Ders 3 Monitorizasyon ve Genel Anestezi Farmakolojisi

advertisement
9.2.2017
Ders 3
Monitorizasyon ve Genel Anestezi
Farmakolojisi
Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI
www.ahmetemreazakli.com
Dersin İçeriği ve Amacı

Bu ders ile birlikte anestezi uygulaması öncesinde, esnasında ve
sonrasında hasta takibi üzerine bilgiler edineceksiniz.

Hasta izlemini mümkün kılan invaziv ve noninvaziv teknikleri
tanıyacaksınız.

Bir hastanın yaşamsal bulgularının ideal aralıklarına hakim
olacaksınız.

Yaşamsal bulguların bozulması durumunda yapılabilecek
müdahaleler hakkında fikir sahibi olmaya başlayacaksınız.

Genel anestezinin sistemlere olan etkilerini öğreneceksiniz.

Genel anestezide kullanılan ilaç gruplarını ve farmakolojik
özelliklerini kavrayacaksınız.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
1
9.2.2017
Monitorizasyon
• Anestezi, vücuttaki tüm sistemleri
ciddi düzeyde etkilemektedir.
• Sistemik etkilenmenin, fizyolojik
mekanizmalar üzerindeki olumsuz
etkilerini
farkedebilmek
için;
hastanın vital bulgularının anlık
takip edilmesi gerekir.
• Hasta ihtiyaca uygun düzeyde
invaziv ya da noninvaziv olarak
takip edilir.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
Temel Monitorizasyon
o
•
•
•
Rutin anestezi uygulamalarında, ilk basamak olarak izlenen
parametreler:
EKG = Elektrokardiyografi  Kalbin ritmi ve dakikadaki kalp atım hızı hakkında bilgi verir. Kalp atım
hızının dakikada 60’ın altında olması durumuna bradikardi, 100’ün üstünde olması durumuna da
taşikardi denir. Anestezi yönetiminde erişkinlerin kalp hızının 50 düzeylerine kadar düşüklüğüne izin
verilebilmektedir.
Oksijen Saturasyonu = SpO2 = Periferik Oksijen Saturasyonu  Vücuttaki oksijenlenmenin (dolaşımın)
yeterliliğini gösterir. Pulse oksimetreler, alyuvarların içinde bulunan hemoglobinin, oksijen tutup
tutmamasına göre ölçüm yapmaktadır. Sensör, kanın oksijen oranını saptamak için onun rengini
kullanmaktadır. Alyuvarların yeteri kadar oksijenli olup olmamasına bağlı olarak kanın renk tonunda
değişiklik olmaktadır. Bol oksijenli kan, parlak kırmızı renktedir ve pulse oksimetreden gönderilen ışığın
çoğunu absorbe eder. Karşı tarafa ulaşan ışık miktarının ölçümü sayesinde oksijen saturasyonu cihaz
tarafından belirlenmektedir.
Kan Basıncı = NIBP (Noninvasiv Blood Pressure)  Kanın atardamarların çeperine yaptığı basınca ‘Kan
basıncı’ denilmektedir. Monitor üzerinde sistolik ve diyastolik değerler görülür. Ortalama arter basıncı
ise [ Sistolik+ (2xDiastolik) ]/3 formülüyle hesaplanır. OAB’nin 60’ın altına düşmemesi hedeflenir.
 Bu parametrelerin izlemi, noninvaziv bir monitorizasyon ile mümkündür. Genel
anestezi risk düzeyi düşük, ciddi kanama beklenmeyen, ciddi yandaş
hastalıkları olmayan, operatif sürenin ciddi düzeylerde olmayacağı girişimlerde
bu parametrelerin izlemi yeterli kabul edilmektedir.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
2
9.2.2017
Vital Bulgular ve Yaş
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
EKG
•
Elektrokardiyografi
ile;
ritm
bozuklukları (disritmiler), myokard
iskemileri, iletim bozuklukları ve
elektrolit
bozuklukları
saptanabilmektedir.
•
P: Atrium depolarizasyonu  Atriumlar
kasılmadan önce oluşan voltaj değişikliği.
QRS: Ventrikül depolarizasyonu 
Ventriküller kasılmadan önce oluşan voltaj
değişikliği.
ST
Segmenti

Ventriküllerin
depolarizasyonu
ile
repolarizasyonu
arasındaki sessiz durumu gösterir. QRS
bitiminden T başlangıcına kadar olan
süredir.
T:
Ventrikül
repolarizasyonu

Depolarizasyondan sonra ventriküllerin
başlangıç voltajına dönmesini temsil eder.
QT
Aralığı

Ventriküllerin
depolarizasyonu ile repolarizasyonu için
geçen süredir.
•
•
•
•
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
3
9.2.2017
EKG Derivasyonları
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
D1  Sağ kol-sol kol arası
Bipolar ekstremite
D2  Sağ kol-sol bacak arası
derivasyonlar
D3  Sol kol-sol bacak arası
aVR Sağ kol-santral elektrod arası
Ünipolar ekstremite
aVL Sol kol-santral elektrod arası
derivasyonlar
aVF Sol ayak-santral elektrod arası
V1  Sternum kenarı-sağ 4. interkostal aralık
V2  Sternum kenarı-sol 4. internkostal aralık
V3  V2-V4 arası
Prekordiyal derivasyonlar
V4  Orta klavikular hatta, 5. interkostal aralık
V5  Sol ön aksiler hatta, V4 hizası
V6  Sol orta aksiler hatta, V4 hizası
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
EKG Derivasyonları
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
4
9.2.2017
Anestezide İzlenen Derivasyonlar
• Anestezi uygulamasında, DII ve V5
derivasyonlarının izlenmesi ile en
fazla bilgi edinilmesi mümkündür.
