PROF. DR. FİGEN GÜRSOY Dil ve İletişim Çocuklarda dil gelişimini açıklayabilmek için dil ve iletişimin açıklanması gerekir. İletişim ve dil birbirleriyle ilişkili kavramlar olmakla birlikte farklı anlamlar içermektedir. İletişim, dili kullanarak ya da kullanmaksızın insanlar arasındaki bilginin duyguların, düşüncelerin ve yaşantıların ifade edilme yöntemidir. Dil ise anlamları ifade etmek için toplumlarca kullanılan, kurallara dayanan semboller sistemidir. 2 Dil ve İletişim Dil gelişimi kelimelerin, sayıların, sembollerin kazanılması, saklanması ve dilin kurallarına uygun olarak kullanılmasıdır. Dilin kendine özgü kuralları ve kurallar çerçevesinde gelişen bir sistemi bulunmaktadır. 3 Dili Oluşturan Sistemler Ses sistemi • Konuşma dilinde anlamı ayırt etmeye yarayan en küçük ses birimleri ses sistemini oluşturmaktadır. Sıra sistemi • Cümlenin yapısını oluşturan ses gruplarının cümle içinde sıralanmasına sıra sistemi denmektedir. Anlam sistemi • Anlam seslerin semboller aracılığıyla nesne ve olaylarla ilişkisini belirlemekte, sözcükler belirli bir anlam ifade etmek için kullanılmaktadır. 4 Konuşmada Etkili Olan Organlar Konuşma bir çok organın birlikte eşgüdüm içinde çalışmasıyla oluşan bir iletişim şeklidir. Akciğer Diyafram Soluk borusu Ses telleri Küçük dil Büyük teller Yumuşak ve Sert Damak Dişler Dudaklar Ağız ve Burun Alt Çene •Konuşma Engelinin Tanımı Birinci Özel Eğitim Konseyinde konuşma engeli, dil ve konuşma sorunları olarak ele alınmış ve bu konseyde dil ve konuşma bozuklukları bireyler arası sözel iletişimin herhangi bir nedenle olmaması ve herhangi bir boyutta ortaya çıkan aksaklıklar ve düzensizlikler şeklinde tanımlanmıştır. 6 •Konuşma Engelinin Tanımı Konuşma ve dil bozukluğunun; Genellikle üç-sekiz yaşlar arasında görülmesi ve ergenlikten sonra sona ermesi, Genetik ya da çevresel kökenli olması, Konuşmanın ritmi ve akıcılığının dinleyenlerin dikkatini çekecek kadar farklı olması, Konuşmanın konuşanın cinsiyeti, yaşı, fizik yapısına göre beklenilenden farklı olması, Belirtilen bu farklılıkların süreklilik göstermesi beklenir. Aynı zamanda konuşan kişinin bu farlılıkları hissetmesi gerekir. 7 Konuşma Engelinin Nedenleri Organik Bozukluklar Fonksiyonel Bozukluklar Duygusal ve Sosyal Bozukluklar Konuşma Engelli Çocukların Sınıflandırılması Artikülasyon bozuklukları (Eklemleme) Ses üretimindeki bozukluklar Konuşma akışını engelleyen akış bozuklukları Kekemelik ve diğer konuşma bozuklukları Artikülasyon bozukluğu dört farklı şekilde görülmektedir. Sesin düşürülmesi Sesin değiştirilmesi Sesin eklenmesi Sesin bozulması Artikülasyon Bozukluğunun Nedenleri Nedenler Yapısal İşlevsel (Görevsel) Nedenler Psikolojik Nedenler Ses Bozuklukları Ses perdesindeki ve ses üretimindeki problemlerle ilgilidir. Ses bozukluklarına neden olan etkenler; 1.Konuşma organındaki yapısal bozukluklar 6.Aile içi çatışmalar 2.Solunum sistemine ait bozukluklar 5.