IŞIMA TEMELLİ ISI DEĞİŞTİRİCİ RADIATION BASED HEAT EXCHANGER HALİL İBRAHİM SOYLU Makine Mühendisi E-mail:[email protected] SUNUŞ Artan maliyetler ve çevre hassasiyetlerinin gelişmesi enerjini üretim ve kullanımında verimliliği artıracak gelişmeleri zorunlu hale getirmektedir. Bu çabalar daha çok eldeki bilgi birikimi ışığında yürütülmekte ancak bilginin kendisinin soruşturulmasına ihtiyaç duyulmamaktadır. Ulaşılabilecek en yüksek verimliliği belirleyen ve sınırlayan kuralların en önemlisi ısının ancak yüksek sıcaklıktan düşük sıcaklığa doğru akabileceğini kayıt altına alan termodinamiğin ikinci kanunudur. Son yıllarda kanunun bu sınırlamalarının belli şartlar altında istisnaları olabileceğine dair iddialar ileri sürülmektedir. 2002 yılında San Diego/Amerika’da gerçekleştirilen “Quantum Limits to the Second Law” konulu konferans alanında bir ilk çalışmadır. Literatürde yer alan diğer çalışmaların daha çok nano ölçekli kuantum sistemlerinin durumu ile ilgili olduğu görülmektedir. Öne sürülen iddiaları değerlendirme ve cevaplandırma mahiyetindeki açıklamalar karşısında durum netleşene kadar aynı yöndeki çabaların süreceği açıktır. Konu ile ilgili yazılanlar değerlendirildiğinde iddia sahiplerinin öncelikle büyük sistemlerde termodinamiğin ikinci kanunun deneysel olarak ispat edildiğini varsaydıkları günümüzde giderek artan oranda ilgi alanına giren nano ölçekli sistemlerin durumunun belirsiz olduğunu kabul ettikleri görülür. Nano ölçekli sistemlerin durumunu bir kenara bırakırsak büyük ölçekli sistemler için ispat edildiği varsayılan termodinamiğin ikinci kanunundaki belirsizliğin sürdüğünü söyleyebiliriz. Çünkü delil olarak öne sürülen fiziksel gerçeklikler daha çok ısı transferinin iletim ve taşınım yolu ile gerçekleşmesine aittir. Işıma yolu ile ısı transferi konusundaki teorik ve pratik birikim uzay çalışmalarında duyulan ihtiyaç sebebiyle son elli yılda daha çok artmıştır. Günümüzde termodinamiğin ikinci kanununun ışıma ile ısı transferi konusu ile ilgili olarak yeniden yorumlanması gerektiğini düşünülebilir. Ekte verilen teorik çalışma denemesinde kanunun teorik sınırlamalarının aşılabileceği açıklanmaya çalışılmıştır. Bu çalışma ışığında geliştirilecek ışıma temelli ısı değiştiricileri ile ısıl çevrimlerin toplam verimleri ve atık ısı geri kazanımı artırılabilir. Tasarlanacak ışıma temelli ısı değiştiricileri yaklaşık 700 K sıcaklığından düşük sıcaklıklarda ve havasız ortamda çalışabilirler. Günümüz teknolojisiyle imal edilebilecek bu sistemin iki olumsuz yönü yüksek maliyet ve fazla hacim ihtiyacıdır. Bu sistem güneş enerjisinin yüksek oranda elektrik enerjisine çevrilmesinde kullanılabilir. Halil İbrahim Soylu Mak. Müh. TEORİ İdeal olarak tasarlanmış iki siyah yüzey ve tamamen emici ortamdan oluşan sistem için ısı alışverişi hesaplamasında ısıl denge konumundaki durumu veren eşitlik aşağıdaki gibidir: Ti = ( Aj*Fji / Ai*Fij )1/4 Tj (1) Eşitlikte Ai ve Aj yüzey alanları Fij ve Fji yüzeylerin birbirleri ile ilgili şekil faktörleridir. Kökün altındaki ifade karşılıklılık bağıntısı gereği her zaman birdir ve ısıl denge durumunda yüzeylerin sıcaklıklarının eşit olduğunu gösterir başka bir değişle sıfır yansıtıcı olarak kabul edilir. DÖRT YÜZEYLİ IŞIMA: Birbirine zıt iki yüzeyin (i ve j) siyah cisim ε=1, diğer iki yüzeyin (m ve n ) mükemmel yansıtıcı ε=0 olduğu dört yüzeyden oluşan ve dışarı ile ısı alışverişi engellenmiş aşağıdaki gibi bir izole bir sistemimiz olsun. Yüzeylerin denge konumundaki sıcaklıklarını veren eşitlik (1), yüzeylerin sıcaklıklarının alan ve şekil faktörlerinin çarpımına bağlı olduğunu gösteriyor. Şekilde i yüzeyinden çıkan bütün ışımanın doğrudan veya yansıyarak j yüzeyine ulaştığı görülür. Bu