Uploaded by Muhsin Halis

KURUMSAL KURAM

advertisement
KURUMSAL KURAM
mh
• Örgüt kuramı konuları arasında en çok çalışılan konulardan biridir.
• 1970’li yıllardan itibaren ilgi odağı haline gelmiştir.
New
Neo
theory-approach-view-perspective
Institutional
• Türkçede kurumsal kuram, yeni kurumsalcı kuram, yeni kurumsal
kuram, yeni kurumsalcılık gibi adlandırmalar bulunmaktadır.

Kurum: Hukuk, din ve aile gibi belli başlı toplumsal ilgi alanlarını içine
alan davranış kalıplar, halkın algı ve uygulayış biçimleri, töre ve
görenek.

Kurumsallaşma: Çeşitli sosyal süreçlerin, yükümlülüklerin veya
gerçekliklerin toplumsal düşünce ve davranışta kural benzeri bir statü
kazanma sürecidir.
• Örgütlerin yaşamlarını devam ettirebilmeleri sadece etkili ve verimli
olmalarına bağlı değildir. Kurumsal çevre içinde ne derece kabul
gördükleri önemlidir.
• Örgütsel düzenlemelerin belirlenmesinde sosyal ve kültürel çevrede
yer alan kural, değer ve normlar etkili olmaktadır.
• Örgütlerin toplumsal düzenin anlayış ve değerlerine uygun olarak
yapılanma gereksinimi örgütlerin birbirlerine benzemelerine yol açar.
• Bu bakımdan kurumsal kuram örgütlerin birbirlerinden nasıl
farklılaştıkları üzerinde değil nasıl benzeştikleri üzerinde durur.
Kuramın Ortaya Çıkışında Etkili Olan İsimler
• Max Weber: Çalışmalarında kurum kavramını kullanmamıştır. Fakat;
yasalar, gelenekler veya benzeri kural sistemleri gibi kültürel kuralların
sosyal yapıları etkilediğini belirtmiştir.
• Talcott Parsons: Weber’in takipçilerindendir. Değerler kurumların
içine gömülüdür. Bu nedenle kurumsallaşmış eylem araçsal
motivasyondan ziyade ahlaki motivasyonla oluşur. Kurallar bireylerin
değer sistemlerinin göstergesi haline geldiği için bireyler
kurumsallaşmış kurallara uyarlar.
Kuramın Ortaya Çıkışında Etkili Olan İsimler
• Merton: Toplumsal kurumların her zaman topluma faydalı ya da
sağlıklı bir işleve sahip olacağı fikrine karşı çıkmıştır. Toplumsal
kurumların bozuk işlevleri olabileceğini göstermeye çalışmıştır.
Örneğin; bürokrasilerde kurallara bağlı kalmak amaç haline
gelebilmekte ve bürokratik örgüt fayda yerine toplumsal sıkıntılara
neden olabilmektedir.
Eski Kurumsalcılık
• Selznick: Merton’un öğrencisidir. Kurumsal kuramın öncü ismidir. Kuramsal
olarak örgütlerin nasıl tanımlanmaları gerektiği üzerinde durmuştur.
• Örgütler akılcı yapılar olarak tasarlanmalarına rağmen pratikte formel
olmayan unsurlardan ve işin insana dayalı sosyal yapısından etkilenirler.
• Örgütler belirli amaçlara ulaşmak için kurulmuş araçsal mekanizmalar iken
zamanla kurumlara dönüşürler.
• Kurumsallaşma teknik gerekliliklerin ötesinde değer kazanmak anlamına
gelir.
• Koşul bağımlılık kuramının esin kaynaklarından olmuştur. Örgütlerin
etkililiğini artırma gayretlerinden etkilenerek yönetimci ve bilimci bilgi
birikiminin gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Yeni Kurumsalcılık veya Kurumsal Kuram
• Eski kurumsalcılık belirli bir örgütün politik ve sosyal çevre içerisinde nasıl
şekillendiği ile ilgilenirken yeni kurumsalcılık örgütlerin ortak kurumsal
mekanizmaları ve meşruluğa dayalı benzer uygulamaları ile ilgilenir.