• DII derivasyonu ritm bozuklukları
ve inferior duvar iskemi izlemi için
uygundur. P dalgasını en iyi
gösteren derivasyondur.
• V5 derivasyonu, ritm ve lateral ile
anterior
duvardaki
iskemik
değişikliklerin izlemi için uygundur.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
EKG’nin İzleminde Dikkat Noktaları
Normal Sinüs Ritminde;
•
•
•
•
•
•
•
•
Elektriksel aktivite vardır.
Ritim düzenlidir.
Ventrikül hızı 60-100/dk’ dır.
P dalgası vardır. Her P dalgalarına
QRS komleksi yanıtı mevcuttur.
R-R aralıkları eşittir.
QRS kompleksinin genişliği 0.10
saniyeden az olmalıdır.
ST segmenti izoelektrik hattadır.
T dalgasının morfolojisi normaldir.
DİKKAT !
T negatifliği  İSKEMİ ?
T negatifliği  HİPERVENTİLASYON ?
ST yükselmesi  MI ?
ST yükselmesi + Sivri T’ler  İSKEMİ ?
T sivrilik ve yüksekliği , QRS’nin
genişliği ve P’nin giderek küçülmesi
HİPERPOTASEMİ ?
U’nun belirginleşmesi 
HİPOPOTASEMİ ?
QT’nin kısalığı  HİPERKALSEMİ ?
QT’nin uzaması  HİPOKALSEMİ ?
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
5
9.2.2017
Önemli 2 Ritm Değişikliği Örneği
Akut Myokard İnfarktüsü
İskemi
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
EKG Özet
• EKG izlemiyle kalbin ritminin
normalliğini ve kalbin dakikadaki
atım hızını belirleyebilirsiniz.
• Bir EKG sinyalinin varlığı, kardiyak
kontraksiyonu ve debiyi kesin
olarak göstermeyebilir. EKG, sadece
kalpteki elektriksel aktiviteyi yansıtır.
• EKG izlemiyle iskemi, elektrolit
bozuklukları gibi durumları tespit
edebilirsiniz.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
6
9.2.2017
Arteriyel Kan Basıncı-1
•
Arteriyel kan basıncını, vasküler rezistans
(Damarların direnci) ve kan akımı oluşturmaktadır.
•
Arteriyel kan basıncını invaziv ya da noninvaziv
takip etmek mümkündür.
•
Noninvaziv
takip,
anestezi
pratiğindeki
uygulamaların büyük kısmını oluşturur. Manşonun
büyüklüğü ve darlığı, değerin doğruluğu konusunda
yönlendiricidir.
•
•
Manşon, üst kolun üçte ikisini kaplamalıdır!
Manşon çok dar bağlanırsa, kan basıncı yanlış
olarak yüksek çıkacaktır!
Manşon çok geniş bağlanırsa, kan basıncı yanlış
olarak düşük çıkacaktır!
•
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
Arteriyel Kan Basıncı-2
• NIBP: İnvaziv olmayan kan
basıncı
• IBP: İnvaziv kan basıncı
• Ne zaman invaziv ?  Yakın
izlem gerekiyorsa (Hipertansif
öykü vb.), unstabil hemodinami,
sık kan gazı gereksinimi, geriatrik
olgular, operasyon süresinin
uzunluğu, kanamanın yoğun
beklendiği operasyonlar, major
cerrahiler (KVC, transplantasyon
vb.)
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
7
9.2.2017
İnvaziv Arteriyel Kan Basıncı Monitorizasyonu
•
Anlık bilgi sağlar.
•
Sol ventrikülün ritmik kontraksiyonu, pulsatil arteriyel basınçları
oluşturmaktadır.
•
Sistol = Kasılma, Diastol = Gevşeme
•
Arter Seçimi: En sık kullanılan ve güvenilir olan radial arterdir. Yüzeyeldir,
kolay palpe edilir, zengin kollateral kan akımına sahiptir.
•
Ulnar arter daha derindedir. Trasesi büküntülüdür. Kateterizasyonu zordur,
sinir hasarı verme ihtimali mevcuttur. Brakial arterde bükülmeye riski
mevcuttur. Femoral arterde infeksiyöz komplikasyonlar ve trombozis
insidansı yüksektir.
•
Kateterizasyonda çocuklarda 22G-24G, erişkinlerde de 18G-20G kanüller
tercih edilir.
•
Hattın pıhtılaşan arteriyel kanla tıkanmaması için sık sık yıkanması gerekir.
Bu yıkama sıvısı tercihen heparinli hazırlanan izotoniktir. Dekstrozlu
solüsyonlar kontrendikedir! Her cc’de 1-2 ünite Heparin olacak bir
solüsyon hazırlanmaya çalışılır. Yıkama oranı da 1-3 ml/st olarak
hedeflenebilir.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
AKB’nin Değerlendirilmesi
• X / Y (Z)
•
•
•
X: Sistolik Kan Basıncı (Büyük tansiyon)
Y: Diastolik Kan Basıncı (Küçük tansiyon)
Z: Ortalama Kan Basıncı (Ortalaması)
•
Z = (x+2y) / 3
•
Genel hipertansiyon kriteri, 140/90 mmHg basınç ve üzeridir.
•
Ortalama arter
aralığındadır.
•
Hipertansiyon öyküsü olan, organ yetmezlikleri riski olan, ileri yaş
grubuna giren, riskli gruplara üye bir hastada OAB’nin 60’ın altına
düşürülmemesi önerilir.
•
Kontrollü hipotansiyon uygulanacaksa, durum iyi analiz edilmelidir.
basıncının
normal
değeri
70-100
mmHg
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
8
9.2.2017
Periferik Oksijen Saturasyonu
•
Genel, sedasyon ya da rejyonel; ne tip bir anestezi yapılıyor
olursa olsun, mutlaka monitorize edilmesi gereken bir
parametredir.
