PARA VE BANKA I.BÖLÜM PARANIN TEMEL

advertisement
PARA VE BANKA
I.BÖLÜM
PARANIN TEMEL KAVRAMLARI ve TARİHSEL GELİŞİMİ
Paranın Tanımı:Parayı en basit anlamıyla tanımlayacak olursak “Bir toplumun ödeme aracı
olarak kabul ettiği, herkes tarafından kullanılan değer ölçüsüdür.”
Paranın Özellikleri
 Taşınabilir olmalıdır.
 Bölünebilir olmalıdır.
 Standart olmalıdır (Homojenlik varsayımı).
 Herkes tarafından kabul görmelidir.
 Tek biçimli olmalıdır.
 Bozulmama
Paranın Fonksiyonları (İşlevleri)
Paranın geleneksel fonksiyonları
 Değişim (mübadele) aracı olma, bu özelliği taşıyabilmesi için likit ve
ölçü birimi olması gerekir.
 Hesap birimi olma
 Değer muhafaza (saklama, biriktirme) aracı olma, bu özelliği
taşıyabilmesi için istikrarlı olması gerekir.
Paranın modern fonksiyonları
 Ekonomik faaliyetleri teşvik etmesi
 Geliri yeniden dağıtma aracı
 Nüfuz aracı olması
Para Miktarının Ölçülmesi
o İşlemler Yaklaşımı (Teorik Yaklaşım)
o Likidite Yaklaşımı (Ampirik Yaklaşım)
 Para İkamesi: Bir ülkede ulusal paranın sürekli değer kaybına
uğraması sonucu yerli paraya olan güvenin sarsılması ve insanların
daha güvenilir buldukları yabancı paraları talep etmeleridir. Para
ikamesinin en önemli sonuçlarından birisi reel senyoraj gelirlerinin
azalmasıdır.
 McKinnon (1985) para ikamesini, doğrudan para ikamesi (yabancı
paranın degişim aracı olarak talep edilmesi) ve dolaylı para ikamesi
(para dışı finansal varlıklar arasındaki ikame) olmak üzere ikiye
ayırmıştır.
 Dolarizasyon: Bir ülkenin kendi para birimini tedavülden kaldırıp
yerine yabancı para birimi kullanılmasına verilen isimdir.
Paranın Tarihsel Gelişimi ve Para Çeşitleri
1-)Metal Para Sistemi
 Bu sistem çift metal ve tek metal sistemi olarak iki bölümde incelenir. Çift
metal sisteminde tedavülde altın ve gümüş bir arada kullanılır. Tek metal
sistemi ise altın veya gümüşün tek başına tedavülde olmasıdır.
 Gresham Yasası
 “Kötü para (gümüş), iyi parayı (altın) piyasadan kovar” kuramıdır.
 Tağşiş Kuramı
 Altın paranın içine bakır karıştırılıp kıymetinin düşürülmesi buna
örnektir.
 Paraşüt Teorisi
 M.E.L. Walras’ın, altın ve gümüşün birlikte kullanılmasının fiyat istikrarının
sağlanmasına katkıda bulunduğunu ileri süren teorisidir.
 Eğer tek metal sistemi uygulanırsa bu metalin arzındaki değişikliklerin
piyasaya etkisi daha fazla olacaktır. Çift metal sisteminde ise bir madenin
arzındaki yetersizlik, diğerindeki fazlalık ile giderilebilecektir. Öte yandan bol
olan metalin fiyatındaki düşüklük ile az olan madenin fiyatındaki yükseklik
birbirini dengeleyecektir. Böylece madenlerden birinin fiyatındaki ve
üretimindeki istikrarsızlığı önlemek üzere öteki maden, para görevi görecektir.
 Simmetalizm
 A. Marshall, simmetalizm adını taşıyan bir para sistemi önermiştir. Altın ile
birlikte diğer başka bir değerli madenin, örneğin gümüş gibi, tedavül
edilmesinin öngörüldüğü sistemdir.
2-)Temsili Para - İtibari Para
 Altın ve gümüş karşılığı çıkarılan ve istenildiği zaman tekrar altın ve
gümüşe çevrilebilen paraya temsili para (çevrilebilir kağıt para adı
verilir.
 Bu bağlamda itibari paranın da tanımını yapmak gereklidir. İtibari
para (fiyat para) bir mal olarak değeri olmadığı hâlde devlet tarafından
yasal ödeme aracı olarak çıkarılmış mal ve hizmetlerin satın
alınmasında bir değer ifade eden kavramdır.
