bakterilerin kimyasal yapısı

advertisement
BAKTERİLERİN KİMYASAL YAPISI
BAKTERİLERİN BESLENMESİ
Bakterilerin kimyasal yapısı
inorganik ve organik maddelerden oluşur
• İNORGANİK MADDELER
• Oksijen, Karbondioksit, Karbon, Nitrojen, Su, Diğer
elementler
SU :
vegetatif formda %70-90
sporlarda %5-20
KURU MADDE (Suyun dışında kalan kısım) C,H,O,N, kül ve
mineral elementler vardır
Mineral element olarak - Ca,P,Mg,K,Na,Mn,Fe,Co
ve çok az miktarda Cu,Al,Zn,Mo
ORGANİK MADDELER
• Vitaminler, Üreme faktörleri
Bakteri kuru ağırlığının %40-90’ını oluşturur.
Makromolekül
Protein, Polisakkarid, Lipid, Nukleik Asit
Mikromolekül Aminoasit, Monosakkarid, Organik asit, Koenzim,
Üreme faktörleri:
İnositol, mantar, maya ve actinomyces'ler;
kolin, pnömokok ve mikoplasmalar;
sterol, glutamin, asparagin, spermidin, putresin ve permin bazı
bakteriler tarafından ihtiyaç duyulur.
Üreme faktörlerinin görevi yapısal olmaktan ziyade, kataboliktir.
BAKTERİLERİN BESLENMESİ
•
•
•
•
Bakteriler;
Enerji sağlayabilmek
Hücre komponentlerini yapabilmek,
Gelişmek-çoğalmak- yaşayabilmek için
çeşitli gıda maddelerine ihtiyaç duyarlar
C, O, H, N, S, P
K, Ca, Mg, Fe
major element
minör element
Bakterilerin gereksinim duydukları
gıda maddeleri kimyasal yapı
bakımından İNORGANİK ve ORGANİK
olarak iki türlüdür.
İNORGANİK MADDELER
OKSİJEN
Bakteriler O2’e olan gereksinimlerine göre 4 grupta incelenirler.
1.Aerob bakteriler B.anthracis,B. Subtilis,P.multocida
2.Anaerob bakteriler (oksijenli ortamda ençok 10 dakika
yaşama)
Clostridium cinsi bakteriler (C.botulinum, C.tetani)
Spherophorus necrophorus
Aerotolerant anaerobikler oksijenli ortamda üreyemez,
ancak 6-72 saat canlılığını sürdürür
3. Mikroaerofilik bakteriler : O2’in az bulunduğu ortamlarda ürerler.
Bu amaçla ortama %5-10 CO2 ilave edilir.
B.abortus,Campylobacter fetus
4. Fakültatif bakteriler : Özel enzimatik yapıları sayesinde hem
aerobik hemde anaerobik ortamda ürerler.
Enterobakteriler, Stafilokoklar vd.
CO2
Havada bulunan CO2 miktarı çoğunlukla bakterilerin üremesi için
yeterli.
Ancak bazı bakteriler O2’in az, CO2’in normal havadakinden daha
fazlasına gereksinim duyarlar - MİKROAEROBİK
• KARBON : Bakterilerde bulunan makro ve
mikromoleküllerin yapısına girdiği için gereksinim
duyulan önemli bir maddedir.
• NİTROJEN : Bakterilerde özellikle nükleik asidlerin ve
buna bağlı olarak purin ve primidinlerin,çeşitli
enzimlerin yapısına girdiği için önemli.
• SU : Bakterilerin Hücre yapısında %70-90 oranındadır.
Suyun yeterli olmaması durumunda,ortamdaki besin
maddelerinin, enzim ve metabolitlerin hücredeki
alışverişi güçleşir. Bu durum bakterinin ölümüne yol
açar.
ORGANİK MADDELER
VİTAMİNLER VE ÜREME FAKTÖRLERİ :
Vitaminler, bakterilerin çoğunlukla sentezleyemediği, hazır alınması
gereken maddelerdir.
