ve EGZERSİZ

advertisement
KARDİOVASKÜLER SİSTEM
ve
EGZERSİZ
1.KARDİOVASKÜLER SİSTEM
Kardiovasküler sistem (dolaşım sistemi)
vücudumuzda kanın taşınmasından
sorumlu olan kalp, kan damarları ve
kandan oluşan sistemdir.
Kalbin Yapısı
KALBİN ANATOMİSİ
Kalp, oksijeni azalmış olan kanı venler
(toplar damar) aracılığıyla alıp oksijenden
zengin hale gelmesi için akciğerlere
gönderen ve daha sonra tüm vücudumuza
taşınması için arterlere (atardamarlara)
pompalayan bir pompa olarak
tanımlanabilir.
Tepe noktası (apeks) aşağı , tabanı (base)
yukarı bakan koni şeklinde bir
organdır.Büyüklüğü kişiden kişiye
değişmekle birlikte ortalama 14 cm
uzunluk ve 9 cm genişliğindedir.Ağırlığı ise
kadınlarda 250-280 gr. erkeklerde ise 280300 gr. ağırlığındadır.
Kalp, göğüs boşluğunda, iki akciğer
arasında yer alan ve MEDİASTİNUM adı
verilen boşluğa yerleşmiştir.
Her iki yanında akciğerler, önünde göğüs
kemiği (sternum), arkasında ise omurga
kemikleri yer almaktadır.
Kalbi dıştan içe doğru perikardium,
myokardium ve endokardiyum tabakası
olarak 3 tabakada inceleyebiliriz.
PERİKARDİUM
Kalp ile kalpten çıkan ve kalbe giren
büyük kan damarlarının uçlarının
bulunduğu en dış zar tabakadır.
MYOKARDİYUM
 Kalbin kas tabakasıdır.
 Hayli dayanıklı bir kastır.
 Dakikada 72 kez kasıldığı düşünülürse ortalama
bir yetişkinde günde 100.000 den fazla kasılır.
 Binlerce lifin bir araya gelmesi sonucu
oluşmuştur.
Kalp kası (Myokardiyum)
*İstemsiz çalışır.
*İskelet kasları gibi çizgili
kaslardır.(iskelet kaslarından farkı uyarıma
gerek olmadan sürekli kasılmasıdır)
*Yapısında bulunan lifler birbirleriyle
bağlantı halindedirler.
ENDOKARDİYUM
Bağ dokuları, kan damarları ve özelleşmiş
kalp kası liflerini (purkinje lifleri) içerir.
Kalp 2 atrium (kulakçık) ve 2 ventrikül
(karıncık) olmak üzere 4 bölümden
oluşmaktadır.
Atriumlar kalbin üst bölümünü,
Ventriküller ise alt bölümünü oluşturur.
Atriumlar kalbe dönen kanı ventriküllere
aktaran odacıklardır.
Ventriküller atriumlardan gelen kanı
küçük ve büyük dolaşıma pompalayan
odacıklardır.
 Kalpteki kan atriumlardan ventriküllere doğru
hareket etmektedir.
 Ventriküllerdeki kanda atriumlara doğru
pompalanır.
 Hareket eden kanın geri dönüşünü
engellemek için kapakçıklar bulunmaktadır.
 Atriumlar ile ventriküller arasındaki
kapakçıklara ATRİOVENTRİKÜLER
KAPAK denir.
 Ventriküllerdeki kanın atriumlara geri
dönmesini engeller.
Ventriküller ile atriumlar arasındaki
kapakçıklara SEMİLUNAR KAPAK adı
verilir.
Arterlerdeki kanın ventriküllere geri
dönmesini engeller.
 Sağ atriumu sağ ventriküle bağlayan
atrioventriküler kapakçığa TRİKÜSPİT KAPAK
 Sol atriumu sol ventriküle bağlayan kapakçığa
BİKÜSPİT KAPAK (mitral kapak)denir.
 AORT sol ventrikülden çıkan ve bütün vücuda
oksijenli kan götüren en büyük atardamardır.
KAN DOLAŞIMI
PULMONER DOLAŞIM (Küçük Kan Dolaşımı):
Kalbin sağ bölümü oksijen miktarı az,
karbondioksit miktarı fazla kanı
akciğerlere gönderir.Akciğerlere giden
kan oksijen miktarı normale döndükten
sonra kalbin sol bölümüne gelir.
SİSTEMİK DOLAŞIM(Büyük Kan Dolaşımı):
 Kalbe dönen oksijenli kan ise sol atriumdan sol
ventriküle oradan da aortun yardımıyla bütün
vücuda pompalanır.
