-N CH2COCl CH-N Cl N H Cl N H3C H3C Cl CH-N N COCH2 Enkainit+ : 4-Metoksi-N-[2-[2-(1-metil-2-piperidinil)etil]fenil] benzamit COHN CH3O CH2CH2 N H3C Sentezi : CH3O COCl + H2N COHN CH3O CH2CH2 CH2CH2 N N H3C H3C Propafenon+: 2-[2-Hidroksi-3-(propilamino)propoksi]-3-fenilpropiyofenon OH OCH2CHCH2NHCH2CH2CH3 COCH2CH2 Sentezi : O OH + OH CH2CH2COCl ClCH2 COCH2CH2 O OCH2 OH H2NCH2CH2CH3 OCH2CHCH2NHCH2CH2CH3 COCH2CH2 COCH2CH2 10 Morasizin+ : 10-(3-Morfolinopropiyonil)fenotiyazin-2-karbamik asit etil esteri S NHCOOC2H5 N COCH2CH2 N O Sentezi : S S S ClCOCH2CH2Cl N HN NHCOOC2H5 NHCOOC2H5 N H O N NHCOOC2H5 COCH2CH2 N COCH2CH2Cl O 2. ß-Adrenerjik reseptör blokörleri Bu grupta en çok kullanılan ilaçlar propranolol ve asebutoldür. Antiaritmik etkilerini iki mekanizma ile gösterirler: a) Kardiyak ß-adrenoreseptörleri bloke ederek kateşolaminlere miyokardiyal cevabın inhibisyonu. b) Terapötik dozların üzerinde kullanıldığı durumlarda membran stabilize edici etkileri. İlk etkileri otomatisitenin baskılanması, kalp atış hızı ve miyokardiyal kontraksiyonun azalması ve atriyoventriküler iletim uzamasına neden olur. Propranolol+ : 1-İzopropilamino-3-(1-naftiloksi)-2-propanol CH3 OCH2CHCH2NHCHCH3 OH Sentezi : OH CH3 OCH2CHCH2NHCHCH3 OCH2CHCH2Cl OH ClCH2 H3C O H3C CHNH2 OH Asebutolol+ : N-[3-Asetil-4-[2-hidroksi-3-[(1-metiletil)amino]propoksi]-fenil] butanamit COCH3 CH3 OCH2CHCH2NHCH CH3 OH CH3CH2CH2CONH 3. Aksiyon potansiyelini uzatan ilaçlar Bu grupta amiodaron, bretilyum ve stalol bulunmaktadır. Bu bileşikler potasyum kanallarının inhibisyonuna ve repolarizasyonunun yavaşlamasına neden olurlar. Diğer antiaritmiklere cevap vermeyen ventriküler taşikardi ve ventrikül fibrilasyonunun tedavisi için kullanılırlar. 11 Amiadaron+ : 2-Butil-3-benzofuranil–[4-[2-(dietilamino)etoksi]-3,5-diiyodofenil] metanon O CH2CH2CH2CH3 I C2H5 C2H5 OCH2CH2N O I Amiadaron benzofuran yapısında, antiadrenerjik etkileri yanı sıra antianjinal ve antiaritmik etkileri de gösteren bir bileşiktir. Fotosensitivite, hipo ve hipertiroidzm yan etkilerinden bazılarıdır. Sentezi : OH ClCH2COC 3H7 O COCH2CH2CH3 O H2N-NH2 . H2O / Raney-Ni CH2CH2CH2CH3 CHO O N O CH2CH2CH2CH3 OH CH2CH2CH2CH3 OH O O NaOH I O .HCl O CH3 O I2 / KI O CH2CH2CH2CH3 COCl / SnCl4 CH3O CH2CH2CH2CH3 I ClCH2CH2N(C 2H5)2 OCH2CH2N O I C 2H5 C 2H5 I Sotalol+ : 4-[1-Hidroksi-2-(izopropilamino)etil] metansülfonanilit CHCH2NHCH CH3SO2NH OH CH3 CH3 Sentezi : CH3SO2Cl H2N H3C H3C BrCH2COBr CH3SO2NH CHNH2 CH3SO2NH COCH2NHCH CH3 COCH2Br CH3SO2NH AlCl3 NaBH4 CH3 CH3SO2NH CHCH2NHCH OH Bretilyum tosilat+ : N-Etil-N-(2-bromobenzil)-N,N’-dimetilamonyum p-toluensülfonat + CH2 Br CH3 N C 2H5 H3C CH3 12 SO3 CH3 CH3 Sentezi : CH2 N CH3 + CH3 H3C SO3C2H5 Bretilyum tosilat Br Kuaterner amonyum türevi adrenerjik nöron blokörü bir bileşiktir. Hipotansif etkisine zamanla tolerans gelişmesi nedeniyle antihipertansif kullanımı terkedilmiştir. 4. Kalsiyum antagonistleri Ca+ iyonunun hücre içine girişini inhibe ederler.Antriyoventriküler düğümde iletim hızı yavaşlar.Bu grup ilaçlar membran stabilize edici etkide göstermektedirler.Bu grubun prototipi verapamildir.Bu grup ilaçlar antihipertansif bileşikler incelenirken tekrar ele alınacaktır. Verapamil+ : -[3-[[2-(3,4-Dimetoksifenil)etil]metilamino]propil]--izopropil-3,4-dimetoksi fenasetonitril CH3O O CH3 CH3 CN CCH2CH2CH2NCH2CH2 CH3O O CH3 CH H3C CH3 Diltiazem+ : 3-(Asetiloksi)-5-[2-(dimetilamino)etil]-2,3-dihidro-2-(4-metoksifenil)1,5benzotiyazepin-4(5H)-on OCH3 H S H O-COCH3 O CH3 CH2CH2N CH3 N Bepridil+ : -[(2-Metilpropiloksi)metil]-N-fenil-N-benzil-1-pirolidinetanamin H3C H3C CHCH2O-CH2CHCH2-N-CH2 N 13 5. Diğer taşiaritmik bileşikler Kalp glikozitleri : Supraventriküler taşikardilerde kullanılırlar. Ör.Digoksin,dijitoksin Magnezyum : Dijitale bağlı aritmisi olan hastalarda hipomagnezi durumunda kullanılır. Otonomik ilaçlar : Fenilefrin ve metoksamin gibi sempatomimetik etkili vazokonstrüktör ilaçlar yavaş intravenöz injeksiyonla supraventriküler taşiaritmilerin tedavisinde kullanılırlar. Bu bileşikler kan basıncını arttırırlar. 2. Bradiaritmi tedavisinde kullanılan ilaçlar : Atropin+ : -(Hidroksimetil)benzen asetik asit 8-metil-8-aza-bisiklo[3.2.1]okt-3-il ester H3C CH2OH N COCH O Solanaceae familyasına ait bazı bitkilerden ekstraksiyon yoluyla elde edilir. Parasempatolitik bir ilaçtır. Atriyoventriküler iletim hızının artmasına neden olur. İzoproterenol+ ve betamimetik etkili diğer ilaçlar Kalpte -adrenerjik reseptörleri uyararak taşikardi oluştururlar. Atriyoventriküler iletimi hızlandırırlar ve kalp debisini arttırırlar. 1 R 2 R4 CHCHNH R 5 OH R R3 Bileşik R1 Efedrin+ 1-Fenil-2-metilaminopropanol -H -H -H -CH3 -CH3 İzoproterenol+ 1-(3,4-Dihidroksifenil)-2-izopropilaminoetanol -OH -OH -H -H -CH(CH3)2 Metaproterenol+ 1-(3,5-Dihidroksifenil)-2-izopropilaminoetanol -OH -H -OH -H -CH(CH3)2 Terbutalin+ 1-(3,4-Dihidroksifenil)-2-tertbutilaminoetanol -OH -H -OH -H -C(CH3) 3 14 R2 R3 R4 R5 Müstahzarlar Amiodaron : Cordarone (Sanofi-Synthelabo) Asebutolol : Prent (Bayer) Atenolol : Nortan (Sanofi-Synthelabo), Tensinor (A. İbrahim), Apo-atenol (Biocer) Digoksin: Digoxin-Sandoz (Novartis), Digoksine Nativella (Adilna) Diltiazem: Altizem-SR (Nobel), Dilkor-SR (Ulkar), Dilticard (İlsan-İltaş), Diltizem (Mustafa Nevzat), Kadril-SR (Atabay) Dizopiramit: Norpace (Ali Raif) Efedrin: Efedrin (Haver), Efedrin Arsan (Bilim/Hüsnü Arsan), Ephedrin (Santa Farma) İzoproteronol: Asteral (Günsa) Kinidin: Longacor (Adilna) Lidokain: Aritmal (Tems) Meksiletin: Mexitil (Eczacıbaşı) Propafenon: Rytmonorm (Abbott) Propranolol: Dideral (Sanofi-Doğu) Sotalol: Darob (Abbott), Talozin (Adeka) Terbutalin: Bricanyl (Eczacıbaşı), Verapamil: Fibrocard L. P.(Galepharma), İsoptin (Abbott), Ormil (Atabay), Veroptin (Koz İlaç) 15 ANTİANGİNAL İLAÇLAR Angina pektoris, göğüste başlayıp sol omuz ve sol kola yayılan ani ve şiddetli bir ağrı gösteren bir kalp hastalığıdır. Kalpteki oksijen sunum ve istemi arasındaki dengesizlik sonucu ortaya çıkar. Koroner dolaşım, kalp fonksiyonlarını devam ettirmek için kalp dokularına kan sağlamaktadır. Anginal ataklar, kalp dokusuna yeterince kan gelmemesi sonucu ortaya çıkar. Angina pektoris, atak esnasında ortaya çıkan elektrofizyolojik değişikliklere göre iki tiptir : Klasik angina : Efor anginası da denir. Geçici miyokard iskemisinden kaynaklanabilir. Egzersiz veya heyecan sonucu ortaya çıkabilir. Varyant angina : Koroner arter spazmına bağlı olarak miyokardiyal oksijendeki azalmalar sonucu ortaya çıkar.İstirahat halinde görülür. Stabl olmayan angina olarak da adlandırılır. Anginal hastalıklardaki başlıca risk faktörleri ; sigara, aşırı kilo, hipertansiyon, hiperlipidemi, diyabet, solunum sistemi rahatsızlıkları ve psişik bozuklukluklar olabilir. Antianginal ilaçlar, angina pektoris proflaksisinde ve tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar, periferik damar direncini düşürmeleri sonucu kalbin yaptığı işi azaltarak kalbin oksijen gereksinimini azaltır, miyokardiyal oksijeni arttırırlar. İdeal bir antianginal ilaç; Kalbin kasılmasını azaltarak miyokardın oksijen tüketimini azaltmalı Oksijen sunumunu arttırmalı Koroner spazmı önlemelidir. Koroner kalp hastalıklarında kullanılan ilaçlar başlıca dört grupta incelenmektedir. 1. 2. 3. 4. Nitrat ve nitritler Kalsiyum kanal blokörleri (kalsiyum antagonistleri) ß-Adrenerjik reseptör blokörleri Diğer ilaçlar 1. Nitrat ve nitritler : Polialkollerin nitrik asit veya nitröz asit esterleridir. Bu ilaçlar damar düz kasında direkt etkiyle gevşeme sağlarlar. Venöz dönüşü azaltarak sol ventrikülün yükünü azaltırlar. Genellikle sublingual uygulanırlar. Bileşik Formül İzoamil nitrit+ İzopentil nitrit (CH3)2CHCH2CH2NO2 Nitrogliserin+ 1,2,3-Propantriol trinitrat Eritritol tetranitrat+ 1,2,3,4-Butantetrol tetranitrat 16 CH2 CH CH ONO2 ONO2 ONO2 CH2 CH CH CH2 ONO2 ONO2 ONO2 ONO2 Trolnitrat+ Trietanolamin trinitrat N(CH2CH2ONO2)3 Pentaeritritol tetranitrat+ 2,2-Bis[(nitrooksi)metil]-1,3-propandiol dinitrat C(CH2ONO2)4 İzosorbit dinitrat+ 1,4:3,6 – Dianhidrosorbitol 2,5-dinitrat O O2NO İzosorbit-5-mononitrat+ 1,4:3,6 – Dianhidrosorbitol 2-nitrat ONO2 O O HO ONO2 O 2. Kalsiyum kanal blokörleri (kalsiyum antagonistleri) : Kalsiyum modülatörü, sitoplazma membranındaki özel bağlanma yerlerine veya reseptörlerine bağlanarak Ca++ giriş ve çıkışını değiştirirler. Kasın kasılması için hücre uyarıldığında, hücre içi Ca++ konsantrasyonu 10-5 M’a yükselir. Ca++ iyon transportu için kontraktil protein sistemin (miyozin, aktin, troponin, tropomiyozin gibi) aktivasyonu gereklidir. Bunun için gereken enerji ATP’den sağlanır. ATP hidrolizi için ise aşırı oksijen kullanılmaktadır. Bu nedenle kalp damarlarındaki aşırı kasılma ile Ca++ taşanması ve dolayısıyla oksijen kullanımı arasında bir ilişki vardır. Kalsiyum antagonistleri bir taraftan kalp kasılmasını azaltarak aritmiyi düzeltirken, diğer taraftan ATP ve oksijen tüketimini azaltarak ve kroner damar spazmlarını gidererek iskemik kalp hastalıklarında yarar sağlar. Bu bileşikler ayrıca, damar düz kasını da (özellikle koroner, beyin ve böbrek damarlarında) beslenmeyi dolaylı olarak arttırır, skleroz riskini azaltır ve hipotansif olarak rol oynarlar. Kalsiyum kanal blokörleri başlıca üç grupta incelenebilirler: 1,4-Dihidropiridin türevleri Verapamil+ analogları Difenilalkil aminler 1,4-Dihidropiridin türevleri R 4 3 COOR ROOC H3C 1 N H Bileşik 2 R R1 R2 R3 -CH3 -CH3 R4 Nifedipin+ 2,6-Dimetil-3,5-dikarbmetoksi-4-(2nitrofenil)-1,4-dihidropiridin -CH3 17 NO2 İsrapidin+ 2,6-Dimetil-3-izopropoksi-karbonil-5karbmetoksi-4-(2,1,3-benzoksadiazol-4-il)1,4-dihidropridin N -CH(CH3)2 -CH3 -CH3 O N Amlopidin+ 2-[(2-aminoetoksi)metil]-3-karbetoksi-4(2-klorofenil)-5-karbmetoksi-6-metil-1,4dihidropiridin -CH2OCH2CH2NH2 -C2H5 -CH3 Cl -CH3 -C2H5 -CH3 Cl -CH3 -(CH2)2OCH3 -CH(CH3)2 -CH3 -CH3 -CH2CH(CH3)2 -CH3 -C2H5 -C2H5 -CN -CH3 -CH(CH3)2 Felodipin+ 2,6-Dimetil-3-karbmetoksi-4-(2,3diklorofenil)-5-karbetoksi-1,4dihidropiridin Nimodipin+ 2,6-Dimetil-3-(2-metoksietoksikarbonil)-4(3-nitrofenil)-5-(izopropoksikarbonil)-1,4dihidropiridin Cl NO2 Nisoldipin+ 2,6-Dimetil-3-karbmetoksi-4-(2-nitrofenil)5-(karbizobutoksi)-1,4-dihidropiridin Nitrendipidin+ 2,6-Dimetil-3-karbmetoksi-4-(3-nitrofenil)5-karbetoksi-1,4-dihidropiridin Nilvadipin+ 2-Siyano-3-izopropiloksikarbonil-4-(3nitrofenil)-5-karbmetoksi-6-metil-1,4dihidropridin Yapı-aktivite ilişkileri : 1,4-Dihidropridin türevleri üzerinde yapılan çeşitli çalışmalarda biyoyararlanımı arttırma, etki süresini değiştirme ve yan etkilerini en aza indirmeye yönelik yapısal değişiklikler yapılmıştır. Bu grup bileşikler için ortaya konan yapı aktivite ilişkileri şöyle sıralanabilir. Optimum aktivite için 1,4-dihidropridin halkasının gerekli olduğu saptanmıştır. Etki için halkanın korunması gerekliliği vurgulanmaktadır. Halkanın oksidasyon veya redüksiyonu aktiviteyi düşürmektedir. Nifedipin temel yapısı üzerinde yapılan en önemli değişiklikler, 3 ve 5 nolu konumlarda bulunan ester fonksiyonu üzerinde olmuştur. 3. ve 5. konumlardaki ester sübstitüentleri 1,4-dihidropiridin aktivite ve seçiciliklerini büyük ölçüde etkiler. 3. ve 5. konumlarında farklı ester sübstitüentleri bulunan bileşiklerin, aynı sübstitüentleri taşıyanlara oranla daha kuvvetli vazodilatör etkiye sahip oldukları gösterilmiştir. 18 NO2 NO2 NO2 Ester fonksiyonunun açil, amit, sülfonil, nitril gibi çeşitli karbonil fonksiyonlarıyla yer değiştirmesi kalsiyum modülasyonuna neden olan ilaçların ortaya çıkmasına yol açmıştır. 2. ve 6. konumlarda küçük alkil gruplarının bulunması optimum aktiviteye neden olmaktadır. 2,6-Dimetil sübstitüsyonu aktivite için en uygundur. Bununla beraber, alkil grubunun yerine amino, siyano veya formil grubunun getirildiği bileşiklerde de aktivite görülmektedir. 