Parasal Büyüklükler

advertisement
Doç. Dr. Ahmet UĞUR
Para Politikasının Temel Amaçları
 Bir ülkede para otoritelerince fiilen belirlenen para politikası









amaçları, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullara
bağlıdır.
Dolayısıyla, ekonomik koşular değiştikçe para politikasının
amaçları da değişecektir.
Bununla birlikte, para politikasının temel amaçlarını aşağıdaki
gibi sıralayabiliriz:
Fiyat istikrarı
Tam İstihdam
Ekonomik büyüme
Faiz istikrarı
Finansal piyasa istikrarı
Döviz kuru istikrarı
Uygun ödemeler dengesi pozisyonu
Fiyat İstikrarı
 Fiyat istikrarı, para politikasının birincil amacıdır.
 Fiyat istikrarı, bir ekonomide ortalama fiyat düzeyinde sürekliliğin





sağlanmasıdır.
Fiyat istikrarı, ekonomik birimlerin yatırım, tüketim ve tasarrufa yönelik
karar alma süreçlerinde dikkate almaya gerek duymadıkları ölçüde
düşük ve istikrarlı bir enflasyon oranını ifade etmektedir.
Fiyat istikrarırın sağlanmasından söz edilince bir ekonominin genel fiyat
düzeyinde meydana gelen devamlı değişmelerin önlenmesi anlaşılır.
Ekonominin fiyatlar genel düzeyinde ortaya çıkan ve devamlılık
gösteren dengesizlik iki türlü olabilir. Ya fiyatlar genel düzeyi sürekli
yükselir ki buna “enflasyon” veya sürekli düşer ki buna da “deflasyon”
adı verilir.
Dolayısıyla, fiyat istikrarının sağlanmasından söz edilince kastedilen
enflasyon veya deflasyonla mücadeledir.
Fiyat istikrarı amacı ülke para biriminin değerinin korunması amacı da
denilebilir.
Fiyat İstikrarı
 Enflasyon oranının %1-%3 arasında olması gelişmiş
ülkeler için fiyat istikrarı olduğunu göstermektedir.
 Gelişmekte olan ülkeler için ise enflasyon oranının
%4-%5 oranında olması fiyat istikrarı anlamına
gelmektedir.
 Dolayısıyla, sıfır enflasyon fiyat istikrarı anlamına
gelmemektedir.
 Fiyat istikrarı sadece düşük enflasyon oranına
ulaşmayı değil o oranın sürdürülmesini de kapsar.
Fiyat İstikrarının Faydaları
 Yatırım ve tüketim kararlarının etkin verilmesini
sağlayarak ülke kaynaklarının en verimli alanlara
aktarılmasını sağlar.
 Ekonomik birimler karar alma süreçlerinde geçmişe
bakma yerine geleceğe bakarlar ve bu da ekonomide
fiyat katılıklarını ortadan kaldırır.
 Tasarruf sahipleri ve fon arz edenler risk primi talep
etmez veya düşük risk primi talep ederler. Bu da faiz
oranlarının ve yatırım maliyetlerinin düşmesine yol
açar. Böylece, ülkedeki yatırım miktarı artar.
Fiyat İstikrarının Faydaları
 Para ikamesi azalır. Bu da senyoraj gelirlerinin, ülke
merkez bankasının parasal kontrol gücünün ve para
politikası etkinliğinin artmasını sağlar.
 Sabit gelirli ve alacaklı aleyhine gelir transferinin ve
gelir dağılımının bozulmasını önler.
 Toplumda para birimine, dolayısıyla elde ettikleri
gelire ve geleceğe ilişkin güven duygusunu
güçlendirir.
Tam İstihdam
 Tam istihdam, arızi işsizlik hariç olmak üzere çalışma irade ve





kararında olan emek birimlerinin üretime bilfiil katılabildiği
duruma denir.