 Dokularda enerji üretimi için oksijen kullanılırken
karbondioksit üretilir.
 Karbondioksit miktarı yüksek olan kan venöz
dönüşle vena kava (en büyük toplar damar)
yardımıyla sağ atriuma döner ve böylece sistemik
dolaşım gerçekleşmiş olur.
KORONER DOLAŞIM:
 Kalbin kas tabakası olan miyokardiyumun ihtiyacı
olan kan aorttan çıkıp kalbi çevreleyen
atardamarlar yoluyla gerekli oksijen elde ederek
kalbi besledikten sonra O2 miktarı azalmış kanın
venlerle (vena kava) yoluyla sağ atriuma boşaltılır.
 Kalp kasının beslemesi için oluşan bu dolaşım
KORONER DOLAŞIM olarak adlandırılır.
Kalp Kasının Metabolizması
Normalde kalp kası toplam enerjinin %1’ini
anaerobik metabolizmadan sağlar.
Hipoksik durumlarda bu oran %10’a çıkabilir.
Bazal koşullarda kalbin kalori gereksinimi
- % 35 karbonhidratlar
- % 5 keton ve aminoasitler
- % 60 yağlardan sağlanır.
KALBİN UYARI VE İLETİ SİSTEMİ
Kalp bağımsız bir ritme sahiptir, yani kalbe
bağlı bütün sinirler zarar görse de kalp
kasılmaya devam eder.
Bu otoritmi kalbin sağ atriumunda bulunan
SİNOATRİAL DÜĞÜM adı verilen kalpteki
özel doku alanı sağlar.
SA düğüm arterler boyunca dağılır ve
böylece ilk önce atriumlar kasılır ve
içindeki kanı ventriküllere boşaltır.
KALBİN UYARILMASI
Daha sonra atriumlardaki bu uyarı, atrium
ve ventriküllerin birleştiği yerde bulunan ve
ATRİOVENTRİKÜLER DÜĞÜM adı
verilen bir başka özel alanını harekete
geçirir.
Bu uyarı AV düğümünün devamı olan HİS
DEMETİ yoluyla ventriküllere gider.
KALBİN UYARILMASI
KALBİN UYARILMASI
HİS DEMETİ sağ ve sol ventrikül duvarına
PURKİNJE LİFLERİ olarak yayılır ve
PURKİNJE SİSTEMİNİ oluşturur.
Böylece uyarımlar tüm ventriküler
miyokardiyuma ulaşır ve ventriküler
kasılmayı sağlar.
Bu kasılmayla ventriküllerdeki kan
atriyumlara dolayısıyla tüm vücuda
pompalanır.
KARDİYAK SİKLUS
Kalp atımı sırasında kalpte meydana gelen
elektriksel ve mekanik değişikliklere
(basınç ve volüm değişikliği) kardiyak
siklus adı verilir.
Kalp atımı sırasında miyokardiyumun
kasılmasına SİSTOL gevşemesine
DİASTOL adı verilir.
Kalbin elektriksel aktivitesi ve EKG kaydı
Kalbin elektriksel aktivitesi ve EKG kaydı arasındaki ilişki
Sistol
ve
diastol
Antrenmanlı ve
Antrenmansız kişilerde
artan iş yükü ile birlikte kalp
atım volümü, kalp atım
sayısı ve kardiyak debide
oluşan değişiklikler
Ventriküller diastol sonu volüm ve atım volümü
arasındaki ilişkiyi gösteren deney
KAN DAMARLARI SİSTEMİ VE
PERİFERİK DOLAŞIM
Sistematik ve Pulmoner dolaşımın ikisine
birden periferik dolaşım denilmektedir.
Periferik sistemde üç tip damar bulunur:
- Arterler (atardamarlar)
- Kalpten kanı alarak kılcal damarlara
iletirler.
- Bütün arterler O2 zengin kanı taşırlar.
(Arteria pulmonoria hariç)
- Kirli kanı akciğere taşıyan arter
- Yüksek basınçlı damar sistemidir.
Venler (Toplar Damar)
Yapıları atar damarlara benzer.
Çapı daha büyüktür.
Çeper kalınlığı daha azdır.
Kirli kanın kalbe dönüşünü sağlarlar.
- Kanı kılcal damarlardan alarak kalbe taşırlar.
Vücutta dolaşan kanın %50-60’ı venöz
sistemde bulunur.