•
Pulse oksimetre monitorizasyonu için herhangi bir engelleyici
durum (kontrendikasyon) yoktur.
•
Oksijenizasyonu değerlendirmenin en ideal ve kolay yollarından
biridir.
•
Yetersiz gaz değişiminde, geç bulgu verebilir! Çünkü vital
organlara değil, perifere olan oksijen sunumunu gösterir.
Özellikle pediatrik hastalarda düşük saturasyon, problemlerin
geç dönem habercisi olabilir.
•
Sağlıklı bir yetişkinde normal değer %96-99’dur. Akciğer
hastalarında normal değer %88 ve üstü kabul edilir.
•
Hipotermi ve titremeden etkilenir. Yanlış değerler görülebilir.
•
Kalp atım hızı hakkında da bilgi sağlar.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
Santral Venöz Basınç
•
SVB, sağ kalbe dönen kan miktarını ve sağ kalbin bu kanı
karşılamadaki gücünü göstermektedir.
•
Sağ atrium ile vena cava birleşim yerinde ölçülen basınçtır.
•
Normal değeri 2-6 mmHg’dır.
•
AZALMASI  Kardiyak performansta artışı, venöz dönüşte azalışı ya
da intravasküler volümdeki azalışı gösterir.
•
SVB azalırken kan basıncı artışı  Kardiyak performans artmıştır.
•
SVB azalırken kan basıncında da düşüş  İntravasküler volüm
azalmıştır ya da venöz dönüş azalmıştır.
•
ARTMASI  Kardiyak performansta azalmaya, venöz dönüşte artışa
veya volüm artışına bağlıdır.
•
SVB artarken kan basıncı artışı  Volümde veya venöz dönüşte artış
vardır.
•
SVB artarken kan basıncı azalışı  Kardiyak performans azalmıştır.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
9
9.2.2017
Pulmoner Arter Basıncı
•
Sol kalp fonksiyonu hakkında bilgi verir.
•
Pulmoner arter kateterine, Swan Ganz kateteri de
denir.
•
Ölçüm sağ ventrikülden yapılır. İnternal sağ juguler
giriş tercih edilir, çünkü direk sağ atriuma ulaşmak
mümkündür.
•
Pulmoner arter basıncının ideal aralığı 8-12 mmHg’dır.
Bu değerlerin üzerinde muhtemel sol ventrikül
yetmezliği ya da pulmoner ödem düşünülür.
•
PAB monitorizasyonu; kalp kapak hastalığı olanlarda,
ARDS hastalarında, travmada, şokta, MI geçirmiş
hastaların operasyonlarında, sol ventrikül fonksiyon
bozukluğu olanlarda endikedir.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
Diğer Monitorizasyon Yöntemleri
•
EEG

Elektroenselografi:
Beyindeki elektriksel potansiyelin
değerlendirilmesinde
kullanılır.
Beyin ölümü tanısında hekimler
için belirleyicidir.
•
BİS  Bispektral İndeks:
Anestezi
derinliğini
değerlendirmede
en
etkin
tekniktir. EEG dalgaları ile
hastadaki
uyanıklı
düzeyi
belirlenir.
Ölçüm
0-100
aralığındadır.
45-60
düzeyi,
cerrahi için uygun anestezi
derinliğidir. 85-100 aralığında
hastanın uyanık olduğu anlaşılır.
Sedasyon uygulamalarında 60-85
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
değerleri idealdir.
10
9.2.2017
Diğer Monitorizasyon Yöntemleri
• İntrakranial Basınç 
Kafa içi
basıncının, bir kateter yardımıyla ölçülmesidir.
•
Normal değeri 7-15 mmHg’dır.
•
Beyin cerrahisi olgularında, kafa içi basıncının artışı
istenmez.
•
Ortalama arter basıncı – İntrakranial basınç = Serebral
perfüzyon basıncı
•
İdeal SPB aralığı 60-80 mmHg’dır.
•
SOLUNUM
MONİTORİZASYONUNA
MEKANİK
VENTİLASYON KONUSUNDA DEĞİNİLECEKTİR.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
Senaryolar (Tartışalım…)
•
17 yaşında erkek hasta, apandektomi nedeniyle
genel anestezi uygulanıyor. İntraop 4. dakikada
kademeli oksijen saturasyonu düşüklüğü
görülüyor. Muhtemel sebepler ve yaklaşım ?
•
22 yaşında kadın hasta, laparoskopik
kolesistektomi nedeniyle genel anestezi
uygulanıyor. Ayılma sonrası hastada taşikardi ve
hipotansiyon görülüyor. Muhtemel sebepler ve
yaklaşım ?
•
59 yaşında erkek hasta, URS amacıyla genel
anestezi uygulanıyor. Anestezi uygulamasını
takiben cerrahi saha henüz batikonla
temizlenirken,
hipotansiyon
görülüyor.
Muhtemel sebepler ve yaklaşım ?
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
11
9.2.2017
Genel Anesteziye Giriş
•
1.
2.
3.
4.
Genel anestezinin beklenen dört temel etkisi
mevcuttur:
Geçici bilinç kaybı  Anestezik ilaçlar!
Refleks-aktivite azalması  Anestezikler,
narkotikler, kas gevşeticiler!
Kas gevşemesi  Kas gevşeticiler!
Stabil vital bulgular  Yardımcı ilaç ve
uygulamalar, doğru yaklaşımlar!
•
Bir genel anestezi indüksiyonunda, anesteziyi
oluşturan 3 temel ilaç kullanılır:
1.
Anestezik ilaç  (İntravenöz anestezik /
İnhalasyon anesteziği)
Narkotik analjezik
Kas gevşetici  (Depolarizan/Nondepolarizan)
2.
3.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
Genel Anestezinin Dönemleri
•
1.
2.
3.
