T.B.M.M. B : 42 Milletimiz, İslamı doğru anlamıştır. Değişik mezhep ve yollar, bizim millî kül­ türümüzün zenginliğini ifade eder. Yahya Kemal'in Fuat Köprülü'ye söylediği bir söz var : "Şu Ahmet \esevi kimdir, bir araştırın göreceksiniz. Bizim milliyetimizi asıl onda bulacaksınız." Ahmet Yesevi, büyük bir Türk - İs­ lam mutasavvıfı ve Türkler arasında Islamiyetin yaygınlaşmasında büyük görev yapmış bir ulu kişidir. Anadolu'nun, Ru­ meli'nin ve Kuzey Türklüğünün İslama uyanmasında bağlılarının ve takipçilerinin büyük hizmeti olmuştur. Yunus'u, Mev-: lana'yi, Hacıbayram'ı, Hacıbektaş'ı, Ahi Evran'ı yetiştiren manevî iklimin büyük vesilesidir Ahmet Yesevi Hazretleri. Bu büyük kişilerin insan sevgisine dayalı fel­ sefeleri ve bu incelikteki din anlayışlarına bugün de bütün insanlığın ihtiyacı vardır. Bu anlayışı milletimiz ve insanlık âlemi içinde yaygınlaştırmak, millî kültürümü­ ze ve insanlığa büyük bir hizmet olacak­ tır. "Yaratılmışların en kutsalı ve evrenle­ rin özeti olan insan, bu yolla yalnızlık ve karamsarlıktan kurtarılabilir. Mevlana törenlerinde huzuru araya­ rak kapımızı çalan batı ve doğu insanına biz bu kapıları ardına kadar açmalıyız. 14 . 12 . 1988 O : 3 çuk asır gecikmiştir. Öyleyse İslamın ger­ çeğinin, onun ilme yöneltici, geliştirici, yü­ celtici ruhunun, nesillere dosdoğru anlatıl­ ması gerekir. Bu konu, üzerinde çok du­ rulması gereken bir konudur. Emre Kongar, "Kültür ve İletişim" isimli kitabında diyor ki : "Türk toplumu­ nun kaderi, yüzyılların getirdiği tarih ve kültür birikiminde yatıyor. Bu kader, do­ ğu ile batı, kuzey ve güney arasında bir köprü olmak, insanlık tarihini yeni sentez­ lerle zenginleştirmektir." Dünyanın en zengin kültür birikimi­ ne sahip milletiyiz. Kültürümüzü çağın id­ rakine söyletebilmeyi başbrırsak,teknolojinin gelişmesi, millî kültürümüzün bütün insanlığa ulaşmasına yol açabilir; ancak bunun için, batı taklitçiliğini terk edip, kendi kaynaklarımıza ulaşmamız, batıda oluşan evrensel değerleri de özümsememiz gerekir. Şair ve yazar Atilla İlhan'ın "Hangi Batı?" isimli kitabında ilgi çeki­ ci bir tespiti var : "... Bunu tecrübemle biliyorum, alaf­ ranga şairlerimizden yaptığım bütün çe­ virileri, Fransız dostlarım ince alaycı gü­ lümsemelerle beğenmişlerdir. Alaycı su­ ratlarını allak bullak edebilmek için .yine de edebiyatımızın ağır toplarına, Yunus'a, Nedim'e, Baki'ye, Şeyh Galip'e başvur­ mam gerekmişti. Öbür sesi tanıyor, baba­ sına öykünen çocuğu seyreder gibi hafif­ ten gırgıra alıyorlardı; ama bu ses, başka, değişik ulu bir sesti; Türktü." Mevlana gibi söylesek : "... Bir aya­ ğımız sımsıkı, millî ruh kökümüzde. Bir ayağımızla dolaşalım evrenleri.'' Kültür ve Turizm Bakanlığının millî kültürümüzün öneminin idraki içinde, akılcı ve çağdaş bir yaklaşımla meselelere eğildiği ve faydalı çalışmalar yaptığı kana­ atindeyiz. . İslamın hoşgörülü anlayışını gerçek yönüyle anlatmak, ülkemizde doğan ve doğması muhtemel fundamentalist akım­ lara karşı da en büyük teminat olacaktır; çünkü biz İslamın gerçeğini gerçek yönüy­ le anlatmazsak, başkaları kafalarında mef­ hum bir İslam icat ederek onu kitlelere empoze etme gayretine girerler ve giriyor­ lar. O akımları önlemenin yolu da, İsla­ mı, Yunusça, Mevlanaca, Hacıbayram ve Hacıbektaş Velice anlatmaktır. İslam doğru anlaşıldığı için muhte­ şem İslam Medeniyeti doğmuştur; ancak yanlış anlayıp yanlış anlatanların yüzün­ 1988 yılı içinde geniş tabanlı bir mü­ den de matbaanın ülkemize girişi ikibuzik kongresinin toplanması; Mimar Sinan — 514