Untitled

advertisement
KUR' AN' A GÖRE İNSANlN ÖZELLİKLERİ VE
HZ.PEYGAMBERİN EGİTİM UYGULAMALARI
Yrd.Doç.Dr.Ramazan BUYRUKÇU *
Hz. Peygamber'in eğitim anlayışı ve uygulamaları konusuna
geçmeden önce, kısaca Hz. Peygamber'in ve eğitimcilerin
yetiştireceği, değiştireceği ve olgunlaştıracağı insanın özelliklerini
Kur'an'ın diliyle tanımaya çalışalım.
2
Cenab-ı Hakk'ın çamurdan yaratıp\~ kendi ruhundan üflediği
insan, anasının karnından bilgisiz çıkartılıp , bilgi edinme yeteneği ile
meleklerin kendisine secde ettiği 4 insan, yeryüzünde halife5 yapmak
üzere yaratılan, kendisine secde etmeyen şeytanla mücadele ile
görevlendirilen ve şeytanın desiselerine maruz kalan fakat iman ve
iradesi ile karşı koyabilecek güçte yaratılan insan6 yeryüzünde ahlaka
dayalı bir sosyal düzen kurma görevini Kur'an'ın ifadesi ile "Emaneti"
kendisine zulm edercesine ve cahilce yüklenen 7 insan, henüz bu
görevini yerine getiremeyen 8 insan, yaratılış gayesinden uzaklaşıp
kendisini yaratanı unutup, yeryüzünde bozgunculuk yapan, kan döken
yine insan, yaptıkları, yaşadıklan ile "Onlar hayvanlar gibidir hatta
daha da kötü" değerlendirmesine muhatap olan insan; Allah' a, kendi
nefsine ve insanlığa karşı davranışları nedeniyle, "kalpleri var fakat
anlamazlar, gözleri var ama görmezler, kulaklan var ama işitmezler" 10
vahyine muhatap olan insan, dünya malına, dünya zevkine meyledip
9
Süleyman Demirel Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi.
Bk. K. 15, 26, 28, 33; 6, 2; 7, 12.
Bk K.32,9; 15,29;38,72.
Bk. K. 16, 78.
Bk. K 2, 31-33.
lO
Bk.
Bk.
Bk.
Bk.
Bk.
Bk.
K
K
K
K
2, 30.
30, 30.
33, 72.
80, 30.
K 2, 30, 205.
K 7, 179.
kendisini yaratana nankörlük 11 eden insan. Özetle "Biz insanı en güzel
şekilde yarattık" 12 şeklinde yaratılışının güzelliği vurgulanan insan
olduğu gibi, yaptıklan kendi iradesi ile işledikleri zaman "Sonra onu
aşağıların aşağısına çevirdik" 13 ayetine mazhar olan da insandır.
Dolayısıyla insan yaratılışı gereği, huylarını, fıillerini iyileştirmek,
doğru olanı yanlış olandan ayırdetmek ve bunları bozmak yetenek ve
kabiliyetine sahip olarak yaratılmıştır. 14
Kur'an'ın genelde bedeni ve ruhi özellikleri itibariyle tasvir
ettiği insanı kendine araştırma alanı olarak seçen bilim dalları da, ferdi
farklılıkların olabileceği ihtimali ile birlikte, kendi ilmi ve felsefi
ilkeleri doğrultusunda onu bedeni, zihni ve ruhi özellikleriyle tanıma
ve tanıtma arayışı içerisindedirler.
Hak olsun batıl olsun, ulusal olsun, evrensel olsun hemen
hemen bütün dinlerin kendi inanç sistemlerinin benimsenip kabul
edilmesini, uygulanıp hayata geçirilmesini ve yayılmasım sağlamak
için başvurduğu kurum ve kuruluşların başında öğretim ve eğitim,
tahm ve terbiye müesseseleri gelmektedir.
Evrensel ve semavi dinler içerisinde öğretim ve eğitime en çok
önem veren din şüphesiz İslam dinidir. İnanç bağlamında bunun açık - seçik ve kesin delilini İslamın kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim ve Hz.