Makro düzeyde toplam işgücü talebinin toplam işgücü arzına
eşit olduğu iktisadi bir durumdur.
Ekonomide tam istihdam ile amaçlanan «sıfır işsizlik»
değildir.
Yapısal, arızi ve mevsimlik işsizliğin tamamen ortadan
kaldırılması zor olduğundan belli bir minimum işsizlik
oranına ulaşılması durumu tam istihdam olarak kabul
edilmektedir.
Bu işsizlik oranına doğal işsizlik oranı da denilmektedir.
Doğal işsizlik oranı gelişmiş ülkeler için %3, gelişmekte olan
ülkeler için ise %5 olarak kabul edilmektedir.
Para Politikası Amaçları Arasındaki İlişkiler
 Para politikası amaçları arasında üç farklı biçimde
ilişki mevcuttur:
- Çatışmalar
- Tamamlayıcılık
- Destekleme
Para Politikası Amaçları Arasındaki İlişkiler
 Para politikası amaçlarının bazılarının birbirleriyle uzlaşmaz




oldukları ya da uzlaştırılmalarında büyük güçlüklerle
karşılaşıldığı gözlenir.
Dolayısıyla, her farklı ekonomik durumda farklı amaç
bileşimlerini gerçekleştirmeye çalışmak zorunlu olmaktadır.
Bu seçenekler ancak her ekonominin durumuna göre
belirlenebilir.
Amaçlar arasındaki uzlaşmazlıklar nedeniyle “sihirli dörtlü,
üçlü” gibi amaç bileşimlerinden söz edilmektedir.
Amaçların belirlenmesinde birbirlerini ikame eden seçenekler
olabileceği gibi aynı anda gerçekleştirilmesi mümkün olan
amaçlarda olabilir.
Çatışmalar
 Tam İstihdam ve Fiyat İstikrarı: Tam istihdam ve fiyat
istikrarı, birkaç açıdan çatışma halinde olabilir. Örneğin, eğer
maliyet enflasyonu söz konusu ise böyle bir enflasyonu
frenlemek için oldukça önemli noksan istihdamın ve atıl
kapasitelerin yaratılması zorunlu olabilir.
 Philips Eğrisiyle açıklanan bu durum, para politikasının tam
istihdam ve fiyat istikrarı amaçlarının aynı anda
gerçekleştirilmesinin zorluğuna işaret etmektedir.
 İşte bu zıtlık nedeniyle öncelik fiyat istikrarına verilirse
ekonomide işsizlik artmakta, istihdama öncelik verilirse bu
kez de fiyatlar yükselmektedir.
 Philips Eğrisiyle ilgili olarak yukarıda söylenenler, sadece kısa
dönem için geçerlidir. Uzun dönemde doğal işsizlik oranının
enflasyon oranıyla ilişkisinin olmadığı vurgulanmaktadır.
Tamamlayıcılık
 Bazı
para
politikası
tamamlayabilir.
 Örneğin
amaçları
birbirini
fiyat
istikrarı, ödemeler bilançosu
dengesinin sağlanmasında yardımcı olabilir.
 Enflasyonun ödemeler bilançosunu kötüleştireceği
garantidir. Ancak fiyat istikrarının mutlaka ödemeler
bilançosu dengesini sağlayacağı açık değildir.
 Çünkü, ödemeler bilançosu dengesi yabancı
ülkelerdeki enflasyon oranına yada bu ülkelerin söz
konusu ülke mallarına olan taleplerindeki
değişmelere de bağlıdır.
Destekleme
 Bazı amaçlar birbirlerini destekleyebilirler.
 Örneğin, nihai amaç ekonomik büyüme ve tam
istihdamı içeren, milli gelirin en üst düzeye çıkarılması
ise ve bunun yanında fiyat istikrarının girişimcilere
güven sağlayarak ekonomik büyümeyi teşvik edeceği
düşünülüyorsa, bu durumda fiyat istikrarının ekonomi
büyümeyi destekleyici olacaktır.