İşitme kaybı ve duygusal bozukluklar 3.Gırtlakta oluşan bozukluklar 4.Sinir sistemindeki bozukluklar Ses bozukluğu dört farklı şekilde görülmektedir; Sesin perdesinde görülen bozukluklar Sesin şiddetinde görülen bozukluklar Sesin kalitesinde görülen bozukluklar Sesin esnekliğinde görülen bozukluklar Akış Bozuklukları Konuşma esnasında dinleyicileri rahatsız edecek duraklama ya da patlama görülme durumudur.En yaygın olanı kekeleme durumudur. Kekemelik Konuşmanın doğal akışının bir biçimde kesintiye uğramasıdır. Bireyin istemsiz olarak sesleri uzatması, kimi sesleri üretirken zorluk çekmesi, bir sesi, heceyi yada sözcüğü tekrarlaması biçiminde görülebilir. Birincil kekemelik İkincil kekemelik Kekemeliğin Nedenleri 1) Kekemeliğin bireydeki yapısal bozukluklardan kaynaklandığını ileri sürenler, 2) Konuşmanın öğrenilmiş bir davranış olduğunu kekemeliğinde öğrenme sonucu ortaya çıktığını savunanlar, 3) Kekemeliğin kişilik bozukluklarından kaynaklandığını söyleyen görüşlerde vardır. Gecikmiş Konuşma Çocuğun konuşması kendi yaşından beklenenden çok geri ya da konuşma gelişimi açısından daha yavaş bir gelişme gösteriyorsa o konuşma gecikmiş konuşma olarak adlandırılır. Bu, bir bakıma çocuğun bebeklik çağında geçirmesi gereken konuşma gelişim aşamalarından birinde duraklayıp kalması ya da o aşamalardan birine geri dönüş yapma halidir. Gecikmiş Konuşma Yaşayan Çocukların Genel Özellikleri Bu çocukların konuşmaları kısıtlıdır, akranlarına göre daha az konuşurlar. Bu çocuklar, genellikle zihinsel yetersizlik gösterirler. Sözcük dağarcıkları yetersiz olduğu için cümle kurmada güçlük çekerler. Başkalarıyla iletişime girmezler. Konuşma sesi özelliğinde olmayan farklı sesler çıkarırlar. İhtiyaç ve isteklerini eşyalara vurma, çarpma, itme gibi beden gücüyle gösterirler. Yaşıtlarına oranla daha çabuk ağlama, bağırma, hırçınlık gibi anti-sosyal davranışlar gösterebilirler. Afazi Beynin hasar görmesi sonucu oluşan iletişim bozukluğu olarak tanımlanmaktadır.Nörolojik kökenlidir. 1.Broca tipi afazi 2.Wernicke tipi afazi Bireyin gelişim özelliklerine ve sağlanan imkanlara göre değişmekle birlikte afazide tam bir iyileşmenin gerçekleşmesi mümkün değildir. Bazı durumlarda destekleyici iletişim sistemleri kullanılarak bireyin çevre ile olan etkileşimi ve günlük yaşama yönelik iletişim ihtiyacı giderilebilir. 21 Konuşma Engelli Çocukların Özellikleri Konuşma ve dil bozukluğu olan çocukların konuşmalarının kısıtlı olduğu bilinmektedir. Burada kastedilen kısıtlılık hiç konuşmamaktan, çok zor anlaşılabilen bir kaç sözcük söyleyebilme arasında değişmektedir. Bu çocukların sözcük dağarcıkları yeter olduğu için akranlarına göre daha az kelime hazinesine sahiptir. Bu çocuklar cümle kurmakta güçlük çektikleri için arzu ve isteklerini sözcüklerle anlatma yerine jest, mimik ya da işaretlerle anlatmaya çalışırlar. 