Kılcal Damarlar (Kapiller)
Arterler ve venler arasındaki bağlantıyı
sağlarlar.
Hücre düzeyinde madde alışverişinde (doku ile
kan arasında) rol oynarlar.
KALP ve EGZERSİZ
Kalp Debisi
KARDİYAK DEBİ
Kardiyak debi kalpten bir dakikada
pompalanan kan miktarıdır.
CQ, kardiyak output veya kalp dakika
volümü de denebilir.
Sağlıklı bir kişinin sinoatrial
düğümünden bir dakikada çıkan uyaran
sayısı ortalama 75 (60-90) kadardır.
 Kalp atım hızı nabız olarak izlenebilmektedir.
 Perifere gönderilen kan miktarı, atım
hacmiyle nabzın ilişkisine dayalı bir şekilde
hesaplanabilir ve kalp debisi(CQ) olarak
adlandırılır.
 Kalp debisi dinlenik durumda 5 litre kadardır.
KARDİYAK DEBİ
Kalp Debisi=Atım Hacmi x Kalp Atım Hızı
 Örneğin; istirahat halinde bir insanın
nabzı 70 atım ve kalp atım volümünün
0,75 litre olduğu varsayıldığında; kardiyak
debi 5.2L/dak. olur.
Kalp Debisi=Atım Hacmi x Kalp Atım Hızı
İstirahat CQ =0,75x 70 = 5.2 L/dak
STARLİNG YASASI
 Kalp debisi sağ kalbe geri dönen venöz
dönüşe bağlıdır.Egzersiz sırasında kaslardan
dönen kan sağ ventrikülü oluşturan kalp
kasının gerilmesine neden olur bu da daha
büyük bir kasılma gücü doğurmaktadır.
 Böylece sistol ile perifere daha fazla miktarda
kan pompalanabilmektedir.Bu, sol kalp için
geçerlidir.
 Venöz dönüşle kalp debisi arasındaki ilişki
starling yasası olarak bilinmektedir.
KALP ATIM VOLÜMÜ(Strok Volum)
ve EGZERSİZ
Kalp atım volümünün egzersize cevabı
şu şekilde açıklanabilir.
Antrenmanlı kişiler, aynı yaştaki
antrenmansız kişilerle hem istirahat
hem egzersiz sırasında daha yüksek
kalp atım volümüne sahiptir.
Hem antrenmanlı hem antrenmansız
kişilerde kalp atım volümündeki en büyük
artış dinlenmeden orta şiddetteki egzersiz
geçişte yaşanmaktadır.
Egzersizin şiddeti arttıkça kalp atım
volümündeki artış daha az olmaktadır.
 Maksimal kalp atım volümüne, maksimal
oksijen tüketiminin %40-%50 sinde
ulaşılmaktadır.
 Bu genç yetişkinlerde 110 ile 120
atım/dk.kalp atımına denk düşmektedir.
 Daha şiddetli egzersizlerde çok fazla artış
olmadığı gibi düşüşte olmamaktadır.
Ventriküllerin diastol sırasında dolması için
zaman olmasının bu konuda etkili olduğu
görülmektedir.
Antrenmansız kişilerde, dinlenmeden
egzersize geçiş sırasında kalp atım
volümünde çok az artış olmaktadır.
Bu artış kalp atım sayısının artmasıyla
oluşmaktadır.
 Dinlenmede antrenmansız erkekte ayakta duruşta
KAV 70-90ml/atım
* en fazla 120ml/atım
 Dinlenmede antrenmanlı erkekte ayakta duruşta
KAV 100-120ml/atım
 Egzersizde 150-170ml/atım
*en fazla 200ml/atımdır.
 Antrenmansız bayanlarda dinlenmede KAV 50/70
ml/atım
 Antrenmansız bayanların MaxKAV80/100 ml/atım
 Antrenmanlı bayanlarda dinlenmede KAV 70/90ml
/atım
 Antrenmanlı bayanların MaxKAV 100/120 ml/atım
 Bayanlarda istirahat kalp atım volümü, kalp
volümleri daha küçük olması nedeniyle düşüktür.
KALP ATIM HIZI ve EGZERSİZ
 Kalp atım hızına kısaca nabız diyebiliriz.Kalp
atım hızı kalbin, bir dakikada vuruş sayısını ifade
etmektedir.
 Kalp atım hızı egzersiz sırasında artan enerji
ihtiyacını karşılamak için vücudun ne kadar
çalışması gerektiğinin bir göstergesidir.