Para Politikasının Araçları
 Para politikası araçları, para politikasının hedeflerine ulaşmak




amacıyla kullanılan ve merkez bankasının kontrolü altında
olan büyüklükler veya değişkenlerdir.
Para politikası araçları, dolaylı ve doğrudan para politikası
araçları olarak ikiye ayrılmaktadır.
Dolaylı para politikası araçları, piyasadaki arz-talep şartlarını
etkilerken doğrudan araçlar faiz oranları, kredi ve mevduat
miktarlarını etkiler.
Dolaylı para politikası araçları, merkez bankası bilançosunu
veya merkez bankası imkanlarının fiyatlarını (faiz) etkilemeyi
hedeflerken, dolaysız para politikası araçları temelde finansal
sistemde yer alan kurumların (bankalar) bilançolarını
etkilemeyi amaçlamaktadır.
Kısacası, dolaylı araçlar piyasa bazlı araçlarken doğrudan
araçlar piyasaya müdahaleyi kapsayan araçlardır.
Para Politikasının Araçları
 Merkez bankaları para politikası uygulamalarında
1985’lere kadar doğrudan para politikası araçlarını
kullanırken, sonraki yıllarda dolaylı para politikası
araçları ön plana çıkmıştır.
 Dolaysız para politikası yerine dolaylı para politikası
araçlarına geçişin iki temel sebebi vardır:
 Birincisi, etkin bir parasal kontrol sistemi kurmaktır.
 İkincisi, piyasada finansal kaynakların serbest
dağılımına izin vererek finansal aracılığın etkinliğini
geliştirmek ve ekonomideki kaynakların etkin
dağılımını sağlamaktır.
Para Politikası Dolaylı Araçları
 Piyasa mekanizmaları aracılığıyla para politikasının ara
hedeflerini etkileyen araçlara dolaylı araçlar denilmektedir.
 Dolaylı para politikası araçları merkez bankalarının finansal
piyasalara bir aracı kurum gibi girerek işlem yapmasına imkan
veren, dolayısıyla inisiyatifi piyasalara bırakan araçlardır.
 Literatürde bu araçlar piyasa bazlı araçlar olarak da
adlandırılmaktadır.
 Piyasa bazlı parasal araçlar, ticari bankaların ve diğer finansal
kuruluşların likidite pozisyonlarını değiştirmek suretiyle
dolaylı olarak para, kredi ve faiz oranlarını etkilemektedir.
Para Politikası Dolaylı Araçları
 Dolaylı araçlar, doğrudan araçlarla mukayese edildiğinde
mali aracılık hizmetlerinin etkin olarak kullanılmasını
sağladığı ve kayıt dışı finans sektörünün büyümesini
teşvik etmediği için daha etkindir.
 Dolaylı araçların etkin bir şekilde kullanılabilmesi için
gelişmiş finansal sisteme, istikrarlı ekonomik ortama ve
sürdürülebilir mali politikalara, yani mali disipline ihtiyaç
bulunmaktadır.
 Dolaylı araçlar vasıtasıyla yürütülen para politikasının
başarısı için borç yönetimi ve para politikası hedefleri
arasındaki potansiyel çatışmaların para politikası lehine
çözümlenmesi de önem taşımaktadır.
Para Politikası Dolaylı Araçları
 Merkez bankaları tarafından kullanılan dolaylı para
politikası araçları aşağıdaki gibidir:
- Açık Piyasa İşlemleri
- Reeskont İşlemleri
- Kanuni Karşılık Oranları
- Döviz-Efektif İşlemleri
 Yukarıdaki para politikası araçlarından ilk üçü para
tabanı, dördüncüsü ise parasal çarpan üzerinde etkide
bulunmaktadır.
Açık Piyasa İşlemleri (APİ)
 Açık piyasa işlemleri, finansal varlıkların merkez bankası
tarafından ya birincil piyasada ya da ikincil piyasada alınıp
satılması ile bankacılık sisteminin toplam rezervlerini
daraltmak veya genişletmek suretiyle ülke para arzını
etkilemeye yönelik işlemlerdir.