4. Konumda sübstitüe bir aril veya heteroaril yapısı taşıyan bileşikler idealdir. Bunlarda farklı sübstitüentlerin aktivite üzerine etkisi incelenmiştir. En aktif olanlar.osübstitüe fenil türevleridir. Sterik faktörlerinde aktivite üzerine oldukça etkili olduğu bildirilmiştir. Fenil halkasının o- ve /veya m- konumlarından disübstitüsyonu aktivite açısından uygundur. İlacın biyoyararlanımını geliştirmek için 1,4-dihidropiridin yapsına 1 nolu konumdaki azot atomu üzerinde durulmuş ve bu konumun sübstitüent içermemesi gerektiği vurgulanmıştır. Verapimil analogları Bu gruptaki iki bileşik verapamil ve galopamil, rasemat şekilde hazırlanır. Düz kas hücrelerinde ve kalp iletim sistemi hücrelerinde Ca++ ’un hücre içine girişini engellerler. Sonuçta vasküler düz kas tonusu ve periferik damar direncini azaltırlar. Supraventriküler aritminin yanı sıra tansiyon tedavisinde de kullanılışları vardır. R CH3O O-CH3 CN CH3 CH2CH2N(CH2)3C CH3O O-CH3 (CH3)2CH : Verapamil+ : -[3-[[2-(3,4-Dimetoksifenil)etil]metilamino]propil]--izopropil3,4-dimetoksi fenasetonitril R = -H R = -OCH3 : Galopamil+: -[3-[[2-(3,4-Dimetoksifenil)etil]metilamino]propil]--izopropil2,3,4-trimetoksi fenasetonitril Sentezleri : CH3O CH3O R CH2CN CH3O + (CH3)2CHCl NaNH2 R CH-CH(CH3)2 CH3O (A) CN CH3O ClCH2CH2CH2Br (A) + (B) + CH3O CH2CH2NHCH3 CH3O NaNH2 CH3O CH3O Kondensasyon R CH3 CN CH2CH2N(CH2)3C (CH3)2CH 19 CH3 CH2CH2N(CH2)3Cl CH3O O-CH3 O-CH3 (B) Difenilalkilaminler Kalsiyum antagonist aktivite gösteren bu bileşikler, amin yapısı içerirler. İskemik kalp hastalıklarında ikinci tercih edilen ilaç grubunu oluştururlar. Koroner sklerozlu hastalardaki etkileri şüphelidir. CHCH2CH2NHCHCH3 R R= -C6H5 : Fendilin+ : N-(1-Feniletil)-3,3-difenilpropilamin R= -CH2C6H5 : Prenilamin+ : N-(1-Benziletil)-3,3-difenilpropilamin Lidoflazin+ : 1-[4,4-Di-(4-fluorofenil)butil]-4-[(2,6-dimetilanilinokarbonil)metil] piperazin H3C F CH(CH2)3 N CH2CONH N F H3C Sentezi : H3C CH3 NH2 ClCH2COCl ClCH2CONH H3C CH3 (A) F F CH(CH2)3Cl + HN CH(CH2)3 N NH NH F F (B) H3C F (A) + (B) CH(CH2)3 N N CH2CONH F H3C 20 , 3. ß- Adrenerjik reseptör blokörleri : Antianginal olarak kullanılan propranol ve benzeri ß-adrenerjik reseptör blokörlerine ‘‘Adrenerjik ilaçlar’’ konusunda değinilmiştir. 4. Diğer ilaçlar : Bu grup bileşikler yapısal yönden birbirine benzemeyen fakat kalp damarları üzerine genişletici etkisi olan bileşiklerdir. Genelde reseptörlerinde, adenozin konsantrasyonu üzerine etki gösterirler veya karbokromen gibi yağ asidi yıkımını önleyerek glukoz düzeyini yükseltirler. Bunlar hidrofil ve hidrofob merkez arasındaki belli uzaklığı koruyarak katyon oluştururlar. Bu katyon memmbranın temel yapısına afinite gösterir. Non spesifik koroner dilatör bileşikler, adenozin potansiyelize edici olmalarının yanı sıra, yüksek dozlarda trombosit agregasyon inhibitörü olarak da etki gösterirler ve skleroz riskini azaltırlar. Dipiridamol+: 2,6-Bis[dietanolamino]-4,8-dipiperidinopirimido[5,4-d] pirimidin N (HOCH2CH2)2N N(CH2CH2OH)2 N N N N N Sentezi : OH CH3COCH2COOC2H5 H2NCONH2 HO OH HNO3 N N HO HO OH N N N N H2/Pd COOH NH2 N HO N Cl OH H2NCONH2 NO2 N CH3 OH PCl5 N Cl Cl N N 2. HN(CH2CH2OH)2 N N 1. HN Cl OH Karbokromen+ : 3-(2-Dietilaminoetil)-4-metil-7-(karbetoksi-metoksi) kumarin CH3 CH2CH2N(C2H5)2 C2H5OOCCH2O O 21 O Dipiridamol COOH Dilazep+ : 1,4-Bis[3-(3,4,5-trimetoksibenzoiloksi)propil]perhidro-1,4-diazepin O-CH3 CH3-O COO(CH2)3 N CH3-O N (CH2)3OOC O-CH3 CH3-O O-CH3 Hekzobendin+ : N,N’-Dimetil-N,N’-bis[3-(3,4,5-trimetoksibenzoiloksi)propil]etilendiamin CH3-O CH3 O-CH3 CH3 COO(CH2)3NCH2CH2N (CH2)3OOC CH3-O CH3-O O-CH3 O-CH3 Hekzobendini HCl tuzu şeklinde kullanılır. Ptatelet agregasyonu üzerinde de etkilidir. Sentezi : CH3 CH2=CHCOOCH3 + CH3NHCH2CH2NHCH3 CH3 H3COOCCH2NCH2CH2NCH2CH2COOCH3 CH3O CH3O LiAlH4 CH3 CH3 COCl CH3O HO(CH2)3NCH2CH2N(CH2)3OH Hekzobendin Diltiazem+ : (+)-Cis-5-[2-(Dimetilamino)etil]-2,3-dihidro-2-(4-metoksifenil)-3-asetoksi-4okso-1,5-benzotiyazepin O-CH3 S OCOCH3 N CH2 O CH2N(CH3)2 Diltiazem L kanalları aracılığıyla düz kas hücrelerine transmemebran kalsiyum girişini doza bağlı olarak inhibe eden kalsiyum kanal blokörü bir ilaçtır. İskemik kalp hastalıklarının tedavisinde HCl tuzu şeklinde kullanlır. Periferik arterleri genişletir. Antiaritmik özelliği de bilinmektedir. Oksijen tüketimini ve kalbin yükünü azaltır. 22 Sentezi : O-CH3 O CH3O COOEt O-CH3 S OH N H SH S CH-CH-COOEt OH NO2 NO2 + NaH / ClCH2CH2N(CH3)2 CH3COCl FeSO4 Diltiazem O Müstahzarlar Amlodipin : Amlodis (Eczacıbaşı), Biocard (Fako), Monovas (Mustafa Nevzat), Nipidol (Biofarma), Norvadin (Abdi İbrahim), Norvasc (Pfizer), Vazkor (Deva) Diltiazem : Altizem (Nobel), Diltizem (Mustafa Nevzat), Kadril (Atabay), Kardizem (Deva), Dipiridamol : Drisentin (Sanovel), Kardisentin (Biokem), Rombosit (Fako) Felodipin : Plendil (Eczacıbaşı) Galopamil : Procorum (Knoll) Nitrogliserin : Deponit (Adeka), Nitril (Nobel), Nitrodisc (Ali Raif) İsradipin : DynaCirc (Bayer) İzosorbit dinitrat : İsoket (Adeka), İsomack (Abdi İbrahim), İsordil (Fako), Nitofix (Nobel), Sorbid (İbrahim Ethem) İzosorbit mononitrat : Elentan (Adeka), Monodur (Eczacıbaşı) Nifedipin : Adalat (Bayer), Kardilat (Fako), Nilvadipin : Nilvadis (Eczacıbaşı) Nimodipin : Nimotop (Bayer) Nisoldipin : Syscor (Zeneca) Nitrendipin : Baypress (Bayer), Nitrensin (Biofarma), Kardipin (Atabay) Verapamil : İsopamil (İbrahim Ethem), Ormil (Atabay), Veroptin (Biokem) 23 PERİFERİK VAZODİLATÖRLER Periferik bozukluklar, skleroz plaklar veya spazm nedeniyle tıkanmasına bağlıdır. Periferik vazodilatörler, beyin ve periferdeki damarları genişleten ilaçlardır. Etkilerini damar düz kas tonusunu azaltarak veya periferik ve serabral kan akımını arttırarak gösterirler. Hipertansiyona neden olmaları sebebiyle angina pektoris ve koroner trombozda kullanımları kontrendikedir. İdeal bir periferik vazodilatör ilaç ; 1. 2. 3. 4. 5. 6. Sağlam damarlar üzerine etki etmemeli Kalp debisini azaltmamalı Kan basıncını düşürmemeli İskemik dokuda oksijen tüketimini azaltmalı Oral yoldan etkili olmalıdır. Periferik vazodilatörler etki mekanizmalarına göre şöyle sınıflandırılabilirler. Direkt etkili vazodilatörler ß-Adrenerjik reseptör antagonistleri Kalsiyum antagonistleri Adrenerjik nöron blokörleri α-Adrenerjik reseptör blokörleri Değişik yapılardaki ilaçlar Piperazin türevleri Prostaglandin türevleri Ergot türevleri Ksantin türevleri Diğer ilaçlar 1. Direkt etkili vazodilatörler : Bu grup ilaçlar, damar düz kasının yanı sıra diğer düz kasları da gevşetirler ve antiantispazmodik etkilidirler. Muskülotrop vazodilatörler olarak ta anılırlar. Bu grup ilaçlardan Eritril nikotinat ve inozitol nikontinat periferik damar hastalıkları ve Raynaud hastalığının ( Kardiyovasküler sistemin el ve ayak parmağı gibi belli bölgelerinde artmış kasılmayla karakterize bir hastalıktır. Bazı durumlarda burun ve dilde de görülmektedir. Sonuçta oluşan vazospazm, ağrı meydana getirmektedir.) tedavisinde kullanılır. Bileşik Formül Bametan+ 1-(4-Hidroksifenil)-2-butilaminoetanol HO CHCH2NHC4H9 OH H3C CH3 Siklandelat + 3,3,5-Trimetilsikloheksil mandelat CH-COO OH CH3 24 Nikotinil alkol+ 3-Hidroksimetilpiridin CH2OH N Alüminyum nikotinat+ Nikotinik asit alüminyum tuzu COO Al N 3 Eritril nikotinat+ 1,2,3,4-Butantetraol tetranikotinik asit CH2OR (CHOR)2 CO R: N CH2OR İnozitol nikotinat+ 1,2,3,4,5,6-Siklosiklohekzanhekzaol hekzanikotinat RO RO OR OR CO R: RO OR N Bametan+ Sentezi : COCl HO COCH3 COO COCH3 H2 C4H9NH2 COO COCH2NHC4H9 Br2 COO HO CHCH2NHC4H9 OH Nikotinil alkol+ Senezi : COOH COOC2H5 C2H5OH CH2OH LiAlH4 N N N Nikotinil alkol bir prodrug’tır. Vücutta çeşitli oksidazlarla nikotinik aside metabolize olarak etkisini gösterir. Periferik vazodilatör etkisi bilinmektedir. Cilt döküntüleri, bulantı, kusma ve hipotansiyon yan etkileridir. Tartarat tuzu şeklinde kullanılır. Siklandelat+ Sentezi : H3C CH3 CH3 CH-COOH OH CH3 CH-COO OH + HO CH3 CH3 25 COCH2Br 2. ß-Adrenerjik reseptör antagonistleri : Bu grup ilaçlar, ß2-adrenerjik reseptörlerde seçici antagonist etki gösterirler. Etkileri özellikle çizgili kaslarda daha belirgindir. Bu grup ilaçlardan Bufenin, damar düz kasında ßadrenerjik reseptörleri antagonize ederek etkisini gösterir. İç kulağın dolaşım bozukluklarının tedavisinde de kullanılmaktadır. Bileşik Formül İfenprodil+ CH3 2-(4-Benzilpiperidino)-1-(4-hidroksifenil)propanol N CHCH HO CH2 OH CH3 Bufenin+ CHCH HO N-[2-Hidroksi-2-(4-hidroksifenil)-1-metiletil]-1metil-4-fenilbutil amin NHCHCH2CH2CH2 CH3 OH Bufeniyot+ I N-[2-Hidroksi-2-(3,5-diiyodo-4-hidroksifenil)-1metiletil]-1- metil-4-fenilbutil amin CH3 CHCH HO NHCHCH2CH2CH2 OH I CH3 İfenprodil+ Sentezi : CH2Cl + HN CH2O CH3 CH2 HO COCHCH3 H2 Br Br2 COCH2CH3 CH2O COCH2CH3 HO CHCH N CH2 OH 3. Kalsiyum antagonistleri : Kalsiyum kanal blokajı ile arteriyol düz kaslarda gevşeme yaparak vazodilatör etki gösterirler. Bu grup bileşiklerden sinnarizin ve flunarizin kalpten çok periferik damarlar üzerinde vazodilatör etki yaparlar. Antihistaminik özellikleri de vardır. R CH N N CH2CH=CH R R= H : Sinnarizin+ : 4-Benzhidril-1-sinnamil piperazin R= F : Flunarizin+ : 4-(4,4’-Difluorobenzhidril)-1-sinnamilpiperazin 26 4. Adrenerjik nöron blokörleri : Bu grupta yer alan rezerpin, guanetisin ve Metildopa gibi bileşiklere antihipertansif ilaçlar kısmında değinilecektir.Bu grup ilaçlar, özellikle Raynaund hastalığında endikedir. 5. α-Adrenerjik reseptör blokörleri : α-Adrenerjik reseptör bakımından zengin damar yataklarında etki gösteren ilaçlardır. Raynaud hastalığı ve perniyo’da ( soğuk neticesi vücut ısısındaki düşme sonucu ortaya çıkan vazospastik bir rahatsızlıktır.) etkilidirler. Fenoksibenzamid bu grubun en önemli üyelerindedir ve adrenerjik ilaçlar kısmında bahsedilmiştir.Bu gruba bir başka örnek timoksamindir. Timoksamin+ : 1-Asetoksi-2-metil-4-(2-dimetilaminoetoksi)-5-izopropilbenzen CH3 H3CCOO OCH2CH2N(CH3)2 CH(CH3)2 Sentezi : CH3 CH3 CH3 NaNO2/HCl ON H2 S OH (CH3CO)2O OH CH(CH3)2 CH(CH3)2 CH(CH3)2 CH3 CH3 ClCH2CH2N(CH3)2 H3CCONH OH OH CH(CH3)2 CH3 H2N H3CCONH H3O+ H2N OCH2CH2N(CH3)2 OCH2CH2N(CH3)2 CH(CH3)2 CH(CH3)2 CH3 CH3 NaNO2 H2O HO (CH3CO)2O H3CCOO OCH2CH2N(CH3)2 OCH2CH2N(CH3)2 CH(CH3)2 CH(CH3)2 27 5. Değişik yapıda ilaçlar : Piperazin türevleri Bu grup ilaçlardan piribedilin Parkinson hastalığında kullanıldığı bildirilmektedir. Piripedil+: 1-(3,4-Metilendioksibenzil)-4-(2-primidil)piperazin N O CH2 N N N O Sentezi : N N O CH2 N NH + O Cl N O CH2 N N N O Prostaglandin türevleri : Özellikle Raynaud hastalığı, Buerger hastalığı (Tromboangitis obliterans : Küçük arter ve venlerde iltihabi değişiklikler sonucu damar duvarının kalınlaşması ve damarın daralması ile kan akımı ve doku beslenmesi engellenir. Şiddetli ağrı ve bacaklarda nekroz ortaya çıkar) ve periferik arter hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadırlar. HOOC O O COOH H H CH3 CH3 OH OH HO OH Prostaglandin E 1 Prostasiklin Ksantin türevleri : Periferikvazodilatör olarak kullanılan ksantin türevlerinden pentoksifilin, kan viskozitesini azaltarak kanın akış özelliklerini değiştirir.Raynaud hastalığı ve iskemik ataklarda kullanılır.Antihipertansif ilaçların etkisini potansiyelize eder. OH O nikotinat+ Ksantil 7-(2-Hidroksi-3-[N-(2-hidroksietil)-Nmetilamino]propil)teofilin nikotinat H3C N N CH3 CH2CHCH2NCH2CH2OH COOH . O N N N CH3 O Pentoksifilin+ CH3CO(CH2)4 N 1-(5-Oksohekzil)-3,7-dimetilksantin O N CH3 28 CH3 N N O CH3(CH2)5 Pentifilin+ 1-Hekzil-3,7-dimetilksantin CH3 N N O N N CH3 Ksantil nikotinat+ sentezi : OH CH3NHCH2CH2OH O ClCH2 CH3 1. teofilin 2.nikotinik asit ClCH2CHCH2NCH2CH2OH Ksantil nikotinat Periferik ve serebral hastalıkların yanı sıra hiperlipedimi tedavisinde de kullanılır. Pentoksifilin+ sentezi : O N HN O O CH3 CH3CO(CH2)4Br CH3CO(CH2)4 N N N N O N N CH3 CH3 Pentifilin+ CH3 sentezi : O N HN O N O CH3 CH3(CH2)Br CH3(CH2)5 N CH3 N N O N N CH3 CH3 Diğer ilaçlar Pek çok değişik yapıda periferik vazodilatör ilaç bulunmaktadır. Örneğin betahistin, histamine benzer etkiye sahiptir. Buflomelid, platelet agregasyonunu inhibe eder ve serebrovasküler hastalıklarda ergot alkaloidlerinden daha etkilidir. Naftidrofuril ise Alzheimer hastalığı ve akut felçte kullanılmaktadır. Bensiklan+ CH2 1-Benzil-1-(3-dimetilaminopropiloksi)sikloheptan O(CH2)3N(CH3)2 Betahistin+ 2-(2-Metilaminoetil)pridin N OCH3 CH2CH2NHCH3 COCH2CH2CH2 Buflomedil+ 4-(1-pirolidinil)-1-(2,4,6-trimetoksifenil)butanon CH3O OCH3 N Butalamin+ 5-[(2-Di-n-butilaminoetil)amino]-3-fenil-1,2,4-oksadiazol 29 (C4H9)2NCH2CH2NH O N N H3C CH3 Siklonikat+ COO 3,3,5-Trimetilsiklohekzil nikotinat CH3 N CH3 CH3 Suloktidil+ CHCHNH(CH2)7CH3 CH3CHS 1-(4-izopropiltiyofenil)-2-oktilaminopropanol OH S Setiedil+ 2-(Hekzahidro-1H-azepin-1-etil)etil- α-siklohekzil-3tiyofen asetat CHCOOCH2CH2 Sildenafil+ 1-[[3-(4,7-Dihidro-1-metil-7-okso-3-propil-1Hpirazolo[4,3-d]primidin-5-il-4-etoksifenil]sülfonil]4metilpiperazin N O CH3 N HN H3C N N N N SO2 C3H7 OC2H5 Vardenafil+ 2-[2-Etoksi-5-(4-etilpiperazinilsülfonil)fenil]-5-metil-7propil-3H-imidazo[5,1-f]-1,2,4]-triazin-4-on O CH3 HN H5C2 N N N SO2 N C3H7 OC2 H5 Sildenafil sentezi : HOOC C2 H5OOC NH (CH3 )2SO4 N H2NOC N CH3 N NaOH O2N SOCl2 /NH3 C3 H7 C3 H7 N CH3 N H2NOC N CH3 CO N H OC2 H5 N N OC2 H5 C3 H7 O CH3 N HN N N C3 H7 ClSO3 CH3N SnCl2 C3 H7 COCl H2NOC H2N N CH3 HNO3 Sildenafil NH OC2 H5 30 C3 H7 N NaOH H2O2 Müstahzarlar Bensiklan: Angiodel (Organon) Betahsitin: Betaserc (Eczacıbaşı), Vasoserc (Abdi İbrahim) Flunarizin: Sibelium (Eczacıbaşı) İnozitol hekzanikotinat: Hexanisit (İbrahim Ethem) Ksantil nikotinat: Coplan (Bilfar) Naftidrofuril: Praxilen (İlsan) Nikotinil alkol: Ronical (Rosche) Pentoksifilin: Azupental Retard (Eba), Pentox (Abdi İbrahim), Trentilin (Santa Farma) Piribedil: Trivastal (Servier) Siklandelat: Siklospazmol (Organon) Sildenafil: Viagra (Pfizer), Sildegra (Fako), Vigranda (Eczacıbaşı) Sinnarazin: Sefal (Nobel) Vardenafil: Levitra (Bayer) 31 ANTİHİPERTANSİF İLAÇLAR Hipertansiyon , sistemik arteriyal kan basıncının yükselmesi olarak tanımlanabilir. Hipertansiyon inmelerin en temel nedenidir; koroner arter hastalığına yol açar , sonuçta miyokard infarktüsü ve ani kalp durmalarına neden olur. Dünya Sağlık Örgütü , sistolik basıncın 160 mmHg , diastolik basıncın 95 mmHg ‘yı aşması durumunu hipertansiyon olarak nitelendirmiştir. Kalp-damar sistemi , fonksiyonel özelliklerine göre düşük ve yüksek basınç sistemi olmak üzere 2 ‘ye ayrılır. Tüm vücut dolaşımının arter ve arteriyoller yüksek basınç sistemine , vücut pulmoner dolaşımın ven ve venülleri düşük basınç sistemine aittir. Kan , kalpten damarlara düzenli olarak pompalanmakla beraber , diyastol sırasında kanın akışına bir engel olmamaktadır. Bu arterlerin elastik olmasına dayanır. Kalbe yakın arterler , kalbin her bir çarpmasını takiben akan kanın basıncıyla gerilmektedir. Bir sonraki diyastol sırasında , arterler daralarak kanın ileri doğru hareketini sağlamaktadır. Kanın aorta belirli aralıklarla pompalanması basınçta düzensizlikler ve hacimde değişikliklere yol açar. Basınçtaki bu değişiklikler , arteriyal kan basıncı değerlerinin saptanmasına olanak sağlar. Sistol sırasındaki maksimum basınç sistolik , minimum değer ise diastolik basınç olarak bilinir. Arteriyal kan basıncını oluşturan temel parametreler ; kalp debisi ve periferik damar direncidir (PDD).Antihipertansif ilaçlar bu parametrelerden birini yada her ikisini değiştirir. Kan basıncı mekanizması feedback mekanizmasıyla tanımlanabilmektedir. Kan basıncı değeri aorttaki baroreseptörlerle belirlenip MSS’de dolaşım merkezlerine sinir impulsları olarak aktarılır. Dolaşımı kontrol eden mekanizmalar , medulla oblangata ve komşu beyin sapında bulunur. Buradaki vazomotor merkezin aktivasyonu , sempatik tonusun artmasına neden olur , periferik direnç ve kalp verimi artar. Sonuçta , kan basıncı artar. İnhibe edici merkezin uyarılması kan basıncında düşmeye neden olur. Hipertansiyon 2 tiptir : Esansiyel veya primer hipertansiyon (idiopatik hipertansiyon) : Nedeni bilinmemektedir. PDD yükselmesine bağlıdır.Vücut ağırlığını azaltma , tuz kısıtlaması, sigara , alkol ve yağlı yiyeceklerden kaçınma , egzersiz gibi hususlara dikkat edilmelidir. Sekonder (semptomatik) hipertansiyon : Primer bir hastalık sonucu organdaki patolojik değişiklikler sonucu ortaya çıkar. Kan basıncını belirleyen mekanizmalar MSS , renin-anjiyotensin sistemi , böbrek sıvı hacmi ve damardaki lokal olaylardır. Kan basıncının regülasyonu aşağıdaki mekanizmalarla sağlanmaya çalışılır : Otonom sinir sistemi merkezi kontrolü sağlanır Baroreseptör refleks etkilenebilir Kalp atım hacmi ayarlanmaya çalışılır Periferik damar direnci ayarlanır Tuz ve sıvı hacmi artışı ayarlanır Renin-anjiyotensin sistemi düzenlenmeye çalışılır. 32 Antihipertansif ilaçlar primer etki yerlerine göre şöyle sınıflandırılırlar : Diüretikler Merkezi sempatolitik ilaçlar Adrenerjik nöron blokörleri Adrenerjik reseptör blokörleri o ß-Adrenerjik reseptör blokörleri o α-Adrenerjik reseptör blokörleri Direkt etkili vazodilatörler o Arteriyel vazodilatörler o Arteriyel ve venöz vazodilatörler Renin-anjiyotensin sistemine etki eden bileşikler Damar düz kasına etkili bileşikler Diğer ilaçlar 1. Diüretikler : Diüretikler tek başına kullanıldıklarında antihipertansif etki taşırlar , ayrıca diğer antihipertansif ilaçlara yanıtı arttırırlar. Diüretiklerin kan basıncını düşürücü etkilerinin mekanizması açık değildir. Bu ilaçlar esas olarak böbrek tübüllerine etkiyle Na+ ve su kaybına neden olurlar ve başlangıçta ekstraselüler hacmi ve kalp debisini azaltırlar. Vücutta total Na+ miktarının düşmesi hücre içi Ca+2 derişimini azaltır. Hücreler kontraktil uyarıya karşı daha dirençli hale gelir ve hücre membranındaki reseptörlerin vazokonstriktör uyaranlara ( Noradrenalin , adrenalin , anjiyotensin vb ) afinitesi düşer. İndapamit+ : 3-(Aminosülfonil)-4-kloro-N-(2,3-dihidro-2-metil-1H-indolil) benzamit N CH3 SO2NH2 NH CO Cl Tiyazit benzeri antihipertansif etkisi olan diüretik bir ilaçtır. Mono hidratı şeklinde diğer antihipertansif ilaçlarla kombine olarak kullanılır. Sentezi : SO2NH2 N CH3 + ClOC Cl N CH3 SO2NH2 NH NH2 CO 33 Cl 2. Merkezi Sempatolitik İlaçlar : Orta ve ağır hipertansiyon tedavisinde en temel yaklaşımlardan birisi sempatik sinir sistemi fonksiyonlarını inhibe eden bir ajan kullanmaktır. Santral etkili sempatolitikler SSS ‘ ye kolayca geçerler ve α2- reseptörleri uyarırlar ; periferik sempatik sinir sistemine giden vazokonstriktör tonüsü inhibe ederek etki oluştururlar. Kan basıncını düşürmenin yanı sıra kalp hızını azaltırlar. 2.1. Metildopa ve benzerleri : Metildopa+: S (-) -3-(3,4-Dihidroksifenil)-2-metilalanin CH3 HO CH2 C COOH NH2 HO Metildopa dopa dekarboksilaz enzimi ile metabolizasyona uğrayarak metil dopamin ve α-metilnorepinefrine dönüşür. Oluşan metabolitler gerçek nörotransmittere ( norepinefrine ) benzer etki yaratarak antihipertansif etkiye neden olmaktadır. Metildopa vasküler direnci düşürür. Etil esteri ilaç olarak tedaviye girmiştir. Sentezi : (NH4)2CO3 CH3O CH2COCH3 KCN H3C CH2 CH3O CH2 C CH3 COOH HBr HO CH2 HO NH2 CH3O Ba(OH)2 O CH3 CH3O O NH CH3O CH3O H N COOH C NaHSO3 (-) Metildopa NH2 (-/+) Metildopa Rilmenidin+: N-(Disiklopropilmetil)-4,5-dihidro-2-oksazolamin N CH NH O Hafif ve orta şiddette esansiyel hipertansiyon tedavisinde kullanılır. Sentezi : CH NH2 + N ClCH2CH2NCO CH 34 NH O 2.2. İmadazolin türevleri : MSS’de α-reseptör etkili olan imidazolin türevi ilaçlar , daha çok α2-adrenoreseptör agonisti olup beyinde vazokonstriktör uyarıları inhibe ederler. Bu ilaçlar , kardiyak verim ve periferik direnci düşürürler. Bu etkileri ile antihipertansif olmaları yanında , göz içi basıncını azalttıkları için glokom tedavisinde de kullanılırlar. Ayrıca migren ile opiyat , alkol , benzodiazepin ve sigara bırakma tedavisinde de kullanılırlar. İmidazolin türevi antihipertansif ilaçlar aşağıdaki temel yapıyı taşırlar. N N H Bileşik R Kimyasal İsim R Cl Klonidin+ 2-[2,6-Diklorofenil)amino]-2-imidazolin N H Cl Tolonidin+ 2-(2-Kloro-4-metilfenil)amino-2-imidazolin CH3 N H Cl CH3O Moksonidin+ 2-[(2-metil-4-metoksi-6-kloro-5-primidinil)amino] -2-imidazolin N CH3 NH N Cl NH Tiyamenidin+ 2-[(2-Kloro-4-metil-3-tiyenil)amino] -2-imidazolin Cl CH3 S Cl Lofeksidin+ 2-[1-(2,6-Diklorofenoksi)etil]-2-imidazolin CHO CH3 Fentolamin+ 2-(3-Hidroksifenil)-N-(p-tolil)anilinometil -2-imidazolin Cl CH2 N CH3 OH 35 Klonidin+ Sentezi : Cl Cl NH4SCN NH2 Cl S NH C CH3 I NH2 Cl Cl SCH3 NH C NH Cl Cl N H2 NCH2CH2 NH2 N H NH Cl Klonidin, periferik ve merkezi sinir sisteminde ,vazomotor merkezindeki αadrenoreseptörleri uyararak kan basıncını düşüren kısmi agonist bir ilaçtır. Hidroklorür tuzu şeklinde kullanılır. Antihipertansif olarak kullanılışının yanı sıra migren profilaksisinde terapötik değeri vardır. 2.3 Guanidin yapısı taşıyanlar : Bu bileşikler , her ne kadar klonidinden daha zayıf α2 reseptör agonist antihipertansif etkili bileşiklerse de önemli avantajları , periferik etkilerinin hiç olmaması ve sadece merkezi α2 reseptör agonist olmalarıdır. Guanoksabenz+:1-[(2,6-Diklorobenziliden)amino]-3-hidroksiguanidin Cl NH C N N H H N OH H Cl Merkezi etkili bir hipertansif ilaçtır. Hidroklorür tuzu şeklinde kullanılır Sentezi : H2NNHCSNH2 CH3 I H2NNHCSCH3.HI H2NOH NH NH Cl CHO Cl Guanoksabenz Guanfasin+: [(2,6-Diklorofenil)asetil]guanidin Cl NH CH2CONHCNH2 Cl 36 H2NNHCNHOH Merkezi etkili antihipertansif bir ilaç olup klodine benzer etkiler gösterir. Antihipertansif etkisi büyük oranda α2-reseptörleri merkezi olarak uyarmasına bağlıdır; sonuçta periferik direnci düşürür. Sentezi : Cl NH CH2COOC2H5 + H2NCNH2 Guanfasin Cl Guanobenz+:[(2,6-Diklorobenziliden)amino]guanidin Cl NH CH NNHCNH2 Cl Sentezi : Cl NH CHO + H2NNHCNH2. H2CO3 Guanobenz Cl 3. Adrenerjik nöron blokörleri : Bu ilaçlar periferde postgangliyonik adrenerjik sinir ucundan Noradrenalin salınıvermesini inhibe eder.bu ilaçlar esas olarak adrenerjik sinir ucuna aktif , enerji gerektiren , Noradrenalin pompası tarafından selektif olarak alınır , veziküllerde depolanır ve sinir uyarıldığında Noradrenalin yerine salınarak Noradrenalin’in sempatik etkilerini önler. 3.1 Rezerpin ve türevleri : Rezerpin , özellikle tropik bölgeler florasında yaygın olarak bulunan Rauwolfia serpentina köklerinden elde edilen bir alkoloittir. Bitki köklerinin Uzak Doğuda , uzun yıllardan beri psikoz ve hipertansiyon tedavisinde kullanılışı bilinmektedir. Rauwolfia alkoloitlerinin kan basıncını düşürücü özelliği olan en önemli bileşiği rezerpindir. Rezerpinin yarı sentetik türevleri ise resinnamin ve sirosingopindir. Bu ilaçlar diüretiklerle beraber orta dereceli hipertansiyon tedavisinde kullanılırlar. Rezerpin , adrenerjik nöron blokörüdür. Rezerpin ve yarı sentetik türevleri , Noradrenalin ve dopaminin veziküllere geri depolanmasını inhibe eder. Bu özelliği periferde gösterdiği gibi MSS’de gösterir. 37 Rezerpin türevi antihipertansif ilaçlar aşağıdaki temel yapıyı taşırlar. 9 8 10 CH3O 11 7 A B 12 1 N 2 H 6 5 C H3COOC N 21 20 D E 16 17 19 18 OCOR CH3O Bileşik R Rezerpin+ (13ß,16ß,17α,18ß,20α)-11,17-dimetoksi-18-[(3,4,5-trimetoksibenzoil)oksi]yohimban-16-karboksilikasit metil esteri O CH3 O CH3 O CH3 + Sirosingopin (18-[[4-[(etoksikarbonil)oksi]-3,5-dimetoksibenzoil]oksi]-11,17dimetoksi-yohimban-16-karboksilik asit metil esteri OCH3 OCOC2H5 OCH3 + Resinnamin (13ß,16ß,17α,18ß,20α)-11,17-dimetoksi-18-[[1-okso-3(3,4,5trimetoksifenil)-2-propenil]oksi]-3,20-yohimban-16-karboksilikasit metil esteri OCH3 OCH3 CH=CH O CH3 + Rescimetol (13ß,16ß,17α,18ß,20α)-11,17-dimetoksi-18-[[1-okso-3-(3-metoksi-4hidroksifenil)-2-propenil]oksi]-3,20-yohimban-16-karboksilik asit metil esteri OCH3 CH=CH Resinnamin+ Sentezi : OCH3 ClOCCH=CH CH3 O N H N H3 COOC hidroliz OCOR O CH3 OCH3 CH3 O N N H H3 COOC CH3 O OH CH3 O 38 Resinnamin OH 3.2 Guanidin türevleri : Bu gruptaki bileşikler , Noradrenalin’in veziküllerden boşalmasını sağlar ve sinapslardan geri alınımını inhibe ederler. Ayrıca sinirlerde akson membranında transport mekanizmasını da inhibe ederler. Bileşik Formül Guanetidin+ [2-(Hekzahidro-1(2H)azosinil)etil]guanidin + N CH2CH2NHC=NH2 SO4 NH2 2 Guanoksan+ [(1,4-Benzodioksan-2-il)metil]guanidin O NH O Debrisokin+ 1,2,3,4-Tetrahidro-2(1H)-izokinolinkarboksamidin CH2NHCNH2 NH N CNH2 Guanidin türevi antihipertansiflerin bir kısmı aşağıdaki genel yapıya sahiptir. NHR' RHN NR'' Bileşik R R’ R’’ CH3 + Guanoktin 1,1,3,3-Tetrametil-butilguanidin (CH3)3CCH2C -H -H -CH3 -CH3 -H -H CH3 Betanidin+ 1-Benzil-2,3-dimetilguanidin CH2 Guanoksifen+ 3-Fenoksipropilguanidin OCH2CH2CH2 39 Guanetidin+ Sentezi : O NOH O OH- H2NOH N-CH2CN H N ClCH2CN NH N-CH2CH2NH2 H2 H N H2 CH3SCNH2 . H2SO4 Guanetidin Guanoksan+ Sentezi : OH + O O CH2Cl OH O NH O NH3 O O SOCl2 NaOH CH3SCNH2 . H2SO4 CH2NH2 CH2OH O CH2Cl O NH O CH2NHCNH2 Debrisokin+ Sentezi : NH NH NH + CH3SCNH2 . H2SO4 N C-NH2 4. Adrenerjik Reseptör Blokörleri : Bu ilaçlar periferde adrenerjik sinir sonlanmalarında efektör organdaki postsinaptik adrenerjik reseptörleri bloke ederek sempatik tonusu inhibe ederler. Etkiledekleri reseptör türüne göre 3 grupta incelenirler : 1. α-adrenerjik reseptör blokörleri 2. ß-adrenerjik reseptör blokörleri 3.α- ve ß-adrenerjik reseptör blokörleri. 4.1 ß-Adrenerjik Reseptör Blokörleri : ß-blokörlerin bazıları seçici etkili olup etki mekanizmaları tam olarak bilinmemektedir. Periferik damar direncini azaltarak kalp debisini arttırdığı şeklinde görüşler vardır. Bu etkilerini gösterirken , renin salgılanmasını inhibe ettikleri görüşü ağırlık kazanmıştır. Esansiyel hipertansiyonun tüm tiplerine etkili oldukları bulunmuştur.etkileri geç başlamaktadır. Proplanolol , hem ß1-hem de ß2-adrenoreseptörlerdeki kateşolaminleri antagonize eder. Kalp debisi azalması sonucu kan basıncı düşer. 4.2 α- Adrenerjik Reseptör Blokörleri : Bu ilaçlar arteriyol ve venüllerdeki α1 reseptörleri bloke ederek arteriyoler rezistans ve venüler kapasitansı azaltırlar. Bu olay , refleks olarak kalp hızı ve plazma renin aktivitesinde artışa neden olur. Postüral hipotansiyona neden olurlar. 