Genel anestezi 3 dönemde uygulanır:
İndüksiyon  Anestezinin başlatıldığı, hastanın
hatırladığı tek evredir. Monitorizasyonu
takiben iv yol açılır. Sahip olunan donanımın
teknik kontrolleri son kez tekrarlanır. Bu evre,
en kritik evrelerden biridir. Hastada ciddi
sistemik etkilenmeler oluşur. Tüm yaşamsal
fonksiyonları ele alınmış, bilinçsiz ve reflekssiz
bir hasta vardır.
İdame  Anestezinin devam ettiği evredir.
Pozisyon, kanama durumu, anestezi derinliği,
kanüller vb. tüm detaylar dikkatle izlenmelidir.
En iyi monitör, anestezi teknikerinin kendisidir.
Ayılma  Anestezinin sonlandırıldığı evredir.
Özellikle
solunumsal
komplikasyonlara
yatkınlık en fazla bu dönemdedir. İntraop
anestezi yönetiminin kalitesi, ayılmayı etkiler.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
12
9.2.2017
İnhalasyon Anestezikleri
•
İnhalasyon anestezikleri beyinde
belli
bir
konsantrasyona
ulaştıklarında anestezi meydana
getirirler.
•
Öncelikle bir buhar basıncı
oluşturarak
alveollere,
alveollerden kana ve sistemik
dolaşımla esas organ beyne
ulaşırlar.
•
Beyinde belli konsantrasyon yani
belli
bir
parsiyel
basınç
oluştuğunda anestezik etki
oluşur.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
Minimum Alveoler Konsantrasyon
• İnhalasyon
anesteziklerinin
etkinliği ve dozu MAC ile ifade
edilmektedir.
• 1 MAC, 1 atm basınç altında
hayvan
ve
insanların
%50’sinde ağrılı bir uyarana
karşı hareket şeklindeki bir
yanıtı engellemek için gerekli
olan inhalasyon anestezik
konsantrasyonudur.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
13
9.2.2017
MAC Değerini Etkileyen Önemli Faktörler
•
İnhalasyon anesteziklerinin birlikte
kullanımı, hiponatremi, opioidler,
barbitüratlar,
benzodiazepinler,
kalsiyum-kanal blokerleri, akut alkol
intoksikasyonu, gebelik, yüksek yaş,
hipotermi/hipertermi,
antihipertansifler  AZALTIR!
•
Kronik alkolizm, amfetamin, efedrin ve
kokain  ARTTIRIR!
•
Hipokarbi ve hiperkarbi, metabolik
asidoz veya alkaloz, cinsiyet, anestezi
süresi,
tiroid
fonksiyonu
ve
hiperkalemi  DEĞİŞTİRMEZ !
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
Önemli İnhalasyon Ajanları
• Azot Protoksit (Gaz halde!)
• Sevofluran
• İzofluran
• Desfluran
(Sıvı halde!)
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
14
9.2.2017
Ajanların MAC Değerleri
•
•
•
•
Sevofluran: 2
İzofluran: 1.15
Desfluran: 5.8
Azot Protoksit: 105
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
Azot Protoksit (N2O)
•
Mac değeri 105’tir. Bu nedenle tek başına anestezik olarak kullanılamaz. Analjezik etkisinden faydalanılır.
•
Büyük oranda solunum yoluyla atılır.
•
Serebral kan akımı ve oksijen tüketimini arttırır. Kafa içi basıncında hafif artışa neden olur. Bu etki, beyin cerrahisinde kullanımını olumsuz kılan
nedenlerden biridir.
•
Hafif derecede myokard depresyonu yapar. Sempatik sistemi harekete geçirmesi, bu etkisini baskılar. Kalp atım hızı ve arteriyel kan basıncında önemli
değişiklikler yapmaz. Hasta aşırı hipovolemikse ya da koroner arter hastalığı mevcutsa, iskemiye neden olabilir.
•
Pulmoner vasküler rezistansı arttırması nedeniyle, pulmoner hipertansiyonda kullanılmaz.
•
Solunum depresan etkisi vardır, ancak diğer volatil anesteziklerden zayıftır.
•
Kas gevşetici etkisi yoktur.
•
Renal ve hepatik kan akımını azaltır.
•
Bulantı ve kusmaya neden olabilir.
•
Hava içeren kapalı boşluklara difüze olma özelliği mevcuttur. Uzun operasyonlarda endotrakeal tüpün kafında aşırı basınca neden olabilir.
•
Gebelerde kullanımı önerilmez. Teratojenik etkilidir. Kullanılacaksa en erken üçüncü trimestırda kullanılmalıdır.
•
Nitröz oksitin uzun süreli anestezik konsantrasyonlarına maruziyet, kemik iliği depresyonuyla sonuçlanabilir. Bu durumda megablastik anemi tablosu
oluşur. Megaloblastik anemi, B12 vitamini ve folik asit eksikliği sonucu oluşan bir anemi tipine verilen isimdir. Bu vitaminler DNA sentezinde önemli
rollere sahiptirler. Bu nedenle eksikliklerinde DNA sentezinde çeşitli bozukluklar oluşur ve kemik iliğinde megaloblastik değişiklikler ortaya çıkar.
•
Kemotaksiyi ve lökositlerin hareketlerini etkileyebilir. İmmünolojik yanıtı bozabilir.
•
DİKKAT! Arteriyel ve venöz hava embolisi, pnömotoraks, barsak tıkanıklıkları, KİBAS, pulmoner hava kistleri vb. durumlarda kontrendikedir.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
15
9.2.2017
Sevofluran
•
Hoş kokulu ve havayollarına irritan etkili olmaması nedeniyle, inhalasyon indüksiyonunda
sevofluran rahatlıkla tercih edilebilir.
•
Myokardı hafif düzeyde deprese eder. Arteriyel kan basıncı etkilenimi, isofluran ve desflurana göre
daha hafiftir.