Peygamberin Hadis-i Şeriflerinde buluyoruz. Nitekim Kur'an'ın ilk
emri "Oku" 15 olmuştur. Okumak öğrenmenin, bilgi edinmenin, kültür
oluşturma ve geliştirmenin temel vasıtalarından birisidir. Aynı surede
"Oku" emri tekrarlanarak, okumaya nasıl başlanacağı öğrenenin ve
öğretenin ayıncı vasıfları, insanın eğitime olan ihtiyacı ve eğitilmeye
müsait olduğu; öğrenmenin, bilgi elde etmenin bir diğer unsuru olan
kaleme (yazıya, yazmaya) dikkat çekilmektedir. Ayrıca Kur'anda ilme,
ilim ehline övgüler, ilim elde etmerıe, düşünmeye, akletmeye teşvik
edici pek çok ayet bulunmaktadır. 6 Hz. Peygamber de Allah'dan
aldığı vahiyler ışığında, öğrenmeyi-öğretmeyi teşvik edici pekçok söz
söylemiş ve uygulamalarda bulunmuştur. İslamın eğitim-öğretime
verdiği önemin ilmi bağlamdaki delillerine gelince; hangi alanda
ll
12
13
14
15
16
36
Bk. K. 100, 6.
Bk. K. 95, 4.
Bk. K. 95, 5.
Şüphesiz insanı
ruhi özellikleri ile tanıtan ayetler yukarıda belirtilen ayetlerle
değildir. Biz bunlardan sadece bir kaçını aldık.
Bk. K. 96, 1-5
Bk. K. 39, 9; 16, 43; 20, 114; 2, 31-33; 18, 65-66; 88, 17, 20; 13, 16.
sınırlı
uzmanlaşmış olursa olsun bütün İslam alimleri İslamın eğitim­
öğretime verdiği önemi her fırsatta ve
çalışmışlardır. Gerçekten ilim adamı
her vesile ile vurgulamaya
olan ve araştırmalarında
objektiflik ilkesine bağlı kalan birçok batılı araştırmacı da İslamın ilk
yıllardaki hızlı yayılışını ve genişlemesini İslamın temel esaslanndaki
dinarnizrole birlikte, onun genel öğretim ve eğitime verdiği önemde
görmektedirler.
İslam eğitim tarihine baktığımızda Hz. Peygamber'in eğitim
uygulamalan ile ilgili sistematik bir bilgi olmamakla beraber, İslamda
eğitim-öğretim faaliyetini başlatan "Ümmi" ( okuma-yazması olmayan)
olan Hz. Peygamber'dir. Bu noktada akla şöyle bir soru gelebilir.
"Ümmi" (okuma-yazması olmayan) bir Peygamber -ki Kur'an bu
hususa dikkat çekiyor " ..... okuyup-yazması olmayan peygamber
Muhammed'e uyanlara yazacağız." "Allah'a ve okuyup-yazması
olmayan, haber getiren peygamberine inanın." 17 -son derece kompleks
ve karmaşık bir varlık olan insanın eğitim işini nasıl böylesine
mükemmel bir şekilde yerine getirebiliyor? Bugün biliyoruz ki,
Öğretmenlik, özel yetenek bilgi ve beceri gerektiren, daha genel bir
ifade ile uzmanlık isteyen bir meslektir. Kaldı ki, Hz. Peygamberin
eğitim-öğretim faaliyeti çok geniş bir alanı, her yaştan ve her
düzeyden insanı kapsıyordu. Bu nedenle . onun yürüttüğü eğitim­
öğretim faaliyeti çok daha karmaşık, zorluklan çok daha fazla idi. Bu
karmaşık ve zorluklarla dolu faaliyeti başarı ile yürüten, ölümünden bu
yana yaklaşık 14 asır geçmiş, o zamandan bugüne ilim inanılmaz
gelişıneler göstermiş, eğitimi söz konusu olan insanın fizyolojik ve
psikolojik yapısı üzerinde pekçok ilmi araştırmalar yapılmış ve tam
olarak çözümlenememiş olmakla birlikte belirli bir mesafe alınmış,
sosyal ve kültürel hayatta hatta düşüncelerde değişıneler meydana
gelmiş olmasına rağmen insanlık hala O'nun eğitim anlayışı ve
uygulaınalarını tetkik etmek ihtiyacı duyuyorsa -ki bugün buna
özellikle Müslümanlar çok muhtaçtır-duyuyorlar. Hz. Peygamberin
özel bir eğitimden geçirilmiş olduğu düşüncesi akla gelmektedir.