Vitamin ve üreme faktörlerinin sentezi özel bir genin kontrolü
altındaki enzimlerin ortak çalışmasıyla yapılır. Bu genlere sahip
olmayan bakteriler, bu maddeleri üreme ortamlarından alırlar.
En çok gerek duyulan maddeler
Biotin(Vit.- H), Thiamin (Vit.-B1), Riboflavin(Vit.- B2),
Pridoksin(Vit.- B6),
nikotinamid, paraaminobenzoikasid(paba), pantotenik asid,
inositol, kolin, sterol, glutamin, asparagin, hemin vb.
Bakterilerin Beslenmesi
• İnorganik (O2, CO2, C, N, Su vs.)
• Organik (Vitaminler)
• Beslenme Tarzına Göre Sınıflama; Karbon ve enerji gereksinimleri ve hidrojen/elektron kaynakları
esas tutularak sınıflandırılırlar.
– Karbon kaynağı
•Ototrofik (İnorganik karbondan yararlanan m.o : kemoototrof, fotootorof)
•Beslenmelerini inorganik maddelerden ((NaCl(tuz), K2HPO4 (Dipotassium hydrogen
phosphate),FECl3(Demir 3 klorür),MgSO4 (Magnesium sulfate ) sağlarlar (Kemootrof)
•Bazı ototrof bakteteriler ise enerjilerini güneş ışığından faydalanarak kimsayasal enerji haline
dönüştürürler (Fotootrof), Karbon geresinimlerini ise havanın CO2’inden sağlarlar.
• Hetotrofik (Organik karbondan yararlanan m.o), ORGANİK maddeler (karbonhidrat, aminoasit,
Vitamin vb.) gereksinim duyarlar.
İnsan ve hayvanlarda hastalık oluşturan bakterilerin çoğu heterotrofik beslenme özelliğindedirler.
•Paratrofik ; Bir kısım bakteri kendileri için gerekli olan enerjiyi, konakçı hücrenin biyosentez olayları
sonucu oluşan enerjiden sağlarlar.
Bu tür mikroorganizmalar arasında Rickettsia’lar ve Chlamydia’lar yer alır
– Enerji kaynağı
• Kimyasal enerji (İnorganik; kemolitotrof, Organik; kemoorganotrof)
• Işık enerjisi (İnorganik; fototrof, Organik; fotolitotrofik,
fotoorganotrofik)
– H/e kaynağı (İnorganik; kemolitotrof, Organik; kemoorganotrof)
BAKTERİLERDE ÜREME
Bakteriler ikiye bölünerek ürerler
• Bakteriler uygun koşullarda türlerine özgü bir hızla
ürerler.
• Koşulların uygunluğu devam ettikçe çoğalma da
sürekli olur.
• Ancak laboratuvarlarda bakterilerin üretilmesi için
kullanılan besiyerlerinde gıda maddeleri sınırlı olduğu
için bakterilerin üremeleri de kısıtlanır.
• Sonuçta ortam zamanla uygunsuz hale gelerek üreme
aksar.
Mikroorganizmalarda üreme
1-EŞEYSİZ (ASEKSÜEL)ÜREME :
3 şekilde olur:
A)ORTADAN BÖLÜNME : Bakterilerde görülür.
Çomak ve sarmal şekilli bakteriler – kısa eksenleri boyunca
Yuvarlak şekilli bakteriler – herhangi bir çap boyunca
B)TOMURCUKLANMA : Mayalar ve bazı mantarlar bu şekilde
ürerler.
Ana hücrenin bir kenarında oluşan tomurcuk giderek büyür ve
olgunlaştıktan sonra ana hücreden ayrılarak bağımsız bir hücre
haline gelir.
C)SPORLANMA : Mantarların çoğu bu şekilde ürer.
2-EŞEYLİ (SEKSUEL) ÜREME: döllü hücre aracılığıyla olur.
Algler, protozoonlar, bazı mantarlar
Bakterilerde üreme
• Bakteriler ikiye bölünerek ürerler.
• Bu bölünme çomak ve sarmal şekilli bakterilerde kısa
eksen boyunca yuvarlak şekilli bakterilerde ise
herhangi bir çap boyunca olmaktadır.