40 4.2.1 Aminokinazolin yapısı taşıyan ilaçlar : Bu bileşikler post-sinaptik α1-reseptör blokörler olup , periferik damarları genişleterek antihipertansif etki gösterirler. Presinaptik α2-reseptörleri bloke etmezler. Aminokinazolin yapısı taşıyan antihipertansiflerin genel yapısı aşağıdaki gibidir. R' N CH3O R N CH3O NH2 Bileşik R Prazosin+ 1-(4-Amino-6,7-dimetoksi-2-kinazolinil)4-(2-furoil) piperazin N Terazosin+ 1-(4-Amino-6,7-dimetoksi-2-kinazolinil)4-(2-tetrahidrofuroil) piperazin R’ N CO -H O O N CO -H N Bunazosin+ 1-(4-Amino-6,7-dimetoksi-2-kinazolinil) hekzahidro-4-(1-oksobutil)-1H-1,4 diazepin N COCH2CH2CH3 -H N Trimazosin+ 4-(4-Amino-6,7,8-trimetoksi-2-kinazolinil)-1-[(2hidroksi-2-metil)propoksikarbonil]piperazin OH N COOCH2CCH3 N Doksazosin+ 1-(4-Amino-6,7-dimetoksi-2-kinazolinil)-4-[(2,3dihidro-1,4-benzodioksan-2-il)karbonil]piperazin -OCH3 CH3 N CO N O -H O Prazosin+ sentezi : O CH3O NH2 CH3O COOH NaOCN CH3O Cl NH CH3O N H O PCl3 CH3O N CH3O N NH2 NH3 CH3O CH3O N N + HN N CO Cl 41 Prazosin O Cl Prazosin α-adrenerjik antagonisti bir antihipertansiftir. Postsinaptik αadrenoreseptörleri seçici ve kompetetif olarak bloke eder. Kan basıncında hızlı düşmeye neden olur. Damar düz kaslarını gevşeterek periferik damar direncini azaltır. Arter ve venleri gevşetir. Hipertansiyonun tüm tiplerinde konjestif kalp yetmezliğinde ve Raynoud hastalığında kullanılır. 4.2.2 İndol yapısı taşıyanlar : İndoramin+ : 3-[2-(4-Benzamidopiperidino)etil]indol CH2CH2 N NHCO N H İndoramin α1-adrenoreseptör blokörü bir ilaç olup , hipertansiyon tedavisinde hidroklorür tuzu şeklinde kullanılır. Postsinaptik α1-reseptörler üzerine seçici ve kompetitif olarak etki gösterir. Aynı zamanda histamin H1 reseptörlerinin kompetitif antagonistidir. Seratonin ve norepinefrin uptake inhibitörünün zayıf antagonisti etkiye de sahiptir. Sentezi : N NHCO + CH2CH2Br N H CH2CH2 N N H NHCO indoramin . Br 5. Direkt etkili vazodilatörler 5.1. Arteriyel vazodilatörler : Esas olarak arteriyel düz kasında direkt etkiyle gevşemeye neden olarak sistemik damar direncini düşürürler. Arteriyel direncin ve dolayısıyla kan basıncının düşmesi baroreseptör aracılıklı refleks sempatik yanıtı ve renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini devreye sokar. Bu kompansatuvar yanıt vazodilatörlerin antihipertansif etkisini azaltır. Bu nedenle bu ilaçlar kompansatuvar yanıtı inhibe eden diğer antihipertansiflerle kullanılmalıdır. 42 Hidralazin+:1-Hidrazinoftalazin N N NHNH2 Hidralizin , periferik damar direncini azaltarak etkisini gösterir. Arterlerde dilatasyon yapıcı etkilerine karşın vönöz damarların tonusu üzerine etkisi yoktur. Hidralizin ve analogları mutlaka diüretik ve ß blokörlerle takviye edilmelidir. Diüretiklerle birlikte konjestif esansiyel hipertansiyon tedavisinde etkilidirler. Sentezi : CHO N N H2NNH2 N Hidralazin Cl OH O H2NNH2 N N NH COOH PCl5 Dihidralazin+:1,4-Dihidrazinoftalazin NHNH2 N N NHNH2 Bilinen ilk antihipertansif ilaçlardandır. Direkt etkili bir vazodilatördür. Hidralazin gibi periferik damar direncini azaltarak etki gösterir. Hidroklorür ve sülfat tuzu şeklinde kullanılır. Sentezi : CN + CS2 CSNH2 H2NNH2 CN H2NNH2 Dihidralazin CSNH2 Minoksidil+:2,4-Diamino-6-piperidinoprimidin-3-oksit NH2 N N N O NH2 Antihipertansif etkisi 1965 de bulunmuştur. Etki bakımından Hidralizine benzer ancak ondan daha güçlüdür. Damar düz kasını gevşetir. Direkt etkili düz kas gevşeticisidir. 43 Sentezi : O O O N POCl3 N H Cl Cl Cl H N Cl N NH3 Cl N O N N H2N Cl NH2 NH2 NH2 Cl Cl NH2 Cl OH NH2 N Cl COOH Cl N N O N O N NH N O NH2 NH2 Diazoksit+:7-Kloro-3-metil-2H-1,2,4-benzotiyadiazin-1,1-dioksit N Cl S CH3 NH O O Arteriyel düz kaslarda gevşeme yapar. Damar kasında ATP ye duyarlı potasyum kanallarını açarak etkisini gösterir. Direkt etkisiyle arteriyolleri gevşetir. Sentezi : NH2 OC2H5 SO2NH2 + H3C OC2H5 Diazoksit OC2H5 Cl 5.2 Arteriyel ve venöz vazodilatörler : Sodyum nitroprusiyat+ Na2[Fe(CN)5]NO Damar düz kasında ve platetlerde , guanil siklazı aktive ederek platelet agregasyonunu inhibe eder ve vazodilatasyona neden olur. Arter ve venlerde vazodilatasyon yapar. Kromakalim+: 2,2-Dimetil-3-hidroksi-4-(2-oksopirolidinil)-6-siyanobenzopiran N NC O OH O 44 Renal ve gastrointestinal sistem damar düz kasını gevşetir. Antihipertansif olmasının yanında angina pektoris, kolon sendromu ve bronşiyal düz kaslarda neden olduğu gevşemeye bağlı olarak bronşiyal astma da kullanım alanı bulmuştur. Klinik deneme aşamasında olan bir ilaçtır. Sentezi : OH NC NBS H2O NC NaOH Br O O NC O N H O Kromakalim NaH O Pinasidil+: N-Siyano-N’-(4-piridil)-N’’-(3,3-dimetil-2-butil)guanidin N N CN N H N H CH3 C(CH3)3 Periferik vazodilatör bir ilaç olup doza bağlı kan basıncı düşmesine neden olur. Aynı zamanda anti aritmik özellikte taşımaktadır. Sentezi : N NHCSNHCHC(CH3)3 N NH2CN / DCC N N H CN N H CH3 C(CH3)3 CH3 6. Renin-Anjiyotensin Sistemine Etkili İlaçlar : 6.1 Anjitensin dönüştürücü enzim (ACE) inhibitörleri : Anjitensinojen , plazmada bulunan α2 globülin yapısında bir maddedir. ACE , kininaz II veya dipeptidil karboksipeptidaz olarak da bilinir. ACE inhibitörleri , anjiyotensin II oluşumunu engelleyerek , kan basıncını doğrudan etkilerler. Ayrıca adrenal bezlerden aldosteron salgılanmasını azaltırlar. Vücutta buluna nötral peptidaz enzimi de ACE gibi işlev görür ve peptit hidrolizi yapar. Anjiyotensin II oluşturur.Anjitensin II ve III aldosteron salınımını uyarır. Hücre dışı sıvı hacmi ve kan basıncı artar. Anjiyotensin I , II , III ; kan ve dokularda bulunan anjiyotenazların etkisiyle parçalanır. Anjiyotensin II , arteriyolleri daraltarak vazokonstriksiyona neden olur. Ayrıca anjiyotensin II’den aminopeptidazlar etkisiyle anjitensin III meydana gelir. Renin , anjiyotensinojene etki eder ve anjiyotensin I oluşur ; bunun dönüştürücü enzimle reaksiyonu sonucu anjiyotensin II oluşur. Anjiyotensin I’in pesör etkisi olmadığı halde anjiyotensin II presör etkilidir. 45 Aşağıda bazı ACE inhibitörü ilaçlar verilmiştir ; Bileşik Formül Kaptopril+ CH3 SHCH2CHCO N (2S)-1-(3-merkapto-2-metilpropiyonil)-Lpirolin COOH Enalapril+ CH3 N CH2CH2CHNHCHCO (S)-1-[N-[1-(karbetoksi)-3-fenilpropil]-Lalanil] -L-pirolin COOC2H5 COOH Lizinopril+ NH2 2 (S)-1-[N -(1-karboksi)-3-fenilpropil-L-Lizil] -L-pirolin dihitrat (CH2)4 2. H2 O CH2CH2CHNHCHCO COOH COOH Silazapril+ C2H5O (1S,9S)-9-[[(S)-1-karboksi-3fenilpropil]amino] -oktahidro-10-okso-6Hpiridazino[1,2 a] [1,2]diazepin-1-karboksilik asit 9-etil ester Trandolopril+ COOH O O N N N H COOH O C2H5O [2S-[1[R*(R*)],2α,3aα,7aß]] -1-[2-[[1-(etoksikarbonil)-3fenilpropil]amino]-1-oksopropil]oktahidro1H-indol-2- karboksilik asit Kuinapril+ CH3 N H O COOH O C2H5O [3S-[2[R*(R*)],3R*]]-2-[2-[[1(etoksikarbonil)-3-fenilpropil]amino]-1oksopropil]-1,2,3,4-tetrahidro-3-izokinolin karboksilik asit CH3 N H Ramipril+ N O COOH O C2H5O [2S-[1[R*(R*)],2α,3αß,6αß]] -1-[2-[[1-(etoksikarbonil)-3fenilpropil]amino]-1oksopropil]oktahidrosiklopenta[b]-pirol-2karboksilik asit CH3 N H 46 N O Benazepril+ COOH O O C2H5O [S-(R*(R*)]-3-[[1-(etoksikarbonil) -3-fenilpropil]amino]-2,3,4,5-tetrahidro-2okso-1H-1-benzazepin-1-asetik asit N N H Temokapril+ O C2H5O [2S-[2α,6ß(R*)]]-6-[[1-(etoksikarbonil) -3-fenilpropil]amino]tetrahidro-5-okso-2-(2tienil)-1,4-tiyazepin-4(5H)-asetik asit S S N H N O CH2COOH Fosinopril+ O O [1[S*(R*)],2α,4ß]-4-sikloheksil-1-[[[2-metil1- (1-okso-propoksi)propoksi] (4-fenilbutil)fosfinil]asetil]-L-pirolin P N O H3C COOH OCOC2H5 H3C Perindopril+ C2H5O [2S-[1[R*(R*)],2α,3aα,7aß]] -1-[2-[[1-(etoksikarbonil)-butil]amino]-1oksopropil]oktahidro-1H-indol-2-karboksilik asit CH3 H3C N N H Alacepril+ O H OC N O (S)-N-[1-[3-(asetiltiyo)-2-metil-1-oksopropil] -L-pirolil]-L-fenilalanin COOH O COOH CH3COSCH2 N CH3 Moeksipril+ O 2-[2-[[1-(etoksikarbonil)-3fenilpropil]amino]-1-oksopropil]-1,2,3,4tetrahidro-6,7-dimetoksi-3-isokinolin karboksilik asit CH3O CH3O 47 N H N CH3 COOH O O CH3 Kaptopril+ Sentezi : CH3 CH3COSCH2CHCOOH DCC + COOC4H9 N CH3 CH3COSCH2CHCO N COOC4H9 CF3COOH CH3 CH3COSCH2CHCO CH3 NH3 N SHCH2CHCO N COOH COOH İlk bulunan ACE inhibitörüdür. Bir ön ilaçtır. Esansiyel ve renal hipertansiyonun yanı sıra konjestif kalp yetmezliğinde kullanılır. Uzun etkili olup periferik damar direncini azaltarak etkisini gösterir. 6.2 Renin inhibitörleri : Bu gruptaki bileşikler , renin oluşumunu inhibe ederek , anjiyotensinojen oluşumunu azaltırlar. 6.3. Anjiyotensin II antagonistleri : Bu gruptaki ilaçlar AT1-reseptörlerini bloke ederek vazodilatasyon , böbrekte su-tuz atılımında artma , plazma hacminde azalma sonucu kan basıncında düşmeye ve anjiyotensinin oluşturduğu hücresel hipertrofide azalmaya neden olurlar. Anjiyotensin II antagonistlerinin genel yapıları aşağıdaki gibidir ; RH2C N N N N H Bileşik R Losartan+ 2-Butil-4-kloro-1-[[2’-(1H-tetrazol-5-il)[1,1’bifenil]-4-il]metil]-1H-imidazol-5-metanol Cl N H3C 48 OH N İrbesartan+ 2-Butil-3-[[2’-(1H-tetrazol-5-il)[1,1’-bifenil]-4il]metil]-1,3-diazaspiro[4,4]non -1-en-4-on N H3C O N Kandersartan+ 2-Etoksi-1-[[2’-(1H-tetrazol-5-il)[1,1’-bifenil]-4il]metil]-1H-benzimidazol -7-karboksilikasit N OC2 H5 N HOOC Valsartan+ N-pentanoil-N-[[2’-(1H-tetrazol-5-il)[1,1’bifenil]-4-il]metil]-L-valin Telmisartan+ 4’-[[2-n-Propil-4-metil-6-(1-metilbenzimidazol2-il) benzimidazolil]metil]bifenil-2-karboksilik asit O H3C COOH N H3C N N N N C3H7 COOH CH3 Losartan+ Sentezi : N CN N H9C4 NaNO3 Cl N H CH2OH + H9C4 NaOCH3 BrCH2 Cl N CH2OH CN Losartan AT1 reseptör alt tipi antagonistlerine örnek olarak verilebilir. - Kompetetif bir blokördür. 7. Damar Düz Kasına Etkili Bileşikler : Ca+2 kanal blokörü olan bu ilaçlar antianjinal ve antiaritmik amaçlarla da kullanılırlar. Damar düz kasında kasılma intraselüler serbest Ca+2 derişimlerine bağımlıdır ve Ca+2’un transmembranal hareketlerinin inhibe edilmesi hücre içine ulaşan total Ca+2 derişimlerinde düşmeye neden olur. Sonuçta Ca+2 kanal blokörleri arteriyol düz kasında L tipi voltaja duyarlı Ca+2 kanallarını bloke ederek gevşemeye ve PDD’de düşmeye neden olurlar. 8. Diğer ilaçlar : Ksantin türevleri, nikotinik asit türevleri, piperazin türevleri, pribedil gibi bazı ilaçlar antihipertansif olarak tedavide kullanılmaktadırlar. 49 Müstahzarlar Benazepril : Cibadrex (Ciba), Cibacen (Novartis) Dihidralazin: Adelphan (Ciba) Enalapril: Enapril (İlsan), Konveril (Nobel), Renitec (MSD), Vazolapril (Deva), Enelap (Saba) Fosinopril: Monopril (Bristol) Guanetidin: İmselin (Ciba) Guanfasin: Estulic (Sandoz) Hidralazin: Apresolin (Ciba) İndapamid: Flubest (Ali Raif), Fludex (Servier), Fludin (Saba), Flupamid (Sanovel), Flutans (Drogsan), Flupamid (Drifen), İndamid (İlsan), Sklerosin (Yurtoğlu), İndapen (Biofarma), İndurin (Sistem) İrbesartan: Karvea (Sanofi-Doğu) Kandesartan: Atacand (Astra-Zeneca) Kaptopril: Kapril (Mustafa Nevzat), Kaptopril (Deva), Lopril (Squibb) Klonidin: Catapress (Tek), Litansin (Mulda) Kuinapril: Acuitel (Eczacıbaşı) Lizinopril: Acerilin (İlsan), İnhibril (Yurtoğlu), Rilace (Sanovel), Sinopryl (Eczacıbaşı), Sinoretik (Eczacıbaşı), Tanstop (Nobel), Uropril (Mustafa Nevzat), Zestoretic (Abdi İbrahim), Zestril (Abdi İbrahim) Losartan: Cozaar (MSD), Hyzaar (MSD) Metildopa: Aldomet (Fako), Alfamet (İbrahim Esat) Moekspril: Univasc (Adeka) Perindopril: Coversil (Servier) Pirazosin: Minipress (Pfizer), Pratsiol (Atabay), Zonpress (Fako), Apo-Prazo (Biocer) Ramipril: Delix (Hoechst) Rezerpin: Adelfan (Ciba), Brinerdin (Sandoz), Bridtab (Eczacıbaşı), Hiperal (Eczacıbaşı), Serpasil (Ciba), Supres (İbrahim Ethem), Triserpin (İlsan), Hypertens (Best) Rilmenidin: Hyperium (Servier) Silazapril: İnhibace (Roche) Sodyum nitroprusiyat: Nipruss (Adeka) Telmisartan: Micardis (Boehringer Ingelheim), Pritor (Glaxo Smith Kline) Terazosin: Hytrin (Abbott) Trandolopril: Gopten (Knoll), Tarka (Knoll) Valsartan: Diovan (Novartis) 50 ANTİHİPOTANSİF İLAÇLAR Hipotansiyon kan basıncının 100 mm Hg’nın altında olması halidir. Patojenik olarak kardiyak verimin , azalmış venöz dönüşü bağlı olarak azalmasıdır. Hipertansiyon gibi iki şekli vardır : Primer hipotansiyon : Otonomik olarak labil tansiyonu olan kişilerde rastlanır. Primer hipotansiyon , eğer kişide stres hali varsa tedavi gerektirir. Bu durumda fiziksel egzersiz, masaj, sodyumca zengin beslenme ve kafein içeren içecekler yeterli olmaktadır. Sekonder hipotansiyon : Primer hastalıklar sonucu ortaya çıkar. Sekonder hipotansiyonun çeşitli nedenleri vardır. - Kardiyovasküler kaynaklı olabilir. Mitral stenoz, hipovolemi ve kardiyak yetersiz sonucu ortaya çıkabilir. - Nörolojik : Beyin travmaları veya tümör sonucu olabilir. - Endokrin : Adrenokortikal yetmezlik veya hipotirodizm sonucu gelişebilir. Hipotansiyon, semptomlarına göre şöyle sınıflandırılabilir: Asemptomatik kronik hipotansiyon : Dolaşım düzenindeki farklılıklardan kaynaklanır. Semptom yoktur ve tedavi gerektirmez. Kronik hipotansiyon : Ortostatik hipotansiyon : Baş dönmesi , mide bulanması bulgularını verir. İki tiptir : - Hiperdiastolik : Kateşolamin salgılanmasına venöz damarların yetersiz cevabı söz konusudur. - Hipodiastolik : Kalp hızındaki değişmeler ve sempatik sinir sisteminin yetersiz reaktivitesi nedeniyle sistolik ve diastolik basınçta azalma vardır. Hipotansiyonun ilaçla tedavisinde temel amaçlar şunlardır : Venöz dönüş ve tonusu arttırmak : Bu amaçla