Nitekim doğumundan itibaren hayatına kısaca bir göz atacak
olursak onun Allah tarafından eğitildiğini kolaylıkla anlarız. Baba
yetimi olarak dünyaya gelen ve henüz (6) altı yaşlarında annesini,
sekiz yaşlannda dedesini kaybeden Hz. Muhammed'in eğitimcilere
göre insan karakterinin ve kişiliğinin oluşumunda ilk ve önemli bir
dönem olan bu yaşlan kendisini eğitip yetiştirecek aileden yoksun
17
Bk. K.7, 157-158.
37
olarak
geçirdiğini
görürüz. Yine O'nun insan
hayatının
çocukluktan
yetişkinliğe geçiş dönemi olan (etkileşimin çok hızlı olduğu) gençlik
dönemini geçirdiği sosyal ve kültürel çevreye baktığımızda, Hz.
Muhammed'in sahip olduğu kişilikten çok, Ebu Cehil ve Ebu Lehep
karakterinde insanların yetişmeye elverişli olduğunu anlamakta güçlük
çekmeyiz. İşte böyle bir ortamda kırk yaşlarına kadar Allah'dan açıkca
hiçbir vahiy almamış ama çok sağlam karakter ve kişilik sahibi Hz.
Muhammed yetişmiştir. Bu yetişmede Yüce Allah'ın etki ve katkısının
olduğunu
düşünmek
zorunlu görünmektedir. Nitekim "Ey
Muhammed! senin gönlünü açmadık mı? Belini büken yükünü
hafifletmedik mi, üzerinden almadık mı? Senin şanını yükseltmedik
mi? 18 ... Seni öksüz bulup da barındırınadı mı? 19 ayetleri bu etkiye ve
katkıya işaret etmektedir.
· Yüce Allah kırk yaşından itibaren Hz. Muhammed'i vahiy
yoluyla eğitmeye devam etmiş ve kendisine terbiye edildiği şekilde
diğer insanlan da eğitme görevini vermiştir. Yine O'na bu görevinde
de yardım etmiş, O'nun görevini başarıyla tamamlamasını sağlamıştır.
Nitekim: " ... Allah sana kitap ve hikmeti indirmiş sana bilmediğini
öğretmiş tir... " 20 ".... Sizden birini size elçi olarak gönderdik. Size
ayetlerimizi okuyor, sizi şirk ve günahlardan temizliyor. Size "Kitap"
ve "Hikmet"i öğretiyor, böylece size bilmediklerinizi öğretiyor." 21
"Allah mürninler üzerinde bol bol ihsanda bulundu. Çünkü onlara
kendi cinslerinden bir peygamber gönderdi ki, kendilerine Allah'ın
ayetlerini okuyor. Onları fena huy ve inançlardan temizliyor. Onlara
"Kitap" ve "Hikmet"i öğretiyor. Halbuki bundan önce açık bir sapıklık
içindeydiler." 22 ayetleri onun insanları eğitmekle görevlendirildiği
konusunda bize önemli bilgiler vermektedir. Hz. Peygamber' de
kendisi bunu açık açık ifade ederek, "Beni rabbirn terbiye etti,
terbiyeıni en güzel şekilde yaptı" "Ben ınuallim olarak gönderildim"
huyurmaktadır.
Yukarıda belirttiğimiz ayetlerle birlikte şu ayetler de bize
Cenab-ı Hakk'ın insanın eğitimi etkinliklerinde Peygamberi eğiteceği
insanın
fizyolojik ve psikolojik özelliklerini tanımada ve insanın bu
özelliklerine uygun metod uygularnası gerektiği hususunda ve
18
Bk. K. 94, 1-4.