•
Bronkodilatatör etkisiyle bronş spazmını çözebilir.
•
Kas gevşeticilerin etkisini potansiyelize eder. Özellikle çocuklarda, entübasyon koşulları
oluşturacak düzeyde gevşeme sağlar.
•
Renal kan akımını hafifçe düşürür.
•
Karaciğer üzerinde ciddi etkide bulunmaz. Çünkü portal ven akımı arttığı halde, hepatik arter kan
akımı artar. Böylece karaciğere kan akımı korunmuş olur.
•
Kafa içi basıncını azaltır. (Mekanizma isoflurana benzerdir.) Beyin cerrahisinde kullanılabilir.
•
Pediatrik hastalarda ayılma döneminde deliryum ve ajitasyon nedeni olabilir.
•
Karbondioksit absorbanı sodalime ile tepkimeye girerse Compound A denen madde oluşur. Bu
maddenin böbrek fonksiyonlarına zararlı olmadığı bildirilmiştir.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
İzofluran
•
Havayoluna irritandır. Ancak buna rağmen iyi bir bronkodilatördür.
•
Myokard
depresyonu
etkisi
çok
düşüktür.
Yüksek
konsantrasyonlarda koroner arterleri dilate eder. Normal koroner
arterlerin genişlemesiyle, daralmış koroner damarların beslediği
alanlara yeterli kan akımı sağlanamaz. Buna ‘koroner çalma
sendromu’ denir.
•
Yüksek konsantrasyonlarda beyin kan akımını ve kafa içi basıncını
arttırır.
(Diğer ajanlara oranla daha az arttırır.) Bu etki,
hiperventilasyon ile baskılanabilir.
•
Serebral metabolik oksijen tüketimini azaltması, beyin cerrahisinde
kullanımını teşvik edicidir.
•
İskelet kasını gevşetir. Kas gevşeticilerin etkisini potansiyelize eder.
•
Malign hipertermiyi tetikleyebilir.
•
Böbrek ve karaciğer kan akımını azaltır. Ancak karaciğere oksijen
sunumu, izofluran anestezisinde daha iyi sağlanır ve karaciğer
enzimleri etkilenmez.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
16
9.2.2017
Desfluran
•
Hızlı uyuma ve uyanma
ajanlardan %50 daha hızlı.)
•
Desfluran konsantrasyonundaki hızlı artışlar,
kardiyak
sistemi
olumsuz
etkileyebilir.
Konsantrasyonda agresif olunmamalıdır. Ani
kalp hızı artışı vb. sempatik yanıtlar,
narkotiklerle kontrol altına alınabilir. (Fentanyl,
Remifentanyl vb.)
•
Kafa içi basıncını arttırır.
•
Karaciğer ve
bildirilmemiştir.
•
Havayoluna
irritandır.
İnhalasyon
indüksiyonuna uygun değildir. Sekresyonları
arttırır.
böbreğe
sağlar.
olumsuz
(Diğer
etkileri
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
İntravenöz Anestezikler
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
17
9.2.2017
İdeal Bir IV Anestezik
•
Hızlı, yumuşak
sağlamalıdır.
•
Kardiyovasküler sisteme ve solunum sistemine
etkileri minimal olmalıdır.
•
Serebral metabolizmayı azaltmalıdır.
•
Analjezik, antiemetik ve bronkodilatör özelliklere
sahip olmalıdır.
•
Histamin salınımı ve hipersensitiviteye sebep
olmamalıdır.
•
Toksik olmamalıdır.
•
Dokularda birikmemelidir.
bir
indüksiyon
ve
ayılma
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
IV Anestezik Uygulamada Yaklaşım
•
Hasta monitorize olmalıdır.
•
Uygulanan ajanın özellikleri ve kesin
kontrendikasyonları
göz
önünde
bulundurulmalıdır.
•
Hastanın
olmalıdır.
•
Hemodinami
üzerine
minimal
etki
oluşturmak için uygulama yavaş, kontrollü
ve en minimal dozda yapılmalıdır.
•
Venöz kateterizasyon yerleşiminden emin
olunmalıdır.
intravasküler
volümü
tam
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
18
9.2.2017
IV Anestezik Dozları
• Propofol: Erişkinde 1.5-2.5 mg/kg,
Çocukta 3-4 mg/kg
• Penthotal: 5-7 mg/kg IV
• Etomidate: 0.2-0.5 mg/kg
• Ketamin: 1-2 mg/kg IV, 3-5 mg/kg
IM
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
Propofol
•
Klinik uygulamalarda en sık kullanılan intravenöz anesteziktir.
•
Hızlı ve gereğinden yüksek dozda uygulandığında, şiddetli hipotansiyona neden olabilir.
•
1.
2.
3.
Enjeksiyonu ağrılıdır. Bu ağrının önlenmesi için 3 yol önemlidir:
İlacın öncesinde damar içi lidocaine verilmesi (Ortalama 40 mg kadar)
İlacın öncesinde narkotik analjezik verilmesi
İlacın sıvı gidişine de aynı anda izin verecek düzeyde yavaş verilmesi
•
1.
2.
Propofol içeriği = Soya fasülyesi yağı+Gliserol+Yumurta lesitini
Yumurtaya alerjisi olanlarda verilebilir. Alerji genelde yumurtanın beyazına gelişir, ancak yumurta lesitini yumurtanın sarısından çıkarılır.
Hazırlanmış (Enjektöre çekilmiş) halde asla saklanmamalıdır. Daima hastaya yapılacağı anda çekilmelidir. Bekleyen solüsyonlarda bakteriyel üreme
olur, hastayı sepsise götürebilecek bir enfektif tablo oluşur.
•
Propofol etkisi, bir kol-beyin dolaşımı süresinde görülür. Ayılma hızlıdır.