22 Konuşma Engelli Çocukların Özellikleri Başkalarının konuşmalarına ilgi duymazlar ve dinlemezler Farklı sesler çıkarırlar, ancak bu sesler konuşma özelliği göstermez. Sesleri çok çabuk çıkarmaları nedeniyle çocukların konuşmalarını takip etmek oldukça güçtür. Konuşma ve dil bozukluğuna sahip çocukların bazıları, kalabalık ortamlardan hoşlanmazlar ve uzak durma eğilimi gösterirler. 23 Konuşma Engelli Çocukların Özellikleri Genellikle ayrı bir odaya çekilip, odanın bir köşesinde kendi başlarına oynamak isterler. Bazıları ise duvarlara vücutlarını sürtme,bir başkasının elini tutma,sıkma gibi davranışlar gösterebilirler. Konuşma engelli çocuklar isteklerini, duygularını fiziksel hareketlerle ifade ederler. Bu hareketler genellikle eşyalara vurma, çarpma, itme, çekme şeklindedir. 24 Konuşma Engelli Çocukların Özellikleri Bu çocukların bazılarında psikolojik rahatsızlıklar olduğu kadar, öğrenme yetersizliği olduğu da vurgulanmaktadır. Konuşma ve dil bozukluğu olan çocuklarda bilişsellikle ilgili becerilerin bir kısmında da bozukluk görülebilmektedir. 25 Konuşma Engelli Çocukların Özellikleri Nesne kavramı ve neden-sonuç ilişkisinin öğrenilmesi dil öğrenimi ile ilgili önemli bilişsel yeteneklerdendir. Dolayısıyla konuşma ve dil bozukluğu olan çocukların bilişsel becerilerin bir kısmını veya tamamını elde edememiş olabileceği söylenebilir. Bu çocukların düşünme yeteneklerinde de problemler görülmektedir. 26 Konuşma Engelli Çocukların Özellikleri Konuşma ve dil bozukluğu gösteren çocuklarda genellikle gelişim bozukluğuna rastlanmaktadır. Sosyal gelişim açısından konuşma ve dil problemi olan bazı çocukların, yetişkinle çocuk ve çocukla çocuk arasında sosyal ilişki kurmada ve bunu devam ettirmede az problem yaşadıkları belirtilmektedir. Bu çocuklarda problem arttıkça olumlu benlik gelişimi de azalmaktadır. 27 TANI VE DEĞERLENDİRME •Konuşma ve dil bozukluklarında tanı koyma şunları kapsamaktadır: Oral inceleme Artikülasyon testi İşitme ayırma becerisinin ölçümü Uyarıcılığın ölçümü İfade edici ve alıcı dil becerilerinin test edilmesi Konuşma akıcılığının değerlendirilmesi İşitme testi 28 TANI VE DEĞERLENDİRME Sesin değerlendirilmesi Hikayenin alınması Konuşma ve dil uzmanı çocuğu sınıfta ya da oyun alanında gözleyerek değerlendirmeyi yapabilir. 29 TANI VE DEĞERLENDİRME Değerlendirme ise konuşma ve dil becerileri bakımından bireyin iletişim becerilerinin belirlenmesini kapsamaktadır. Değerlendirmenin iki yönü vardır. İlk değerlendirme; çocuğun gelişimini takip etmek ve değerlendirmek için terapi boyunca yapılan değerlendirmeleri, İkinci değerlendirme ise terapinin bitmesinden sonra problemin tekrar edip etmediğini izlemek için yapılan işlemleri kapsar. 30 TANI VE DEĞERLENDİRME Terapi sırasında yapılan değerlendirme, terapi tekniklerinin ve programlarının devam edip etmemesine ya da bir değişikliğin gerekli olup olmadığına karar vermede önemli olmaktadır. 31 Bu bölüm; Aral, N. ve Gürsoy, F. 2007. Özel Eğitim Gerektiren Çocuklar ve Özel Eğitime Giriş. İstanbul: Morpa Kültür Yayınları. Kaynağından alınmıştır.