19
Bk. K. 93, 6.
Bk. K. 4, 113.
20
21
Bk. K. 2, 151-152.
22
Bk. K. 3, 164.
38
uygulanacak metodlar hakkında bilgilendirdiğini ve zaman zaman
uyardığım göstermektedir. "Yeryüzünde fesat çıkarmaya, kültürü ve
nesli helak etmeye koşar" 23 , "Orada fesat çıkaracak ve kanlar dökecek
24
kims~ ı:ı~, 2 ~a;atacak:ın?" ,.
Muhakkak insan. R_abbine karşı
nankordur ·; ' ... Dogrusu bız ınsana tarafımızdan bır mmet tatdırdık
mı, o bununla ferahlanır, fakat insanlara kendi ellerinin kazancı
yüzünden başlarına bir fenalık gelirse o vakit insan hepsini unutan bir
nankördür" 26 ; "Biz insana nimet verdiğimiz zaman, Allah'ı anınaktan
yüz çevirir, yan çizer, ona fenalık dokununca da pek ümitsiz olur." 27
"Doğmsu insan çok nankördür." 28 " ... İnsan cidden çok zalim ve çok
cahil bulunur." 29 "Doğrusu insan azgınlık eder." 30 " ... İnsan sabır ve
tahammül bakımından zayıf yaratılmıştır. " 31 "Gerçekten insan h aris ve
cimri yaratılmıştır." 32 "İnsan aceleci olarak yaratıldı. .. " 33
Kur'an-ı Kerim
insanın mhsal yapısını, mhi ve zihni
özelliklerini tanıtan daha pek çok ayet vardır. Bir başka ifade ile
Kur'an-ı Kerim'de insanın ruhsal yapısı hakkında Hz. Peygambere ve
insanlara ışık tutacak, psikoloji ilminin dahi yeterince çözemediği
bilgiler vardır. Çünkü, yine Kur'an'ın ifadesiyle onu yaratan onu en iyi '
tamyanıdır. Ancak İslam alimleri bu bilgileri müsbet ilmin de
desteğini alarak sistemleştirememişlerdir.
Cenab-ı Hak Hz. Peygamber'e sadece insanın özelliklerini,
davranışlarını bildinnelde kalmamakta aynı zamanda bu özelliklere
sahip insanın eğitiminde nasıl bir metod takip edeceği hususunda da
uyan ve tavsiyelerde bulunmaktadır. Aşağıda sıraladığımız ayetler
bunlardan sadece birkaçıdır. O öncelikli olarak ve tekrarla Hz.
görevli olduğuna dikkat
Peygamber'in sadece tebliğ göreviyle
çekmektedir.
'>
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
Bk.
Bk.
Bk.
Bk.
Bk.
Bk.
Bk.
Bk.
Bk.
Bk.
Bk.
K. 2, 205.
K. 2, 30.
K. 100, 6.
K. 42, 48; 30, 36; 11, 9.
K.
K.
K.
K.
K.
K.
K.
17, 83.
17,67; 14,34;22,66.
33, 72.
96, 7.
4, 28.
70, 19.
21, 37.
39
"Ey Peygamber! Rabbinden sana indirilenleri tebliğ et..." 34 ,
"Ey Muhammed sana yalnız tebliğ etmek düşer" 35 "Peygamberin
görevi sadece tebliğ etmektir, yalnızca uyarmaktır." 36 Nedir tebliğ
etmek, Allah' dan aldığı mesaj lan aynen insanlara ulaştırmaktır.