• Bölünme başlamadan önce bakteri iki kardeş hücreye
yetecek kadar enzimleri,organik ve inorganik
maddeleri hazırlar ve biriktirir.
• Çomak ve sarmal şekilli bakterilerde hücrenin boyu
uzayarak, hücre içindeki DNA ve bölünmesi gerekli
kısımlar ikiye ayrılır.
• Bu sırada nukleus sitoplazmik zardaki mezozomlara
bağlanarak replikasyona başlar.
• Replikasyon tamamlanınca hücre duvarından içeri
doğru ve karşılıklı olarak septum oluşur. Buna
sitoplazmik zarda katılır ve septumlar uzayarak
hücreyi ortadan ikiye böler.
• Bu iki hücre birbirinden ayrılarak ya bağımsız hale
gelirler ya da birbirlerine bitişik olarak kalırlar.
• Kokların üreme sırasında boyları uzamaz.
• Değişik eksenler boyunca aynı şekilde bölünürler.
SIVI ORTAMDA ÜREME
• Bakteriler sıvı besiyerlerinde katı besiyerlerine
oranla daha çabuk ürerler.
• Üreme hızı bakteri türüne özgü genetik bir
karakter ancak besiyerinin bileşimi ve çevresel
koşullarda etkilidir.
• Kendileri için uygun koşullar sağlanmış olan
bakteri topluluğundaki her hücre önce
beslenmeye başlar, belirli bir
gelişmeye ulaştıktan sonrada
bölünerek çoğalır.
• Bakteri topluluğunda oluşan her bölünmeye
GENERASYON ,
• iki generasyon arasında geçen süreye
GENERASYON SÜRESİ denir.
• Her generasyon sonunda topluluktaki birey
sayısı iki katı artar.
• Bakterilerde generasyon süresi değişiktir.
Örn : E.coli’de 18-20 dakika
S.aureus’da
27-30 dakika
M.tuberculosis’de 14-15 saat
Üreme 4 dönemde gerçekleşir:
A-LATENT(GİZLİ) ; ALIŞMA dönemidir.
• Üreme olmadığı için sayıca artma olmaz,
• Uyum sağlayamayanların ölmesi nedeniyle sayıda
azalmalar görülebilir.
• buna karşın metabolizma artar
Bu dönemin süresi aşağıdaki durumlara bağlıdır;
• Bakteri cinsine,
• Ekim yapılan hücre sayısına,
• Aynı cinsten bir bakteriden uygun besiyerlerine ne
kadar çok ekim yapılırsa latent dönem kısalır.
• Kültürün eskiliğine; eski bir kültürden ekim
yapılmışsa yaşlı hücrelerin metabolik
aktiviteleri yavaş olacağı için bu dönem uzun
sürer.
• Besiyerinin bileşimi,
• Çevresel koşullar,
Bakteriler bir önceki kültürün üreme
döneminde alınmışsa ve koşullar aynıysa
latent dönem oluşmaz. Bakteriler normal
üremelerini sürdürürler.
B-ÜREME DÖNEMİ (LOGARİTMİK) :
• Bulundukları ortama alışan ve gerekli gıdaları
yeterince alan bakteriler, hızlanan metabolizmaları
sayesinde bölünerek çoğalmaya başlarlar.
• Üreme dönemi çok uzun sürmez. Birkaç saat sonra
üreme yavaşlar.
• Neden yavaşlar ? ;
• Besiyerinde –gıda ve enerjinin harcanarak azalmaya
başlaması,
• Metabolizma artıklarının ve toksik maddelerin
birikmesi,
• Ozmotik basınç ve yüzey geriliminin değişmesi,
• O2 azalması,
• pH’ın düşmesi,
C-DURMA DÖNEMİ :
• Hücrelerin bölünmesi yavaşlamaya başlar,
generayon süresi uzar. Ancak bölünme
durmaz.
• Bakterinin üremesi için uygun koşullar
değişmedikçe böyle devam eder.
• Bakteri topluluğu bir süre sayıca değişmeden
kalır, sonra azalmaya başlar.