Dinlenmede sağlıklı bir kişinin ortalama
kalp atım sayısı 60-80 atım/dak.dır.
Orta yaşta antrenmansız ve
sedanter(hareketsiz) kişinin kalp atım
sayısı 100 atım/dak.dır.
İyi dayanıklılık antrenmanı yapmış bir
kişinin kalp atım sayısı 30-40 atım/dak ya
düşebilir.
MAKSİMUM KALP ATIM HIZI
Egzersizin şiddeti kullanılan oksijen ile
direkt ilgilidir.
Kullanılan O2 miktarı ölçüldüğünde
egzersizin şiddetini bulmak kolaydır.Ancak
bu ölçüm için teknik ölçüm aletleri ve
laboratuar ortamı gerektiğinden egzersizin
şiddetini kalp atım hızını sayarak ulaşmak
daha kolay bir yoldur.
MAKSİMUM KALP ATIM HIZI
Kalp atım hızı egzersizin şiddetiyle
artar.Fakat yorgunluk seviyesinde bu hız
yavaş yavaş düşer ve belli bir seviyede
kalır.
İşte bu seviyede oluşan en yüksek kalp
atım sayısına maksimum kalp atış hızı
denir.
MAKSİMUM KALP ATIM HIZI
Maksimum kalp atış hızı günden güne
değil ancak yıldan yıla değişiklik
gösterebileceğinden bu oldukça güvenilir
bir yöntemdir ve şu şekilde hesaplanabilir.
Maksimum Kalp Atım Sayısı = 220 - Yaş
DENGE DURUMU(steady state)
KALP ATIM HIZI
 Belli bir submaksimal düzeyde (maksimal
olmayan) yapılan egzersizde kalp atımı önce
yükselir sonra belli bir düzeyde sabitlenir bu
kalp atım hızına denge durumu kalp atım hızı
denir.
 Egzersizin şiddeti arttırılırsa 1-2 dakika
içerisinde yeni steady state durumları oluşur
ancak şiddet attıkça bu durumun oluşması
gecikir.
Denge durumu kişilerin fiziksel
kondisyonunu tespit etmekte oldukça
güvenilir bir yoldur.Yine buna ait ölçümler
bisiklet ergometresi ve koşu bantlarında
oluşturulan şiddeti giderek artan çalışma
programlarıyla ölçülür.
Dolaşım ve solunum sistemi kapasitesi
daha iyi durumda olan bireyler, aynı iş
yükünde kapasitesi iyi olmayanlara göre
daha düşük denge durumu kalp atım
hızına sahiptir.
Daha düşük denge durumu kalp atım hızı,
daha ekonomik kalp çalışması olarak
değerlendirilir.
EGZERSİZDEN SONRA
NABZIN NORMALE DÖNÜŞÜ
 Efordan sonra nabzın normale dönmesi iki
faktöre bağlıdır.
a)Egzersiz sırasındaki iş yükü
b)Şahsın kondisyon derecesi
 Kondisyonu yüksek olan kimselerde
egzersizden sonra nabzın normale dönüşü
daha süratli olur.
 Çok yorucu ağır egzersizlerden sonra nabız
normale çok geç bazen 1-2 saatte dönebilir.
EGZERSİZ SIRASINDA
KALP ATIM HIZININ KONTROLÜ
Egzersiz sırasında kalpten pompalanan kan
miktarı, iskelet kaslarının artan O2
ihtiyacına göre değişir.
Kalp atım hızı kalbin sağ atriumunda
bulunan SA düğüm tarafından kontrol edilir.
Bu nedenle kalp atım hızındaki değişimler
SA düğümü etkileyen faktörlerden(sinirsel
ve hormonal faktörler) etkilenir
Kalp sempatik ve parasempatik otonom
sinir sistemine ait sinirlerle çevrelenmiştir.
Sempatik sinirler noradrenalin ve
adrenalin salgılayarak kalp atım sayısının
artmasına neden olurlar.
Parasempatik sinirler ise asetilkolin
salgılar ve SA düğümü etkileyerek kalp
atım hızını düşürürler.
EGZERSİZ SIRASINDA
KALP ATIM HIZININ KONTROLÜ
Hem sempatik hem de parasempatik sinir
sistemleri beyindeki medulla tarafından
yönetilir.
Duygusal heyecanlar, kas kimyası ve kan
basıncındaki değişiklikler bu bölge
tarafından algılanır, sempatik hem de
parasempatik sinir sistemler uyarılarak
kalp atım sayısı arttırılır yada azaltılır.