• Yeni kurumsalcılık özellikle, Berger ve Luckman’ın bilgi sosyoloji üzerine
yaptıkları çalışmalardan etkilenmiştir.
• Berger ve Luckman’a göre; sosyal gerçeklik sosyal etkileşim süreciyle oluşur.
Gerçeklik toplumsal olarak inşa edilir. Bu bağlamda kurumsallaşma;
toplumsal eylemlerin tekrarlanması ve bu eylemlere farklı kişilerce benzer
anlamlar yüklenmesi sürecidir.
• Örgütlerdeki yapı, plan ve programların kurumsallaşması da kendiliğinden
değil toplumun yüklediği anlamların kanıksanması ile oluşur.
Yeni Kurumsalcılık veya Kurumsal Kuram
• Meyer ve Rowan: “ Kurumsallaşmış Örgütler: Efsane ve Tören Olarak
Biçimsel Yapı” en meşhur çalışmalarıdır. Modern toplumlarda formel
örgütsel yapıların yüksek derecede kurumsallaşmış bir bağlamda
ortaya çıktığını belirtmişlerdir.Yeni uygulamalar verimlilik kaygısından
ziyade örgütsel meşruiyeti artırmak için gerçekleştirilmektedir
• Örgütler çevredeki kurumsallaşmış anlayış ve uygulamaları teknik
gerekliliklerin ötesinde meşruiyet kaygısıyla uygularlar. Örgütler
efsaneleşmiş kurallara akılcı bir bakış açısıyla değil törensel bir
anlayışla uyarlar (törensel konformizm). Bu sürecin getirisi ise
örgütlerin çevrelerindeki kurumlarla benzeşerek eşbiçimli hale
gelmeleridir.
• Meyer ve Rowan’a göre;
• Modern toplumlarda kök salmış ussallaştırılmış biçimsel yapılar
toplumsal gerçekliğin yaygın bir biçimde kabul görmüş anlayışlarını
yansıtır.
• Meslekler, örgütsel işlevler (pazarlama, üretim v.b), iş yapma
yöntemleri (kitle üretimi, personel seçme, veri işleme v.b)
kurumsallaşmış yöntemlerden bazılarıdır.
Yeni Kurumsalcılık veya Kurumsal Kuram
• Zucker: “Kültürel Kalıcılıkta Kurumsallaşmanın Rolü” adlı çalışması
bulunmaktadır.
Bireyler düzeyinde kurumsallaşmanın nasıl
kavramsallaştırıldığını incelemiştir. Toplumsal bilgi kurumsallaştıkça
dışsal geçerlilik kazanmakta ve başkalarına aktarılmaktadır. Böylece
kurumsallaşma arttıkça bilgi kültürel olarak kalıcı hale gelmektedir.
Yeni Kurumsalcılık veya Kurumsal Kuram
• Dimaggio ve Powell: “Demir Kafesin Yeniden Değerlendirilmesi:
Örgütsel Alanlarda Eşbiçimsellik ve Ussallık” adlı çalışma yeni
kurumsal kuramın gelişmesinde önemli rol oynamıştır.
• Bürokratikleşme ve akılcılaşma verimlilik, rekabet gibi unsurlardan
değil çevresel belirsizliklerden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle de
örgütler homojen hale gelmektedirler.
• Meyer ve Scott: “Örgütsel Çevreler: Törensellik ve Ussallık”
• Teknik ve kurumsal çevre ayrımına gitmişlerdir. Tüm örgütler teknik ve
kurumsal çevre tarafından biçimlendirilmesine rağmen bazı örgütler
bunların birinden daha fazla etkilenirler. Bu iki çevre birbirinin zıddı
olarak algılanmamalıdır.
Kuramın Temel Tezi
• Örgütlerin yapı ve süreçleri içinde bulundukları kurumsal çevreye
uyumları sonucunda biçimlenir.
• Örgütlerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için teknik verimlilik
yetmemekte
ve
kurumsal
çevreye
uyarak
kendilerini
meşrulaştırmaları gerekmektedir.
• Benzer kurumlara uyma zorunluluğu örgütleri benzer, eşbiçimli hale
getirmektedir. Bu bakımdan koşul bağımlılık kuramıyla tezat
içerisindedir.
Meşruiyet
• Meşruiyet sadece yasalara uygunluk değildir.
• En kısa tanımıyla meşruiyet; “toplumsal kabul
edilebilirliktir”.
• Yeni kurumsal kuramda meşruiyet, kaynak bağımlılığı
kuramının varsaydığı gibi örgütün itibar kazanmak veya
geliştirmek için stratejik olarak kullandığı bir kaynak değil,
örgütlerle kültürel çevreleri arasında adeta kendiliğinden
ortaya çıkan bir uyumun sonucudur.
• Bilişsel, ahlaki, faydacı meşruiyet
Eşbiçimlilik
• Örgütler çevrelerindeki kurumları benimseyerek onlarla eşbiçimli hale
gelirler.
• Taklitçi, ahlaki ve zorlayıcı eşbiçimliliğin çeşitleridir.
Taklitçi Eşbiçimlilik
• Taklitçi eşbiçimlilik, daha ziyade kendiliğinden ortaya çıkar. Özellikle
belirsizliğin söz konusu olduğu bir durumda, örgütler kendi başlarına
rasyonel çözümler bulmak yerine, kültürel olarak kurumsallaşmış ve
yaygın olarak benimsenmiş kalıpları taklit ederler. Örneğin,
Avrupa’daki birçok işletme fakültesinin, 1960’lı yıllardan bu yana ABD
üniversitelerindeki işletme yüksek lisans programlarını (MBA) taklit
etmeleri, bir taklitçi eşbiçimlilik örneğidir.
Ahlaki Eşbiçimlilik
• Eğitim ve meslek edinme sürecinde “doğru” olduğu öğrenilen
uygulamaların benimsenmesi sonucunda gerçekleşir Örneğin,
Türkiye’de 1990’lı yıllarda, başta Kalite Derneği (Kalder) olmak üzere
çeşitli aktörler, “ülkemizin kalkınması için, örgütlerin toplam kalite
yönetimini benimsemesi gerektiği” inancını yaymışlardır.
Zorlayıcı Eşbiçimlilik
• Örgütlerin kaynaklar açsından bağımlı oldukları diğer örgütlerin
beklentilerine uymaları sonucunda ortaya çıkar. Burada, temel unsur,
örgütlerin çıkarlarının zedelenmesinden kaçınmalarıdır. Örneğin, yasal
olarak zorunlu olduğu için belirli bir muhasebe sisteminin kullanılması.
Kurumsal Değişim
• Kurumsal değişim dışsal ve içsel koşullara, dışsal şoklara ve kurumsal
mantıklara bağlı olarak gerçekleşebilir.
• Kurumsal düzeni derinden etkileyen sosyal, teknolojik veya
yasalardaki değişim nedeniyle kurumsal çözülme meydan gelmekte,
alana yeni aktörler girmekte ve kurumsal girişimciler ortaya
çıkmaktadır.
Kurumsal girişimcilerin alana getirdikleri yeni
uygulamalar da kurumsallaşır ve moda haline gelir.
Kurumsal Mantık
• Her kurumsal düzenin merkezi bir mantığı bulunur ve bu mantık o
kurumsal düzenin tarihinden gelen, zaman içinde oluşmuş değerlerini,
kültürünü, anlayışını ve düşünce yapısını ifade eder. Örneğin;
kapitalist piyasa mantığı
• Çoklu, çelişen hatta çatışan mantıklar bir arada bulunabilir. Örgütler
farklı mantıkları menfaatlerini korumak için kullanabilirler.
Download