dihidroergotamin kullanılmaktadır. Ortostatik hipotansiyonun hiperdiostalik etkisini azaltır. Kalbin kontraktilitesini ve periferik direnci arttırmak : Bu amaçla sempatomimetik ilaçlar kullanılır. Sodyum iyonu eliminasyonunu azaltmak : Mineraokortikoitlerin alınmasıyla sodyum klorür eliminasyonu azaltılabilir. Bazı antihipotansif ilaçlar aşağıda verilmiştir. Bileşik Formül Amezinyum metilsülfat+ 4-Amino-6-metoksi-1-fenilpiridazinyum metil sülfat + N N CH3O 51 - NH2 .CH3SO4 Dopamin+ 2-(3,4-Dihidroksifenil)etil amin HO CH2CH2NH2 HO OH Gepefrin+ CH3 1-(3-Hidroksifenil)-2-aminopropan NH2 OH Metaraminol+ CH3 HO 1-(3-Hidroksifenil)-2-aminopropanol NH2 Etifelmin+ 2-Aminoetil-1,1-difenilbuten NH 2 CH 3 OH Etilefrin+ HO NHCH 3 1-(3-hidroksifenil)-2-metilaminoetanol OCH3 Midodrin+ N-[2-(2,5-dimetoksifenil)]etil üre CH3O NHCONH2 OH CH3 CH3 O Metoksamin+ 1-(2,5-dimetoksifenil)-2-aminopropanol NH2 OCH3 OH Epinefrin+ NHCH3 HO 1-(3,4-Dihidroksifenil)-2-metilaminoetanol HO OH Norepinefrin+ NH2 HO 1-(3,4-Dihidroksifenil)-2-aminoetanol HO Foledrin+ 1-(4-Hidroksifenil)-2-metilaminopropan NHCH3 HO 52 CH3 OH Sinefrin+ NHCH3 1-(4-Hidroksifenil)-2-metilaminoetanol HO OCH3 Dimetofrin+ 1-(3,5-Dimetoksi-4-hidroksifenil)-2-metilaminoetanol HO NHCH3 CH3 O OH Etifelmin+ sentezi : CO CH3CH2CH2CN NaNH2 OH CHCH2CH3 H2 / Pt OH CHCH2CH3 CH2NH2 CN Santral etkiye sahip antihipotansif bir ilaçtır. Müstahzarlar Dopamin : Dopmin (Drogsan), Giludop (F. Frik), Dopamin (Filiz) Epinefrin : Adrenalin (Anonim) 53 HCl Etifelmin ANTİHİPERLİPİDEMİK İLAÇLAR Lipid bileşenlerinin kandaki normal düzeyleri üzerine çıkışı hiperlipidemi olarak adlandırılır. Hiperlipidemi daha çok plazma trigliserit seviyesindeki yükselmeyi ifade eder.Hiperlipidemi birçok kalp damar sistemi hastalıklarına yol açar. Hiperlipideminin ortaya çıkışı çok değişik nedenlere bağlıdır. Hiperlipideminin en önemli sonuçlarından birisi olan arteroskleroz, bir lipid metabolizması hastalığı olup lipidce zengin oluşumların (aterom), arter iç duvarına yerleşerek kan akımını engellemesiyle karakterizedir. Kolesterol içeren atenom oluşumunu azaltmak için kolesterol seviyesini düşürmek ve yüksek dansiteli lipoproteini artırmak şeklinde bir yol izlenir. Hiperlipidemi tedavisinde , lipidce zengin beslenmenin kısıtlanması yanında çeşitli kimyasal yapılara sahip ilaçlarda kullanılmaktadır. Antilipidemik ilaçlar etki meknizmalarına göre şöyle sınıflandırılırlar: 1. Lipoprotein sentezini azaltan ilaçlar 1.1. 1.2. 1.3. 1.4. 2. Hidroksimetilglutaril-koenzim A redüktaz inhibitörleri Fibaratlar Nikotinik asit türevleri Diğer bileşikler Lipoprotein katabolizmasını artıran ilaçlar 2.1. Safra asidi bağlayan ilaçlar 3. Diğer ilaçlar 3.1. Lipoprotein sentezini azaltan ilaçlar 3.1.1. Hidroksimetilglutaril-koenzim A redüktaz inhibitörleri HMGCoA redüktaz inhibitor etkiye sahip ilaçlar, statinler olarak bilinirler. HMGCoA redüktaz enziminin bu gurup ilaçlarla inhibe edilmesi kolestrolün karaciğerde sentezini engeller. H O HO O H R O H3C O CH3 R' 54 H H CH3 Bileşik R R’ Mevastatin+ 1,2,3,7,8,8a-hekzahidro-7-metil-8-[2-(tetrahidro-4-hidroksi-6-okso-2Hpiran-2-il)etil]-1-naftalenil-2-metilbütirat H H Lovastatin+ 1,2,3,7,8,8a-hekzahidro-3,7-dimetil-8-[2-(tetrahidro-4-hidroksi-6-okso-2Hpiran-2-il)etil]-1-naftalenil-2-metilbütirat H CH3 Simvastatin+ 1,2,3,7,8,8a-hekzahidro-3,7-dimetil-8-[2-(tetrahidro-4-hidroksi-6-okso-2Hpiran-2-il)etil]-1-naftalenil-2,2-dimetilbütirat CH3 CH3 Pravastatin+ : 1,2,6,78,8a-hekzahidro-β,δ,6-trihidroksi-2-metil-8-(2-metil-1-oksobütoksi)-1naftalenhaptanoik asid sodyum tuzu OH NaOOC HO H O H3C O CH3 H CH3 HO Atorvastatin+ : 2-(4-florofenil)-β,δ-dihidroksi-5-izopropil-3-fenil-4-(fenilaminokarbonil)1H-pirol-1-heptanoik asid OH NHCO COOH N F 55 OH Fluvastatin+: 7-[3-(4-florofenil)-1-(1-metiletil)-1H-indol-2-il]-3,5-dihidroksi-6-heptenoik asit F N COOH OH OH 3.1.2. Fibaratlar CH3 R2 O C COOR1 CH3 Bileşik Klofibrat+ Etil 2-(4-klorofenoksi)-2-metilpropanoat R1 R2 C2H5 Cl Bezafibrat+ 2-[4-[2-(4-klorobenzamido)etil]fenoksi]-2metilpropanoik asid H Fenofibrat+ İzopropil 2-[4-(4-klorobenzoil)fenoksi]-2metilpropanoat -CH(CH3)2 Gemfibrozil+ : 5-(2,5-dimetilfenoksi)-2,2-dimetilpentanoik asid O COOH 56 Cl CONHCH2CH2 Cl CO Klofibrat+ Sentezi: Cl OH + CHCl3 + CH3COCH3 Klofibrat CH3 Cl OH + CH3 C COOC2H5 Br 3.1.3. Nikotinik asit türevleri Nikotinik asid+ : Piridin-3-karboksilik asid COOH N 3.2. Lipoprotein katabolizmasını artıran ilaçlar 3.2.1 Safra asidi bağlayan ilaçlar Kolestiramin+ CH CH2 CH2 CH CH2 + - CH CH2N (CH3)3 . Cl Kolestipol+ N CH2 CH2 N CH2 CH-OH CH2 N CH2 CH2 57 N n n 3.3 Diğer ilaçlar Dekstrotiroksin+ : (+) 2-amino-3-[4-(4-hidroksi-3,5-diiyodofenoksi)-3,5-diiyodofenil propiyonik asid I HO I O CH2 CH COOH NH2 I I Müstahzarlar: Atorvastatin : Ator (Sanovel), Lipitor (Pfizer), Tardan (Abdi İbrahim) Fenofibrat : Lipanthyl (Padeko), Lipofen (Nobel) Fluvastatin : Lescol (Novartis) Gemfibrozil : Gemfibril (Sistem), Lipogem (Eczacıbaşı), Lipos (Mustafa Nevzat), Lopid (Eczacıbaşı) Klofibrat : Atrofort (Doğu) Kolestiramin : Estramin (Kansuk), Kolestran (İltaş), Colestid (Upjohn) Lovastatin : Lovagen (Eczacıbaşı), Lovakor (Deva), Mevacor (MSD) Nikotinikasit: Niconacid (Wander Pharma) Pravastatin: Marincap (Koçak), Omega III (Nutri Farma), Seven Seas Pulse (Abdi İbrahim) Simvastatin: Lipovas (İlsan), Simvakol (Nobel), Zocor (MSD), Zovatin (Eczacıbaşı) Dekstrotroksin: Dynothel (Zaman) 58 ANTİVARİS İLAÇLAR Varis, genişleyen, uzayan ve ağrıyan damarlardır.Anüste toplar damar sisteminde (hemoroit), erbezlerinde (varikosel) ve midenin ağız kısmında oluşabilir.Nedeni tam olarak bilinmemektedir.Kalıtsal olduğu yönünde görüşler vardır.Cinsiyet hormonları ile varis arasında bir ilişki olduğu öne sürülmektedir.Varisin kadınlarda daha sık gözlenmesi buna bir işaretse de tam olarak açıklanamamıştır.Başlıca nedeni toplar damarlarda bir zedelenme sonucu ortaya çıkan trombozlardır.Süperfasiyel, bacak venlerinin dilatasyonu olup bağ dokusu zayıflığı , ödem ve atrofi sonucu oluşabilir.Ayrıca mekanik ve hormonol etkilerlede meydana gelebilmektedir. İlgile bölgede dolaşımın aktivasyonu, yürüme, hidroterapi, bisiklete binme ve bacak jimnastiği yararlı olmaktadır.Bu önlemlere ek olarak , antivaris ilaçlar varisli venlerin tedavisinde kullanılırlar.En yaygın olarak kullanılan ilaç sodyum moruhattır.Morina balığının karaciğerinden elde edilir.Varis tedavisinde eskin gibi triterpenik glikozitler kullanıabilir.Diüretik ilaçlarında ödem drenajı yaparak kısmen etkili oldukları bilinmektedir.Varis tedavisinde sıklıkla kullanılan ilaçlar şunlardır: Benzaron+ : 2-Etil-3-(4-hidroksibenzoil) benzofuran CO O OH CH2CH3 Sentezi : COCl CHO OH H2NNH2 CH3COCH2Cl O CO O O-CH3 O COCH3 C2H5 .HCl O-CH3 CO N O CH2CH3 CH2CH3 Trokserutin+ : 3’,4’,7’-Tris (2-hidroksietil)rutin OH O O-rutinoz HOCH2CH2O O OCH2CH2OH OCH2CH2OH 59 OH Tribenozit+ : Etil-3,5,6-tri-O-benzilglükofuranosit CH2O CH2 O C2 H5 CH2OCH CH2O OH Polidokanol+ : 3,6,9,12,15,18,21,24,27-Nonaoksanonatriyakontan-1-ol CH3(CH2)11(OCH2CH2)9OH Müstahzarlar Tribenosit : Procto-glyvenol (Novartis) Polidokanol : Kortos (Embil), Dentinax (Abdi İbrahim), Aethysklerol (Cem Farma) 60 DİÜRETİK İLAÇLAR Diüretik ilaçlar idrar hacmini artıran bileşiklerdir. Vücuttan su ve tuz alımını arttırdıkları için bunlara salüretikler de denir. Diüretikler, böbrekler üzerindeki etkilerine rağmen renal ilaçlar değillerdir. Böbrek hastalıklarının tedavisinde ve böbrek yetmezliği olan hastaların diyaliz başlangıcını geciktirmede kullanılmazlar .Aksine bir çok diüretik (tiyazitler, potasyum tutucu diüretikler) böbrek yetmezliğini arttırabilir. Bu nedenle sadece su elektrolit hareketini etkileyen diüretikler terapötik olarak kullanılabilir. Diüretikler etki yerlerine göre şöyle sınıflandırılabilirler : Proksimal tübül üzerine etkili olanlar - Karbonik anhidraz inhibitörleri - Ksantin türevleri - Ozmotik diüretikler Henle kulpu üzerine etkili olanlar - Civalı diüretikler - Kıvrım diüretikleri - Furosemit tipi kıvrım diüretikleri - Diğer kıvrım diüretikleri Distal tübül üzerine etkili olanlar - Tiyazit grubu diüretikler - Potasyum tutucu diüretikler - Aldosteron antagonistleri - Sikloamidin türevleri Diüretikler kullanılış yerleri şöyle sıralanabilir: Akut ödemler Kronik ödemler Hipertoni Akut ve kronik kalp yetmezliği Zehirlenmeler bağlı diürez güçlüğü Diabetes insipidus (şekersiz diabet) Glokom(karbonik anhidraz inhibitörleri) 61 1. Proksimal tübül üzerine etkili olanlar : 1.1 Karbonik anhidraz inhibitörleri : Karbonik anhidraz, alyuvarlar, renal korteks, göz, santral sinir sistemi, gastrik mukoza ve renal tübüllerde bulunan bir enzimdir ve karbondioksidin karbonik aside dönüşümünü katalizler. Oluşan karbonik asit ise hidrojen ve bikoarbonat iyonlarına dissosiye olur. Açığa çıkan hidrojen iyonu sodyum ile değişerek sodyum tutulmasını sağlar. Karbonik anhidraz inhidraz inhibitörleri hidrojen oluşumunu ve dolayısıyla bu değişimi engeller. Sonuçta sodyum ve buna bağlı olarak ta suyun reabsorbsiyonu azalır. Ayrıca amonyum oluşumu azalırken amonyumun geri emilmesi artar. Sülfamoil gruplarının yapısal benzerlikleri nedeniyle karbonik anhidraz enziminin aktif noktasına bağlandıkları ve böylece meydana gelen enzim inhibisyonu da hidrojenin konsantrasyonunun azalmasına ve sodyum ile bikarbonat iyonlarının atılımına yol açar. Karbonik anhidraz inhibitörü diüretiklerin uzun süreli kullanımında , idrar çok fazla alkalileşir ve vücutta asidoz oluşur. Asidoz oluştuğunda karbonik anhidraz inhibitörleri etkinliklerini kaybederler ve vücutta normal asit-baz dengesi oluşana kadar etkisiz kalırlar. Bu nedenle kullanımları sınırlıdır. Ayrıca potasyum kaybına yol açarlar. Karbonik anhidraz inhibitörleri günümüzde nadiren diüretik olarak kullanılmakla birlikte glokom tedavisinde sıkça kullanılmaktadırlar. Yapı – aktivite ilişkileri : Aktivite için yapıda sülfamoil grubu bulunmalıdır. Sülfamoil grubundaki azot atomu nonsübstitüe olmalıdır. Sülfamoil grubunun bağlı olduğu halka aromatik karakter taşımalıdır. Aşağıda bazı karbonik anhidraz inhibitörü ilaçlar verilmiştir. Bileşik Formül Asetazolamit+ 5-Asetilamino-1,3,4-tiyadiazol-2-sülfonamit N N CH3CONH Metazolamit+ 5-Asetilimino-4-metil-∆2-1,3,4-tiyadiazolidin-2-sülfonamit SO2NH2 S H3C N N CH3CON SO2NH2 S N Etoksazolamit+ 6-Etoksibenzotiyazol-2-sülfonamit C2H5O Cl S SO2NH2 Diklorfenamit+ 4,5-Diklorobenzen-1,3-disülfonamit Cl SO2NH2 62 SO2NH2 Asetazolamit+ Sentezi : N N CS2 H2NNHCSNH2 H2N S CH3CONH SH N N SO3H S 2- NH3 S O2 SH N N 1- Cl2 CH3CONH N N CH3COCl CH3CONH S SO2NH2 Diklorfenamit+ Sentezi : Cl HSO3Cl HO SO2Cl Cl SO2Cl Cl PCl3 HO NH3 Cl SO2Cl SO2NH2 Cl Cl SO2Cl SO2NH2 1.2. Ksantin türevleri : Ksantin bir pürin türevidir. Kahve ve çay ekstrelerinde bulunan kafein, teofilin, teobramin gibi ksantinlerin diüretik olarak kullanımları çok eskilere dayanır. Bu bileşikler , adenozin reseptörlerini bloke ederek böbreklerden renal medullaya doğru artan kan akışına neden olurlar. Bileşik Formül O Kafein+ 1,3,7-trimetilksantin O CH3 N H3C N N N CH3 O Teofilin+ N H3C N 1,3-dimetilksantin O N H N CH3 O Teobromin+ 3,7-dimetil ksantin N H N O N CH3 63 N CH3 Teofilin+ ve Kafein+ Sentezi: O CH3NHCONHCH3 CNCH2COOEt C2 H5ONa O HNO2 H3C N O N NH2 O N CH3 O H3C N O N HCONH2 NH2 O N R N O H (CH3)2SO4 N R N O N N CH3 NH2 CH3 O NH2 Na2S2O4 NO H3C N CH3 N N CH3 CH3 Kafein Teofilin 1.3. Ozmotik diüretikler : Düşük molekül ağırlıklı bileşiklerdir. Tam olarak metabolize olamazlar. Başlıca ozmotik diüretikler, mannitol, sorbitol ve izosorbittir. Sorbitol ve mannitol intravenöz uygulamadan sonra glomerülden süzülürler fakat tübüllerde reabsorbe olmazlar. Ozmotik basınçlarına bağlı olarak tübüler lümende su tutarlar ve diürezi arttırırlar. CH2OH CH2OH H C - OH HO C - H HO C - H HO C - H H C - OH H C - OH H C - OH H C - OH CH2OH CH2OH Mannitol Sorbitol HO H H O O OH H H Izosorbit 2. Henle kulpu üzerine etkili olanlar : 2.1. Civalı diüretikler : Bilinen ilk diüretik ilaçlardır. Kalomel (HgCl) kullanılan ilk civalı diüretiktir. Bu ve diğer civalı diüretiklerin absorbsiyonlarının zayıf olması ve toksik etkileri nedeniyle günümüzde pek kullanılmazlar. Ancak intramüsküler olarak çok şiddetli ödemlerde kullanılırlar. Mersalil+: o-[[3-(Hidroksimerküri)-2-metoksipropil]karbamoil]fenoksiasetikasit sodyum tuzu CONH CH2 - CH - CH2 - Hg OH O-CH3 OCH2COONa 64 Merallürit+: N-(ß-Karboksipropionil) -N’-[2-metoksi-3-(teofilin-7-il-merküripropil)]üre O HOOCCH2CH2CONHCONH CH2 - CH - CH2 - Hg O-CH3 N CH3 N N N O CH3 2.2. Kıvrım diüretikleri : Henle kulpunun çıkan kolunda etki gösterirler. Çok etkilidirler. İki alt grupta incelenirler. Furosemit tipi kıvrım diüretikleri Bileşik Formül Furosemit+ 4-Kloro-N-(2-furfuril)-5-sülfamoilantranilik asit NHCH2 Cl H2NO2S COOH Bumetanit+ 3-(Butilamino)-4-fenoksi-5-sülfamoilbenzoik asit NHC4H9 O H2NO2S COOH N Piretanit+ 4-Fenoksi-3-(1-pirolidinil)-5-sülfamoilbenzoikasit O H2NO2S Azosemit+ 2-Kloro-5-(1H-tetrazol-5-il)-4-[(2-tienilmetil)amino] benzensülfonamit COOH NHCH2 Cl H2NO2S S NH N O N N Diğer kıvrım diüretikleri Cl asit+ Etakrinik [2,3-Dikloro-4-(2-metilenbutiril)fenoksi] asetik asit CH3CH2COC CH2 65 Cl OCH2COOH O Etozilin+ N CH3 N 2-Karbetoksimetilen-3-metil-5-piperidino-4tiyazolidinon S CHCOOCH2CH3 O N CH3 Ozolinon+ 2-Karboksimetilen-3-metil-5-piperidino-4tiazolidinon N S CHCOOH Furosimit tipi kıvrım diüretiklerinin yapı etki ilişkileri : Bir numaralı konumda mutlaka karboksilik asit grubu bulunmalıdır. Beş numaraı konumda sülfamoil grubu optimal diüretik aktivite için gereklidir. Dört numaralı konumda sübstitüent olarak klor, triflorometil, veya fenoksi, alkoksi, anilino, benzil veya benzoil grupları bulunmalıdır. 