Dolayısıyla tebliğ kelimesinde iletişim kurmak anlamında eğitim­
öğretim faaliyeti vardır. Ayetlerde öncelikle görevi ve sınırlan
açıklandıktan sonra, tebliğ ve irşad, eğitim ve öğretim etkinliklerinde
kullamlacak davranış ve metodlar hakkında da pedagojik önem taşıyan
hatta bugünün eğitimcilerine, pedagoglarına ışık tutacak değerli
bilgiler verilmektedir. Nitekim "Ey Muhammed! Allah'ın yoluna
hikmetle ve güzel öğütle davet et. Onlarla en güzel şekilde tartış .. .'m,
"Eğer sen kaba, katı yürekli olsaydın, şüphesiz etrafından dağılıp
gitmişlerdi bile ... " 38 , "Hatırlat, uyar! Gerçekten hatırlatmak
mü'minlere fayda verir." 39 "Ey Muhammed! Sen öğüt ver! Esasen sen
sadece bir öğütçüsün, sen onlara zor kullanacak değilsin."40 " ... Allah
sizin için kolaylık diler, güçlük istemez.''41
Hz. Muhammed yaklaşık yirmiüç yıllık peygamberlik
hayatında gece-gündüz, her türlü olumsuz ortam ve şartlarda bütün
imkansızlıklam rağmen ilahi uyarılar doğrultusunda yeni dini insanlara
tebliğ etmek, öğretmek, kabul ettirmek, benimsetip yaşanır hale
getirmek için çalışmış, gayret etmiştir. O'nun bu konuda karşılaştıkları
zorluklar, yaşadıkları sıkıntılar O'nun hayatını anlatan Siyer
kitaplarında sayfalarca anlatılmıştır.
İnsanların inanmamaları, kendisinin getirdiklerini inkar
etmeleri, insan! kimliği nedeniyle onu çok üzmüş, zaman zaman
ümitsizliğe düştüğü anlar olmuştur. Cenab-ı Hak bu hususta:
"Kur'an'ı sana sıkıntıya düşesin diye göndermedik" 42 , "Bu söze
inanmayanların
ardından
üzülerek
neredeyse
kendini
43
mahvedecektin" buyurmaktadır.
34
35
36
37
Bk.
Bk.
Bk.
Bk.
K
K
K.
K
38
Bk. K
39
Bk. K.
Bk. K
40
41
42
43
40
Bk. K.
Bk. K
Bk. K.
5, 67.
3, 20; 13, 40; 16, 82.
5,99; 16,35,82;24,54;29, 18;35,23;38,65, 70.
16, 125.
3, 159.
51, 55.
88, 21-22.
2, 185.
20, 2.
18, 6.
Hz. Peygamber kendisine yapılan bu uyarılar doğrultusunda
insanlara sevgi ve hoşgörü ile yaklaşmıştır. Kendisine gösterilen her
türlü tepki ve hoşgörüsüzlüğe rağmen herkese sevgi ve hoşgörü ile
davranmıştır. Taif de kendisini taşlayanlara, mescidin bir köşesine
bevleden (küçük su döken) bedeviye karşı tavrı sevgi ve hoşgörü
olmuştur. O, eğitim ve öğretimde sevginin, hoşgörünün başarı için bir
etken olduğunu bilerek "Ben lanetçi olarak gönderilmedim. Ben ancak
ve ancak rahmet olarak görevlendirildim." buyurmuştur. Onun bu
davranışı ve sevgisi de Kur'an-ı Kerim'de; "Seni ancak alemiere
rahmet olarak gönderdik" 44 , "Size içinizden bir peygamber geldi ki,
zahmet çekmeniz onu incitir ve onu üzer, size çok düşkündür.
Müslümanlara çok merhametlidir. Onlara hayır diler." 45 şeklinde
tanıtılmaktadır.
Hz. Peygamber'in eğitim hareketlerinde amacı ne idi? O'nun
kendisine yüklenilen görev doğrultusunda Kur'an'ın insanlara
ulaştınlması, öğretilmesi, açıklanması, anlaşılması ve yaşanır hale
getirilmesini sağlamaktır. Görüldüğü gibi onun görevi zannedildiği
kadar kolay değil, Kur'an'ın ifadesi ile "taşıması ağır" 46 bir görevdi.
Görevin ağırlığını vahiy esnasında O'nun davranışlannı, yaşadığı
sıkıntılan gözleyen O'nun mübarek eşi Hz. Hatice'den öğreniyoruz.