 APİ para arzını, faiz oranlarını ve kredi hacmini etkilemek
amacıyla merkez bankalarınca piyasada menkul
kıymetlerin doğrudan doğruya alınması veya satılmasıdır.
 Merkez bankalarınca alım ve satıma konu olan menkul
kıymetler hazine bonosu, devlet tahvili, özel sektör tahvil
ve bonoları ve yabancı paralar sayılabilir.
Açık Piyasa İşlemleri (APİ)
 APİ, para arzı üzerinde oldukça güçlü etkiye sahip bir para
politikası aracıdır.
 Merkez bankası piyasadan tahvil satın aldığında ticari
bankaların rezervleri yükselir. Bu durumda bankalar daha
fazla kredi verebilir ve böylece para arzı çoğalır.
 Merkez bankası piyasaya tahvil sattığında ise ticari
bankaların rezervleri azalır. Bu da bankaların daha az
kredi vermelerine sebep olacağından para arzı kısılmış
olur.
 Dolayısıyla, merkez bankasının menkul kıymet alım
işlemi ekonomide genişletici, satım işlemi ise ekonomide
daraltıcı bir etkiye neden olur.
Açık Piyasa İşlemleri (APİ)
 Para politikası aracı olarak açık piyasa işlemleri I. Dünya
savaşından sonra gelişmiştir.
 Finansal piyasaların geliştiği ülkelerde açık piyasa
işlemleri, reeskont politikasından daha etkili bir para
politikası aracıdır.
 APİ genelde ikincil piyasa işlemleri olduğundan bu
işlemlerin etkinlikle uygulanabilmesi için gelişmiş para ve
sermaye piyasalarının ve geniş kapsamlı bir yasal
altyapının oluşturulması gerekmektedir.
 Bankalar arası para piyasaları aktif olarak çalışmayan bir
ülkede açık piyasa işlemlerini tam ve etkili bir şekilde
kullanmak mümkün değildir.
Açık Piyasa İşlem Türleri
 Doğrudan
Satım İşlemleri: Merkez bankası,
piyasadaki likiditenin kalıcı yani sürekli olarak fazla
olacağını düşünüyorsa, söz konusu fazla likiditeyi
çekmek için portföyündeki senetleri bankalara satar
ve karşılığında bankalar ellerindeki fazla likiditeyi
merkez bankasına kalıcı olarak devreder.
 Böylece bankaların toplam rezervleri azaltılmış olur.
Açık Piyasa İşlem Türleri
 Doğrudan
Alım İşlemleri: Merkez bankası,
likiditenin kalıcı yani sürekli olarak istenilen
düzeylerden daha az olacağını düşünüyorsa, piyasaya
eksik olan likiditeyi sağlamak için bankalardan menkul
kıymet satın alır ve karşılığında bankalara nakit aktarır.
 Böylece, bankaların toplam rezervleri arttırılır.
 Modern
merkez
bankacılığı
ilkeleri
merkez
bankalarının (kamu-hazine) birincil piyasadan menkul
kıymet almasına imkan vermemektedir.
Açık Piyasa İşlem Türleri
 Repo İşlemleri (Geri Satım Vaadiyle Alım): Merkez
bankası, piyasadaki likiditenin geçici yani kısa bir süre için
istenilen düzeyden daha az olduğunu belli bir süre sonra
tekrar normal seviyelerine döneceğine inanıyorsa piyasaya
eksik likiditeyi repo işlemleriyle verir.
 Repo işleminde merkez bankası, bankalardan menkul
kıymetleri belli bir süre için ve belirli bir fiyattan geri satmak
vaadiyle satın alır, menkul kıymetler karşılığında bankalara
nakit aktarır.
