M. Meclisi B : 11 hip değiliz. 1063 yılından bu konuda yapılmış bir araştırmaya göre şohir ve kasabalarımız da­ la. ölümlerin takriben yüzde 6 sı kanserden ol­ maktadır. Toplumumuzda yaş ortalaması, işçi Partisi temsilcisinin ifade ettiği gibi 45 değil, 53 dir. Her yıl da bu ortalama 6 ay kaçlar art­ maktadır. Bu rakamlara, ve bu araştırmaların neticelerine göre, ileri toplumlarla bizim ara­ mızdaki mesafe takriben 15 yıldır. Bu rakamlar karşısında, takriben 15 - 20 yıl içinde toplumu­ muzda kanser ikinsi bir büyük ölüm sebebi ola­ caktır ve takriben 15 - 20 yıl içinde her 100 ölümden 20 si muhtemelen kanserden olacak­ tır. Şimdi de şehir ve kasabalarınızda takri­ ben her 10 ölümden birinin kanserden olduğunu düşünmek, söylemek, gerçeğe aykırı olmaz, ya­ hut da gerçeğe yakın bir tahmindir. Kanser konusunda yurt çapında eğitim sağlıyan kuruluşlarımız maalesef mevcut değildir; olanlar da az etkilidir. Kanserin erken teşhisi­ ni sağlıyacak çalışma geleneği sağlık kuruluşla­ rımızda maalesef gelişmiş ve yerleşmiş değildir. Bu konuda sağlık örgütlerimiz bâzı büyük merkezlerimizdedir. Bu merkezlerde de bir sağlık hizmeti olarak değil, daha ziyade Sayın ilyas Kılıç'm etraflı şekilde ifade ettiği üzere, yük­ sek ödemeleri gerektiren bir tedavi şekli ola­ rak yapılmaktadır. Tedavi kalitesi yününden bile normal standartların maalesef çok aşağısmdadır. Bu husus varlıklı vatandaşlarımızın bu hastalığa yakalandıklarında veya bu hastalık ihtimali doğduğunda tedavi için dış ülkelere gitmelerine sebebolmaktadır. Fakir vatandaş­ larımız için de çoğu zaman bu teşhis, çaresi olmıyan ve hiçbir yönde bir şey yapılmıyaoak âde­ ta ilahi bir ölüm emridir. Bir yılda, tedavi şek­ li olarak Türk toplumunun resmî kurdan dış ülkelere ödediği döviz miktarı 350 000 Dolar civarındadır. Bu, 1965 yılı rakamıdır, 1966 yı­ lının rakamı da 330 000 Dolardır. Bu iki raka­ mı değerlendirdiğimiz zaman, resmî kur kanalı ile Türk toplumu dış ülkelere 30 milyon Türk Lirası civarında hastalık için döviz ödemekte­ dir. Affedersiniz... BAŞKAN — Sayın Aykan, lütfen biraz da bu önergenin gündeme alınıp alınmaması konu­ sunda hasrediniz. C.H.P. GRUPU ADINA CEVDET AYKAN (Devamla) — Hay hay. 1 . 12 . 1967 0:1 Vatandaşlarımız yönünden bu resmî yollar dışında ödenen dövizleri düşündüğümüzde, ya­ pılan ödemeleri düşündüğümüzde, Türk Top­ lumunda varlıklı vatandaşlarımızın bilhassa kanser tedavisi konusunda dış ülkelere küçümsenmiyecek ölçüde bir döviz ödediklerini düşü­ nebiliriz. Şüphesiz erken ölümlerin, büyük öde­ melerin, fakir vatandaşlarımızın tevekkülle ölüm beklemelerinin sebebi sağlık hizmetleri­ mizin kusurundandır. Refik Saydam modelini halen koruyan sağlık hizmetlerimizin yetersiz­ liği, verimsizliği, normal tıp standartlarının al­ tında işleyişi hepimizin malûmudur. Anayasa­ mızın 49 ncu maddesi; «Devlet, herkesin be­ den ve ruh sağlığı içinde yaşayabilmesini ve tıbbi bakım görmesini sağlamakla ödevlidir,» der. Bu ödevin nasıl yapıldığı malumlarınız­ dır. Sağlık kuruluşlarımız sosyal ve tıbbi anla­ yışı yönünden Batıdaki yakın komşulannuzın dahi çok gerisindedir. Üniversiteden sağlık mer­ kezine kadar sağlık kurularımızda ödevli pekçok hekimin, hastalığı tedavi yerine, daha ziya­ de kazanmayı düşünmeleri ve yalnız onu dü­ şünmeleri, bu yönde resmî kuruluşları zorlayıcı bir araç olarak kullanmaları da devamlı şikâ­ yetlerin konsu olduğu hepinizin malûmlarıdır. Sağlık hizmetlerimizin eksikliklerini aksaklıkla rmı en çok belirten sayın Bakan'm kendileri­ dir ve sayın Bakan bu belirtmede bugüna ka­ dar alışagelmemiş bir üslûp kullanmaktadır. Sa­ yın Balıanm hastane baskınlarını takibeden ve yarda radyo ve basınla duyurulan beyanları hepimizin hatırlarındadır. Sayın Bakanın bu bulgularına rağmen görünen, sağlık hizmetle* rlnin daha verimli, modern, ilmî anlayış için­ de ve hepsinin üstünde Anayasamızın emrine göre işler kuruluşlar yapabildiğine ve yapabile­ ceğine dair bir belirti de mevcut değildir. Yal­ nız bu husus, bu Büyük Meclisin sağlık-.--his* metlerimizin işleyiş hususuna eğilmesi için ye* ter bir gerekçedir. Kanser ile mücadele ve tedavisi konusu sağlık hizmetlerimizin bir kısmıdır. Bu konuda ağılacak bir genel görüşme ister istemez sağlık hizmetlerimizin istemesindeki diğer yetorsizliklere de değinecektir. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının rad­ yoloji, radyum ve elektrik t~davi hakkında çı­ kan Kanununun tarihi 1937 dir* Gayet eski bir