Öyle ki, Hz. Hatice'nin ifadeleri; hem vahyin ağırlığını ve Hz.
Peygamber'in davran1şlannı tasvir ediyor, hem de, O'nun
peygamberlik öncesinde sahip olduğu insani özelliklerini ortaya
koyuyordu. İlk vahiy geldiği zaman Hz. Peygamber korktu,
heyecanıandı ve endişelendi. Bu ruhi sıkıntıları, titreme, renk
değiştirme şeklinde bedenine de yansıdı. Hz. Hatice O 'nu şöyle teselli
etti: "Korkma! Allah asla seni fenalığa bırakmaz, Allah ancak sana
iyilik yapar. Zira sen, yakınlarına yardım edersin, aileni korursun,
hayatını şeref'inle kazanırsın, başkalarını doğru yola sevkedersin,
yetimlere yardım eder, sözün doğrusunu söylersin. Emanete hiyanet
etmez, felakete uğrayanların yardımına koşarsın. Fakiriere iyilik
edersin. Herkese karşı nazik davranırsın" 47 O'nun amacı da bugün
anlaşıldığı ve uygulandığı kadar dar değil, aksine oldukça genişti.
Çünkü Kur'an'ın amacı insanın dünya ve ahiret mutluluğunu
sağlamak, yani insan-ı kamil yetiştirmekti. İnsanın özelliklerini göz
amacı,
44
Bk. K. 21, 107.
45
Bk. K. 9, 128.
46
"Doğrusu
47
biz sana (taşıması) ağır bir söz vahyedeceğiz" Bk. K. 73, 5.
Bk. Fazlurrahman, İslam Peygamberi, I, s.59.
41
aldığımızda bu amaç zannedildiği veya düşünüldüğü kadar
ve dar değildir.
Amaç bu kadar geniş ve kapsamlı olunca, bu amacın
gerçekleştirilmesini sağlayacak öğretim proğrammın da, şüphesiz o
kadar geniş ve kapsamlı olması gerekir. Dolayısıyla oni.ın eğitim
proğramını da Kur'an-ı Kerim oluşturmaktadır. Zira insanı doğru yola
ulaştıracak, onun mutluluğunu sağlayacak, onu karanlıktan aydınlığa
çıkaracak en doğru, en güvenilir bilgiler Kur'an'da vardır. Hz.
Peygamber bu gerçeği "O'nda sizden öncekiler ve sonrakilerin
haberleri ve aranızı bulacak hükümler vardır. O, arabulucudur. Boş
söz değildir. Kim onunla söylerse doğru söyler, Kim onunla çağınrsa
çağırdığını hidayete çağınr" 48 şeklinde ifade etmektedir. Hz.
Peygamber'in eğitim ve öğretim proğramını dinin inanç (teorik),
ibadet (pratik) ve ahlak (sosyal) anlatımı oluşturmaktadır. İman ve
ibadetle beraber onun en çok üzerinde durduğu husus, ilahi vahyin de
ışığında, dinin sosyal anlatımı, yani insanların birbirleriyle olan
ilişkileri, insanınkainatla olan ilişkileridir. Nitekim O bu gerçeği "Ben
güzel
ahlakı
tamamlamak
ıçın
gönderildim"
buyurarak
vurgulamaktadır. Dolayısıyla onun proğramı, tebliğeisi olduğu dinin
eğitim felsefesine uygun olarak insan hayatını ilgilendiren bütün
konulan kapsayan bir proğramdır. Ne yok ki, içerisinde: ahlakdan
hukuka, siyasetten sağlığa, eğitimden güvenliğe Özetle insanın ruh ve
beden bütünlüğünü bozmadan insanı kamil yetiştirmek ve sosyal
adaleti temin eden huzurlu ve mutlu bir toplum için gereken herşey,
Hz. Peygamber'in insanlara tebliğ etmesi istenen konular arasında,
şefkat, merhamet, yoksula yardım, yetimleri gözetmek. insanlarla iyi
geçinrnek onlarla güzel konuşmak, yalan söylernemek, sözünde
durmak, dürüst olmak, hoşgörülü olmak, israftan ve iftiradan
kaçınmak, fesadçılık ve bozgunculuk yapmamak, hile yapmamak,
adaletten aynlmarnak, iyilik yapmak gibi insani, ahlaki vasıflar önemli
bir yer tutar.
