Cenab-ı Hakkı tesbih ve tazim ve şükürdürdür, diyor ve bunları tek

advertisement
Sorularlarisale.com
Üstad namazın manasını; Cenab-ı Hakkı tesbih ve tazim
ve şükürdürdür, diyor ve bunları tek tek açıklıyor. Fakat
"elhamdülillah"te hem fiili hem lafzi hem de kalbi
ifadesini kullanıyor. Halbuki, diğer iki tesbih lafzında
kalp ifadesi geçmiyor. İzah?
"• Celâline karşı kavlen ve fiilen Sübhânallah deyip takdis etmek;
• hem, kemâline karşı lâfzen ve amelen Allahu ekber deyip tâzim
etmek;
• hem, cemâline karşı kalben ve lisanen ve bedenen Elhamdülillâh
deyip şükretmektir."(1)
Dokuzuncu Söz'de yer alan yukarıdaki ifadelerde de görüldüğü gibi, hamd için
ayrıca kalp ifadesi kullanılmıştır. Bunun nedeni ise ise, "elhamdulillah" ifadesinin
içindeki LAM harfinde gizlidir. LAM harfi ihtisas içindir. Yani hamd ederim, ama
yalnız Allaha hamdederim demektir. Bu mana ise kalbin tasdiki ile olur. Zira
görünüşte hamde ortak olan diğer varlıklar da vardır. Annemiz babamızdan tutun
diğer sebeplere kadar her şeyimizi onlardan alıyoruz. Zahiri ve mecazi mahbuplar
da vardır. Bu LAM harfi bize zahiri mahmudlara değil, gerçek "Mahmud" olan Allah'a
hamdedin diyor. Bu manayı üstadımız Yirminci Mektup'ta şöyle açıklamaktadır:
kemâlât olan senâ ve medih i-sebeb mevcudatta bütün ,Yani ُ‫ﻟَﻪُ ﺍﻟْﺤَﻤْﺪ‬
Onundur. Öyle ise, hamd dahi Ona aittir. Ezelden ebede kadar her
kimden her kime karşı gelen ve gelecek medh ü senâ Ona aittir.
Çünkü sebeb-i medih olan nimet ve ihsan ve kemâl ve cemâl ve
medar-ı hamd olan herşey Onundur, Ona aittir. Evet, âyât-ı
Kur’âniyenin işârâtıyla, bütün mevcudattan daimî bir surette
dergâh-ı İlâhiyeye giden bir ubûdiyettir, bir tesbihtir, bir secdedir,
bir duadır ve bir hamd ü senâdır ki, daimî o dergâha gidiyor."(2)
Dipnot:
(1) bk. Sözler, Dokuzuncu Söz
(2) bk. Mektubat, Yirminci Mektup, İkinci Makam
page 1 / 1
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download