D- ÖLME DÖNEMİ :
• Durma dönemi değişmedikçe ortam koşulları çok
uygunsuz hale geldiği için bakteriler ölmeye
başlarlar.
• Ancak düşük düzeyde bölünen bakteriler de olduğu
için canlılık eğrisi sıfıra ulaşmaz.
KATI ORTAMDA ÜREME
• Katı besiyerlerinde üreme daha sınırlıdır
• Belli noktalarda kolonilerin (besiyerinden
sınırlı yararlanma)
Katı besiyerlerinde üremeyi olumsuz yönde etkileyen
faktörler
• Gıda diffüzyonunun güç olması
• Hücre içinde oluşan metabolik artıkların ve
toksinlerin atılamayarak hücre içinde birikimi
Dolayısıyla metabolizma bozulur ve üreme
kısıtlanır.
• Basınç nedeniyle koloninin alt yüzünde
bulunan bakterilerde dejenerasyon görülebilir.
• Çevrede gelişen koloniler nedeniyle beslenme
alanı daralır.
• Bakteriler birbirine bitişik durumda oldukları
içinde üreme kısıtlanır. Ancak kenardakiler
üreme şansına sahiptir.
• İnkubasyon ısısı nedeniyle besiyerlerinden
sürekli su kaybı, ortamın kurumasına ve
diffuzyonun daha da zorlaşmasına neden olur.
SENKRON ÜREME
• Saf kültürlerde bulunan bakterilerin hepsi aynı anda
bölünmezler.
• Bir kısmı bölünürken bir kısmı olgunlaşma dönemindedir.
• Kültürlerde bulunan bakterilerin KISA BİR SÜRE için AYNI
ANDA BÖLÜNMELERİNE SENKRON ÜREME denir.
• Senkron üremeyi sağlamak için bazı yöntemler geliştirilmiştir.
• Örn :E.coli timin olmayan ortamlarda bölünmez.
• Besiyerine timin katılırsa, çoğu aynı anda bölünmeye başlar.
• Bakteriler düşük ısıda 15-20 dakika tutulduktan sonra hemen
optimal ısıya (37 °C) alınırsa yine senkron üreme sağlanır.
ÜREME ÜZERİNE ETKİLİ FAKTÖRLER
• Bakteriler uygun koşullarda gelişirler.
• Koşulların değişmesi durumunda
üreme yavaşlar ve durur.
• Düzeltilmediği sürece bakteri
topluluğunda ölümler olur.
BAKTERİLERDE ÜREMEYE ETKİLİ FAKTÖRLER ;
ISI
• Bakteriler beslenmeleri ve üremeleri sırasında, enzimlerin
çalışması için, gerekli bir çevre ısısına gereksinim duyarlar.
Bu ısı bakteri türüne özgü maksimal ve minimal sınırlar
içindedir.
• Üremenin en iyi olduğu ısı- OPTİMAL ISIDIR
Patojen bakteriler için; optimal ısı
Üzerinde yaşadıkları konakçının vücut ısısıdır.
Ortalama ısıların altındaki ya da üstündeki ısılarda ENZİM çalışmaları
azalır ve durur.
Bakteriler üreme ısılarına göre 3’e ayrılırlar;
1-Psikrofil bakteriler :
• -5 ile +15°C arasında ürerler
• Bazı toprak ve deniz bakterileri , balıklar için
patojen olan bazı bakteriler bu grupta yer alır.
• Gıda endüstrisi yönünden önemlidir !!!!!!
• Buzdolabı ısısında (+4 °C) üreyerek gıdaların
bozulmasına neden olurlar.
2-Mezofil bakteriler :
• 20-45 °C ‘ler arasında ürerler.
• İnsan ve hayvanlarda hastalık oluşturan bakteriler
bu grupta yer alır.
3-Termofil bakteriler :
• 50-75 °C ‘lerde ürerler.
• Sıcak kükürtlü su kaynaklarının çevresinde, sütte,
gübrede bulunurlar.
• Özel protein yapıları ve enzim mekanizmaları
sayesinde yüksek ısıya karşın denatüre olmadan
yaşayabilirler.
