Travma Sonrası Psikolojik Danışma Rehberi

advertisement
Travma Sonrası Psikolojik Danışma
Doğal afetler, deprem, sel felaketleri, terör olayları, silahlı çatışma, trafik kazaları, fiziksel veya cinsel
saldırılar, işkence ve göç gibi zor veya stresli kişinin fizik bütünlüğüne bir tehdit olayı, gerçek bir
ölüm ya da ölüm tehdidi yaşamak bu olaylara tanıklık etme ya da bir başka yakınının beklenmedik
ölümünü ve şiddete maruz kalmasını, ağır yaralanmasını, ölüm ya da yaralanma tehdidi altında
kaldığını öğrenmesi gibi bazı olaylar, kişilerde çok çeşitli psikolojik belirtilere ve psikiyatrik
hastalıklara yol açabilir. Akut stres tepkisi, travma sonrası stres bozukluğu, travmatik yas, depresyon,
somatizasyon, alkol-madde kullanım bozuklukları, anksiyete ve mizaç bozuklukları ve çeşitli psikotik
bozukluklar ortaya çıkabilir. Travmadan sonra var olan psikiyatrik bir hastalığın nüksetmesi ise bir
diğer sık karşılaşılan durumdur. Tüm bu hastalıklar kişiler arası ve toplumsal ilişkileri aksatan ve
çalışma veriminde önemli oranda azalmaya yol açan, kısacası kişisel ve toplumsal yaşam kalitesini
bozan durumlardır.
Travmadan sonra ortaya çıkan psikiyatrik hastalıklar arasında en sık rastlanılanı travma sonrası stres
bozukluğudur. Travma sonrası stres bozukluğunun yaygınlığı %1–14 arasında değişmektedir. Ancak
bu oranın özellikle bazı riskli koşullarda arttığı ve %50’lerin üzerine çıktığı bilinmektedir. Ciddi şiddet
olayları, savaşlar ve doğal afetlerin yaşandığı bölgelerde bu oranın önemli ölçüde arttığı
görülmektedir.
Travma sonrası ortaya çıkan bozukluklar eğer erken dönemde müdahale edilmezlerse süreğenleşip
ciddi bir sağlık sorunu haline gelebilirler. Psikolojik travmaların sonuçlarının erken tanınması ve
önlem alınması sorunların büyüyüp kronikleşmesini önleyeceği gibi, etkin tedavi şansını da
arttırmaktadır.
Tedaviye gelince, kişilerin fiziksel ve tıbbi ihtiyaçlarının karşılanması psikolojik yaklaşımlara zemin
hazırlayacaktır. Fiziksel sağlıklarının korunması oldukça önemlidir. Kişilerin temel fiziksel
gereksinimlerinin karşılanması, iyi uyumaları ve beslenmeleri gerekir. Genellikle başvurucular bazı
belirtilerle veya sendrom düzeyinde ciddi şikayetlerle gelirler. Her durumda kişiye yaklaşım ortak
özellikler içerir.
Tedavide Genel İlkeler
Genellikle yaşadığı travmadan ciddi şekilde etkilenmiş kimseler, tedaviye gelmek istemezler. Bunun
birçok nedeni olabileceği gibi iyileşmeye karşı inançsızlık, yaşadıklarını anlatmak istememe, olayları
yeniden yaşamaktan korkma, güvensizlik, utanma, suçluluk, kişinin psikolojik sorunlarını bir eksiklik
ve zayıflık gibi algılaması önde gelen etkenlerdir.
Kişiye sorunlarının anlaşıldığını, paylaşıldığını, yargılanmadığını ve yorumlanmadığını hissettirmek,
göz kontağını kişinin rahat edebileceği bir düzeyde kurmak, hastanın yüz ifadelerini ve duygusal
dışavurumlarını dikkate almak gerekir. İyi ve etkin bir dinleme, yaşadıklarını, hissettiklerini ve
düşüncelerini anlatmalarına olanak tanıma, anlamaya çalışma ve sorunlarını paylaşma, kaybettikleri
güven duygusunun pekiştirilmesi, sağlıklı bir ilişki ve iletişim kurulabilmesi için temel oluşturur.
Kişinin güvenini kazanmak esastır. Bu yaklaşımla öncelikle kişinin travma öyküsü alınır.
Yaşamakta olduğu ruhsal sorunların olağan dışı durumlara verilen olağan cevaplar olduğu ve
yaşadıklarına benzer durumları birçok insanın da yaşadığı ve yalnız olmadığı duygusunun verilmesi
çok önemlidir. Rahatsızlığını zayıflık ya da eksiklik olarak değerlendirip değerlendirmediği sorulmalı,
varsa yanlış koşullanması bunların düzeltilmesi yönünde çalışılmalıdır.