3-)Kaydi Para
 Çek kullanılmasıyla ortaya çıkan satın alma gücü ve değişim aracına kaydi
para veya banka parası adı verilmektedir. Bu anlamda bankaların cari
hesaplar üzerinden oluşturduğu ve sadece muhasebe kayıtlarına göre yaratılan
paraya kaydi para veya mevduat parası adı verilmektedir.
4-)Para Benzerleri
 Ekonomide genel anlamıyla değer saklama amacıyla kullanılan ve likiditesi
yüksek olan varlıklardır. Vadeli banka mevduatları, devlet tahvilleri, hazine
bonoları ve bankaların yatırım fonları para benzerlerine örnek olarak
verilebilir. Bu varlıkların vadesiz mevduatlara göre üstün sayılabilecek yanı,
faiz geliri elde edilebilmesidir.





Para Arzı, Tanımlar, Bankaların Kaydi Para Yaratma Süreci
Merkez Bankası Para Tanımları
M1 = Dolaşımdaki Para + Vadesiz Mevduat + TCMB Mevduatı
M2 = M1 + Vadeli Mevduat
M2Y = M2 + Yurtiçi Yerleşiklerin Döviz Mevduat (Tevdiat) Hesapları
M3A = M2 + Resmî Kuruluşlar Mevduatı
M3 = M2+ Resmî Kuruluşlar Mevduatı + Merkez Bankasındaki Diğer
Mevduat
M3Y = M3 + Yurtiçi Yerleşiklerin Döviz Mevduat (Tevdiat) Hesapları

Para Arzı
 Paranın en likit araçlarını kapsayan M1, en dar anlamlı para arzıdır. Bu tanımın
içinde yer alan “Dolaşımdaki Para” kavramı aşağıdaki formülle ifade edilebilir:
 Dolaşımdaki Para = Piyasaya Çıkan Banknot (Emisyon) + Madeni
Para – Banka Kasalarındaki Toplam Para
 M2 para arzı tanımı ise M1’e göre daha az likittir. Bunun nedeni vadeli
mevduatların para arzı tanımına dahil edilmesidir.
 Bu kapsamda bugüne kadar yayınlanmakta olan M΍Y, M27΍YR, MΎ, MΎY,
MΎR tanımları kaldırılmış olup 2005 yılı Aralık ayından itibaren aşağıdaki
yeni tanımlar oluşturulmuştur:
 M1 = Dolaşımdaki Para + Vadesiz Mevduat (YTL,YP)
 M2 = M1 + Vadeli Mevduat (YTL,YP)
 M3 = M2 + Repo + Para Piyasası Fonları
Para Arzına İlişkin Teorik Yaklaşımlar
1-)Klasik Yaklaşım: Paranın değişim aracı olma işlevini temel alarak M1 para arzı tanımını
kullanır. Klasik arz yaklaşımı paranın temel işlevleri olan değişim ve mübadele aracı olma
fonksiyonlarını içerir. Klasiklere göre para arzı, dışsal bir değişken olup para ihraç etme
imtiyazını tekelden elinde bulunduran para otoritesi tarafından belirlenir. Klasiklere göre para
arzındaki değişmeler reel piyasaları etkilemez.
2-)Chicago Yaklaşımı: Bu yaklaşım, iktisat doktrininde Monetarist Yaklaşım (M.Friedman)
olarak geçer ve bu sistemde M2 para arzı tanımı kullanılır. Monetarist Yaklaşım para arzı
tanımına ekonomideki gelişmeleri gerekçe göstererek vadeli mevduatları da katar. Monetarist
para arzı yaklaşım millî gelir ve fiyatlardaki artışın daha net anlaşılabilmesine imkân
sağlarken daha gerçekçi bir para arzı tanımı yapmış olur.
3-)Gurley-Shaw YaklaşımıBu yaklaşım, bir ekonomide hane halkının alternatif likit değer
olarak kabul edebileceği tüm değerlerin para arzı tanımına dahil edilmesi gerektiğini
savunmaktadır. Bu yaklaşımda, para olarak kabul edilen değerler arasındaki ikame
derecesinin ölçülmesi, bu değerlere ağırlık verilmesi ve para stokunun bu değerlerin ağırlıklı
toplamı olarak hesaplanması öngörülmektedir.
Para tanımı, ödeme araçları ve bunların yakın ikamesi (yerine geçenleri) olarak
oluşturulur. Fakat para yerine geçenlerin ikame derecelerinin tespitinin zorluğu, bu yaklaşıma
göre para arzının belirlenmesi konusunda sorun yaratan temel unsurdur.