Kur'an, insandan iman, ibadet ve ahlak! kimliği ile bir bütün
olmasım ister. Hz. Peygamber d~ bir taraftan iman ve ibadetleri ile
Allah ile olan ilişkilerini sürekli ve canlı tutarken, diğer taraftan
(İnsan!) ahlak! kimliği ile de insanlarla ve sosyal çevre ile olan
ilişkilerini sürekli ve canlı tutmaya çalışmıştır. Nitekim Mekke'de
inen ayetlerde öncelikle iman ve ahlak, Medine'de inen ayetlerde iman
onune
sınırlı
48
42
Bk. Tirmizi, Feda' il-Kur' an, V, s. 172.
ve ahlakla beraber ibadet ve diğer dini hükümlerin emredilmesi, bu
ilkelerin gerçekleştirilmesi amacına yöneliktir.
O halde müslüman herşeyden önce O'nun iman dünyasını,
gönül dünyasını, fikir dünyasını kavramaya ve O'nu örnek almaya
çalışmalıdır. Ayrıca ibadeti sadece belli zamanlarda yapılan görevler
olarak değil, hayatın her lahzasını içine alan bir kulluk ve mesuliyet
anlayışı içerisinde hayatın tamamını ibadete dönüştürmek olarak kabul
etmelidir. Müslüman, bütün davranışlarında kulluk şuuru içinde
Peygambere benzerneye çalışmalıdır. O'nun insanın ruh-beden
bütünlüğünü bozmadan İnsan-ı kamil yetiştirmeyi esas alan eğitim
anlayışını, toplum hayatında amaçladığı hedei1eri ve esas aldığı
ilkeleri ferdi ve sosyal hayatının temeli haline getirmelidir.
Rasulullah'ın örnek ahHikmı ferdi ve sosyal yaşayışının özüne
yerleştirn1elidir. · Ferdi
ve sosyal hayatında O'nun şefkatini,
merhametini, kolaylaştırıcılığını, yardımseverliğini, dürüstlüğünü,
alçak gönüllülüğünü, cömertliğini, sabrını, azmini, teslimiyetini,
inceliğini, temizliğini, emanete riayetini, tatlı dilliliğini elhasıl burada
sayamayacağımiz bütün güzel hasletlerini içinize sindirip karakter
haline getirmeyi hayatının gayesi haline getirmelidir. Çünkü O'nun
temel amacı ahlakı kemale ulaşmış, olgun insan yetiştirmektir. Hz.
Peygamber'i, O'nun eğitim anlayış ve uygulamalarını geçmişte kalan,
Peygamberi ve mucizevi bir unsur olarak, sıkışınca başvurulan veya
öğünmek için bir vasıta olarak değil de; hayatın içinde yaşayan,
eskimeyen, uygulanabilen, ileriye ışık tutan canlı bir düşünce,
uygulanan bir aksiyon olarak kabul etmek ve değerlendirmek gerekir.
Müslüman Hz. Peygamber'i sadece peygamberi ve mucizevi
kimliği ile değil, Kur'an'ın "Sen büyük bir ahlak üzeresin" 49 şeklinde
tanıttığı insani kimliği ile de tanımalı ve tamtmalıdır. O'nu, " ...
Allah'ın rasulünde sizin için pek güzel bir örnek vardır" 50 şeklinde
tanımlanan insani özellikleri ile öğrenmeli, öğretmeli ve örnek
almalıdır. O'nun peygamberi kimliğine ulaşmak imkansız olduğuna
göre, O'nu insani kimliği ile örnek almak gerekir.
49
50
Bk. K. 68, 4.
Bk. K. 33, 2!.
43
Download