5-sülfamoil benzoik asitlerin iki serisi arasındaki başlıca fark 2 ve 3 numaralı konumlara sübstitüe olan fonksiyenel grupların yapısıdır. 5-sülfamoil-2aminobenzoikasit serisinin 2-amino grubundaki sübstitüentler son derece sınırlıdır. Örneğin sadece furfuril, benzil ve tiyenilmetil türevlerimaksimum diüretik aktivite gösterir. Diğer yandan 5-sülfamoil-3-aminobenzoik asitlerin 3-amino grubundaki sübstitüentler optimum optimum diüretik aktiviteyi bozmayacak şekilde çok geniş bir aralıkta değiştirilebilirler. Etakrinik ait türevlerinin yapı etki ilişkileri : Molekülün oksiasetik asit kısmı benzen halkasının bir numaralı konumunda bulunduğunda optimum diüretik aktivite elde edilir. Keton grubu asit grubuna göre para konumunda olmalıdır. Klor veya metil gibi aktivite edici gruplar keton grubuna göre 3 veya 2 ve 3 numaralı konumlarda bulunmalıdır. Alkil sübstitüentleri keton grubuna konumunda ve 2-4 karbon atomu uzunluğunda olmalıdır. Çifte bağın doyurulması aktiviteyi azaltır. Furosemit+ Sentezi : Cl Cl 1. ClSO3H 2. NH3 COOH Cl Cl Cl O H2NO2S COOH 66 CH2NH2 H2NO2S NHCH2 COOH O Piretanit+ Sentezi : NH2 O O O O N O N 1. NaBH4 / BF3 O 2. Hidroliz COOCH3 (CH3)2CHNHO2S O O COOCH3 (CH3)2CHNHO2S COOH H2NO2S Azosemit+ Sentezi : Cl F H2NO2S 1. SOCl2 2. NH3 3. POCl3 COOH Cl F Cl 1. S H2NO2S CN NHCH2 CH2NH2 2. NaN3 N H2NO2S S N HN N Etakrinik asit+ Sentezi : Cl Cl Cl OH ClCH2COOH Cl HCHO HN(CH3 )2 Cl Cl OCH2COOH C3 H7COCl C2 H5CH2CO Cl (CH3 )2N-CH2-CH-CO Cl OCH2COOH C2 H5 - (CH3 )2NH Cl OCH2COOH Cl CH2=C-CO OCH2COOH C2 H5 Etazolin+ sentezi : H5C2OO-CH2-CN + HS-CH2COOC2 H5 S 1. Baz 2. H + H5C2OOC CH3 Br O N H Na2CO3 N 1. Br2 S H5C2OOC N O 2. S H5C2OOC HN CH3 N O CH3 3. Distal tübül üzerinde etkili olanlar : 3.1. Tiyazit grubu diüretikler : Tiyazitler bisiklik sülfonamid türevleridir ve bir tanesi halka sisteminde olmak üzere iki tane sülfonamit grubu taşırlar. Sodyum ve klorür iyonlarının atılımını arttırırlar. Bu arada potasyum ve magnezyum iyonları da artarak elimine olurlar. Buna karşılık kalsiyum ve fosfat iyonlarının atılımında azalma görülür. Kronik tedavide ve metabolik asidoz sırasında etkilidirler. 67 Yapı – etki ilişkileri : 2. konumda metil gibi küçük alkil sübstitüentleri olmalıdır. 3. konumda lipofilik grup sübstitüsyonu diüretik etkiyi belirli oranda artırır. Haloalkil, arilalkil veya tiyoeter sübstitüsyonu molekülün lipit çözünürlüğünü arttırarak diüretik etkinin uzamasını sağlar. 3. ve 4. konumlar arasındaki çifte bağın doyurulmasıyla elde edilen dihidro türevlerinde aktivite on kat daha fazladır. 4.,5. veya 8. konumlarda alkil grubu bulunması diüretik aktiviteyi azaltır. 6. konumda klor, brom, trifluorometil ve nitro gibi gruplar aktiviteyi arttırırken metil veya metoksi gibi gruplar aktiviteyi belirgin olarak azaltır. 7. konumda sülfamoil grubu mutlaka olmalı ve sübstitüent taşımamalıdır. R'' N H2NO2S S R' N R O O Bileşik Bentiyazit+ 3-[(Benziltiyo)metil]-6-kloro-7-sülfamoil-2H-1,2,4benzotiyadiazin-1,1-dioksit Klortiyazit+ 6-Kloro-7-sülfamoil-2H-1,2,4-benzotiyadiazin-1,1dioksit R R’ -H - CH2-S-CH2 -H R'' H N H2NO2S S O Hidroklortiyazit+ 6-Kloro-7-sülfamoil-3,4-dihidro-2H-1,2,4benzotiyadiazin-1,1-dioksit -H R’’ -Cl -Cl R' N R O -H -H -Cl Metilklotiyazit+ 2-Metil-3-klorometil-6-kloro-7-sülfamoil-3,4-dihidro2H-1,2,4-benzotiyadiazin-1,1-dioksit -CH3 -CH2Cl -Cl Triklormetiyazit+ 3,3-Diklorometil-6-kloro-7-sülfamoil-3,4-dihidro-2H1,2,4-benzotiyadiazin-1,1-dioksit -H -CHCl2 -Cl 68 Butizit+ 3-İzobutil-6-kloro-7-sülfamoil-3,4-dihidro-2H-1,2,4benzotiyadiazin-1,1-dioksit Politiyazit+ 2-Metil-3-[(2,2,2-trifluoroetiltiyo)metil]-6-kloro-7sülfamoil-3,4-dihidro-2H-1,2,4-benzotiyadiazin-1,1dioksit -H -CH2CH(CH3) 2 -Cl -CH3 -CH2SCH2CF3 -Cl Bendroflumetiyazit+ 3-Benzil-6-trifluorometil-7-sülfamoil-3,4-dihidro-2H1,2,4-benzotiyadiazin-1,1-dioksit -H Hidroflumetiyazit+ 6-Trifluorometil-7-sülfamoil-3,4-dihidro-2H-1,2,4benzotiyadiazin-1,1-dioksit -H Siklotiyazit+ 3-(2-Norbornen-5-il)-6-kloro-7-sülfamoil-3,4-dihidro2H-1,2,4-benzotiyadiazin-1,1-dioksit -H - CH2 -CF3 -H -CF3 -Cl Tiyazit benzeri sülfonamit diüretikleri : Cl R H2NO2S R' Bileşik R Mefrusit+ 4-Kloro-5-sülfamoil-N-metil-N-(tetrahidro-2-metil-2furfuril) benzen sülfonamit R’ CH3 -H - O2S-N-CH2 H3C Klopamit+ 4-Kloro-N-(cis-2,6-dimetilpiperidino)-3-sülfamoil benzamit H3C -H - CONH N H3C Klortalidon+ 2-Kloro-5-(1-hidroksi-3-okso-1H-izoindol-1-il) benzen sülfonamit O -H HN OH 69 O H3C Ksipamit+ 2-Hidroksi-4-kloro-5-sülfamoil-N-(2,6-dimetilfenil) benzamit -OH - CONH H3C NHOC- İndapamit+ 3-Sülfamoil-4-kloro-N-(2,6-dimetil-1-piperidinil) benzamit N CH3 H N CH3 -H Metolazon+ Fblokörler Cl N H2NO2 S O H3C H N Cl Kuinetazon+ 7-Kloro-2-etil-1,2,3,4-tetrahidro-4-okso-6sülfamoilkinazolin CH2CH3 NH H2NO2S O 3.2. Potasyum tutucu diüretikler : Potasyum tutucu diüretikler, aldosteron antagonistleri hariç nadiren tek başlarına verilebilirler. Tiyazitler veya kıvrım diüretikleri ile kombine halde kullanılırlar. İki grup altında incelenirler : 3.2.1. Aldosteron antagonistleri : Spironolakton ve onun metaboliti olan kanrenon ve potasyum kanrenoat tedavide kullanılır. Bu bileşiklerin etkileri geç başlar ve uzun sürer. Sodyum absorbsiyonunu ve potasyum atılımını azaltırlar. O O OH O CH H COCH2OH H O O O H H O Aldosteron H H SCOCH3 + H H H H COO- K OH H H H O O Spironolakton Kanrenon Potasyum kanrenoat 3.2.2. Sikloamidin türevleri : Bu grup diüretiklerde sikloamidin yapısı içeren triamteren ve amilorit toplayıcı kanalda ve distal tübülün son kısmında sodyum kanallarını bloke ederek etkilerini gösterirler. Ayrıca iyon proton değişimini de inhibe ederler. 70 Amilorit Hidroklorür+:3,5-Diamino-N-(aminoiminometil)-6-kloropirazino karboksamit monohidroklorür dihidrat N N N HN .HCl H2N C- NHOC N Cl Triamteren+:2,4,7-Triamino-6-fenilpteridin H2N N N N NH2 N NH2 Sentezi : H2N-C=NH NH2 NC-CH2-CN NaOCH3 H2N NH2 N N NaNO2.CH3COOH H2N O=N NH2 NH2 N N NaOCH3 Triamteren CH2CN NH2 Müstahzarlar Amilorit HCl: Moduretic (MSD) Asetazolamit: Diazomid (Sanofi-Synthelabo) Bumetanit: Bumid (Biokem) Furosemit: Desal (Biofarma), Foromid (Deva), Urex (Biosel) Hidroklortiyazit: Accuzide (Pfizer), Aldactazide (Ali Raif), Cibadrex (Novartis), Inhibace Plus (Roche), Konveril Plus (Nobel), Rilace Plus (Sanovel), Sinoretik (Eczacıbaşı), Triamteril (Deva), Zestoretic-10 (Abdi İbrahim) İndapamit: Coversyl Plus (Servier), Flubest (Ali Raif), Fludex (Servier), Flupamid (Sanovel), İndapen (Biofarma), Kafein: Adafen (Akdeniz), Dalvorin (Eczacıbaşı), Dolviran (Bayer), Spalt (Santa Farma), Klortalidon: Akuadon (Terra), Hypertens (Soylu), Regroton (Novartis) Teofilin: Aminocardol (Novartis), Asthmadol (Bozok), Talotren (Novartis), Teokap-SR (Nobel) Triamteren: Triamteril (Deva) 71 KAN VE HEMOPOETİK SİSTEME ETKİ EDEN İLAÇLAR Kan ve hemopoetik sistemi etkileyen ilaçlar şu alt gruplar altında incelenebilir. Hemostatik ilaçlar Antikoagülanlar Antitrombositik ilaçlar Trombolitik ilaçlar Antianemik ilaçlar Plazma ve plazma yerine geçen maddeler Su ve elektrolit dengesi bozukluklarında kullanılan ilaçlar Asit-baz dengesi bozukluklarında kullanılan ilaçlar HEMOSTATİK İLAÇLAR Hemostatik ilaçlar, kanamayı durdurma amacıyla kullanılan bileşiklerdir. Koagülanlar olarak da bilinirler. Hemostaz kanamanın durması, trombos ise damar içinde trombus (pıhtı) oluşumudur. Hemostaz kan kaybını engellemek için rol alan mekanizmaların tümünü ifade eder. Bu mekanizmalar, koagülasyon, platelet (trombosit) aktivasyonu, fibrinoliz ve damardan kaynaklanan etkileri içermektedir. Hemostazda trombositlerin başlangıçta damar iç yüzeyine yapışması gerçekleşir, ardından fibrin oluşarak kanama önlenmiş olur. Fibrinojen, protrombin, tromboplastin (trombokinaz) ve kalsiyum iyonları önemli pıhtılaşma faktörleridir ve tromboplastin dışındakiler kanda proenzim olarak dolaşırlar. Pıhtılaşmanın iki önemli yönü; platelet agregasyonu (trombositlerin kümeleşmesi) ve fibrin oluşumudur. Hemostatik ilaçlar sistemik hemostatikler ve lokal olarak kullanılan hemostatikler olarak iki grupta incelenirler. 1.Sistemik hemostatikler : a) Heparin antagonistleri : Güçlü bazik maddelerdir. Heparinle kompleks oluşturarak onu nötralize ederler. Protamin sülfat bu amaca en sık kullanılan ilaçtır. b) Antifibrinolitik ilaçlar : Bu grup bileşikler, plazminojen aktivitesini inhibe ederek, plazmin oluşumunu azaltarak veya plazmin etkisini antagonize ederek etki gösterirler. Aminokaproik asit , aminometilbenzoikasit bu grup ilaçlardandır. Aprotinin de popipeptid yapısında plazminin etkisiyle fibrinolizisi nhibe eden, pıhtılaşma faktörlerine etki ederek protrombinin trombine dönüşmesini durduran bir bileşiktir. Aminokaproik asit+: 6-Aminohekzanoik asit H2N(CH2)5COOH c) Vitamin K ve analogları : Pıhtılaşma faktörlerinin inaktif durumdan aktif duruma getirilmesi K vitamini içeren enzimlerle olur. Fitamenadion bu grup ilaçlardandır. 72 Fitomenadion+ : 2-Metil-3-Fitil-1,4-naftakinon O O d) Kan bileşenleri: Hemofili ve benzer durumlarda replasman için kullanılan ürünler, trombosit bozukluklarında kullanılan bileşikler ve trombosit konsantresi gibi bileşiklerdir. Plazma koagülasyon faktörlerindeki eksiklikler kanamaya neden olabilir. Bu gibi durumlarda plazma fonksiyonları kullanılır. e) Diğer ilaçlar : Etamsilat+: 2,5-Dihidroksibenzensülfonik asit dietilamin tuzu HO OH .(C2H5)NH SO3H Adrenalon+ : 3,4-Dihidroksi-α-metilaminoasetofenon HO HO COCH2NH-CH3 Karbazokrom+ : 1-Metil-3-hidroksi-5,6-indolindion semikarbazonu H2NCONHN OH O N CH3 2. Lokal hemostatikler Kanama bölgesine lokal olarak uygulanan maddelerdir. Koagülasyonu hızlandırırlar. Arter ve venerden kaynaklanan kanamalarda etkisidirler. Jelatin süngeri, oksitlenmiş selüloz, toz halde yada jelatin süngere emdirilmiş olarak kullanılabilen trombin, tromboplastin, %1 adrenalin çözeltisi (Sistemik etkileri göz ardı edilmemelidir.), ayrıca gümüş nitrat, potasyum alüminyum sülfat, çinkoklorür, potasyun permanganat, ve demir (III) klorür gibi astrenjan bileşiklerde kanamaları durdurmak amacıyla lokal olarak uygulanabilir. Müstahzarlar Aminokaproik asit : Epsamin (İbrahim Ethem) Aprotinin: Trasylol (Bayer) Etamsilat: Hemostaz (Yurtoğlu), Dicynone (Biotek) Fitomenadion: Konakion (Roche), Libavit-K (Liba) 73 ANTİKOAGÜLAN İLAÇLAR Kanın koagülasyonunu etkileyerek damar içi kan pıhtılaşmasını önleyen ilaçlardır. Kanın pıhtılaşma zamanını uzatırlar. Kronik damar hastalıkları, miyokard enfarktüsü, tromboz ve emboli oluşumunu engellemede kullanılırlar. Hemofili, aktif ülser, hipertansiyon ve kanama riski olan durumlarda kontrendikedirler. Antikoagülan ilaçlar, venöz tromboz tedavisinde kullanılırlar ama arteriyal trombazda başarısızdırlar. İki grup altında incelenirler. 1. Direkt etkililer Pıhtılaşma faktörleriyle doğrudan etkileşen bileşiklerdir. Bunlar; heparin ve heparinoitler, ankrot, hirudin, kan saklamada kullanılan sitrat tuzları ve EDTA gibi bileşiklerdir. 