2012 Olağan Devresi 24. Pazar

advertisement
2012 Olağan Devresi 24. Pazar
Ben kimim dersiniz ?
İsa, öğrencileriyle birlikte Filipus Sezariyesi'ne bağlı köylere gitti. Yolda
öğrencilerine, «Halk, benim kim olduğumu söylüyor?» diye sordu.
Öğrencileri O'na şu karşılığı verdiler: «Vaftizci Yahya diyorlar. Ama kimi
İlyas, kimi de peygamberlerden biri olduğunu söylüyor.»
O da onlara, «Ya siz, ben kimim dersiniz?» diye sordu.
Petrus, «Sen Mesih'sin» cevabını verdi.
Bunun üzerine İsa bu konuda kimseye bir şey söylememeleri için onları
uyardı.
İsa, İnsanoğlu'nun çok acı çekmesi, ihtiyarlar, başkâhinler ve din bilginlerince
reddedilmesi, öldürülmesi ve üç gün sonra dirilmesi gerektiğini onlara anlatmaya
başladı. Bunları açıkça söylüyordu. Bunun üzerine Petrus O'nu bir kenara çekip
azarlamaya başladı.
Ama İsa dönüp diğer öğrencilerine baktı. Petrus'u azarlayarak, «Çekil
önümden, Şeytan!» dedi. «Senin düşüncelerin Tanrı'nın değil, insanın
düşünceleridir.»
Öğrencileriyle birlikte halkı da yanına çağırıp şöyle konuştu: «Ardımdan
gelmek isteyen, kendini inkâr etsin, çarmıhını yüklenip beni izlesin. 35Canını
kurtarmak isteyen onu yitirecek; canını benim ve Müjde'nin uğruna yitiren ise
onu kurtaracaktır.
(Mar 8, 27-35)
ooo0ooo
Sen Mesih’sin !
Bu Pazar günkü Kutsal Kitap okumaları bizi sorguluyor. Onlar bizi büyük soruya yöneliyor: İsa
kimdir? Ona ne olacak? Kutsal Kitap metinleri bizi acı çeken Mesih İsa’da arınmamıza çağırıyor. Bu
“Allah’ın Kulunu” Yeşaya peygamberde buluyoruz. Metnini okurken şiddetli düşmanlarla karşı
karşıya gelen peygamber ve ezilen halk da aklımıza geliyor: İmanlılar hor görülüyor. Fakat müjde
Allah’ın kullarını, onun adalet ve barış yolundan gidenlerini yardımsız bırakmadığıdır. Onları ezen
felaketlere rağmen her zaman O’na güvenebilirler. Bugün bizim için de bir müjdedir.
İkinci okuma da imana bir çağrıdır. İlk olarak bizi sevenini karşılamamız önemlidir. Lütuf
sayesinde kurtulmuş oluyoruz. Bizim sevgimiz git gide bu karşılıksız armağanının seviyesine
yükselmelidir. Fakat aziz Yakup bizi uyarıyor: İman kuru sözlerle yetinmemelidir: Eyleme açılmazsa
iman ölüdür. Ona uygun olarak davranmadan kendimizi İsa’nın şakirdi nasıl sayabiliriz? Bir gün İsa
şöyle dedi:” Allah’ın Egemenliğine girecekler ‘Rabbim, Rabbim’ diyenler değil, Baba’mın istediğini
yapanlardır.” İmanın eylemleri imanın sözlerini tamamlamalıdır.
İncil, şakirtlere yönelen bir sorudan hareket ediyor: Halk için İsa kimdir? Yirmi yıldır bu soru
soruluyor. Ve yüzyıllar boyu sayısız yanıtlar verildi. Fakat tüm bu yanıtlar, en iyileri bile, hep eksiktir,
olanından çok uzakta kalıyorlar. Rab kendini tanımlara kapattırmıyor. Peygamber bunu bize kendi
üslubuyla söylüyor: “Gökler nasıl yeryüzünden yüksekse, Yollarım da sizin yollarınızdan,
düşüncelerim düşüncelerinizden yüksektir.”