•
Propofol’ün artıkları idrar yoluyla atılıyor olsa da, kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda klirens etkilenmez. (Klirens; kandan uzaklaştırma
eğilimi, atılım.)
•
Propofol güçlü bir solunum depresanıdır. Ancak solunum kontrollü sedasyona da imkan verir.
•
Propofol histamin salınımına neden olur. Ancak yine de astmatik hastalardaki wheezing insidansı, diğer ajanlara göre daha düşüktür.
•
Serebral kan akımını ve kafa içi basıncını azaltır.
•
Antikonvülzandır. (Status epileptikusun kontrolünde kullanılabilir.) Epilepsi hastalarına yapılabilir.
•
Subanestezik dozlarda antiemetik destek amacıyla yapılabilir. İyi bir antiemetiktir.
•
Midazolam, gerekli Propofol dozunu %10’dan fazla azaltır.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
19
9.2.2017
Tiyopental (Penthotal)
•
Barbitüratlar grubuna üye bir iv anesteziktir.
•
Alkali yapıdadır. Yeterince dilüe edilmelidir. (Minimum %2.5 konsantrasyonda) Aksi halde irritandır. Enjeksiyon yerinde
nadiren ağrıya neden olur. Hastada aşırı ağrı, arteriyel yerleşim kuşkusu uyandırmalıdır.
•
Sulandırıldıktan sonra oda sıcaklığında maksimum 24 saat saklanmalıdır.
•
Etkisi 15-30 saniyede hızlıca başlar, 15-20 dakika devam eder. Yüksek dozlarda bu süre uzayabilir.
•
Analjezik etkinliği yoktur. Hatta subanestezik dozlarda hiperaljezi görülen olgular bildirilmiştir.
•
Yağ dokusunda birikimi görülebilir. Özellikle obezlerde doz kısıtlanmalıdır ve tekrarlayan uygulamalardan kaçınılmalıdır.
•
Karaciğerden elimine olur.
•
Kafa içi basıncı ve göz içi basıncını azaltır. Kafa içi basıncını azaltmasına; serebral kan akımındaki, serebral metabolik
hızdaki ve oksijen tüketimindeki azalış neden olur. Nöroanestezide etkin bir tercihtir. Antikonvülzan özelliği mevcuttur.
•
Myokard depresan etkisi belirgin ve tehlikelidir. Hasta hipovolemikse, şoktaysa, kardiyak yandaş hastalıkları yoğunsa
önerilmez.
•
Kuvvetli bir solunum depresanıdır.
•
Histamin salınımına neden olur. Tiyopental; laringeal ve bronşial spazma yatkınlığı arttırır.
•
Yüksek dozlarda karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını, bu organların kan akımını bozarak azaltabilir.
•
Kesin kontrendikasyonları; barbitürat alerjisi, status astmatikus ve porfiriadır.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
Etomidate
•
Kardiyovasküler anlamda en stabil ajandır. Bu nedenle özellikle
kardiyovasküler yandaş hastalığı olan hastalarda, hemodinamiye minimal
etki oluşturma amacıyla ilk tercihtir.
•
Histamin deşarjına neden olmaz.
•
Miyoklonik hareketlere neden olabilir.
•
Enjeksiyonu zaman zaman ağrılı olabilir.
•
Serebral kan akımını, serebral metabolik hızı ve oksijen tüketimini arttırır.
Dolayısıyla kafa içi basıncını ve göziçi basıncını düşürür.
•
Bulantı ve kusmaya yatkınlığı arttırır. Özellikle narkotik analjeziklerle
birlikte verildiğinde, bu etkisi hasta için iyice rahat edici bir hal alabilir.
•
Karaciğer ve böbrek kan akımına etkisi yok denecek kadar azdır.
•
Uzun süreli infüzyonlarından kaçınılır.
immunsupresif yanıt oluşturmaktadır.
•
Solunumu deprese eder. Uygulama sonrası kısa bir apne, takiben
hiperventilasyon gözlenir.
Sepsise
neden
olabilecek
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
20
9.2.2017
Ketamin
•
Analjezi, amnezi ve bilinç kaybını birlikte oluşturabilen; ideale yakın anestezik
ajandır. (Disosiyatif anestezi)
•
Myokard depresan etkisi yoktur. Aksine diğer ajanların tersine, sempatik sistemi
harekete geçirir. Kalp atım hızı, kan basıncı ve kalp debisini arttırır. Bu özelliği,
hipovolemik hastalarda kullanımı ciddi anlamda avantajlı hale getirir.
•
Sempatik sistemi harekete geçirici etkisi nedeniyle serebral etkileri, kafa içi
basıncının artışıyla sonuçlanır. Beyin cerrahisinde, özellikle de kafa içi kitle olan
olgularda kesinlikle tercih edilmez.
•
Psikomimetik yan etkilere sahiptir. (Halüsinasyon, anksiyete, ajitasyon vb.) Bu
özelliği, benzodiazepinlerle kullanımını gerekli kılar.
•
Solunum depresyonu yapmaz. Ancak narkotiklerle beraber uygulanması sonucunda
bu etkiyi de görmek mümkündür. Bir insanın bilinç düzeyinde değişim meydana
getiren hiçbir ajanın, solunum depresyonu yapmayacağı garanti edilemez.
•
Sekresyonları arttırır.
•
Güçlü bir bronkodilatördür. Bronşları genişletici etkisi, astım hastalarında avantaj
sağlar.
•
Kesin kontrendikasyonları; hipertansif hastalar, kalp hastaları, nöroanestezi
uygulanan hastalardır.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
Senaryolar (Tercih Edebiliriz, Sakınmalıyız ?)
• İntrakraniyal kitle nedeniyle opere olan hasta
için ajan seçimi ?
• Acil olgu, bıçaklanma, ciddi kan kaybı olmuş,
hemodinami bozuk ?