2. İndirekt etkililer ( Oral antikoagülanlar ) 2.1. Kumarin türevleri Bileşik Formül OH OH Dikumarol+ 3,3’-Metilenbis(4-hidroksikumarin) CH2 O O OH O O COOEt OH Etilbiskumasetat+ Etil bis-3,3’-(4-hidroksikumarinil) asetat CH O O O OH O CH2COCH3 Varfarin+ CH 3-(α-Asetonilbenzil)-4-hidroksikumarin O OH Nikumalon+ O CH2COCH3 CH 3-(α-Asetonil-4-nitrobenzil)-4-hidroksikumarin O OH Kumaklor+ 3-(α-Asetonil-4-nitrobenzil)-4-hidroksikumarin NO2 CH2COCH3 CH O 74 O O Cl H3C Siklokumarol+ O-CH3 O 3,4-Dihidro-2-metil-2-metoksi-4-fenil-2H,5Hpirano-[3,2,c][1] benzopiran-5-on C6H5 O O 2.2. İndandionlar O R O Bileşik R Fenindion+ 2-Fenil-1,3-indandion -H Klorindion+ 2-(4-Klorofenil)-1,3-indandion -Cl Bromindion+ 2-(4-Bromofenil)-1,3-indandion -Br Fluindion+ 2-(4-Fluorofenil)-1,3-indandion -F Anisindion+ 2-(4-Metoksifenil)-1,3-indandion -OCH3 Fluindarol+ 2-(4-Trifluorometilfenil)-1,3-indandion -CF3 Müstahzarlar Etil biskumasetat : Tromexan (Geigy) Fitomenadion: Konakion (Roche), Libavit-K (Liba) Heparin: Heparin ( Türfarma), Liquemine (Roche), Nevparin (Mustafa Nevzat) Varfarin: Coumidin (Eczacıbaşı), Orfarin (Drogsan) 75 ANTİTROMBOSİTİK İLAÇLAR Antitrombositler (antiptaletler) antiagregan ilaçlardır. Trombus (damar içi pıhtı) oluşumunu engellerler. Trombositler, damar endoleline yapışarak agregasyona (kümelenme) uğrarlar. Antiptalet ilaçlar, özellikle koroner arter hastalıklarındaki koruyucu etkilerinden dolayı son yıllarda üzerinde çok durulan ve yoğun araştırmalar yapılan bir ilaç grubudur. Bu grubun en önemli ilaçları aspirin, sülfinpirazon ve dipiridamoldür. Dipiridamol+: 2,6-Bis[dietanolamino]-4,8-dipiperidinopirimido[5,4-d] pirimidin N (HOCH2CH2)2N N(CH2CH2OH)2 N N N N N Sentezi : OH CH3COCH2COOC2H5 H2NCONH2 HO OH HNO3 N N HO OH N N N N H2/Pd NH2 N CH3 HO N COOH Cl OH H2NCONH2 N HO CH3 OH NO2 N PCl5 Cl Cl N N Dipiridamol 2. HN(CH2CH2OH)2 N N 1. HN Cl OH Sülfinpirazon+ : 1,2-Difenil-4-[2-(fenilsülfinil)etil] pirazolidin-3,5-dion O N N SOCH2CH2 O Sentezi : O SCH2CH2 CH COOC2H5 COOC2H5 NH + NH NaOC2 H5 N N SCH2CH2 O 76 H2O2 Sülfinpirazon Tiklopidin+ : 5-(2-Klorobenzil)-4,5,6,7-tetrahidrotiyeno[3,2-c] piridin Cl CH2 N S Sentezi : Cl N + Cl NaBH4 CH2 N CH2Cl S S Ozagrel+ : E 3-[4-(1H-imidazol-1-il metil)fenil-2-propenoik asit N CH=CHCOOH N CH2 Sentezi : CH=CHCOOCH3 BrCH2 N N + NaOH N H Ozagrel CH=CHCOOCH3 N CH2 Aspirin+ : COOH OCOCH3 Sentezi : HNO3 NO2 + H2 NH2 HCl N N H2SO4 COOH ISI OH NaOH ONa CO2 COOH OH (CH3CO)2O OCOCH3 BASINÇ Müstahzarlar Aspirin : Aspirin (Bayer), Alaspin (Liba), Ataspin (Atabay), Babypin (Pfizer), Bebaspin (Deva), Coraspin (Bayer), Ecoprin (Abdi İbrahim) Dipiridamol: Drisentin (Sanovel), Kardisentin (Biokem), Rombosit (Fako) Sülfinpirazon: Anturan (Geigy), Agrelizin (Yurtoğlu) Tiklopidin: Agretik (Biokem), Ticlid (Sanofi), Ticlocard (Koçak) 77 TROMBOLİTİK İLAÇLAR Antikoagülan ilaçların kan damarlarında 72 saatten daha önce oluşan trombus üzerine etkileri yoktur. Trombolitikler damar içinde oluşan trombusu eriten ilaçlardır. Fibrinolitikler olarak da bilinirler. Fibrinoliz, pıhtılaşma sonucu oluşan fibrinin kimyasal parçalanması sonucu, plazmin (fibrinolizin) adlı enzimin etkisiyle, pıhtının erimesidir. Fibrinolizin nonspesifik bir proteaz olup plazmada plazminojen (profibrinolizin) denen bir prekürsör halinde bulunur. Trombolitikler, endojen plazminojenin fibrinolizine dönüşmesini uyararak etki gösterirler. Oluşan plazmin fibrini parçalar. Trombilitik ilaçlar, protein yapısında olup enzimatik aktiviteye sahiptirler, aynı zamanda plazma viskozitesini ve eritrosit agregasyonunu azaltırlar. Etki mekanizmaları şöyledir; Plazminojen Plazmin Fibrin Çözünür peptit Plazminojen, α2-antiplazmin, streptokinaz, brinolaz, fibrinolizin, defibratit, alteplaz, retaplaz, anistreplaz, ürokinaz trombolitik olarak kullanılan bileşiklerdir. Bu ilaçların neden olduğu kanamalar, aminokaproik asit gibi fibrinolitik inhibitörleri tarafından tedavi edilir. Müstahzarlar Alteplaz : Activase (Genentech) Retaplaz: Rapilysin (Roche) Streptokinaz: Streptase (Hoescht Marinon Roussel) Ürokinaz: Urokinase (Onko-Koçsel), Ukidan (Serono) 78 ANTİANEMİK İLAÇLAR Anemi (kansızlık tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Anemi; demir, B12 vitamini, folik asit gibi, eritrositler için gerekli bileşenlerin yetersiz olması durumunda ortaya çıkar. Aneminin ortaya çıkışında rol oynayan bazı faktörler şunlardır: Kan kaybına bağlı anemiler : Bunlar akut (yaralanma ve arter ve ven yırtılmaları sonucu ortaya çıkar) ve kronik ( peptik ülser, hemoroit ve hemorajiler sonucu gelişen kanamaların sebep olduğu) olabilirler. Eritrosit yapımındaki yetersizliğe bağlı anemiler, alyuvar yapımı (eritropoezis) ile ilgili faktörlerin yetersizliğine bağlı olup, demir eksikliği anemisi, bakır ve kobalt eksikliği anemisi, B12 vitamini eksikliği anemisi, kemik iliği yetmezliğine bağlı anemi ve folik asit yetmezliğine bağlı anemiler gibi çeşitli alt gruplara ayrılırlar. Eritrosit parçalanmasına bağlı anemiler (hemolitik anemi) Eritrositlerin azalmış yapımı ve artmış yıkımı sonucu ortaya çıkan anemiler: Hemoglobinopati ( Hemoglobin molekülünün genel yapısının genetik olarak bozulması hali) ve talasemi (Akdeniz anemisi) bu gruba örnektir. Anemi tedavisinde kullanılan ilaçlar şu gruplarda incelenebilir: Demir eksikliğinde kullanılan ilaçlar : Vücuda demir sağlayan ve demir eksikliğinde kullanılan ilaçlara hematinik ilaçlar da denir. Bu amaçla demir preparatları kullanılmaktadır. Megaloplastik anemide kullanılan ilaçlar : Megaloblast, vitamin B12 ve folik asit yetmezliğinde alyuvarların normalden daha fazla büyümesidir. Bu tip anemide kobalaminler ( Hidroksikobalamin, Siyanokobalamin, Metilkobalamin vs.), lökoverin kullanılır. Hematopoetik gelişme faktörleri : Kemik iliğinde projenitör hücrelerin açığa çıkmasını ve başkalaşımını düzenleyen faktörlerdir. Başlıca gelişme faktörleri; eritropoietin, koloni stimüle edici faktör (G-CSF) ve interlökindir. Müstahzarlar Demir fumarat : Fersamal (Glaxo), Vi-Fer (Deva) Demir Glükonat: Ferro-vital (Eczacıbaşı) Demir Hidroksit: Ferrum (Abdi İbrahim) Demir Sodyum Edetat: Sytron (Parke-Davis) Demir Sorbitol: Jectofer (Eczacıbaşı) Eritropoetin: Eprex (Gürel), Recormen (İ. Ethem) İnterlokin: Proleukin (Roche) Siyanokobalamin: Ctamen (Glaxo), Dodex (Deva) 79 PLAZMA VE PLAZMA YERİNE GEÇEN BİLEŞİKLER Kan, dokulara oksijen ve besinlerin taşınması, karbondioksit ve metabolitlerin dokulardan uzaklaştırılması, vücut sıcaklığını ayarlama, çeşitli iyonların dengelenmesi gibi fizyolojik rolleri üstlenmiştir. Normal koşullarda kan hacmi sabittir. Hemoraji, kusma, diyare ve diğer patolojik durumlarda ayrıca, travmalar, yaralanmalar veya cerrahi işlemler sırasında kan hacmi düşer. Bu durumda kan transfüzyonu veya kan bileşenleri verilebilir. Kan transfüzyonunun alerji, enfeksiyon, hemoliz, kontaminasyon ve immün cevap riskleri nedeniyle çoğu zaman tam kan yerine kan bileşenlerinin verilmesi yolu izlenmektedir. Bu yola plazma, albumin, immünoglobulin, plazma protein fraksiyonları, alyuvarlar, granülosiler verilebilmektedir. Bu bileşikler, antijen ve pirojen taşımamalı, toksik olmamalı, kan viskozitesini arttırmamalı, koagülasyon üzerine etkili olmamalı, kolay sterilize edilebilmeli, dayanıklı olmalı, organlarda ve plazma bileşenlerinde harabiyet yapmamalı ve atılımı tam olmalıdır. Plazma ürünleri ve yardımcı maddeler iki grupta incelenirler: 1. Hipovolemide kullanılan maddeler: Bunlar, kan, plazma ve plazma proteinleridir. 2. Plazma yerini tutan maddeler: Bunlar dekstran, jelatin, fluosol DA, hidroksietil nişasta ve tuz çözeltileridir (Serum fizyolojik, Ringer, Laktatlı Ringer çözeltileri ). Müstahzarlar Albumin: Albuminar (Farma-Tek), Albumin-LFB (Er-Kim), Human Albumin (Berk), Zenalb (Sodhan) Dekstran: Dekstran 70:Macrodex (Eczacıbaşı), Dekstran 40:Rheomacrodex (Eczacıbaşı) Hidroksietil Nişasta: Plasmasteril (Fresenius), HAES-Steril (Fresenius) Polijelin: Haemaccel (Hoechst) 80 SU ve ELEKTROLİT DENGESİ BOZUKLUKLARINDA KULLANILAN İLAÇLAR Su insan vücudunu oluşturan elemanlardan en büyük olanıdır. Vücut sıvıları, suya geçirgen bir hücre zarı tarafından hücre dışı veya hücre içi olmak üzere ikiye ayrılırlar. Vücut suyunun üçte ikisi hücre içi, üçte biri ise hücre dışı sıvıları şeklinde dağılım gösterir. Vücudun normal su ihtiyacı günde ortalama 1500-2000 ml dir. Vücudun su içeriği ; susama mekanizması , böbreklerin çalışması ve böbreklerin çalışmasında önemli rol oynayan antidiüretik hormon (ADH), renin-anjiotensin-aldosteron sistemi ve artiyal natriüretik faktör yardımıyla sabit tutulmaya çalışılır. Sıvı ve elektrolitlerin vücuttan aşırı kaybına neden olan başlıca elementler, gastroenterik kayıplar ( diyare ve kusma ), renal kayıplar ( adrenal hastalıklar, böbrek hastalıkları, diüretikler ) , hemoraji, düzensiz sıvı alımı, yanıkların neden olduğu aşırı deri hastalıkları, diabetes insipidus ve aşırı beslenmedir. Kalsiyum, magnezyum, demir, fluor v.b bazı mineraller vücudun normal fonksiyonlarını yürütebilmesi için, dokuların ve kemiklerin gelişimi için gereklidir. Ayrıca bazı enzimlerin ( bakır dopamin -hidroksilaz’ın ve sitokrom C oksidaz’ın, çinko karbonik anhidraz’ın) ve diğer önemli bileşiklerin ( kobalt vitamin B12’nin,iyot tiroksin’in, demir hemoglobin’in ) yapı taşlarıdır. Oksijenin taşınması, kasların kasılması, ozmotik basıncın düzenlenmesi ve santral sinir sisteminin düzenli çalışması gibi birçok fizyolojik fonksiyonu düzenlerler. Hidrasyonun anormal olduğu durumlarda asit-baz ve su-elektrolit dengesizliği değiştirme tedavisi ile düzeltilebilir. Bu tedavide ana bileşik sudur. Kalsiyum, magnezyum, potasyum ve sodyum temel elektrolitleri oluşturur. Bazı preparatlar, aminoasit ve şeker gibi besleyicileri içerebildiği gibi, miks sulu çözeltiler yapılarında bir çok elektrolit, bir şeker ve belli aminoasitleri bulundururlar. Bu tedaviler oral ve parenteral yolla yapılmaktadır. Vücuttaki elektrolit dengesinin bozulması ile ortaya çıkan durumlar, nedenleri ve oluşan semptomlar tabloda gösterilmektedir. Nedeni Oluşan semptomlar Elektrolit bozukluğu Serum düzeyi (mmol / L) Hiponatremi 135 Yüksek Na+ kaybı; kardiyak bozukluk, Na+ kaybıyla oluşan izotonik karaciğer sirozu v.b. nedenlerle Na+ veya hipotonik dehidratasyon; Na+ dağılım bozukluğuyla dağılımında bozukluk. hiperhidrasyon Hipernatremi 150 Artmış Na+ alınımı; Na+ tutulması;su Artmış Na+ alınımı, Na+ tutulması ile kaybı hipertonik hiperhidrasyon; su kaybıyla beraber hipertonik dehidrasyon Hipokalemi 3.5 K+ alınımında yetersizlik , Kas zayıflığı, gastrointestinal hiperaldesteronizmle K+ kaybı , şikayetler, apati, böbrek Cushing sendromu, salüretiklerle rahatsızlıkları, EKG değişiklikleri. tedavi, kronik laksatif alışkanlığı, akut alkolazla beraber oluşan K+dağılım bozuklukları Hiperkalemi 5.5 Kronik veya akut renal rahatsızlıklar ile Hipokalemiye benzer rahatsızlıklar azalmış K+ atılımı mineralokortikoit eksikliği, K+ tutucu salüretiklerle tedavi. 81 Hipokalsemi 2 Hiperkalsemi 2.7 Paratiroid hormon hipersekresyonu, Kilo kaybı, iştah kaybı, kabızlık, D vitamini zehirlenmesi, malign kardiyak aritmiler hiperkalsüri, tümerler ciddi vakalarda koma Hipomagnezemi 0.7 Kronik intestinal hastalıklar, Hipokalsemiye hipertiroidizm, hiperaldosteronizm rahatsızlılar, taşikardi Hipermagnezemi 1.25 Yetersiz Ca++ alınımı, paratiroid Santral sinir hormon hiposekresyonu kabiliyetinde malabsorbsiyon . parestezi Renal yetersizlik, Addison hastalığı sistemi uyarılma artma, tetani, benzer hipotirodizm, Santral sinir sitemi fonksiyonlarının inhibisyonu, kabızlık kürar benzeri etkiler 1. Dehidratasyon ve sodyum dengesi bozuklukları : Su kaybı, su alınışından daha fazla olduğunda su ve sodyum dengesi bozukluklarının büyük bir kısmını oluşturan dehidratasyon görülür. Bunun tersi hiperhidratasyon ise ödemli hastalıklar sırasında sodyum retansiyonuna bağlı olarak gelişir. Sık görülen diğer bir durum ise cerrahi girişimler sırasında veya sonrasında gelişen su ve elektrolit retansiyonudur. Başlıca üç tip dehidratasyon vardır ; İzotonik dehidratasyon : Aynı oranlarda su ve elktrolit kaybının görüldüğü dehidratsyonlardır. Hücre dışı sıvı hacmi azalırken ozmolalite değişmez. Diyare ve kusmaya bağlı durumlarda görülmektedir. Hipertonik dehidratasyon : Su kaybının yüksek olduğu, elektrolit kaybının olmadığı veya düşük oranlarda kaldığı dehidratasyon şeklidir. Serum sodyum konsantrasyonu yükselir ve hipernatremi gelişir. Hipotonik dehidratasyon : Su kaybı ile karşılaştırıldığında elektrolit kaybının daha fazla olması halinde görülen dehidratasyon şeklidir. Genellikle beraberinde hipernatremi görülmektedir. Hipernatremi vakalarında, başlangıçta elektrolitsiz veya düşük elektrolitli çözeltiler kullanılır. Uygulama ağızdan su verilmesiyle ve intravenöz % 5’lik glükoz infüzyonuyla yapılır. Hipernatremi su kaybına bağlı değil aşırı tuz yüklemesine bağlıysa furosemit ile birlikte % 5’lik glükoz çözeltisi intravenöz infüzyonu şeklinde uygulanır. Hiponatremi tedavisi dehidratasyonlu ve dehidratsyonsuz olmasına göre değişiklik göstermektedir. Dehidratasyonlu vakalarda (hipotonik dehidratasyon) sodyum klorür eksikliğini gidermeye yönelik uygulamalar yapılır. Ağır vakalarda % 3 lük, diğer durumlarda % 0,9 luk sodyum klorür çözeltisi intravenöz infüzyonu şeklinde uygulanır. Hastaya intravenöz olarak glükoz, insülin ve potasyum klorür çözeltisi yüklenerek hücre içi potasyum düzeyini artırmak suretiyle de hiponatremi tedavisi yapılabilir. Cerrahi girişim ve anestezinin yaptığı, stres, benzer bir durum olan travma, vazopressin, kateşolamin, renin anjiyotensin ve aldosteron düzeylerinde artışa neden olduğundan su ve tuz retansiyonu sonucunda oligüreye neden olur. Bu duruma perioperatif retansiyon denir ve hücre dışı sıvı hacmi azalarak hipovolemi oluşur. 