 Bankalar işlemin vadesinde aldıkları nakdi faizi ile birlikte
merkez bankasına geri vermek, merkez bankası da aynı
menkul kıymetleri bankalara iade etmek zorundadır.
Açık Piyasa İşlem Türleri
 Ters Repo İşlemleri (Geri Alım Vaadiyle Satım):
Merkez bankası, piyasadaki likiditenin geçici yani kısa
bir süre için fazla olduğunu belli bir süre sonunda tekrar
normal seviyelerine döneceğine inanıyorsa piyasadan
fazla likiditeyi ters repo işlemleri vasıtasıyla çeker.
 Ters repo işleminde merkez bankası portföyündeki
menkul kıymetleri bankalara belirli bir süre için ve belirli
bir fiyattan geri almak vaadiyle satar, bankalar da bu
senetler karşılığında ellerindeki fazla likiditeyi geçici bir
süre için merkez bankasına devreder.
 İşlemin vadesinde bankalar aynı senetleri tekrar merkez
bankasına satmak zorundadırlar.
Açık Piyasa İşlemlerinin Etkileri
 Miktar Etkisi: Açık piyasa işlemlerinin miktar etkisi
önce banka likiditesinin sonra da kredi çarpanı yoluyla
para arzının etkilenmesidir.
 Kısaca miktar etkisi, parasal taban ve oradan da para arzı
üzerindeki etkidir.
 APİ, ekonominin harcama potansiyeline sadece para
miktarını değil aynı zamanda menkul kıymetlerin
likidite derecesini arttırıp eksilterek de etkide bulunur.
 Merkez bankasının piyasadan yoğun bir şekilde menkul
kıymet alması söz konusu menkul kıymetlerin likidite
düzeylerinin artmasına bu da paranın dolaşım hızının
artmasına neden olur.
Açık Piyasa İşlemlerinin Etkileri
 Fiyat Etkisi: Merkez bankası açık piyasa işlemleri ile
menkul kıymetlerin piyasada oluşmuş denge fiyatını
değiştirir.
 Merkez bankası tahvil satarken tahvillerin arzı artar,
fiyatları düşer ve getiri oranları yani faiz oranları yükselir.
 Kısaca fiyat etkisi, işlemlere konu olan menkul
kıymetlerin fiyatları ve faiz oranları üzerindeki etkisidir.
 Beklenti Etkisi: Açık piyasa işlemleri ekonomik
birimlerin beklentileri üzerinde de doğrudan etkiye
sahiptir.
Açık Piyasa İşlemleri
 Merkez bankasının parasal tabanı değiştirmeye yönelik
etmenlere karşı sadece savunma yaptığı işlemlere
“defansif işlemler” denir.
 Defansif APİ, banka rezervlerinin mevcut düzeyini
korumaya, mevcut para arzını stabilize etmeye yönelik
işlemlerdir.
 Herhangi bir tehdit olmamasına karşın ekonomiye yön
vermek için parasal tabanı değiştirmek amacıyla yapılan
açık piyasa işlemlerine “dinamik (ofansif) işlemler”
denir.
Açık Piyasa İşlemlerinin Avantajları
 APİ esnek bir araçtır. Merkez bankası parasal tabanın






boyutunu belirlemek için istediği sıklıkta ve miktarda
menkul kıymet alıp satabilir.
Açık piyasa işlemlerinde inisiyatif merkez bankasındadır.
Merkez bankası parasal taban üzerinde küçük alım ve
satımlar yaparak çok küçük ayarlamaları gerçekleştirebilir.
APİ sürekli olarak kullanılabilir.
APİ kolayca tersine çevrilebilir, yapılan hatalar hemen
düzeltilebilir.
APİ hem para hem de sermaye piyasalarında
gerçekleştirilebilir.
APİ geniş kapsamlı bir bürokrasiye gerek duyulmadan
kolayca gerçekleştirilebilecek bir para politikası aracıdır.