Isının bakterilerin üremesi üzerine etkisi, YÜKSEK ISI ve
DÜŞÜK ISI etkileri olarak 2 şekilde incelenir ;
YÜKSEK ISI
• Maksimal sınırı aşan ısı, bakterilerin karakterine göre kısa ya
da uzun bir sürede ölümlere neden olur.
• Örn : psikrofil bakteriler- 30-35 °C ‘de
mezofil bakteriler - 65 °C ‘de
termofil bakteriler - 80-90 °C ‘de ölürler.
!!!Yüksek ısıda ölümler birçok faktörün etkisiyle olmaktadır.
a)Bakteri türü:Vegetatif bakteriler, kapsüllü ve sporlu
bakterilerden daha kısa sürede ölürler.
Vegetatif bakteriler – 60-65 °C ‘de 15-20 dakikada ölürler.
Sporlu ve kapsüllü bakteriler daha dayanıklıdır.
b)Bakteri sayısı: Kültürdeki yada ortamdaki bakteri
sayısı artıkça, ölmeleri için geçen sürede artar.
Isının yüksek olması gerekir.
c)Besiyerinin bileşimi:Yağ, protein, mukoid sıvılar vs.
içeren besiyerlerinde bakteriler daha geç ölürler.
Besiyerinin vizkozitesi arttıkça ısı iletme yeteneği
azalır.
d)Ph: Bakteriler optimal pH’da ısıya dayanıklıdırlar. Üst
ve alt pH sınırlarına yaklaştıkça ısıya dayanıklılık
azalır.
e)Nem : Nemli ısı, kuru ısıdan daha etkilidir. Otoklavda
115 °C ölen bakteri sporları, Pasteur fırınında 150 °C
‘de 1 saatte ölürler.
•
•
•
•
•
DÜŞÜK ISI (SOĞUK):
Bakteriler yüksek ısıya dayanıklı olmamalarına karşın
düşük ısıya oldukça dayanıklıdırlar.
Birçok bakteriler -70 -80 °C ‘lerde uzun süre
saklanabilirler. Bazıları -190 °C ‘de bile canlılıklarını
sürdürürler.
Bu ısılarda bir kısım bakteriler ölse bile bir kısmı canlı
kalırlar ve yeniden uygun ısı dereceleri sağlandığında
üremelerini sürdürürler.
Bakterileri daha iyi saklayabilmek için liyofilizasyon
yapılır. Önce uygun bir sıvı ortama alınarak üretilir,
küçük miktarlarda ampullere dağıtılır.
Ampuller -40 °C ‘de dondurulur, sonrada vakumda
bırakılarak kurutulurlar.
RADYASYON
•
•
•
•
UV, X ve GAMA ışınlarının bakteriler üzerine öldürücü
etkileri vardır. Bunun yanısıra mutasyona yol açarlar.
Mikrobiyolojide radyasyondan sterilizasyon ve dezenfeksiyon
amacıyla yararlanılmaktadır.
UV ışınları – daha çok hastane odaları, doku kültürü odaları,
aşı üretim odaları ve ilaç fabrikalarının laboratuvarları gibi oda
atmosferlerinin ve bazı aletlerin sterilizasyonu için,
X ve gama ışınları – yapay kalp kapakçıkları, katgüt, ipek dikiş
iplikleri, kateter, plastik protezlerin sterilizasyonu için
kullanılırlar.
– Pişmiş yada çiğ halde ve uygun şekilde ambalajlanmış et ve
et ürünlerinin uzun süre saklanması amacıylada yararlanılır.
Bu tip gıda maddeleri X veya gama ışınlarıyla sterilize
edildikten sonra oda ısısında bile uzun süre saklanabilirler.
YÜZEY GERİLİMİ
Besiyerlerinde bulunan gıda maddelerinin
bakteriye girmesi ve bakteri içinde oluşan
metabolitlerin dışarı atılması sitoplazmik
membranın yarı-geçirgenlik özelliği ile olur.
Metabolizmanın düzgün olması için bakterilerin
içinde bulunduğu sıvı ile bakteri yüzeyi arasındaki
gerilimin dengede bulunması gerekir. Bu denge
bakteriye giriş çıkışı kolaylaştırır.