4-)Krediyi İçeren Geniş Görüş: Bu yaklaşım ‘kredi’ ile “para”yı aynı anlamda görmekte ve
para arzı tanımını en geniş biçimde yapmaktadır. Bu görüşe göre para stoku (M), ticari
bankalar ve borç para veren diğer bütün kurumların verdiği kredi toplamına eşit alınmaktadır.
5-)Radcliffe Yaklaşımı: Gurley Shaw Yaklaşımıyla yakın olmasının yanında para arzı tanımı
yerine daha geniş kapsamlı olan likidite arzı tanımını öne sürmektedir.
6-)Holdrop Yaklaşımı: Para arzı tanımını “birincil likidite” (para) ve “ikincil likidite” (para
benzerleri) şeklinde yapmıştır.
7-)İçsel - Dışsal Para Arzı Yaklaşımı: Para arzının makro ekonomik değişkenler tarafından
belirlenmeyip ekonomiye yön veren para otoritelerince belirlendiğini ileri süren görüşe Dışsal
Para Arzı Yaklaşımı Buna karşılık para arzı değişen para talebindeki gelişmelere göre
belirleniyorsa İçsel Para Arzı söz konusudur.
Banka ve Bankacılıkla İlgili Kavramlar
Bankanın Bilançosu: Bir bankanın nasıl çalıştığını anlamanın en iyi yolu bankanın
bilançosunu incelemektir. Bilançonun sol tarafı bankanın aktiflerini (fon kullanım yapısı) sağ
tarafı ise bankanın pasiflerini (toplam yükümlülüklerini, fon kaynak yapısını) göstermektedir.
Aşağıdaki tablo temsili bir bankasının bilançosunu göstermektedir. Anlaşılacağı üzere
bankanın alacakları yani krediler aktifte, bankanın borçları yani mevduatlar ise pasifte yer
almaktadır.
Rezervler
 Bir bankanın elinde 2 tür rezerv bulunur:
 Zorunlu Rezerv: Yasalar gereği bankaların Merkez Bankasında
tutmak zorunda olduğu rezervlerdir.
 Serbest Rezerv: Kârlı yatırım fırsatlarını değerlendirmek, ani mevduat
çıkışlarını karşılamak amacıyla bankaların ellerinde bulundurdukları
rezervlerdir.
 Bu durumda toplam rezerv kavramı bankanın kasasındaki para, Merkez
Bankası ve diğer bankalardaki vadesiz mevduattan oluşmaktadır
Bankacılık Türleri
1-Kısmı Rezerv Bankacılığı: Bankaların topladıkları mevduatın daha düşük bir miktarını
ellerinde bulundurmaları ile oluşan bankacılık türüdür.
2-Mutlak Rezerv Bankacılığı: Bankaların topladıkları mevduatlara eşit miktarda rezerv
bulundurmasıyla oluşan bankacılık türüdür.
 Varsayımlar
 Sistemde tek banka vardır.




Sistemin başlangıç noktası bankalara vadesiz mevduat yatırılmasıdır.
Sistemde bankaların açtıkları kredilerde nakit sızıntısı söz konusu değildir.
Sistemde atıl rezerv bulunmamaktadır.
Tüm rezervler zorunlu rezervdir.
Sistemin çalışabilmesi için gerekli olan kurumlar 4 ana başlıkta toplanabilir:
1. Tasarruf sahipleri
2. Kredi kullananlar
3. Banka
4. Merkez Bankası
Yukarıda formülle hesaplanan k değerine basit mevduat çarpanı veya kaydi para çarpanı
adı verilir.Basit mevduat çarpanının belirlenmesi modelinde belirtilen varsayımların ihlal
edilmesi, ekonomide kaydi para çarpanını belirlerken sızıntılara yol açar. Bu bağlamda 4 çeşit
sızıntı meydana gelir:
1. Zorunlu rezerv
2. Serbest rezerv
3. Vadeli mevduat
4. Nakit sızıntısı
Parasal Taban (B): Merkez bankaları tarafından yaratılan ve kaydi para yaratma sürecine
temel teşkil eden parasal büyüklüklere verilen isimdir. Kullanım ve kaynak esasına göre
hesaplanabilir.
1-Kullanım Esasına Göre Parasal Taban
2-Kaynak Esasına Göre Parasal Taban
Parasal Çarpan ( m1 ): Parasal tabanda meydana gelen değişikliklerin en dar anlamda para
arzı üzerine etkisini ölçmek için kullanılır.
Not: Merkez Bankası parasal taban kaynakları göz önüne alındığında;
1. Uluslararası rezervler(ALTIN-DÖVİZ)
2. Reeskont Kredisi
3. Kamu kesimine verilen krediler(2001 yılında kaldırılmıştır.)
4. APİ
Download