• Epilepsi nöbetleri geçiren,
operasyonuna alınan hasta ?
acil
apandisit
• Geçirilmiş kalp krizi öyküsü olan, laparoskopik
kolesistektomi hastası ?
• Tonsillektomi operasyonu olacak çocuk hasta ?
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
21
9.2.2017
Narkotik Analjezikler
• Klinikte en
analjezikler:
sık
kullanılan
narkotik
 Anestezi
indüksiyonunda:
Fentanil,
Alfentanil (Rapifen), Remifentanil (Ultiva)
 Anestezi idamesinde: Remifentanil (Ultiva)
 Anestezinin sonlandırılmasında: (Postop
analjezide)
Petidin
(Aldolan,
Dolantin),
Tramadol (Contramal, Tradolex), Morfin
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
Narkotiklerin Önemli Özellikleri-1
•
Fentanil: Damar yolundan uygulanabileceği gibi,
bölgesel anestezide de intratekal ya da epidural
kullanımı mümkündür. Morfinden 80-100 kat
güçlüdür. Tekrarlayan dozlarda birikebilir ve geç
dönem solunum depresyonu yapabilir. Tek dozunun
etki süresi 20-40 dakikadır. Tekrarlayan dozlarda
torakal rijiditeye (?) neden olabilir. Düşük dozlarda
kan basıncını düşürürken, büyük dozlarda
hemodinamik etkisi olumsuz değildir. Bu nedenle
kardiyak öykülü hastalarda yüksek doz opioid
anestezisi kapsamında; anestezik olarak da
kullanılabilmektedir.
•
Remifentanil: Çok hızlı şekilde etkisi başlar, 5-10
dakika devam eder. Kümülatif değildir, etkisi hızlı
sonlanır ve kaliteli bir uyanma sağlar. Hipotansiyon
ve bradikardi yanıtı keskindir. Bolus uygulanması
önerilmez, uygulanacaksa 5 dakikalık bir zaman
dilimine yayılmalıdır. Karaciğer ve böbrek
yetmezliğinde tercih edilebilir. Kanda yıkılması, bu
olanağı sağlar. Epidural ve intratekal uygulanamaz,
nörotoksisite riski vardır.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
22
9.2.2017
Narkotiklerin Önemli Özellikleri-2
•
Petidin, Meperidin (Dolantin, Aldolan): Vagolitiktir.
Lokal anestezik etkiye sahiptir. Spazmolitik etkilidir. Tüm
bu etkileri birarada barındıran tek narkotik analjeziktir.
Postop analjezide etkin bir ajandır. Uygulama sonrası
etkisi 10 dakika içinde başlar, 2-3 saat devam eder.
Alerjik reaksiyonlara yatkınlık görülebilir. Kronik ağrıda
kullanımı önerilmez. Anestezi sonrası titreme
tedavisinde etkindir.
•
Tramadol (Contramal, Tradolex): Zayıf opioid
sınıfındadır. Akut ve kronik ağrıda rahatlıkla tercih
edilebilir. En önemli dezavantajı, bulantı-kusmayı
tetiklemesidir. Solunum depresyonu riski, diğer ajanlara
göre açık ara düşüktür.
•
Morfin: Hızlı ve yüksek dozlarda, hemodinamiyi
bozabilir. Bulantı ve kusma yatkınlığını arttırır. Ayrıca
histamin salınımına neden olma özelliği bulunmaktadır.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
Narkotik Analjeziklerin Dozları
• Fentanil: İndüksiyonda 2-3 mcg/kg, yüksek
doz opioid anestezisinde anestezik ajan
olarak 50 mcg/kg IV
• Remifentanil: Yükleme dozu 1 mcg/kg IV,
idame infüzyonu 0.5-20 mcg/kg/dk IV
• Petidin: Postop analjezide 0.5-1 mg/kg IV,
titremede 25 mg IVP
• Tramadol: Postop analjezide 1 mg/kg IV
• Morfin: Postop analjezide 0.1-0.2 mg/kg IV
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
23
9.2.2017
Nöromuskuler Blokerler
• Kas gevşetici ilaçlar ağrıyı kesmez,
bilinci kapatmaz.
• Kas gevşetici ilaçlar, yalnızca istemli
çalışan
kasların
faaliyetini
sonlandırır. Vücudu felç hale getirir.
(Geçici sistemik pleji=paralizi)
• Bu etkiyi, asetilkolinin faaliyetini
önleyerek meydana getirirler.
• Asetilkolin, sinir-kas kavşağındaki
iletici moleküldür.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
Depolarizan Blok
• Depolarizan nöromuskuler
blokta, asetilkolinin taklit
edilmesi söz konusudur.
• İyon kanalları açık kalır. Kas
lifi uyarılara cevap vermez.
• Bu blok tipini oluşturan tek
ilaç Süksinilkolin’dir.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
24
9.2.2017
Nondepolarizan Blok
• Nondepolarizan nöromuskuler
ilaçlar,
kolinoreseptöre
bağlanarak
asetilkolinin
bunlara ulaşmasını engellerler.
• İyon kanalları kapalı kalır.
• Bu
grubun
en
önemli
temsilcileri;
rokuronyum,
vekuronyum,
pankuronyum,
atrakuryum, mivakuryumdur.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
Süksinilkolin (Lysthenon)
•
Tek depolarizan kas gevşeticidir.
•
İntrakranial basıncı yükseltir.
•
Hafif taşikardiye neden olur. Erişkinlerde tekrarlayan
dozlarda, çocuklarda ise ilk dozdan itibaren bradikardi
eğilimi yapabilir.
•
Hiperpotasemide kullanımı sakıncalıdır.
•
Fasikülasyonlara, çene kaslarında
anaflaktik reaksiyonlara neden olabilir.
•
Malign hipertermiyi tetikleyebilir.