Kalpten bir defada pompalanan kan
miktarı arttığında kalp atım sayısı düşer.
Antrenmanlı bir kalbin yüksek kalp atımı
volümü, verilen iş yükündeki düşük kalp
atımıyla birleştiğinde verimli bir dolaşım
sistemini ifade eder.
Bir antrenör ve beden eğitimci kalp atım sayısını
kullanarak;
1)Egzersizin şiddetini belirleyebilir.
2)Antrenmanın etkisini belirleyebilir.
3)İki maddenin sonuçlarına dayanarak, yükleme
prensibine göre en etkili antrenman
programını geliştirebilir.
EGZERSİZDE
KALP ATIM VOLÜMÜ DÜZENLEMESİ
Her sistolde kalbin attığı kan miktarı iki
faktöre bağlıdır.
1-Sistolün başında ventrikülün içerdiği kan
volümü(diyastol sonu volüm)
2-Ventrikülün kasılarak boşalabilme
derecesi(sistol sonu volüm)

Egzersiz esnasında kalbin atım
volümünün artası, ventriküllere venöz
dolaşımla daha fazla kan gelmesine yani
diyastol sonu volümün artmasına (starling’
in kalp kanunu) ve ventriküllerin daha fazla
kasılarak sistol sonu volümün daha fazla
küçülmesine bağlıdır.
İkinci faktör daha etkili rol oynar.
Egzersizde bir taraftan kanda artan
epinefrin, diğer taraftan artan sempatik
aktivite her ikisi de miyokardın kasılma
gücünü artırırlar ve her sistolde ventriküler
volümün daha fazla küçülmesine neden
olur.
Yatar pozisyonda kalbin atım volümü
dik durumdakinden daha
yüksektir.Bunun nedeni ayakta yer
çekiminin etkisiyle kalbe dönen venöz
kan miktarı azalmasıdır.
Kalbe venöz kan dönüşüne etki eden faktörler şunlardır:
1-Bacak venlerinin refleks büzülmeleri
2-Bacak kası kasılmalarının içlerinden geçen
venlere masaj etkisi
3-Bacak venlerinde bir yönde açılan
kapakların olması
4-Solunum hareketleri
Kalbe venöz kan dönüşüne
etki eden faktörler
 1-Bacak Vazokonstriksiyonu:
Egzersizde şiddet arttıkça kalbin dakika
volümü de artar bununla beraber periferik
venlerin tonüsü de artar.Venler genellikle ince
çeperli olduklarından çabuk genişleyebilir ve
kolaylıkla baskı altına alınabilirler.
 Egzersiz esnasında bacaklarda meydana gelen
büzülme ile alt ekstremitelere kan toplanması
engellenmektedir.
 2-İskelet Kaslarının Masaj Etkisi:
 Venler ince çeperli olduklarından baskı altına
alınabilirler.Bacak kasları kasılırken
içlerindeki venleri sıkıştırılar ve içlerindeki kan
tek yönlü kapaklarında yardımıyla kalp
yönünde hareket eder.
 Kaslar gevşediğinde kapaklar kanın geriye
dönüşünü engeller.Bacak kaslarını bu
etkisine VENÖZ POMPA denir ve
kasılmaların ritmik olduğu koşmada venöz
pompalama daha etkin çalışır.
3-Venöz Kapaklar:
Venlerde bulunan kapaklar kanın kalp
yönünde hareketini sağlarlar.İşlev gören
bir venöz kapak 2-3 atmosferlik basınca
karşı koyabilecek güce sahiptir.
* Kapaklar işlevini yerine getiremezse
bacakta varisler oluşur.
İskelet Kası Pompası
4-Solunumsal Hareketler:
İnspirasyonda (nefes almada) intraplevral
basıncın(akciğer içi basınç) negatifliğinin
artması intratorasik(göğüs kafesi içi) venler
üzerinde emme etkisi yapar ve göğüs kafesi
içine doğru venöz dönüşü kolaylaştırır.
 Ekspirasyonda ise akciğer içi basıncın yükselmesi
ile göğüs kafesi venlerinden toraksa doğru ven
akımı azalır.Fakat her türlü aktivitede bu şekilde
olmaz.
 Örneğin halter kaldırmada glottis kapalı iken
yapılan zorlu ekspirasyonda hem toraks içi hem
karın içi basınç artar.Bu durumda kan ne toraksa
ne de karın boşluğuna giremez ve sonuç olarak
boyun, yüz ve bacak venleri şişer.Bu durum
hipotansiyona sebep olur.