Fakat Rab bizim imanda büyümemizi istiyor. Sırrının bilincinde ilerlememizi istiyor. Kişisel
olarak bize seslenmeyi sürdürüyor: sizler için ben kimim? Petrus’un yanıtını işittik: “Sen Mesih’sin”.
İyi bir yanıttır. Fakat hemen yeni bir soru ortaya çıkıyor: bizim için bu sözlerin anlamı nedir? Petrus
zamanının inançları yönünde, İsrail Krallığını yeniden kuracak bir Mesih hayal ediyor. Onun beşeri
özlemleri doğrultusunda bir Mesih. Bu Mesih bizi acı çekmekten koruyacak. Petrus’un bu hayali hâlâ
günceldir. Ekonomik krizden doğan acılı sorunlarımıza, kararsızlığa, şiddete ve savaşlara çözüm
getirecek bir Mesih.
Oysa bu İsa’nın görüşü değildir. Onun misyonu “acı çeken kulun” misyonu olacaktır. Acılar,
ölüm ve dirilişten geçecek. Acı çeken bir Mesih’i istemeyen Petrus onu bir kenara çekiyor. İmanlıların
ona acı çektirmeyeceklerini, ona bakacaklarını söylüyor. İsa dönüp sert sitemlerde bulunuyor çünkü
Petrus’un özlemleri beşeri özlemlerdir. Allah’ın Egemenliğiyle bu dünyanın egemenliğini karıştırmak
Allah’a düşmanca davranmak, şeytan olmaktır. Ve kalabalığa dönüp ardından gitmek, kurtulmak için
haçı kabullenmek gerektiğini söylüyor. İsa için olduğu gibi, bizim için de iman yolu bir haç yolu
olacak. Canını kurtarmak isteyen, onu kaybetmeyi kabul edecek.
Bu üç okuma ve Mezmur imana, denemelerde Allah güvenen bir imana, eyleme dönüşen bir
imana, sorgulanmasını kabul eden bir imana çağrıdırlar. Sürekli İncil’in ışığında arınması gereken bir
imandır. Allah’ın yanımızda olması, bizi Allah’ın Egemenliğine getirmek içindir. Fakat çoğu zaman
biz orada değiliz. Bugün bizi yenilemek için yanımıza geliyor. Ve bizi, imansızlık, aldırmazlık, yanlış
imanla damgalanmış dünyaya gönderiyor. Bu dünya onlara yaşam veren imana tanıklık etmekten
çekinmeyen Hıristiyanlarla karşılaşmaya gereksinimi vardır.
Her Pazar günü olduğu gibi, Allah’ın sözü ve Efkaristiya ile beslenmek için toplanmış
bulunuyoruz. Allah’ın imanda büyümemiz için bize verdiği besindir. Onun ardından sevgiyle, alçak
gönüllü ve güvenli bir imanla gitmeye söz veriyoruz. Ara sıra yokuş sert ise yanımda olduğunu
biliyorum, ya Rab. Âmin.
ooo0ooo
http://puiseralasource.org/
DUA
Ya İsa, Sevgi Kralı,
acı çekmenin isyan ettirdiği bize
üzerinde kendini eksiksiz verdiğin Haç’ın
Sevgi yatağı olduğunu göster.
Evet Rab,
“Vererek elde edilir,
“kendine ölerek
“sonsuz yaşama kavuşulur”,
insan kendini Senin uğruna
her şeyi yitirerek bulur.
İnsanların düşünceleri olmayan
senin düşüncelerine,
ebedi Bilgeliğe girmemizi sağla.
Adımlarımızı
Senin adımlarına ayarla
acıların ve ölümün korkusundan
iİyileştir bizi.
Kötülüğün yenilgisinin inancına
kutsal Dirilişine,
tümüyle girelim.
Download