Mı ö : â

advertisement
1 : 40
İ.i
Yine tasarının 11 nci maddesinde; «Hiçbir
kişiye,* aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz ta­
nınamaz»' denmektedir. Şu halde çalışma ve sos­
yal adalet ilkelerini, muayyen bir sınıfa, diğe­
rinin tercih edilmesi, o sınıfın diktatörlüğü mâ­
nasında almaya asla imkân yoktur.
Muhterem arkadaşlarım; sosyal hakları te­
ker teker incelediğimiz takdirde de bu sosyal
haklardan, muayyen bir sınıfın kastedilmediğini
kolaylıkla anlarız.
Aileden bahsediliyor. Aile mefhumu bütün
** vatandaşları kapsıyan bir mefhumdur. Mülki­
yet için de bu böyledir. Çalışma ve sözleşme
hürriyeti de aynı mahiyettedir. Çalışma şartla­
rının düzenlenmesinden bahsedilirken, sadece sı­
naî sektördeki işçiler değil, ezcümle tarımda ça­
lışan işçiler ve esnaf da düşünülmüştür. Dinlen­
me hakkından bahsedildiği zaman, hiç şüphesiz
ki, bütün vatandaşlar kastedilmiştir. Ücret ada­
letinden bahsedildiği zaman, niçin sadece sana­
yi işçilerini anlıyahm? Ücret esnaflık sektöriyle, ticarette^ sanayide ve ziraî sektörde de
vardır. Bu sektörlerin hepsinde ücrette adaleti
sağlamak gerekmektedir. Sendika hürriyetin­
den bahsedildiği zaman; madde gayet sarihtir;
hem çalışanların hem de çalıştıranların sendika
kurmasından bahsedilmektedir. Tasan toplu
sözleşme • akdi ve grev haklarından da bahset­
mektedir. Bu, sadece belli bir kısım işçiler için
değildir; sadece sanayi işçileri için değildir; b i ­
tlin sektörlerdeki işçiler bahis mevzuudur. Grev
hakkının iş veren tarafında mukabili olan lo­
kavt hakkından da gerekçede bahsedilmektedir.
Lokavt hakkının metinde niçin yer almadığı hu­
susundaki teknik sebeplerle ilgili izahat sözcü
arkadaşlarımız tarafından verilecektir.' Sosyal
güvenlik dendiği zaman, (ki burada kullanılan
vasıtalardan sadece bir tanesi kastedilmiştir;
diğer vasıta ve tedbirler arasında, meselâ ver­
gileme ve sübvansiyonlar da vardır. Bu öyle
bir sosyal sigortalar sistemidir, ki toplum için
bir ideal olup.sadece işçileri değil, bütün va­
tandaşları k/apsıyacaktır. Sağlık hakkı d ' a h e r
vatandaşla alâkalı ıbir mevzudur. Mesken hak­
kı da ayna şekildedir; eğitim hakkı yine öy­
le. Kooperatifçilikle ilgili madde de her alan­
daki kooperatifler kasdedilmiştir. Cahit Za=mangil arkadaşımız sosyal haklar bütün va­
tandaşlara şâmil olarak tasarıda tadadedildik-
Mı
ö:â
ten sonra ikinci madde niçin yine sosyal adaletten
•bahsediyor, çalışmadan bahsecliyor, dediler.
Benim anlayışıma göre, bunun iki sebebi ol­
ması iktiza eder. Birincisi, muhterem arka­
daşlarım tıpkı kişinin 'hakları gibi, sosyal
haklar da, cemiyetlerin ihtiyaçlarına göre ve
tarihin akışı içinde* gelişen mefhumlardır. Bu
haklara daima yenilerinin ilâvesi .mümkündür.
Bâzı cemiyetlerde, meselâ evlilik dışı çocuğun
korunması, o cemiyetlerin bünyesi icabı çok
önemli addedilmiş ve ayrı bir sosyal (halk ola­
rak Anayasada derpiş edilmiştir. Meselâ, yok­
sul 'kişilere adlî müzaheret tasarıda ayrıca zik­
redilmesine lüzum .görülmiyen sosyal halklar­
dandır. Bâzı devletlerde kişi hakları meyanmda zikredilmeye değer görülen iltica hakkı, me­
selâ bu tasarıda hassiaten yer almamıştır.
Görülüyor ki, arkadaşlar, kişi haclarının
hepsini dahi, tıpkı sosyal haklar gibi, "teker
teker hak olaraik, hürriyet olarak saymaya im­
kân yoktur. Bunlara yemleri daima İlâve edi­
lebilecektir ve insanın temel halk ve hürriyet­
lerine ımü'taallik umumî maddeler gereğince,
bunlarda diğerleri gibi. Anayasa Mahkemesi-'
nin ve sair yargı organlarının himayesine mazhar olacaktır.
Bu ilkeleri bu maddede zikretmenin bir baş­
ka sebebi daha olmak lşzımgelir. O da, kanaa­
timce, şudur; burada, ne belli bir hak, ne belli
bir hürriyet, n e d e belli bir ödev zikredilmiştir.
Burada zikredilen şey, sadece Devlete bütün faa­
liyet sahalarında ilham verecek olan 'bir genel
zihniyettir. Bir umumî felsefedir. Burâfla ça-'
lışmadan, sosyal adaletten bahsedildiği zaman sa­
dece sosyal ve iktisadî hak ve ödevler kısmın­
da yer alan hususlar kasdedilmiş değildir,
Devlet, bütün faaliyet salhalarında bu ilke­
lerin tesbit ettiği zihniyete sahibolmalıdır.
Demek istenmiş ve Anayasa
Mahkemesine
ve sair yargı organlarına «Kanunları bu
yolda tefsir et;» diye bir direktif verilmek
arzu edilmiştir. ..Filhakika, Sosyal adalet gayesi,
sırf tasarıda yer alan sosyal hakların gerçekleş­
tirilmesi yoliyle değil, başka vasıta ve tedbirlerle
de gerçekleştirilebilir. Meselâ sübvansiyonlar ta­
rım reformları bu tedbirlerdendir. Vergilemede
uygulanan ayırma prensibi, müterakkilik prensi­
bi, asgarî geçim,indirimi, çocuk indirimi gibi usul­
ler aynı maksada matuftur. Ancak, bunlar birer
«sosyal hak» olmayıp sadece sosyal adalete müte-
689
Download