EMDR terapisi, hastanın göz hareketleri ile olumsuz yaşantılara, travmatik olaylara karşı
duyarsızlaştırılmasını içeren ve yaklaşık 25 yıldır, ruhsal sorunların tedavisinde uygulanan psikoterapi
tekniğidir. EMDR psikolojik travmanın yarattığı duygusal kilitlenmişliği açar ve kişinin doğal
iyileştirici kaynaklarının harekete geçmesine izin verir. Böylece beyinde hapsolmuş/kilitli kalmış
travmatik yaşantının işlenmesini sağlar.
Bilişsel davranışçı terapiler: Bilişsel davranışçı terapide amaç kişinin yaşadığı travmayla bağlantılı
olarak ortaya çıkan davranış değişiklikleri ve bilişsel değişimlerini travmadan önceki durumuna
getirmektir. Danışanın suçlu ve çaresiz benlik imajı aynı zamanda kişinin bu benlik imajıyla uzlaşan
olumsuz baş etme yöntemleri vardır. Bu nedenle başlangıçta ve tedavi süreci boyunca travmatik stres
ile ego işlevleri arasındaki ilişkinin denetlenmesi ve tedavinin danışanın kendini önemsemesi ve değer
vermesine yönelik bilişsel müdahaleleri kapsaması çok önemlidir.
Psikodinamik modelde ise yine travmaya bağlı olarak egosu yaralanmıştır, değersizlik ve önemsizlik
duyguları vardır. Bunlarla baş etmesi ve egosunun tekrar eski işlevini kazanması amaçlanmaktadır.
Ayrıca kişi savunma olarak inkâr savunmasını kullanmakta ve travmanın etkilerini yok saymaktadır.
İnkâr üzerine de konuşulup bu durumun olağanüstü yaşantılarda gösterilen olağan tepkiler olduğu
üzerinde durulmaktadır.
Grup; hedef travmatik olaylara maruz kalan insanlarda sonradan ortaya çıkabilecek istenmeyen
etkilerin önlenmesi, normal iyileşmenin hızlandırılması ve grup kaynaşması yoluyla yaşama
sevincinin desteklenip korunmasıdır. Diğer grup üyelerinin anlattığı kendininkine benzer tepkilerin
paylaşılması yoluyla kişinin kendi tepkilerinin normalleştirilmesi bu tür toplantıların diğer önemli
sonucudur. Grupla psikolojik danışma yaparken debriefing modeli kullanılabilir.
Debriefing olayla ilgili tüm yaşantı, duygu düşünce ve kişisel-toplumsal bağlamdaki yorumlarımız,
benzer ya da aynı olaydan dolayı travma yaşamış kişilerce derinlemesine anlattırılarak travmayı
çözmeyi amaçlayan bir yöntemdir.
Tedavi sürecinin başında travmatik yaşantılar yaklaşımın ana odağı olduğundan, kişinin belirtileri
daha da kötüleşebilir. Olayı tekrar anlatması bir süredir unutmaya çalıştığı anıları ve unuttuğu
detayları kişinin aklına getirebilecektir. Rüyalar ve belki de kâbuslar görmeye başlayacaktır. Bu konu
ile ilgili bilgiler danışanlara verilir, ayrıca kendisine yakın olan kişilerden de yardım ve destek alması
tavsiye edilir.
Travma sonrası ruhsal sorunu olan kişiler ve aileleri için belirtileri ve tedaviyi öğrenmek çok önemli
bir konudur. Kişide uzun süredir bu sorunlar olsa bile öğrenmek istediği ilk şey sorununu anlamak ve
ne yapılacağını bilmektir. Bu bilgi kişiye ve ailesine verilir. Belirtilerin neden-sonuç ilişkilerini
açıklamak, kişinin belirtileri ve yaşadıklarını anlaması açısından önemlidir.
Başa Çıkma Yöntemleri
Kişinin travma yaşantısı irdelenirken elde edilen başa çıkma yöntemleri, daha sonraki aşamada
tedavinin şekillendirilmesinde kullanılır. İşlevsel başa çıkma yollarını desteklemek, (eski etkinlik ve
ortamlara gitmeye devam etmesi, televizyon ve gazetede kendi yaşadığının benzeri haberleri okuması
gibi) bazı yöntemlerle ilgili rehberlik yapmak gerekebilir. Yaşanan sıkıntıyı azaltmak için kişiler
müzik dinlemek, ev işleriyle ilgilenmek, yapılan işlere yardımcı olmak, sorunların üzerine gitmek gibi
yöntemler kullanabilmekle birlikte, evden çıkmamak eski etkinlik ve ortamlara katılmamak, alkol ve
madde kullanmak gibi yöntemler de kullanabilirler.
Başa çıkma yöntemleri arasında sonraki hayatında tehlike oluşturabilecek; toplumdan uzaklaşma,
alkol-madde kullanımı gibi sıkıntılarını uzun dönemde daha da arttıracak olanların değiştirilmesi
yönünde kişi tekrar bilgilendirilir ve bu yöntemler açıklanmaya çalışılır.