Reeskont İşlemleri
 Reeskont işlemleri, merkez bankasının reeskont oranı ve
reeskonta tabi senet türlerini değiştirmesiyle kredi
talebini etkilemeye, böylece para arzını değiştirmeye
yönelik bir politikasıdır.
 Reeskont işlemlerinde bankalar merkez bankasınca
belirlenen genelde kısa vadeli senetleri, merkez
bankasının belirlediği faiz oranlarından iskonto ettirerek
ihtiyacı olan likiditeyi elde ederler.
 Reeskont, bankalarca iskonto edilmiş bir senedin merkez
bankasınca iskonto edilmesidir.
Reeskont İşlemleri
 Merkez bankası borç olarak verdiği rezerv için faiz alır.
Bu orana “iskonto oranı” veya “reeskont oranı” denir.
 Reeskont oranının yükseltilmesi merkez bankasından
borç almayı pahalılaştırmaktadır.
 Reeskont
oranının
düşürülmesi
ise
merkez
bankasından borç almayı ucuzlatmaktadır.
 Reeskont işlemleri, reeskont kredileri ve avanslar
olmak üzere iki şekilde gerçekleşmektedir.
Reeskont İşlemleri
 Reeskont kredileri mali açıdan güç durumdaki bankalara
yardım etmek, para ve kredi şartlarını kontrol etmek ve
selektif kredi politikalarını etkilemek amacıyla
kullanılmaktadır.
 Merkez bankaları belli nitelikteki tahviller, iskontoya
kabul ettiği senetler ve altın karşılığında avans da
verebilmektedir.
 Merkez
bankası
senetler
karşılığında
iskonto
uygulamadan belirli bir faiz oranıyla bankalara kredi
verebilmektedir.
Kanuni Karşılık Oranları
 Kanuni ya da zorunlu karşılıklar, finansal kuruluşların
yükümlülüklerinin belirlenmiş bir oranını merkez
bankası nezdinde tutmakla yükümlü olmalarıdır.
 Kanuni karşılık politikası ilk kez 1936’da ABD Federal
Reserve tarafından bir kredi kontrol aracı olarak
başvurulan bir politika aracıdır.
 Merkez bankasının kanuni karşılık oranını yükseltmesi,
bankaların kredi verme imkanlarını azaltır ve bankaları
merkez bankası nezdinde daha büyük bir miktarda hesap
tutmaya zorlar.
 Kanuni karşılık oranının düşürülmesi ise bankaların
kredi verme imkanlarını arttırır.
Kanuni Karşılık Politikasının Temel Fonksiyonları
 Bankacılık Sisteminin Kredi Riskinin Azaltılması:
Kanuni karşılık oranının azaltılması ile bankaların ani ve
aşırı mevduat çekilişlerinin bir kısmını kendi kaynakları
ile karşılayabilmeleri sağlanmakta, dolayısıyla kredi
riskleri azaltılmaktadır.
 Para Arzının Kontrol Edilmesi: Kanuni karşılık
oranının bu amaçla kullanılması para arzının parasal
taban
çarpanı
ile
belirlendiği
varsayımına
dayanmaktadır. Kanuni karşılık oranı, para çarpanı
büyüklüğünün belirlenmesindeki en önemli unsurdur.
Kanuni Karşılık Politikasının Temel Fonksiyonları
 Kısa Vadeli Faiz Oranlarının İstikrarına Yardımcı
Olması
 Likidite Yönetimini Kolaylaştırması
 Senyoraj Geliri Elde Etme İmkanı Vermesi
Para Politikasının Doğrudan Araçları
 Doğrudan para politikası araçları merkez bankalarının
para politikası uygulamalarını piyasanın inisiyatifi
yerine yasal düzenlemeler yoluyla yerine getirmesine
imkan veren araçlardır.
 Merkez bankalarının genelde ticari bankalardaki kredi
ve mevduatın fiyatını veya miktarını merkez bankası
tarafından doğrudan kontrol edilebilmesine imkan
veren araçlar para politikasının doğrudan araçlarıdır.
Para Politikası Doğrudan Araçlarının Avantajları
 Özellikle geçici kriz dönemlerinde merkez bankasının
mevduat kredi miktarının maksimum büyüklüğünü
veya fiyatlarını kontrol edebilmesinin etkin bir yolu
olabilir.
 Finansal piyasaların yeterince gelişmediği veya merkez
bankasının
dolaylı
para
politikası
araçlarını
kullanmada teknik olarak yetersiz olduğu durumlarda
doğrudan araçlar oldukça etkin olarak kullanılabilir.
Para Politikası Doğrudan Araçlarının Dezavantajları
 Tek tek banka kontrolleri finansal sistemde rekabetçi
bir yapının oluşmasını engelleyecektir
 Bazı bankalar üzerinde yapılan selektif kredi
kontrolleri piyasaları bozarken, bu kontrollerin
ekonomiye yüklediği maliyetler de ölçülememektedir.
 Doğrudan kontroller yurtdışına veya denetimsiz
piyasalara yönelmeyi teşvik eder.
Para Politikasının Doğrudan Araçları










Faiz oranı kontrolleri
Kredi tavanı kontrolleri
Farklılaştırılmış reeskont kotaları ve oranları
Disponibilite uygulaması
Finansal aracıların portföylerinin yeniden düzenlenmesi
Hisse senedi ve tahvil alımına yönelik kredilerin kontrolü
Tüketici kredilerinin kontrolü
Özel mevduatlar
Merkez bankasının moral takviyesi – ikna gücü
Reklam ve resmi olmayan öğütler
Parasal Hedefler
 Para politikası uygulamalarının başarı ile yürütülebilmesi için




gerçekçi bir amacın belirlenmesi gerekmektedir.
Ancak belirlenen amaca doğrudan ulaşmak oldukça güçtür.
Örneğin, ekonomide resesyonist bir gidiş varsa ve işsizlik
yaygınlaşıyorsa kolayca genişletici bir para politikası
önerilebilir.
Ancak, işsizlik sorununa çözüm aranırken ekonomide yüksek
oranlı bir enflasyonist baskıyla karşılaşılabilir.
Merkez bankalarının elinde bulunan para politikası
araçlarının amaçlara gecikmeli olarak etkide bulunması ve
doğrudan ulaşmaya imkan vermemesi, ülke merkez
bankalarını «hedef kullanma stratejisi» olarak da
adlandırılan parasal hedef göstergeleri kullanmaya
zorlamıştır.
Para Politikasının Hedefleri
 Nihai Hedef Göstergeler: Para politikasının dört
temel amacının (fiyat istikrarı, tam istihdam,
ekonomik büyüme ve uygun ödemeler dengesi)
nominal milli gelir düzeyi ile yakın ilişki içinde olması
dikkate alındığında hangi amaç öncelikli amaç olarak
belirlenirse belirlensin nominal milli gelir düzeyi para
politikasının nihai hedef büyüklüğü, diğer bir ifadeyle
hedef göstergesi olarak ön plana çıkmaktadır.
Nihai Hedef Göstergeler
 Nominal milli gelirin bileşenleri fiyatlar genel düzeyi ve
reel milli gelirdir (Y=y.P).
 Dolayısıyla, merkez bankaları nominal milli gelirin
bileşenlerinden fiyatlar genel düzeyi ve reel milli gelire
ilişkin nihai hedefler belirler.
 Birinci olarak, fiyatlar genel düzeyi ile ilgili olarak nihai
hedef enflasyon oranının düşük ve istikrarlı olmasıdır.
 İkinci olarak, nominal milli gelirin bileşenlerinden reel
milli gelir ile ilgili olarak nihai hedefin ise iktisadi
dalgalanmayı azaltmak olduğu söylenebilir.
Ara Hedef Göstergeler
 Ara hedefler, merkez bankasının para politikasının


-
amacını belirledikten sonra bu amaç üzerinde doğrudan
etkili olduğunu belirlediği değişkenlerdir.
