ORUÇ VE SİYASET Cemaleddin Hocaoğu (Kaplan) İslam; hem dindir hem devlettir, hem ibadet hem siyasettir... Zira, İslamın her meselesi ibadetle ilgili olduğu gibi siyasetle de ilgilidir. Bir başka ifade ile; her şey, dinle ilgilidir, uyulduğu takdirde sevab ve mükâfat vardır. Uyulmadığında da günah ve hesab vardır. Keza; mübarek dinimizin her emrinde, her yasağında siyaset vardır, siyasetle ilgili mutlaka bir yönü vardır. Bu nöktadan hareketle, diyebiliriz ki, imanın altı şartında da, İslamın beş şartında da siyaset vardır, İslamın siyaseti vardır. Siyaset demek, insan idare etmek, insan yönetmek ve insan yetiştirmek demektir. İslam Dini ise, insanı idare etmek, insanı yetiştirmek için gelmiştir. Efendimiz (s.a.v.)’in “Ben güzel ahlaki tamamlamak üzere gönderildim” diye buyurmuş olması bunun bir ifadesidir. Oruca gelince: Oruç emrinde de şüphesiz birçok fayda ve hikmetler vardır; şurasını da çok iyi bilmek lazımdır ki, oruç, şu veya bu faydasından dolayı tutulmaz, Allah’ın emri olduğu için tutulur ve bu niyyetle tutulmalıdır. Fakat, biz bu ilahî emri yerine getirdiğimiz takdirde ve aynı zamanda birçok yönden de fayda elde etmiş olacağız. Orucun ferdi ve ailevi yönlerden faydaları olduğu gibi, sıhhi ve ahlaki yönlerden de faydaları vardır. Keza; içtimai ve siyasi yönlerden de fayda ve hikmetlere sahiptir. Oruç tutan bir kimse, günün belli saatlerinde yemeği ve içmeyi terketmekle meleklere benzer, zamanla melekleşir. Bir yıl boyunca vücutta bayatlamış gıda maddeleri açlık saatlerinde harcanır, yerlerine taze taze yedek gıda maddeleri dolar. Ayrıca oruç, atalarımızın “Tokun açtan haberi olmaz!” şeklindeki sözlerini tersine çevirir, varlıklı insanları aç bıraktığından, açlığın elem ve ıstırabını onlara bizzat taddırır ve onların cömertlik hislerini harekete getirir, yoksullara yardım etmelerini Sağlar ve netice itibariyle zengini fakire, fakiri zengine yaklaştırmış olur ve bunlar arasında güzel bir ahenk meydana gelir ki, işte bu, İslamın siyasetidir. Kur’an bu hususları tek bir kelime ile ifade eder ve der ki: “Korunasınız diye sizden öncekilere oruç farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.” Görüldüğü üzere, oruçtaki fayda ve hikmetler “korunasınız” cümlesinin altında mündemiçtir. Bu cümle, şunlardan veya bunlardan korunasınız diye kayıtlar getirmiyor; maddi-manevi bütün zararlardan korunmayı hedef alıyor. Oruç; sadece ferdi bir ibadet olmayıp aynı zamanda içtimai ve siyasi bir vecibe de olduğundan dolayıdır ki, aleni olarak oruc yiyenlerı cezalandırmış ve gerektiğinde onları ölüme mahküm etme işini devlete havale etmiştir. Rabbimizden dua ve niyazımız odur ki, İslam Dininin aynı zamanda bir siyaset dini olduğunu idrak edebilecek basirete sahip kullarından eylemesidir.