82 Sodyum dengesi bozukluklarında kullanılan preparatlar şunlardır ; Sodyum klorür : NaCl % 0,9 NaCl çözeltisi %3 ve %5 NaCl çözeltileri Ringer çözeltisi : NaCl , K , Ca içerir. Laktatlı ringer çözeltisi : NaCl , K , Ca, Na laktat içerir. İzolit ve benzeri çöltiler : MgCl2, Na sitrat, ve Na asetat içeren modifiye ringer çözeltisidir. %0,9 NaCl- %5 dekstroz çözeltileri karışımı 2. Hiperhidratasyon : Hücre dışı sıvı hacminin artmasıyla karakterize bir durumdur ve dehidratasyonun tersi olarak düşünülebilir. Primer, izotonik ve hipotonik hiperhidratasyon olmak üzere üç ana başlıkta değerlendirilmektedir. Primer hiperhidratasyon (su zehirlenmesi), antidiüretik hormonun aşırı verilmesi ya da vücutta aşırı salıverilmesi halinde görülür. Oluşan hidratasyon hiponatremiktir ve tedavisinde su alınması kısıtlanır, %5 NaCl çözeltisi intravenöz olarak uygulanır. İzotonik hiperhidratasyon kardiyak, hepatik ve bazı renal ödem durumlarında görülürken hipertonik (hipernatremik) hiperhidratasyon çok nadir olmakla beraber aşırı miktarda tuz veya intravenöz olarak aşırı miktarda hipertonik tuz çözeltisi alınmasıyla ortaya çıkar. Hiperhidratasyonların tedavisi diüretik ilaçlarla yapılmaktadır. 3. Spesifik iyonların düzeylerinin değişmesi halinde kullanılan çözeltiler : 3.1 Potasyum tuzları : 3.1.1 Hipokalemi ve tedavisinde kullanılan ilaçlar : Plazma potasyum konsantrasyonlarının normal sınırları 3,5-5 mEq/lt olarak kabul edilir. Bu değerlerin altına inmesi durumu hipokalemi, üstüne çıkması durumu ise hiperkalemi olarak tanımlanır. Potasyum hücre içi sıvılarda yüksek, hücre dışı sıvılarda düşük konsantrasyonlarda bulunur. Potasyumun hücreden dışarı çıkması sodyum iyonunun içeri girmesi olayına bağlı olarak aktif transportla meydana gelmektedir. Hücre dışı sıvılarda hidrojen iyonu konsantrasyonu arttığında (asidozda), potasyumunda hücre dışına çıkışı artar. Kronik böbrek yetmezliği gibi asidoz yaratan hastalıklarda genellikle hiperkalemi oluşmaktadır. Vücut potasyum dengesinin ayarlanmasında en önemli rolü böbrekler oynamaktadır. Hipokalemi tedavisinde ilk önlem, hipokalemiye neden olan primer durumun düzeltilmesidir. Daha sonra potasyum çözeltileri ile tedaviye geçilir. Diyareye bağlı hipokalemi oral rehidratasyon sıvıları ile önlenebilir. Hipokalemi durumu genellikle hücre içi potasyum deposundaki eksikliklerle görülür. Depodaki eksikliği gidermek için nispeten fazla miktarda potasyuma gerek vardır. Hipokalemi durumunda kullanılan preparatlar : KCl çözeltileri K3PO4 çözeltisi CH3COOK çözeltisi Darrow çözeltisi Oral potasyum preparatları : KCl ve Glükonat 83 3.1.2 Hiperkalemi ve tedavisinde kullanılan ilaçlar : Böbreğin potasyum düzeyini düzenleyici etkisi nedeniyle böbrek fonksiyonu normal olan kimselerde belirgin bir hiperkalemi görülme olasılığı düşüktür. Oligürili akut ve kronik böbrek bozukluğu olan hastalarda potasyum itrahının azalması, travma, büyük yanıklar, ağır infeksiyonlar ve büyük cerrahi girişimler gibi durumlarda zedelenen dokulardan veya eritrositlerden fazla miktardaki potasyumun hücre dışı sıvıya salıverilmesi, asidoz, adrenal korteks yetmezliği ve potasyum dengesini değiştirici ilaçlar ( Potasyum tutucu diüretikler, ACE inhibitörleri, süksinilkolin ) hiperkalemiye neden olurlar. Hiperkalemi tedavisinde hiperkaleminin kalp üzerindeki etkilerini kaldırmak ve aritmileri önlemek amacıyla % 10 luk kalsiyum glukonat çözeltisi intravenöz olarak kullanılır. Hipertonik glükoz çözeltisi ve iyon değiştirici reçinelerde hiperkalemi tedavisinde kullanılan diğer seçeneklerdir. İyon değiştirici reçineler hidrokarbon zincirine bağlı iyonize olabilen grupları taşıyan inert organik polimerlerdir. Anyon değiştiriciler ve katyon değiştiriciler olmak üzere iki tipte bulunurlar. İyon değiştirici reçineler gastrointestinal kanaldaki iyonlarla etkileşerek plazmanın elektrolit dengesini değiştirirler. Poliamin-metilen reçinesi gibi bazı zayıf anyon değiştirici reçineler ; peptik ülser tedavisinde antiasit olarak, kalsiyum polikarbofil ise diyare tedavisinde hidrofilik madde olarak kullanılmaktadır. Bazı katyon değiştirici reçineler ise anuri ve oliguriye bağlı olarak gelişen hiperkalsemi tedavisinde kullanılmaktadır. Örneğin alüminyum polistiren sülfonat ve sodyum polistiren sülfonat sodyum iyonunun gastrointestinal kanaldan absorbsiyonunu azaltırlar. 3.2. Kalsiyum tuzları : Kalsiyum vücutta diğerlerine oranla daha yüksek oranda bulunan bir mineraldir. Kalp, kas ve sinir sisteminin normal fonksiyonlarında hayati görevleri olduğu gibi kan pıhtılaşmasında da görev yapar. Hiper ve Hipokalsemi iyonize halde bulunan kalsiyumun değişen konsantrasyonları ile ortaya çıkar. Kan ve kemikler, içindeki kalsiyumun miktarında paratirin, kalsitonin ve vitamin D tarafından düzenlenen dinamik bir ilişki söz konusudur. Ayrıca bazı ilaçlarda ( koladronat disodyum, elkatonin, etidronat disodyum v.b) hücresel düzeyde kalsiyumun metabolik düzenlenmesini etkilemektedir. Bu ilaçlar hipokalsemik durumlarda kemiklerden aşırı mineral kaybını önlerler. Kalsiyum tuzları kalsiyum eksikliğinde kullanılan bileşiklerdir. Kalsiyum asetat, karbonat, klorür, glübiyonat, glükonat, laktat, ve fosfat tuzları örnek olarak verilebilir. Oral veya parenteral yolla kullanılabilirler. 3.3. Magnezyum tuzları : 3.3.1 Hipomagnezemi ve tedavisinde kullanılan ilaçlar : Magnezyum iyonu kalsiyum iyonun antagonisti olarak hücre ve membran fonksiyonlarında önemli rollere sahiptir. Kronik böbrek hastalıkları ve şiddetli ve uzun süren diürez hallerinde hipomagnezemi meydana gelebilir. Diüretik ilaçların kullanılması sırasında gelişen hipokaleminin yanında hipomagnezemide oluşmaktadır. Hipomagnezemi tedavisinde parenteral olarak magnezyum sülfat verilir. Hafif magnezyum eksikliği varsa oral yoldan magnezyum hidroksit süspansiyonu (magnezyum sütü ) verilmesiyle yapılan tedavi yeterli olabilir. Ancak oral yolla yapılan tedavilerde magnezyum 84 klorür biyoyararlanımının daha iyi olması nedeniyle magnezyum oksit, hidroksit ve karbonata nazaran daha çok kullanılır. 3.3.2. Hipermagnezemi ve tedavisinde kullanılan ilaçlar : Böbrek yetmezliği olan hastalarda antiasit, laksatif, veya pürgatif olarak magnezyum içeren ilaçlar kullanıldığında görülür. Hipermagnezemide semptomatik tedavi yapılır ve diürez furosemit ile sağlanır. Antidotu kalsiyum tuzlarıdır, genellikle kalsiyum glükonat çözeltisi intravenöz olarak yavaş injeksiyon suretiyle uygulanır. 3.4. Fluor tuzları : Yeterli fluor alımı diş çürüklerine karşı önemli ölçüde direnç oluşmasını sağlar. Fluorun diş mine ve plağı üzerindeki topikal etkisinin sistemik etkisinden daha önemli olduğu kabul edilmektedir. İçme suyundaki fluor miktarının litrede 700 g’ ın altına düşmesi halinde kişilerede flour alımı yapay olarak desteklenmelidir. Tablet ve damlaların kullanımı uygun bir seçenek olsa da, sodyum florür veya monofluorofosfat içeren diş macunlarının kullanılması en pratik çözümdür. Özellikle diş çürümelerine yatkın olan kişilerde fluorlu çalkalama solüsyonları yada fluorlu jeller ile ek koruma sağlanabilir. 3.5. Çinko tuzları : Sadece eksikliğinin görüldüğü durumlarda kullanılır.Yetersiz beslenen kişilerde, emilim bozukluğunda, travma, yanıklar ve protein kaybına neden olan durumlar sonucunda vücuttan kaybının arttığı zaman ve intravenöz beslanme sırasında meydana gelebilir. Bu durumda intravenöz olarak çinko sülfat çözeltisi kullanılır. Tedavi klinik iyileşme görülene kadar sürmeli, devam eden çinko kaybı yoksa yerini beslenme önlemleri almalıdır. Müstahzarlar Çinko Preparatları : Zinc Nutrimed (Nutrifarma) Flor Preparatları : Kalsiflour (İlsan), Zymaflour (Novartis) Kalsiyum Preparatları: Procalamin elektroliti (Eczacıbaşı), Calcium-Sandoz (Novartis), Calcidine (Biofarma), Laktatlı Ringer (Eczacıbaşı), Ringer (Eczacıbaşı) Kalsiyum / C Vitamini: Ca-C 1000 (Novartis), Fosfokalsiyum (Münir Şahin) Magnezyum Preparatları: İsosol (İ.E. Ulagay), Isolyte Dengeli Elektrolit (Eczacıbaşı), Magnezyum sülfat (Biosel) Oral Rehidratasyon Tuzları: Berk-Oral (Berko), Ge-Oral (Kansuk), Pedialyte (Abbott) Potasyum Preparatları : Kadaleks (Eczacıbaşı), Kadex-40 (Eczacıbaşı), Kalideks (İ.E. Ulagay), Kalinor (Knoll), Novosal (Novartis) Sodyum Preparatları : İzotonik (Polifarma), Isolyte (Eczacıbaşı), Izolen (Polifarma) 85 ASİT-BAZ DENGESİ BOZUKLUKLARINDA KULLANILAN İLAÇLAR Vücut sıvılarında asit-baz dengesinin normal düzeyde olduğu durumlarda arteriyel kan pH’sı 7,34-7,43 arasında bulunurken ortalama değeri 7,4 hücre içi sıvıların pH ‘sı ise yaklaşık olarak 6,9’ dur. Vücuttaki tampon sistemler, hücre dışı ve hücre içi sıvılarda ve kemiklerde bulunurlar. Hücre içi sıvılardaki tampon sistemlerine proteinler, organik ve inorganik fosfatlar ve eritrositlerin içindeki hemoglobin örnek verilirken, kan iyon (H+) konsantrasyonunun büyük ölçüde değişmesi bikarbonat sistemi (karbon dioksit-bikarbonat tampon sistemi) ile engellenmekte, pH normal sınırlar arasında tutulmaktadır. Hücre içindeki hidrojen iyonunun (H+) tamponlanmasının plazmanın iyon (K+) düzeyi üzerinde önemli etkileri vardır. Hücrelere H+ girişi ve çıkışı elektiriksel nötraliteyi sağlamak için aksi yönde K+ ve sodyum iyon (Na+) hareketine yol açar.Plazmadaki en önemli tampon sistemi olan karbonik asit-karbonat sistemidir. Plazma bikorbonat konsantrasyonu böbrekler tarafından ayarlanırken, plazma karbon dioksit konsantrasyonu akciğerler ventilasyon hacmi ve hızını etkiler. Normal olarak oksidatif metabolizmanın sonuç ürünü olan karbon dioksit istirahat halinde 10 mmol/dakika veya 10 mol/gün miktarında üretilirken, devamlı olarak soluma yolu ile uzaklaştırılmaktadır. Kandaki asit birikimi soluma hızı (hiperventilasyon) ve karbondioksit eliminasyonunu artırmakta, tersi olarak baz konsantrasyonundaki artış solumada yavaşlamaya (hipoventilasyon) neden olmakta, H+ konsantrasyonu ve kan pH’sı normal değerlere ulaşmaktadır. Plazma karbondioksit ve bikarbonat düzeylerinin değişmesi asit-baz dengesinin bozulmasını (asidoz ve alkolaz) başlatır. Primer değişme, karbon dioksit düzeyinde ise pH’ daki değişmenin respiratuvar nitelikte olduğu, bikarbonat düzeyinde ise metabolik nitelikte olduğu söylenir. Asit-baz dengesi bozuklukları, respiratör asidoz ve alkaloz, metabolik asidoz ve alkaloz olmak üzere dört gruba ayrılmaktadır. Asidoz durumlarında vücut sıvılarının pH’sı 7,37 nin altına inmiştir.Respiratuar asidoza ventilasyonun azalması veya alveollerdeki gaz değiş tokuşunun azalması sonucu alveollerden karbon dioksit atılmasının azalması ve bu gazın vücutta birikmesi neden olur.Metabolik asidoz, metabolik bozuklukların sonucu olarak asit metabolitlerin aşırı miktarda oluşumu ile bunların karaciğer ve diğer dokularda yıkılması sonucu dokularda birikmelerine bağlı olarak gelişir.Metabolik asidozun bir alt tipi olan renal asidoz ise böbreklerden hidrojen iyonu atılmasının azalmasına bağlı olarak gelişir. Alkolaz durumunda vücut sıvılarının pH’sı 7,43 ‘in üzerine çıkar.Respiratuvar alkaloza akciğerlerden aşırı miktarda karbon dioksitin atılımı neden olurken metabolik alkaloza neden olurken metabolik alkaloza gastrointestinal kanaldan ve böbreklerden hidrojen iyonlarının kaybı ve aşırı miktarda sodyum bikorbonat alınması neden olur. Asit-baz dengesi bozuklukları genellikle iki türlü olur.Birinci tip asit-baz dengesi bozuklarında metabolik ve respiratuvar tipteki asit-baz dengesi bozukluğu bir arada görülmekte ve bunlardan biri primer bozukluk iken, diğeri primer bozukluğu kompanse etmek üzere oluşan sekonder olarak oluşmaktadır.Metabolik asidozun hiperventilasyon oluşturarak respiratuvar alkaloza neden olması bu tip bozukluklara örnek olarak verilebilir.İkinci tipte ise daha seyrek görülmekte beraber iki veya daha fazla asit-baz bozukluğu bir arada görülür.Örneğin diüretik alan bir astmalı hastada nöbet sırasında metabolik alkaloza ilave olarak respiratuvar asidoz oluşmaktadır. 86 Asidoz tedavisinde kullanılan preparatlar : Sodyum bikarbonat : NaHCO3 NaHCO3 çözeltisi Sodyum laktat : CH3-CH-COONa OH İzotonik ( 1/6 molar ) sodyum laktat çözeltisi Hipertonik (1 molar ) sodyum laktat çözeltisi Sodyum sitrat ve sitrik asit çözeltisi (Shohl çözeltisi): CH2COOH HO C COOH CH2COOH NaHCO3 CH2COONa HO C COONa CH2COONa Sodyum sitrat Sitrik asit Trometamin çözeltisi: NO2 HOH2C C CH2OH CH2OH H2 NH2 HOH2C C CH2OH CH2OH 2-Amino-2-hidroksimetil-1,3-propandiol Trometamin Alkaloz tedavisinde kullanılan ilaçlar : İzotonik (1/6 molar) amonyum klorür çözeltisi: (NH4)Cl çözeltisi Arginin hidroklorür çözeltisi H2NCN + H2NCH2CH2CH2CHCOOH Ba(OH)2 NH2 + HN=C=NHCH2CH2CH2CHCOOH Arginin NH2 Hidroklorik asit çözeltisi: HCl Çözeltisi Müstahzarlar Sodyum bikarbonat : Molar Sodyum Bikarbonat (Biosel), Sodyum Bikarbonat (Drogsan) Sodyum laktat : % 5 Dekstroz Laktatlı Ringer (Eczacıbaşı), (Biosel), (İ.E. Ulagay) 87