Kişiye sorunlarını anlatmasını ve yakın çevresi ile paylaşmasını önermek yararlıdır. Böylece yaşadığı
acıyı, travmayı daha kolay kavraması ve sıkıntılarını belli bir miktar azaltması mümkün olabilir.
Duygularını anlatması, travma sonrasında sıklıkla ortaya çıkan suçluluk düşünceleri gibi doğal ancak
kişinin yaşamını çok güçleştiren duygu ve düşüncelerin değişmesini sağlayabilir. Ayrıca kişiler
olanların kendi hataları olmadığını görüp, sorun çözme egzersizleri ile desteklenirlerse normal
yaşantılarına dönmeleri daha hızlı olur.
Travmaya maruz kalmış kişilerin gün içinde yaşadıkları sıkıntıları azaltabilmeleri için gevşeme
egzersizleri yapmaları (büyük kas gruplarını gevşetmeleri, soluk alıp verme uygulamaları, olumlu
düşünme ve telkin, girişkenlik eğitimi ve rahatsız edici düşünceleri durdurma egzersizleri ve bunu her
gün uygulamaları) yararlı olabilir.
Korkulan durumun veya düşüncenin üzerine gitme ve bu duruma alıştırma egzersizleri, travmayı
hatırlatan uyaranların (telsiz sesi, karanlık, yalnız kalmak, bazı sesler, bazı kokular veya fiziksel
temas gibi) yarattığı anksiyete (sıkıntı) ve korkuya karşı kişiyi alıştırma esasına dayanır. Bu kademeli
bir şekilde anksiyete yaratan uyaranın üzerine gidilerek yapılır.
Öncelikle kişinin yapmakta güçlük çektiği, yaparken yoğun kaygı, sıkıntı yaşadığı ya da yapamadığı
davranışlar araştırılır. Bunlar işkenceyi hatırlamak, konuşmak, yazmak, düşünmek olabileceği gibi,
evde yalnız kalmak, eski etkinliklere katılabilmek, işkenceyi hatırlatan kişi veya seslerle
karşılaştığında yolunu değiştirmemek, işkenceyi anımsatan görüntü, ses vb. şeylere bakabilmek de
olabilir.
Kişiler çoğunlukla travma ile ilgili duygu ve düşüncelerini bastırmaya, durdurmaya, bu konularda
düşünmemeye, akıllarına geldiğinde kovmaya çalışırlar. Gün içinde zaman zaman bu çaba rahatsız
edici düşüncelerin bizi engellememesi açısından yararlı olabilir. Oysa bu çabanın sık kullanılıyor
olması bu düşünceleri engelleyemeyeceği gibi daha da arttırabilir. Kişinin bunları çok yakın bulduğu
kişilere açması veya uygun zaman da belli bir süre, sıkıntı azalıncaya kadar düşünmesi ve
hatırlayabildiği tüm detayları ile hayal etmesi veya yazması önerilebilir.
Benzer uygulamalar kişinin korkusunu arttıran yer ve durumlar için de yapılabilir. Eğer ciddi tehdit
yoksa bu yer ve durumlara gitmesi ve kendisini alıştırması önerilir.
Üzerine gitme uygulamaları başlangıçta kişinin sıkıntısını arttırır, ama düzenli olarak her gün yapmaya
devam ederse fayda görebileceği bilgisi kişiye verilir.
Kişinin amacına yönelik etkinliklerini yaşadığı ortamın şartlarına göre belirlemek ve özgül hedefler
koymak işlevselliğini arttırmak açısından yararlı olur. Bu durum kişinin var olan destek sistemlerinin
katılımına ve aynı durumu yaşamış olanların birlik duygusunun oluşumuna da katkısı olacaktır.
Kişilerin bu tür etkinliklerini her fırsatta desteklemek ise gerek etkinliklere katılımını sürdürmek
gerekse özgüven-yeterlilik duygularını geliştirebilmek açısından yararlı olacaktır.
Uyku sorunu olanlara uykunun düzenlenmesine yönelik bir takım önerilerde bulunmak yararlı olabilir,
Uyku hijyenine uymak, yatağı sadece uyumak ve cinsellik için kullanmak, uykusu kaçtığında yataktan
çıkmak, kitap okuma veya televizyon izleme eylemini yataktan çıkıp yapmak, uykusu geldiğinde
tekrar yatağa girmek gibi.
Yaşama karşı bıkkınlık ve ölüm düşüncesi olanların intihar riskine karşı duygu ve düşünceleri sürekli
olarak kontrol edilmeli ve mutlak ölüm düşüncesinin olup olmadığı sorularak gerekli yaklaşım
uygulamaya konulmalıdır.
İlaçTedavisi:
Travma yaşamış kişilerde zaman zaman psikoterapiye ek olarak ilaç da tedaviye eklenebilir. Özellikle
sıkıntı, uyku sorunları, depresif şikayetlerin yoğun olduğu durumlarda ilaç tedaviye eklenmektedir.
Download