• Yüzey geriliminin ARTMASI durumunda
Kuvvetli bir moleküler zar oluşması
Nedeniyle – sıvı ortamdan bakteriye gıda maddesi girişi zor
olur ve bakteri beslenemez.
• Yüzey geriliminin DÜŞMESİ durumunda
Sıvı ile bakteri yüzeyinin birbirine teması sonucunda –
bakteri üzerine birçok madde yapışır ve buna bağlı olarak
gıda alışverişi güçleşir. Sonuçta yine bakteri beslenemez.
OZMOTİK BASINÇ
• OZMOZ – aralarında yarı-geçirgen bir zar bulunan farklı
yoğunluktaki iki sıvının bu zardan birbirine geçişidir. Bu geçiş her
iki tarafın yoğunluğu eşit oluncaya kadar devam eder.
• Bakterilerin içinde üredikleri sıvı besiyerinin ozmotik basıncıyla
kendi hücre içi ozmotik basınçları arasında bir denge vardır. Bu
denge yarı-geçirgen bir zar olan sitoplazmik zar yardımıyla
sağlanır.
• Bakterilerin iç basıncıyla üredikleri ortamda bulunan basınç
arasında fark yoktur yada çok az farklılık vardır – İZOTONİK ortam
• Bakteri ozmotik basıncı düşük (HİPOTONİK) bir ortamda
bulunuyorsa-dışarıdan bakteri içerisine fazla miktarda su girer,
hücre duvarı ve sitoplazmik zarın buna bağlı olarak çatlaması
sonucu bakteri ölür(PLAZMOPTİZ)Bu olayda geri dönüş yoktur.
☻ Bakteri ozmotik basıncı YÜKSEK (HİPERTONİK) bir
ortamda bulunuyorsa – bu kez bakteri içinden dış
ortama fazla miktarda su çıkar, sitoplazmik zar hücre
duvarından ayrılır ve sitoplazma ile birlikte büzülerek
ortada toplanır(PLAZMOLİZ)
☻Bu olayda bakteri hücresi ölmez ve koşullar
normale dönerse bakteri de eski haline döner.
Bazı halofil (tuz seven) bakteriler ve deniz
bakterileri yüksek ozmotik basınç ortamında
yaşarlar. Böyle bakterilere OZMOFİLİK BAKTERİ denir.
NEM
• Su, ortamdaki gıdaların bakteri içine girmesinde ve bakteri içinde
oluşan metabolitlerin dışarı atılmasında önemli role sahiptir.
• Kültürlerdeki su kaybı bakterinin beslenmesi ve üremesini olumsuz
yönde etkiler. Ayrıca bakteri içinde ozmotik basıncın artması
sonucunda bulunan su miktarının (%70-90)azalması ölümlere yol
açar.
• Bu nedenle bakterilerin üretildiği ortamlarda yeterli nem
sağlanmalıdır.
• Etüvlere ağzı açık kaplarla su konularak besiyerlerindeki suyun
eksilmesi önlenir.
• Buzdolaplarında uzun süre saklanacak bakteri kültürleri için de
buharlaşmaya karşı önlem alınmalıdır.
• Bunun için kültürlerin bulunduğu kapların(tüp, petri) ağız yada
kenarları parafinle kapatılarak, kültürlerdeki suyun buharlaşması
önlenir.
pH
Ortamın pH’ sı özellikle enzimatik etkinlikler için
önemlidir.
Her enzimin çalışabilmesi için ortalama pH sınırı
vardır.
Bakterilerin çoğu için en uygun pH:6.8 - 7
Ph ortamın ısısının azalması ya da artmasına bağlı
olarak değişir.
Isı arttıkça
Isı azaldıkça
aside
alkaliye
doğru değişir.
OKSİDASYON-REDÜKSİYON POTANSİYELİ
(Eh)
• Eh – bakterilerin beslendikleri ortamda bulunan, elektron
akımına bağlı güç.
• Elektronların bir maddeden diğerine geçişi, iki madde arasında
potansiyel fark yaratır.