Merkez bankalarının aktarım mekanizmasını analizi
sonucunda hangi değişken nihai amaç ya da amaçlar
üzerinde etkili ise o değişken ara hedef büyüklüğü
olarak kararlaştırılır.
Para politikasının yürütülme sürecinde üç ara hedef
grubu üzerinde durulmaktadır.
Parasal büyüklükler
Kredi hacmi
Faiz oranları
Ara Hedef Göstergeler
 Para politikası uygulama sürecinde ara hedefler iki
önemli role sahiptir:
- İlk olarak, ara hedefler para politikası araçlarının
makroekonomik hedefler üzerinde arzu edilen etkilerin
yapılıp yapılmadığı konusunda merkez bankasına bilgi
aktarır.
- İkinci
olarak,
ara
hedefler
para
politikası
uygulamalarının yani para politikası araçlarındaki
değişimin ekonomi üzerinde «daraltıcı etkilere mi»
yoksa «genişletici etkilere mi» neden olduğu konusunda
bilgi sağlar.
Ara Hedef Göstergeler
 Parasal Büyüklükler: İlk ara hedef grubu; M1, M2, M3 gibi para





stoku niteliğindeki parasal toplamlar yani parasal büyüklüklerdir.
Para arzının kontrolü ile toplam talep, dolayısıyla fiyat ve hasıla
düzeyleri üzerinde etkide bulunulmaya çalışılır.
Kredi Hacmi: Parasal büyüklükler yerine kredi hacminin ara hedef
olarak kabul edilmesinde parasal büyüklüklerdeki değişikliklerin
her zaman ekonomik faaliyetleri olumlu etkilememesi gerekçe
olarak ifade edilmektedir.
Buna karşın, kredi miktarındaki artışın anlamı açıktır ve
ekonomideki canlanmaya işaret etmektedir. Dolayısıyla, ekonomik
faaliyetlerde olumlu gelişme kredi miktarında artışı gerekli
kılmaktadır.
Faiz Oranları: Üçüncü ara hedef grubu ise piyasadaki kredi şartları
bakımından önem arz eden faiz oranlarıdır.
Faiz oranlarının kontrolü ile toplam talep, dolayısıyla fiyat ve hasıla
düzeyleri üzerinde etkide bulunulmaya çalışılır.
Faaliyet Hedef Göstergeleri
 Merkez bankalarının para politikası araçları vasıtasıyla yürüteceği




politikadan ara hedefler doğrudan etkilenmeyebilir.
Merkez bankaları bu büyüklükleri ancak dolaylı olarak ve uzun bir
süre sonunda etkileyebilmektedir.
Bu ise, merkez bankalarının tamamen kendi kontrolleri altında
olacağı ve çok kısa sürede etkileyebilecekleri bazı büyüklükleri
gerekli kılmaktadır.
Dolayısıyla, merkez bankaları nihai amaçlarına ulaşmalarını
sağlayacak ara hedefleri tespit ettikten sonra, benzer şekilde ara
hedeflere ulaşmasını sağlayacak başka değişkenler seti de tespit
etmek durumundadır.
Merkez bankalarının politikaları tarafından doğrudan ve daha hızlı
etkilenen bu değişkenlere, para politikasının faaliyet hedefleri bir
başka ifadeyle para politikasının ara göstergeleri denilmektedir.
Faaliyet Hedef Göstergeleri
 Faaliyet
hedefler, belirlediği ara hedef üzerinde
doğrudan kontrol gücü olmayan bir merkez bankasının
kontrol etmek amacıyla seçtiği ve para politikası
araçlarıyla doğrudan etkilenebilecek değişkenlerdir.
 Merkez bankalarının faaliyet hedef değişkenleri
şunlardır:
- Rezerv büyüklüler (rezerv para, parasal taban gibi)
- Kısa vadeli faiz oranları
Download