OKSİJEN TAŞIMA SİSTEMİ ve
ARTERİO-VENÖZ OKSİJEN FARKI(a-v O2 farkı)
 Egzersizde oksijen ihtiyacını karşılamak ve
oksijen kullanım kapasitesini artırmak için iki
mekanizma gelişmiştir.
 İlk mekanizma kardiyak debiyi artırmak, ikincisi de
kanla dokuya oluşturan oksijenin daha büyük bir
kısmını kullanmaktır.
 İşte kanla dokuyu oluşturan oksijenin daha büyük
bir kısmını kullanmaya ARTERİO-VENÖZ
OKSİJEN FARKI(a-v O2 farkı) denir.
 Dinlenmede kandaki oksijen miktarı her 100 ml
arterial kanda 20 ml, her 100 ml venöz kanda
ise 14 ml dir.Arterial kan ile venöz kan
arasındaki fark(20ml-14 ml=6 ml) a-v O2 farkı
diye adlandırılır.
 Bu fark arterial kan dokulardan geçerken dokular
tarafından ne kadar O2 kullanıldığını ifade eder.
Egzersiz arttıkça a-v O2farkı da
artar.Maksimum egzersiz ile dinlenme
durumu arasındaki fark yaklaşık 3 kattır.
Maksimal O2 Tüketimi (max VO2) =Kardiyak debi (CQ) x
a-v O2 farkı
Bu ilişki max O2 tüketiminin, kalpten bir
dakikada pompalanan kan miktarı ile
dokuların kullandığı O2 miktarı (a-v O2 farkı)
tarafından belirlendiğini açıklamaktadır.(1)
EGZERSİZ ve HEMODİNAMİK DEĞİŞİKLİKLER
Fizik kurallarının kan akışıyla olan
bağlantısına hemodinamik denir.Bu
konuda dikkate alınması gerekenlerden
biri kan basıncı diğeri akış direncidir.
CQ= kan basıncı / akış direnci
KAN BASINCI
Kanı dolaşım sisteminde hareket ettiren
güce kan basıncı denir ve kan her
zaman yüksek basınçtan alçak basınca
doğru hareket eder.
Kan basıncındaki değişiklikler kardiyak
debi, damar genişliği ve kan volümündeki
değişikliklerden oluşur.
*Kardiyak debi arttığında, arterlere giden
kan miktarı artar ve buda kan basıncının
artmasına sebep olur.
Damarlar kasıldığındaysa
(vazokonstriksiyon), damar genişliği azalır ve
kan akışına daha fazla direnç oluşur.Daralan
damarlara daha fazla kan pompalamak için
kalp daha kuvvetli kasılmak zorunda kalır.
Damarların genişlemesi(vazodiletasyon)
sırasında ise kan akışına daha az direnç olur
ve kan basıncı düşer.
*Kan volümünün artması kan basıncını
artırır.
*Kan volümündeki azalma ise kan
basıncını düşürür.
*Örneğin kan kaybı durumunda
hipotansiyon gelişir.
SİSTOLİK KAN BASINCI
Kan kalpten aort ve diğer arterlere doğru
pompalandığı sırada, yani ventriküler
sistol(kalbin kasılması) sırasında, kan
basıncı maksimuma ulaşır ve buna sistolik
kan basıncı denir.
DİASTOLİK KAN BASINCI
Kan ventriküler diastol (kalbin gevşemesi
ve kanla dolması) sırasında,
toplardamarlardan(pulmoner venlerden ve
vena kavadan) kalbe doğru boşaldığı
zaman ise, arterlerdeki basınç minimuma
düşer ve buna diastolik kan basıncı denir.
 İstirahat sırasında ortalama sistolik kan
basıncı 120 mmHg diastolik kan basıncı
80 mm Hg dır.
 Egzersizde ise kardiyak debinin
yükselmesi nedeniyle sistolik kan basıncı
200 mm Hg ya yükselebilir.
 Diastolik kan basıncı sabit kalabilir veya
kapillerde meydana gelen
vazodilatasyondan dolayı bir miktar
azalabilir 60-70 mm Hg civarında
bulunabilir.
ORTALAMA ARTERİYAL KAN BASINCI
Sistolik ve diastolik kan basınçların bir
kardiyak siklus sırasındaki ortalamasına
ortalama arteriyal kan basıncı (OAB) denir.
Bu basıncın önemi sistemik dolaşımdaki
kan akış oranını belirlemesidir.Sistolik ve
diastolik kan basınç arasındaki farka nabız
basıncı (pulse presurre) denir.
 Ortalama arteriyal kan basıncı şu formülle hesaplanır.
OAB=diastolik basınç + 1/3 nabız basıncı
 Örneğin, sistolik kan basıncı 125 mmHg,
diastolik kan basıncı 80 mmHg olan bir kişide
OAB;
OAB= diastolik basınç + [(sistolik basınç - diastolik
basınç)x 1/3]
= 80 + [(125 - 80) x 1/3]
= 80 + 45 x 1/3
= 95 mm Hg’ dır.
EGZERSİZ ve HEMODİNAMİK DEĞİŞİKLİKLER
*AKIŞ DİRENCİ
Kanın akışına karşı oluşan dirence akış
direnci denir.
Kan ile damarların duvarları arasında
oluşan sürtünme sonucu oluşur.
Sürtünme arttıkça akış direnci arar.
Sürtünme kanın akışkanlığına (viskosite),
damarın uzunluğuna ve damarın çapına
bağlıdır.
AKIŞ DİRENCİ
Direnç arttığında, kanın akışında azalma
direnç düştüğünde ise kan akışında artış olur.
Kan akışında azalma olduğu zaman kaslara
giden kan miktarında, dolayısı ile O2
miktarında ir düşüş olur bu durumda aerobik
kapasiteyi olumsuz etkiler.
Egzersiz sırasında kanın
akışkanlığında(viskositesinde) artış
(hemokonsantrasyon)olur.
Bu plazma volümünün artmasından
kaynaklanır.
Çünkü egzersizle artan kan basıncı,
kanın içindeki sıvı kısmı(plazma)
kapiller dışına iter.
AKIŞ DİRENCİ
 Bu nedenle çok sıcak havalarda uzun süren
egzersizlerde vücut sıcaklığını normal
düzeyde tutabilmek için daha fazla terleme
olur.Hatta dehidratasyon adı verilen tehlike
sınırında sıvı kayıpları oluşur.
 Egzersiz sırasında oluşan bu
hemokansantrasyona karşılık akış direncinde
fazla artış olmaz.
 Çünkü egzersizde oluşan hormonal
değişiklikler çalışan kaslarda bulunan
kapillerde dilatasyon (genişleme) meydana
getirir.
 Böylece hücrelere giden kan miktarı artar ve
tabiî ki kasa giden O2 miktarı artmış olur.
EGZERSİZİN DOLAŞIM SİSTEMİNE KRONİK
ETKİLERİ
1-Düzenli dinamik antrenman ile
meydana gelen önemli fizyolojik
değişikliklerden biri max VO2 de
artmadır.Kişinin 1 dakikada kullanabildiği
maksimal oksijen miktarının artması,
fonksiyonel kapasitenin artası, daha büyük
yüklerle daha uzun bir zaman yorgunluk
duymadan efor sarf edilebilmesi demektir.
EGZERSİZİN DOLAŞIM SİSTEMİNE KRONİK
ETKİLERİ
Max VO2 artması birinci planda pompa
olarak kalp performansındaki artmanın
ikinci planda kan dağılımındaki etkinliğin
ve kasın O2 kullanımındaki etkinliğin bir
sonucudur.
EGZERSİZİN DOLAŞIM SİSTEMİNE KRONİK
ETKİLERİ
2-Düzenli antrenmanlar sonucu kalbin
maksimal dakika volümü (Vm) de artar.
Bazılarında 18-20 L/dk ile 20-25 L/dk.ya
kadar çıkar.
Bu artmada ventriküllerin daha iyi olması,
ventrikül kasının daha iyi kasılmasının
önemli rolü vardır.
3-Belirli bir O2 kullanımı gerektiren
submaksimal eforda Vm(maksimal
dakika volümü) pek değişmez.
Submaksimal eforlarda kalp atım sayısı
sempatik aktivitenin ve epinefrin
salınımının daha az olması sonucu
antrene olanlarda olmayanlara göre
daha düşüktür.
Bu düşüklük atım volümündeki artma ile
telafi edilir.
4-Kan basıncı da daha az yükselir.
Submaksimal bir eforun antrenmanlar
sonucu daha düşük bir nabızla ve kan
basıncında daha az bir yükselmeyle
yapılmış olması kalbe daha az yük binmesi,
kalbin daha az yorulması demektir.
Bu durum özellikle koronerlerinde herhangi
bir bozukluk olan orta yaşlılarda çok faydalı
bir etkidir.