• Oksitleyici maddeler – fazla e- verme gücünde olduğu için
elektriksel potansiyelleri yüksek
• İndirgeyici maddeler – elektriksel potansiyelleri düşük.
• Bir ortamda okside olan madde ile redükte olan maddelerin eyoğunlukları eşitse o ortamda Eh SIFIRDIR !!!
• Oksidan maddelerin fazlalığında – potansiyel YÜKSEK
azlığında - potansiyel DÜŞÜK
ANAEROB bakteriler
Oksidasyon-redüksiyon
potansiyeli yükseldiği
takdirde üreyemezler
negatif oksidasyon-redüksiyon potansiyeline
sahip (-0.2 volt gibi)
yani fazla redükleyici dolayısıyla
oksijen tutucu besiyerlerinde
ürerler
Besiyerleri dışındaki ortamlar içinde aynı durum geçerlidir.
Örn : Sağlam dokunun Eh’sı +12’dir
Bu nedenle sağlam doku anaerob bakterilerin üremesi için uygun
değildir
Ancak parçalanmış ve içinde yabancı cisim, kan pıhtısı, nekrotik
dokular bulunan yaralarda Eh düştüğü için anaerob bakterilerin
üremesi için uygun koşullar oluşur.
SONİK VE ULTRASONİK TİTREŞİMLER
• İnsan kulağının duyabileceği titreşimler 100-10000 frekanslı
titreşimlerdir.
• 100-10 000 frekanslar arası titreşimler SONİK
• 30 000-140 000 frekanslar arası titreşimler ULTRASONİK
• Bir sıvı içine konulan nikel levha elektromanyetik mekanizma ile titreştirilir ve
elde edilen titreşimlere bakteriler değişik tepki gösterirler.
Bazı bakteriler 9 000 -10 000 sonik titreşimle birkaç dakikada parçalanır bazılarının
ise parçalanması için daha yüksek titreşim gereklidir.
☻ Bu titreşimler sonucu hücre parçalanır, enzimatik işlevler durur, proteinler
koagule olur.
Bu titreşimlerden genellikle antijen elde etmek için yararlanılmaktadır.
ELEKTRİK VE ELEKTROFOREZ
• Sıvı kültürlerde uzun süreli elektrik akımı geçirilirse ;
• Isının artması, pH değişikliği, gıda maddelerinin ayrışması
sonucu bakteriler ölebilir.
• Sıvı ortamlarda bulunan bakteriler (süspansiyon halinde)
NEGATİF elektrik yüklüdür.
• Bu sıvı ortamda sürekli elektrik akımı geçirilirse, bakteriler
ANOTA doğru göç ederler.
• Elektriğe bağlı bu göç olayına ELEKTROFOREZ denir.
• Elektroforezin bakterilere zarar verici önemli bir etkisi yoktur.
OKSİJEN
• Bakterilerin O2 ‘e olan gereksinimleri farklıdır. Bu
nedenle bakteri türlerinin üremeleri için gerekli olan
O2 ortamı sağlanmazsa üreme de olmaz.
• O2 ‘e olan gereksinimlerine göre bakteriler 4’e ayrılır ;
Aerob
Anaerob
Mikroaerofilik
Fakültatif
• Aerobik – üremek için O2 ‘e gereksinim duyarlar. Aerob
solunumda son hidrojen alıcısı O2 ‘dir. Buna bağlı olarak H2 O2
oluşur. Aerob bakterilerde bulunan sitokrom oksidaz enzimleri bu
bakterilere serbest oksijeni kullanma olanağı sağlar. Yine bu
bakterilerde bulunan katalaz enzimi H2 O2 ‘i su ve oksijene
ayrıştırır.
• Anaerobik - O2 ‘siz ortamlarda ürerler. Son hidrojen alıcısı oksijen
dışındaki maddelerdir.(N,S,C gibi)
• Mikroaerofilik – üremeleri için havadaki oksijen miktarının
azaltılmış olması gerekir. Bu nedenle üreme ortamına %5-10 CO2
ilave edilir.
• Fakültatif – Özel enzimatik mekanizmalar sayesinde hem aerobik,
hemde anaerobik koşullarda ürer.
Download