•
İntraoküler basınçta artışa neden olması, oftalmik
girişimlerde
kullanımını
sakıncalı
olarak
göstermektedir.
sertliğe
ve
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
25
9.2.2017
Süksinilkolin’in Yıkılımı
• Karaciğerde
sentezlenen
pseudokolinesteraz enzimiyle yıkılır.
• Bu enzimin yetersizliğinde
ortadan kalkmaz.
blok
• Hastaya taze kan nakli yapmak gerekir.
• Riskli gruplar: Akut enfekte hastalar,
akciğer embolisi, myokard infarktüsü,
gebeler, postop hastalar. Bu gruplarda
enzim seviyesi yetersiz olabilir.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
Nondepolarizan Nöromuskuler Blokerler
•
Pankuronyum: 60-90 dakika etkilidir. Büyük oranda karaciğerden atılır, bir kısmı da
böbrekten atılmaktadır. Histamin salınımını uyarmaz. Pankuronyum, taşikardik
etkilidir. Kalp hızı artışı istenmeyen olgularda kullanımı önerilmez.
•
Vekuronyum: 30-60 dakikalık etki süresine sahiptir. Büyük oranda karaciğerden, az
oranda da böbreklerden atılır. Kendine ait direk kardiyak yan etkisi olmasa da,
opioidlerle birlikte bradikardiye eğilimi arttırabilir. Nadiren alerjik reaksiyonlara
neden olabilir.
•
Rokuronyum: Klinik pratikte en sık tercih edilen kas gevşeticidir. 30-60 dakikalık bir
etki süresine sahiptir. %65 oranında karaciğerden, %35 oranında da böbreklerden
atılır. Dozu yükseltilirse, etki başlangıcı hızlanır.
•
Atrakuryum: 30-60 dakikalık bir etki süresine sahiptir. Yıkılımı plazmada olur.
Karaciğer ve böbrek hastalarına uygulanabilir. Metabolitleri safra ve idrar yoluyla
atılır. Histamin salınımına neden olabilir. Kardiyak yan etkileri mevcuttur. Tüm bu
olumsuz etkilerden, yavaş uygulama ile kaçınılabilir. Hipotermi ve asidozda etki
süresi uzayabilir. Tiyopental ile geçimsizdir, birlikte uygulanmaları çökelti
oluşumuna neden olabilir.
•
Mivakuryum: 20-30 dakikalık bir etki süresine sahiptir. Hızlı uygulanırsa kalp hızını
arttırabilir ve tansiyonu düşürebilir. Tıpkı süksinilkolin gibi, plazma kolinesterazı ile
etkisi yıkılır.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
26
9.2.2017
Kas Gevşeticiler-Doz ve Etki Süreleri
•
Süksinilkolin = Lysthenon: 1 mg/kg, Etkisi 30
saniyede başlar, 2-5 dakika etkilidir.
•
Mivakuryum = Mivacron: 0.2 mg/kg, Etkisi 2
dakikada başlar, 20-30 dakika etkilidir.
•
Atrakuryum = Tracrium: 0.5 mg/kg, Etkisi 2-4
dakikada başlar, 30-60 dakika etkilidir.
•
Rokuronyum = Esmeron: 0.5-0.6 mg/kg, Etkisi 2
dakikada başlar, 30-60 dakika etkilidir.
•
Vekuronyum = Norcuron: 0.1 mg/kg, Etkisi 2-4
dakikada başlar, 30-60 dakika etkilidir.
•
Pankuronyum = 0.1 mg/kg, Etkisi 2-4 dakika başlar,
60-90 dakika etkilidir.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
Etki Başlangıç Süresini Azaltma
• Kilogram başına düşen
dozu
arttırarak
mümkündür.
• Priming doz
mümkündür.
uygularak
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
27
9.2.2017
Nondepolarizan Bloğun Döndürülmesi
• Atropin + Neostigmine ile ? 
Reverse!
• Sugammadex (Bridion) ile ? 
Antidot (Yalnızca rokuronyum ve
vekuronyum)
• Nondepolarizan blok döndürülürken
oluşabilecek komplikasyonlara ve
doğru yaklaşım tekniklerine adapte
olmak gerekir.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
Atropin + Neostigmine
•
Neostigmine, bradikardiye neden olur. Siyalog
etkilidir, sekresyonları arttırır.
•
Spontan solunum faaliyeti olmayan bir hastada,
bloğun süresini uzatır !
•
Asetilkolinesteraza bağlanır, enzimin asetilkolini
yıkmasını önler.
•
Neostigmine Dozu:
0,08 mg/kg)
•
Atropin Dozu: Her 1 mg neostigmine için 0,4 mg,
Ya pratikte ?
•
Taban doz Atropin nedir ?
•
Erişkin bir hastada 5 mg tavan dozun aşılması
önerilmez.
0,04 mg/kg
(Maksimum
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
28
9.2.2017
Sugammadex (Bridion)
• Rokuronyum’un
antagonistidir.
ve
Vekuronyum’un
• Uygulama doz aralığı 2-4 mg/kg’dır.
• Zor entübasyonda ve ventilasyon zorluğunda, hızlı
geri dönüş için 16 mg/kg dozda uygulanabilir.
• Sugammadex, hastanın kas faaliyetinin aniden
gelmesine neden olduğundan dolayı; ayılma
safhasında bazı özel yaklaşımlar gerektirir.
(Ekstübasyon konusunda değinilecektir.)
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
Devamı 2 hafta sonra…
Vize sınavınızda başarılar dilerim 
Bilgide sınır yoktur;
Ne kadar bilirseniz bilin,
Geriye kalanlar her zaman bildiklerinizden
daha fazla olacaktır. /A.E.A.
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI
29
9.2.2017
Tartışma & Soru-Cevap & Değerlendirme
Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI | İKBU
Anestezi Uygulama 1 Ders Notları
30
Download