5-Zamanla sinuzal bradikardi oluşur.Bu
güne kadar tespit elden en düşük kalp
atımı kondisyonu çok yüksek bir güreşçide
nabız 25 olarak bulunmuştur.
6-Efordan sonra nabzın normale dönüşü
yani kalbin toparlanması hızlı olur.
7-Egzersiz esnasında kanın aktif ve inaktif
organlar arasındaki dağılımı, antrenmanlı
olanlarda daha mükemmeldir.
8-Kişiden kişiye değişik boyutlarda ama
özellikle endurans sporcularında hipertrofi
görülür. Bu hipertrofi özellikle ventrikül
boşluğu büyümesi şeklindedir.Bu durum
patolojik olmayıp endurans
antrenmanlarına kronik fizyolojik bir uyum
durumudur.
Antrenmanların kesilmesiyle hipertrofinin
kaybolması, fizyolojik olduğunun kanıtıdır.
9-Submaksimal bir efor daha uzun süre
devam ettirilebilir.Yani dayanıklılık artar.
10-Zamanla kaslar içlerinden geçen
damarlardan daha fazla miktarda
O2alabilecek hale gelir.
SPORCU KALBİ
Bazı sporları yapan kişilerde kalp
hipertrofisi gelişebilir.
Diğer taraftan bazı kalp kapakları
hastalıklarında, hipertansiyonda,
hipertrofik kardiyomyopatide de patolojik
hipertrofi meydana gelmektedir.
İlk zamanlar yapılan araştırmalarda
sporcularda oluşan hipertrofide patolojik
olarak değerlendirilmiş ancak daha sonra
yapılan araştırmalarda sporcunun yaptığı
egzersizlere uyum için meydana geldiği,
tonik, kuvvetli bir kalp olduğunu ortaya
çıkarmışlardır.
Araştırmalarda önce göğüs üzerinden
palpasyonla, daha sonra otopsi,
radyografi, elektrokardiyografi,
vektorkardiyografi ve eko kardiyografi
yoluyla hipertrofi bulgularına ulaşmışlardır.
En iyi metot ekokardiyografidir.
 Kalp hipertrofisi iki şekilde meydana gelir.
 Ya ventrikül boşluğu büyür, bu bir kavite
dilatasyonudur.
 Veya ventrikülün çeperleri kalınlaşır bu da
kassal hipertrofidir.
 Fakat ikisi aynı anda kalpte görülmez biri
diğerinden önce görülür.
Kalp çeşitli egzersizlerde iki çeşit yükle karşı
karşıya kalır.Bunlar basınç yükü ve volüm
yüküdür.Bazı spor disiplinlerinde ikisi de
aynı anda bulunabilir.
Dayanıklılık sporlarında genel olarak kavite
dilatasyonu ile ventrikül boşluğu büyür.
 Ventrikül boşluğu büyüdüğünde daha büyük
volümde kasılmaya başlar ve aynı miktarda kan
daha az miyokard kasılmasıyla atılabilir.Bu aynı
iş için daha az enerji harcaması ve kalbin daha
verimli çalışmasıdır.
 Çekiç atma, gülle atma, halter gibi sporlar da ise
ventrikül çeperinde kalınlaşma görülmektedir.
EGZERSİZDE KORONER KALP ATIMI
Egzersizde miyokardın yaptığı işle, sarf
ettiği oksijen ile koroner kan akımı
arasında paralel bir ilişki vardır ve
istirahat akımının yaklaşuk4-5 katı kadar
yükseldiği gözlemlenmiştir.
Yapılan araştırmalar koroner kan akımının
antrenmanın ilk gününden itibaren uyum
sürecine girdiğini göstermiştir.
Egzersizde koroner kan akımının
artmasına gerek sinirsel gerek metabolik
faktörler beraber rol oynar.
EGZERSİZDE
DERİ DOLAŞIMI UYUMU
Egzersizde vücut iç ısısı arttıkça fazla ısı
dolaşım yolu ile kaybedilmek üzere deriye
getirilir ve deri dolaşımı artar.
Eğer çevrenin düşük ısısı ile veya terin
buharlaşması ile deri ısısı düşük
tutulabilirse ısı dengesi yönünden
kardiyovasküler sisteme binen yük bir
miktar azaltılmış olur.
 Fakat deri ısısı düşük tutulmazsa o zaman aynı
miktarda ısının deriye taşınması daha büyük bir
deri kan akımını gerektirir.
 Bu ise derideki aktif vazodilatasyon yolu ile
kalbin dakika volümünün daha büyük bir oranını
deriye gönderilmesi anlamını taşımaktadır.
Download