durumda i yüzeyinin şekil faktörü Fij=1 olur. j yüzeyinden çıkan ışıma ise ikiye ayrılır. Bir kısmı doğrudan veya yansıyarak karşı i yüzeyine gider bir kısmı da j yüzeyinin yan yüzeylerle yaptığı açıya bağlı olarak tekrar geriye dönerler. Yukarıdaki eşitlikte kökün içinin 1 kalabilmesi için j yüzeyinin alanı ile şekil faktöründeki değişimin çarpımının 1 olması gerekir. Her iki yüzeyin farklı uzunlukları ve j yüzeyinin m ve n yüzeyleri ile yaptığı farklı açılarla yapılan hesaplamalar sonucun 1 olduğunu gösterir. Buraya kadar yapılan hesaplamalarda yüzeylerin ışımasının yön ve dalga boyundan bağımsız olduğu varsayıldı. Eğer yüzeylerin ışıma özellikleri yönden bağımsız değilse yani ışımanın yüzey normaliyle yaptığı açı değiştikçe ışıma değeri değişirse sonuç ne olur? Yöne bağlı olarak ışımadaki değişim aşağıdaki şekilde verildiği gibi olsun. Işımanın açıya bağlı olarak 0° ile 80° arası 1 , 80° ile 90° arasında 0 (sıfır) olduğunu varsayalım. Yukarıdaki yüzeyler için şunları yazabiliriz: Toplam ışıma = Karşı yüzeye giden ışıma + Geri dönen ışıma Ai*σ Ti4 = Ai*Fij* σ Ti4 + Ai*Fii* σ Ti4 Fii =0 Ai*σ Ti4 = Ai*Fij* σ Ti4 olduğu için eşitlik (2) Aj* σ Tj4 = Aj*Fji* σ Tj4 + Aj*Fjj* σ Tj4 (3) Fjj ≠ 0 olduğu için terim kalır. Stefan-Boltzmann kanununa göre yüzeyin yaptığı toplam ışıma değişmeyeceğinden ışımanın yöne bağlı olarak değişmesi durumunda geri dönen ışımanın azalacağı ve karşı yüzeye giden ışımanın artacağı açıkça görülür. Bu durumda 1 numaralı eşitlikteki parantez içinin değeri 1’den farklı olur. Parantez içinin farklılığı ısıl denge halinde yüzey sıcaklıklarını farklılaştırır. Böyle bir sistemde yüzey sıcaklıklarının aynı olduğu ilk durumdan ısıl denge konumuna ulaşmak için düşük sıcaklıktaki yüzeyden yüksek sıcaklıktaki yüzeye doğru ısı transferi gerçekleşir. Bu sonuç termodinamiğin ikinci kanunu ile ilgili ısı akışının ancak yüksek sıcaklıktaki bir yüzeyden düşük sıcaklıktaki bir yüzeye olabileceği Clausius ifadesine uymaz. Fakat en azından ideal şartlar altında mevcut varsayımlar ile yöne bağlı ışıma özelliklerinin değişimi göz önüne alınarak yapılan hesaplamalarda ısıl dengenin farklı sıcaklıklarda olabileceği matematiksel bir gerçektir. Sonuç teorik olarak ısı dinamiğinin ikinci kanunundaki “ısı ancak yüksek sıcaklıktaki bir yüzeyden düşük sıcaklıktaki bir yüzeye akar” şeklindeki Clausius ifadesinde yenilemeyi gerektirir. Ayrıca bu sonucun kabulü enerjinin verimli kullanılması yolunda önümüze yeni kapılar açar. Günümüzde kullanılan ısı değiştiriciler daha çok iletim ve taşınım yoluyla ısı transferi gerçekleştirecek şekilde tasarlanmışlardır. Sadece ışıma yoluyla ısı transferinin oluştuğu ısı değiştiriciler tasarlayarak termik sistemlerin verimi artır Işıma temelli ısı değiştirici kullanımın avantajları: Işıma temelli ısı değiştirici kullanımı sistemin toplam verimini artırır. Sistemde oluşan atık ısının soğutma sistemi ile dışarı atılması yerine geri kazanılması sonucu sistemin toplam verimi artırılır. Belli bir güç için oluşan CO2 üretimini azaltır. Çevrecidir. Isıl çevrimde sistemi basitleştirir. Buhar kazanına giden suyun sıcaklığı bu ısı değiştirici ile artırıldığı için besleme suyu sıcaklığını artırmak için sistemde tasarlanan yardımcı donanıma gerek kalmaz. Her türlü ısı değiştirici ihtiyacı olan yerlerde kullanılabilir. Sıralamak gerekirse: Kojenerasyon tesislerinde: kojenerasyon tesislerinde elektrik üretimi için kullanılan güç düşümü yapılmadan atık ısıdan buhar üretimi yapılabilir. Termik santraller Güneş enerjisi sistemleri Jeotermal güç tesisleri Dezavantajları: Sistem havasız ortamda çalışabilir. Fazla hacim ihtiyacı duyar. İlk yatırımı pahalıdır. Farklı ışıma profiline göre ısı transferi durumu: