türkiye buyuk millet meclisi tutanak dergisi

advertisement
DÖNEM: 22
CİLT: 155
••
YASAMA YILI: 5
••
TÜRKİYE BUYUK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
98'inci Birleşim
3 Mayıs 2007 Perşembe
İÇİNDEKİLER
Savfa
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
496
II. - GELEN KÂĞITLAR
498
III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
499
A) TEZKERELER VE ÖNERGELER
499
1.- TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın, Slovakya Ulusal Konseyi Başka­
nının davetine icabetle, Bratislava'da düzenlenecek "Avrupa Birliği Parla­
mento Başkanları Konferansına katılmak üzere Slovakya'ya resmî ziyaret­
te bulunmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1261)
IV. - ÖNERİLER
A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.- Gündemdeki sıralama ile 1408 sıra sayılı Anayasa Değişiklik Tekliıî'nin ikinci tur oylamasının 06 Mayıs 2007 Pazar günü Cumhurbaşkanlı­
ğı seçimi oylamasından sonra yapılmasına ilişkin AK Parti Grubu önerisi
V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLAR­
DAN GELEN DİĞER İŞLER
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletve­
kili Salih Kapusuz, Hatay Milletvekili Sadullah Ergin, Ordu Milletvekili
499
499
499:508
499:508
509,525,553,564,577
TBMM
B: 98
3.5.2007
Sayfa
Eyüp Fatsa, İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz, Bursa Milletvekili Faruk
Çelik ve 2 Milletvekilinin; Milletvekili Genel Seçimlerinin Yenilenmesine
İlişkin Önergesi ve Seçimin 22 Temmuz 2007 Pazar Günü Yapılmasına
Dair Anayasa Komisyonu Raporu (4/455) (S. Sayısı: 1407)
509:524,525:532,
577:586
2.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin,
Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklen­
mesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenme­
sine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212)
(S. Sayısı: 305)
533
3.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarı­
sı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
533
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili
Faruk Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tekli­
fi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Adalet Komisyonları Ra­
porları (2/820) (S. Sayısı: 1337)
533
5.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Bursa Milletveki­
li Faruk Çelik, Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili Eyüp
Fatsa, Hatay Milletvekili Sadullah Ergin, İstanbul Milletvekili İrfan Gün­
düz ve 194 Milletvekilinin; 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına
Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/1011) (S. Sayısı: 1408)
533:551,553:564,
' 564:576
6.- Adana Milletvekili Ayhan Zeynep Tekin Börü'nün Türk Medeni
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet Komis­
yonu Raporu (2/888) (S. Sayısı: 1262)
576
7.- Konut Edindirme Yardımı Hak Sahiplerine Ödeme Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve
Bütçe Komisyonları Raporları (1/1195) (S. Sayısı: 1216)
576
8.- Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun ile Bazı Ka­
nunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve İçişleri ile
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları Raporları (1/1212)
(S. Sayısı: 1225)
576
VI. - AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞ­
MALAR
524,551,564
1.- Ankara Milletvekili Oya Araslı'nm, Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ'ın, konuşmasında, partisine sataşması nedeniyle konuşması
524:525
2.- İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz'ün, Ankara Milletvekili Bayram
Ali Meral'in, konuşmasında, partisine sataşması nedeniyle konuşması
551:553
3.- Samsun Milletvekili Haluk Koç'un, Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu'nun, konuşmasında, partisine sataşması nedeniyle konuşması
564
VII. - OYLAMALAR
577
1.- Milletvekili Genel Seçimlerinin Yenilenmesine İlişkin Önergesi ve
Seçimin 22 Temmuz 2007 Pazar Günü Yapılmasına Dair Anayasa Komis­
yonu Raporu oylaması
-494-
577:586
TBMM
B: 98
3.5.2007
Savfa
VIII. - SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam araçlarına ve şo­
förlerine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı
(7/21726)
2.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam araçlarına ve şo­
förlerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet
Ali ŞAHİN'in cevabı (7/21767)
3.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, bir millî atle­
tin açıklaması üzerine açılan soruşturmaya ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/21797)
4.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya'da
kapalı spor salonu ve yüzme havuzu yapımına ilişkin sorusu ve Devlet Ba­
kanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/21798)
5.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, 2011 Erzurum Üniversiteler
Arası Kış Oyunları organizasyonuna ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/21799)
-495-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 15.03'te açılarak dört oturum yaptı.
Anayasa Mahkemesinin 1/5/2007 tarihinde vermiş olduğu karar gereğince, Cumhurbaşkanı se­
çimi için, Anayasa'nın 102'nci maddesi gereğince, Genel Kurulda yapılacak oylamalardan:
1/5/2007 tarihinde Anayasa Mahkemesince verilen karar doğrultusunda Cumhurbaşkanlığı se­
çimine ilişkin 2/5/2007 tarihinde gerçekleştirilecek oylamanın yapılmamasına;
Birinci oylamanın, 6 Mayıs 2007 Pazar günü saat 11.00'de başlayacak birleşimde yapılmasına;
Birinci oylamada toplantı yeter sayısı (367) sağlanamadığı takdirde, birinci oylamanın, 9 Mayıs
2007 Çarşamba günkü birleşimde saat 14.30'da tekrarlanmasına; toplantı yeter sayısının sağlanması
hâlinde ikinci oylamanın, 9 Mayıs 2007 Çarşamba günkü birleşimde saat 14.30'da yapılmasına;
Üçüncü ve dördüncü oylamalann sırasıyla 12 Mayıs 2007 Cumartesi günü saat 17.00'de ve 15
Mayıs 2007 Salı günü saat 19.30'da başlayacak birleşimlerde yapılmasına;
Bu amaçla 6 Mayıs Pazar ve 12 Mayıs Cumartesi günleri de Genel Kurulun toplanmasına;
Oylamalann ardından kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine;
Genel Kurulun 4, 5, 6, 7, 11, 12, 13, 14 Mayıs 2007 tarihlerinde toplanmasına ve bu birleşim­
lerde kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine;
2, 8, 9, 15 ve 16 Mayıs 2007 tarihli birleşimlerde sözlü sorular ile diğer denetim konularının
görüşülmeyerek kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine;
Genel Kurulun 2/5/2007 tarihli birleşiminde saat 22.00'ye kadar çalışmalarını sürdürmesine,
Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin oylamalann yapılacağı birleşimlerde Genel Kurulun saat 24.00'e
kadar çalışmasına, diğer günlerde çalışma sürelerinin 11.00-24.00 saatleri arasında olmasına;
2/1011 esas numaralı 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına Geçici Bir Madde Eklen­
mesine Dair Kanun Teklifi ile 4/455 esas numaralı milletvekili genel seçimlerinin yenilenmesi ve
seçimin 24 Haziran 2007 tarihinde yapılması hakkındaki önergenin kırk sekiz saat geçmeden Ana­
yasa Komisyonunda görüşülmesine;
İlişkin AK Parti Grubu önerisi, yapılan görüşmelerden sonra, kabul edildi.
Ali Dinçer'in vefatıyla boşalan Başkan Vekilliğine CHP Grubunca aday gösterilen Ankara Mil­
letvekili Yılmaz Ateş seçildi.
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:
l'inci sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifı'nin (2/212) (S. Sayısı: 305) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon ra­
poru henüz gelmediğinden;
2'nci sırasında bulunan, Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin (1/1030)
Sayısı: 904),
(S.
3'üncü sırasında bulunan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili Fa­
ruk Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair (2/820) (S. Sayısı: 1337),
5'inci sırasında bulunan, Adana Milletvekili Ayhan Zeynep Tekin Börü'nün; Türk Medeni Ka­
nununda Değişiklik Yapılmasına Dair (2/888) (S. Sayısı: 1262),
6'ncı sırasında bulunan, Konut Edindirme Yardımı Hak Sahiplerine Ödeme Yapılmasına Dair
(1/1195) (S. Sayısı: 1216),
7'nci sırasında bulunan, Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin (1/1212) (S. Sayısı; 1225),
-496-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
8'inci sırasında bulunan, Elektronik Ortamda İşlenen Suçların Önlenmesi ile 2559 ve 2937 Sa­
yılı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İstanbul Milletvekili Gülseren Topuz'un, Bilişim Sistemi Üzerinden Suç Teşkil Eden Zararlı Yayınlarla Mücadele Hakkında (1/1305,
2/958) (S. Sayısı: 1397),
9'uncu sırasında bulunan, Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, 12/9/1960 Tarihli ve 80 Sayılı Ka­
nun ile 24/6/1995 Tarihli ve 552 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Da­
ir (2/944) (S. Sayısı: 1400),
19'uncu sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ukrayna Hükümeti Arasında
Enerji Alanında İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair (1/1109)
(S. Sayısı: 1083),
20'nci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuri­
yeti Ulaştırma Bakanlığı Arasında Yapılan Lokomotif, Vagon ve Diğer Ray Hizmetlerini de Kapsa­
yan Demiryolu Araç ve Gereçlerinin Yapımı, Geliştirilmesi, Yenilenmesi, Bakımı ve Onarımı ile İl­
gili Karşılıklı Anlaşma Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair (1/936) (S. Sayı­
sı: 824),
21'inci sırasında bulunan, Adalete Uluslararası Erişim Hakkında Sözleşmenin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair (1/922) (S. Sayısı: 843),
Kanun Tasarı ve Teklifleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından;
Ertelendi.
4'üncü sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı
(EİT) Ticaret ve Kalkınma Bankası Arasında Merkez Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulun­
duğuna Dair Kanun Tasarısı (1/1307) (S. Sayısı: 1378), görüşmeleri tamamlanarak,
10'uncu sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas Krallığı Hükümeti Arasın­
da Karayolları Ulaşımı Altyapısı Teknik ve Bilimsel İşbirliği (1/1155) (S. Sayısı: 1327),
11'inci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kongo Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği Çerçeve (1/1167) (S. Sayısı: 1328),
12'nci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kenya Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ticaret ve Ekonomik İşbirliği (1/1172) (S. Sayısı: 1329),
13'üncü sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti ile Oman Sultanlığı Arasında Ticari Mübade­
le ve Ekonomik, Teknik, Bilimsel ve Kültürel İşbirliği (1/1102) (S. Sayısı: 1334),
14'üncü sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Madagaskar Cumhuriyeti Hü­
kümeti Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği (1/1179) (S. Sayısı: 1336),
15'inci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moritanya İslam Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği (1/1127) (S. Sayısı: 1335),
16'ncı sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İsrail Devleti Hükümeti Arasında
Sınai Araştırma-Geliştirme Alanında İşbirliği (1/1154) (S. Sayısı: 1107),
Anlaşmasının Onaylanmasının;
17'nci sırasında bulunan, WIPO İcralar ve Fonogramlar (1/1021) (S. Sayısı: 964),
18'inci sırasında bulunan, WIPO Telif Hakları (1/1027) (S. Sayısı: 966),
Andlaşmasına Katılmamızın;
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarıları, görüşmelerini müteakiben;
-497-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
Elektronik cihazla yapılan açık oylamalardan sonra, kabul edildi.
3 Mayıs 2007 Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 11.00'de toplanmak üzere, birleşime
20.40'ta son verildi.
Sadık Yakut
Başkan Vekili
Ahmet Küçük
Harun Tüfekçi
Çanakkale
Konya
Kâtip Üye
Kâtip Üye
No.: 136
II. - GELEN KAĞITLAR
3 Mayıs 2007 Perşembe
Teklifler
1.- Kastamonu Milletvekili Musa Sıvacıoğlu'nun; 5352 Sayılı Adli Sicil Kanunu ile 2802 Sa­
yılı Hakimler ve Savcılar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1012) (Adalet
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.4.2007)
2.- Ağrı Milletvekili Mehmet Kerim Yıldız ve 11 Milletvekilinin; Sağlık Bakanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tekli­
fi (2/1013) (Plan ve Bütçe, Anayasa ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonlarına) (Baş­
kanlığa geliş tarihi: 25.4.2007)
3.- Bursa Milletvekilleri Mehmet Emin Tutan ve Zafer Hıdıroğlu'nun; Mera Kanununda Deği­
şiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1014) (Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.4.2007)
Raporlar
1.- Bazı Kanunların Sağlık Kurulu Raporlarına İlişkin Hükümlerinde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/1350) (S. Sa­
yısı: 1405) (Dağıtma tarihi: 3.5.2007) (GÜNDEME)
2.- Antalya Milletvekili Fikret Badazlı'nın; 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununda Değişik­
lik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/995) (S. Sayısı:
1406) (Dağıtma tarihi: 3.5.2007) (GÜNDEME)
3.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ha­
tay Milletvekili Sadullah Ergin, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa, İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz,
Bursa Milletvekili Faruk Çelik ve 2 Milletvekilinin; Milletvekili Genel Seçimlerinin Yenilenmesi
ve Seçimin 24 Haziran 2007 Tarihinde Yapılması Hakkındaki Önergesi ve Anayasa Komisyonu Ra­
poru (4/455) (S. Sayısı: 1407) (Dağıtma tarihi: 3.5.2007) (GÜNDEME)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Bursa Milletvekili Faruk Çelik, Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa, Hatay Milletvekili Sadullah Ergin, İstan­
bul Milletvekili İrfan Gündüz ve 194 Milletvekilinin; 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası­
na Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/1011) (S.
Sayısı: 1408) (Dağıtma tarihi: 3.5.2007) (GÜNDEME)
-498-
TBMM
B: 98
3.5.2007
O: 1
3 Mayıs 2007 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 11.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKÇİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 98'inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır, gündeme geçiyoruz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın, Slovakya Ulusal Konseyi Başkanının davetine icabetle,
Bratislava'da düzenlenecek "Avrupa Birliği Parlamento Başkanları Konferansı"na katılmak üzere
Slovakya'ya resmî ziyarette bulunmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1261)
01 Mayıs 2007
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ın, Slovakya Ulusal Konseyi Başkanı'nın da­
vetine icabetle, Bratislava'da düzenlenecek "Avrupa Birliği Parlamento Başkanları Konferansı"na ka­
tılmak üzere Slovakya'ya gitmesi hususu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Dış İlişkilerinin Düzenlen­
mesi Hakkında 3620 sayılı Kanun'un 9. maddesi uyarınca Genel Kurul'un tasviplerine sunulur.
Bülent Arınç
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince bir önerisi vardır.
Okutuyorum:
IV. - ÖNERİLER
A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.- Gündemdeki sıralama ile 1408 sıra sayılı Anayasa Değişiklik Teklifı'nin ikinci tur oylama­
sının 06 Mayıs 2007 Pazar günü Cumhurbaşkanlığı seçimi oylamasından sonra yapılmasına ilişkin
AK Parti Grubu önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu 03.05.2007 Perşembe günü (bugün) yaptığı toplantıda siyasi parti grupları
arasında oybirliği sağlanamadığından, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince, Grubumuzun aşağı­
daki önerisinin Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Salih Kapusuz
Ankara
AK Parti Grubu Başkan Vekili
-499-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
0:1
Öneri
03.05.2007 Perşembe günkü (bugün) Gelen Kağıtlar Listesinde yayınlanan ve bastırılarak da­
ğıtılan 1407 Sıra Sayılı Önerge ile 1408 Sıra Sayılı Anayasa Değişiklik Teklifinin 48 saat geçme­
den bu kısmın 1. ve 5. sıralarına alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi;
1408 Sıra Sayılı Anayasa Değişiklik Teklifinin II. Tur Oylamasının 06 Mayıs 2007 Pazar gü­
nü 11. Cumhurbaşkanlığı oylamasından sonra yapılması;
Önerilmiştir.
BAŞKAN - AK Parti Grup önerisi aleyhinde söz isteyen Haluk Koç, Samsun Milletvekili.
Buyurun Sayın Koç. (CHP sıralarından alkışlar)
HALUK KOÇ (Samsun ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla se­
lamlıyorum. Bir Grup önerisi iktidar partisi tarafından sunulmuş durumda. Bu konudaki görüşleri­
mizi ifade etmek için huzurunuzdayım.
Şimdi Danışma Kurulundan çıkıp nefes nefese geldiğim için biraz soluklanarak konuşacağım.
Değerli arkadaşlarım, Danışma Kurulunda da ifade ettik, dün komisyonda da konuşuldu. Şim­
di, iki bölümlü bir Grup önerisi. Bunlardan birinci bölüm: Yirmi beş yaşındaki gençlerimize, yapı­
lacak olan seçimde seçilme hakkını sağlayabilmek için yapılacak Anayasa değişikliği. Cumhuriyet
Halk Partisi tüm samimiyetiyle bu Anayasa oylamasına "evet" diyecektir. Bu, birinci kısım.
İkinci kısım: Erken genel seçimlerin 22 Temmuz tarihinde yapılmasına ilişkin Meclis kararı
alınmasına dönük bir taleptir. Bu konudaki çekincelerimizi ifade ediyoruz.
Hemen bir olası demagojik yaklaşımı dışarıda tutmak için söylüyorum, sürekli olarak, Türki­
ye'nin, önündeki sıkıntıları yapılacak bir erken seçimle aşması gerektiğini ifade eden bir siyasi ku­
ruluşuz.
HASAN KARA (Kilis) - Daha erken mi olsun istiyorsunuz?
HALUK KOÇ (Devamla) - Geçen seneden itibaren, bu konuyu, Cumhurbaşkanlığı seçimlerin­
den önce bu seçimin yapılarak, yeni oluşacak millî iradenin Türkiye'nin yedi yılma, en üst noktada
karar vermesi gereken...
BAŞKAN - Sayın Koç, bir saniye.
Sayın milletvekilleri, salonda büyük bir uğultu var. Sayın Hatibin konuşması anlaşılamamak­
tadır, lütfen, sessizliğe davet ediyorum.
Buyurun Sayın Koç.
HALUK KOÇ (Devamla) - Sürekli olarak bunu dile getiren bir siyasi partiyiz.
Şimdi, eleştirilerimiz var, tespitlerimiz var. Bunları sağduyuyla konuşmamız gerekiyor. Bu, bir
önergeyle değiştirilebilecek bir husus değil. Ama, bunları sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Değerli arkadaşlarım, 22 Temmuz tarihi, temmuz ve ağustos ayları, Türkiye'nin koşulları içe­
risinde, uygun bir seçim tarihi değil.
MURAT YILDIRIM (Çorum) - Tamam, "haziran" diyelim.
HALUK KOÇ (Devamla) - Nereden çıkarttınız? diyeceksiniz. Herkes kendi bölgesindeki ko­
şulları düşünebilir. Çukurova'nın çoğu yayladadır, Karadeniz'in bir kısmı yayladadır, büyük kentler­
de bir tatil süreci vardır. Yani, biz, sandıkta çözüm, sandığı götürerek çözüm aramak gibi bir eyle­
min içindeyken, 22 Temmuz tarihi âdeta vatandaştan sandığı kaçırma eylemi gibi gözüküyor. (AK
Parti sıralarından "Allah, Allah!" sesleri, gürültüler)
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Haziranda yapalım o zaman! Haziranda yapalım, haziranda!
HALUK KOÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım...
-500-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
0:1
MURAT YILDIRIM (Çorum) - Haziran, haziran!
MEHMET ZİYA YERGÖK (Adana) - Tamam, haziranda olsun.
HALUK KOÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bunu...
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
HALUK KOÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bunu belirli düşüncelerle getirmiş olabilirsi­
niz, bunu savunmuş olabilirsiniz. Peki, 24 Haziran tarihli önergeye imza atan Adalet ve Kalkınma
Partili arkadaşlarımız, dün bizimle görüşmelerinde -24 Hazirandı- şahsen ne dedim: 22 Temmuz­
dan bir ay önce "evet" dedik -Sayın Kapusuz burada- "evet" dedik, fakat "teknik olarak uymuyor"
dediler.
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Kim dedi?
HALUK KOÇ (Devamla) - Peki, bir iktidar partisi, bu sürece gidecek bir önerge hazırlarken,
bu işin karar verme noktasındaki yargı organı Yüksek Seçim Kurulunda bir ön görüşme yapmadan
"24 Haziran"ı nasıl telaffuz edebildi? Onu ayrıca düşünmek gerekiyor.
İkincisi: Değerli arkadaşlarım, içinizde -benim gibi- devlet görevinden siyasete geçip milletve­
kili olanlar var. 3 Kasım 2002 seçimlerinden önce, devlet memurluğundan -aday olabilmek için- is­
tifa etme tarihi 8 Ağustos 2002 idi. Herkes kararını aldı, riskini aldı, seçilme-seçilmeme durumunu
tarttı ve istifa etti ya da etmedi. Şimdi, bu takvim, biraz sonra oylayacağınız takvim eğer geçerlilik
kazanırsa, aday olmak isteyen devlet memurları, cumartesi günü en geç saat 17.00'ye kadar istifa
etmek zorunda.
HASAN KARA (Kilis) - Haziran!
HALUK KOÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, olayın demokratik boyutunu da düşünmek
zorundayız. Diyeceksiniz ki, 24 Haziran olsa, daha erken olacak bu takvim. İşte, bütün bunları tar­
tışmamız gerekiyor, onu söylemek istiyoruz. Bunu söylemek istiyoruz. Burada bir...
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Seçimden kaçamazsınız!
MURAT YILDIRIM (Çorum) - Seçim, seçim!
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Seçimden kaçamazsınız! Yolunuz yok!
HALUK KOÇ (Devamla) - Şimdi, bakın, bakın...
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Başka yol yok! Seçim!
HALUK KOÇ (Devamla) - Bakın, sizin anladığınız şekilde, eğer bu "kaçma" lafı falan şeklin­
de bir şey söylerseniz, ben sizin istediğiniz şekilde cevap vermesini bilirim. Ben, o boyutta değil,
teknik yönden konuşmaya çalışıyorum. Eğer, o şekilde, bir kahvehane üslubuyla, kaçtı, kaçmadı
noktasına gelirseniz, o üslupta da konuşurum Sayın Kaçır. Ama, o üsluba bu kürsüde girmek iste­
miyorum.
HASAN KARA (Kilis) - Kacır'ı kaçıramazsınız.
HALUK KOÇ (Devamla) - Kimin ne olacağı belli olmaz, kimin ne olacağı belli olmaz.
Değerli arkadaşlarım, bu süreç içerisinde, bir kere daha ifade ediyorum, kaostan çıkarken yeni
kaoslara girmeyelim, seçim katılımının düşük olduğu bir seçim sonucuyla tekrar tartışma yaratma­
yalım.
Onun için, ben, önerilerinizi bir kere daha gözden geçirip, en uygun tarihin belirlenmesi nok­
tasında...
HASAN KARA (Kilis) - Ne zaman?
HALUK KOÇ (Devamla) -.. .neler yapılabileceğini tekrar huzurlarınızda tartışmak için söz al­
mış bulunuyorum.
-501-
TBMM
B: 98
3.5.2007
O: 1
HASAN KARA (Kilis) - Ne zaman?
HALUK KOÇ (Devamla) - Sayın Başkan, arkadaşlarımızla sürekli olarak bir konuşma nokta­
sında değilim kürsüde.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
HALUK KOÇ (Devamla) - Ben düşüncelerimi ifade etme noktasındayım, ama, sürekli olarak,
benden bireysel cevaplar istiyorlar, bireysel sorular yöneltiyorlar. Onlarla kuliste daha sonra konu­
şabiliriz.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - İstiyorsa, gelsin dışarıda verelim biz bireysel ce­
vaplar.
HALUK KOÇ (Devamla) - Şimdi, 22 Temmuz Pazar günü seçimlerin yenilenmesi kararı alı­
nır ise Meclis kararı olarak... Elimde Yüksek Seçim Kurulunun hazırladığı bir olası takvim var. Bu­
rada, 5 Mayıs 2007 Cumartesi günü, aday olabilmek için yasa gereği istifaları veya görevlerinden
ayrılmaları gerekenlerin görevlerinden ayrılma isteğinde bulunmalarının son günü. Bunu huzurları­
nıza getiriyorum.
Bir başkası, 6 Mayıs Pazar. 6 Mayıs Pazar, siyasi partilerden, tespit ve ilanı, hangi seçim çev­
relerinde, hangi usul ve esaslarla aday tespiti yapacaklarını Yüksek Seçim Kuruluna bildirmelerinin
istenmesi. Bu da bu pazar günü. Yani, ben şu çevrede ön seçim yapacağım, şu çevrede merkez yok­
laması yapacağım, bu da pazar günü bildirilecek.
HASAN KARA (Kilis) - Pazara çok var.
HALUK KOÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, Türkiye'de sadece Adalet ve Kalkınma Par­
tisi ile Cumhuriyet Halk Partisi ve Anavatan Partisi yok, Türkiye'de bu seçimlere girme hazırlığın­
da olan çok sayıda siyasi parti var. Yani, onlara, hiç olmazsa, kendi adaylarının tespiti yönünden,
hangi yöntemle aday seçeceklerini belirleyecekleri yönünde bir süre tanınması uygun değil mi? Bü­
tün bunların tartışılması gerekiyor.
HASAN KARA (Kilis) - Sayın Başkan...
HALUK KOÇ (Devamla) - Sayın Kara, siz komisyondasınız, ne olur, rica edin grup başkan ve­
killerinizden, gelin, şurada konuşun, ne olur.
HASAN KARA (Kilis) - Kayda alınıyor.
HALUK KOÇ (Devamla) - Hayır, gelin, şurada konuşun, herkes faydalansın. Ben sizi duyu­
yorum ama, sizin söylediklerinizi nakledemiyorum millete. Gelin burada konuşun, herkes faydalan­
sın. Onun için susun, dinleyin lütfen.
Evet, bu hususları bir kere daha huzurlarınıza getirmek istiyorum değerli arkadaşlarım. Yani,
seçimin daha erken olmasını istiyoruz, ama uygun tarihte olmasını istiyoruz, katılımın en üst nok­
tada olabileceği bir ortamın sağlandığı tarihte olmasını istiyoruz ve seçim takviminin de, o takvim­
de yer alan aşamaların, demokratik bir şekilde uygulanabilir olduğu bir tarihi belirlemenin, Türk de­
mokrasisi için yararlı olacağına inanıyoruz. Söylediklerimiz bu. Yoksa, efendim, seçimden kaçtı,
seçimden gitti... Seçimden kaçan niye erken seçim istesin; öyle bir şey olur mu? Öyle bir mantık
olur mu?
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - İstemiyorsunuz ki zaten.
HALUK KOÇ (Devamla) - Sayın Kaçır sen istiyorsun. Şimdi, ben kaçma noktasını söylersem,
çok mahcup olursun. Dün bir kısmını söyledim, yani o noktaya girmek istemiyorum, ama beni zor­
la söyletme noktasındasın sen. İstiyorsun, davet ediyorsun "söyle hocam" diyorsun. Ben de söyle­
yeyim o zaman.
BAŞKAN - Sayın Koç, lütfen karşılıklı konuşmayalım.
Sayın milletvekilleri, lütfen hatibe söz atmayalım.
-502-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
0:1
HALUK KOÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bu mantık sizi yanlış yere götürür. Hepimi­
zin istediği, en geniş katılımla, yeni ulusal milli iradenin belirleneceği bir Meclisin, 23'üncü Dönem
olarak görev yapacağı bir ortamı sağlamak. En vakurlu siyasi duruş bu ve artık, bu Meclisin... Dün
söyledim, ama bir kere daha ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu Meclisin, artık, bu kararlardan sonra yasama faaliyetine devam etme­
si şık değil. Anayasa tartışmaları var, etik değil. Siyasi ahlak bakımından sakıncaları var. Hükmü­
nü bitirmiş bir Parlamentoyuz, onu kabul edelim, bunu olgunlukla kabul edelim ve ondan sonra ıs­
rar etmeyelim. Türkiye'yi zorlamayalım, demokrasiyi zorlamayalım, koşulları zorlamayalım. Bir si­
yasi vakur içerisinde görevimizi iyi veya kötü 22'nci Dönemde tamamladık. Vatan sağ olsun deyip,
gitmesini bilelim. Gitmesini bilelim ve yenileri gelsin. İnşallah siz de yeni gelenler arasında olursu­
nuz; biraz zor gözüküyor ama.
Saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Koç.
AK Parti Grup önerisi lehinde söz isteyen Muzaffer Kurtulmuşoğlu, Ankara Milletvekili.
(Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
MUZAFFER R. KURTULMUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sözle­
rime başlamadan evvel hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir kere, yirmi beş yaşın erkene alınıp seçimlere katılmasına karşı değiliz parti olarak. Erken
seçimin de yapılmasına karşı değiliz. Ama, bir şeyi söylemek mecburiyetindeyim: Şimdi, partiler
ön seçim yaparsa ne olacak? Bir takvim yok. Devlet memuru ne zaman istifa edecek? Tabii ki, Yük­
sek Seçim Kurulu bunları yapacak. Ama nedir? Önümüzde hiçbir şey yok. Keşke, hep böyle, ka­
nunlar önümüze birden bire gelirken bir şeyleri de getirseydi, daha iyi olurdu diye düşünüyorum.
Aleyhte söz istedim, "aleyhte dolu" dediler. Ee, şimdi, bunun da... Elbette ki, seçime karşı ol­
madığımıza göre, seçimin yapılmasında bir mahzur görmediğimize göre, ama, bir düşünün, yarın,
Yüksek Seçim Kurulu "İstifa edecek devlet memurları üç gün içinde." dese -ki, tabii, o yapacak
onu- nasıl, adam karar verecek birdenbire? Hangi partiyle konuştu veya gireceği partinin ilgilileriy­
le konuşma vakti var mı? Yok.
Temmuzun 24'ü... Hep diyoruz ki: "10 milyon vatandaş sandığa gitmedi." Ee, bu sene? Bu se­
ne, eğer 24 Temmuz olduğunda daha da çok gitmeyecek. Ne olursa olsun, ben, bu seçim yasasının
22 Temmuzda yapılmasına karşı olarak burada bulunuyorum. Bir kere, devlet memuru olarak, dev­
let memurları ne yapacak; onu öğrenmek istiyorum.
İkinci öğrenmek istediğim konu, partiler, ön seçim yaparsa nasıl yapacaklar; onu öğrenmek is­
tiyorum.
Tekrar, bu seçimlerde yirmi beş yaşını dolduran insanların aday olmasına, 67'nin değişmesine
karşı değiliz, birlikteyiz. Burada bu yasa görüşülürken bunları da göz önüne almasını istiyorum ik­
tidarın ve muhalefetin.
Hepinize sevgi ve saygılar sunuyorum. Hoşça kalın. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kurtulmuşoğlu.
AK Parti Grup Önerisi aleyhinde söz isteyen Ali Topuz, İstanbul milletvekili.
HALUK KOÇ (Samsun) - Atilla Kart, konuşacak.
BAŞKAN - Atilla Kart, Konya milletvekili.
Sayın Kart, buyurun.
ATİLLA KART (Konya) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Grup önerisi üzerinde aleyhte
söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
-503-
TBMM
B: 98
3.5.2007
O: 1
Değerli arkadaşlarım, Türkiye, bir Cumhurbaşkanlığı süreci yaşıyor. Cumhurbaşkanlığı süre­
ciyle ilgili olarak, bilindiği üzere, Anayasa'nın 102'nci maddesinde çok açık bir düzenleme var. Bu­
rada, 102'nci maddede, Cumhurbaşkanlığı süreciyle paralel olarak, bununla bağlı olarak, bunun so­
nucu olarak Meclisin yenilenmesi zorunluluğu var. Cumhurbaşkanı seçildiği takdirde, elbette, bu
hüküm işlemeyecek, ama, Cumhurbaşkanı seçimi sonuçlanmadığı takdirde Meclis yenilenecek. Bu­
rada bir tereddüt yok. Yani, burada bir anayasal düzenleme söz konusu. Bu anayasal düzenleme söz
konusu iken, ortada iken ve sonuçlanmamış iken yeni bir Meclis kararıyla veya yasal düzenlemey­
le, yani Anayasa'nın 77'nci maddesiyle veyahut İç Tüzük'ün 95'inci maddesiyle düzenleme yapıl­
ması öncelikle yasal anlamda ve anayasal anlamda birtakım çelişkiler yaratacaktır, telafi edilmesi
mümkün olmayan sonuçlar yaratacaktır.
Anayasal süreç açıklık kazanmadan yasal ve İç Tüzük yoluyla bu süreci sakatlayacak yeni bir
girişimin yapılması Anayasa'ya aykırıdır değerli arkadaşlarım. Bunu öncelikle ifade etmek istiyo­
rum. Bu ihlal edildiği takdirde ne olur? Bu ihlal edildiği takdirde, birbiriyle bağdaşmayan sonuçlar
doğar. Bu ihlal edildiği takdirde, siyasi anlamda ve hukuki anlamda bir kaos süreci devam eder, şu
andaki kaosu daha da derinleştirmiş oluruz. Bunu, önemle dikkat ve takdirlerinize sunuyorum, sağ­
duyunuza bu noktada sesleniyorum. Bunu ifade ederken, altını çizerek ifade ediyorum, vurguluyo­
rum ki, şu noktada polemiğe kaçmayalım: Cumhuriyet Halk Partisinin seçimden kaçması söz konu­
su değil. Bir yıldır bu süreci biz dile getiriyoruz. Ama, önemli olan nedir, geldiğimiz noktada önem­
li olan nedir? Bu seçimin sağlıklı bir şekilde yapılması. Yani, artık hem toplumsal anlamda hem
anayasal anlamda doğmuş olan bu seçim sürecinin sağlıklı bir şekilde yapılması gereğini dile geti­
riyoruz.
Bakın, değerli arkadaşlarım, dün Anayasa Komisyonunda saat 21.00 civarında bu konuları tar­
tıştık. Orada Yüksek Seçim Kurulu Başkanı ve yetkilileri çok açık bir şekilde, asgari ölçüler uygu­
landığı takdirde seksen günlük bir süreye ihtiyaç olduğunu ifade ettiler. Bu asgari süreyi uygular­
ken ne yaptıklarını da ifade ettiler. On beş günlük itiraz süresini, yedi günlük askı süresini bir güne
indirdiklerini ifade ettiler. E, böyle bir süreç, böyle bir süreç... Bu durumda sağlıklı bir seçimin ya­
pılması mümkün mü değerli arkadaşlarım? Bu doğru değil. Devamını söyleyeyim: Bakın, biraz ev­
vel Sayın Koç da ifade ettiler, bakın, 4 Mayısta, bu önerge kabul edildiği takdirde, 4 Mayısta yasal
seçim süreci başlıyor. Buyurun, 5 Mayısta devlet memurlarının istifa etmesinin son günü.
HASAN KARA (Kilis) - Böyle bir tarihiniz var mı, söyleyin?
ATİLLA KART (Devamla) - Bakın, çok güzel ifade ediyorsunuz, alternatif tarihiniz var mı?
BAŞKAN - Sayın Kart, lütfen karşılıklı konuşmayalım, Genel Kurula hitap edin.
ATİLLA KART (Devamla) - Bunları konuşmak gerekiyor işte. Bunları oturup, anayasal zemin­
de, bunları oturup, Meclis zemininde konuşmak gerekiyor değerli arkadaşlarım.
Bakın, bir taraftan, neyi düzenledik biz dün Anayasa Komisyonu olarak? Yirmi beş yaşa iliş­
kin olarak, o yurttaşlarımızın da bu seçimden yararlanması için 67'nci maddeyi, Anayasa'nın 67'inci maddesine bir istisna hükmü getirdik -ne güzel- seçilmeyi daha da yoğunlaştırmak için, daha ge­
niş bir seçilme oranını sağlamak için. Ama, öbür taraftan ne yapıyoruz yaptığımız düzenlemeyle?
Kendimizle çelişkiye düşüyoruz. Kamu görevlilerinin, böylesine önemli bir seçime katılmasını en­
gelliyoruz. Hangi kamu görevlisinden, hayatını, istikbalini, geleceğini, bu kadar önemli bir şekilde
etkileyecek bir kararı bir gün içinde vermesini bekleyebilirsiniz? Bu mümkün mü değerli arkadaş­
larım? Bu mümkün değil.
Bakın, Sayın Koç ifade etti, 2002 seçimlerinde, bu tarih 8 Ağustosta başladı, yani, aşağı yuka­
rı, üç ay evvel başladı veya iki buçuk ay evvel başladı. Bunlar ne kadar önemli kararlar. Hem kişi­
sel anlamda hem toplumsal anlamda son derece önemli kararlar. Burada ne yapıyoruz biz? Getirdi­
ğimiz bu öneriyle, bu önergeyle, kamu görevlilerinin genel seçimlere, ülkenin kaderini etkileyecek
genel seçimlere katılmasını engelliyoruz. Bunun yanında neyi engelliyoruz? İç Anadolu'da, hasat
-504-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
0:1
dönemindeki insanlarımızın, hasat dönemindeki insanlarımızın bu seçime katılmasını engelliyoruz.
Çok iyi biliyoruz ki, İç Anadolu'da çifte ikametgâh durumu vardır. Bu insanlar Konya'da ikamet
eder, ama seçim zamanı ilçelere gider. Bu durum Akdeniz için de söz konusu, bu durum Karadeniz
için de söz konusu. Bu noktada katılımı engelliyorsunuz değerli arkadaşlarım. Bu noktada, bakın,
sizleri biraz daha ciddi davranmaya davet ediyorum. İşin popülizm tarafından kaçıp, sağlıksız bir
seçime yol açacak girişimlerden kaçınmaya davet ediyorum.
Bizim için seçimin 24 Haziran olması, 22 Temmuz olması, bu hiç fark etmiyor. Ama, bunu
inançla ifade ediyorum ki, şu yaptığınız uygulamayla yeni bir kaosu başlatıyorsunuz ve bunun ya­
nında da seçime katılım oranını ciddi anlamda düşürüyorsunuz, engelliyorsunuz. Bu dediğim sakın­
calar sadece Cumhuriyet Halk Partisi için değil, bütün partiler için söz konusu. Burada amaç, ola­
bildiğince en geniş katılımın yapılmasını sağlamak değil mi değerli arkadaşlarım? Şu yaptığımızı...
Lütfen, bakın, şu somut olarak açıkladığımız gerekçelere birileri gelsin açıklama yapsın.
İç Anadolu'yu, Karadeniz'i, Akdeniz'i, oradaki sosyolojik şartları bir tarafa bırakıyorum, ama,
her şeyden evvel bu 5 Mayıs olayına bir açıklama getirmeniz gerekir. Yani, şu uygulamayla bunun
anlamı şu değil midir? Kamu görevlilerinin biz genel seçimde aday olmasını engelliyoruz. Bunun
bir gerekçesi olabilir mi, bunun bir açıklaması olabilir mi değerli arkadaşlarım? Bunu lütfen sorgu­
layalım, bunları lütfen değerlendirelim.
Bu noktada polemik yapmak yerine, popülizm politikaları yapmak yerine, gelin, sağduyulu bir
şekilde, sorumlu bir şekilde bu takvimin yeniden gözden geçirilmesinin yolunu açalım, değerlendir­
me yapalım. Bunun için üç gün beş gün süre gerekmez, bu saatler içinde halledilebilecek olan bir
olaydır. Yeter ki, bu noktada iyi niyetli ve yapıcı olalım.
Bu düşüncelerle, ben, Genel Kurulu bir kez daha sorumlu ve sağduyulu davranmaya davet edi­
yor ve saygılarımı sunuyorum.(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kart.
AK Parti Grup önerisi lehinde söz isteyen Salih Kapusuz, Ankara Milletvekili. (AK Parti sıra­
larından alkışlar)
Buyurun Sayın Kapusuz.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi say­
gıyla selamlıyorum.
Millet iradesinin tecelligâhı olarak ifade edilen Türkiye Büyük Millet Meclisi, bugün, tarihî bir
göreve daha imzasını koyacaktır. Milletimiz, alınmakta olan kararları, yaşanmakta olan süreçleri
dikkatle takip etmektedir. Bu süreçte, milletimiz açısından geçmişte yaşanmış olan birçok yanlış
tecrübeler, hatalı davranışlar, ülkemizde yaşanan demokrasi adına sıkıcı, üzücü olaylar geride kal­
mış derken, üzülerek ifade ederim ki, yeni süreçler, yeni dönemler, yaşanmaması gerekli olanlar,
maalesef, bir kez daha Türk milletinin önüne getirilmek istenmektedir. Anayasa'da yazılı görevler
gereği Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanını seçmekle görevlendirilmiş. Bu süreç, hu­
kuki veyahut da değil, bir tartışma sonucu tıkatılmıştır. Öncüleri buradadır. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Çankaya'ya kimin çıkacağına elbette karar verecek olan biziz!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Dolayısıyla, böyle bir ortamda, siz "Ben iki yıl önce seçim is­
tedim, bir yıldır erken seçim diyorum." dersiniz, arkasından da hazırlıksız olduğunuzu, samimi ol­
madığınızı kendiniz ifade ediyorsunuz. (AK Parti sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
BAYRAM ALİ MERAL (Ankara) - Ne alakası var?
ATİLA EMEK (Antalya) - Hiç yakışıyor mu?
İSMET ATALAY (İstanbul) - Ayıp, ayıp!
-505-
TBMM
B: 98
3.5.2007
O: 1
ATİLA EMEK (Antalya) - Ayıp!
İ. SAMİ TANDOĞDU (Ordu) - Çok ayıp ya!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bir siyasi partinin teşkilatlanma yapısına baktığımda, bütün
siyasi partilerde seçim işleri başkanlığı vardır. Seçim işleri başkanlığı, öngörerek, strateji ve taktik­
lerini belirleyerek hesap yapar. Seçim ne zaman olacak? Zaten kasımda seçim olacak. E, peki, böy­
le olmasına rağmen, "erken seçim, erken seçim" diye sizler her gün televizyon televizyon konuşur­
sunuz, ondan sonra da seçim gelince "Efendim, ani oldu, hazırlıklar yok, yeterli değil, zaman yeter­
sizdir, yaz dönemine geldi, plaj dönemine geldi." gibi birtakım gerekçelerin arkasına sığınmayın.
(AK Parti sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Değerli arkadaşlar, hepimiz millete güvenmeliyiz, hepimiz, sandığa güvenmeliyiz ve milletin
terazisine çıkmaktan da korkmamalıyız. (AK Parti sıralarından alkışlar) Bazıları çok iyi bilirler,
geçmişte yaşandı; açık oy, gizli tasnif dönemleri geride kalmıştır. (AK Parti sıralarından alkışlar)
NAİL KAMACI (Antalya) - Geç bunları geç! Sayın Başkan, geç bunları artık!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Herhalde, hiç kimse de sandıksız demokrasi istemiyor. Böyle
bir talebiniz var mı? Yok. (AK Parti sıralarından "Var, var, onlar" sesleri) Sandıksız demokrasi ol­
maz arkadaşlar! Er geç, sandık, milletin arzusu gereği öne gelir.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Demokrasiyi kirletmeye kalkıyorsun sen! Ağzına yakışmıyor o ke­
lime, "demokrasi" kelimesi ağzına yakışmıyor!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Şimdi, bakın, bir hatırlatma yapmak istiyorum.
NAİL KAMACI (Antalya) - Mecbur kaldınız getirmeye.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Hiç kimse, milletin vermediği bir göreve de talip olmaya kalk­
masın. Millet, iktidar görevi verirse iktidar olursunuz, muhalefet görevi verirse muhalefet olursunuz.
Millet başbakanlık verirse başbakan olursunuz, başbakanlık vermezse vermediği yerde kalırsınız.
ATİLA EMEK (Antalya) - Şimdi siz de öyle olacaksınız!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Hatırlayın, bundan önceki iktidar döneminde üçlü, dörtlü koa­
lisyon vardı, siz de Meclisin dışındaydınız. Bakın, onlardan hiçbiri burada yok.
NAİL KAMACI (Antalya) - Sen de kalacaksın!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Hiçbiri yok, ama, demek ki millet...
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Siz neredeydiniz Salih Bey? Saadet Partisi neredey­
di, Fazilet Partisi neredeydi?
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - ...kendi terazisinin üzerine helkesini çıkartır, tartar, ölçer, bi­
çer, kararını da verir; istediğini iktidara, istediğini muhalefete, istediğini de sandığa gömer.
Değerli arkadaşlar, bakınız, süreçle ilgili kısa bir bilgi vermek istiyorum. Evet, normal sürecin­
de işleyen, 4 Kasım tarihi itibarıyla da seçimlerin yapılacağını beraber karar altına aldık mı? Aldık.
Süreç böyle işlerken, yedinci yılını dolduran Cumhurbaşkanlığı seçimleri, Anayasa görevi gereği
olarak önümüze geldi mi? Geldi. Ama, orada bir tıkanma oldu mu? O da oldu. Peki, ne yapacağım?
Milletten başka, benim gidebileceğim başka bir yer yok. Sizin varsa bilmiyorum açıkçası. (AK Par­
ti sıralarından alkışlar) Bizim gideceğimiz tek yer, güvendiğimiz tek makam, demokrasiye inancı­
mız gereği, yüce Türk milletinin bağrıdır; hangi görevi verirse baş tacıdır. (AK Parti sıralarından
"Bravo" sesleri, alkışlar)
NAİL KAMACI (Antalya) - Araç olarak kullanıyorsunuz demokrasiyi!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bizler, 24 Haziranı en erken seçim tarihi
olarak gördük, bu çerçevede açıklama yaptık. Neden? Geçmişte yapılmış olan seçim takvimlerine
baktık -bu seçim takvimlerini biz düzenlemedik- yapılan seçim tarihleri itibarıyla günleri değerlen-506-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
0:1
dirdik. Bakınız, 1957 yılında kırk altı günde yapılmış seçimler, 1977'de altmış bir günde yapılmış,
1987'de kırk üç günde yapılmış, 1991'de elli yedi günde yapılmış, 1995'te elli sekiz günde yapılmış,
2002'de de seksen dokuz günde yapılmış. Lütfen, dikkat buyurun. Bu takvimleri önümüze koyduk,
en erken takvim -Yüksek Seçim Kurulu adına gazetelerde çıkan beyanları da okuduk- iki ay gözü­
küyordu. O hâlde, demek ki, 24 Haziranda bu seçimler yapılabilir dedik, önerimizi getirdik. Arka­
daşlarım da ifade etti, Anavatan Partisi grup başkan vekili arkadaşlarımın yanına gittim, "Takvim
konusunda düşünceniz var mı, siz de önerge verecek misiniz?" diye sordum. Onlar, "8 Temmuz ola­
bilir mi, kongremiz var" dedi. Sayın Başbakanımızla irtibat kurduk, olumlu karşıladı. Ayrıca, Cum­
huriyet Halk Partisine gittik, üç grup başkan vekili arkadaşımızla beraber oturduk, takvim konusun­
daki düşüncelerini sorduk. Kişisel olarak, Haluk Koç Bey "24 uygundur" dedi, "kurumsal olarak da
konuşacağız, size cevap vereceğiz." Ben kendilerine dedim ki: "Değerli arkadaşlar, geçmiş tarihte­
ki bütün seçim dönemlerini inceleyip geldiğim için söylüyorum, bütün siyasi partiler, erken seçim­
de önerge vermişler. Eğer önergeniz olursa, bugün görüşülecek olan -yani, dünü kastediyorum- ak­
şam Anayasa Komisyonunda görüşülecek olan bu önerge, sizin de, oraya intikal ederse, bunu da
orada, beraber değerlendiririz."
Akşam Anayasa Komisyonumuz bu konuyla ilgili toplandı. Yüksek Seçim Kurulu Başkan ve
Vekili de bu toplantıya katıldılar. Ben, önerge sahibi sıfatımla, bu konularla ilgili düşüncelerimizi,
niçin 24'ü düşündüğümüzü ifade ettim, "ama arkadaşlarımızın katkılarına da açığız" dedim. Başkan,
Yüksek Seçim Kurulu Başkanına söz verdi. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı aynen şunu söyledi:
"Efendim, biz, bu gelişmeler karşısında -dün için- toplandık, saatlerce kurul olarak çalışma yaptık,
bütün siyasi partileri, geçmişteki seçim kanunlarını ve Siyasi Partiler Kanunu'nu, aynı zamanda geç­
mişteki seçim takvimlerini inceledik, bir taslak olarak incelemelerimiz sonunda, 22 Temmuzdan ön­
ce bunu yapamıyoruz." Hem muhalefetten hem bizden acaba bu takvim konusunda biraz daha es­
neklik yapılabilirlik söz konusu mudur diye incelemeler, sorgulamalar yapıldı. Yüksek Seçim Ku­
rulu Başkanımız, 4 Mayıs itibarıyla takvimi yapabilirsek, ancak seksen günde bu hayat bulabilir,
seksen günde, seçimlerin 22 Temmuzda yapılması mümkün olabilir -bunun dışında bir başka dü­
şünceyle takvimde oynamaya kalkarsak, ne yapamayız? Seçimlerin hukukiliği sürecine sıkıntı dü­
şürürüz; aksi takdirde, sıkıntılı bir seçim- tarih boyu, seçimlerimizin siyasi değerlendirilmesi yapıl­
mış, ama, hukuki değerlendirmesinde Yüksek Seçim Kurulunun uygulamalarında hiçbir dönem
şikâyet olmamış, buna gölge düşürmememiz gerekli olduğunu ifade etti. Biz de anladık ki, ne ka­
dar zorlasak daha önceye çekemiyoruz. Seçimlerin de Türk ekonomisi açısından, Türk demokrasi­
si açısından, milletimizin beklentisi açısından, siyasi partilerin kendilerini bağlayan hemen seçim
arzularından daha geriye gitme şansımız yok.
Peki, sormak istiyorum: Değerli arkadaşlar, şimdi, siz özellikle vatandaşın yaz dönemi sebep­
leriyle -iş olabilir, tatil olabilir, yayla olabilir- başka sebeplerle katılmamalarından, katılamamala­
rından belki endişe duyuyorsunuz. Peki, mevsim ne? Şu anda mayıs ayındayız. Siz niye Meclise
gelmiyorsunuz?
BAYRAM ALÎ MERAL (Ankara) - Siz niye gelmiyorsunuz?
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Niye? Millet sandığa gelmezse, bundan endişe duyuyorsunuz
da, siz Meclise gelmekten niye endişe duymuyorsunuz? (AK Parti sıralarından "Bravo" sesleri, al­
kışlar; CHP sıralarından gürültüler)
BAYRAM ALİ MERAL (Ankara) - Hayır, hayır... Siz niye gelmiyorsunuz?
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Niye burayı terk ediyorsunuz? Görevinizin başına gelin, ada­
yınızı koyun, tavrınızı orta yere koyun.
BAYRAM ALİ MERAL (Ankara) - Günlerdir toplanamıyorsunuz. Siz niye gelmiyorsunuz?
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Günlerdir toplanamıyorsunuz.
-507-
TBMM
B: 98
3.5.2007
O: 1
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bu millet de sizi görsün. Bu millet zaten sizi biliyor ama, da­
ha net görsün. (CHP sıralarından gürültüler)
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Bu millet sizi öğrendi...
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakınız, biraz önceki, takvimle ilgili ola­
rak arkadaşlarımız memurların istifasından bahsetti. Bir memur arkadaşımızın...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kapusuz, lütfen, toparlar mısınız.
Buyurun.
ATİLA EMEK (Antalya) - Kendini kaybetti ya!
NAİL KAMACI (Antalya) - Kendini toparlasın!
ATİLA EMEK (Antalya) - Toparla, toparla kendini.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bir memur arkadaşımız, kamu görevlisi bir
kardeşimiz eğer siyaset yapmak istiyorsa, o kafasına koyduğu için hiç tereddütsüz istifasını aynı
gün verir. Korkmayın, onlardan endişe duymayın, onları da bahane etmeyin yalnız.
ATİLA EMEK (Antalya) - Korku sende, korku!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Onları bahane etmeyin.
ATİLA EMEK (Antalya) - Korku siz de!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bakınız, değerli arkadaşlar, biraz önceki takvimin ilk madde­
sini okuyorum not olarak. Diyor ki Yüksek Seçim Kurulu: "İlgili kânunlarda öngörülen bazı süre­
ler 1839 sayılı Kanun'un 9'uncu maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak kısaltılmıştır." Yani, "Ora­
da Yüksek Seçim Kurulu yanlışlık yapıyor, bunu kısaltabilir mi kısaltamaz mı..." Milletimizin yan­
lış anlamalarına fırsat vermeye gerek yok. Yapılan her şey hukukidir. Zamanlaması erken olsa bi­
zim için tercihti, ama, bir zaruret olarak 22 Temmuz ise, milletimiz canı gönülden gelecek, tercihi­
ni, oyunu sandıkta herkese gösterecektir. Millî iradeye saygılıyız, millete saygılıyız, milletimize gü­
veniyoruz, demokrasiye inanıyoruz. Türkiye'nin laik, sosyal bir hukuk devleti olduğu konusunda
hiç kimsenin endişesi olmasın ki...
NAİL KAMACI (Antalya) - Geç, geç... Geç kaldın!
ATİLA EMEK (Antalya) - Çok geç kaldın, çok!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - ...buna sahiplenme görüntüsü veren herkesten daha fazla sa­
hip çıkmaya hazır olduğumuzu, inandığımızı ifade ediyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıraların­
dan alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kapusuz.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul et­
meyenler. .. Kabul edilmiştir.
Gündemin "Kanun Tasan ve Teklifleri İle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.
Alınan karar gereğince, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili
Salih Kapusuz, Hatay Milletvekili Sadullah Ergin, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa, İstanbul Milletve­
kili İrfan Gündüz, Bursa Milletvekili Faruk Çelik ve 2 Milletvekilinin, Milletvekili Genel Seçimle­
rinin Yenilenmesi ve Seçimin 24 Haziran 2007 Tarihinde Yapılması Hakkındaki Önergesi ve Ana­
yasa Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine başlıyoruz.
-508-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
0:1
V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ ÎLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ha­
tay Milletvekili Sadullah Ergin, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa, istanbul Milletvekili irfan Gündüz,
Bursa Milletvekili Faruk Çelik ve 2 Milletvekilinin; Milletvekili Genel Seçimlerinin Yenilenmesine
İlişkin Önergesi ve Seçimin 22 Temmuz 2007 Pazar Günü Yapılmasına Dair Anayasa Komisyonu
Raporu (4/455) (S.Say ısı: 1407) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet?
ATİLA EMEK (Antalya) - Salih Bey, nerede Komisyon?
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Burada efendim, burada.
BAŞKAN - Anayasa Komisyonu?
NAİL KAMACI (Antalya) - Ya, bulamıyorsunuz! Komisyon yok.
ATİLA EMEK (Antalya) - Hani Komisyon? Hani Komisyon? Hani nerede Komisyon?
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Ara ver Başkan.
NAİL KAMACI (Antalya) - Yok. (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet burada.
Komisyon raporu 1407 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Komisyon raporu üzerinde İç Tüzük'ün 72'nci maddesi uyarınca görüşme açıyorum.
Konuşma süreleri gruplar, Komisyon ve Hükümet adına yirmişer, şahıslar adına onar dakikadır.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz isteyen Sadullah Ergin, Hatay Milletvekili...
Yerine, Eyüp Fatsa, Ordu Milletvekili.
Buyurun Sayın Fatsa. (AK Parti sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA EYÜP FATSA (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arka­
daşlarım; seçimlerin erkene alınmasıyla alakalı vermiş olduğumuz teklif üzerinde AK Parti Grubu
adına söz aldım. Bu vesileyle Başkanlık makamını ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, vermiş olduğumuz bu teklifin içeriğine gelmeden önce, bu sürece nasıl gel­
diğimizi sizlerle paylaşmak istiyorum. Değerli arkadaşlar, hatırlanacağı üzere, gerek ana muhalefet
gerek Meclis içindeki muhalefet ve gerekse Meclis dışındaki muhalefet, yaklaşık iki seneyi aşkın
bir süreden beri Türkiye'nin derhâl bir erken seçime gitmesi noktasında ısrarlı talebi hepimizin ve
kamuoyunun bilgisi dahilindedir. Bunlar, milletimizin hafızasındadır. Grup başkan vekili arkadaş­
larımızla beraber muhalefetin de derhâl ve hemen seçim çağrısını dikkate alarak bir teklif verdik.
Bu teklifte seçimlerin 24 Haziranda yapılmasını talep ettik. Ancak, Yüksek Seçim Kurulunun çı­
kartmış olduğu takvim ve siyasi partilerin de ön seçim yapacaklarını ifadelerinden hareketle Yük­
sek Seçim Kurulu, şimdi herkesin elinde olan, mümkün olabilen en erken tarihte seçimin hangi şart­
larda yapılabileceğiyle ilgili takvim hepimizin elindedir. Kamuoyuyla beraber de bu takvim siyasi
partilerin ön seçim talepleri de dikkate alınarak hazırlanmış bir takvimdir. Ben bu teklifin dün Ana­
yasa Komisyonunda görüşülmesine şahitlik ettim. Orada bu teklifin nasıl tartışıldığını, muhalefetin
nasıl buna itiraz ettiğini, seçimi ötelemenin gayret ve telaşını nasıl sergilediğini -zaten komisyon tu­
tanaklarında da bunlar vardır- biraz önce grup önerisi olarak Genel Kurul gündemine getirmiş ol­
duğumuz öneride de muhalefetin seçimi nasıl erteleme gayretleri içerisine girdiğini, daha geriye
öteleme gayretleri içerisine girdiğini hep beraber gördük, daha yeni.
(x) 1407 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
-509-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
0:1
Değerli arkadaşlar, bakın, hem mümkün olan en kısa zamanda, iki seneden beri seçim isteye­
ceksin hem de seçim takvimi önüne geldiği zaman "bundan nasıl kaçacağım" diye bahaneler uydur­
mak suretiyle yan çizeceksin. Bu tutarsızlıktır. Bu tutarsızlıktır.
HALUK KOÇ (Samsun) - Yakışmıyor Eyüp Bey, ayıp!
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Bahane uyduran yok.
EYÜP FATSA (Devamla) - Biz inanıyoruz ki, iki seneden beri erken seçim isteyen siyasi par­
tiler mutlaka gerekli hazırlıklarını...
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Seçim olmasın diyen mi var?
EYÜP FATSA (Devamla) - ...ön hazırlıklarını yapmak suretiyle millî iradeye başvurmanın
bütün gereklerini ve şartlarını yerine getirmiş olması lazım. Yoksa, şimdi söylediğiniz, şimdi baş­
vurduğunuz, şimdi yan çizmek için, seçimden kaçmak için...
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Yan çizen kim? Siz yan çizdiniz bugüne kadar.
EYÜP FATSA (Devamla). ..ileri sürdüğünüz bahanelerin geçmiş talepleriniz için de geçerli ol­
duğuna inanıyorum. Niye? O gün de samimi değildiniz. Millete gitmekten korkuyorsunuz, milletin
iradesine, millî iradeye başvurmaktan çekiniyorsunuz, çekiniyorsunuz.
BAYRAM ALİ MERAL (Ankara) - Fatsa'da cemseye sığınan milletten korkmuyor da bize ne
oluyor!
BAŞKAN - Sayın Meral, lütfen...
BAYRAM ALİ MERAL (Ankara) - Askerî cemseye sığınan milletten korkmuyor da... Size ne
oluyor Allah aşkına! Size ne oluyor!
BAŞKAN - Sayın Meral... Sayın Meral...
EYÜP FATSA (Devamla) - Değerli arkadaşlar... Değerli arkadaşlar...
Sayın Başkan... Sayın Başkan...
BAŞKAN - Uyardım Sayın Fatsa, buyurun.
EYÜP FATSA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bu sürece nasıl geldiğimizi aziz milletimiz gün­
begün, kare kare takip ediyor ve biliyor. Kimlerin millî iradeye inandığını, kimlerin millî iradeden
kaçtığını, kimlerin seçim konusunda samimi olduğunu, kimlerin samimi olmadığını artık bütün mil­
letimiz görmüştür. Biz isterdik ki, iki seneden beri her zeminde seçim isteyen, erken seçim isteyen,
hemen seçim isteyen... Kayıtlar burada, tek tek bunları gösterebilirim; kimler, hangi siyasi parti li­
deri ne söylemiş, ne zaman söylemiş, bütün bunların hepsini gösterebilirim. Dolayısıyla, değerli ar­
kadaşlar, millî iradeye başvurma noktasında, millî iradenin vereceği karara ve hakemliğe başvurma
noktasında kimlerin samimi olup olmadığını hep beraber gördük.
Değerli arkadaşlar, bakın, biraz önce ve dün akşam komisyonlarda bu teklif tartışılırken özel­
likle muhalefet sözcülerinin ortaya koyduğu gerekçeleri kabul etmek, inandırıcı bulmak da müm­
kün değildir, mümkün değildir. Zira, efendim, 22 Temmuz Türkiye'de seçim için uygun bir tarih de­
ğilmiş, yaz dönemiymiş, hasat dönemiymiş; Karadeniz'de, İç Anadolu'da, Çukurova'da, Akdeniz'de,
doğuda, güneydoğuda vatandaşların, işte, yaylaya çıktıkları tarihmiş, katılım noktasında sıkıntı
olurmuş gibi milletimizin asla ciddiye almadığı gerekçelerle nasıl seçimi öteleme gayretleri içeri­
sinde olduğunu da görüyoruz.
Biraz önce Salih Bey söyledi, ben de tekrar etmek istiyorum. Bunları aziz milletimiz de duy­
sun, milletimiz de bunları duysun. Değerli arkadaşlar, siz, bir taraftan milleti, karar mercisi olan
milleti sandığa getirmenin yollarını ararken -seçimi öteleme gayretleriniz içerisinde- bir taraftan ira­
de temsilcisi olarak, millî iradesinin, kendi iradesinin temsilcisi olarak Türkiye Büyük Millet Mec­
lisine gönderilmiş, seçilmiş milletvekilleri olarak Genel Kurul oylamalarından nasıl kaçma yolları
-510-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
0:1
hazırladığınızı, kendinizi nasıl Genel Kurulun dışına attığınızı, hangi şartlarda, hangi direktiflerle,
hangi emirlerle, yasal olmayan, anayasal olmayan gerekçelerle...
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Anayasal olmayan deme...
EYÜP FATSA (Devamla) -.. .millî iradeyi temsil etme noktasından, temsil etme sorumluluğun­
dan nasıl kaçtığınızı bu millet görmüyor mu zannediyorsunuz siz? Görmüyor mu bu millet bunları?
Bir diğer konu... Değerli arkadaşlar, bakın, seçimler oluyor, yerel seçimler, genel seçimler.
Sandığa özürsüz olarak, mazeretsiz olarak gelmeyen seçmenin nasıl cezalandırıldığını, nasıl huku­
ki yaptırımlarının olduğunu herhalde içimizde bilmeyen kimse yoktur. Oy kullanmayan vatandaşla­
rın cezai müeyyideye tabi olduğu bir süreçte, dönemde millî iradeyi temsil etme makamında olan
milletvekillerinin bu sorumluluktan kaçmalarının, bundan kaçmak için onlarca bahane üretmeleri­
nin bir müeyyidesi, bir yaptırımı olmayacağını mı zannediyorsunuz, millet bunları anlamıyor mu
zannediyorsunuz? Milletin bu konuda kimin dürüst kimin dürüst davranmadığını, kimin samimi ki­
min samimi davranmadığını görmediğini, bilmediğini mi zannediyorsunuz? Her şey bu aziz mille­
tin gözünün önünde oluyor.
Değerli arkadaşlar, onun için, çırpınmanın, kaçmanın, feryat etmenin kimseye bir faydası yok­
tur. Eğer çözüm istiyorsanız, eğer çözümün millî iradede ve sandıkta olduğuna inanıyorsanız, şim­
di, önünüze bir tarihî fırsat, milletle yüzleşme, milletin sinesine gidip yeniden oradan güven oyu al­
ma, güven alma imkânı vardır. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Eğer millî iradeye inanıyorsanız, bunu hiç tartışmadan, demokrasilerde çözümün halk iradesin­
de, sandıkta olduğuna inanıyorsanız, bunu hiç tartışmadan, üzerinde hiçbir aleyhte beyanatta bulun­
madan saygıyla, alkışlayarak, büyük bir memnuniyetle karşılamanız gerekirdi diye düşünüyorum.
Buna itiraz etmeniz gerekmezdi, çünkü, itirazınız iki senedir taleplerinizle, ısrarınızla çelişmekte­
dir. Zaten hangi konuda, hangi sözde kendi ifadelerinizle ve taleplerinizle çelişkiye düşmediniz ki
bu konuda kararınızla, iradenizle, talebinizle çelişkiye düşmüş olmayasınız, yani, bir tane bana ör­
neğini gösteremezsiniz.
Onun için, değerli arkadaşlar, bu, ülkemiz için, milletimiz için, demokrasimiz için, millî irade­
nin tecellisi için, millet iradesine, sandığa baş vurmak suretiyle Türkiye'ye yeni ufuklar, yeni
imkânlar, yeni kazanımlar elde etmek ve sağlamak için tarihî bir fırsattır. Kimsenin buraya, bu kür­
süye çıkmak suretiyle alınan bu kararı sağa sola çekmesine, kimsenin buna itiraz etmesine gerek
yoktur, buna hakları da yoktur. Dolayısıyla, alman bu karar doğru bir karardır. Yüksek Seçim Ku­
rulunun ortaya koymuş olduğu takvim, bütün tarihleriyle ve ayrıntılarıyla doğru bir tarihtir. Dolayı­
sıyla, daha önceki yapılan seçimlere, erken seçimlere de baktığımız zaman Yüksek Seçim Kurulu­
nun, kırk bir günde, kırk yedi günde, elli günde, elli yedi günde erken seçim yaptığını, bunun altya­
pısını hazırlayabildiğim de görüyoruz. Belki daha önce bir tarih üzerinde anlaşma imkânı vardı, da­
ha erken bir tarih üzerinde anlaşma imkânı vardı, ama siyasi partilerin ön yoklama, ön seçim talep­
leri dikkate alınarak hazırlanmış, muhalefetin de ısrarla iki seneden beri erken seçim, hemen seçim
talebi de dikkate alınarak hazırlanmış bir takvimdir. Dolayısıyla, 22 Temmuz 2007 Türk demokra­
sisi adına çok önemli bir tarihtir. Kararı milletin vereceği bir tarihtir.
Ben hayırlı olmasını temenni ediyor, Genel Kurulu ve Başkanlık makamını saygıyla selamlı­
yorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Fatsa.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Haluk Koç, Samsun Milletvekili.
Buyurun Sayın Koç. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; alın­
ması istenen Meclis kararı üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini açıklamak için
huzurlarınızdayım. Yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
-511-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
0:1
Değerli arkadaşlarım, demin, grup önerisi aleyhinde konuşurken bir şeyin altını çizmiştim. Bu
konuda, bir iki sözle bana bazı görüşlerini ifade eden arkadaşlarımız olmuştu, onlara şunu söylemiş­
tim: Yani, polemik için bu kürsüde değilim, demagoji için bu kürsüde değilim, ama eğer istiyorsa­
nız o üslupla da size cevap vermesini bilirim demiştim. Sadece teknik yönlerini açıklamıştım, fa­
kat, ne gezer, daha sonrasında bırakın kenarda bir iki cümleyle görüşlerini ifade etmeye çalışan ar­
kadaşları, muhataplarım, grup başkan vekilleri, en hafif deyimiyle, burada, "kaçmak" gibi, "millet­
ten çekinmek" gibi birtakım ifadelerle ve sizin alkışlarınızla istemediğimiz üslupta bir konuşma
yaptılar. Doğal olarak, bazı cevapları da verme hakkımız doğdu.
Değerli arkadaşlarım, tespitlerimizi, ben ve Sayın Kart yaptık. Şimdi, özellikle, bazı şeyleri
söylemek istiyorum. Sayın Kapusuz konuştu ve gitti, ama, o, mutlaka izliyordur televizyonlardan.
Sayın Kapusuz'un söylediği, taa 46 seçimlerindeki, açık oy gizli tasnif sürecini dahi buraya getirdi.
Şimdi, değerli arkadaşlarım... Ondan sonra, demokrasiden, demokratlıktan bahsetti. Eğer istiyorsa­
nız, bakın ben size demokratlık konusundaki karnenizin bazı çizgilerini dile getireyim.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, ben, sormak istiyorum size; hani, bu kürsüde konuşan, demokrat­
lık örneği veren grup başkan vekillerine, sizin huzurunuzda sormak istiyorum:
Değerli arkadaşlarım, daha önce de söyledim bunu, beni dava edeceklerini söylediler o yayın
organları, bekliyorum dava etsinler, daha henüz elime bir celp gelmedi.
Büyük paralarla, iktidar yanlısı yayın organları oluşturmak mı demokrasiyi geliştirmek? Kamu
otoritesine gebe basın organlarını parti borazanı gibi kullanmak için yapılan baskılar mı demokra­
siyi geliştirmek? Muhalif basını kamu olanaklarıyla baskı altına alıp yok etmek istemek mi demok­
rasiyi geliştirmek? (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Seçim öncesi verilen sözleri unutarak hiçbir çağdaş ülkede olmayan milletvekili dokunulmaz­
lıklarını kaldırmamak mı demokrasiyi geliştirmek? (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Yolsuzluk ve usulsüzlük yapıldığı yargı kararıyla ortaya konan TÜPRAŞ'ın Ofer'e satışı gibi
konulara karışanların Yüce Divana şevkini Parlamento çoğunluğunuzla engellemek mi demokrasi­
yi geliştirmek? (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Yargıtay, Danıştay, Sayıştay gibi yargı organlarını, siyasi olarak paralel düşündükleri kişilerin
gündemine sokmak için her türlü yönteme başvurmak mı demokrasiyi geliştirmek?
CAHİT CAN ( Sinop) - O, sizin anlayışınız.
HALUK KOÇ (Devamla) - Futbol Federasyonundan TESK'e, Kızılaydan İstanbul Ticaret Oda­
sına kadar birçok özerk ve sivil toplum örgütü niteliğindeki kuruluşun yönetimlerine kendi yandaş­
larını getirmek için kamu olanaklarını baskı unsuru olarak kullanmak mı demokrasiyi geliştirmek?
(CHP sıralarından alkışlar)
Avrupa Birliği sürecindeki, Kıbrıs'taki haklarımızdan taviz verilmesini içeren kararların altına
imza atıp bunu Parlamentodan ve kamuoyundan saklamak mı demokrasiyi geliştirmek? (CHP sıra­
larından alkışlar)
Türkiye'yi konusu petrol olan emperyalist bir savaşın tarafı yapmak için gizli görüşmeler yap­
mak mı demokrasiyi geliştirmek? (CHP sıralarından alkışlar, AK Parti sıralarından gürültüler)
Milyonlarca fındık üreticisinin sırtına basarak entrikalar çevirmek mi demokrasiyi geliştirmek?
Değerli arkadaşlarım, Türkiye'nin... Dikkat edin, dikkat edin, Türk milleti sizi bu söylemlerle
bekleyecek sahada.
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Erken seçime ne diyorsunuz?
HALUK KOÇ (Devamla) - Türkiye'nin üniter yapısını değiştirecek sonuçlara yol açacak yasal
değişiklikleri reform adı altında topluma kabul ettirmeye çalışmak mı demokrasiyi geliştirmek?
(CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
-512-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
O: 1
Demokratik tepkilerini ortaya koymak için...
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Seçime ne diyorsunuz, onu söyleyin.
HALUK KOÇ (Devamla) - ... 14 Nisanda ve daha sonraki pazar günü Ankara'da toplanan mil­
yonu aşkın duyarlı yurttaşı "bindirilmiş kıtalar" olarak tanımlamak mı demokrasiyi geliştirmek? Ya­
ni, bu konuda o kadar çok karneniz var ki!
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Seçimlere ne diyorsunuz, seçimlere?
HALUK KOÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, şimdi, ben, bu konuda... Sayın Fatsa'yı se­
verim, saygı duyarım. Kendisi beni dinlemiyor, sevgi ve saygı sözcüklerimi belki duymadı, ama,
şunu ifade edeyim.
EYÜP FATSA (Ordu) - Duydum, duydum.
HALUK KOÇ (Devamla) - Başka bir milletvekili arkadaşımız bunları söyleyebilir. Sayın Fat­
sa, bakın, şurada, şu Meclis kararı alınması istenen kâğıt elimde. Bunun arkasında bir karşı oy ya­
zısı var. Şimdi bunu yüksek sesle bir kere daha okuyup huzurlarınıza getireceğim: "Erken seçim ka­
rarının, Yüksek Seçim Kurulunun getireceği takvim üzerinde bir inceleme yapılarak seçimi öneri­
len tarihten öne çekebilme imkânı araştırılmadan..." Dikkat edin "...önerilen tarihten öne çekebil­
me..." Duydunuz mu Sayın Kaçır?
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - O zaman seçim takvimi nasıl olacaktı?
HALUK KOÇ (Devamla) - "...önerilen tarihten öne çekebilme imkânı araştırılmadan, böyle
bir araştırma yapılmasına imkân tanınmadan alınması nedeniyle bu karara katılmıyoruz." diyor.
Lütfen, gerçekçi olun. Gerçekçi olun değerli arkadaşlarım. (CHP sıralarından alkışlar, AK Parti sı­
ralarından gürültüler)
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Seçim takvimi nasıl olacaktı?
HALUK KOÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, şimdi, tabii, daha bitmedi. Şimdi, bu demok­
rasi konusundaki karnenizin bazı bölümlerini söyledim.
Şimdi, "Meclise neden gelmiyorsunuz?" Oluşturduğunuz kampanya bu. 19 Eylül 2004 tarih.
Terörün peş peşe, patlatılan bombalarla, mayınlarla çok kısa bir sürede 13 evladımızın canını aldı­
ğı günler ve biz, terörle ilgili görüşmeleri bir genel görüşme çerçevesinde Mecliste görüşmek için
Meclisi olağanüstü toplantıya çağırmışız. Şu kulisin dili olsa da anlatsa. Şu kuliste direklerin arka­
sına saklanan AKP milletvekilleri, neden Meclise girmediniz kardeşim? (CHP sıralarından "Bravo"
sesleri, alkışlar) Neden Meclise girmediniz? 184 sağlanınca "içeri girin" emirini veren kimler, tali­
matı veren kimler?
EYÜP FATSA (Ordu) - 184'ü telaffuz etme Sayın Başkan.
HALUK KOÇ (Devamla) - Terör görüşülecek, Başbakan Trabzon'da.
EYÜP FATSA (Ordu) - 184'ü telaffuz etme Sayın Başkan.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Söyledikleri yalan mı yani!
HALUK KOÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, şimdi, sizin karneniz o kadar kötü ki, sizin
karneniz o kadar kırıkla dolu ki, siz bazı şeyleri söylediğiniz zaman, sizin eylemlerinizle, tutumu­
nuzla, davranışınızla ilgili şecereniz çıkartılır ve alnınızın ortasına konur.
Değerli arkadaşlarım, bakın neden katılmadık: Cumhurbaşkanlığı seçimleri, Anayasa'nın Cum­
hurbaşkanlığı seçimlerini düzenleyen maddeleri çerçevesinde geniş bir uzlaşı ile seçimin yapılma­
sını gerektiren bir konu. Bu konuda, hani siz diyorsunuz ya "bizi millet seçti, biz millî iradeyi tem­
sil ediyoruz." Mantık yanlış. Peki, bizi kim seçti? Biz uzaydan mı geldik?
EYÜP FATSA (Ordu) - Ama buraya gelmiyorsunuz!
-513-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
0:1
HALUK KOÇ (Devamla) - Millî iradenin Cumhuriyet Halk Partisine yansıyan kısmını neden
göz önüne alıp uzlaşı zemininde ana muhalefet partisine gelme gereği duymadınız?
EYÜP FATSA (Ordu) - Meclise gelmiyorsunuz ki Sayın Başkan.
HALUK KOÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, hem suçlusunuz hem güçlüsünüz. (AK Par­
ti sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın Aktaş, lütfen...
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Mecliste olun, Mecliste!
HALUK KOÇ (Devamla) - Siz bağırmayın. Çoğunuz listeye giremeyeceksiniz ve bir ay sonra
sizler bağıranlar kısmına geçeceksiniz, sizler bağıranlar kısmına geçeceksiniz; yazık olacak! Bağır­
mayın! (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Yazık olacak! Bağırmayın!
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Siz de Meclise giremeyeceksiniz.
HALUK KOÇ (Devamla) - Yani, burada, son dakika boy gösterisiyle... Siz beş yıldır gösteri­
yorsunuz kendinizi zaten ama, yine sıkıntınız var, girseniz bile seçilemeyeceksiniz.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, bakın, "Milletten kaçılmaz." Tabii ki kaçılmaz. Türk milleti,
2002'den 2007'ye kadar bir felaket senaryosu yaşadı. Bu senaryonun önemli aktörleri milletin önü­
ne çıkacak.
AHMET YENİ (Samsun) - İnanarak mı söylüyorsunuz?
HALUK KOÇ (Devamla) - İnanarak söylüyorum tabii ve millet sizi nasıl bekleyecek, biliyor
musunuz? Terörle Mücadele Yasası'nın 6'ncı maddesinde, Türkiye'de 30 bin evladımızın kanına gi­
ren o terörist başını affetme gayretlerinizle bekleyecek sizi Mecliste millet. (CHP sıralarından alkış­
lar, AK Parti sıralarından gürültüler) Evet, anlatacaksınız onu, anlatacaksınız onu millete. Apo'yu
nasıl affetmeye çalıştık, o maceranızı anlatacaksınız millete.
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Çarpıtma! Çarpıtma!
HALUK KOÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bakın, dün söyledim, tekrar söylüyorum:
Kuzey Irak'ta, Irak'ta bir aşiret lideri, "Aman AKP'ye ve Recep Tayyip Erdoğan'a dokunmayın." di­
yor, "Aman, aman dokunmayın." diyor, "Bir iki ay daha sabredin." diyor. Nedir bu iş birliği? Bu iş
birliği nedir? Sizin müttefikiniz Türk milleti mi, yoksa Kuzey Irak'ta Türkiye'nin geleceğine, coğ­
rafyasına göz koyan unsurların uzantıları mı? Kim yapıyor sizinle iş birliği? İş birliğini kim yapı­
yor sizinle? Millete anlatacaksınız bunu, Talabani'yi anlatacaksınız millete, Barzani'yi anlatacaksı­
nız millete. (CHP sıralarından alkışlar)
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Biz milletle işbirliği yapıyoruz, başkasıyla iş birliğimiz yok bizim.
HALUK KOÇ (Devamla) - Millet sizi bekliyor, milyonlarca insan elinde Türk bayrağıyla bek­
liyor sizi Tandoğan'da, Çağlayan'da, İzmir'de, Manisa'da, Burhaniye'de, her yerde bekliyor.
Değerli arkadaşlarım, sizin Başbakanınız, BOP'un Eş Başkanı olarak, Amerika'nın stratejik or­
tağı olarak, Irak'ta Müslümanları katledenlerin ortağı olarak öyle çıkacak milletin önüne. Nasıl an­
latacaksınız? Nasıl anlatacaksınız? Cumhuriyet Halk Partisinden Allah razı olsun, bizi engelledi mi
diyeceksiniz? İnşallah dersiniz.
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - BOP'un Eş Başkanı değil, çarpıtıyorsunuz.
HALUK KOÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, sizi köylü bekliyor köylü, köylü bekliyor si­
zi köyünde, köylü bekliyor. "Enflasyon yüzde 8-9-10." deyip kandırarak, son bir yılda, gübre, ma­
zot, ilaç, yem, bu fiyatların yüzde 40 arttığı, sattığı ürünün harcadığı parayla hiçbir zaman karşılık
bulamadığı, son bir yılda, toprağını bırakıp, üretimden uzaklaşıp büyük şehirlere göçen 1,5 milyon
köylü, insanlar bekliyor sizi. Millet bekliyor sizi. Esnaf bekliyor esnaf! Esnaf bekliyor sizi. Kucak­
layacak, öpecek sizi, alnınızdan öpecek sizi! (CHP sıralarından alkışlar)
-514-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
0:1
Değerli arkadaşlarım, Türkiye'yi tartışılan bir ülke yaptınız. Türkiye'nin coğrafyasını tartışılan
bir ülke hâline getirdiniz, gerçekleri görün. Türkiye'nin ulusal bütünlüğünün tartışıldığı bir ülke
hâline getirdiniz. Sayın Yalçıntaş Hocam orada. Onun, Türkiye'deki fınans yapısının yabancıların
eline geçme durumunda -oranlar bakımından- yaptığı uyarı ve yaptığı konuşmanın tutanakları be­
nim dosyamda duruyor. Onun, o akil insanın uyarıları bile sizi yolunuzdan döndürmeye yetmedi.
Değerli arkadaşlarım, bunların hepsine el kaldırdınız. Bunları gidip anlatacaksınız. Biz, bu ül­
keyi nasıl teslim ettik, nasıl içini boşalttık diye anlatacaksınız. Millet sizi bekliyor. (AK Parti sıra­
larından gürültüler)
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Gel gidelim işte, niye kaçıyorsunuz?
HALUK KOÇ (Devamla) - Millet sizi bekliyor Sayın Fatsa, millet sizi bekliyor, "Bir an önce
gelin de kavuşalım." diyor. Millet sizi bekliyor ve elinde Türk bayraklarıyla bekliyor millet sizi.
(CHP sıralarından alkışlar, AK Parti sıralarından gürültüler)
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Hadi gelin de, gidelim. Var mısınız? Kaçmayın.
HALUK KOÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bakın, Türkiye'yi -bir daha söylüyorum- ulu­
sal bütünlüğü tartışılan bir ülke hâline getirdiniz. Sizin döneminizde Türkiye haritası, aynı 1900'lerin başında, Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde tartışılan haritalar noktasına getirildi.
Değerli arkadaşlarım, sizden istirham ediyorum: Biraz vakit ayırın, ne olur, 1800'lerin başın­
dan -hadi biraz daha geçelim, çeyrek yüzyıl- 1830'lardan itibaren 1919'lara, 20'lere kadar olan ya­
kın Osmanlı-Türk siyasi tarihini lütfen okuyun, değerlendirin. Lütfen okuyun, değerlendirin ve bir
karşılaştırma yapın. Yani, bu canhıraş bir politik taraftar olma noktasındaki tezahüratlarınızı filan
bir kenara bırakın. 1830'la 1920 arasını, gelişen olayları, Osmanlı'nın İngiltere, Fransa, Avusturya,
Prusya ve Rusya ile olan ilişkilerini lütfen değerlendirin. Bakın, bugünkü manzara nedir, biliyor
musunuz? Bugünkü manzara şu... Bu, ne dinozorluk ne statükoculuk. O cumhuriyeti numaralandı­
ran köşe yazarlarıyla kendinizin desteğini aramayın. Bakın, bugünkü manzara şu: 1900'lerin başın­
da Balkanlar'da yaşanan ayrılıkçı terör ve çetecilik. Sırp, Arnavut, Makedon, Bulgar çetecilerinin
1900'lerin başında Osmanlı Balkanı'nda, Rumelisi'nde yaptıkları ve onları destekleyenler ile bugün
Güneydoğu'da yaşadığımız ayrılıkçı terör ve onların arkasındaki uluslararası güçlerin benzerliğine
bir bakın Allah aşkına, bir benzerliğine bakın! (CHP sıralarından alkışlar)
Geçmişini unutan milletler geleceklerini sağlıklı kuramazlar değerli arkadaşlarım. Geçmişi unu­
tarak gelecek inşa edemezsiniz. Buraya çıkıp basit polemiklerle, basit demagojik yaklaşımlarla, şu
söylediğimiz bugünkü görüşme konusunda olan teknik uyarılarımızı, anayasal uyarılarımızı, Türki­
ye'nin gerçeğine uygun sosyolojik uyarılarımızı göz ardı etmenizi hiçbir şekilde açıklayamazsınız.
Değerli arkadaşlarım, ciddi bir tarih diliminden geçiyoruz. Ben, yine, ciddiyete dönüyorum.
Eğer polemik isterseniz, sizin anladığınız dilde konuşabileceğimizin örneklerini veriyorum. Eğer o
dilde konuşmaya devam etmek isterseniz, aynı dilde size cevap vereceğimizi de bilin. Ama, ben, si­
ze, sağlıklı, mutlaka sağduyulu değerlendirmenizi istirham edeceğim bazı uyarılarda bulunuyorum.
Türkiye'yi germeyin değerli arkadaşlarım. Sağlıklı düşünün, sağduyulu düşünün.
ASIM AYKAN (Trabzon) - Siz gerdiniz.
HALUK KOÇ (Devamla) - Türkiye'yi germeyin. (AK Parti sıralarından "Siz geriyorsunuz"
sesleri)
İtirazlarınızı yapın, ama benim dediklerimi de kafanızın bir kenarında, lütfen, tutun. Dayat­
mayla devlet ve ülke yönetmeyin. Uzlaşı arayın, en geniş zeminde arayın.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye'deki kurumlar önemlidir, bütün dünya ülkelerinde o ülkelerin
kurumlarının kıymetli olduğu gibi kıymetlidir. Kurumları yıpratarak bir yere varamazsınız. Anaya­
sa Mahkemesini, Cumhurbaşkanlığı makamını, Türk Silahlı Kuvvetlerini, yargı makamlarını yıpra­
tarak, onlarla zıtlaşarak bir yere varamazsınız. Yönetimin en önemli kısmı uyum kısmıdır. Devlet,
-515-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
0:1
çok iyi kurulmuş bir aygıttır. Bu sistemi sağından solundan zedelemek ancak size zarar getirir, si­
zinle beraber demokrasiye zarar getirir, sizinle beraber bize zarar getirir, sizinle beraber Türkiye'ye
zarar getirir. Bunlar samimi uyarılardır. Şimdi söylediğimiz nokta da aynı. Yani, burada 22 Temmuz
tarihi üzerinden bir demagojik tartışmaya tekrar girmek istemiyorum. Söylediğimiz açık ve net:
Mümkün olan en erken temelde biz seçimlerin yapılmasını zaten öteden beri söylüyoruz. Ama si­
yasetin cilvesi, ama bir dayatma politikası ve o politikanın sonunda -bunu inkâr edemezsiniz- Sa­
yın Başbakanın önce ayna karşısında aday tespiti araştırmaları, yani kendisine yakın sendikaları, siz
milletvekillerini... Ne diyeceksiniz Allah aşkına! Bir iki arkadaşınız bazı fikirler söylemiş olabilir,
ama Sayın Başbakan sizi çağırdığında, "Kimi aday istiyorsunuz?" dediğinde, aynanın karşısında du­
ruyor, aynada ne görüyorsanız onu söyleyeceksiniz ve öyle söylediniz ve Sayın Başbakan, birtakım
gelişmeler ortaya çıkana kadar ısrarla kendi adaylığını gündemde tuttu. Bunun Türkiye'ye getirebi­
leceği sıkıntıları ifade ettik. Bakın, daha sonrasında bir aday ataması yapıldı. Yani "demokrasi" di­
yorsunuz, demin demokrasiyle uyumsuzluğunuz konusunda birçok örnekler verdim.
Bir nokta da şu: Tek kişinin verdiği bir kararla ve bir iki sözü geçen eski çizgi ve siyaset arka­
daşının telkinleriyle oluşturulan bir aday atama süreci yaşadık. Bu konudaki sıkıntılarımızı söyledik.
"Niye girmiyorsunuz" dediniz de -bakın, bir demagoji konusu daha- buna alet olmamak, bu sü­
rece katkı yapmamak, bu sürecin yanlışlığını kanıtlamak için girmedik. Bu, en demokratik hakkı­
mızdır, en demokratik hakkımızdır ve şunu da söyledik: "Adalet ve Kalkınma Partisi içerisinde..."
Bunu bizzat Sayın Genel Başkanımız söyledi: "Adalet ve Kalkınma Partisi içerisinde üzerinde uz­
laşmaya varabileceğimiz, bu Meclisin içinden seçilebilecek bir Cumhurbaşkanı adayı mutlaka var­
dır, 'yoktur' deme hakkını kendimde görmüyorum." dedi. Bu, açık bir tebligattır, açık bir ifadedir,
bir uzlaşı zemini sunmadır, ama yok, bir suni gerginlik... Grupta konuşulacak tabii, ikazlar yapıla­
cak; siyasetin gereği bunlar, siyasetin platformları, söylenecek. Bizi eleştirdiğiniz noktalarda dönüp
öz eleştiri yapın. Sayın Başbakanın üslubuna bakın. Yani orada yok mu sertlik, orayı hiç görmeye­
cek misiniz? Böyle şey olur mu?
Değerli arkadaşlarım, sürem bitiyor. Ben, bakın, demokratik meşru muhalefet zemininde sizle­
re sağduyulu olmanız davetini bir kere daha yineliyorum. Demokratik meşru muhalefet zemininde
bu uyarılarımızı yapıyoruz. Adını bir kere daha söylüyorum: Demokratik meşru muhalefet zeminin­
de bu uyarıları yapıyoruz. Bunları görmeyenler -sizin için demiyorum- bunları görmeyen medya ku­
ruluşları, günün birinde, muhalefet dışında başka platformlarda konuşanlar, bildiri yayınlayanlar ol­
duğu zaman Türkiye'yi ayağa kaldırıyorlarsa, o medya kuruluşları hiçbir zaman demokrat kisvesi
taşıyamazlar Türkiye'de.
ALİM TUNÇ (Uşak) - Kanaltürk'ten mi bahsediyorsun?
HALUK KOÇ (Devamla) - Bunları, meşru, demokratik muhalefet zemininde biz belirtiyoruz
ve söylüyoruz. Bunları görün. Demokrasinin muhalefet kanadının taleplerini taşıyın, yansıtın. Bun­
lar meşru uyarılardır.
Değerli arkadaşlarım, son derece sıkıntılı günlerden geçiyoruz. Bir kaostan çıkmak için başka
kaosu davet etmeyin, uzlaşı arayın, kurumlan yıpratmayın ve Türkiye'de yapılabilecek olan bir se­
çimi en sağlıklı ortamda yapma sorumluluğunu iktidar partisi olarak taşıyın. Bu uyarılarımızı tuta­
naklara geçiriyorum.
Yüce heyetinizi, Cumhuriyet Halk Partisi ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum. (CHP sıra­
larından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Koç.
Önerge üzerinde, Anavatan Partisi Grubu adına söz isteyen Bitlis Milletvekili Edip Safder"
Gaydalı.
Buyurun Sayın Gaydalı. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
-516-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
0:1
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Sayın Başkan, çok
değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan yüce heyetinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.
22'nci Dönemin sonuna geldik. Şöyle geçti, böyle geçti. Biraz sonra, bu Meclis kararı Türkiye
Büyük Millet Meclisinde oylanacak. Her zamanki son sahneyi tekrar söyleyeyim: Herkes bu kara­
rı ayakta alkışlayacak, birbirine sarılacak. Bu sarılma bir veda mı olacak, bir kutlama mı olacak,
bunları hep birlikte yaşayacağız. Sevinç çığlığı atarak birbirini kucaklayan arkadaşlarımızın bir da­
ha bu sıralarda oturmadığını da gördük, ama gönül isterdi ki kader birliği yaptığımız bu arkadaşla­
rın tümüyle önümüzdeki dönem yine hep beraber olalım.
Şimdi, konuşmalara baktım, çok değerli Grup Başkan Vekili Sayın Fatsa'yı ve Cumhuriyet
Halk Partisinin çok değerli Grup Başkanvekili Koç'u dinledim. Bu aradan geçen dört buçuk sene
zarfında gördüm ki, meğerse Türkiye'yi geren ne iktidar partisiymiş ne ana muhalefet partisiymiş.
Birbirlerini, ortalığı germeyelim diye ikaz ediyorlar. O zaman soruyorum: Peki, iktidar partisi ve
ana muhalefet partisi Türkiye'yi germiyorsa kim geriyor? Yani, 20 kişilik Grubumuzla biz mi geri­
yoruz? Bakın, iyi bir sınav vermedik değerli arkadaşlarım, maalesef iyi bir sınav vermedik.
Şimdi, dün bir öneri geldi Anayasa Komisyonuna. Anayasa Komisyonunun üyesiyim. Bu öner­
ge gelirken bile bir telaş, bir acelecilik, bir "Biz iktidarız, ne dersek yaparız, bizim dediğimiz ola­
cak..." Bırakın, demokrasilerde böyle şey olmaz. Demokrasi uzlaşma rejimidir. Şimdi, üç grupla
müştereken oturup bir tarih belirlenebilseydi kötü mü olurdu?
O kadar acele edilmiş ki, iktidar partisi gidip Yüksek Seçim Kuruluna sorma zahmetinde bile
bulunmuyor: "Ya siz bunu ne zamanda yetiştirebilirsiniz? Bize bir takvim verin de ona göre bir
önerge hazırlayalım." "Canım, biz bir önerge verelim de Yüksek Seçim Kurulu ondan sonra itiraz
eder, ona, yukarıda olmazsa, aşağıda, Genel Kurulda uyarız." Bakın, acelecilikle bir yere varmamız
mümkün değil.
Şimdi, bakıyorum, bir Cumhurbaşkanlığı seçimi süreci geçiriyoruz. Şöyle bir bakıyorum 350
kişilik AK Parti Grubuna, burada Cumhurbaşkanlığı yapacak kapasitede, nitelikte 100'ün üzerinde
arkadaşımı sayabilirim, 100'ün üzerinde arkadaşımı sayabilirim. Bunu gayet güzel, şerefle, onurla
da yapabilecek nitelikte arkadaşlarımız var. Peki, neden böyle bir uzlaşma zemini aramadık da, il­
la, yine her şeyde olduğu gibi "benim dediğim dedik, ben bilirim, ben yaparım" edasıyla bu nokta­
ya getirdik?
Bakın, iki partinin çok saygın iki genel başkanı bundan on gün evvel müştereken bir basın top­
lantısı yaptılar. Dediler ki: "Bu turlar henüz başlamadı. Gelin, bir erken seçim kararı alalım. Türki­
ye Büyük Millet Meclisinin kararlarını mahkemeye götürmeyelim, mahkemeye taşımayalım." Şim­
di geldiğimiz nokta ne? Ne oldu? Bu işten kim kârlı çıktı? Eğer o gün böyle bir seçim kararı alabil­
miş olsaydık, şu anda Türkiye nerede olurdu?
Dün, Sayın Başbakanımız konuşma yapıyor grupta. O konuşmanın heyecanı içinde söylenmiş
bir söz de olabilir. "İşte, demokrasiye kurşunlar sıkıldı." şu, bu falan. Hiçbir yere kurşun murşun sı­
kılmadı. Aslında kurşun sıkmak isteyen iki taraf var. Biri iktidar tarafı, biri ana muhalefet tarafı. Ha,
onların da içinde mermi yok, onların da içi kurusıkı. Her ikisi birbirine sıkıyor, arada barut izleri de
bizleri etkisiz hâle getiriyor. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar) Bütün hikâye bu, bütün hikâye
bu. Bakın, bunları yapmaya hakkımız yok. Demokrasi, bir çelik çomak oyunu da değildir.
Şimdi gideceğiz. 22 Temmuza itiraz edecek hiçbir kimse yok. Tabii, zaten buna itiraz edersek,
siyasi parti olarak kendi varlığımızı inkâr etmiş oluruz. Ha, CHP'nin birtakım şeyleri vardır, onu da
saygıyla karşılıyorum, birtakım gerekçeleri olabilir. Şimdi, gerekçelerden birini de -Cumhuriyet
Halk Partisi söylemedi- ben söyleyeyim. Dün Yüksek Seçim Kurulu Başkan Vekili Anayasa Ko­
misyonunda söyledi, dedi ki: "Bakın, yeni bir seçmen tüzüğü hazırlanıyor. Bunlar henüz güncelleşmedi. Haziran sonunda bunlar güncelleşecek." Ha, bu güncelleştiğinde ne olacak? Belki bazı illerin
milletvekili azalacak, bazı illerin milletvekili buna göre artacak. Şimdi, Temmuz ayında bir değer-517-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
O: 1
li milletvekilim çıkıp "Ya kardeşim, benim ilimin milletvekili beşti, yediye çıktı, bu bana bir hak­
sızlıktır." demeyecek mi? Diyecek. Sadece o milletvekili değil, o ildeki tüm vatandaşlarımız da söy­
leyecek. Diyecek ki: "Bu, 2002'deki sayımdır. 2002'deki sayım güncelliğini yitirmiştir, artık bu gün­
cel değildir. Yeni yapılan sayıma göre benim milletvekili sayım beşten yediye çıkmıştır ve ben Tür­
kiye Büyük Millet Meclisinde yedi olarak temsil edilemiyorum." diye isyan edecek. Şimdi ona ne
cevap vereceğiz? Bakın, bunları hep... Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, burası çok ulvi bir ça­
tı. Burada bunların hepsini enine boyuna değerlendirmemiz lazım ve bir karar vermemiz lazım.
22 Temmuz hayırlı olsun, hepimize hayırlı olsun. 22 Temmuzda sandığa gidilecektir, şu veya
bu şekilde halk kendi kararını verecektir.
Şimdi bir süreç daha yaşıyoruz. Anayasa... Cumhurbaşkanını halk seçsin. Doğrudur. İki yıldır
bunu biz söyledik. İki yıldır söyledik. Bizi ziyarete gelen iktidar partisi mensuplarına, çok değerli
büyüklerine bunu biz öneri olarak ilettiğimizde "Zaman yok, yetişmez." dediler. Peki, on beş gün
önce "Yetişmez." denilen bu Cumhurbaşkanını halkın seçmesi önerisi, ne oldu da birdenbire yetişir
oldu? On beş gün önce yetişmiyordu bu.
Şimdi, bakın, şapkayı önümüze koyup düşünmemiz lazım. Türkiye hepimizin. Birbirimizi ku­
caklamamız lazım. Onlar, ötekiler, bunlar diye Türkiye'yi bölerek, kamplara ayırarak bir yere vara­
mayız. Bu aile içinde bölünmelere sebebiyet verir, bu köylerde bölünmelere sebebiyet verir, bu şe­
hirlerde bölünmelere sebebiyet verir; bu işten kârlı hiç kimse çıkmaz, hiç kimse çıkmaz. Biz-öteki
diye bir şey yok, hepimiz biziz. Hepimiz bu geminin içinde yaşıyoruz, herkes birbiriyle kardeş. Ka­
derimiz bir, yolumuz bir. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar) Bu duygu ve düşüncelerle hareket
etmek mecburiyetindeyiz.
Değerli arkadaşlarım, Cumhurbaşkanlığı seçimi süresince Türk siyasetinin içine düştüğü tab­
lodan memnun olan hiçbir vatandaşımızın olduğunu da sanmıyorum. Türk siyasetini tıkanmanın
eşiğine getirenler, bu aşamada siyasetin önünü nasıl açarız diye düşünmek yerine, bu yaratılan ge­
rilimden nasıl bir siyasi fayda sağlarız çabası içine girmişlerdir.
Sayın Başbakan, demokrasiye kurşun sıkıldığı iddiasında bulunarak, ana muhalefet partisini
kurşun sıkan olarak ilan etmiştir. Faili kim olduğu hususunda herkesin kendine uygun iddiası olsa
da ortak kanaat demokrasinin yara aldığıdır. Sayın Başbakan, ana muhalefet partisinin demokrasi­
ye kurşun sıktığını söylemekte, ama kurşun sıkılan bu silahı da ana muhalefet partisinin eline tutuş­
turan, bu imkânı yaratan, maalesef, Sayın Başbakanın kendisidir, demokrasiyi sadece çoğunluk re­
jimi olarak algılamasıdır.
Demokratik rejimde uzlaşmayı sağlamadaki başarı görevi iktidarındır. Ama, üzülerek belirte­
yim ki, şu anki iktidarın uzlaşmadan uzak durduğu da açık bir gerçektir. Bugünün şartları altında
dahi, sayın iktidar, hâlâ bir adım atmıyor, atacak gibi yapıyor sadece ve sonra herkesin peşinden gel­
mesini istiyor. Oysa, uzlaşmayı arayan, adım atmadan adımın ne olacağı konusunda muhataplarıy­
la istişare yapar. Sayın iktidar ne yaptı? Yaşamakta olduğumuz Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde
adaylarını açıklamayı son dakikaya bıraktı ve adayının üzerinde uzlaşma talep etti.
Bu dayatmaya uyulmasını istemek, uzlaşma arayan bir zihniyetin talebi olamaz. Sayın Başba­
kanın, Cumhurbaşkanı adaylarının açıklanmasını son dakikaya bırakmasına gerekçe olarak söyledi­
ği "adayın yıpratılmasını engellemek" gerekçesi bile, şeffaf siyaset anlayışına sahip olmadığını, mil­
letin irfanına güvenmediğini göstermektedir. Milletin cumhurbaşkanlığı kişiliği ve yeterliliği hak­
kında tartışma yapmasını engellemeye çalışmak, en hafif ifadesiyle millete güvenmemektir. Bırakı­
nız, isteyen istediğini lehte-aleyhte söylesin. Millet doğruyu bulabilme kabiliyetini haizdir.
Siyasette tabii ki tartışma olacak, ama bu tartışmadan uzak durmanın yolu oldubittilere sarıl­
mak değildir.
Sayın Gül değerli bir devlet adamıdır. Sayın Gül'ün vasıfları hususunda hiçbir şüphemiz yok­
tur. Ama, yöntem olarak Sayın Gül'ün isminin son anda açıklanmasının ne faydası olmuştur? Sayın
-518-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
0:1
Gül'ün kendi ifadesi: "Ben, milletin önünde olan, tanınan biriyim." Hâl böyleyken, adayın son da­
kikada açıklanıp, milletin demokratik tartışma ve kamuoyu kanaatinin oluşma sürecine fırsat tanı­
mamak çabasını anlamak imkânsızdır. Eğer gerçek gerekçe adayın yıpranacağı kaygısı değil de baş­
ka kaygılarsa, bunları da milletle paylaşmak gerekir. Kapının arkasında başka hesap, kapının önün­
de başka söylem, eninde sonunda millete yakalanacak bir siyaset anlayışıdır.
AK Parti Grubu, şüphesiz ki, çok değerli arkadaşlarımızdan oluşuyor. Eğer gerçek bir uzlaşma
niyeti var olsaydı, üzerinde uzlaşabileceğimiz bir değil, birkaç arkadaşımız da olabilirdi -ki, bunla­
rı sözlerimin başında söyledim- ama esasta uzlaşmasız "ben yaparım, olur" zihniyeti, millet önün­
de görüntüyü kurtarmak için göstermelik uzlaşma arayışlarının millet nazarında karşılık bulması
beklenemez.
Anavatan Partisi olarak, iki yıldır, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin görüşlerimizi hiç zik­
zak yapmadan ifade ediyoruz. İktidar ve ana muhalefet arasındaki karşılıklı gerilim, siyaset sebe­
biyle Cumhurbaşkanlığı seçiminin Türkiye için bir krize dönüşmesinin çok muhtemel olduğunun
uyarısını önceden yapmış ve çözümün, Anayasa'da bir değişiklik yapılarak Cumhurbaşkanını hal­
kın seçmesi yönünde olduğunu her fırsatta söylemiştik. Parti kuruluş bildirgesinde Cumhurbaşka­
nını halkın seçmesi taahhüdünde bulunan AK Partiye taahhüdünü yerine getirmesi için çağrıda bu­
lunmuş ve koşulsuz desteğimizi ilan etmiştik. Bizleri o dönemlerde "yavru muhalefet" diye küçüm­
seyen sayın iktidar grubu, bugün, şartların dayatması sonucu dediğimiz noktaya gelmiştir. Bugün
yaşamakta olduğumuz sorunları, öngördüğümüz için çözüm önerilerimizi ve çözüme koşulsuz des­
tek verdiğimizi izah etmek için, 2005 yılının Temmuz ayında, Sayın Başbakanımızdan, önce rande­
vu talebinde bulunduk. Sayın Başbakanımız, randevumuzu, maalesef, görmezden geldiler. Türki­
ye'nin sorunlarına çözüm önerilerimizi ve koşulsuz destek taahhüdümüzü, bir mektupla, kamuoyu­
na da, Sayın Başbakanımıza da duyurduk. Sayın iktidar partisinin yetkililerine de önerilerimizi ilet­
tik; ama, maalesef, yok sayıldık.
Geçtiğimiz iki yıl zarfında, Türkiye'nin iki kutupluluğa doğru sürüklendiğini ve bu iki kutup­
luluğa sürüklenmenin Türkiye için felaket demek olduğunu her fırsatta belirttik. Hem iktidar tara­
fını hem muhalefet tarafını, vatandaşların değerleri, inançları ve devletin ilkeleri üzerinden siyaset
yapmamaya çağırdık. Böyle bir kutuplaşmanın Türkiye için sakıncalarını anlatmaya çalıştık. Sayın
Başbakana yazdığımız mektupta, açıkça, Cumhurbaşkanı seçiminde 5+5 modeline geçilmesini ve
seçimin halk tarafından yapılmasını önerdik. Siyasi Partiler ve Seçim Kanunlarında değişiklik ya­
parak, Türkiye'nin özlediği demokratikleşmenin gerçekleştirilmesi, siyasi etik yasalarının çıkarıl­
ması taleplerimizi de ilettik.
İktidarın beşinci yılına gelene kadar herhangi bir yapısal soruna el sürmemeyi tercih eden sa­
yın iktidarın bugün "Cumhurbaşkanlığı seçimlerini halka yaptıralım." demesinin arkasında samimi­
yet olduğuna inanmak da zor. Eğer samimiyet olduğu iddia ediliyorsa, bir taraftan "Cumhurbaşka­
nını halka seçtirelim." deyip diğer taraftan Cumhurbaşkanı seçim turlarına devam etmek, samimi­
yet sahibi olanların bir çelişkisidir. Sayın iktidar hâlâ bir oldubittiye umut bağlıyorsa, çıkmamış
candan umut kesilmez diye, bir ihtimal, Cumhurbaşkanını hâlâ bu Meclise seçtirebilirim diye düşü­
nüyor, Cumhurbaşkanını halka seçtirme sözünü sadece genel seçimler için bir propaganda malze­
mesi olarak düşünüyorsa yine yanlış yapıyor demektir.
Millet, ekseri çoğunluğu, 2002 seçimlerinde AK Partiye tevdi etti; etti ki, mağduriyetlerimi çöz
diye. Haklı veya haksız, Sayın Başbakanı mağdur olarak algıladı. Mağdur, mağdurlara sahip olur
diye düşündü. Beşinci yıla geldik, milletin mağduriyetinin devam ettiği ortada, ama, hâlâ Sayın
Başbakanımız da mağduriyet mazeretleri aramaktadır. İktidar kabiliyetinden yoksun olmanın adını
mağduriyet koyma çabasındadır maalesef sayın iktidar.
Sayın iktidar ve ana muhalefet, milletin dinine de sahip çıkmasını, devletine de sahip çıkması­
nı "olmaz" gibi gösterme çabalarına, gerilim siyasetine katkı sağlamaktadırlar. Oysa milletimiz,
hem laik devlet ilkelerine sadakatle bağlıdır hem de inançlarına sıkı sıkıya bağlıdır.
-519-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
0:1
Kişilerin kılık kıyafetlerinin tartışılması utanç vericidir. Hele hele Cumhurbaşkanlığı gibi
önemli bir makamın, o makama seçilecek kişinin kimliğinin eşinin kılık kıyafeti üzerinden tartışıl­
ması da ayrıca utanç verici bir manzaradır. (Anavatan Partisi ve AK Parti sıralarından alkışlar) Fa­
kat, iktidar partisi ve ana muhalefet, Cumhurbaşkanı seçimi gibi hayati bir konuyu getirip, bu şekil­
ci gerilimden beslenen yaklaşımla sınırlamayı tercih etmişlerdir. "Ya o, ya bu" diye insanlarımızı
kamplaştırmışlar, bir üçüncü yolun mevcut olabileceği gerçeğini milletin zihninden uzak tutma ça­
bası içine girmişlerdir. Ama, gerçekler belki gölgelenebilir, ama asla ortadan kaldırılamazlar.
Bugün gelinen noktada milletin ekseriyeti ve siyasi partilerimizin çoğu, Anavatan Partisinin
yıllardan beri savunduğu Cumhurbaşkanının halka seçtirilmesi gerektiği noktasında buluşmuşlardır.
Umarım bu kanaati taşıyanlar, samimiyetlerinin gereği olarak, ağızlarından çıkan sözlerin gereğini
de yaparlar.
Bir noktaya daha değinmek istiyorum müsaadelerinizle. Ekonomiden sorumlu Sayın Bakanı­
mız, Cumhurbaşkanı seçim krizinin ekonominin üzerinde yük oluşturduğunu, her bir puanlık faiz
artışının hazine üzerinde 2 katrilyon liralık ekstra yük getirdiğini belirmişlerdir. Doğrudur da. Ama,
bu yakınmayı yapan Sayın Bakan, bu krizin asli faili olan Sayın Başbakanı önceden uyarma göre­
vini yaptı mı acaba? Hem iktidar olarak krizin yaratıcısı olup hem de bu krizden milletin zarar gör­
düğünü söylemek, en hafif deyimiyle, aymazlıktır.
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine karşı çıkanların, milletin demokratik kültürüne
ve cumhuriyete bağlılığına inanmaları gerekir. Cumhuriyet bugün dördüncü neslini yetiştirmiştir.
Artık, cumhuriyet, cumhuru tarafından korunabilir durumdadır. Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki
tereddütler günümüzde anlamını kaybetmiştir.
Sözlerimi bitirirken tekrar etmek isterim ki, millet cumhuriyete sahiptir ve onu koruma gücü­
ne de maliktir, milletimize güvenelim. Demokrasinin tartışmalarına son verme yöntemi bellidir:
Milletin hakemliğine başvurmak.
22 Temmuz hayırlı olsun. Hepinize, en derin saygılarımı arz ediyorum. (Anavatan Partisi ve
AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gaydalı.
Önerge üzerinde şahsı adına söz isteyen Bekir Bozdağ, Yozgat Milletvekili.
Buyurun Sayın Bozdağ. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öneri üzerinde şahsım adı­
na söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye ve Türk demokrasisi önemli dönemeçlerinden bir tanesini daha geçiyor, önemli şeyler
oluyor. Halkımız, önemli olan bu şeyleri çok yakından takip ediyor, değişik yönleriyle takip ediyor,
takip ederken bu işin içerisinde olan aktörleri de kendi açısından bir değerlendirmeye tabi tutuyor.
Ben "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." inancının tam temerküz ettiği bir noktada, ege­
menliğin temsilcisi ve millet adına bunun burada icracısı olan milletvekillerinin olduğu bir ortam­
da millî iradenin mahkemeye düşürülmüş olmasından rahatsızlığımı burada açıkça ifade etmek is­
terim. Zira, hiçbir dönemde, millî iradeyi temsil edenler, milletin kendilerine verdiği iradeyi Anayasa'da öngörülen usul ve esas dairesinde kullanma noktasında iradesini göstermişler ve bu iradeyi
mahkemelere götürerek orada milletin iradesini sorgulatmamışlardır.
MEHMET ZİYA YERGÖK (Adana) - Mahkemeler, millet adına karar verirler.
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Ama, Türk demokrasi tarihi ilke şahit olmuştur. İlk defa, mil­
letin iradesi mahkemelerde sorguya çekilmiştir, sorgulatılmıştır, âdeta, millet mahkemede yargılatılmıştır. Bu millet sizi bekliyor. (AK Parti sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Senin demokrasi anlayışın işte bu kadar!
-520-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
0:1
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Yüzde 25'lik irade!
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Çağlayan'a gel, Çağlayan'a!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bu millet, köyünde, dükkânında, bağında, bahçesinde sizi bek­
liyor, sizi bekliyor. Anadolu'da düşman Eskişehir'e geldiği hâlde bu iradeyi bırakıp kaçmayanları da
biliyor.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Sen padişahla birliktesin, ben seni biliyorum!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bu iradeyi bırakıp kaçan, başka yere havale edenleri de biliyor
ve diyecektir ki CHP'ye, "Gelin bakayım buraya, ben, sizi, benim irademi mahkemelere götürüp be­
ni orada sorgulatın diye mi gönderdim, yoksa, beni adam gibi temsil edip hakkımı, hukukumu ko­
ruyun diye mi gönderdim?" (AK Parti sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Bekliyor millet.
Ama, bugünlerde güzel şeyler daha oluyor. Türk demokrasi tarihine bakın, makamlar için,
mevkiler için, insanların bir yere gelebilmek için, birbirlerine nasıl ihanetler yaptıkları, nasıl kötü­
lükler yaptıkları, nasıl karaladıklarının tarihiyle doludur. Ama, bir bakın bir başka noktaya, Sayın
Başbakan, herkes "Cumhurbaşkanı, Tayyip Erdoğan olacak" diye beklerken, "ondan başka türlü
davranış beklenemez" diye düşünürken, orada... (CHP sıralarından "Olamaz" sesleri)
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Senin liste başı olman kesin!
BEKİR BOZDAG (Devamla) - Bakın, bir noktaya gelmek istiyorum. Tayyip Bey, milletiyle
göz göze, kulak kulağa, kalp kalbe birlikte yürüyen bir insan ve milletiyle beraber yürümeye, "Be­
nim derdim, benim sevdam milletimdir, devletimdir; bana, madem hizmetime ihtiyaç var, milleti­
me kulak veriyorum." dedi, hiçbir insanın reddedemeyeceği makamları reddetti, milletine döndü.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
Millet bunu görecek, millete arkasını dönenleri de görecek, millete önünü dönenleri de göre­
cek. "Ben size kulağımı verdim, kalbimi verdim, gönlümü verdim. Benim hizmetimi istediniz, işte
size geldim." diyecek, onu da görecek. Ama, bu milletin iradesini mahkemelere taşıyanları da gö­
recektir. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Mahkemeler niçin var?
BEKİR BOZDAG (Devamla) - Siz, normal... Ben anlıyorum CHP açısından. Niye anlıyorum
biliyor musunuz? CHP'nin bugüne kadar kulakları hiçbir zaman milletin sesine açık olmadı. (AK
Parti sıralarından alkışlar) Gözü de hiçbir zaman açık olmadı, kalbi de açık olmadı. Her zaman, kal­
bi, gözü, kulakları başkasının yanında, milletin yanında değil. Millet, gözü de kalbi de kulağı da,
ruhuyla, zerresiyle, kürresiyle yanında olanları da biliyor, olmayanları da biliyor. Onun için, bakın,
siz, bu hareketin lideri 3 Kasımda milletvekili listesinden dahi silindi.
Millete gitti demokrasiyi savunan partiler "Başbakanı belli olmayan partiye oy mu verilir." de­
di. Doğru mu? (AK Parti sıralarından "Doğru" sesleri) Demokrasiyi savunanlar bunu der mi? (AK
Parti sıralarından "Demez" sesleri) Demez, ama dediler bugün mahkemeye götürdükleri gibi.
(AK Parti sıralarından alkışlar) Millet ne dedi? "İşte veriyorum." dedi, sandıkları doldurdu, pat­
lattı. Ne oldu?
MEHMET KARTAL (Van) - Denize düşen yılana sarılır.
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bakın "Seçim" dendi, "Seçim" dendi, "Hemen seçim" dendi,
"Haydi seçim" dendi; Sayın Baykal da dedi, başkaları da dedi. Daha önce "Biz sineyimillete döne­
ceğiz." dediler mi arkadaşlar? (AK Parti sıralarından "Dediler" sesleri)
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Çok mu sevindin?
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - "Gideceğiz, seçtirmeyeceğiz Cumhurbaşkanını. Sinesi milletin
bize açıktır, biz oraya döneceğiz." dediler mi?
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Çok mu sevindin?
-521-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
0:1
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Dediler.
Peki, ben soruyorum: Neden sineyimillete dönmediniz?
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Sen sevinmeyesin diye.
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Milletin sinesi size açık olmadığını gördünüz de mi dönmediniz?
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Kanunsuz iş yapılmasın diye dönmedi.
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Ama, ben bir şeyi biliyorum. Bakın, niye biliyorum biliyor mu­
sunuz? Ben küçüklüğümden beri bilirim, CHP'nin "öcü" siyasetini bilirim. "Öcü" siyaseti yapmış­
tır, millet her defasında "öcü" siyaseti yapanlara "öcü" muamelesi yapmış göndermiştir. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
Ve bakın, her seçimde tokat yedi, her seçimde yedi, yarın da yiyecektir. Korku şundan: Mille­
tin sinesinde yerleri yok, bunu gördüler. Milletin sinesinin milletin sillesine dönmesinden korktular,
onun için gidemediler. (AK Parti sıralanndan alkışlar)
Bakın, bir başka şey: Cumhurbaşkanını bu Meclisin seçemeyeceği anlaşılmıştır. Süreç işliyor,
ama, Anayasa Mahkemesinin... (CHP sıralarından gürültüler)
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Bravo! Bravo fantezin için!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Beni bir dinleyin.
Anayasa Mahkemesinin bu kararından sonra, bundan sonra oluşacak Meclislerin de, Cumhur­
başkanını uzlaşmayla da olsa seçemeyeceği ortaya çıkmış. Çoğunluğun iradesini azınlığın iradesi­
nin emrine tahsis eden bir anlayışla, millî egemenliğin tam manasıyla burada da tecelli edemeyece­
ği anlaşılmıştır. Bunun yolu nedir? Bunun çözümü nedir? Artık Cumhurbaşkanını, Türk milletinin
seçme zamanı gelmiştir demektir. (AK Parti sıralanndan alkışlar) Anayasa Mahkemesinin kararı da
bunu söylüyor bir anlamda. Artık millet seçmelidir.
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Artvin) - 6 Mayısta ne seçimi yapacak bu Meclis?
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Peki, millet seçtiği zaman ne olacak? Sayın Baykal diyor ki:
"Padişahlık olacak." Ya, ben mi yanlış biliyorum, siz mi yanlış biliyorsunuz? Benim bildiğim, padi­
şahlar bir aileden olur. (CHP sıralanndan gürültüler) Cumhurbaşkanı, yoksa, CHP ailesinden olursa
padişahlık olmaz, milletin ailesinden olursa mı padişahlık olur? (AK Parti sıralanndan alkışlar)
OSMAN ÖZCAN (Antalya) - Padişah oldu, padişah!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Milletin iradesiyle gelirse mi padişahlık olur?
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Haddini aşma! Haddini aşma!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Niye milletten korkuyorsunuz? Millet seçerse kıyamet mi ko­
par? Vekillerini seçiyor da, Cumhurbaşkanını seçse ne olur?
Ama, bir şey var CHP zihniyetinde, halksız bir hakçılık...
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - CHP'ye kurban ol!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - ...cumhursuz bir cumhuriyetçilik var. Milletine güvenmiyor­
lar. Onların oyuna güvenmiyorlar. Onların demokrasiye olan inancına, ehliyetine güvenmiyorlar.
"Bizim gizli ajandalarımızda olan bir yapı çıkmaz." diye endişe ediyorlar.
Ben, buradan söyledim: "Anayasa'da Cumhurbaşkanının nitelikleri bellidir." dedim. Birtakım
kriterler saydılar. Ben şimdi dedim ki o zaman da, hatırlarsanız: "Acaba, bizim bilmediğimiz başka
birtakım kriterler var, CHP onu mu dayatıyor?" Bakıyorsunuz şimdi, uzlaşma... Kim tıkadı uzlaş­
mayı? Size, hakaret, sövme sayma, toplumu germe, her şeyi, her şeyi birbirine katıp kaos ve o ka­
ostan balık avlama sanatı size aittir. Milletin durgun sularında hiçbir zaman gemisini yüzdüremeyen siyaset, bulanık sularda balık avlamaya kalkıyor, ama, bu millet suyu bulatanı da biliyor, o su­
yu durultanı da biliyor, yine birbirinden ayırt edecektir.
-522-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
0:1
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Seni de biliyor!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bakın, değerli dostlarım, bu ülkenin bayrağı birdir, vatanı bir­
dir, milleti birdir, devleti birdir, cumhuriyetin nitelikleri birdir ve bunlara karşı hepimizin sevgisi ve
saygısı da birdir.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Yeni mi fark ettiniz Bekir Bey?
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Ben, hiçbir CHP'li arkadaşıma "Sen bu memleketi benden az
seviyorsun." diyemem, "Bu bayrağı benden az seviyorsun." diyemem, "Laikliği benden az seviyor­
sun." diyemem, "Hukuk devletini benden az seviyorsun." diyemem.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Onları Bülent Arınç'a söyle, Bülent Arınç'a anlat!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Hiç kimse de bunun aksini bana söyleyemez.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Söyleriz!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bu milletin en büyük sermayesi, bütün sorunlarının çözümü­
nün yegâne adresi, ön yargısız sevgi, ön yargısız saygıdır. Ama, her şeyi ön yargılara kurban ettik.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Hadi canım sen de!
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Bülent Arınç'a anlat sen bunları!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bakıyoruz şimdi, gözüne bir gözlük takmış, "Bu cumhuriyet
benim..." Nereden senin? Bu cumhuriyet bizim. (CHP sıralarından gürültüler) "Bu vatan sadece be­
nim..." (AK Parti sıralarından alkışlar) Hayır, bu vatan 73 milyon Türk milletinin. "Efendim, laik­
lik sadece benim..." Hayır, laiklik 73 milyon Türk insanının. "Hukuk devleti sadece benim..."
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Halkla inatlaşmayın o zaman!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Hayır, hukuk devleti hepimizin, herkesin!
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Çok iyi takiye...
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Ama, sıkıntı şu: Çözüm üretemiyorlar, proje getiremiyorlar,
milletin huzuruna çıkamıyorlar.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Çekin gidin! Halkın sesini dinleyin biraz.
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Düşman kamplar yaratarak, cepheler oluşturarak "O kamplar
bizim arabaya gelir de oy olarak devşirir miyiz?" kavgasıyla Türkiye'yi biz bir yere götüremeyiz.
Bakın, değerli dostlarım, Türkiye'nin ön yargılarını yıkmaya ihtiyacı var. Belli ki -ben buradan
milletime söylüyorum- partiler ön yargılarını yıkmıyorlar. Bir gözlük takmışlar, ön yargı gözlüğü,
karşılıklı ön yargı gözlüğü takmışlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bozdağ, lütfen toparlayınız.
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.
Bakın, ön yargılarla baktığımızda, benim gözümün önünde bir duvar, CHP'nin gözünün önün­
de bir duvar, öbürünün gözünün önünde bir duvar... Bu milleti biz nerede buluşturacağız?
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - O duvar ne?
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Artık duvarları yıkma zamanı gelmiştir. İdeolojileri gömme,
milletin mutluluğu için el ele, gönül gönüle olma zamanı gelmiştir. Gözlükleri çıkaracağız, duvar­
ları yıkacağız ki ön yargısız bakalım.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Gözlüğü çıkarırsan göremezsin ki!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Ama, gözlüklerle, duvarlarla, bu milleti biz birbirine kucaklaştıramayız. AK Parti, Türk milletini kucaklaştırma, kaynaştırma, birleştirme, bütünleştirmenin adre­
sidir.
-523-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
0:1
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Hadi oradan!
BEKİR BOZDAG (Devamla) - Seçimde de milletimizin bunu bir kez daha oylarıyla göstere­
ceğine ben inanıyorum. AK Parti, Türkiye'yle büyüdü, Türkiye de AK Partiyle büyüyor. Daha bü­
yük bir Türkiye için, ön yargısız, kaygısız, endişesiz bir sevda için, samimi bir kucaklama için...
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Açlıktan ölen çiftçi için, 20 milyon işsiz için, açlar için,
yoksullar için!
BEKİR BOZDAG (Devamla) - ...demokrasiye yapılanların karşısında, demokrasiyi ve huku­
ku koruma görevi de millete aittir. Millete gideceğiz, gereğini yapacak!
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Yazıklar olsun sana!
BAŞKAN - Sayın Bayındır, lütfen...
BEKİR BOZDAG (Devamla) - Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bozdağ.
OYA ARASLI (Ankara) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Sayın Araslı, bir söz talebiniz var; hangi hususta söz istiyorsunuz?
OYA ARASLI (Ankara) - Efendim... (AK Parti sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Yerinizden, oradan söyler misiniz lütfen, hangi hususta istiyorsunuz?
Sayın milletvekilleri, bir saniye...
OYA ARASLI (Ankara) - Efendim, bu yüce Meclisin çatısı altında, biraz önce, Anayasa Mah­
kemesinin siyasal sistem içerisindeki yeri hakkında kuşkular uyandıracak sözler sarf edildi, "Yüce
Meclisin iradesini Anayasa Mahkemesine götürüp yargılattınız." denildi. Anayasa Mahkemesinin
görevi, zaten yüce Meclisin...
BAŞKAN - Sayın Araslı, lütfen yerinize geçer misiniz. Sisteme girin, Tüzük'ün 60'ıncı mad­
desi gereğince çok kısa olacak açıklamanız.
Buyurun.
VI. - AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Ankara Milletvekili Oya Araslı'nın, Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ'ın, konuşmasında,
partisine sataşması nedeniyle konuşması
OYA ARASLI (Ankara) - Sayın Başkan, verdiğiniz söz için teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bizim anayasal sistemimizde millet adına egemenliği
kullanan tek organ Türkiye Büyük Millet Meclisi değildir. Bu, Anayasa'mızla... (AK Parti sırala­
rından "Ooo" sesleri, gürültüler)
Evet, evet, evet...
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Dinleyin de öğrenin!
OYA ARASLI (Ankara) - Evet; bu, Anayasa'mızda fevkalade açık ifade edilmiştir.
BAŞKAN - Lütfen müsaade edin.
OYA ARASLI (Ankara) - Anayasa'mıza baktığınız zaman, egemenliğin kullanılması, Anaya­
sa'nın koyduğu esaslar dâhilinde ve Anayasa'nın gösterdiği organlar tarafındandır. Bu organların
birisi...
ALİ YÜKSEL KAVUŞTU (Çorum) - Anayasa Mahkemesi...
OYA ARASLI (Ankara) - Lütfen dinleyiniz! Bilmiyorsunuz, öğrenmeniz lazım!
ALİ YÜKSEL KAVUŞTU (Çorum) - Dinliyoruz.
-524-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
O: 1
OYA ARASLI (Ankara) - Bu organlardan birisi Türkiye Büyük Millet Meclisidir, birisi yürüt­
me organıdır, ama en az onlar kadar millet adına egemenliği kullananlardan birisi de Anayasa Mah­
kemesidir. Anayasa Mahkemesinin görevi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin İç Tüzüğü'nü, kanun­
larını, Anayasa'ya uygunluk açısından denetlemektir. Biz, Meclisin yaptığı bir tasarrufu, İç Tüzük
değişikliği niteliğindeki bir tasarrufu, bunu denetlemek yetkisine sahip olan Anayasa tarafından
kendisine bu görev verilmiş olan Anayasa Mahkemesine götürdük. "Türkiye Büyük Millet Mecli­
sinin iradesi nasıl tecelli ederse etsin, tek doğru odur." diyen anlayış, bunu denetime sokmayan,
Anayasa'ya uygunluk bakımından bir organın denetimine sokmayan anlayış 1924 Anayasası'nda
kalmıştır.
BAŞKAN - Sayın Araslı, teşekkür ediyorum.
OYA ARASLI (Ankara) - Bu hususun bilinerek...
BAŞKAN - Bitirir misiniz lütfen.
OYA ARASLI (Ankara) - Bu hususun bilinerek konuşma yapılmasını ve sanki Anayasa Mah­
kemesi, görevi ve yetki alanı içerisinde olmayan bir işi yapmaya zorlanmış gibi konuşmalar yapıl­
masını, hem milletvekilliği görevimizle bağdaştıramıyorum hem de Anayasa Mahkemesinin saygın
konumuna karşı yanlış bir tutum olarak değerlendiriyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
AHMET YENİ (Samsun) - Karşıyı oku, karşıyı!
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Araslı.
V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
/.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ha­
tay Milletvekili Sadullah Ergin, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa, İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz,
Bursa Milletvekili Faruk Çelik ve 2 Milletvekilinin; Milletvekili Genel Seçimlerinin Yenilenmesine
İlişkin Önergesi ve Seçimin 22 Temmuz 2007 Pazar Günü Yapılmasına Dair Anayasa Komisyonu
Raporu (4/455) (S.Sayısı: 1407) (Devam)
BAŞKAN - Şimdi, önerge üzerinde, Hükümet adına, Adalet Bakanı Cemil Çiçek söz istemiş­
lerdir.
Buyurun Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepini­
zi saygıyla selamlıyorum.
Anlaşılıyor ki, 22'nci Dönemin son toplantılarını yapıyoruz. Aslında, böyle bir talep olmasay­
dı dahi, 30 Haziran tarihi itibarıyla zaten beşinci yasama yılını doldurmuş olacaktık. Tabiatıyla, beş
yıla yakın bir süreden beri bu çatı altında görev yapan insanlar olarak, seçime giderken, burada di­
le getireceğimiz hususlar ve değerlendirmelerin, ortamın nezaketine, ortamın hassasiyetine ve neti­
cede son toplantılar olduğuna göre, bunun anlamına uygun olarak burada beyanların ve değerlen­
dirmelerin yapılması, zannediyorum uygun olur diye düşünüyorum.
Böyle bir cümleyi sarf etmemin sebebi: Gerek bu taleple ilgili gerekse Danışma Kuruluyla il­
gili olarak yapılan konuşmalarda -"Burada sağduyulu konuşmamız gerekir." diye Sayın Koç'un bir
ifadesi var, ben de ona katılıyorum- özellikle içinden geçtiğimiz süreci de dikkate alarak, sağduyu­
yu öne çıkararak, aklımızı öne çıkararak, hissiyatımızı biraz daha ikinci plana bırakarak bu değer­
lendirmeleri yapabilirsek, demokratik kazanımlar açısından bunun önemli olduğunu düşünüyorum.
Bir şeyi daha ifade etmek isterim: Burada yapılan konuşmalarda, birbirimizle ilgili, dışarıda
yanlış anlamalara, yanlış kabullere, yanlış değerlendirmelere ve yanlış bir kısım tartışmalara imkân
verecek ifadeleri de mümkün olduğu kadar konuşmalarımızın dışında tutmamız gerekiyor. Nedir
dersek: Tabiatıyla, siyasi partiler demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. Bir ülkede bir-525-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
O.l
den fazla parti varsa ülke sorunlarına farklı çözüm getiren o kadar da kuruluş var demektir, hatta
ondan çok daha fazladır. Onun için, doğru da bir değildir, sorunun çözümüne yaklaşım tarzı da bir
değildir; biz böyle düşünürüz, bir başka parti öyle düşünür, bir başkası başka türlü düşünür. Netice­
de, bunlar kamuoyu önünde tartışılır, millet sandıkta hangisini tercih ederse onu iktidar, diğerlerini
de muhalefet yapar. Sonra da bu uygulamalara bakar, icap ediyorsa konumlarını da değiştirir.
Ancak, bu siyasi tartışmalarda, seçimlere giderken, hiç tartışamayacağımız, tartışmamızın her
halükârda dışında tutmamız gereken hususlar var. Bunların başında, Anayasa'mızın l'inci madde­
sinde diyor ki: "Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir." 2'nci maddesinde "Türkiye Cumhuriyeti, top­
lumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı..." diye başlayan
ve devletin niteliği olarak, cumhuriyetin niteliği olarak "... demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk
devletidir." diyor. 3'üncü maddesinde "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür."
diyor; "Dili Türkçedir." diyor; "Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır." di­
yor; millî marşının İstiklal Marşı olduğunu, Başkentinin de Ankara olduğunu söylüyor. 6'ncı mad­
desinde de egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğunu çok açık ifade ediyor. Aşağıda bu ege­
menliğin kullanışıyla ilgili husus vardır; yoksa, egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.
Bununla söylemek istediğim şey şu: Partilerimiz farklı da olsa, düşüncelerimiz farklı da olsa,
siyasi konumlarımız farklı da olsa, bu ülkede siyaset yapan herkesin ve 73 milyon Türk vatandaşı­
nın hepsinin, bu saydığımız hususlar ortak paydasıdır. Bunu ne seçimde ne seçimden önce ne de se­
çimden sonra tartışma konusu yapamayız. Hiçbir, hükümetin de görevi, bunlara ters düşen bir icra­
at yapmamaktır. Biz 59'uncu Hükümetiz, gerek biz, bizden evvelki de 58 hükümet, buradaki husus­
ları hayata geçirmek için hükümet olmuştur, bunun için çaba sarf etmiştir. Farklı partilerden olabi­
liriz ama, hepimizin millî marşı İstiklal Marşı'dır, bunda tereddüt yok. Farklı siyasi düşüncelerden
olabiliriz ama, Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.
Şimdi, iktidar icraatlarını, âdeta bunlara ters, bunlara karşı, bunları kabul etmez veya yukarıda
saydığım ilkeleri zayıflatan icraatlar gibi değerlendirmek bence çok doğru olmaz, çok haklı bir de­
ğerlendirme de olmaz. Birbirimize gerekçesi olmayan, çok sağlam delillere dayanmayan bir kısım
siyasal üslup içerisinde, hükümetleri bu neviden zan altında bırakırsak, bunlar, zannediyorum, Tür­
kiye'deki siyasi tansiyonu daha da yükseltir. Diyoruz ki, zaten, seçimlerin biraz öne alınmasının se­
bebi, şu yaşadığımız süreçte sorunların çözümünü tek başına Parlamento çatısı altında şu dönemde
bulamayacağımız için, diyoruz ki "Bu tartışmaları millete götürelim." Millete götürelim ama, mil­
letin de bu kararları verebilmesi için, sağlıklı bir ortamda, gergin olmayan bir ortamda bu kararları
verebilirse çok daha iyi olacaktır. Hâlbuki, suçlama üslubu içerisinde biz bu işi tartışmaya çalışır­
sak, seçimi yaparız, sonra, seçimden sonra bu tartışmaları yine devam ettiririz. Bundan da ülkeye
fayda gelmez.
Onun için, biz, bütün bu ve benzeri süreç içerisinde geçmişte yaşanan sıkıntıların da bir değer­
lendirmesini yaparak diyoruz ki: "Evet, seçimler 4 Kasımda yapılacaktı, ama, bunun öne alınmasın­
da zaruret var. Bunu herkes istiyor. Mümkün olduğu kadar çabuk sürede bu seçimlerin yapılmasını
istiyor, biz de istiyoruz." Şimdi önümüzde bir talep var. Deniliyor ki "Bu seçimler -Meclise geldiği
tarih itibarıyla söylüyorum- 24 Haziranda yapılsın."
Şimdi, bu tarih tespit edilirken, hiçbir yerle konuşulmadan bu tespit yapılmış değil. Bunu not
olarak düşmemiz gerekiyor, herkes biliyor. Yani, iktidar, 24 Haziran seçimini bir emrivaki ile getir­
medi. Belki, kurumsal olarak resmî bir yazı olmadı, ama, Yüksek Seçim Kurulu ile görüşüldü. Ben
de görüştüm. Olayın tanığı olarak ifade etmek istiyorum. Geçmiş seçimlere de baktık ne kadar sü­
re içerisinde yapıldı diye; elli yedi günde yapılan var, elli sekiz günde yapılan var, kırk bir günde
yapılan var veya daha uzun sürede yapılanlar var. Bu konuşmalardan çıkan sonuç şu oldu ki, altmış
gün civarında, iki ay içerisinde bu seçimler yapılabilir. Bu karar verilmezden evvel de, bu görüşme
telefonla yapıldı. Onu hesaba katarak, acaba 24 Haziran, bilemediniz 1 Temmuz, bu seçimleri ya­
palım. Ne söyleyeceksek birbirimizle ilgili, bunu zaten millet biliyor. Çok şükür, Türkiye, açık bir
-526-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
0:1
toplum; sayısız kanallar var, başka türlü bilgi edinme kanalları var; bunlardan biliyor. Bu tartışma­
ları bir de kendisi değerlendirir. Çünkü, hepimiz "millet böyle düşünüyor, millet böyle istiyor" diyo­
ruz. O hâlde, en kısa sürede bu tartışmaları neticelendirmenin yolu, seçimleri öne almak. Biz, 24 Ha­
ziran dedik. Ben şahsen görüşme de yaptım Yüksek Seçim Kuruluyla. Başka arkadaşlarımızdan da
görüşenler vardır, olmuş olabilir. Dün toplantı yaptılar, akşam saat 19.30'daki Anayasa Komisyonu­
na, Yüksek Seçim Kurulunun Sayın Başkanı, Sayın Başkan Vekili de geldi. Onlar da bir çalışma yap­
mışlar ve söyledikleri şey şudur: "22 Temmuzdan evvel seçimlerin yapılması bizim açımızdan fiilen
ve hukuken imkansızdır." dedi. Yani, 22 Temmuz tarihini belirleyen biz değiliz. Biz istedik ki, 24 Ha­
ziranda yapılsın, olmazsa, 1 Temmuzda yapılsın; hadi, bir adım daha gidelim, 8 Temmuzda yapılsın.
Şimdi, bir seçim yapacağız. Bu seçimin, bu tartıştığımız konulara bir aydınlık getirmesi lazım,
bir açılım getirmesi lazım. Bunun teknik boyutları var. Bu işten sorumlu anayasal kuruluş diyor ki:
"Biz, bunu, 22 Temmuzdan evvel yapamayız." Bunu, şunun için söylüyorum.
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Size daha önce onu söylemediler mi?
ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Hayır.
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Konuşmadınız mı o zaman?
ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Efendim, hayır. Bize bunu söylemediler. Bi­
ze söylediklerini ifade ediyorum. "İki ay gibi bir süre içerisinde yapılabilir." dedi. Bu, belki kişisel
kanaatti, bunu söyleyenler açısından, ama, neticede dün uzun bir toplantı yaptılar. Sizin elinizde de
var. "Süreleri asgariye indirmek suretiyle, en kısa sürede biz 22 Temmuzda yapabiliriz." dedi. Çün­
kü, seçimlerin hâkim teminatı altında yapıldığına ve bu işin teknik sorumluluğu, hukuki sorumlu­
luğu Yüksek Seçim Kurulunda olduğuna göre, onun dediği takvimi kabul etmek gibi bir mecburi­
yet, bizim için ortada ve aşikâr.
Dün, ben, kendilerinden -yine içinizde arkadaşlarımız da var- "Acaba, bunu daha öne çekebil­
me noktasında bir şey olabilir mi?" diye sordum. Açıkça tutanaklarda da vardır ki, biz seksen gün­
den evvel seçimleri yaptığımızda, bu tartışmalı olabilir, bu sıkıntılı olabilir dediler; mealen söylü­
yorum. Yani, "Bizim bunu daha erkene çekme imkânımız olmadı." dediler.
Bunu niçin söylüyorum? Biraz evvel buradaki konuşmalarda denildi ki: "Hiçbir yerle konuşul­
madan, görüşülmeden, neye göre bu tarih tespit edildi?" Konuştuk, ama, neticede, dün, kurumsal
olarak ortaya çıkan görüş -takvimlendirilmiş de ve üstelik bu kararın bugün alınması kaydına bağ­
lı olarak- 22 Temmuzdur. Bugün bu karar alınmazsa buradaki her gecikme takvimi biraz daha ile­
riye itecektir. 22 Temmuz yerine temmuzun sonuna, ağustosun başına veya daha ileri bir tarihe ka­
yacaktır. Onun için, aslında konuşularak yapılmıştır, istişare edilerek yapılmıştır. Kaldı ki, bir zaru­
ret daha var, onu da ifade ediyoruz: "Bir an evvel seçim, derhal seçim, olabildiğince çabuk seçim"
denildiğine göre, bu tartışmalara bir yerde de noktayı koymamız lazım, çünkü, bu tartışmaları da­
ha uzun süre toplumun gündeminde tutmanın, gerek ekonomik gerek siyasi istikrar gerekse Türki­
ye'yle ilgili yapılacak birçok iş bakımından bir an evvel neticelendirilmesinde fayda var, bunun ka­
muoyu açısından bilinmesinde de fayda var. "Neden 24 Haziran denildi de sonra 22 Temmuza gi­
dildi?" deniliyor ise, bu, teknik zaruretlerden dolayıdır, Yüksek Seçim Kurulunun sağlıklı bir seçim
yapılabilmesi için "olmazsa olmaz" dediği seksen günlük süre içerisindeki ilk takvimdir, yani, 22
Temmuz. "Daha evvel yapılma şansı yok." deniliyor. Öyle olduğuna göre, bu önümüze gelen tale­
bi bu çerçevede değerlendirmek ve neticede tartıştığımız ne konu varsa bunları bir an evvel götür­
mekte ülkenin yararı olduğunu düşünüyorum. İnşallah, bu seçimler milletimiz için hayırlı ve uğur­
lu olur, yeni bir dönem için yeni bir başlangıç olur.
Bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Önerge üzerinde şahsı adına söz isteyen Ümmet Kandoğan, Denizli Milletvekili.
Buyurun Sayın Kandoğan. (AK Parti sıralarından alkışlar)
-527-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
0:1
ÜMMET KANDOGAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla se­
lamlıyorum.
Bugün 73 milyon vatandaşımız gözlerini Türkiye Büyük Millet Meclisine çevirmiş, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin alacağı tarihî bir kararı bekliyor. Bugün hepimiz burada bir samimiyet sı­
navından geçiyoruz, çünkü, günlerden beri, aylardan beri Türkiye'de erken seçimi dile getiren...
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Samimiyetin örneği sensin Ümmet!
ÜMMET KANDOGAN (Devamla) -.. .ve derhâl seçime gidilmesini isteyenlerin bugün bu ka­
rar karşısında nasıl bir tavır ve tutum takınacaklarını bütün milletimiz merakla bekliyor. Ben de
meydan meydan dolaşıp erken seçim yapılması gerektiğini ifade ettim ve bugün de o görüşlerimin
arkasında durarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin yeniden halkın iradesine başvurması için, tek
karar verici merci olan halka müracaat edilmesinin önünü açmak için toplandık. Hiçbir kimse, hiç­
bir siyasi parti geçmişteki erken seçim ile ilgili söylediklerinin tersine bir tutum ve tavır içerisine
girmesin. Çünkü, bütün siyasi liderler "derhâl seçim", "erken seçim", "2006 yılında seçim" diye di­
ye meydan meydan dolaştılar. İşte, bugün, bu tarihi fırsat hepimizin önüne gelmiştir. Bu nedenle,
verilecek olan karar, burada kaldırılacak olan bütün parmaklar veya kaldırılmayacak olan parmak­
lar bunun hesabını 24 Temmuzda yapılacak sandıkta millete...
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Şaşırma!
ÜMMET KANDOGAN (Devamla) - 22 Temmuzda yapılacak seçimde millete vermek mecbu­
riyetindedirler.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Şaşırıyorsun!
ÜMMET KANDOGAN (Devamla) - Şimdi, bakınız, ben bu konuyla ilgili görüşlerimi çok net
ve açık bir şekilde belirttim. Cumhurbaşkanlığıyla ilgili olarak, seçimlerle ilgili görüşümü de açık
ve net bir şekilde belirttim. Tarih 6 Mart 2007, Sabah gazetesi köşe yazarı Muharrem Sarıkaya...
Lütfen oraya müracaat edin. İki gün sonra Hadi Özışık, Star gazetesi... Lütfen oraya müracaat edin.
Uğur Aksöz burada mı bilmiyorum, Kanal B'de bir canlı yayında Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgi­
li olarak Meclise gireceğimi canlı yayında ifade ettim. Bu benim demokrasi anlayışımın gereğidir.
Halkın... (AK Parti sıralarından alkışlar) En üstün iradenin halk iradesi olduğunu, millet iradesi ol­
duğunu meydanlarda bağıra bağıra Türkiye Büyük Millet Meclisine gelen birisi olarak ifade etmek
istiyorum ki...
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Anlat, anlat, heyecanlı oluyor!
ÜMMET KANDOGAN (Devamla) - ...meydanlarda Cumhurbaşkanını halkın seçmesi gerek­
tiğini söyleyenler, Çağlayan'da, Tandoğan'da toplananların halkın sesi olduğunu iddia edenler, işte
sandık önünüze geliyor, işte "halk Cumhurbaşkanını seçsin" diyor. Niçin bunlardan kaçılmaya çalı­
şılıyor şimdi? Niçin? Hani Tandoğan'daki, Çağlayan'daki insanlar, Cumhurbaşkanını halkın seçme­
si gerektiğini söyleyenler veya şunun veya bunun Cumhurbaşkanı olamayacağını iddia edenler?
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Artvin) - AKP seçsin, AKP!
ÜMMET KANDOGAN (Devamla) - İşte sandık, kimi istiyorsanız aday gösterin. Kimi istiyor­
sanız aday gösterin. (AK Parti sıralarından alkışlar) Hakkâri'deki vatandaş da bu ülkenin vatanda­
şıdır, Edirne'deki vatandaş da bu ülkenin vatandaşıdır.
Bakınız, bir şey söylemek istiyorum: Yedi yıldan beri Cumhurbaşkanlığı makamında oturan
Sayın Ahmet Necdet Sezer, demek ki bu Anayasa'ya aykırı olarak seçilmiş. (AK Parti sıralarından
"Evet, doğru" sesleri) Niçin? Ahmet Necdet Sezer'in Cumhurbaşkanı seçilmesiyle ilgili olarak Ana­
yasa Mahkemesine gidilmemiş olabilir, o ayrı mesele...
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - 367 kişi vardı o zaman. Bilmeden konuşma! O toplantıda
367 kişi vardı.
-528-
TBMM
B: 98
3.5.2007
O: 1
ÜMMET KANDOGAN (Devamla) - Üçüncü turda alınan oy 330; birinci ve ikinci turlarda üç­
te 2 çoğunluk sağlanmadan Cumhurbaşkanı seçilmiş ve Sayın Ahmet Necdet Sezer, eğer Anayasa
Mahkemesinin bu kararı doğru ise, yedi yıldan beri orada Anayasa'ya aykırı bir şekilde oturmaya
devam etmiş. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BERHAN ŞİMŞEK (İstanbul) - Ne bilgin var da konuşuyorsun? Okudun mu?
ÜMMET KANDOGAN (Devamla) - Sayın Sezer orada oturunca bir problem yok veya Turgut
Özal seçimlerinde bu gündeme getirilmiyor, Sayın Süleyman Demirel'in aday olduğu seçimlerde bu
gündeme getirilmiyor. Siz nerelerdeydiniz o gün? Niçin bu meseleleri dile getirmediniz? Niçin Ana­
yasa Mahkemesine gitmediniz? Ama, 22'nci Dönem Parlamentosu seçecek olunca, Anayasa Mah­
kemesine. ..
Ben, her zaman bu seçimin Mecliste başlayıp Mecliste bitmesi gerektiğini söyledim, her plat­
formda bunu dile getirdim, ama, ne enteresandır ki, Anayasa Mahkemesinin kararının açıklandığı
gün, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezinde bu karar alkışlarla karşılanmıştır.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Bravo(!) Bravo(!)
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Ne yapacaktık?
ÜMMET KANDOGAN (Devamla) - Evet, alkışlarla karşılandı.
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Sen üzüldün mü?
ÜMMET KANDOGAN (Devamla) - Hani millet iradesinin üstünlüğü? Hani en yüce karar or­
ganı olarak vasıflandırdığımız Türkiye Büyük Millet Meclisi iradesinin bir mahkeme kararıyla or­
tadan kaldırılması?
CANAN ARITMAN (İzmir) - Dün söyledikleriniz...
ÜMMET KANDOGAN (Devamla) - Bakınız, Türkiye'deki hukukçuların yüzde 99'u bu kara­
rın siyasi olduğunu söylüyor, "siyasi bir karardır" diyorlar. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Yalan söylüyor kim diyorsa...
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Artvin) - Sayın Kandoğan, Ahmet Necdet Sezer, bu Mecliste bu­
lunan beş partinin ortak adayı olarak Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, işte tarihî bir fırsat önümüzde.
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Artvin) - Demagoji yapmayın!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Tarihî bir fırsat önümüzde.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Fırıldaklık yapma!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Hiçbir mazeretin arkasına sığınmayın, hiçbir gerekçenin
arkasına sığınmayın. Geliniz, burada, milletin huzurunda, 70 milyonun huzurunda üç ay önce, beş
ay önce, bir sene önce ne söylemişseniz erken seçimle ilgili, aynı kararın arkasında durun. Millet,
bugün, bütün siyasi partilerden bunu bekliyor.
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Artvin) - Oylamada görürsün bizim kararımızı.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Oylamada görürsün...
BAŞKAN - Sayın Bayındır, lütfen...
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, şimdi...
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Kendinde değilsin sen, boş konuşuyorsun!
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Salla!
BAŞKAN - Sayın Bodur...
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Şimdi, bakınız, ben, halkın iradesine saygı duyan, halk­
la beraber yürüyen, halk ne diyorsa o olması gerektiğini söyleyen...
-529-
TBMM
B: 98
3.5.2007
O: 1
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - At! At!
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Neler söyledin sen buradan...
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - .. .1946 şafağında yola çıkan, "yeter, söz milletindir" düs­
turunu bugün benimseyen bir partinin milletvekili olarak konuşuyorum.
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Sen buradan neler söyledin be!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Partim...
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Hangi parti?
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - ...beni, demokrasiye inandığım için, halk iradesinin üs­
tünlüğüne inandığım için...
ATİLA EMEK (Antalya) - Nereden adaysın, hangi partiden?
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - ...Türkiye Büyük Millet Meclisine girdiğim için, kesin
İhraç talebiyle disipline sevk etti.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - İyi yaptı!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Ben, şu anda Doğru Yol Partisinde disiplin soruşturma­
sıyla yargılanan bir milletvekiliyim, ama, merak ediyorum...
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - AKP açıkta bırakmaz seni!
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Dön AKP'ye! Dön AKP'ye!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - . . .merak ediyorum, "yeter, söz milletindir" düsturunu be­
nimseyen ve 2007 yılında bu misyonun Türkiye'deki temsilcisi olduğunu söyleyen Doğru Yol Par­
tisi, kendi bir milletvekiline, oylamaya katıldığı için, anayasal görevini yerine getirdiği için, en yü­
ce organ olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde oyuyla Cumhurbaşkanlığı seçimine katkı yaptığı
için disiplin soruşturması açan partime soruyorum: Siz Ümmet Kandoğan'a ne soracaksınız? (AK
Parti sıralarından alkışlar) Türkiye Büyük Millet Meclisine niçin girdin diye mi soracaksınız?
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Nasılsa geldiğin yere gideceksin!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri...
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Nasılsa geldiğin yere gideceksin!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bakınız, işte 22 Temmuz...
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Ümmet, tarihe geçtin, tarihe!
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başbakan mesajı aldı, merak etme.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - İşte sandık, işte seçim tarihi...
Bakın, buraya yazmışsınız...
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Mesaj alınmıştır, adaylık tamam.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Buraya yazmışsınız, seçimin...
Bakın, gerekçenizi okuyorum...
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - AKP'den adaylık tamam, yeter artık!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Gerekçenizi okuyorum: "Takvim üzerinde bir inceleme
yapılarak..."
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - "...seçimi önerilen tarihten..."
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Mesaj alındı Sayın Başkan.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - "...öne çekebilme imkânı araştırılmadan..."
-530-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
0:1
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başbakan da biliyor, yer belli, yormasın kendini.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - "...böyle bir araştırma yapılmasına imkân tanınmadan
alınması nedeniyle bu karara katılmıyoruz." diyorsunuz.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Tamam, tamam... AKP listesine aldı.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Yani, gerekçeye yazdığınız farklı, buraya gelip söyledi­
ğiniz farklı. Siz orada diyorsunuz ki, tarih öne alınsın...
BERHAN ŞİMŞEK (İstanbul) - Ümmet, yorma kendini.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Yorma kendini!
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Bağırma, bağırma!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - ...burada diyorsunuz ki, seçim takvimi sıkıştırılmıştır,
birçok şeyi uygulama imkânı yoktur.
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Ümmet, yorma!
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Erdoğan mesajını aldı.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Hangisi doğru? Hangisinde samimisiniz? (AK Parti sıra­
larından alkışlar)
Bakın, Cumhuriyet Halk Partisi bu konuda misyonuna yakışanı yapmıştır.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Tamam, tamam... Tamam, yerin belli oldu.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - CHP adını ağzına almak yakışıyor mu sana!
BAŞKAN - Sayın Bodur...
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Çünkü, siz, 1960 ihtilalini de alkışlayan bir partisiniz!
(AK Parti sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Ne zaman halk...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kandoğan, lütfen toparlayınız...
ATİLA EMEK (Antalya) - Vay zavallı vay!.. Nereden adaysın?
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Dönekliğin de bir ölçüsü olur be! Dönekliğin de bir ölçüsü olur!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Ne zaman halk kendi hür iradesiyle kararını vermiş ve
1950 yılında "ak" bir devrimle iktidara gelmiş ve on yıl süreyle bu memlekete, bu millete hizmet
etmiş bir partinin ihtilalle yönetimden uzaklaştırılması karşısında...
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Tamam, tamam...
BERHAN ŞİMŞEK (İstanbul) - Ümmet yorma kendini! Liste tamam, tamam.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - ...bu kararı alkışlayan bir parti olmuştur Cumhuriyet
Halk Partisi. (AK Parti sıralarından alkışlar) Onun için, gün, demokrasiye inanma günü; gün, de­
mokrat olma günü; gün, halkın iradesine inanma günü. (AK Parti sıralarından "Bravo" sesleri,
alkışlar)
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Sen fırıldaksın, fırıldak! Fırıldaksın sen!
BAŞKAN - Sayın Bayındır, lütfen oturun. Sayın Bayındır...
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Gün, halkın tercihlerine sonuna kadar gönülden bağlı ol­
ma günü.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Yazıklar olsun sana!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Bu duygu ve düşüncelerle sizleri saygıyla selamlıyor...
-531-
TBMM
B: 98
3.5.2007
O: 1
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Selamlama beni!
ÜMMET KANDOGAN (Devamla) - .. .yapılacak olan seçimlerimizin milletimize...
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Alkışlayın... Alkışlayın...
ÜMMET KANDOGAN (Devamla) -...memleketimize hayırlar getirmesini temenni ediyor,
sizleri saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kandoğan.
Anayasa Komisyonunun, Milletvekili Genel Seçimlerinin Yenilenmesi ve Seçimin 22 Temmuz
2007 Tarihinde Yapılmasına Dair 1407 sıra sayılı Rapor'unun görüşmeleri tamamlanmıştır.
İç Tüzük'ümüzün 95'inci maddesi hükmü uyarınca Komisyon raporu açık oya sunulacaktır.
Açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul eden­
ler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için beş dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik
personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulaları­
nı, oylama için öngörülen beş dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığı­
nı, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama
için öngörülen beş dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Milletvekili Genel Seçimlerinin Yenilenmesi ve Seçimin 22
Temmuz 2007 Tarihinde Yapılmasına Dair 1407 sıra sayılı Anayasa Komisyonu Raporu açık oyla­
ma sonucu:
Oy sayısı
: 458
Kabul
: 458 (x)
(Alkışlar)
Böylece, Komisyon raporu kabul edilmiştir. Milletvekili genel seçimlerinin yenilenmesi ve se­
çimin 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılması Meclisimiz tarafından kabul edilmiştir.
Sayın milletvekillerimize, tüm partilere, Türk milletine ve Türk demokrasisine hayırlı ve uğur­
lu olsun diyorum.
Birleşime saat 15.00'e kadar ara veriyorum.
Kapanma saati: 13.25
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.
-532-
TBMM
B: 98
3.5.2007
0:2
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKÇİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 98'inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Kanun tasarısı ve tekliflerini görüşmeye devam edeceğiz.
2.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Ta­
rihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanu­
nuna Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212)
(S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - 2'nci sıraya alınan kanun teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon rapo­
ru gelmediğinden, teklifin görüşmelerini erteliyoruz.
3'üncü sıraya alınan, Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Ko­
misyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4'üncü sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili Faruk
Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştır­
ma ve Turizm ile Adalet Komisyonları Raporları'nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam ede­
ceğiz.
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, İmar Ka­
nununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile
Adalet Komisyonları Raporları (2/820) (S. Sayısı: 1337)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5'inci sıraya alınan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Bursa Milletvekili Faruk
Çelik, Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa, Hatay Milletvekili Sadullah Ergin, İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz ve 194 Milletvekilinin; 2709 Sayılı Türkiye Cumhu­
riyeti Anayasasına Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Ra­
poru'nun birinci görüşmelerine başlayacağız.
5.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Bursa Milletvekili Faruk Çelik, Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa, Hatay Milletvekili Sadullah Ergin, İstan­
bul Milletvekili irfan Gündüz ve 194 Milletvekilinin; 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına
Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/1011) (S. Sa­
yısı: 1408) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.
Komisyon Raporu 1408 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde, AK Parti Grubu adına söz isteyen Suat Kılıç, Samsun Milletvekili.
Buyurun Sayın Kılıç. (AK Parti sıralarından alkışlar)
(x) 1408 - S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
-533-
TBMM
B: 98
3.5.2007
0:2
AK PARTİ GRUBU ADINA SUAT KILIÇ (Samsun) - Sayın Başkan, çok saygıdeğer millet­
vekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın milletvekili seçilmeyle ilgili hükümlerini düzenleyen
67'nci maddesinin son fıkrasıyla ilgili Anayasa değişikliği teklifi üzerinde AK Parti Grubunun gö­
rüşlerini aktarmak üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, yüce heyetinizi en samimi duygu­
larla, saygıyla selamlıyorum.
Çok saygıdeğer milletvekilleri, hatırlanacağı gibi, 1982 Anayasası dâhil olmak üzere, önceki
anayasalarımızda milletvekili seçilmenin koşullarının belirlendiği hükümler çerçevesinde, milletve­
kili seçilmenin alt sınırı olarak tayin edilen yaş sınırı otuz olarak belirlenmişti ve nihayet, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin genel iradesi ve seçimler öncesinde, başta Adalet ve Kalkınma Partisi ol­
mak üzere, bütün siyasi partilerimizin vermiş olduğu sözler doğrultusunda, milletvekili seçilme ya­
şını otuzdan yirmi beşe indirmeye yönelik bir çalışmanın altyapısı Parlamentoda oluşturuldu.
Çağdaş bütün demokrasilerde, parlamenter sisteme dayalı yönetim biçimlerinin tamamına ya­
kınında, özellikle Avrupa demokrasilerinde, Amerika Birleşik Devletleri'nde ve Uzak Doğu'da, Ja­
ponya'da milletvekili seçilme yaşının pek çok ülkede seçme yaşıyla eşitlendiğini görüyoruz. Bazı
ülkelerde seçme yaşı on sekiz, seçilme yaşı on dokuz; bazı ülkelerde seçme yaşı on sekiz, seçilme
yaşı yirmi bir, yirmi üç, yirmi beş ama, hiçbir demokraside seçilme yaşı otuz gibi, artık, günümü­
zün dünyasında, günümüz gençliğinin yetişme koşullarında eğitim şartlarıyla kıyaslandığında, çok
ileri bir yaş sayılabilecek otuz yaş sınırında değil.
AK Parti, kuruluşunda dizayn ettiği Parti Programı'nda, Türk gençliğine milletvekili seçilme
yaşını yirmi beşe indirmenin taahhüdünü vermiştir ve yine AK Parti, 3 Kasım 2002 seçimlerine gi­
derken hazırlanan Seçim Beyannamesi'nde, iktidar sürecindeki performansının içine, milletvekili
seçilme yaşını otuzdan yirmi beşe indireceğinin taahhüdünü, yine bu beyanname kapsamında da
halkımıza vermiş, gençliğimizle bu söz üzerinde bir akitleşmeye girmiştir.
Zaman gösterdi ki, gerek Cumhuriyet Halk Partisi gerekse Türkiye Büyük Millet Meclisinde
grubu bulunan diğer siyasi partilerin de, gençlerimizin seçilme yaşını otuzdan yirmi beşe indirme
konusunda hemfikir oldukları bir uzlaşma zemini var.
2003 yılında Parlamentomuzda oylanan, kabul edilen, ancak Sayın Cumhurbaşkanı tarafından
tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine iade edilen Anayasa değişikliği teklifi
kapsamında, seçilme yaşının yirmi beşe indirilmesi kabul edildi, ancak iade edilen Anayasa deği­
şikliği teklifinin tekraren görüşmeleri yapılmadığından dolayı, 2003 yılından bu yana bu konu bek­
lemede kaldı. Nihayet, son aylarda, seçime bir yıl kala -malum, değişen kanunlar yapılacak ilk se­
çimde uygulanamıyor- 4 Kasım 2007 tarihinde, seçimlerin normal vaktinde yapılacağı varsayımına
dayalı olarak, 2006 yılının sonbaharında, Parlamentonun beşinci yasama yılının ilk aylarında, yine,
geniş bir uzlaşma zemini üzerinde kalınmak kaydıyla, milletvekili seçilme yaşının otuzdan yirmi
beşe düşürülmesi konusunda iktidar ve ana muhalefet grubu hemfikir olarak bir düzenlemenin altı­
na imzasını koydu. Parlamentonun tamamının mutabakatıyla sağlanan bu Anayasa değişikliğiyle
otuz yaşının altındaki 40 milyon gencimize yirmi beş - otuz yaş aralığındaki arkadaşlarının kendi­
lerini temsilen Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altına girebilmelerinin yasal ve hukuki zemini
hazırlanmış oldu. Ancak, ara vermeden önceki kabul edilen seçim kararı doğrultusunda yeni bir dü­
zenleme yapmak kaçınılmaz hâle geldi. 1982 tarihli Anayasa'mızın 67'nci maddesinin son fıkrası
der ki: "Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde
yapılacak seçimlerde uygulanmaz." Dolayısıyla kararı alınan 22 Temmuz 2007 pazar günü yapıla­
cak olan seçimlerde 2006 yılının sonbaharında yapılan seçilme yaşını yirmi beşe indiren Anayasa
değişikliğinin uygulanabilmemsinin yasal zeminini, anayasal zeminini hazırlamak üzere AK Parti
Grubu tarafından verilen teklifi görüşmek üzere burada bulunuyoruz.
Ben inanıyorum ki, Türk gençliği, bugün, bütün dikkatiyle Parlamentomuzu izlemektedir. Bu­
gün burada vereceğimiz sınav fevkalade önemli ve 10 milyonlarca gencimizin Parlamento zeminin-534-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
O: 2
de temsili adına tarihî değerde bir karar olacaktır. Parlamentoda bu konu üzerinde herhangi bir fi­
kir ayrılığı söz konusu değil. Üyesi olduğum Anayasa Komisyonu dün akşam saat 19.00 itibarıyla
toplanarak, müzakerelerin ardından bu konuyu karara bağlamış durumdadır.
AK Parti Grup Başkan Vekillerimizin imzalarıyla Anayasa Komisyonuna intikal eden Anaya­
sa değişikliği teklifi üzerinde AK Parti, CHP ve Anavatan Partisi Grupları mutabık kalmışlardır.
Dolayısıyla, bugün, birinci turunu yapacağımız Anayasa değişikliği oylamasında arzu edilen sayı­
ya Türkiye Büyük Millet Meclisinin genel mutabakatıyla ulaşabileceğimiz kanaatini taşıyorum.
Sayın Başkan, çok saygıdeğer milletvekilleri; şunu hemen ifade etmek isterim ki, genç cumhu­
riyetimiz, kuruluşuyla birlikte, cumhuriyetimizin kurucusu, yüksek irade Gazi Mustafa Kemal Ata­
türk tarafından Türk gençliğine emanet edilmiştir. Türk gençliğine emanet edilen Türkiye Cumhuriyeti'nin bugünden yarına ve yarından sonsuza kadar ilelebet payidar kalacağı cumhuriyetli uzun
yıllara hazırlanabilmesi için, gençliğimizin, yönetim süreçlerini, demokrasi süreçlerini, yasama
Meclisini yakından ve içinden tecrübe etmesi gerektiği kanaatindeyiz ve nihayet, bu tecrübeler, ge­
leceğin, emin olunuz ki, yönetim süreçlerine önemli katkılar sağlayacak demokratik tecrübeler, ama
gelecek açısından geleceğimizi inşa edecek önemli kazanımlar olacaktır.
Sayın Başkan, çok saygıdeğer milletvekilleri; AK Parti İktidarının, geride kalan dört buçuk yı­
lı içerisinde hayatın ve siyasetin her alanında atmış olduğu adımlar, bugün tek başına iktidar olan
grubumuzun, Atatürk'ün cumhuriyeti emanet ettiği Türk gençliğine verdiği değerin izleri ve işaret­
leriyle dolu bir icraat dönemine işaret etmektedir. Üyesi bulunduğum AK Parti, geride kalan dört
buçuk yıl içerisinde, Türk gençliğini modern çağın gereklerine gereken hazırlık ve donanımla ye­
tiştirmenin, hazırlamanın yoğun uğraşını, büyük gayretini vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nde, ya­
sama Meclisinde kabul edilen bütçeler içerisinde, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi, ilk kez, AK Par­
ti İktidarında, en fazla yatırım, en fazla harcama, en fazla eğitim gideri kalemlerini bünyesinde ba­
rındıran bütçeler olarak dizayn edilmiştir. Bu süre içerisinde, Türkiye genelinde 4.599 adet ilköğre­
tim okulu, genel lise ve meslek lisesi inşa edilerek hayata geçirilmiştir. 4.599 yeni okulla, Türk millî
eğitiminin kazandığı derslik adedi, 101.500 adet olarak gerçekleşmiştir.
Yine, bu süre içerisinde, özellikle, üniversite gençliğimizin barınma ihtiyacına cevap vermek
üzere, Türkiye genelinde, üniversite bulunan illerimizde, yüksek yatak kapasiteli 25 yeni öğrenci
yurdu Türk millî eğitimine ve yükseköğretimine kazandırılmıştır. Bu 25 yeni yurtta, 20.314 yeni öğ­
renci ve yatak kapasitesi de yükseköğretime kazandırılmıştır.
Değerli milletvekilleri, yine, AK Parti İktidarının bu geride kalan dört buçuk yıllık icraat süre­
si içerisinde, Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunun bütçesinde yüzde 246,5 oranında bir ar­
tış sağlanmıştır, yüzde 246,5. Bu rakam şuraya tekabül etmektedir: Sayın milletvekilleri, 2002 yılı­
nın Aralık ayı itibarıyla bir yükseköğrenim öğrencisinin devletten aldığı burs miktarı sadece 45
YTL. 2007 yılının Ocak ayı itibarıyla bir yükseköğrenim öğrencisinin devletten aldığı kredi mikta­
rı 150 YTL. 45 YTL'den 150 YTL'ye çıkan bir eğitime destek rakamı söz konusu ve yine, aynı sü­
reç içerisinde, devletten kredi ve burs desteği alan öğrencilerimizin sayısında yaklaşık iki katına va­
ran bir artış söz konusudur.
Değerli milletvekilleri, diğer taraftan, gençliğimizin ailelerinin ekonomik imkânsızlıkları nede­
niyle eğitim-öğretim süreçlerinin dışında kalmaması anlamında, Türkiye genelinde bütün ilköğre­
tim okulları ve ortaöğretim kurumlarında yaklaşık 411 milyon adet ders kitabı, varsıl-yoksul ayrı­
mı gözetilmeksizin, bütün öğrencilerimize, Hükümetimiz tarafından, ücretsiz olarak aktarılmış, in­
tikal ettirilmiştir.
Çok değerli milletvekilleri, çağımız bilgi ve teknoloji çağı. Atatürk'ün Türk milletine gösterdi­
ği hedef, muasır medeniyet seviyesine erişmek ve onun da üzerine geçebilmektir. Bu noktadan ba­
kıldığında, bilgi çağının gerisinde kalan, teknoloji çağının gerisinde kalan, bilişim ve bilgisayar ola-535-
TBMM
B: 98
3.5.2007
0:2
naklarının gerisinde kalan bir yeni neslin, gösterilen muasır medeniyet hedefine erişebilmesi hiçbir
koşul altında mümkün olamayacaktır.
AK Parti İktidarının, Türk gençliğini geleceğe hazırlamak adına, son dört buçuk yılda Türkiye
genelinde eğitim kurumlarımıza gönderdiği bilgisayar sayısı 410 bin adettir. Bu bilgisayarların ta­
mamı, ADSL, modem, hızlı İnternet ağıyla dünyaya erişebilme imkânını bütün okullarımızdaki bü­
tün yavrularımızın kullanımına sunmaktadır.
İşte bilgi çağı, işte Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk milletine ve Türk gençliğine hedef
olarak gösterdiği muasır medeniyet seviyesine erişme iradesinin kararlılığı.
Ben şuna inanıyorum ki, bilgi çağının gereklerini ilk etapta devletin temin ettiği bilgisayarlar­
la yakalayan bu gençlik, bu yeni nesil, çok yakın gelecekte Türkiye'nin beyin gücünü yüksek bir
kalkınma gücüne dönüştürecek iradeyi her koşul ve her şart altında ortaya koyacaktır.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - O, yedi yaşındaki kızlar ne oluyor Sayın Vekilim?
SUAT KILIÇ (Devamla) - Çok saygıdeğer milletvekilleri, Türk milletine güvenmemiz lazım.
Hepimiz aynı gemideyiz. 73 milyon vatan evladı farklı siyasi partilerin çatısı altında örgütlenmiş
olabiliriz, farklı dernekler, sendikalar, vakıflar altında örgütlenmiş olabiliriz, farklı dünya görüşle­
rimiz söz konusu olabilir, ama aynı geminin içindeyiz ve yol alacağımız istikamet aynı istikamettir.
Yatırım yapılan Türk gençliğine hepimizin sonuna kadar ve sonsuza kadar güvenmesi, itimat etme­
si, cumhuriyet çocuklarına, cumhuriyet kuşaklarına yaraşan bir mesuliyettir, bir sorumluluk duygu­
sunun gereğidir.
Hiçbirimiz, cumhuriyeti kuran iradeden daha fazla demokrat, daha fazla cumhuriyetçi olamayız.
Cumhuriyeti kuran yüksek irade Gençliğe Hitabe'sine "Ey Türk gençliği!" diye başlayarak ve sonu­
nu da "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur." cümlesiyle bağlayarak gençli­
ğimize duyduğu güveni ortaya koymuştur. Bizim bugün yapmamız gereken şey veya yapmakta ol­
duğumuz şey, bu yüksek iradeye, bu yüksek güvene sahip çıkmaktan ve layık olmaktan ibarettir.
Çok saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti -Bekir Bey konuşmasında ifade etti- bay­
rağımız bir, vatanımız bir, İstiklal Marşı'mız bir, özgürlük türkümüz bir. Atatürk'ün ifadesiyle, za­
ten, tasada ve kıvançta birlik içinde olanlar aynı kader bağıyla, aynı milletin akıbetine tabidir. Bu
kadar birlik içerisinde ayrılık türküleri söylemenin, bu kadar birlik hissi içerisinde bayrağı, vatanı,
İstiklal Marşı'nı, özgürlüğü kendimize layık, başkalarına fazla görmenin hiç kimse açısından savu­
nulabilir bir tarafı yoktur.
Erken seçim kararına ilişkin teklifin görüşmeleri sırasında, doğrusu kanımı donduran, beni
üzen ve ana muhalefet sözcüleri adına umutsuzluğa, hayal kırıklığına sevk eden cümleler buradan
ne yazık ki sarf edildi.
Çok saygıdeğer milletvekilleri, şunu hepimiz bilmeliyiz ki, hepimiz Türklük duygusunun coş­
kusunu yaşayabildiğimiz takdirde çok daha güçlü olacağız. Ay yıldızlı al bayrağın dalgalandığı se­
malar hepimizi heyecanlandırabildiği takdirde, emin olun, çok daha güçlü, çok daha sözü dinlenir
bir ülke olacağız. Meydanlardaki Türk bayrakları, birinin değil bütün toplumun temsiline yaradığı
zaman, daha güçlü, daha kudretli, daha kuvvetli olacağız.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - O bayrağı sen de biliyorsun, sen de al bir bayrak...
SUAT KILIÇ (Devamla) - Ama, ne zamanki birileri kalkar da, Türkiye Cumhuriyeti'ni yöne­
tenler hakkında, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı hakkında, Başbakanın makamını bir yana bırakın,
kendi makamına yakışmayan cümleler kurarsa, kurmaya kalkarsa, onların da cevabını vermek üs­
tümüze görevdir diye düşünüyorum.
Çok saygıdeğer milletvekilleri, kimse kimseye vatanperverlik dersi vermeye kalkmasın. 19
Mayıs 1919 tarihinde Samsun'da başlayan Millî Mücadele bayrağının altında hepimizin ecdadı ne­
fer olmuştur. Onun öncesinde, Çanakkale'yi geçilmez kılan ruh uğruna, Çanakkale'deki bayrağı dal-536-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
O: 2
galandırmak uğruna, Çanakkale'nin, Conkbayırı'nın, Anafartalar'ın topraklarına cansız bedenlerini
bırakan şehitlerin içerisinde hepimizin ecdadı vardır. Eğer ki, bunun bilinci, bunun sorumluluğu
duygusu içinde hareket edilirse, hiçbir muhalefet motivasyonu, muhalefete dair hiçbir itiraz, hiç
kimseyi haddini aşan, amacını aşan, boyunu aşan beyanlar vermek özgürlüğüyle karşı karşıya bı­
rakmayacaktır.
Çok değerli arkadaşlar, kimin kiminle kol kola yürüdüğü konusuna gelince, AK Parti Genel
Başkanı ve Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın kol kola yürüdükleri, Diyarbakır'dan
Edirne'ye, Trabzon'dan Muğla'ya, Antalya'dan Samsun'a, Van'dan Çanakkale'ye, Türk milletinin ev­
latlarıdır, bizi biz yapan değerler uğruna, bizi biz yapan değerler yoluna baş koyan vatanperver in­
sanlardır.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Biz kiminle yürüdük? Yunanlılarla mı yürüdük? Biz kiminle
yürüdük?
SUAT KILIÇ (Devamla) - Ama, illaki, muhalefet sözcüsü, getirir de, kimin, hangi vakit, ki­
minle yürüdüğünü hatırlattırma ihtiyacını hissederse...
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Sayın Vekilim, biz kiminle yürüdük? Yunanlılarla mı yürüdük?
SUAT KILIÇ (Devamla) - ...ona da vereceğimiz cevap, yine Türkiye Büyük Millet Meclisi
matbaasında basılan 19'uncu Dönem milletvekili albümü olacaktır. Bu albümün sayfalarını karıştır­
dığım zaman şunu görüyorum: Leyla Zana, Sosyal Demokrat Halkçı Parti Diyarbakır Milletvekili...
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Suat, ayıp ediyorsun ama!
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Bayatladı o, bayatladı, başka şey söyle.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Belki, kır kahvelerinde birkaç kişi kandırırsın artık onunla,
başka şey söyle.
BAYRAM ALİ MERAL (Ankara) - Celal Talabani'yi de anlat, Celal Talabani'yi!
SUAT KILIÇ (Devamla) - Evet, Alınak'lar, Doğan'lar, Sosyal Demokrat Halkçı Parti milletve­
killeri, 1991 senesinde onlarla bu kol kola yürüyenler...
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Başka şey söyle, başka şey! Bayat o, bayat!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kılıç, lütfen toparlar mısınız.
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Millî Selamet Partisi milletvekilleriyle kol kola yü­
rüyenler...
BAYRAM ALİ MERAL (Ankara) - Kol kola yürüyenler iktidar partisi milletvekilleri.
SUAT KILIÇ (Devamla) - ...onlarla kol kola yürüyen, onlarla aynı listeden Parlamentoya gi­
renler arasında...
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Millî Selamet Partisi milletvekilleriyle kol kola yü­
rüyenler arasında AK Parti milletvekilleri de var mı?
SUAT KILIÇ (Devamla) - Senin rahatsızlığını çok iyi anlıyorum.
.. .Antalya Milletvekili Deniz Baykal da var.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Bak, Şevki Yılmaz bakıyor oradan, Şevki Yılmaz!
BAŞKAN - Lütfen Sayın Kılıç... Karşılıklı konuşmayalım.
SUAT KILIÇ (Devamla) - Sizin rahatsızlığınızı çok iyi anlıyorum.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Bak, terör örgütü kurucuları burada yazıyor! Terör örgütü kurucu­
ları burada yazıyor!
-537-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
O: 2
BAŞKAN-Sayın Çetin...
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Bak, Şevki Yılmaz bakıyor oradan!
SUAT KILIÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bunları ifade etmemin nedeni sizi tahrik etmek,
sizi çileden çıkarmak değil.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Ta kendisini yapıyorsun! Ayıptır, ayıp!
SUAT KILIÇ (Devamla) - Az evvel 22 Temmuz 2007 tarihi için seçim kararı aldık, yeni bir se­
çime gidiyoruz.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Terör örgütünün kurucularını burada yazıyor!
BAŞKAN - Sayın Çetin, lütfen...
SUAT KILIÇ (Devamla) - Olur da seçimden çekinebilirsiniz, baraj endişesine kapılabilirsiniz,
ittifak arayışlarına girebilirsiniz.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Haddini bil, haddini!
SUAT KILIÇ (Devamla) - Yeniden 1991'deki hatalarınızı tekerrür ettirmeyin diye...
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Haddini bil, haddini!
SUAT KILIÇ (Devamla) - ...Parlamento adına, milletim adına, sizi dostane bir şekilde uyarı­
yorum.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Haddini bil, haddini!
SUAT KILIÇ (Devamla) - Ben haddimi biliyorum. Haddini bilmeyenler, 1991'de, işte bu say­
dığım isimlerle kol kola yürüyenlerdir.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Haddini bil, haddini!
ORHAN ZİYA DİREN (Tokat) - Senaryo yazma! Senaryo yazma!
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Haddini bil, haddini!
SUAT KILIÇ (Devamla) - Çok saygıdeğer milletvekilleri, yirmi beş yaşında milletvekili olma
hakkı ve hürriyeti anayasal çerçevesi içerisinde bugün oylanacak ve kabul edilecektir, öyle umuyo­
rum. Türk gençliğine hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kılıç.
Teklifin tümü üzerinde Anavatan Partisi Grubu adına söz isteyen İbrahim Özdoğan, Erzurum
Milletvekili.
Buyurun Sayın Özdoğan. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; değerli arkadaşlar hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Seçilme yaşının, bu seçim döneminde yirmi beş yaşa düşürülmesi üzerindeki Anayasa madde­
si üzerinde Anavatan Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi en derin saygılarım­
la selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün, adına "erken seçim" dediğimiz bir karar aldık. İnşallah, 22 Tem­
muzda bu erken seçimi yapacağız; ama, bana göre, Anavatan Partisine göre, bu erken bir seçim de­
ğil, geç kalınmış bir seçimdir. Çünkü, dört buçuk sene içerisinde AK Parti İktidarından bu millet,
bunun zulmünden inim inim inlemiştir. Dolayısıyla, geç kalınmış bir seçimdir değerli arkadaşlarım.
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR (Kütahya) - Bu "eylülde olsun" diyorsunuz diye yazıyor!
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bu millet 22 Temmuzda AK Parti­
nin defterini dürecektir. Bugün, AK Partinin milletvekillerine, AK Partiye sevdalanan iş çevreleri-538-
TBMM
B: 98
3.5.2007
0:2
ne baktığımız zaman, AK Partinin oylarını âlâyi illiyinde gösteriyorlar, yüzde 40'larda, yüzde
60'larda gösteriyorlar...
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR (Kütahya) - Bak, Anavatan'ın oyu 1,7 yazıyor!
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - Bunlar, kendilerini kandırmacadan başka bir şey değildir.
Bakın, bu millet 22 Temmuzda size dersini verecektir. Size, olmuş bir fıkra anlatmak istiyorum de­
ğerli arkadaşlar. Bakın, dinleyin değerli arkadaşlar. (AK Parti sıralarından gürültüler)
ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Sen Erzurum'a gidemiyorsun.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - Erzurumlu Naim Hoca'yı bilirsiniz, iyi bilirsiniz değil mi?
Bakın, iyi dinleyin değerli arkadaşlar. Bir gün, Erzurumlu bir dadaşın babası ölmüş, bir cuma günü
vefat etmiş ve Naim Hoca'ya gidip soruyor "Hocam, babam bugün vefat etti, cumadır. Duyduğuma
göre, cuma günü ölüye azap edilmezmiş, sorgu sual sorulmazmış." Naim Hoca diyor ki: "Evet, doğ­
rudur evladım; cuma günü sorgu sual sorulmaz, azap edilmez." Adam seviniyor. Daha sonra diyor
ki: "Hocam, benim babam içki içerdi. Acaba, yine azap ederler mi?" Naim Hoca diyor ki: "Allah
gafurur rahîmdir, inşallah azap etmez." Bu cevabı da aldıktan sonra, adam diyor ki: "Hocam, benim
babam haram da yerdi, kul hakkı da yerdi, insanlara zulüm ederdi. Acaba, yine sorgu sual olur mu,
azap ederler mi?"
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR (Kütahya) - Erzurumlulara hakaret ediyorsun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - Naim Hoca diyor ki: "Vallahi, cuma günü ne yapacakla­
rını bilmem ama, cumartesi günü babanın anasını ağlatacakları çok kesindir." (Alkışlar)
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR (Kütahya) - Erzurum'dan sana oy çıkmaz.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Sana cuma günü de hesap soracaklar İbrahim Bey.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bugün siz, 2002'deki seçimlere aldanarak 22 Temmuzda yapılacak seçimlerde de büyük bir zaferle çıkacağınızı zannediyorsunuz. İş­
te, bunu da bir cumartesine benzetirsek, bu milletin sizin ananızı ağlatacağı kesindir. Bunu, buradan
bildirmek istiyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar, AK Parti sıralarından gürültüler)
MUHARREM KARSLI (İstanbul) - Bizi bırak, kendine bak.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, ben dua ediyorum ki, inşallah, Sayın
Başbakan, mevcut AK Parti milletvekillerinin hepsini aday gösterir. Buna, dua ediyorum. Çünkü
neden? Değerli arkadaşlarım, sizleri eleştirdiğim için değil. Çünkü, iktidarlar hata işler, iktidarlar
yanlış icraatlarda bulunurlar, fakat halk sizden hesap sorar. Bu, böyle değil mi? İşte, sizi aday gös­
terdiği takdirde AK Partinin barajın altında kalacağı da çok kesindir. (AK Parti sıralarından gürül­
tüler) Bunu böyle bilmenizi istiyorum. Bunu, inşallah, 22 Temmuz gecesi yaşayacağız.
Değerli arkadaşlar, siz, bu milleti enayi mi zannediyorsunuz? Bu milletin, yaptığınız menfi ic­
raatları unuttuğunu mu zannediyorsunuz değerli arkadaşlar? Dış politikada büyük fecaatler işledi­
niz, köylüye zulüm ettiniz, esnaf perişan durumda, işçiler perişan durumda. Değerli, az önce AK
Parti adına konuşan milletvekili arkadaşlarım, bir yığın, AK Partinin yaptığı icraatları, gençler için
yaptığı icraatları anlattı.
Değerli arkadaşlar, bu ülkede yüz binlerce üniversiteli gencimiz mezun olduktan sonra, diplo­
malarını aldıktan sonra, işsizlikten inim inim inlemektedirler. Bunları gözünüz görmüyor mu değer­
li arkadaşlarım?
REYHAN BALANDI (Afyonkarahisar) - Üniversiteye giremiyorlar.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - Az önce, değerli Suat Bey arkadaşımız, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın, Diyarbakır'dan Edirne'ye kadar bütün vatandaşlarımızla kol kola gezdiğinden bah-539-
TBMM
B: 98
3.5.2007
0:2
setti değerli arkadaşlarım. Bu Hükümet zamanında, maalesef, millî omurga yok olmuştur değerli ar­
kadaşlar. Millî omurga yok olmuştur ve bu millet, sizin defterinizi, mutlak surette dürecektir.
Peki, Barzani'yle Talabani'yle olan o muhabbetlere ne diyecek bu millet? Onların cevabı ola­
rak sizlere ne diyecektir? Bunları düşünmüyor musunuz?
Bakın, köylüye yaptığınız icraatlar bakımından bu milletin kafasında kalan sembol "Al ananı
da git"tir. Yarın, köylü sandık başına gittiği zaman bu cümleyi hafızasında kesinlikle taşıyarak gi­
decektir. Dolayısıyla, köylüden zırnık oy alamayacaksınız. Ben de bir köylü olarak, buradan, bunu
söylemek istiyorum değerli arkadaşlar.
Esnafa baktığımız zaman, esnaf perişan bir durumdadır, Bağ-Kur primlerini ödeyemiyor, elek­
trik ve su paralarını ödeyemiyor. Esnaf size nasıl oy verecek değerli arkadaşlar?
Sadece, Türkiye'deki işsizler ordusu, milyonlarca işsizler ordusu sizin iktidarınızı yer ile yek­
san edecektir. Dolayısıyla, 22 Temmuzda yapılacak bu seçimden ben son derece bahtiyarım. Elbet­
te ki, bu seçimde, Anavatan Partisi olarak büyük bir galibiyetle çıkacağımızdan da büyük milleti­
mizin şüphesi olmasın. Çünkü, daha önce Anavatan Partisinin yaptığı teklifleri hiçe saydınız, daha
sonra da Anavatan Partisinin ve onun Sayın Liderinin yaptığı tekliflere, nihayetinde geldiniz.
OSMAN KILIÇ (Sivas) - Sen, ANAP'tan mı geldin oraya?
İBRAHİM ÖZDOGAN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, tıpış tıpış geldiniz. Millet bunu gör­
müyor mu? Görmediğini mi zannediyorsunuz?
OSMAN KILIÇ (Sivas) - İbrahim Bey, ANAP'tan mı geldin oraya?
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, beni, buraya, millet getirdi. Ben, feti­
şist değilim. Ben, insan tapar değilim. Ben, milletime güveniyorum, milletimin iradesine güveniyo­
rum. Fetişistlik, dünyada, gerçekten, insanı en sefil edebilecek bir durumdur, bir vaziyettir. Değer­
li Hocam, bunu bilmenizi istiyorum. Yarın, Sivas'ta, seçmeninize ne cevap vereceksiniz Hocam? Ne
cevap vereceksiniz? Hangi icraatlarınızla cevap vereceksiniz? Bunun hesabını yaptınız mı siz hiç?
OSMAN KILIÇ (Sivas) - Cevapları vereyim sana, cevapları...
İBRAHİM ÖZDOGAN (Devamla) - Sivas'ta ne kadar işsiz var, bunu bilebiliyor musunuz?
OSMAN KILIÇ (Sivas) - İcraatları vereyim sana, oku.
İBRAHİM ÖZDOGAN (Devamla) - Onlar, onlar hikâye, o anlattıklarınız hikâye değerli arka­
daşlar.
BAŞKAN - Sayın Özdoğan, lütfen karşılıklı konuşmayalım.
Sayın milletvekilleri...
İBRAHİM ÖZDOGAN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, maalesef, geldiniz, Cumhurbaşkan­
lığı seçimlerinde bir kriz oluşturdunuz. Bu krizi oluşturan, AK Partiden başka bir şey değildir. Ya­
rın da, milletin karşısına "İşte, asker muhtıra verdi." diye mağduriyet rolüyle çıkacaksınız.
Değerli arkadaşlar, insanlar ve kurumlar, bir defa mağdur olurlar, iki defa mağdur olmazlar. Çe­
kirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncüsünde yakalanır. Bu millet, size, daha ne versin değerli arkadaşlar?
Bu millet, size, hükümeti verdi, Başbakanlık makamını verdi, Meclis Başkanlığını verdi ve burada,
milletvekili sayısının yüzde 65'ine sahipsiniz, bunu verdi. Ama, gelinen dört buçuk sene içerisinde,
siz millete hiçbir şey vermediniz, milletin cebindeki her şeyi de aldınız.
Sayın Başbakan, seçim meydanlarında ne diyordu? "Üçüncü senenin sonunda, cebinize, yavaş
yavaş bir şeylerin girdiğini göreceksiniz." Maalesef, üçüncü senenin sonuna geldiğimizde, milletin
cebine yavaş yavaş bir şeylerin girdiğini göremedik.
ORHAN ZİYA DİREN (Tokat) - Sadaka gidiyor sadaka, ceplerine sadaka giriyor!
-540-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
O: 2
İBRAHİM ÖZDOGAN (Devamla) - Hızlı hızlı bir şeylerin çıktığını gördük. Millet açlıktan pe­
rişan, milyonlarca insan aç yatıyor, aç yatıyor değerli arkadaşlar, açlıktan dolayı uykusu gelmiyor.
Onun için "yatma" kelimesini kullanıyorum değerli arkadaşlar. Sadece bu milyonlarca aç bile sizin
hesabınızı görmeye yeterlidir değerli arkadaşlar.
Dış politikada âdeta teslimiyetçi oldunuz.
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Yirmi beş yaş... Yirmi beş yaş...
İBRAHİM ÖZDOGAN (Devamla) - Kıbrıs'ta verdiğiniz tavizleri bu millet unuttu mu değerli
arkadaşlar? Avrupa Birliğine verdiğiniz tavizleri, bu milletin millî omurgasını hiçe sayarcasına ver­
diğiniz tavizleri bu milletin unuttuğunu mu zannediyorsunuz?
MUSTAFA NURİ AKBULUT (Erzurum) - Sayın Başkan, konuyla ne ilgisi var bunun?
İBRAHİM ÖZDOGAN (Devamla) - Asla ve katiyetle millet bunu unutmamıştır. İnşallah, 22
Temmuz günü, bu millet, AK Partinin iktidardan gidişini görerek 22 Temmuzda bayram yapacaktır
değerli arkadaşlar.
MUSTAFA NURİ AKBULUT (Erzurum) - Sayın Başkan, neden bahsediyor, konuyla ne ilgi­
si var?
İBRAHİM ÖZDOGAN (Devamla) - Benim konuşmama itiraz eden bir kısım arkadaşlar var.
Değerli arkadaşlar, bu kürsü milletin kürsüsüdür. Milletin adına konuşuyorum, kendi şahsi çı­
karlarım için konuşmuyorum ve dört buçuk sene içerisinde de, bu Meclis çatısı altında şahsi çıkar­
larım için çalışmadım. Dolayısıyla, özgürce konuşurum. Herkes kendi hâline baksın! (Anavatan
Partisi sıralarından alkışlar)
Şunu söylemek istiyorum: Bu dört buçuk sene içerisinde kim siyasi erki kendi çıkarları lehine
kullandıysa ben onları kınıyorum, lanetliyorum. Kim 1 kuruş götürdüyse kınıyor ve lanetliyorum
değerli arkadaşlar. Ben de götürdüysem, aynı beddualar benim için de geçerli olsun değerli arkadaş­
larım. Dolayısıyla, kendi şahsi çıkarları için sayın milletvekillerinin bana müdahale etmeye hakkı
yoktur.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Cuma günü hesabı görecekler zaten, cumartesiye kalmayacak.
MUSTAFA NURİ AKBULUT (Erzurum) - Sayın Başkan, konuyla ne ilgisi var?
İBRAHİM ÖZDOGAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bu kutsal çatının altında öyle millet­
vekilleri belki geçmişte gelmiştir ki, daha cin olmadan çarpmaya başlamıştır. Elhamdülillah alnı­
mızda bir kara yoktur ve milletimizin karşısına da alnımız ak olarak çıkacağız.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Yok... Yok... O "ak" gitti İbrahim Bey.
İBRAHİM ÖZDOGAN (Devamla) - Bu şeref bana ve benim gibi bütün milletvekillerine yeter
ve artar bile.
Sonra, çok yakın bir gelecekte, Anavatan Partisi, inşallah, 22 Temmuzdan sonra iktidar oluyor,
yeni bir devir başlıyor, bütün milletimize kutlu ve mutlu olsun! [Anavatan Partisi sıralarından alkış­
lar, AK Parti sıralarından "Bravo(!)" sesleri]
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Yirmi beş yaş, yirmi beş yaş...
İBRAHİM ÖZDOGAN (Devamla) - Bunu unutmayın değerli arkadaşlarım.
Değerli arkadaşlanm, şimdi, AK Parti sıralarından "yirmi beş yaşa gel" diyorlar. Değerli arka­
daşlarım, elbette ki, biz, Anavatan Partisi olarak yirmi beş yaşındaki gençlerimizin ve üstü gençle­
rimizin milletvekili seçilmesini canıgönülden istiyoruz, canıgönülden destekliyoruz. Bırakın bunu,
biz, oy kullanma hakkı olan bütün gençlerimizin, yani on sekizinden sonraki bütün gençlerimizin,
aynı zamanda, milletvekili olmasını istiyoruz. Var mısınız buna? Hodri meydan diyorum size! Oy
hakkı olan gençlerin mutlaka milletvekili seçilme hakkı da olmalıdır. Oy hakkı olan gençlerimizin
-541-
TBMM
B: 98
3.5.2007
0:2
neden milletvekili seçilme hakkı olmalıdır? Çünkü, reşit yaşa gelmiştir de ondan dolayı olmalıdır
değerli arkadaşlarım. Siz bunu geçiyorsunuz, siz bunu unuttunuz.
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR (Kütahya) - Erkan Mumcu öyle demiyor ama!
İBRAHİM ÖZDOGAN (Devamla) - Asıl, Anavatan Partisi olarak bizim teklifimiz bu meyandadır. Siz, bu yirmi beş yaş hadisesiyle, aslında, popülist bir politika yapıyorsunuz, gençlerin oyu­
nu almaya çalışıyorsunuz.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Hangi genç bunlara oy verir?
İBRAHİM ÖZDOGAN (Devamla) - Yani, bir söz vardır: "Bayram değil, seyran değil, beni ni­
ye öptün?" diye.
SELAMİ UZUN (Sivas) - Bu nasıl konuşuyor Sayın Başkan?
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Sayın Başkan, böyle bir şey olur mu?
İBRAHİM ÖZDOGAN (Devamla) - Şimdi, bunun anlamı, yirmi beş yaşın anlamı budur.
Gençler diyor ki: "Bayram değil, seyran değil, bizi niye öptün?"
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Kürsüde "öptün, öptün" olur mu Sayın Başkan?
İBRAHİM ÖZDOGAN (Devamla) - Evet, "öpme"nin anlamı, oy vermedir değerli arkadaşlar,
oy istemektir. Gençler, sizin samimi olmadığınızı çok iyi bilmektedir, yürekten bilmektedir. (Ana­
vatan Partisi sıralarından alkışlar) Çünkü, yüz binlerce, milyonlarca gencimiz işsiz ve perişan bir
durumdadır; sokaklarda, kahvehanelerde, kafelerde sürünmektedirler. Gençlerin bunu bilmediğini
mi zannediyorsunuz? Yüz binlerce üniversite mezunu gencimiz boş ve perişandır sizin uyguladığı­
nız yanlış politikalar neticesinde.
Ben, buradan yüce Türk milletine seslenmek istiyorum: 22 Temmuz, büyük milletimiz için ha­
kikaten önemli bir fırsattır. Elbette ki, temmuz ayının aynı zamanda tatil ayı olduğunu biliyoruz ve
bir kısım şehirlerimizde, yörelerimizde, bazı köylülerimiz için, yaylaya çıktığı bir dönem olduğunu
da biliyoruz. Şimdi, buradan, değerli vatandaşlarımıza şunu seslenmek istiyorum: Tatile gidecek va­
tandaşlarımız, bu iktidarı, AK Partiyi iktidardan uzaklaştırma adına, tatillerini ona göre ayarlasın­
lar; yaylaya çıkan köylülerimiz işlerini ona göre ayarlasınlar ve organize olsun, birbirlerini uyaran­
lar. Bunu yapmadıkları takdirde, yarın, 22 Temmuzdan sonra, ağlamaya ve bu AK Parti Hüküme­
tinden şikâyet etmeye hakları olmayacaktır. Bütün vatandaşlarımızı, bu konuda hassas olmaya ça­
ğırıyorum.
ALAETTİN GÜVEN (Kütahya) - Vatandaş işini bilir.
İBRAHİM ÖZDOGAN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, biz, Anavatan Partisi olarak, her ne
kadar, on sekiz yaşından sonra, aynı zamanda, milletvekili seçilebilme hakkının verilebilmesini is­
tiyorsak da, yirmi beş yaşa destek verdiğimizi buradan ilan etmek istiyoruz. Hiç olmazsa, bir adım
atmış oluyoruz. Elbette ki, bu destek de, hem AK Parti İktidarı hem ana muhalefet partisi hem de
Anavatan Partisi Grubu tarafından desteklenecektir, kabul görmektedir, aklın yolu birdir. Ama, inşal­
lah, gelecek dönemdeki Anavatan Partisi iktidarlarında, biz, seçilme yaşını on sekiz yaşına düşürmek
istiyoruz -on sekiz yaş da oy kullanmalı- on sekiz yaşındakiler, elbette, oy kullanıyor; seçilebilmeli,
milletvekili seçilebilmeli. Onları neden adam yerine koymuyorsunuz? Onlara hakaret değil mi?
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR (Kütahya) - Programınızda öyle bir şey yok.
İBRAHİM ÖZDOGAN (Devamla) - Onlara hakaret değil mi? Yirmi yaşına hakaret değil mi?
Askere çağırıyorsunuz, vergi verdiriyorsunuz, vatana hizmet ettiriyorsunuz, ama milletvekili olma­
ya gelince "yok" diyorsunuz. Bunlar...
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR (Kütahya) - Askerlik yapsın mı yapmasın mı?
İBRAHİM ÖZDOGAN (Devamla) - Son olarak şunu söylemek istiyorum: Yirmi beş yaş hadi­
sesi, sizin popülist bir politikanız.
-542-
TBMM
B:98
3.5.2007
0:2
ABDULLAH ERDEM CANTÎMUR (Kütahya) - Askerden önce mi olsun?
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - Bunu, gençlerimiz asla ve katiyetle yutmayacaktır ve mil­
yonlarca gencimiz, 22 Temmuzda defterinizi dürerek, sizi, Erzurumlu Naim Hoca'mn dediği gibi,
azaba götürerek, inşallah, devri iktidarınıza son verecektir.
Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum. [Anavatan Partisi sıralarından alkışlar; AK Parti
sıralarından alkışlar(!)]
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Erdoğan.
Teklifin tümü üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Bayram Meral, An­
kara Milletvekili.
Buyurun Sayın Meral. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA BAYRAM ALİ MERAL (Ankara) - Sayın Başkan, saygıdeğer millet­
vekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla, sev­
giyle selamlıyorum. Ayrıca, almış olduğumuz seçim kararının ülkemize, halkımıza hayır getirmesi­
ni, huzur getirmesini yüce Allah'tan diliyorum.
Değerli arkadaşlarım, görüşülmekte olan yasa tasarısı... Daha önce, bildiğiniz gibi, gençleri­
mize, yirmi beş yaşındaki gençlerimize seçilme hakkı, yani bu yüce Meclisin çatısı altında görev
yapma hakkı tanınmıştı. Malumlarınız, tasarı geri geldi, bu kez bir daha görüşüyoruz.
Şunu özellikle ifade etmek isterim ki: Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürk'ün kurduğu partidir.
Atatürk, ulusuna güvenmiştir, gençlerine güvenmiştir, hanımlarına güvenmiştir, millî mücadele ver­
miştir; ülkeyi, bugün sizlerin dost kabul ettiği, kol kola yürüdüğünüz, kapısında beklediğiniz işgal
güçlerinden kurtarmıştır. İşte, o gençliğe, o hanımlara, o kurtarıcı yiğitlere buradan selam olsun ve
şu kesinlikle bilinsin ki: Cumhuriyet Halk Partisi, bundan önceki taslakta da yirmi beş yaşına olum­
lu bakmıştı "evet" demişti, öncüsü olmuştu, daha önce de bu teklifi yapmıştı; bugün de buna "evet"
diyoruz, olumlu bakıyoruz, olumlu oy veriyoruz. Gençlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Verimli
hizmet üretmelerini bekliyoruz onlardan.
Değerli arkadaşlarım, burada, seçim kararı alınırken, bazı arkadaşlarımızın konuşmalarına şa­
hit oldum ve değerli arkadaşlarım, şunu özellikle ifade etmek istiyorum: Bugün, parmak sayınız var,
elinizi kaldırıyorsunuz ve olumlu da olsa, olumlu da olsa, tartmadan, düşünmeden bir karar veriyor­
sunuz ve Cumhuriyet Halk Partisinin, Cumhurbaşkanı seçiminde, yeri geliyor, Meclise girmediğini
ifade etmek istiyorsunuz. Bakınız, ben, beklerdim ki, AKP 550 milletvekili sayısının 400'e veya
azami 450'ye düşürmenin teklifini getirseydi. Neden? Değerli arkadaşlarım, 354 milletvekiliniz var,
bir yoklama istiyoruz, burada 130 milletvekilini bulamıyorsunuz. O zaman ne gereği var 550 mil­
letvekilinin? Vatandaş bunu soruyor sizden.
Özelleştirmeden bahsettiniz. Özelleştirdiniz, sattınız, yağmalattınız; binlerce fakir, fukarayı ka­
pı dışına koydunuz. Ne için? İşçi fazla. İşçi de diyor ki: Eğer, 354 milletvekili olan bir AKP Mec­
liste 130 milletvekili bulunduramıyorsa, ne gereği var 550 milletvekilinin? Size soru soruyor benim
kanalımla değerli arkadaşlarım.
CEVDET ERDÖL (Trabzon) - Gerek yok. Doğru söylüyorsunuz.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Bunu niye getirmediniz?
Değerli arkadaşlarım, bir konuyu daha özellikle ifade etmek istiyorum. Tabii ki, iktidar vardır,
muhalefet vardır. Uyum sağladığı konular vardır, uyum sağlamadığı konular vardır. Hükümet eden­
lerin muhalefete karşı da sorumluluğu vardır, ülkesine karşı da sorumluluğu vardır, uluslararası ku­
ruluşlara karşı da sorumluluğu vardır.
Şimdi, siz, buradan kalkacaksınız, yurt dışına gideceksiniz değerli arkadaşlarım, orada, Barzani ile Celal Talabani ile, yani, ülkenin topraklarına göz diken, ülkeyi karıştırmaya, bölmeye, parça-543-
TBMM
B: 98
3.5.2007
0:2
lamaya uğraşan bir zatla görüşeceksiniz, kol kola gireceksiniz, ondan destek bekleyeceksiniz, yar­
dım bekleyeceksiniz, Atatürk'ün partisinin Genel Başkanı olan Sayın Deniz Baykal ile oturup ko­
nuşmayacaksınız! Şimdi, kusur kimin değerli arkadaşlarım ve Avrupalıdan, Amerikalıdan medet
umacaksınız. Bugün gazeteleri okudum, utandım.
Değerli arkadaşlarım, Sayın Erzurumlu hemşehrimin söylediği gibi, bir fıkra da benim aklıma
gelmişken söyleyeyim: Temel, hoca olmuş. Temel namaz kıldırırken, camide, bakmış, secde yapan­
lardan farklı bir ses geliyor. Durdurmuş bir dakika, bakmışlar ki, hanımlar secdeye biraz geç iniyor.
"Bir dakika" demiş, "Hanımlar, bundan sonra benimle yatıp, benimle kalkacaksınız."
ZAFER HIDIROĞLU (Bursa) - Ne alakası var?
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Şimdi, siz de Avrupa Birliği ile yattınız, Avrupa Birliği
ile kalktınız. Ortada bir şey olsa da gam yemesem. Yaptığınız da hiçbir şey yok. Hâlâ da o kapıda
bekliyorsunuz. Kendinizi de milleti de avutmayın.
Bakınız, değerli arkadaşlarım...
ZAFER HIDIROĞLU (Bursa) - Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. Çok ayıp bir şey ya!
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Vallahi, kusura bakmayın, sizin içinizden geçen o da, di­
liniz tutmuyor. Ben anlıyorum sizi, hiç merak etmeyin. Şu saatte ne konuşsanız haklısınız. Hele ben
olsam sizin yerinizde ön sıralarda otururum. Genel Başkan görsün biraz tepki gösterdiğinizi de, lis­
tede yardımcı olur size.
Değerli arkadaşlarım, bu kürsü, bu kürsü, bu kubbe çok şeylere şahit oldu. Bir zamanlar, bir
zamanlar, burada "gümrük birliğine giriyoruz" diye çiğ köfteler tavanlara atıldı. Ne getirdi? Soru­
yorum size, hangi, Avrupa Birliğinde birisi, ilkin gitmiş gümrük birliğine girmiş de, ondan sonra
Avrupa Birliğine girmiş? Bizim dışımızda var mı? Var mı? Yok. Ne yaptınız? Neyi düzelttiniz? Ne
oldu o zaman? Benim odam -Türk-İş Başkanıyım- karargâh oldu, millet, gelen giden... "Ne oldu?"
"Başkan, bizi Avrupa'ya gönder." Nasıl göndereceğim? "Gümrük Birliğine girdik." Ne oldu? "Ka­
pılar açıldı." Hâlâ da açılacak kapılar.
Şimdi, siz de Avrupa Birliğine giriyorsunuz. Ne olacak? Mama var, hazırlamış Avrupalı; genç­
leri oraya göndereceksiniz, gençler de orada iş bulacak! Bırakınız bunları. Dört buçuk sene vatan­
daşı böyle uyuttunuz, böyle kandırdınız. Vatandaş, artık kanmıyor size.
Değerli arkadaşlarım, ne dedik? Seçime hayır diyen var mı? "Efendim erken seçimi isteyen
sizdiniz." Evet, bizdik. Neden bizdik? Türkiye'yi dışta rezil ettiniz, içte de talan ettiniz, onun için
istiyoruz. (AK Parti sıralarından gürültüler) Talan ettiniz onu da. Sayacağım biraz sonra hiç merak
etmeyin.
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Talanı sen yaptın, sen!
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Yapanın Allah ocağını batıra, sen de dâhilsen...
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Batırsın tabii, yapanın ocağını batırsın!
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Aldın mı cevabını?
BAŞKAN - Sayın Meral, lütfen karşılıklı konuşmayın.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - O zaman yerinde otursun. (AK Parti sıralarından
gürültüler)
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - O zaman doğru konuş.
BAŞKAN - Lütfen sayın milletvekilleri...
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlarım, bakınız, erken seçime -biz
istiyoruz, doğru- evet diyoruz, ama Sayın Başbakan çıktı dedi ki: "Haziranın 24, Temmuzun l'i, ka­
rar aldım, bitti." dedi. Hep izledik değil mi? Ne oldu da değişti?
-544-
TBMM
B:98
3.5.2007
0:2
Bakınız, arkadaşlar -Seçim Kurulu değil- değerli arkadaşlar, bakın, millet ne diyor biliyor mu­
sun? Vatandaşın söylediklerini söylüyorum burada. "Acaba ayın 22'sine denk gelir, bir aylık daha
alabilir mi milletvekilleri? Bunu düşünerek yaptı." diyorlar.
DURDU MEHMET KASTAL (Osmaniye) - Ayıp ya, ayıp!
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Bundan ben de sıkıntı duyuyorum.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Ne alakası var ya? Yüksek Seçim Kurulu öyle dedi.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Ben demiyorum, vatandaş diyor ve rakamlar da tutuyor,
niye gocunuyorsunuz?
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Ayıptır! Ağzından çıkanı kulağın duysun!
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Vatandaş söylüyor, ona söyle ona, vatandaşa söyle, ba­
na söyleme! Rakam da tutuyor.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Ağzından çıkanı kulağın duysun be!
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Milletvekillerinin böyle basit şeylere ihtiyacı
yok.
BAŞKAN - Sayın Meral, lütfen...
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Kusura bakma da...
BAŞKAN - Sayın Meral, lütfen karşılıklı konuşmayalım.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Milletvekilinin öyle bir şeye tenezzülü yoktu da, Teke­
lin o bozuk makinelerini o zaman niye savunuyordun? Ne almıştın o zaman oradan? Niye savunu­
yordun o eski makineleri, o eski makineleri niye savunuyordun? Otur oturduğun yerde.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Ben mi aldım, sen mi aldın?
BAŞKAN - Sayın Meral, lütfen...
CEVDET ERDÖL (Trabzon) - Bazılarının ihtiyacı olabilir...
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Olur değil mi Hocam? Teşekkür ediyorum. Ne diyeyim
ben? Allah razı olsun. Bakınız, burada birisi söylüyor.
BAŞKAN-Sayın Meral...
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Burada birisi söylüyor, bakınız, teşekkür ediyorum. Ne
diyeyim böyle lafa? Çok teşekkür ediyorum.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Sen, karakolda doğru söyleyip mahkemede şaşanlardansın.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Değerli arkadaşlarım...
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Tokat'a gittiğinde böyle söylemiyordun.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - E canım ben senin... Oraya gidiyor, namaz kılıyorsun,
buraya geliyor, başka bir şey yapıyorsun. Namaz kıldın diye de inandım, buraya geldim, baktım
başka bir şey yapıyorsun. İşiniz o.
ALİM TUNÇ (Uşak) - Sana ne namaz kılandan?
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Orada namaz, burada vurgun. İşiniz o. Namaz kıldın,
çıktın... Buraya geldin, dedin ki...
BAŞKAN - Sayın Meral...
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Bunlar böyle... Ben de inandım.
BAŞKAN-Sayın Meral...
-545-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
O: 2
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Ben ne bileyim ki vurgununla ibadeti birbirine karıştırı­
yorsun.
CEVDET ERDÖL (Trabzon) - Dini siyasete karıştırma.
ZAFER HIDIROĞLU - Sayın Başkan, neler söylüyor? Böyle şey olur mu!
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Babacığım, öyle oldu. Doğruyu söylüyorum, yüzüne
söylüyorum.
BAŞKAN - Lütfen sayın milletvekilleri, karşılıklı konuşmayalım.
Sayın Meral, lütfen Genel Kurula hitap eder misiniz?
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Efendim, Sayın Başbakan 24 Haziran-1 Temmuz... Ya
dört buçuk yıldır Başbakanlık yapmış bir zatın, bu tarihlerin denk gelip denk gelmediğini bilmiyor­
sa o zaman ben ne söyleyeyim size değerli arkadaşlarım? Çıktı, ilan etti, değil mi? Biz de "evet" de­
dik. Efendim, şimdi, 22 Temmuza gelmiş. Ya bunu kime söylersen söyle bunun altında hile var, bu­
nun altında hurda var. Nedir bu?
CEVDET ERDÖL (Trabzon) - Yüksek Seçim Kurulu söyledi. Yüksek Seçim Kuruluna da mı
inanmıyorsunuz Başkanım?
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Babacığım, Yüksek Seçim Kurulu sizin memurunuz. De­
ğerli Hocam... (AK Parti sıralarından gürültüler)
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Kusura bakmayın.
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Ayıp oluyor, ayıp oluyor!
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Kusura bakmayın. Bak şimdi, soruyorsunuz, ben cevap
veriyorum, ondan sonra rahatsız oluyorsunuz. Ben bilirim. Ben sizi evin birinci katında da gördüm,
zemin katında da gördüm. Sizi iyi tanırım. Başkasına tanıtın kendinizi. Ben bilirim sizi.
MEHMET ATİLLA MARAŞ (Şanlıurfa) - Canım, seni de biz tanıyoruz.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, muhterem arkadaşlarım; ne olmuş
şimdi? Efendim, yaz günü... Bunu içinizde bilen yok mu? Benim kendi köylüm yazın yaylaya gi­
der, kilometrelerce uzağa Allahuekber Dağı'nın yaylasına gider.
ZAFER HIDIROĞLU (Bursa) - Tatile...
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Evet.
Diğeri, Çukurova'da -güneydoğulu milletvekillerimiz var- doldururlar kamyonun arkasına o in­
sanları, Çukurova'ya getirirler, pamuk toplar, başka bir şey yapmaz. Yalan mı? Diğer, fmdıktakiler
öyle. Ne olacak? Bu insanlar oy kullanmasın.
Tatile giden de olur, doğru söylüyorsun, tatile giden de olur. Gitmesin mi? O zaman niye tril­
yonları yatırıyorsunuz da, kredi veriyorsunuz da bu otelleri yaptırıyorsunuz? Sırf yabancılar gelsin
diye mi? Senin vatandaşın vatandaş değil mi? Gidemez mi?
NURİ ÇİLİNGİR (Manisa) - Keşke herkes tatile çıksa.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Evet, tatile çıktık. Oh, meydan kaldı size!
OSMAN KILIÇ (Sivas) - Gelmeyen gelmez...
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bakınız, bir iktidar partisine, ülkesi­
ne hile kurması, bir sürü vatandaşının sandık başına gitmemesi için zemin hazırlanması acıdır, hoş de­
ğildir, gerçek değildir, hayır getirmez ve bunu yaptınız. (AK Parti sıralarından "Oy verdiniz" sesleri)
HALİL ÖZYOLCU (Ağrı) - Az önce oy verdiniz. Vermediniz mi?
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Efendim, sizin şerrinizden verdik. (AK Parti sıralarından
gülüşmeler) Elinizin biri bir yerde... Hayırlısı, Allah göstersin... Sizin şerrinizden verdik.
-546-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
O: 2
MEHMET ATİLLA MARAŞ (Şanlıurfa) - Dini terimleri kullanma. Şerri, hayrı kaldır.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Yoksa, niye, karar almadınız mı? "Ekimde yapılacak."
diye karar almadınız mı? Alan siz değil misiniz? Ne oldu ki vazgeçtiniz? Size soruyorum.
MEHMET ATİLLA MARAŞ (Şanlıurfa) - "Şer", "hayır" ne oluyor?
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Karar almadınız mı? "Ekimde yapılacak" diye karar al­
dınız mı, almadınız mı?
ALİM TUNÇ (Uşak) - Sizin şerrinizdendir.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Ne oldu vazgeçtiniz? Niye vazgeçtiniz? Altında yatan bu.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Karıştırdın, karıştırdın...
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bakınız, birbirimizi kırmayalım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Kasım...
BAŞKAN - Sayın Meral... Sayın Meral...
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Kasımda...
BAŞKAN - Sayın Meral...
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Neyse, anlıyorsun ya benim demek istediğimi.
BAŞKAN-Sayın Meral...
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Sen Kayseri'de kaldın... Benim dediğimi anladın mı
sen? Al, gerisini boş ver.
BAŞKAN - Sayın Meral, lütfen karşılıklı konuşmaya girmeden Genel Kurula hitap edelim ve
konuyla ilgili konuşalım lütfen.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Yani, burada bana söz atan yok, hiçbir şey söylüyor mu­
yum Sayın Başkanım? O zaman, söyle bu tarafa, konuşmasın Allah, Allah... Yani, ağzımı bağlaya­
cak halleri yok. (AK Parti sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Hiç bu tarafa bir şey söylediğim var mı? Buradan laf atı­
yor, cevabını alıyorlar. Ne yapayım yani?
Şimdi, değerli arkadaşlarım, burada bir sürü, çıktınız, ülkenin birliğinden, vatanın birliğinden,
bilmem ne birliğinden bahsediyorsunuz, "Halkın huzuruna gidemezsiniz." diyorsunuz. Ben, bazen,
bir şey söyleyeyim, bir özelliğimi de söyleyeyim, birisi kızsa bir hafta uyuyamam, ama burası böy­
le bir yer, huzursuz olurum.
Şimdi, Grup Başkan Vekili konuşuyor, "Siz, halkın huzuruna gidemezsiniz." diyor. Ya, bir in­
san bir şey konuştuğu zaman, bir oturur, düşünür, başımdan böyle bir şey geçti mi, geçmedi mi? Ya,
sen kendi seçim bölgene gittin, seçim bölgene gittin Sayın Fatsa, orada eğer jandarmalar olmasa,
jandarmanın arabasına seni sokmasalar halk seni linç ediyor. Yani, sen o hâlinle oraya gidiyorsun
da biz niye gitmiyoruz değerli arkadaşlarım? Senin Başbakanın -benim de Başbakanım- milletin içi­
ne gidiyor, millet tepki gösteriyor "Ananı da al, buradan git." diyor. Millet feryat ediyor. Ee, siz gi­
diyorsunuz da biz niye gitmeyelim? Bunu bana izah eder misiniz? Şurada konuşan adam "Kırmızı
bayraklar, al sancaklar" verdi, veriştirdi. Teşekkür ederim. Peki, kırmızı bayraklar, şu Tandoğan
Meydanı'nda, İstanbul'da sallanıyordu, hanginiz vardınız o bayrağın altında? Soruyorum size: Niye
gitmediniz? Niye gitmediniz?
MEHMET ATİLLA MARAŞ (Şanlıurfa) - Sen gittin mi?
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Niye gitmediniz? Niye gitmediniz?
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Ali Dibo gidiyor da biz niye gitmeyelim?
-547-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
O: 2
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) - Ali Dibo kadar taş düşsün başına.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, şimdi, şurada bir metin okuyaca­
ğım. Bakınız, Meclise kim gönderiyor? Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Mec­
lise geliyor. Bakınız, son cümlesini okuyorum: "Terör örgütünün kurucusu, yöneticisi veya üyesi
konumundaki kişi -"kişiler" demiyor dikkatinizi çekerim, "kişi"- etkin pişmanlık hükümlerinden an­
cak bir defa yararlanabilecektir." Yasa tasarısı, pişmanlık yasa tasarısı... Kim bu zat, bu kurucu kim?
Abdullah Öcalan.
MÜCAHİT DALOĞLU (Erzurum) - Ne alakası var?
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Şimdi, bunu getirip Mecliste bunun affını isteyen bir
Başbakan, bir AKP milletvekilleri, halkın huzuruna gidiyorsunuz da biz nasıl gitmeyeceğiz? O al
bayraktan, al sancaktan bahsediyorsun, o al bayrağın altında yatan şehidin annesi sızım sızım sızla­
nırken sen bunu affetmek için buraya getireceksin Apo'yu, sen halkın huzuruna gideceksin de biz
gitmeyeceğiz! (CHP sıralarından alkışlar)
ALİM TUNÇ (Uşak) - Kelalaka!
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Bakınız, şu yalansa ben milletvekilliğinden istifa edece­
ğim, sen edecek misin doğruysa? Var mısın babayiğitsen? (AK Parti sıralarından gürültüler) Otur o
zaman oturduğun yerde, alırsın cevabını. Otur! Ben, burada ne konuşmuşsam iddialı ispatlı konuş­
muşum, iddialı ispatlı.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Ali Dibo'yu da söyle!
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Bir şey ya vardır ya yoktur. Buyur, tersini ispat et, ben
bırakacağım milletvekilliğini, yoksa da sus. Sus, ismine yazık.
Değerli arkadaşlarım, milletin huzuruna nasıl gidilir, nasıl gidilmez? Şöyle Cumhuriyet Halk
Partisinin bir tarihine bakın, tarihine. Kim bunun Genel Başkanları, kurucuları? Mustafa Kemal
Atatürk. İkinci Genel Başkanı kim? İsmet İnönü. Üçüncü Genel Başkanı kim? Merhum Bülent Ecevit. Dördüncü Genel Başkanı kim? Sayın Deniz Baykal. Cumhuriyet tarihinde, bunlar, devlet yö­
netmiş, bakanlık yapmış, bir sürü görevde bulunmuş. Allah rızası için, bir Allah'ın kulu, bunların
devleti soydurduğunu, yakınlarına çıkar sağladığını çıkıp söyleyecek bir Allah'ın kulu var mı?
Şimdi, bunlar, bu Genel Başkan halkın huzuruna çıkmayacak da Türkiye'yi talan ettiren, yağ­
malattıran, Türk subayının kafasına çuval geçirenlere sesini çıkaramayan Sayın Tayyip Bey mi gi­
decek milletin huzuruna?
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) - Askere hakaret etme, askere!
BAŞKAN - Sayın Özçelik, lütfen...
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Herhalde unuttun, sana bir kez daha hatırlatayım; şura­
da, Adana'da ıncirlik'te, İncirlik'te bir binbaşı, ters yoldan girmiş, hanımının yanında, indiriyor bir
asker, Amerika askeri -subay da değil- yere yatırıyor, ayağına tekmeyi basıyor, koluna kelepçe vu­
ruyor. Ne yaptınız, bir özür dilettirebildiniz mi? Hangi yüzle, hangi dille konuşuyorsunuz siz, yani,
hangi cüretle konuşuyorsunuz şurada? 350 milletvekilini vatandaş size verdi, verdiğine vereceğine
bin pişman oldu. Göreceğiz yakında, göreceğiz.
ALİM TUNÇ (Uşak) - Göreceğiz! Göreceğiz!
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Köylüyü talan, köylüyü fukara ettiniz, ektiğine biçtiğine
pişman ettiniz, işsizliği had safhaya çıkardınız. Yirmi beş yaşındaki gence burada seçilme hakkı
verdik. Genç, buradan gelip de Erzurum'a dönmeye otobüs parası bulamıyor. Hangi parayı yatıra­
cak da bu milletvekili olacak? İlkin iş bul bana, iş, iş... Ekmek kapısı aç.
CAVİT TORUN (Diyarbakır) - Bayram Bey, parayı sen verirsin.
-548-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
O: 2
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Nerede yatacak? Kimi kandırıyorsunuz siz!
Değerli arkadaşlarım...
MÜCAHİT DALOĞLU (Erzurum) - Bayram Bey, elli yıldır sandıktan niye çıkmıyorsunuz, bir
cevap verir misiniz?
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Vallahi çalamıyoruz sizin gibi, millete dağıtamıyoruz,
onun için çıkamıyoruz. Özü bu. Eğer, sizin gibi TÜPRAŞ'ı talan etseydik, eğer fabrikaları talan ettirseydik...
Sana bir şey söyleyeyim Kaçır, şu Bomonti Bira Fabrikasını anlat, bana anlat... Arsasını kime
verdiniz Şişli'deki? Gel onu anlat burada, onu... Senden bunu istiyorum. Kime verdiniz, kaça ver­
diniz?
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Kim verdi?
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Herhalde ben verdim!
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Ben mi verdim?
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Ben verdim herhalde! Sen İstanbul Milletvekilisin, ne iş
görüyorsun? Burada gacır gıcır edeceğine, onun cevabını istiyorum senden. (CHP sıralarından al­
kışlar) Gel de cevabını ver!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Meral, lütfen toparlayınız.
Buyurun.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Toparlıyorum.
Manisa'nın o güzel arsalarını, il başkanınız, milletvekilleriniz, kuracaksınız bir şey, talan ede­
ceksiniz, niye kazanamadık? Efendim, Malatya'da talan edeceksiniz, niye kazanamadık? Adana'da
Tekeli talan edeceksiniz, niye kazanamadık? Telekom'u, Telekom'u satacaksınız iki yıllık kârına,
ondan sonra halkın huzuruna çıkacağız, şunu yaptık... Ya bunları, kapalı kapılar arkasında ne yap­
tığınızı vatandaş biliyor.
ALİM TUNÇ (Uşak) - İyi biliyor...
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - İftiradan korkarım...
ALİM TUNÇ (Uşak) - Çok iyi biliyor...
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Hepinizi de kastetmiyorum, tenzih ederim. Cumhuriyet
tarihinde AKP'nin yaptığı talanı hiçbir iktidar yapmamıştır. Hepinizi kastetmiyorum. (CHP sırala­
rından alkışlar) Hiçbir iktidar yapmamıştır.
MUSTAFA ÜNALDI (Konya) - Onun için bankalar hep boşaldı.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, şimdi şunu söylüyorum: Şu
Apo'yu affeden şu yasa tasarısı sizin. Belki yanlış okumuş olabilirim, acaba kim havale etmiş Mec­
lise, bir kez daha okuyayım; bakınız, gönderen kim biliyor musunuz? Recep Tayyip Erdoğan, Baş­
bakan. Ne göndermiş? 6'ncı maddenin son fıkrası "Apo bir defaya mahsus pişmanlık yasasından ya­
rarlanır." diyor.
CEVDET ERDÖL (Trabzon) - Alakası yok.
ALİM TUNÇ (Uşak) - Hiç alakası yok, yalan söylüyorsun!
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Niye çıkarmadınız öyle değilse kardeşim!
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - O zaman niye geri çektiniz?
Bir daha okuyayım, belki ben yanlış okumuş olabilirim.
-549-
TBMM
B: 98
3.5.2007
0:2
HALİL ÖZYOLCU (Ağrı) - Çarpıtma yahu, yanlış okuyorsun tabii.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Bir daha okuyayım, bir daha okuyayım.
HALİL ÖZYOLCU (Ağrı) - Hiç alakası yok ya.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Bir daha okuyayım bak. Terör örgütünün kurucusu, ku­
rucusu, terör örgütünün kurucusu...
MEHMET ATİLLA MARAŞ (Şanlıurfa) - Korucu mu, kurucu mu, hangisi?
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Kurucusu, kurucusu. Korucusu değil, kurucusu. Koru­
cusunun hakkını vermediniz, kurucusu.
Yöneticisi veya üyesi... Helal olsun size, helal olsun! Size helal olsun! Siz mi bu kafayla hal­
kın karşısına çıkacaksınız? Tabutun içerisinde yavrusuna sarılan, ağlayan annenin hakkını böyle mi
ödeyeceksiniz?
HALİL ÖZYOLCU (Ağrı) - Çarpıtıyorsunuz.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Kişi, etkin pişmanlık hükümlerinden, ancak bir defa ya­
rarlanabilecek...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Meral, lütfen...
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - En heyecanlı yeri.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Meral.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Değerli arkadaşlar...
BAŞKAN - Sayın Meral, teşekkür için açacağım. Sadece teşekkür için.
Buyurun Sayın Meral.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bir seçime gidiyoruz, seçim kara­
rı aldık, doğrudur yanlıştır. Yalnız, bugüne kadar gücünüzü kullandınız. Bu güç, bir yerlerden gitti
geri döndü, geldi. Bak bugün görüştüklerimizden birisi de budur. Bunu...
HALİL ÖZYOLCU (Ağrı) - Bir yerlere mi gitti?
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Yani, Cumhurbaşkanlığına gitti, sancı var içinizde, ta­
hammül edemiyorsunuz. Sancı var sancı içinizde, tahammül edemiyorsunuz. Tövbe estağfurullah,
lanet şeytana. Ağzıma gelip gelip yutuyorum ben de, tahammül edemiyorsunuz. Anayasa'da...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Meral.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Lütfen Sayın Meral, ikinci defa teşekkür için söz verdim...
Teşekkür ediyorum.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Anayasa'ya kurşun sıktınız. Efendim, kurşun, Danıştaya
da sıkıldı Danıştaya. İşte bu laflarınız, bu laflarınız birilerine bu gücü veriyor. Bunları yapmayın de­
mek istiyorum. Bunları yapmayın.
BAŞKAN - Sayın Meral, teşekkür ediyorum.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Teşekkür ederim. Hayırlı olsun. (CHP sıralarından alkışlar)
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Başkanım...
BAŞKAN - Sayın Gündüz, buyurun.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Meral'in sadece AK Parti Grubunu değil ama, Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyelerini bile ilzam eden, yaralayan ifadelerine cevap hakkı vermek üzere...
-550-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
O: 2
BAŞKAN - Ne dedi de yaraladı?
ÎRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Siz, Sayın Başbakanın 22 Temmuza seçimi taşımak suretiyle,
bir haftalığına üç aylık maaş almaları için böyle bir uygulamaya gitmiş...
BAŞKAN - Sayın Gündüz, Tüzük'ün 69'uncu maddesi gereğince, yalnız, yeni bir sataşmaya
mahal vermeden söz veriyorum.
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Sayın Başkan, benim de söz talebim var.
BAŞKAN - Sayın Gündüz buyurun.
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Hayır, kesinlikle istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Vermiyorum.
VI. - AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
2.- İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz'ün, Ankara Milletvekili Bayram Ali Meral'in, konuşma­
sında, partisine sataşması nedeniyle konuşması
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, yasamamızın ya da...
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Konuşma hakkımız baki Sayın Başkan.
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) - .. .yasama dönemimizin son günlerinde erken seçim kararı da
aldık. Bu seçim kararı bütün milletimize hayırlı olsun. Ama, hiç olmazsa, giderayak buraya çıkan
hatiplerin, ağzından çıkanı kulağının duymasını isteriz.
MEHMET SEMERCİ (Aydın) - Halk öyle söylüyor, halk!
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) - Şimdi, Avrupa Birliğiyle ilgili, Sayın Meral, bizi ihanetle suç­
ladı. Bakın gazete manşetlerine: "Avrupa gümrük birliğine giriş CHP'nin zaferidir." (AK Parti sıra­
larından alkışlar)
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) - Evet zaferi, ne var!
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Doğru, doğru!
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) - O yüzden, Sayın Meral, bunu iyi gör, iyi düşün, ona göre ko­
nuş. (CHP sıralarından gürültüler)
BAYRAM ALİ MERAL (Ankara) - Ben, gümrük birliğini methetmedim ki!
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) - Öbür taraftan, çok değerli arkadaşlarım, bakın, burada, bizim
Tokat Milletvekillinizi göstererek "Siz, Tokat'ta namaz kılıyorsunuz, burada gelip başka işlerle meş­
gul oluyorsunuz." dedi. Ben, zannediyorum ki, Sayın Milletvekilimiz buna cevap vermelidir.
BAYRAM ALİ MERAL (Ankara) - Dinlememişsin, öyle demedim.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Söz istiyorum Sayın Başkan.
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) - Ama, ben, özellikle bir şey daha söylüyorum: Özelleştirmele­
ri eğer siz talan diye değerlendiriyorsanız, o zaman, onun üstünde parti programınıza da bakarak bir
değerlendirin.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Aynen öyle, talan ve de yağma!
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) - Biz, özelleştirilen hiçbir müessesede çalışan hiçbir vatandaşı­
mızı işsiz bırakmadık, özel yasayla devletin diğer kurumlarında istihdam ediyoruz. (AK Parti sıra­
larından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Sizin yaptığınız talan ve yağma!
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Sizin yaptığınız talan!
ALİ ARSLAN (Muğla) - Telekom, Balıkesir SEKA...
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Talan ve yağma, sadece talan değil.
-551-
TBMM
B: 98
3 . 5 . 2007
0:2
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) - Bakın, AK Parti Grubu, gelir gelmez, bakın, lojmanları bıraka­
rak, vatandaşın, halkın arasına karışmayı bu millete hediye eden bir partidir.
Şimdi, Sayın Başbakanımız, öne alınan seçimle ilgili iki tarih zikretmişti: "24 Haziran olabilir,
1 Temmuz olabilir." Ama, bakın, sizin grubunuzda da var bu, Yüksek Seçim Kurulunun Anayasa
Komisyonunda takdim ettiği bir takvim.
ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Bilmiyor muydunuz bunu?
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) - "Bu takvim, normalde yüz iki gün içerisinde icra edilir, ama,
en erken seksen günde ancak biz bunu hayata geçirebiliriz" dediler. O yüzden, 22 Temmuz seçildi.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Milletvekillerine sor nasıl pişman olduklarını.
ALİ ARSLAN (Muğla) - Yüksek Seçim Kuruluna talimat verildi!
ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Peki, bilmiyor muydunuz bunu?
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) - Biz, değil üç aylığı, üç yılımızı da, ömrümüzü de bu millete he­
der ederiz, heba ederiz, feda ederiz. (AK Parti sıralarından alkışlar)
RASİM ÇAKIR (Edirne) - Allah razı olsun.
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) - Ama, hiç kimse, bir haftalık bir gecikmeden dolayı, Sayın Baş­
bakan milletvekillerine bir hafta süre vererek üç aylık maaş alma yolunu açmak için böyle bir ma­
nevrada bulundu yaygarasını koparamaz. Böyle koparanın hesabını kendisinden sorarız.
Teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Hamza Albayrak niye istifa etti?
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gündüz.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Sayın Başkanım, söz hakkı istiyorum.
Biliyorsunuz, hem Sayın Bayram Meral sataştı hem...
BAŞKAN - Sayın Dağcıoğlu, ne diye söz hakkı istiyorsunuz?
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Efendim, yapmış olduğu sataşmaya cevap ver­
mek istiyorum.
BAŞKAN - Sayın Dağcıoğlu, Sayın Hatip konuşurken oturduğunuz yerden laf attınız, Sayın
Hatip de cevap verdi.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Hayır efendim...
BAŞKAN - Onun için sataşma değil. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Lütfen, Sayın Başkan...
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Buyurun Sayın Kaçır...
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Lütfen, Sayın Başkan...
BAŞKAN - Lütfen, oturur musunuz Sayın Dağcıoğlu.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Bir hakkı kullanmamıza mani oluyorsunuz, bunu
kabul etmemiz mümkün değil.
Ben, oturduğum yerden sataşmadım ona. O, karşısında gördüğü herkese sataşma alışkanlığını
kullandı ve hak etmediğim bir şekilde...
BAŞKAN - Grup Başkan Vekili Sayın Gündüz cevap verdi zaten Sayın Dağcıoğlu.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - ...rüşvet dâhil olmak üzere, burada cevap ver­
mem gereken bir konuşma yaptı. Lütfen, rica ediyorum; kısa bir konuşma yapmak istiyorum.
-552-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
O: 2
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Sayın Kaçır, buyurun.
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Sayın Başkanım, Sayın Meral, konuşması sırasında ismimden de
bahsederek, İstanbul'daki bir gayrimenkulun özelleştirilmesiyle ilgili sanki benim bilgim ve ilgim
varmış gibi, beni zan altında bırakacak, töhmet altında bırakacak suçlamalarda bulundu.
BAŞKAN - Ne söyledi Sayın Kaçır? Zan altında bırakarak ne söyledi?
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Bomonti Bira Fabrikasını kime sattığımızı, nasıl sattığımızı bana
sordu. Beni zan altında bırakacak şekilde ifadelerde bulundu.
BAŞKAN - Sayın Kaçır, siz zan altında değilsiniz ki, satan siz değilsiniz çünkü.
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Efendim, ben öyle olduğunu biliyorum da, vatandaşların da bilme­
si lazım.
RASİM ÇAKIR (Edirne) - En fazla sen konuşuyorsun Kaçır.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Memleket zarara uğratıldı diye söz istiyor Ünal Bey, değil mi?
BAŞKAN - Sayın Kaçır, sözleriniz tutanaklara geçmiştir, konu anlaşılmıştır. Teşekkür ediyorum.
Teklif üzerinde...
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Sayın Başkanım, o zaman...
BAŞKAN - Hayır, Sayın Kaçır, sataşma anlamında değerlendirmiyorum.
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Sayın Başkanım...
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Başkan, arkadaşlarımızın cevap hakkı kullanması lazım.
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Sayın Başkan, o zaman, lütfen, sizler, siz, zatıaliniz, vatandaşların
iyi anlayacağı şekilde ve konuyla benim bilgimin de ilgimin de olmadığını lütfen tekrarlayınız. Va­
tandaşlar da...
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Başkan nereden bilsin senin ilgin olup olmadığını!
BAŞKAN - Sayın Kaçır, sözleriniz tutanaklara geçti zaten şu anda. Teşekkür ediyorum.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Bizim sözlerimiz nasıl geçecek tutanaklara efendim?
V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Bursa Milletvekili Faruk Çelik, Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa, Hatay Milletvekili Sadullah Ergin, İstan­
bul Milletvekili irfan Gündüz ve 194 Milletvekilinin; 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına
Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/1011) (S. Sa­
yısı: 1408) (Devam)
BAŞKAN - Teklifin tümü üzerinde şahsı adına söz isteyen Cemal Uysal, Ordu Milletvekili...
Ali Rıza Yazıcıoğlu, Diyarbakır Milletvekili...
Haluk Koç, Samsun Milletvekili...
Sayın milletvekilleri, Anayasa değişikliğine dair teklifin tümü üzerindeki görüşmeler tamam­
lanmıştır.
Sayın milletvekilleri, oylama için hazırlık yapılacağından beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.15
-553-
TBMM
B:98
3.5.2007
0:3
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.30
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKÇİ (Konya), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 98'inci Birleşiminin Üçün­
cü Oturumunu açıyorum.
1408 sıra sayılı Anayasa değişikliği teklifinin görüşmelerine devam edeceğiz.
Anayasa değişikliğine dair teklifin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Teklifin maddelerine geçilmesi hususunda gizli oylama yapacağız.
Gizli oylamanın ne şekilde yapılacağını arz ediyorum:
Komisyon ve hükümet sıralarında yer alan kâtip üyelerden komisyon sırasındaki kâtip üye
Adana'dan başlayarak Denizli'ye kadar (Denizli dâhil) ve Diyarbakır'dan başlayarak İstanbul'a ka­
dar (İstanbul dâhil); hükümet sırasındaki kâtip üye ise İzmir'den başlayarak Mardin'e kadar (Mar­
din dâhil) ve Mersin'den başlayarak Zonguldak'a kadar (Zonguldak dâhil) adı okunan milletvekille­
rine biri beyaz, biri yeşil, biri de kırmızı olmak üzere üç yuvarlak pul ile mühürlü zarf verecek ve
pul ve zarf verilen milletvekilini ad defterinde işaretleyecektir.
Milletvekilleri, Başkanlık kürsüsünün sağında ve solunda yer alan kabinlerden başka yerde oy­
larını kullanamayacaklardır.
Vekâleten oy kullanacak bakanlar da, yerine oy kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu bö­
lümde oylarını kullanacaklardır.
Bildiğiniz üzere, pullardan, beyaz olanı kabul, kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise çekimser oyu
ifade etmektedir.
Oyunu kullanacak sayın üye, kâtip üyeden üç yuvarlak pul ile mühürlü zarfı aldıktan ve adını
ad defterine işaretlettikten sonra kapalı oy verme yerine girecek, oy olarak kullanacağı pulu burada
zarfın içerisine koyacak, diğer iki pulu ise ıskarta kutusuna atacaktır. Bilahare oy verme yerinden
çıkacak olan üye, oy pulunun bulunduğu zarfı, Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne konulan oy ku­
tusuna atacaktır.
Oylamada adı okunmayan milletvekiline pul ve zarf verilmeyecektir.
Şimdi gizli oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
Lütfen kâtip üyeler yerlerini alsınlar.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN - Oyunu kullanmayan sayın milletvekili var mı? Yok.
Sayın milletvekilleri, oy verme işlemi bitmiştir.
Sayın görevliler, lütfen kupaları kaldıralım.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Bursa Mil­
letvekili Faruk Çelik, Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa, Hatay Mil-554-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
O: 3
letvekili Sadullah Ergin, İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz ve 194 Milletvekilinin; 2709 Sayılı Tür­
kiye Cumhuriyeti Anayasasına Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi'nin maddelerine
geçilmesinin gizli oylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı
452
Kabul
Ret:
426
Çekimser
10
Geçersiz
1
15
Böylece teklifin maddelerine geçilmesi kabul edilmiştir.
Birleşime yarım saat ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.09
-555-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
O: 4
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.08
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKÇİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 98'inci Birleşiminin Dör­
düncü Oturumunu açıyorum.
1408 sıra sayılı Anayasa değişikliği teklifinin görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükümet yerinde.
Teklifin 1 'inci maddesini okutuyorum:
2709 SAYILI TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASINA GEÇİCİ MADDE
EKLENMESİNE DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1.- 7/11/1982 tarihli ve 2709 Sayılı T.C. Anayasasına aşağıdaki geçici madde eklen­
miştir.
"GEÇİCİ MADDE 17.- Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yapılacak ilk Genel Seçim­
de, Anayasanın 67 nci Maddesinin son fıkrası, 10/6/1983 tarihli ve 2839 Sayılı Milletvekili Seçimi
Kanununun Milletvekili Seçilme Yaşına ilişkin hükmü ile bağımsız adayların birleşik oy pusulasın­
da yer almasına ilişkin hükümler bakımından uygulanmaz."
BAŞKAN - Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Özlem Çerçioğlu, Aydın Milletvekili.
Buyurun Sayın Çerçioğlu.
CHP GRUBU ADINA ÖZLEM ÇERÇİOĞLU (Aydın) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifı'nin
l'inci maddesiyle ilgili, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Mec­
lisi saygıyla selamlarım.
Sayın milletvekilleri, seçilme yaşının yirmi beş yaşına indirilmesinin ve Atatürk'ün laik cum­
huriyeti emanet ettiği gençlerimizin Parlamentoda temsil edilmeleri, ülkenin geleceğiyle ilgili ola­
rak karar mekanizmalarında yer almasını, önemli, gerekli, demokratik bir açılım olarak değerlendi­
riyoruz.
Sayın milletvekilleri, yıllardır Cumhuriyet Halk Partisi olarak savunduğumuz bu görüş,
13/10/2006 tarihli 5551 sayılı Kanun'la yasalaşmıştır. Genç nüfusun siyasette yer alması, Türkiye
Büyük Millet Meclisinde temsil edilmeleri, genç nüfusa sahip olan ülkemizde, gerekli bir açılımdır
diye düşünüyoruz.
Gençlere karşı sorumluluğumuz, sadece seçilme yaşının düşürülmesi ile bitmemektedir. Ata­
türk'ün laik cumhuriyeti, geleceği emanet ettiği gençlerin, bulundukları her yerde, okulda, iş yerin­
de, mahallede, siyasette etkin olmalarını sağlamalı ve yönetime katılma olanaklarını genişletmeli­
yiz. Gençlerin Türkiye siyasetinde daha etkili, daha ağırlıklı hâle gelmesini desteklemeliyiz. Genç­
leri bilgi çağıyla buluşturmalıyız. Harç, barınma ve okuma şartlarındaki olumsuz şartlarını düzelt­
meliyiz. Gençlerin, eğitimi ve yeteneklerine göre iş bulabilmeleri, geleceğe umutla bakabilmeleri
için bir yaşam tarzı yapmalıyız; maalesef, dört buçuk yıldır AKP Hükümeti bunu gerçekleştireme­
miştir. Gençlere, iş bulma, iş kurma programı, proje ve finansman desteği vererek, TÜBİTAK,
KOSGEB gibi kuruluşların iş birliği ile gerçekleştirmeliyiz. Yaratıcı, çağdaş, bilgili, Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkacak gençliğe ihtiyacımızın olduğunu unutmamalıyız.
-556-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
O: 4
Sayın milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi siyasetinin temelinde gençlik vardır, yenilik var­
dır, değişim vardır. Demokratik rejimin kökleşmesine dönük adımlarından biri olan seçme ve seçil­
me yaşının düşürülmesini programına koyan ilk partidir. Yasal sınırlamalara rağmen, 12 Eylülün ya­
rattığı siyasi karanlığı delen gençlik kolları çalışmaları ve Gençlik Kurultayını 1996 yılında ilk kez
toplayan, Cumhuriyet Halk Partisidir.
Sayın milletvekilleri, geldiğimiz bu noktada, ülkemiz bir Cumhurbaşkanlığı seçim süreci yaşa­
maktadır. AKP'nin bu önemli makamla ilgili süreci yanlış yönlendirmesi sonucu, siyasi alanda bir
tıkanmanın yaşandığı açık bir gerçektir.
Anayasa Mahkemesinin, hukukun üstünlüğü ilkesini esas alarak Cumhurbaşkanlığı seçiminin
ilk turu ile ilgili vermiş olduğu karar, AKP İktidarının yeni kararlar almasına yol açmıştır. Cumhu­
riyet Halk Partisi olarak uzun süredir ısrarla savunduğumuz erken seçim yapılması talebimiz, so­
nuçta AKP İktidarı tarafından bir zorunluluk hâline gelmiş ve 22 Temmuzda erken seçim yapılma­
sı kararı alınması noktasına gelinmiştir. Bu noktada, Anayasa'nm 67'nci maddesiyle ilgili bir düzen­
leme yapılması da doğal olarak gündeme gelmiştir. Böyle bir değişiklik, gençlerimize, yapılacak er­
ken seçimde aday olabilmelerine olanak sağlaması açısından önemlidir. Gençlerimizin mümkün
olan en erken tarihte Parlamentoda temsil edilmelerini ve ülkemizin geleceğinde bir an önce söz sa­
hibi olmalarını içtenlikle istiyor ve bu değişikliği destekliyoruz.
Sayın milletvekilleri, bugün kabul edilen ve açıklanan seçim takvimine göre, kamu görevlile­
rinin milletvekili adayı olabilmeleri için 5 Mayıs Cumartesi günü istifa etmeleri gerekmektedir.
Şimdi sizlere soruyorum: Anayasa'da düzenleme yaptığımıza göre, kamuda çalışan ve yirmi beş ya­
şını dolduran bir genç, bu takvime göre nasıl aday olacak arkadaşlar, sayın milletvekilleri? Yirmi
beş yaşını dolduran, kamuda çalışan bir gencimiz nasıl aday olacak? Bunun cevabını sizlerden bek­
liyoruz. Ben size söyleyeyim: Bu şartlarda Önerge verilmezse mümkün değil aday olması. Eğer bu­
nu gerçekleştirmezseniz, AKP'nin gençlerin siyasete katılmaları konusundaki samimiyetsizliği bir
kez daha gençler tarafından görülecektir.
Sayın milletvekilleri, gençlerimizle ilgili konu görüşülürken, ülkemizin, gençlerimizin içinde
bulunduğu tablodan örnekler verme ihtiyacı duyuyorum. AB süreci yaşamaktayız. Bu süreçte, ül­
kemizde 5 milyondan fazla genç kızımız ve kadınlarımız okuma yazma bilmiyor. Yine, on dört-on
beş yaşındaki genç kızlarımız evlendiriliyor. Bu sıralamada dünyada 5'inci ülkeyiz. Bugünün Türkiyesi'nde, baktığımızda, kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına, coğrafyanın her yerinden ka­
dınlarımız, gençlerimiz, çocuklarımız feryat ediyor. Onlar iş istiyor, insanca bir yaşam istiyor. Hâlâ,
töre cinayetleri, şiddet, kumalığa kurban giden kadınlarımızın çığlıklarını duyuyoruz. Kadın hakla­
rı geriledi. İşini yaparken, gazeteci kadınlar taşlanıyor, tartaklanıyor. İşte, AKP İktidarının Türki­
ye'yi getirdiği nokta da budur.
Sayın milletvekilleri "Enflasyon düştü, ihracat arttı." şeklinde demeçler veren AKP, bu feryat­
ları, gençlerimizin, kadınlarımızın bu feryatlarını maalesef duymamaktadır. Yoksulluk artmış, yok­
sul kitleleri en üst noktaya gelmiştir. Bu olumsuz tabloya son verme görevi de halkımızın desteğiy­
le Cumhuriyet Halk Partisine ait olacaktır. Bugün bu kürsüde AKP sözcüsü, Cumhuriyet Halk Par­
tisinin özelleştirmeye karşı olduğunu söyledi. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, özelleştirmeye
karşı değiliz, özelleştirme adı altında yapılan yandaş siyasetine karşıyız. Dört buçuk yıldır yabancı ser­
mayeyi Türkiye'ye getireceğinizi ifade ettiniz. Evet, yabancı sermaye Türkiye'ye gelmiştir, ama, bor­
saya sıcak para olarak gelmiştir, turist olarak gelmiştir. Canı istediği zaman kaçar gider, bırakır gider.
Bakın, yabancı sermayeyi Türkiye'ye getirmeyi başaramadığınız gibi, Türkiye'deki yerli yatı­
rımcıyı da maalesef ülkeden kaçırdınız.
AFİF DEMİRKIRAN (Batman) - 20 milyar dolar geldi.
ÖZLEM ÇERÇİOGLU (Devamla) - Bundan yaklaşık on-on beş gün önce bu kürsüden söyle­
miştim, tekrar ifade etmek istiyorum: Sizin çıkarttığınız bir kararla -kararı da söyleyeyim: 24 Şubat
-557-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
O: 4
2004 tarihinde 5084 sayılı Kanun'la- serbest bölgelerden otuz sekiz ay içinde kaldırmış olduğunuz
vergi muafiyetlerinden dolayı 552 firma, yerli ve yabancı, Türkiye'yi terk etmiştir arkadaşlar. Hani
yabancı sermaye getirecektiniz? Getirmeyi bırakın, çıkardığınız kanunlarla 552 tane firmayı Türki­
ye'den kaçırdınız. En son, Ege Serbest Bölgesi'nden Amerikan Pulse Şirketi -televizyon transforma­
törü üretiyordu- o da, maalesef, sizin bu çıkarttığınız kararla, Türkiye'yi 800 çalışanıyla birlikte terk
etmiştir. Yabancı sermaye anlayışınız da bundan ibarettir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çerçioğlu, lütfen toparlayınız.
Buyurun.
ÖZLEM ÇERÇİOĞLU (Devamla) - Evet, binlerce vatandaşımız sizin bu yanlış politikalarınız­
dan dolayı işsiz kalmışlardır. 22 Temmuzda yapılacak seçimden sonra, Cumhuriyet Halk Partisi ik­
tidarıyla, yolsuzluklar da yoksulluklar da sona erecektir. İşçimizin, memurumuzun, çiftçimizin, tüm
yurttaşlarımızın, tüm vatandaşlarımızın yüzü gülecektir.
Yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çerçioğlu.
Madde üzerinde Anavatan Partisi Grubu adına söz isteyen Hüseyin Güler, Mersin Milletvekili.
Buyurun Sayın Güler.
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlar, anayasal değişiklik üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Aslında, bunun macerasına bakınca, yirmi beş yaş, hep dilinize doladınız ve burada da biraz da
umut tacirliği düzeyinde bir süreç yaşanıyor.
Hatırlarsak, yirmi beş yaşın gelişimi, geçmişi; önce, 2/B'yle özdeş tuttunuz, bir arada geçirebi­
lir miyiz, dediniz; haklı bir zeminde diğerini de kotanr mıyız, dediniz, yapamadınız. Sonra, tekrar
denediniz, olmadı, yaklaşık bir yıl önce. O zamanlar da sizlerle paylaşmıştık burada düşüncemizi.
Bu ülkede her an erken bir genel seçim süreci yaşanabilir düşüncesiyle "Neredeydiniz?" dedik ve
bugün haklı çıktık. Yani, şuradan on ay öncesinden, bu kanun, Anayasa değişikliği oluştu, ama, bu­
gün tekrar, yeniden yürürlülük tarihi değişimi ihtiyacı duyuluyor.
Yirmi beş, yirmi beş yaş, dediniz, tuttunuz. Bugün, yirmi beş yaşında olan kamu görevlisi de
maalesef seçilemeyecek. Bugün, elimizde bir önergeniz var, birazdan gelip oylayacaksınız. Geç ka­
lınmış bir olay. Bu kadar alelacele, bu kadar hazırlıksız bir Anayasa değişikliği teklifi olur mu? Ka­
mu görevlisi, şu andaki yirmi beş yaşındaki kamu görevlisi ancak yeniden girecek.
Peki, bir önceki oturumda alınan erken genel seçim kararına baktığımızda, kamu görevlisi, ya­
rın veya bir sonraki iş günü, daha doğrusu cuma, cumartesi... Allah aşkına söyler misiniz, bu mu
demokrasi anlayışınız? Bu mu toplumun sivilleşmesi ve mutfağın zenginleştirilmesi için, kamunun
önünü açmak için? Teessüf ettik, gerçekten pes doğrusu.
FAHRETTİN POYRAZ (Bilecik) - "Acil seçim" diyoruz.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - İki gün... Adil, sizin anlayışınız, adil seçim, haklısınız. Bir
kamu görevlisi karar verecek, bugün akşam düşünecek, ben yarın milletvekili adayı olacağım, di­
yecek ya da yirmi beş yaşındaki bir işsiz genç, umutsuz bir genç. Evet, sizin anlayışınız bu. Haklı­
sınız, adil! "Adil" anlayışınız bu. Demokrasi sizin için...
AYHAN ZEYNEP TEKİN BÖRÜ (Adana) - "Adil" değil, "acil..."
FAHRETTİN POYRAZ (Bilecik) - "Acil..."
-558-
TBMM
B: 98
3.5.2007
0:4
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - "Acil" kavramını... İşte, günaydın dedik. Bir yıl öncesinden
bu ülkenin... Beş yıldır siz iktidarda olduğunuzu unuttunuz herhalde. Biz onu da söyledik. Acil,
acil, her şey acil! İstediğiniz zaman kanunlar çıkar, istediğiniz zaman, zaman yetersiz kalır.
Evet, şimdi, kamu görevlisi... Yarın kapılar çalınacak -kamudan istifa edilip edilmemesi- ve­
ya en fazla cumartesi günü. Bu kadar her şeyin aciliyeti niye? Bu ülkede hani istikrar vardı gözü­
nüzde, hani bu ülkede size istikrar adına yetkiler verilmişti? Bu ne istikrarsızlık söyler misiniz? Her
şey acil, acil! Göremediniz mi bir yıl sonrasını, bu ülkede neler gelişebileceğini? Ama, görmeye ni­
yetiniz olmadı, çünkü "Biz çoğunluğuz, gereğini yaparız." gibi bir zihniyetle her şeyi öyle algıladı­
nız, ama, bu halk unutmayacak. Bu ülkede yirmi beş yaş, özellikle gençlerimizin yaşadığı sıkıntı­
lar, her yıl 1,5 milyon üniversite öğrencisinin kapıdan geri döndüğü, okurken ayrı bir sıkıntılarını
yaşarken, mezun olduktan sonra istihdam ve iş konusundaki umutsuzluğu ve karamsarlığı her ge­
çen gün artarken, siz, o gençlere hiçbir şey veremediniz, ama, burada siyasetin polemiğini yapacak­
sınız, siyasetin sömürüsünü: "Gençler, ne yapalım, size iş bulamadık, ama, size milletvekilliği açı­
yoruz." O da kocaman bir yalan. Yirmi beş yaşında... Çıkacak, iki tane size yakın iş adamının ço­
cuğu, biri de bakanların yakınlarından bir tanesi görev değişikliğinden olacaksa odur, yani, iki ve­
ya üç kişinin kavgası aslında. Bu kadar yirmi beş yaş gençliğini çok sevdiğiniz için bu kanunu ge­
tirmiyorsunuz; birilerine söz verdiniz, o söz uğruna, sadece, sömürünün politikasını yapıyorsunuz.
Biz de diyoruz ki, bu gençliğe değer veriliyorsa, böyle günübirlik, acil kılıfı yaratılmadan, bu ülke­
nin beş yılları, yirmi yılları yapılandırılması gereken bir dönemde, maalesef, bir yılı dahi göreme­
diniz, nihayetinde Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda göremediğiniz gibi. Biz de diyoruz ki, eğer
gençlikse rekabet koşullarını yaratın. İşin mutfağında bu kadar liderlik sultasının olduğu bir siyasi
partide o gençlerin siyasette yaşam hakkının olacağını mı düşünüyorsunuz? İçinizde kaç genç ar­
kadaşımız var? Kaçı kaçıncı sıralarda? İkili parti olmasaydı gelebiliyor muydu? Bunların hepsi bi­
rer ders. Yapmayın... Bu ülkeyi eğer sivilleştirme ve siyasallaştırma sürecinin içerisine çekmek is­
tiyorsanız biraz samimi olun. Çünkü, rekabetin bu kadar olumsuz koşulları içerisinde, bu Siyasi Par­
tiler Kanunu varken, liderlik sultası varken, bu gençlerimizi aday çıkarabileceğinizi mi düşünüyor­
sunuz? Ha, vitrin olarak yazılacaksa sonradan listeler dolsun diye, öyle algılarsınız, büyük ihtimal­
le de öyle yapacaksınız.
Bu yüzden, topluma, lütfen umut tacirliği yapmayın. Ayaklarınız yere bassın. Gençlerimiz de
farkında. Bu ülkede yaşamın, yaşadığı sıkıntılarını her geçen gün gençlerimiz umutsuzca tüketir­
ken, yıllarını tüketirken, bugün karamsarlık içerisine bürünürken onlara buradan ben seslenmek is­
tiyorum: Bu yıl ülkenin kader yılı ey gençlerimiz ve burada size, seçilme hakkından çok, seçme şan­
sı verilecektir. Seçerken lütfen kaderinize sahip çıkın ve bu ülkenin dönüm noktası genel seçimler­
dir. Önünüze bir fırsat... Yarınların hayalini kurmak istiyorsanız oyunuza sahip çıkın ve lütfen san­
dığa gidin. AKP'den hesap soracağınızı biliyoruz. Bu halk... Sadece gençlerimiz mi? Umutsuz, iş­
siz ve özellikle de karamsar gençlerimiz mi sadece? Ya kadınlarımız? Ya bu ülkede yaşamın sıkın­
tısını yaşayan esnafımızın, köylümüzün unuttuğunu mu zannediyorsunuz? Tabii, böyle olunca da,
beş yıl, bu ülkede Anayasa'yı değiştirecek bir çoğunluk, bu halk verdi size. Ama, getirdiniz getirdi­
niz duvara tosladınız ve bir yıl sonrasını göremediniz. Bugün de görmemekte ısrar ediyorsunuz ve
halkın iradesine, alelacele dediğimiz kaptıkaçtı gibi, yangından mal kaçırırcasına acele bir teklif ile
Meclisin önünde erken genel seçim kararı alındı. Erken de değil aslında da, keşke Cumhurbaşkan­
lığı seçim süreci olmadan önce yaşanmış olsaydı, bu toplum da bu kadar gerilmemiş ve bu ülke de
bu kadar ağır faturalar ödememiş olurdu. Baktığımızda, demokrasi adına bu ülke sınıfta kaldı. 300
milyar doların üzerinde borçlu olan ülkeye, maddi açıdan, ekonomiden sorumlu Sayın Devlet Ba­
kanı Ali Babacan da söyledi, iki günün faturası 9 katrilyon.
Peki, beş yıllık faturanın ne olduğunu hatırlatalım mı? Sadece devletin ödediği 184 milyar do­
lar. Bu kimin cebinden çıktı? Halkımın cebinden çıktı, gençlerimizin içtiği sigaradan, kullandığı cep
telefonundan, tükettiği mazottan, tükettiği elektrikten, yani halkım ödedi. Ama, görünen o ki, genç-559-
TBMM
B: 98
3.5.2007
0:4
lik adına siyasette kullanacağınız, herhalde beş yılın faturasını ve muhasebesini yapmadan sadece
gençliğe seslendiğinizde, "Ey gençlik, sizin önünüzü açtık!" Hepsi külliyen yalan. Çok net söylü­
yorum.
Bu kadar siyasi partiler ve seçim kanunu varken, bu ülkede gençlerimize maalesef siyaseten
yaşam hakkı yok ve sürecin sıkıntılı olduğu bir ülkede bu kadar istismar düzeyine varabilecek bir
gençliğe bu mesajların verilmesini anlamakta zorlanmıyoruz. İnanıyorum ki, burada gençlerimiz de
olayı görüyor.
İşsizliğin temel sorun olduğu bu ülkede, umutsuzluğun ve karamsarlığın olduğu bu ülkede
gençlerime tek şey söylüyorum: Sakın umutsuz olmayın, karamsar hiç olmayın. İşte AKP'den kur­
tuluş günleri. Bu ülkenin çektiği koskoca bir beş yıl ve kayıp yılları. Altına dipnot...
Anayasa'yı değiştirecek çoğunlukta olan bir AKP İktidarında halkın ne umduğunu çok iyi bi­
liyoruz ve inanıyorum ki, bunun sandıkta hesabını soracağını da biliyoruz, ama, sadece biraz duy­
gularıyla davranmasınlar, oturup, aklın, vicdanın ve mantığın olgunluğuyla hareket etsinler ve bu
ülkeye umut verecek, bu ülkeye hayat verecek seçme şansı geldi ülkemizin önüne.
Bu doğrultuda, beş yılda yapılanları bu halkım unutmadı. İşçim, köylüm, esnafım, hepsinin ya­
şadığı sıkıntılar ortada, ama, gençlerin siyaset yapma şansı olan, açılacak olan bir anayasal değişik­
liğin savucusuyuz Anavatan olarak. Yüzde 70'i genç bir nüfusu olan ülkemizde gençliğin bilgisin­
den, gençliğin emeğinden, gençliğin yüreğinden asla faydalanamadık. Bugün, maalesef, ülkemizde
yabancı göçlerin aldığını da biliyoruz. İstihdamda, özellikle Afrika ülkelerinden gelen gençlerin de
burada bir yerleşim ve bu doğrultuda işsizliğin artırılmasında ciddi faktör olduğunu düşünüyoruz.
Evet, size, herhalde, biraz misafir muhabbeti yapmak lazım, çünkü, son günleriniz, bir daha da
bu koltuklarda herhalde... Muhalefette yer olabilirse... Zor olacak, çünkü yüzde 70'iniz gelmeye­
ceksiniz, onu da çok iyi biliyoruz. Eğer, sizleri aynen, komple listeye yazarlarsa, gençlere yer yok
demektir, ama, hepimiz biliyoruz ki, sizlere de yer yok.
AHMET YENİ (Samsun) - Biz ayarlarız, sen merak etme.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Bu halkım gereken cevabını verecek.
İkincisi, son günleriniz olduğu için sizlere gerçekten misafir muhabbeti yapıyoruz. Halkım da
gereken dersi verecek ve bu ülke de yaşatılan sıkıntıları asla unutmayacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
AKP'den kurtuluş günleri geriye dönük başladı.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) - Hüseyin Bey, bırak şimdi!
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Evet, haklısınız...
22 Temmuz...
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) - Sen kendini anlat!
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Biraz önce Grup Başkan Vekilin söyledi, "Biz halkın içerisinde
oturduk, milletvekili lojmanlarını da aldık." dedi. O milletvekili lojmanlarının altında nasıl rant yarat­
tığınızı bu halk gene soracak. Siz kendi aranızda bile, o milletvekili lojmanlarında otururken, biz ka­
rar verdik, ama, neyin kararını verdik diye öz eleştirinizi de yaptınız, ama, o ranta hizmet ettiniz.
AHMET YENİ (Samsun) - Onlar geçti, geçti...
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Doğru, size göre geçti. Dün dündür, bugün bugün. Günübir­
lik yaşamaya alıştınız, ama bu halk unutmayacak. Bu halk yapılanları unutmayacak.
İnanıyoruz ki, sağduyu, hoşgörü... Ama, benim sizden tek bir isteğim var. Hâlâ bu ülkenin bir
şansı var. Lütfen... Cumhurbaşkanlığı için yasa teklifi gelecek, halk seçsin, ama, aynı anda da Sa-560-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
O: 4
ym Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı devam edecek. Allah aşkına, bu ne perhiz, bu ne
lahana turşusu! Amacınız ne?
Gelin...
AHMET YENİ (Samsun) - Ayarlarız...
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Ha, ayarlarız, işi ayarlarız... Hep ayarlarsınız, doğru.
Halk ayarladığını unutmadı, nelerin ayarlandığını çok iyi unutmadı. Hesabını mutlaka soracak­
tır, ama bu yıl ülkenin kader yılı olduğuna göre, biz, Anavatan olarak dedik ki, başta Genel Başka­
nım ve tüm milletvekili ve teşkilatlarımızla beraber, bu ülkede umutların bitmediği, kardeşliğin,
sevginin ve barışın ülkemizde yaşandığı bir ülke özlemiyle... Bu yıl ülkenin kader yılı ve tüm hal­
kımızın kendi kaderine sahip çıkmasını bekliyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen Ergün Dağcıoğlu, Tokat Milletvekili. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Aslında, daha önceki oturumda...
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Artvin) - Oturum kapandı.
MEHMET SEMERCİ (Aydın) - Farklı oturum.
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Artvin) - Şimdi önümüze bakalım.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Devamla) - ...Sayın Bayram Meral'in konuşmaları esna­
sında. ..
FAHRETTİN ÜSTÜN (Muğla) - Burada olmayan arkadaş hakkında konuşmayalım.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Devamla) - ...şahsıma dönük olarak yapmış olduğu hakaretamiz ifadelere bir ölçüde açıklık getirmek hem de...
NURİ ÇİLİNGİR (Manisa) - Sayın Başkan, yasayla ilgili konuşsun.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Devamla) - .. .konunun önemine ve gündeme dönebilmek
için söz istemiştim. Çünkü, burada yaklaşık dört buçuk yıldır arkadaşlarımız milletvekilliği yapı­
yorlar, ancak, ayrılma zamanı gelmiş olmasına rağmen, Meclisin mehabetine uygun, Meclisin has­
sasiyetine uygun ve gündemine uygun olarak konuşabilmeyi hâlâ öğrenememiş olduğunu gördü­
ğüm arkadaşları, burada sizlerin de izniyle uyarmak kastıyla söz almış idim. Çünkü, biz, bugün bu­
rada tarihî bir gündemle toplandık ve yüce Meclisin çatısı altında almış olduğumuz öne çekilmiş se­
çim kararında, şimdiye kadar ihmal edilmiş olan gençlerimizin, yani yirmi beş yaşındaki gençleri­
mizin seçme ve seçilme haklarıyla ilgili çok özellikli bir gündemle ve özenle konuşmamız gereken
bir günde, buraya çıkan arkadaşlarımız, bilimsel olarak hazırlıklarını yaparak, konuyla ilgili ifade­
ler gündeme getirmeleri gerekirken, ne yaptılar? Tamamen her zamanki alışkanlıklarıyla gündem
dışına çıkmak suretiyle, burada konuşmasının da arasına zaman zaman reklam almak suretiyle, ken­
disine sataşma yapılmasını bekleyip, herhangi bir arkadaşımızdan, hasbelkader ağzından çıkmış bir
sözü tespit ederek hemen gündemi o tarafa taşıyıp suni gündemlerle yüce Meclisi işgal eden arka­
daşlarımıza belki son bir uyarı olur diye söz almıştım. Nedir o? Ben, karşı sıralarda otururken hiç
hak etmediğimiz şekilde, milletvekillerimizi tahfif eden ve akıllarının ucundan bile geçmeyen, akçeli ilişkilerle malul hâle getiren bir ifadede, milletvekillerimizi tahfif edici böyle konuşmazsınız
dediğimde, sayın konuşmacı, burada, bütün yüce milletin huzurunda, bana dönük olarak "Tokat'ta
namaz kılıp burada başka şeyler yaptığımı" söyledi. Ben, Sayın Bayram Meral'le Tokat'ta hiç bir
araya geldiğimi hatırlamıyorum. Hazır sizlerin de şahadetiyle, Tokat'ta hangi camide birlikte namaz
kıldık, onu da öğrenirsem mutlu olurum diye düşünüyorum.
-561-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
O: 4
Şimdi, Tokat'tan Ankara'ya döndüğümüzde, ben, Sayın Bayram Meral'le buranın dışında hiç­
bir yerde bir araya gelmedim ama, burada, namazın dışında işler yaptığımı söyledi. O işleri de biz
nerede ikimiz birlikte yaptık, onu da bilmiyorum, onu da sizlerin şahadetiyle zapta geçirirsek sevi­
nirim diye düşünüyorum.
Arkadaşlar, burada, bir dönemin sonuna yaklaştık. İnsanların ağzına fermuar bağlama hakkı­
mız yok, ama, yüce Meclisin çatısı altında, milletvekilleri haddini bilmeli, gündeme dönmeli ve
memleketin bütün insanlarının idefiks hâlinde buraya kilitlendiği ve Türkiye'nin kaderini değiştire­
ceğimiz, geleceğini şekillendireceğimiz bu kadar önemli gündemlerin tartışıldığı bir ortamda, kar­
şısında kimi bulursa ona belden aşağı vurmaya kalkmak suretiyle, ispatı mümkün olmayan suçlama­
larla suni gündemler oluşturmak, bizim, Bayram Meral adına alışkanlığımız, ama, arkadaşlarımız
adına hâlâ yadırgadığımız bir uygulama tarzıdır. Niye? Çünkü, kendisi, hep suni gündemlerle, nasıl
ki 28 Şubat sürecinde antidemokratik uygulamalar içerisinde görüntü vermişse, şimdi de bu kadar
demokratik bir çatı altında demokratik kanunları tartıştığımızda, alakası olmayan, hatta bir milletve­
kili arkadaşını, ispatı mümkün olmayacak şekilde, İspanya'daki bir fabrikadan rüşvet aldığına vara­
na kadar, konuyu alakasız yerlere taşıyacak basiretsizliğini burada deşifre etmek için söz aldım.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Çarpıtıyorsunuz...
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Devamla) - Arkadaşlar, insanlar ya söylediklerini ispat
edecekler, yoksa müfteri olarak söyledikleri sözün altında kalacaklardır.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Çok çarpıtıyorsunuz ama söylenenleri.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Devamla) - Benim, İspanya'dan Tokat Sigara Fabrikasına
gelen makinelerle ilgili hangi bağlantıları kurduğumu biliyorsa, burada söylemezse müfteridir. Bu­
rada ispat etmeye davet ediyorum kendisini. (AK Parti sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FERİDUN FİKRET BALOGLU (Antalya) - Sayın Başkan, Anayasa'yı mı görüşüyoruz, Bay­
ram Meral'i mi? Konu Bayram Meral mi, Anayasa mı? Ayıp!
BAŞKAN - Sayın Dağcıoğlu, lütfen toparlar mısınız.
Teşekkür ederim.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Devamla) - Hemen bitiriyorum.
Bakın, bizim, AK Parti milletvekilleri olarak bir tek şiarımız var, o da bu yüce millete verdiği­
miz sözleri yerine getirmek. Bizim, dört buçuk-beş yıl önce, Tokat da dâhil olmak üzere, bazı mu­
halefet milletvekilleri "Tokat Sigara Fabrikasının önüne yatar, bu makineleri buradan başka yere götürttürmeyiz." dediklerinde, biz, o makineleri sökmeyeceğimizi, hatta revize edeceğimizi, çağdaş
bir hâle getireceğimizi ve Türkiye'nin en güzel fabrikası hâline getireceğimizi söylediğimizde, in­
sanlar "Biz fabrikanın önüne yatarız." diyorlardı. Şimdi ne oldu?
UFUK ÖZKAN (Manisa) - Teklifle ilgili konuşmadın. Teklifle ilgili konuş.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Devamla) - Bizim, getirip İspanya'dan, yeni olduğunu
hem İstanbul Ticaret Odasının uzmanlarınca hem de İstanbul Teknik Üniversitesinin Makine Fakül­
tesinin profesörlerinin yapmış olduğu zabıtlarla yeni olduğu ispat edildiği hâlde, haksız yere sökü­
lüp İspanya'ya götürülmesine ve Türk Tekel sanayisinin milyarlarca, katrilyonlarca lira zarara uğ­
ratılmasına sebep olan bu grup, şimdi, utanmadan, bir de dönüyor, beni, yani bir milletvekilini, is­
pat etmeden, rüşvetle suçluyorsunuz. (CHP sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Dağcıoğlu...
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Ne biçim konuşuyorsun sen, ne demek o? Ayıp!
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Ayıp!
-562-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
O: 4
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Devamla) -Ama, biz sizin haksız ve anlamsız direncinize
rağmen, her şeye rağmen, sökülüp götürülen o makinelerin yerine, bu defa İtalya'dan son derece
modern, en son teknolojiye sahip yeni makineler getirdik; üretime devam ediyorlar.
BAŞKAN - Sayın Dağcıoğlu, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından gürültüler)
UFUK ÖZKAN (Manisa) - Malatya Sigara Fabrikası ne oldu? Adana Sigara Fabrikası ne ol­
du? Akhisar Sigara Fabrikası ne oldu?
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Devamla) - Varsa ispatınız... (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın Dağcıoğlu... (CHP sıralarından gürültüler)
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Ne biçim konuşuyor Sayın Başkan!
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Dağcıoğlu. (AK Parti sıralarından alkışlar, CHP sırala­
rından gürültüler)
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Ne biçim konuşuyorsun be!
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Bağırma be!
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Ne biçim konuşma bu! Ayıptır! Sorarım bunun
hesabını sana!
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Neyin hesabını soracaksın?
(Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ile Balıkesir Milletvekili Orhan Sür'ün, Tokat
Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu'nun yanına giderek karşılıklı konuşmaları)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - İmza vermedik mi? İmza vermedik mi?
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Senin grubun niye oy vermedi?
BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu, lütfen oturur musunuz.
HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan...
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Geri alacak sözünü Sayın Başkan. Gruba "utan­
maz" diyemez! Cumhuriyet Halk Partisine "utanmaz" diyemez! O sözünü geri alacak burada. Böy­
le terbiyesizlik olur mu ya!
(Bir grup CHP ve AK Parti milletvekilinin ayakta karşılıklı konuşmaları)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen oturur musunuz.
HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Sayın Koç, söz vereceğim ama, sayın milletvekilleri lütfen bir otursunlar... Din­
leyeceğim sizi de Sayın Koç...
Sayın milletvekilleri, lütfen oturur musunuz.
Sayın idare amirleri...
HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Sayın Koç, madde üzerinde zaten söz talebiniz var...
HALUK KOÇ (Samsun) - O ayrı...
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen, Sayın Koç'un bir söz talebi var onu dinliyoruz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Malatya'yı, Adana'yı kapattılar, göz boyamak
için üretim yapıyor, onu niye söylemiyorsun!
BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu, lütfen oturur musunuz yerinize.
HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, demin konuşan hatip arkadaş, Cumhuriyet Halk Par­
tisi Grubuna, tümden kurumsal kimliğini aşağılayacak bazı ifadelerde bulunmuştur. Müsaade eder­
seniz 69'uncu maddeye göre söz istiyorum.
-563-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
O: 4
BAŞKAN - Sayın Başkan, yeni bir sataşmaya mahal vermeden, buyurun; kısa bir açıklama.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Malatya, Adana fabrikalarını kapattılar!
VI. - AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
3.- Samsun Milletvekili Haluk Koç'un, Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu'nun, konuş­
masında, partisine sataşması nedeniyle konuşması
HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, 69'a göre söz hakkı verdiğiniz için teşekkür ederim.
Bir sürecin sonuna doğru yaklaşıyoruz. Burada, arkadaşlarımız, başka bir konu görüşülürken,
o konunun dışında da bazı değerlendirmelerde bulunuyorlar. Bu ilk defa bugün olmuyor, başka ka­
nun tasarılarının görüşülmesi sırasında da oldu. Zaman zaman kastını aşan ifadeler dile getirildi.
Her iki gruptan da oldu, her üç gruptan da oldu. Fakat, daha önceki oturumda bir Cumhuriyet Halk
Partili hatibin söylediği bazı sözleri, burada, bir Anayasa değişiklik paketinin şahıs konuşması sıra­
sında söz alarak, burada kendine dönük bazı ifadeleri dile getireceğim derken, Cumhuriyet Halk Par­
tisinin kurumsal kimliğine -Grup olarak- kastını aşan bir söz de Sayın Milletvekili ifade etmiştir.
Değerli arkadaşlarım, ben tekrar aklıselim ve sağduyuya davet etmek istiyorum herkesi ve "Üs­
lubu beyan, aynıyla insan." sözünü bir kere daha hatırlatmak istiyorum. Başka ifadelerde bulunup
tekrar bir gerginlik yaratmak istemiyorum.
Sayın Dağcıoğlu, sizin, sözlerinizi geri alma ya da bu konuya, Cumhuriyet Halk Partisi Gru­
buna dönük ifadelerinize bir açıklık getirme hakkını kullanacağınıza inanıyorum.
Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Bursa Milletvekili Faruk Çelik, Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa, Hatay Milletvekili Sadullah Ergin, İstan­
bul Milletvekili İrfan Gündüz ve 194 Milletvekilinin; 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına
Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/1011) (S. Sa­
yısı: 1408) (Devam)
BAŞKAN - Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen Diyarbakır Milletvekili Rıza Yazıcıoğlu...
Samsun Milletvekili Haluk Koç...
Madde üzerinde verilmiş bir önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1408 sıra sayılı Kanun Teklifinin 1 inci maddesi ile 7.11.1982 tarihli ve
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına eklenen Geçici 17 nci maddeye aşağıdaki fıkranın
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Hayati Yazıcı
İrfan Gündüz
Nevzat Pakdil
İstanbul
İstanbul
Kahramanmaraş
İdris Naim Şahin
Agâh Kafkas
Mehmet Daniş
İstanbul
Çorum
Çanakkale
"2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 18'inci maddesi kapsamında bulunanlardan 25 ya­
şını doldurmuş olanlar, Yüksek Seçim Kurulunca güncelleştirilmiş seçim takvimine bakılmaksızın,
bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 gün içinde görevlerinden ayrılma isteğinde bulun­
dukları takdirde aday olabilirler ve aday gösterilebilirler."
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) - Evet, katılıyoruz Sayın
Başkan.
-564-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
O: 4
BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe
25 yaşını doldurmuş bulunan ve 2839 sayılı Kanunun 18'inci maddesinde belirtilen kamu gö­
revlilerinin de bu Kanun kapsamından faydalanabilmeleri amacıyla önerge hazırlanmıştır. Yüksek
Seçim Kurulu seçim takviminden yararlanma imkanı bulunamayan kamu görevlilerine Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 gün içinde görevlerinden ayrılmak suretiyle milletvekili adayı
olabilme imkanı sağlanmıştır.
BAŞKAN - İç Tüzük'ün 94'üncü maddesi gereğince önergeyi oylarınıza sunacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Şimdi, kabul için gerekli beşte üç çoğunluğun tespiti için, bu önergenin oylanması gizli oyla­
ma suretiyle tekrarlanacaktır. Şimdi önergenin gizli oylamasına başlayacağız.
Kâtip üyeler lütfen yerlerini alsınlar ve işaret vermediğimiz müddetçe de lütfen zarf vermeyiniz...
Oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oyların toplanmasına başlandı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan adına Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül adına Devlet Bakanı Beşir
Atalay, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu adına Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali
Coşkun, kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu adına Devlet Bakanı ve Başba­
kan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç'un yerine Millî Savunma
Bakanı Vecdi Gönül ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'in yerine Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen vekâleten oy kullanacaklardır.
Bilgilerinize arz olunur.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN - Oylama işlemi tamamlanmıştır.
Lütfen kupaları kaldıralım.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Bursa Mil­
letvekili Faruk Çelik, Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa, Hatay Mil­
letvekili Sadullah Ergin, İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz ve 194 Milletvekilinin; 2709 Sayılı Tür­
kiye Cumhuriyeti Anayasasına Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifı'nin l'inci mad­
desinde verilen önergenin gizli oylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 425
Kabul
: 406
Ret:
: 9
Çekimser
: 5
Boş
: 3
Geçersiz
: 2
Böylece, verilen önerge kabul edilmiştir.
Birleşime saat 20.30'a kadar ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.22
-565-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
O: 5
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.31
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKÇİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 98'inci Birleşiminin Beşin­
ci Oturumunu açıyorum.
1408 sıra sayılı Anayasa değişikliği teklifinin görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükümet yerinde.
Şimdi, 1 'inci maddenin kabul edilen önerge doğrultusunda gizli oylamasını yapacağız.
Gizli oylamanın ne şekilde yapılacağını arz ediyorum:
Komisyon ve Hükümet sıralarında yer alan kâtip üyelerden komisyon sırasındaki kâtip üye
Adana'dan başlayarak Denizli'ye kadar ve Diyarbakır'dan başlayarak İstanbul'a kadar, Hükümet sı­
rasındaki kâtip üye ise İzmir'den başlayarak Mardin'e kadar ve Mersin'den başlayarak Zonguldak'a
kadar, adı okunan milletvekillerine biri beyaz, biri yeşil, biri de kırmızı olmak üzere üç yuvarlak pul
ile mühürlü zarf verecek ve pul ve zarf verilen milletvekilini ad defterinde işaretleyecektir.
Milletvekilleri, Başkanlık kürsüsünün sağında ve solunda yer alan kabinlerden başka yerde oy­
larını kullanamayacaklardır.
Vekâleten oy kullanacak bakanlar da, yerine oy kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu bö­
lümde oylarını kullanacaklardır.
Bildiğiniz üzere, bu pullardan beyaz olanı kabul, kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise çekimser oyu
ifade etmektedir.
Oyunu kullanacak sayın üye, Kâtip Üyeden üç yuvarlak pul ile mühürlü zarfı aldıktan ve adı­
nı ad defterine işaretlettikten sonra kapalı oy verme yerine girecek, oy olarak kullanacağı pulu bu­
rada zarfın içerisine koyacak, diğer iki pulu ise ıskarta kutusuna atacaktır. Bilahare, oy verme ye­
rinden çıkacak olan üye, oy pulunun bulunduğu zarfı Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne konulan
oy kurusuna atacaktır.
Oylamada, adı okunmayan milletvekiline pul ve zarf verilmeyecektir.
Sayın kâtip üyeler yerlerini alsınlar lütfen.
Sayın milletvekilleri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan adına Devlet Bakanı ve Başbakan Yar­
dımcısı Abdüllatif Şener, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül adına Devlet Bakanı Beşir Atalay, Çalış­
ma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu adına Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Ka­
dın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu adına Devlet Bakanı ve Başbakan Yardım­
cısı Mehmet Ali Şahin, Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç'un yerine Millî Savunma Bakanı Vec­
di Gönül, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'in yerine Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen,
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım yerine Adalet Bakanı Cemil Çiçek vekâleten oy kullanacaklardır.
Bilgilerinize arz olunur.
Şimdi, gizli oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oyların toplanmasına başlandı)
BAŞKAN - Sayın kâtip üyelerimiz ve oy kullanmayan sayın milletvekilleri de lütfen oylarını
kullansınlar.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN - Oylama işlemi tamamlanmıştır.
-566-
TBMM
B: 98
3.5.2007
0:5
Kupaları kaldıralım lütfen.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Bursa Milletvekili Faruk Çelik,
Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa, Hatay Milletvekili Sadullah Er­
gin, İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz ve 194 Milletvekilinin; 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasına Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi'nin l'inci maddesinin gizli oylama
sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı
: 390
Kabul
: 273
Ret:
:
7
Çekimser
:
5
Boş
:
2
Geçersiz
:
3
Böylece l'inci madde kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde oylanır.
BAŞKAN - Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Fahrettin Üstün,
Muğla Milletvekili.
Buyurun Sayın Üstün.
CHP GRUBU ADINA FAHRETTİN ÜSTÜN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Anayasa değişikliğinin 2'nci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Yü­
ce heyeti saygıyla selamlarım.
Gençleri siyasete...
BAŞKAN - Sayın Üstün, bir saniye...
Bir hususun düzeltilmesi için: Oy sayısı 390, kabul 373.
Buyurun Sayın Üstün.
FAHRETTİN ÜSTÜN (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Gençlerin durumuna bir bakmak istiyorum. Her yıl üniversitelerden yüz binlerce öğrenci me­
zun oluyor, ancak üniversiteyi bitirmek, bir iş sahibi olmaya yetmiyor. Aileler üniversiteye hazırlık
için her yıl 2,9 milyar dolar para döküyor, ancak sınava giren her 100 öğrenciden 77'si üniversite­
ye giremiyor. Dört yıllık bir üniversite mezununun ailesine maliyeti 29 milyar lira. 317 bin işsizin
toplam maliyeti ise, yaklaşık 8 katrilyon 876 trilyon lira. Devletin resmî rakamlarına göre her 3 üni­
versite mezunundan l'i işsiz, ancak Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden ODTÜ bile, 2 mezunu­
muzdan 1 'i işsiz diyor.
Devletin resmî verilerine göre üniversitelerden mezun olan her 3 kişiden 1 'isi, maalesef iş bu­
lamıyor. Millî Eğitim Bakanlığının yaptığı projeksiyona göre, 2005-2006 eğitim-öğretim yılında,
ortaöğretimdeki öğrenci sayıları 4 milyon 200 binlere ulaştı. Buna göre, yükseköğretime giriş için
baş vuran aday sayısı, önümüzdeki beş yıl içinde 2 milyonu aşacak.
1969 yılına kadar ziraat fakültesi sayısı 4 iken, bu sayı, bugün, 25'lerin üzerinde. Ancak, bu fa­
kültelerin çoğu ziraat mühendisi ihtiyacından değil, politik kararlarla açıldı, sonuçta işsiz ziraat mü­
hendisleri ordusu yaratıldı. Ülke genelinde 35 bin ziraat mühendisi işsiz, bu sayıya her yıl 900 ye­
ni mezun ekleniyor. 10 bin maden mühendisinden 4 bini işsiz. Jeoloji Mühendisleri Odasına kayıt­
lı 10 bin jeoloji mühendisinin yüzde 55'i, yani 5.500'ü işsiz. Pek çok sağlık kuruluşunda hemşire açı-567-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
O: 5
ğı bulunurken, 30 bin hemşire iş arıyor. Binlerce kimyager, fizik, biyoloji, matematik, felsefe, sosyo­
loji, tarih, psikoloji, resim, beden eğitimi, kimya mühendisi, fizik mühendisi, jeofizik mühendisi,
çevre mühendisi ve peyzaj mimarı da işsiz. Bir iş sahibi olanların çoğu da öğretmenlik yapıyor.
Üniversite mezunları arasında işsizlik öyle bir hâle geldi ki, uzun süredir iş bulamayan ve
umutlarını yitirenler İşsiz Mühendisler Derneği, İşsiz Ziraat Mühendisleri Derneği bile kurdular.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının temmuz 2004'te, bir milletvekilinin soru önergesine ver­
diği yanıtta, Devlet İstatistik Enstitüsünün 2003 yılı verilerine göre üniversite mezunu işsiz sayısı­
nın 290 bin olduğu açıklandı. Devlet İstatistik Enstitüsünün hane iş gücü anketine göre, 2004 yılın­
da üniversite mezunu işsiz sayısı 317 bin, toplam işsizler arasında üniversite mezunlarına oranı
12,4. Sadece işsiz ziraat mühendisi sayısının 35 bin olduğu Türkiye'de, devletin resmî rakamları
gerçeği tam olarak yansıtmıyor.
Önümüzdeki on beş yılda ortalama 2,7 milyon öğrencinin sınava gireceği ve bu 2 bin dolar har­
cama yapacakları varsayıldığında, harcamanın toplam maliyet miktarının 81 milyar dolara ulaşaca­
ğı öngörülüyor. Devlet üniversitelerinde okuyan, devlet yurdunda kalan bir üniversite öğrencisinin
barınma, harç, kitap, yemek, yol ve giyimden oluşan masraflarının aile bütçesi üzerindeki yükü, or­
talama yıllık 7 milyar doları buluyor.
Lise mezunları işsizlere gelince, onların hâli daha da perişan. KPS Sınavı sonucu memuriyete
alacağınız lise mezunu sayısı, son açıklamada, 100'ü bile geçmiyor.
İş bulamayanlar ve mesleklerini icra edemeyenleri üst üste koyduğumuzda, ortaya, mutsuzluk
ve verimsizlik çıkıyor. Çıkış yolu arayan üniversite mezunu işsiz gençler, semt pazarlarında ya da
sosyete pazarlarında açtıkları tezgâhlarda işportacılık yaparak geçimlerini sağlamaya çalışıyorlar.
Gençliğini iyi değerlendiremeyen geleceğini de değerlendiremez. Hamburger-kola ekonomisi,
genç işsizler ordusu yaratmaktadır. Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür işsiz gençler yetiştirdik. Sizin
döneminizde de aynısı tekrarlandı. Gençlere iş bulacağınıza, yabancılara çalışma alanları yaratarak,
bunlar için kanun teklifleri getirerek, kanun çıkararak gençlerin önünü kestiniz. O gençlik ki, Abdülhamid zulmüne karşı verdiği mücadeleyle bütün dünyada ün yapmış Jön Türklerin mirasçısı.
Dünyanın neresinde bir devrimci olsa, ona "Genç Türk" diyorlar. Üniversiteli ağabeyleriniz, Çanak­
kale'ye, savunmaya, kitleler hâlinde koştu. Kurtuluş Savaşı'nda yurt parçaları işgal edilmeye başla­
yınca yurtsever gençlik halka önderlik etti, kitleleri alanlarda topladı, vatanı savunmaya ant içti.
Gençlik, Mustafa Kemal Paşa'nın mücadele yoldaşıydı. Tıp fakültesi öğrencileri, okulun hamamın­
da toplantı yapıp Sivas Kongresi'ne temsilci seçti. Tıbbiyeli Hikmet, bütün gençleri temsilen man­
da ve himayeye karşı çıktı. Anadolu'daki gençler, gençlik örgütleri kurup, halkına önderlik etti. Va­
tana ve ulusa en başta gençler sahip çıktı.
İşte, o yüzdendir ki, Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk, Türk gençliğine çok önemli görev­
ler vermiş, bunu Gençliğe Hitabı'nda da yansıtmıştır. Diyor ki:
"Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir."
[CHP sıralarından alkışlar, AK Parti sıralarından alkışlar(l)]
"Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, için­
de bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin!"
AHMET RIZA ACAR (Aydın) - "Şeriat" değil, "şerait."
FAHRETTİN ÜSTÜN (Devamla) - "Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş,
bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş
olabilir. Bütün bu 'şeriattan' daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara
-568-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
O: 5
sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta, hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta, bu iktidar sahipleri şahsî
menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle techi edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve
bitap düşmüş olabilir.
İşte, bu ahval ve "şeriat" içinde dahi vazifen..."
MAHFUZ GÜLER (Bingöl) - "Şeriat" değil, "şerait."
FAHRETTİN ÜSTÜN (Devamla) - Şeriat içinde... (AK Parti sıralarından "Şeriat değil, şera­
it" sesleri)
BAŞKAN - Lütfen, sayın milletvekilleri...
FAHRETTİN ÜSTÜN (Devamla) - "...şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve cumhuriye­
tini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur."
Sevgili gençler, sizlerin Türkiye için ne büyük güç olduğunuzu bilenler, sizi etkisizleştirmek
için büyük planlar, projeler yürürlüğe koydular, gençliği kamplara bölüp birbirlerine kırdırmaya ça­
lıştılar, sonra da bunu bahane edip, kendi yanlarına çektikleri adamları aracılığıyla, gençliği acıma­
sızca ezdiler. Amfiler, sınıflar bir ölüm sessizliğine büründü. Sizi, okumaktan, düşünmekten, yur­
duna ve halkına sahip çıkmaktan, kendi sorunlarını çözmekten alıkoydular. Sizi, emperyalist güçle­
rin, ülkelerin gençliğine benzetmeye çalıştılar. Siz gençleri ABD'nin büyük orta doğu projesinin bir
parçası hâline getirmek için elinden gelen her şeyi yaptılar, yapmaya devam ediyorlar. Laikliği ve
cumhuriyeti kemirmeye, türbanı siyasal bir simge hâline getirmek için bayramlarda öğrencilere tür­
banla, çarşafla resmî geçit yaptıranlar, grup toplantı salonlarında tek tip türban şovu yapanlar, dini
siyasete alet etmeye, hukuk devletini din devletine dönüştürmeye kalkışanlar ile bu gibi kimselere
dur demeyenler, engel olamayanlar, hatta ışık yakanlar, Cumhurbaşkanlığı gibi ulvi bir makamın se­
çimlerini lavabolarda, tuvaletlerde çözmeye kalkanlar ne Atatürkçü olabilirler, ne ciddi olabilirler
ne de cumhuriyeti savunabilirler.
İran usulü bir rejimi Türkiye'ye getirmeye heveslenenler, küçücük çocuklara Atatürk ve cum­
huriyet düşmanlığı aşılamaya yönelenler emellerine ulaşamamışlardır, ulaşamayacaklardır.
MAHFUZ GÜLER (Bingöl) - Hangi tuvalette, hangi lavaboda?
FAHRETTİN ÜSTÜN (Devamla) - Kadrolaşmayla cumhuriyeti kuşatmaya heveslenenler, de­
mokrasi, laiklik ve cumhuriyeti takiye olarak savunur gibi yapıp aslında kemirmeye yönelenler, "re­
form" adı altında din devletinin altyapısını hazırlamayı düşleyenler, devletimizin varlık ve bağım­
sızlık belgesi olan Lozan Anlaşması'nı rafa kaldırmaya hazırlananlar, Sevr Anlaşması koşullarını
Türkiye'ye kabul ettirmeyi arzulayanlar, ulusumuzu ümmet anlayışı içinde eriterek yok etmeyi, ulu­
sumuzun ve ülkemizin bütünlüğünü parçalamayı hedefleyenler, toplumumuzu çağdaşlıktan karan­
lığa itmeye çalışanlar emellerine asla ulaşamayacaklardır, Atatürk'ün gücü buna asla ve katiyen izin
vermeyecektir. Çılgın Türklerin kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmaya kimsenin gücü yetmeye­
cektir.
Gençlik, ölçü tanımamak, büyük hayal gücüne sahip, cesaretin çekingenliğe, maceranın raha­
ta üstün geldiği insandır. Gençlik, bir yaş değil bir tavırdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
FAHRETTİN ÜSTÜN (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sözlerime son verirken, İkinci Genel Başkanımız İsmet Paşa'nın tarihî bir sözünü hatırlatmak
istiyorum: Suçluların telaşı içindesiniz.
Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar, AK Parti sıralarından gürültüler)
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Başkanım...
-569-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
O: 5
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Üstün.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Başkanım, sataşmaya cevap hakkımı kullanmak istiyorum.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bir saniye.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Grup olarak sataşmaya cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN - Ne diye sataştı Sayın Gündüz?
FAHRETTİN ÜSTÜN (Muğla) - Ben kendisine hitap etmedim.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - "Tuvaletlerde, lavabolarda ne işler bitirmeye kalkıyorlar, takiye
yapıyorlar..."
FAHRETTİN ÜSTÜN (Muğla) - Gazetelerde yer aldı Sayın Başkanım.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Bakın, bu mesele çok önemli bir meseledir. Grubumuz adına ce­
vap vermek istiyorum.
BAŞKAN - Sayın Gündüz, tutanakları isteyip, değerlendireceğim.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Tutanakları istemeye gerek yok Sayın Başkanım, alenen, ale­
nen, Gençliğe Hitabe'yi okuyarak... Grubumuza hakarette bulundu.
BAŞKAN - Sayın Gündüz, tutanakları inceledikten sonra talebinizi karşılayacağım.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Kamuoyunun önünde cevap vermek istiyoruz.
BAŞKAN - Madde üzerinde Anavatan Partisi Grubu adına söz isteyen İbrahim Özdoğan, Er­
zurum Milletvekili. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar, AK Parti sıralarından gürültüler)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Beni tahrik et­
meyin yani, teknik konuşacağım. Tahrik etmeyin beni.
Sayın Başkanım, değerli arkadaşlarım...
BAŞKAN - Sayın Özdoğan, lütfen Genel Kurula hitap edin.
Sayın milletvekilleri, Sayın Hatipe sataşmayalım lütfen.
Buyurun Sayın Özdoğan.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; 1408
sıra sayılı Kanun Teklifi üzerinde Anavatan Partisi Grubunun görüşlerini, 2 nci madde üzerinde,
açıklamak istiyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, milletvekili seçilme yaşının yirmi beş yaşa düşürülmesini ittifakla yasalaştırmıştık. Bu noktada mutabakat olduğu için zaten bir sıkıntı da olmamıştı. Türkiye gibi genç nü­
fusun ağırlıklı olduğu bir ülkede seçilme yaşının yirmi beşe düşürülmesinin sosyolojik gerekçeleri
de zaten mevcuttu.
Değerli arkadaşlar, 2000 yılı nüfus sayımına göre 67 milyon olan nüfusumuzun -ki, bu sayı bu­
gün aşağı yukarı 73 milyon civarındadır- 40 milyonu otuz yaşın altındaki nüfustan oluşmaktadır.
Yirmi-otuz yaş grubunda bulunan nüfus 13 milyon civanndadır. Bu genç nüfusun yaklaşık olarak 6
milyon 250 bin kadan yirmi beş-yirmi dokuz yaş grubu arasında bulunmaktadır. Seçilme yaşının
yirmi beşe düşürülmesi 6 milyonu aşkın gencin milletvekili seçilebilme hakkına kavuşmasını da
sağlamıştır. Millet Meclisinin milletin yansıması olması gerekmektedir ki, millî irade kırılmaya uğ­
ramadan, bu yüce çatının altında tecelli edebilsin. Genç nüfusumuzun sorunlannın, bu sorunları ya­
şayan gençlerimiz tarafından dile getirilmesinden daha tabii bir şey elbette ki olamaz. Bu sebeple,
gençlik sorunlarının ikinci elden gündeme getirilmesinin yerine, bizzat sorunu yaşayanlar tarafın­
dan dile getirilmesinin daha faydalı olacağından zerre kadar kuşkumuz yoktur. Gelişmiş demokra­
silerdeki seçilme yaşlarının on sekiz ila yirmi beş arasında değişmesinin sebebi de budur. Biz de,
aslında seçilme yaşının, Anavatan Partisi olarak on sekize indirilmesini istiyoruz.
-570-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
O: 5
Asıl sorun, seçilme yaşının yirmi beşe düşürülmesinin pratikte beklenen sonuçları verip ver­
meyeceğidir. Kuşkusuz, seçilme yaşının yirmi beşe düşürülmesi doğrudur. Fakat, siyasi mekaniz­
malarımızın, kanunlarımızın, siyasi kültürümüzün gençlerimizin siyasi hayatımıza etkin bir şekilde
katılmalarını sağlayabilecek bir yeterlilikte olmadığı da görülen bir gerçektir maalesef.
Asıl üzerinde durmamız gereken, siyasetimizin demokratikleştirilmesidir. Maalesef, Siyasi
Partiler Kanunu'muz siyasetimizin demokratikleşmesi önünde bir engel olarak durmaktadır. Siyasi
Partiler Kanunu'muzda milletin siyasete etkin olarak katılımını engelleyen hususları değiştirmemiz
gerekmektedir.
Demokrasinin sadece seçme ve seçilme olmadığı bilinciyle, katılımı, katılması, demokrasiyi
teşvik etmemiz gerekmektedir. Tüm siyasi partilerimizin programlarında siyasetin demokratikleşti­
rileceği, şeffaflaştırılacağı ve katılımın sağlanacağı yönünde ifadeler bulunsa da, bu konuda gerek­
li adımları bu zamana kadar maalesef atmamış durumdayız. Bu durum, Türk siyasetinde, maalesef,
ortak aklın egemen olması yerine, liderin ve liderle birlikte liderin etrafında dar bir çevrenin aklı­
nın siyasette belirleyici olması, maalesef, üzüntü vericidir. Siyaset kurumumuzun milletimizin na­
zarında itibar kaybetmesine sebep olan bu yapılanma esaslı bir şekilde yeniden değiştirilmediği sü­
rece, siyaset kurumunun itibar kazanmasının çok uzak bir ihtimal olduğu da açık bir gerçektir.
Milletvekillerinin seçilmesinde, mutlaka, milletin "seçen" durumuna getirilmesi gerekmekte­
dir. Aksi takdirde, milletvekilinin, kendini esas seçen olarak gördüğü lideri karşısındaki güçsüzlü­
ğünü aşmanın yolu da mümkün değildir.
Dar bölge, iki turlu seçim, tercihli oy, ön seçimin zorunlu kılınması, delege sistemindeki üye­
lerin etkin olduğu bir sisteme geçilmesi, milletvekillerinin millet tarafından seçilmesine katkı sağ­
layacaktır; bu, çok açık bir gerçektir. Yani, yapılması gereken, Siyasi Partiler Kanunu'muzu ve Se­
çim Kanunu'muzu bir bütünlük içinde ele alıp, siyaseten milletin iradesini tam olarak hâkim kıla­
cak düzenlemeleri yapmamız gerekmektedir. Her alanda Avrupa Birliği norm ve standartlarının be­
nimsendiği ve bu yönde hukuki değişikliklerin yapıldığı bu dönemde, siyasetin demokratik meşru­
iyete kavuşması için, toplumun tüm çeşitleriyle, tüm sosyolojik kesimleriyle, tüm sesleriyle siyase­
te katılımını sağlayacak düzenlemelerin yapılmasıyla, millet ile siyaset arasındaki etkileşmenin
güçlendirilmesi ve bu etkileşmenin sürekli kılınması, mutlaka, sağlanmalıdır.
Değerli arkadaşlar, kamuoyunda siyaset itibar kaybederken, gençlerimiz apolitik bir kültür
içindeyken, gençlerimizi siyasete kanalize etmek ve siyaset kurumu üzerinde ülkenin sorunlarına
sahip çıkmayı sağlamak, elbette ki, bugünden yarına gerçekleştirilebilecek bir süreç de değildir.
Parlamentomuzun yaş profiline baktığımızda rahatlıkla görebileceğimiz gibi, 2002 seçimlerinde se­
çilme yaşı otuz olmasına rağmen, genç nüfus, toplumdaki ağırlığına paralel bir temsil imkânı bula­
mamıştır bu Parlamentomuzda. Bu dönemde Parlamentoda görev üstlenmiş olan milletvekillerimizin sadece yüzde 6,4'ü, yani 35 milletvekili kırk yaşın altındadır. Gençlerin siyasete katılımını sağ­
layacak kanalları mutlaka açmamız gerekmektedir. Parti gençlik kollarını, görev verildiğinde yapan
destek kıtalarının ötesinde, gençlerin siyaseten kendilerini ifade edebildikleri ve parti politikalarına
etki edebildikleri yerler hâline getirmek mecburiyetindeyiz. Kanaatime göre, çok çetin rekabetin ol­
duğu siyaset arenasında, gençlerimiz için pozitif ayrımcılığı sağlayacak kotalara da ihtiyaç duyul­
ması gerekmektedir. Genç politikacıların varlığı, kendini siyaset dışında hisseden gençlerimizin si­
yasete girebilmeleri için, mutlaka, bir teşvik sağlayıcı unsurların olması gerekmektedir.
Demokratik kültürü yerleştirmek için gerekli çabayı göstermezsek, genç nesilleri, siyasette söz
söyleyen, ülkenin geleceğine sahip çıkan insanlar olmaları için desteklemezsek, yapacağımız yasal
düzenlemelerden beklenen sonuçların elde edilmesi imkânsız olacaktır. Demokratik yaşamın bede­
ni yasalarsa, ruhu demokratik kültürdür değerli arkadaşlar. Hayatın her alanında demokratik kültü­
rün egemen olması için gerekli tedbirleri almak zorundayız. Demokratik uzlaşma olgunluğu zemi­
ninde hayat bulabilir. Bazı konularda uzlaşmanın zor olduğu elbette ki açıktır, ama, bazı konularda
-571-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
O: 5
da toplumsal uzlaşmanın varlığı net olarak ortadadır. Siyasetin demokratikleşmesi, temsili demok­
rasiden öte katılımcı demokrasinin önündeki engellerin, hiç olmazsa yasal engellerin ortadan kaldı­
rılması hususundaki taleplere, kimsenin, milletin önüne çıkıp da itiraz edeceğini hiç zannetmiyo­
rum. Meclis tutanakları, her dönemde, siyasetin demokratikleştirilmesi hususundaki konuşmalarla
doludur. Her dönemde, Siyasi Partiler Kanunu'nda, Seçim Kanunu'nda değişiklikler yapılması hak­
kındaki tekliflerle karşılaşmaktayız, fakat, bunlar, popülist söylemlerden öteye, maalesef, gitmiyor.
Hiç kimsenin çıkıp da "hayır, adı geçen yürürlükteki yasaların demokrasinin evrensel kurallarıyla
uyumlu, ülkemizin şartlarıyla uyumlu, milletimizin isteğiyle uyumlu" dediği de yoktur. Fakat öte
yandan, bu şikâyet edilen yasalarda esaslı bir değişiklik de, maalesef bugüne kadar yapılmamıştır.
Bu durumda ortada bir samimiyetsizlik olduğu da, maalesef, belirgin bir durumdadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özdoğan, lütfen toparlayınız.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlar, bugün Sayın İktidar, genel seçimlerin dört yılda bir yapılmasını ve Cum­
hurbaşkanının halk tarafından seçilmesini gündeme getirmiştir. Elbette ki, bu görüşler Anavatan
Partisinin görüşleridir, yani bizim öteden beri savunduğumuz görüşlerimizdir. Ama, ancak mecbu­
riyet karşısında bu tekliflere sarılıyor olmasının samimi bir tarafı da yoktur. Daha düne kadar ikti­
darda beş yılı doldurmanın rekoruyla övünenler, "bal gibi de Cumhurbaşkanını bu Meclis seçecek"
diyenler, bugün "Dört yılda bir genel seçim ve Cumhurbaşkanını halk seçsin." diyor. Gecikmeli de
olsa, doğru noktaya gelmiş olunmasından da çok mutluyuz biz Anavatan Partisi olarak. Ama, siya­
seti "rakibe kol atmak" çerçevesinde algılayanların, bu noktada samimi durmalarını da gerçekten is­
tirham ediyorum. Anavatan Partisi, millet yararına olan her düzenlemenin yanında olacaktır.
Bizim siyasetimiz, millete fayda sağlamak içindir. Kimse bizden, kendilerine can simidi olma­
mızı hiçbir zaman beklemesin diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Anavatan Partisi sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özdoğan.
Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen Eyüp Fatsa, Ordu Milletvekili.
Buyurun Sayın Fatsa. (AK Parti sıralarından alkışlar)
EYÜP FATSA (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte olan
Anayasa değişikliği teklifi üzerinde ve özellikle de yürürlük maddesinde şahsım adına söz aldım.
Bu vesileyle, Başkanlık makamını ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Meclis teamülleri ve görüşme teamülleri içerisinde -eğer tutanaklara, geçmiş uygulamalara ba­
karsanız- normalde, yürürlük ve yürütme maddelerinde konuşulmaz, ama, bu dönem, bu bir gele­
nek hâline geldi, bir teamül hâline geldi. Yürürlük ve yürütmeyle alakalı olmasa da hatta görüşülen
kanunun, teklifin, tasarının veya Anayasa değişikliğinin içeriğiyle ilgili de olmasa, bazı arkadaşla­
rımız çıkıp burada, aklına gelen her şeyi konuşmayı Türkiye Büyük Millet Meclisinde yasama fa­
aliyetlerine bir katkı olarak düşünüyor veya öyle olduğuna inanıyor, ama, bunun böyle olmadığını
Genel Kurul ve kamuoyu çok iyi biliyor.
Değerli arkadaşlar, biraz önce Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Muğla Milletvekili Sayın
Fahrettin Üstün, burada, yürürlük maddesinde söz aldı ve doğrusunu isterseniz, Türkiye Büyük Mil­
let Meclisi kürsüsünde, milletvekili sıfatı taşıyan hiç kimsenin yapmayacağı bir konuşma yaptı.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Ne demek o?
EYÜP FATSA (Devamla) - Müsaadenizle...
Değerli arkadaşlar, bu ülkede milletvekili sorumluluğu taşıyan, Türkiye Cumhuriyeti vatanda-572-
TBMM
B:98
3.5.2007
O: 5
şı olma onurunu ve gururunu yaşayan hiç kimsenin ama hiç kimsenin Türkiye Cumhuriyeti'nin te­
mel nitelikleriyle ilgili düşüncelerini sorgulama kimsenin hakkı da değildir, haddi de değildir. Cum­
huriyetimizin temel nitelikleri; demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olması gerçeği hepimizin
başının tacıdır, hepimizin önceliğidir, hepimizin ortak paydasıdır. Bu kimsenin tekelinde de değildir.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Günaydın!
EYÜP FATSA (Devamla) - Sayın Fahrettin Üstün'ün ne kadar fason konuştuğunu ve çalıştığı­
nı da, maalesef, konuşmasında çok üzülerek gördüm. Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ni bile yazılı
metinden doğru telaffuz edemeyen, lafzını bile telakki edemeyen, telaffuz edemeyenlerin manasına
ulaşmaları mümkün değildir.
MAHFUZ GÜLER (Bingöl) - Okuyamadı.
EYÜP FATSA (Devamla) - Onun için, fason konuşuyorsunuz, fason çalışıyorsunuz. (AK Par­
ti sıralarından alkışlar) Konuştuğunuz, elinizdeki metnin içeriğini bile, ne manaya gelmeden, doğ­
ru bile telaffuz edemiyorsunuz. Lütfen...
Değerli arkadaşlar, bir başka konu; kimse ama hiç kimse Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi önem­
li bir görevi ve sorumluluğu lavabolarda, tuvaletlerde pazarlık yapma onursuzluğuna düşmez.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Yapmasaydınız.
EYÜP FATSA (Devamla) - Ama, 73 milyon insanın gözünün önünde milletvekillerini Genel
Kurul salonuna girmesin diye koridorlarda, odalarda, lavabolarda hapsedenler vardır. Bunu da bu
aziz millet görmüştür.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Kim var?
EYÜP FATSA (Devamla) - Bunu da bu aziz millet görmüştür.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Kim var, kim?
EYÜP FATSA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, lütfen...
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Kimleri hapsetmişler, onları açıklasana.
EYÜP FATSA (Devamla) - Gruptaki arkadaşlarınızla konuşursanız, onlar size doğruyu söyler.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Açıklasan iyi olur. Meclis duymuş olur.
BAŞKAN - Sayın Fatsa, lütfen, Genel Kurula hitap edin.
Lütfen, karşılıklı konuşmayalım.
EYÜP FATSA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bu ülkede bu millet adına konuşma hakkını ve
yetkisini kendinde bulan herkes ama herkes bu ülkenin 73 milyon, 7 coğrafi bölge, 81 vilayet, en
sağcısından en solcusuna kadar, en inançlısından ateistine kadar, Alevi'sinden Sünni'sine kadar,
Kürt'ünden, Türk'ünden, Laz'ından, Çerkez'inden, bu toplumu, Türkiye Cumhuriyeti'ni, Türk mille­
tini oluşturan bütün unsurların, bu ülkede herkesin hassasiyetle dikkat etmesi gereken...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Fatsa, lütfen toparlar mısınız.
Buyurun.
EYÜP FATSA (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
73 milyon insan adına konuşma hakkını kendisinde bulan herkes, böyle bir sorumluluk hisse­
den herkes, bu ülkenin bu renklerden, bu zenginliklerden oluştuğunu, hiçbirisinin diğerine karşı üs­
tün olmadığını, herkesin, Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu ve eşit vatandaşları olduğunu asla aklın­
dan çıkarmayacaktır.
Onun için, değerli arkadaşlar, toplumun bir yarısını diğer yarısına karşı kin, nefret, husumet
uyandıracak şekilde tahkir etmek, tahrik etmek, milletvekili sorumluluğuyla, sorumlulukla bağdaş-573-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
O: 5
maz. Bunlar, bu ülkeye yapılan haksızlıklar olur, bu millete yapılan saygısızlık olur. Dolayısıyla,
herkes, konuşurken ne konuştuğunu çok iyi hesap etmelidir, ağzından çıkanı kulağının duyması la­
zımdır. "Şeriat" ile "şerait" arasındaki farkı bile ayıramayanların, çıkıp, burada, Atatürk'ün Gençli­
ğe Hitabesi'ni okuma hakkı yoktur. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Bu düşünceleri, hepsini, Sayın Fahrettin Üstün, size geri iade ediyor, bu düşüncelerle de Genel
Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Fatsa.
FAHRETTİN ÜSTÜN (Muğla) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Buyurun Sayın Üstün.
FAHRETTİN ÜSTÜN (Muğla) - Sayın Başkan, Sayın Grup Başkan Vekili, sözünde, hepsini
bana iade ettiğini söyledi. Oysa ben, konuşmamda hiç kimseyi, hiçbir grubu, hiçbir partiyi zan al­
tında bırakacak bir açıklama yapmadım. Ben de sözlerini aynen kendisine iade ediyorum.
BAŞKAN - Sözleriniz tutanağa geçirilmiştir Sayın Üstün.
Teşekkür ediyorum.
Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen Ahmet Işık, Konya Milletvekili. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
AHMET IŞIK (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1408 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 2'nci maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 22'nci Dönem Parlamentosunca, seçilme yaşını yirmi beşe indirerek,
gençlerin yönetime katılmasını sağlamak adına önemli bir adım atılmıştır. Yapılmış olan değişiklik­
lerin yapılacak seçimlerde uygulanabilmesi, Anayasa'nın 67'nci maddesinin son fıkrasının bu se­
çimler için geçerli olmamasına bağlı bulunmaktadır.
Değerli milletvekilleri, demokrasi platformunun istikrarlı ve kararlı yürüyüşünde, bugün, bir
adım daha atmanın mutluluğu ve huzuru içerisindeyiz. Tuttuğumuz ve takip ettiğimiz yolun kuvvet
ve sağlamlığını, neticenin ise yüceliğini biliyoruz. AK Parti çatısı altındaki mücadelemiz, çıplak an­
lamıyla, bir iktidar mücadelesi değil, milletimizin vermiş olduğu emaneti hakkıyla yerine getirme
mücadelesidir. Hareketimizin dayanmış olduğu felsefe, beşerî menfaatler ve beşerî iktidar üzerine
değil, devletimizin kalkınması ve milletimizin huzur ve saadeti üzerine kurulmuştur.
Değerli milletvekilleri, hukukun olmazsa var olmazı, hukukun ve demokrasinin içerisinde yer
alan her şeyi saygıyla karşılamak ve onu hukukun dışında görmemektir. Aksi durum, anayasal su­
çun da ötesinde, insanlık suçu işlemek demektir. Yapılması gereken, değişmeyen bilimsel doğrular
ile değişen araçların gücünü kavrayarak çağın ritmini yakalamaktır. Doğruyu aramada, sağlıklı ola­
nı seçmede can alıcı sorun, bilginin kaynağındaki hiyerarşiye dikkat etmektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gençlik, ülkemizin sadece zenginliği değil, aynı zaman­
da, dinamizmin ve değişim potansiyelinin kaynağıdır. Genç nüfusa sahip olmak, Türkiye için bü­
yük bir imkân ve fırsattır. Özgür düşünceli, kendi başına karar verebilen, sorgulayan, kendi toplu­
munun ve evrensel anlayışın doğrularından haberdar olan ve hayatın güçlükleriyle baş edebilecek,
donanımlı ve yetenekli gençlerle ülkemizin çok daha büyük vizyon yakalayacağı bir gerçektir.
Değerli milletvekilleri, evrensel hukuk ölçütlerinin yakalandığı, ulusal tam kalkınmışlık şartla­
rının gerçekleştiği, temel hak ve hürriyetlerin ve fırsat eşitliğinin ideal anlamda hayata geçtiği sü­
reçlerin sonuçlanmasını temenni ediyor, değişikliğin başta muhataplarına, milletimize hayırlı olma­
sını temenni ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Işık.
-574-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
O: 5
2'nci madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi maddenin gizli oylamasına başlayacağız.
BAYRAM ALİ MERAL (Ankara) - Sayın Başkan, benim konuşma talebim vardı.
BAŞKAN - Ancak, sayın kâtip üyeler önce yerlerine geçsinler lütfen.
Sayın milletvekilleri, gizli oylamanın ne şekilde yapılacağını arz ediyorum:
Komisyon ve hükümet sıralarında yer alan kâtip üyelerden, komisyon sırasındaki kâtip üye
Adana'dan başlayarak Denizli'ye kadar (Denizli dâhil) ve Diyarbakır'dan başlayarak İstanbul'a ka­
dar (İstanbul dâhil); hükümet sırasındaki kâtip üye ise İzmir'den başlayarak Mardin'e kadar (Mar­
din dâhil) ve Mersin'den başlayarak Zonguldak'a kadar (Zonguldak dâhil) adı okunan milletvekille­
rine, biri beyaz, biri yeşil, biri de kırmızı olmak üzere üç yuvarlak pul ile mühürlü zarf verecek ve
pul ve zarf verilen milletvekilini ad defterinde işaretleyecektir.
Milletvekilleri, Başkanlık kürsüsünün sağında ve solunda yer alan kabinlerden başka yerde oy­
larını kullanamayacaklardır.
Vekâleten oy kullanacak bakanlar da, yerine oy kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu bö­
lümde oylarını kullanacaklardır.
Bildiğiniz üzere, bu pullardan, beyaz olanı kabul, kırmız olanı ret, yeşil olanı ise çekimser oyu
ifade etmektedir.
Oyunu kullanacak sayın üye, katip üyeden üç yuvarlak pul ile mühürlü zarfı aldıktan ve adını
ad defterine işaretlettikten sonra kapalı oy verme yerine girecek, oy olarak kullanacağı pulu burada
zarfın içerisine koyacak, diğer iki pulu ise ıskarta kutusuna atacaktır. Bilahare, oy verme yerinden
çıkacak olan üye, oy pulunun bulunduğu zarfı Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne konulan oy ku­
tusuna atacaktır. Oylamada adı okunmayan milletvekiline pul ve zarf verilmeyecektir.
Şimdi, gizli oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oyların toplanmasına başlandı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan adına, Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı AbdüUatif Şener; Dışişleri Bakanı Abdullah Gül adına, Devlet Bakanı Beşir
Atalay; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu adına, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali
Coşkun; kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu adına, Devlet Bakanı ve Başba­
kan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin; Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım adına, Adalet Bakanı Cemil
Çiçek; Devlet Bakanı Ali Babacan adına, Sağlık Bakanı Recep Akdağ; Kültür ve Turizm Bakanı
Atilla Koç adına, Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Gü­
ler adına, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen vekâleten oy kullanacaklardır.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN - Oyunu kullanmayan sayın milletvekili var mı? Yok.
Oy verme işlemi tamamlanmıştır.
Lütfen kupaları kaldıralım.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Bursa Milletvekili Faruk Çelik,
Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa, Hatay Milletvekili Sadullah Er­
gin, İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz ve 194 Milletvekilinin; 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasına Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi'nin 2'nci maddesinin gizli oylama
sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 399
-575-
TBMM
B: 98
Kabul
: 382
Ret
: 7
Çekimser
: 4
Boş
: 3
Geçersiz
: 3
3.5.2007
0:5
Böylece 2'nci madde kabul edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifî'nin bi­
rinci görüşmeleri tamamlanmıştır. İkinci görüşmeye en az kırk sekiz saat geçtikten sonra başlana­
bilecektir.
Gündemin 6'ncı sırasında yer alan, Adana Milletvekili Ayhan Zeynep Tekin Börü'nün; Türk
Medeni Kanununda Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Teklifî'nin görüşmelerine başlıyoruz.
6.- Adana Milletvekili Ayhan Zeynep Tekin Börü'nün Türk Medeni Kanununda Değişiklik Ya­
pılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu (2/888) (S. Sayısı: 1262)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Gündemin 7'nci sırasında yer alan, Konut Edindirme Yardımı Hak Sahiplerine Ödeme Yapıl­
masına Dair Kanun Tasarısı'nın görüşmelerine başlıyoruz.
7.- Konut Edindirme Yardımı Hak Sahiplerine Ödeme Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/1195) (S. Sayısı:
1216)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Gündemin 8'inci sırasında yer alan, Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı'nın görüşmelerine başlıyoruz.
8.- Yabancıların Çalışma izinleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması­
na ilişkin Kanun Tasarısı ve İçişleri ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları Rapor­
ları (1/1212) (S. Sayısı: 1225)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Komisyonun olmadığı anlaşıldığından, alınan karar gereğince, kanun tasarı ve tekliflerini sıra­
sıyla görüşmek için, 4 Mayıs 2007 Cuma günü saat 11 .OO'de toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 22.08
-576-
3 . 5 . 2007
B:98
VII.- OYLAMALAR
I.- Milletvekili Genel Seçimlerinin Yenilenmesi ve Seçimin 22 Temmuz 2007 Tarihinde
Yapılmasına Dair Önergeye verilen oyların sonucu:
TBMM
Oylama Saati
13.15
Sıra Sayısı
1407
Uye Sayısı
550
Kabul Edenler
456
Reddedenler
0
Çekimserler
0
Mükerrer Oylar
2
Toplam
458
Açık Üyelikler
8
İli
Soyadı
Adı
Parti
Oyu
Adana
Adana
Adana
Adana
Adana
Adana
Adana
Adana
Adana
Adana
Adana
Adana
Adana
Adana
Adıyaman
Adıyaman
Adıyaman
Adıyaman
Adıyaman
Afyonkarahisar
Afyonkarahisar
Afyonkarahisar
Afyonkarahisar
Afyonkarahisar
Afyonkarahisar
Afyonkarahisar
Ağrı
Ağn
Ağn
Amasya
Amasya
Amasya
Ankara
Ankara
Ankara
Ankara
Ankara
Ankara
Ankara
Ankara
Ankara
Ankara
Ankara
Aksöz
Başoğlu
Çalışkan
Çelik
Erbatur
Garip
Kirişçi
Küçükaydın
Sağ
Seyhan
Tekin Börü
Torun
Yağcı
Yergök
Göksu
Gürsoy
Kutlu
Özyol
Unsal
Açba
Aşkar
Aydoğan
Bal andı
Koca
Koçak
Ünlütepe
Aslan
Ozyolcu
Yıldız
Albayrak
Gülle
Sayar
Akıncı
Alptekin
Araslı
Atalay
Ateş
Babacan
Bilgehan
Çanakçı
Çiçek
Değerli
Denemeç
Uğur
Atilla
Abdullah
Ömer
N. Gaye
Recep
Vahit
Ali
Kemal
Tacidar
Ayhan Zeynep
Abdullah
Ziyattin
Mehmet Ziya
Mahmut
Şevket
Fehmi Hüsrev
Mehmet
Ahmet Faruk
Sait
İbrahim Hakkı
Halil
Reyhan
Ahmet
Mahmut
Halil
Naci
Halil
Mehmet Kerim
Hamza
Akif
Mustafa
Zekeriya
ismail
Oya
Beşir
Yılmaz
Ali
Ayşe Gülsün
A. İsmet
Cemil
İsmail
Reha
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
Bağımsız
AK Parti
ANAP
AK Parti
ANAP
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
Bağımsız
AK Parti
Bağımsız
CHP
AK Parti
CHP
AK Parti
CHP
AK Parti
CHP
CHP
AK Parti
CHP
AK Parti
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Katılmadı
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Katılmadı
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
-577-
TBMM
İli
3 . 5 . 2007
B:98
Soyadı
Ankara
Erdem
Adı
Eşref
Parti
Oyu
CHP
Katılmadı
Kabul
Ankara
Gedikli
Bülent
AK Parti
Ankara
İpek
Haluk
AK Parti
Kabul
Ankara
Kapusuz
Salih
AK Parti
Kabul
Ankara
Karapınar
Telat
AK Parti
Kabul
Ankara
Kepenek
Yakup
CHP
Kabul
Ankara
Koca
Faruk
AK Parti
Kabul
Ankara
Muzaffer R.
Bayram Ali
ANAP
CHP
Katılmadı
Ankara
Kurtulmuşoğlu
Meral
Ankara
Özcan
Mehmet Zekai
AK Parti
Kabul
Katılmadı
Ankara
Öztoprak
Remziye
AK Parti
Kabul
Ankara
Sanay
Eyyüp
Kabul
Ankara
Sav
Önder
AK Parti
CHP
Ankara
Tomanbay
Mehmet
CHP
Katılmadı
Ankara
Topaloğlu
Nur Doğan
AK Parti
Ankara
Tuna
AK Parti
Ankara
Ankara
Yarbay
Mustafa
Ersönmez
Kabul
Kabul
AK Parti
Kabul
Yazıcıoğlu
Mustafa Said
AK Parti
Kabul
Antalya
Antalya
Antalya
Akman
Badazlı
Osman
Fikret
AK Parti
AK Parti
Kabul
Kabul
Baloğlu
Feridun Fikret
CHP
Antalya
Baykal
Deniz
CHP
Kabul
Katılmadı
Antalya
Çavuşoğlu
Mevlüt
AK Parti
Kabul
Antalya
Dülger
Mehmet
AK Parti
Kabul
Antalya
Hüseyin
CHP
Kabul
Antalya
Ekmekçioğlu
Emek
Atila
CHP
Kabul
Antalya
Ercenk
CHP
Kabul
Antalya
Kamacı
Kaptan
Tuncay
Nail
CHP
Kabul
Kabul
Osman
CHP
Kabul
Burhan
AK Parti
Kabul
Osman
CHP
Kabul
Yüksel
CHP
Kabul
Orhan
AK Parti
Kabul
Acar
Ahmet Rıza
AK Parti
Kabul
Mehmet
CHP
Kabul
Aydın
Boztas
Çerçioğlu
Özlem
CHP
Kabul
Aydın
Aydın
Ertürk
Koç
Ahmet
Atilla
AK Parti
AK Parti
Kabul
Kabul
Aydın
Öyüş
Aydın
Özakcan
Semiha
Mehmet Mesut
AK Parti
CHP
Kabul
Mehmet
Ali
CHP
Katılmadı
AK Parti
AK Parti
Katılmadı
CHP
Kabul
Antalya
Antalya
Kılıç
Özcan
Çorbacıoğlu
Artvin
Yıldız
Aydın
Aydın
Antalya
Artvin
Kabul
Aydın
Semerci
Balıkesir
Balıkesir
Aydmlıoğlu
Çömez
Balıkesir
Deveciler
Turhan
Ali Kemal
Balıkesir
Balıkesir
Özgün
İsmail
AK Parti
Kabul
Pekel
CHP
Balıkesir
Şali
Sedat
Ali Osman
Kabul
Kabul
Balıkesir
Sür
Orhan
CHP
Balıkesir
Uğur
A. Edip
AK Parti
AK Parti
Kabul
Katılmadı
Kabul
Bilecik
Poyraz
Fahrettin
AK Parti
Kabul
Bilecik
Tüzün
Yaşar
CHP
Kabul
Bingöl
Anık
Abdurrahman
AK Parti
Kabul
Bingöl
Feyzi
Mahfuz
AK Parti
AK Parti
Kabul
Bingöl
Berdibek
Güler
Bitlis
Aksoy
Abdurrahim
AK Parti
Kabul
Kabul
Bitlis
Ergezen
Bitlis
Gaydalı
Zeki
Edip Safder
AK Parti
ANAP
Kabul
-578-
Kabul
TBMM
İli
B:98
Soyadı
3 . 5 . 2007
Parti
Oyu
Bitlis
Kiler
Vahit
Adı
AK Parti
Kabul
Bolu
Coşkunyürek
Kabul
Güner
Yüksel
Mehmet
AK Parti
Bolu
AK Parti
Kabul
Bolu
Burdur
Burdur
Yılmaz
Metin
AK Parti
Kabul
Alp
Mehmet
AK Parti
Kabul
Özçelik
Bayram
AK Parti
Kabul
Burdur
Özkan
Ramazan Kerim
CHP
Kabul
Bursa
Alp
Abdulmecit
AK Parti
Kabul
Bursa
Anbarcıoğlu
Faruk
AK Parti
Kabul
Bursa
Birinç
Şerif
AK Parti
Kabul
Bursa
Çelik
Faruk
A K Parti
Kabul
Bursa
Demirel
Kemal
CHP
Kabul
Bursa
Dündar
Mustafa
AK Parti
Kabul
Bursa
Hıdıroğlu
Zafer
AK Parti
Kabul
Bursa
Bursa
Karapaşaoğlu
Kızılcıklı
Mehmet Altan
Sedat
A K Parti
Kabul
AK Parti
Kabul
Bursa
Küçükaşık
CHP
Kabul
Bursa
Orhan
Mehmet
Şevket
AK Parti
Kabul (Mük.)
Bursa
Özyurt
Mustafa
CHP
Katılmadı
Bursa
Pakyürek
Niyazi
AK Parti
Kabul
Bursa
Tutan
Mehmet Emin
AK Parti
Kabul
Bursa
Yalçınbayır
Ertuğrul
AK Parti
Kabul
Çanakkale
Daniş
Mehmet
AK Parti
Kabul
Çanakkale
Köşdere
İbrahim
AK Parti
Kabul
Çanakkale
Çanakkale
Küçük
Özay
CHP
CHP
Kabul
Kabul
Çankırı
Akbak
Ahmet
İsmail
Tevfık
AK Parti
Kabul
Çarıkın
Ericekli
İsmail
AK Parti
Kabul
Çankırı
Özdemir
Hikmet
AK Parti
Çorum
Ayvazoğlu
Feridun
CHP
Kabul
Kabul
Çorum
Kafkas
Kavuştu
Agah
AK Parti
AK Parti
Kabul
Muzaffer
Murat
AK Parti
Kabul
Çorum
Külcü
Yıldırım
Erdoğan
Mehmet Salih
AK Parti
AK Parti
Kabul
Denizli
Denizli
Filiz
Osman Nuri
AK Parti
Kabul
Denizli
Mustafa
Ümmet
CHP
Kabul
Denizli
Denizli
Gazalcı
Kandoğan
DYP
Kabul
Neşşar
Mehmet U.
CHP
Katılmadı
Denizli
Oral
V. Haşim
CHP
Denizli
Yüksektepe
Mehmet
AK Parti
Katılmadı
Kabul
Diyarbakır
Akgül
Aziz
AK Parti
Kabul
Diyarbakır
Arslan
M. İhsan
AK Parti
Kabul
Diyarbakır
Aslan
Osman
Kabul
Diyarbakır
Değer
Mesut
AK Parti
CHP
Diyarbakır
Diyarbakır
Eker
Koçyiğit
Mehmet Mehdi
Muhsin
AK Parti
ANAP
Kabul
Kabul
Diyarbakır
Diyarbakır
Ali İhsan
Cavit
AK Parti
Kabul
Torun
A K Parti
Kabul
Diyarbakır
Uyanık
Mehmet Fehmi
AK Parti
Kabul
Diyarbakır
Edirne
Yazıcıoğlu
Ayağ
İrfan Riza
AK Parti
Kabul
AK Parti
Kabul
Edirne
Budak
Ali
Necdet
AK Parti
Kabul
Edirne
Çakır
Rasim
Edirne
Gencan
Nejat
CHP
CHP
Kabul
Kabul
Elazığ
Ağar
Mehmet Kemal
DYP
Katılmadı
Elazığ
Çetinkaya
M. Necati
AK Parti
Kabul
Çorum
Çorum
Merdanoğlu
Ali Yüksel
-579-
Kabul
Kabul
Katılmadı
İli
3 . 5 . 2007
B:98
TBMM
Soyadı
Elazığ
Demirbağ
Elazığ
Elazığ
Adı
Parti
Oyu
Zülfü
AK Parti
Kabul
Murat
Şemsettin
A K Parti
Kabul
Türkoğlu
Abdulbaki
AK Parti
Kabul
Erzincan
Erzincan
Kaban
Karakaya
Talip
Tevhid
A K Parti
AK Parti
Kabul
Erzincan
Tınastepe
Erol
CHP
Katılmadı
Erzurum
Erzurum
Erzurum
Akbulut
Akdağ
Daloğlu
Mustafa Nuri
Recep
Mücahit
AK Parti
AK Parti
AK Parti
Kabul
Erzurum
Gülyurt
Muzaffer
AK Parti
Erzurum
Ilıcalı
Mustafa
AK Parti
Erzurum
Özdogan
İbrahim
ANAP
Kabul
Kabul
Erzurum
Özyılmaz
Ömer
AK Parti
Kabul
Eskişehir
Eskişehir
Arıkan
Keskin
Mehmet Ali
Fahri
CHP
AK Parti
Kabul
Eskişehir
Eskişehir
Mercan
Selvi
Hasan Murat
Cevdet
AK Parti
CHP
Kabul
Katılmadı
Eskişehir
Tozçöken
Muharrem
AK Parti
Kabul
Eskişehir
Yücesan
Mehmet Vedat
Gaziantep
Aktaş
Nurettin
CHP
AK Parti
Katılmadı
Kabul
Gaziantep
Ateş
Abdulkadir
Durdu
Mahmut
CHP
AK Parti
Kabul
Gaziantep
Gaziantep
Sarı
Mehmet
AK Parti
Kabul
Gaziantep
Şahin
Fatma
Gaziantep
Gaziantep
Tüzmen
Üzer
Kürşad
Ahmet
AK Parti
AK Parti
AK Parti
Kabul
Gaziantep
Gaziantep
Yılmaz
Yılmazkaya
Mustafa
Ahmet
CHP
CHP
Kabul
Giresun
Aydın
Hasan
AK Parti
Kabul
Giresun
Canikli
Nurettin
AK Parti
Kabul
Giresun
Giresun
Işık
Tatlı
Mehmet
Adem
CHP
AK Parti
Kabul
Giresun
Temür
AK Parti
Kabul
Gümüşhane
Varan
Ali
Sabri
AK Parti
Gümüşhane
Hakkâri
Hakkâri
AK Parti
Canan
Oztunç
Temel
Esat
Fehmi
Kabul
Kabul
CHP
AK Parti
Kabul
Hakkâri
Zeydan
Mustafa
AK Parti
Kabul
Hatay
Amber
Züheyir
ANAP
Katılmadı
Hatay
Hatay
Batu
Çay
İnal
Fuat
DYP
CHP
Katılmadı
Katılmadı
Hatay
Durgun
Gökhan
CHP
Hatay
Eraslan
Mehmet
DYP
Kabul
Kabul
Hatay
Ergin
Sadullah
AK Parti
Kabul
Hatay
Hatay
Geçen
Soydan
Fuat
Mehmet
Bağımsız
AK Parti
Katılmadı
Kabul
Yılmaz
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Hatay
Soylu
İsmail
AK Parti
Kabul
Hatay
Abdulaziz
Mehmet Sait
CHP
ANAP
Kabul
İsparta
Yazar
Armağan
İsparta
Bilgiç
Mehmet Emin Murat
A K Parti
Kabul
İsparta
İsparta
Coşkuner
Mumcu
Mevlüt
Erkan
CHP
ANAP
Kabul
İsparta
Özel
AK Parti
Kabul
Mersin
Benli
Recep
Saffet
AK Parti
Kabul
Mersin
Mersin
Bulut
Çekmez
Er
Ersoy
Vahit
Bağımsız
CHP
A K Parti
Katılmadı
Mersin
Ali
-580-
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
TBMM
İli
3 . 5 . 2007
B:98
Soyadı
Parti
Eyıceoğlu
Adı
Mustafa
AK Fartı
Kabul
Mersin
Fırat
Dengir Mir Mehmet
AK Parti
Kabul
Mersin
Güler
Hüseyin
ANAP
Katılmadı
Mersin
inan
Ömer
AK Parti
Kabul
Mersin
Oksal
Ali
CHP
Kabul
Mersin
Hüseyin
ANAP
Kabul
Mersin
Ozcan
Ozyürek
Mustafa
CHP
Kabul
Mersin
Zengin
Şefik
CHP
Kabul
İstanbul
Açıkalın
Mehmet Mustafa
AK Parti
Kabul
Mersin
Oyu
istanbul
Aksu
Abdülkadir
AK Parti
Kabul
istanbul
Akşit
Güldal
AK Parti
Kabul
İstanbul
Akyüz
Halil
CHP
Kabul
istanbul
Albayrak
ilhan
AK Parti
Kabul
istanbul
Altıkulaç
Tayyar
AK Parti
Kabul
istanbul
Arıoğlu
Ersin
CHP
Kabul
istanbul
Atalay
İsmet
CHP
Kabul
İstanbul
Ataş
Mustafa
AK Parti
Kabul
İstanbul
Ateş
Azmi
AK Parti
Kabul
İstanbul
Aydın
Hasan
CHP
Katılmadı
İstanbul
Sarıbekir
Sıdıka
CHP
Katılmadı
İstanbul
Ayva
Lokman
AK Parti
Kabul
İstanbul
Esemen
İstanbul
Bağış
Baş
Mustafa
AK Parti
AK Parti
Kabul
İstanbul
Baş
Yahya
A K Parti
Kabul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
Başesgioğlu
Bavr aktar
Murat
Nusret
AK Parti
AK Parti
Beşli
Hüseyin
A K Parti
Kabul
Kabul
Kabul
İstanbul
Büyükkaya
Alaattin
AK Parti
Kabul
İstanbul
İstanbul
Coşkun
A K Parti
Kabul
Çubukçu
Ali
Nimet
AK Parti
Katyıl
İstanbul
Denizolgun
Mehmet Beyazıt
AK Parti
Kabul
İstanbul
Ekren
Nazım
AK Parti
Kabul
İstanbul
Elekdağ
CHP
Katılmadı
İstanbul
Erdem
Şükrü Mustafa
Ekrem
AK Parti
Kabul
İstanbul
Erol
Gürsoy
İstanbul
İstanbul
Gülçiçek
Ali Rıza
AK Parti
CHP
Kabul
Kabul
Gündüz
Katılmadı
Güneş
İrfan
Hasan Fehmi
AK Parti
İstanbul
CHP
İstanbul
Gürel
Zeynep Damla
CHP
Katılmadı
Katılmadı
CHP
Bağımsız
Katılmadı
Kabul
Kabul
İstanbul
Hacaloglu
Algan
İstanbul
Hacıoğlu
Memduh
İstanbul
İstanbul
İbiş
İncekara
Ali
Halide
A K Parti
AK Parti
İstanbul
Kaçır
Ünal
AK Parti
Kabul
Kabul
İstanbul
İstanbul
Kansu
Hüseyin
AK Parti
Kabul
Kaptanoğlu
Cengiz
AK Parti
Kabul
İstanbul
Karslı
Muharrem
AK Parti
Kabul
İstanbul
Keleş
Kabul
Ketenci
Birgen
Ahmet Güryüz
CHP
İstanbul
SHP
İstanbul
Kılıçdaroğlu
Kemal
CHP
Katılmadı
Katılmadı
İstanbul
İstanbul
Koral
Recep
Kumkumoğlu
Ali Kemal
AK Parti
CHP
Kabul
Kabul
İstanbul
Kuzu
Burhan
AK Parti
Kabul
ANAP
Katılmadı
Katılmadı
tstanhııl
Okudum
Güldal
CHP
Katılmadı
Katılmadı
İstanbul
Öymen
Onur
CHP
Katılmadı
-581-
TBMM
İli
istanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
istanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
istanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
izmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
Kars
Kars
Kars
Kastamonu
Kastamonu
Kastamonu
Kastamonu
Kayseri
Kayseri
Kavseri
Kavseri
Kayseri
Kayseri
B:98
Soyadı
Ozal
Özbek
Ozdemir
Özpolat
Öztürk
Sekmen
Sevigen
Şahin
Şahin
Şimşek
Şirin
Tamaylıgil
Tanla
Topuz
Topuz
Unakıtan
Uslu
Yalçıntaş
Yazıcı
Yıldırım
Akalın
Akçam
Akdemir
Anadol
Arıtman
Aydın
Baratalı
Bodur
Ensari
Ersin
Erten
Göksel Hotar
Karademir
Karaman
Katmerci
Kaya
Miçooğulları
Oyan
Öktem
Tekelioğlu
Toprak
Uzunbay
Ülkü
Yıldız
Beyribey
Karabayır
Yiğit
Köylü
Özkan
Sıvacıoğlu
Yıldırım
Baştürk
Duru
Elitaş
Eskivapan
Gül
Özcan
3 . 5 . 2007
Adı
ibrahim Reyhan
Ahmet Sırrı
İnci Gülser
Mehmet Ali
Yaşar Nuri
Mehmet
Mehmet
İdris Naim
Mehmet Ali
Berhan
Emin
Bihlun
Bülent
Ali
Gülseren
Kemal
Zeynep Karahan
Nevzat
Hayati
Binali
Hakkı
Zekeriya
Vezir
K. Kemal
Canan
Mehmet
Bülent
Ali Rıza
Tevfık
Ahmet
Abdürrezzak
Nükhet
Erdal
Fazıl
İsmail
Yılmaz
Türkân
Oğuz
Enver
Mehmet S.
Muharrem
Sedat
Hakkı
Serpil
Yusuf Selahattin
Zeki
Selami
Hakkı
Sinan
Musa
Mehmet
Adem
Mustafa
Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
CHP
HYP
AK Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
CHP
GP
CHP
CHP
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
Bağımsız
AK Parti
CHP
CHP
CHP
AK Parti
CHP
CHP
AK Parti
CHP
CHP
AK Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
CHP
CHP
CHP
CHP
AK Parti
CHP
CHP
CHP
ANAP
AK Parti
AK Parti
ANAP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
Mustafa
Muharrem
Abdullah
Niyazi
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
-582-
Oyu
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
~l Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Katılmadı
Katılmadı
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
TBMM
İli
Kayseri
Kayseri
Kırklareli
Kırklareli
Kırklareli
Kırşehir
Kırşehir
Kırşehir
Kocaeli
Kocaeli
Kocaeli
Kocaeli
Kocaeli
Kocaeli
Kocaeli
Kocaeli
Kocaeli
Konya
Konya
Konya
Konya
Konya
Konya
Konya
Konya
Konya
Konya
Konya
Konya
Konya
Konya
Konya
Kütahya
Kütahya
Kütahya
Kütahya
Kütahya
Malatya
Malatya
Malatya
Malatya
Malatya
Malatya
Malatya
Manisa
Manisa
Manisa
Manisa
Manisa
Manisa
Manisa
Manisa
Manisa
Manisa
Kahramanmaraş
Kahramanmaraş
Kahramanmaraş
3 . 5 . 2007
B:98
Soyadı
Yakut
Yıldız
Altınorak
Kesimoğlu
Sarıçam
Arslan
Bayındır
Turan
Ayar
Baştopçu
Çetin
Doğan
Ergün
Gönül
Gün
Pepe
Sirmen
Angı
Büyükakkaşlar
Candan
Çetin
Çetinkaya
Erdem
Güçlü
Işık
Kart
Kılıç
Öksüz
Özkul
Tüfekçi
Ünaldı
Ürün
Aksoy
Cantimur
Güven
Kınay
Ordu
Akdoğan
Aslanoğlu
Başkurt
Erkal
Kılıç
Ölmeztoprak
Sarıbaş
Arınç
Bilen
Çerçi
Çilingir
Ören
Özkan
Tanrıverdi
Taşçı
Turgut
Yetenç
Arıkan
Bulut
Doğan
Adı
Sadık
Taner
Yavuz
Mehmet S.
Ahmet Gökhan
Mikail
Hüseyin
Hacı
Eyüp
Muzaffer
İzzet
Nevzat
Nihat
Mehmet Vecdi
Salih
Osman
Mehmet Sefa
Hasan
Ahmet
Muharrem
Remzi
Abdullah
Orhan
Sami
Ahmet
Atilla
Mehmet
Özkan
Kerim
Harun
Mustafa
Halil
Soner
Abdullah Erdem
Alaettin
Hasan Fehmi
Hüsnü
Miraç
Ferit Mevlüt
Ali Osman
Ahmet Münir
Muharrem
Fuat
Süleyman
Bülent
İsmail
Mehmet
Nuri
Hasan
Ufuk
Hüseyin
Hakan
Süleyman
Mustafa Erdoğan
Fatih
Mehmet Ali
Avni
-583-
Parti
Oyu
AK Parti
AK Parti
CHP
CHP
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
ANAP
CHP
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
ANAP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
CHP
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
İli
Kahramanmaraş
Kahramanmaraş
Kahramanmaraş
Kahramanmaraş
Kahramanmaraş
Mardin
Mardin
Mardin
Mardin
Mardin
Mardin
Muğla
Muğla
Muğla
Muğla
Muğla
Muğla
Muş
Muş
Muş
Muş
Nevşehir
Nevşehir
Nevşehir
Niğde
Niğde
Niğde
Ordu
Ordu
Ordu
Ordu
Ordu
Ordu
Ordu
Rize
Rize
Rize
Sakarya
Sakarya
Sakarya
Sakarya
Sakarya
Sakarya
Samsun
Samsun
Samsun
Samsun
Samsun
Samsun
Samsun
Samsun
Soyadı
Mahçiçek
Pakdil
Parlakyiğit
Sezai
Yılmazcan
Bölünmez
Dağ
Doğan
Duyan
Eri
Hamidi
Arslan
Ergin
Ozyer
Terzibaşıoğlu
Üstün
Yaka
Ertuğrul
Karayağız
Yıldız
Yılmaz
Elkatmış
Köybaşı
Seyfı
Çetin
Eraslan
Özegen
Fatsa
Güler
Tandoğdu
Taşçı
Türkmen
Uysal
Yılmaz
Çakır
Kart
Sütlüoğlu
Cebeci
Çelik
Dişli
Gündüz
Üstün
Yıldırım
Çakır
Demir
Demir
Kılıç
Koç
Kurt
Önder
Uzunkaya
Adı
Hanefi
Nevzat
Mehmet
Ali
Mehmet
Süleyman
Selahattin
Muharrem
Mahmut
Nihat
Mehmet Beşir
Ali
Gürol
Hasan
Orhan Seyfı
Fahrettin
Ali Cumhur
Mehmet Şerif
Seracettin
Sabahattin
Medeni
Mehmet
Rıtvan
Osman
Mahmut Uğur
Orhan
Erdoğan
Eyüp
Mehmet Hilmi
İdris Sami
Hamit
Kazım
Cemal
Enver
İlyas
Abdülkadir
İmdat
Erol Aslan
Hasan Ali
Şaban
Süleyman
Ayhan Sefer
Recep
Mustafa
Cemal Yılmaz
Mustafa
Suat
Haluk
Mehmet
Ilyas Sezai
Musa
Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
Bağımsız
AK Parti
ANAP
CHP
AK Parti
AK Parti
CHP
CHP
ANAP
AK Parti
CHP
CHP
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
CHP
AK Parti
Samsun
Siirt
Siirt
Siirt
Sinop
Sinop
Yeni
Erdoğan
Ergenç
Gülyeşil
Altay
Can
Ahmet
Recep Tayyip
Öner
Öner
Engin
Cahit
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
-584-
Oyu
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul (Mük.)
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
TBMM
B: 98
3.5.2007
İli
Sinop
Sivas
Sivas
Sivas
Sivas
Sivas
Sivas
Tekirdağ
Tekirdağ
Tekirdağ
Tekirdağ
Tekirdağ
Tokat
Tokat
Tokat
Tokat
Tokat
Tokat
Tokat
Trabzon
Trabzon
Trabzon
Trabzon
Trabzon
Trabzon
Trabzon
Trabzon
Tunceli
Tunceli
Şanlıurfa
Şanlıurfa
Şanlıurfa
Şanlıurfa
Şanlıurfa
Şanlıurfa
Şanlıurfa
Şanlıurfa
Şanlıurfa
Şanlıurfa
Şanlıurfa
Uşak
Uşak
Uşak
Van
Van
Van
Van
Van
Van
Van
Yozgat
Yozgat
Yozgat
Yozgat
Soyadı
Oztürk
Kılıç
Kulaksız
Sözen
Şener
Taş
Uzun
Akbulut
Kambur
Kaplan
Saygun
Tütüncü
Aslan
Ayalan
Çakmak
Dağcıoğlu
Diren
Şahin
Tosun
Arz
Aykan
Cumur
Hamzaçebi
Dumanoğlu
Erdöl
Göktaş
Özak
Güyüldar
Yerlikava
Akman
Bayrak
Cevheri
Izol
Kaplan
Maraş
Melik
Özlek
Tüvsüz
Yetkin
Yıldız
Coskunoâlu
Çağlayan
Tunç
Arvas
Biner
Çelik
Haydaroğlu
Karabıyık
Kartal
Kaya
Bozdağ
Çiçek
brdemır
Koç
Adı
Mustafa
Osman
Ömer
Nurettin
Abdullatif
Orhan
Selami
Tevfık Ziyaeddin
Ahmet
Erdoğan
Mehmet Nuri
Enis
Zeyit
Şükrü
ibrahim
Mehmet Ergun
Orhan Ziya
Feramus
Resul
Şevket
Asım
Mustafa
M.Akif
Ali Aydın
Cevdet
Kemalettin
Faruk Nafiz
Hasan
V. Sinan
Yahya
Mehmet Faruk
Sabahattin
Zülfıkar
Mahmut
Mehmet Atilla
Mehmet Vedat
Mehmet
Turan
A. Müfit
Mahmut
Osman
Ahmet
Alim
Maliki Ejder
Hacı
Hüseyin
Yekta
Cüneyt
Mehmet
Halil
Bekir
Mehmet
Mehmet
Emin
Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
CHP
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
CHP
AK Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
ANAP
AK Parti
CHP
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
ANAP
CHP
Yozgat
Zonguldak
Zonguldak
Öztürk
Akın
Erdoğan
Mehmet Yaşar
Harun
Fazlı
AK Parti
CHP
AK Parti
-585-
Oyu
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
TBMM
İli
Zonguldak
Zonguldak
Zonguldak
Aksaray
Aksaray
Aksaray
Aksaray
Bayburt
Bayburt
Karaman
Karaman
Karaman
Kırıkkale
Kırıkkale
Kırıkkale
Kırıkkale
Batman
Batman
Batman
Batman
Şırnak
Şırnak
Şırnak
Bartın
Bartın
Ardahan
Ardahan
İğdır
İğdır
Yalova
Yalova
Karabük
Karabük
Karabük
Kilis
Kilis
Osmaniye
Osmaniye
Osmaniye
Osmaniye
Düzce
Düzce
Düzce
B:98
Soyadı
Saraç
Toptan
Türkmen
Açıkgöz
Alaboyun
Toprak
Yaşar
Battal
Güney
Akgün
Çavuşoğlu
Ünlü
Can
Erdem
Tiryaki
Yılmazer
Demirkıran
İnal
Nasıroğlu
Suçin
Birlik
Şeyda
Tatar
Kabarık
Kulak
Al tun
Öğüt
Akdemir
Artantaş
İnce
Önder
Bilir
Ceylan
Öğüten
Kara
Kaya
Kastal
Sarı
Uzdil
Ünal
Çakır
Kaşıkoğlu
Yakış
3 . 5 . 2007
Adı
Nadir
Koksal
Polat
Ruhi
Ali Rıza
Ramazan
Ahmet
Fetani
Ülkü Gökalp
Mevlüt
Yüksel
Fikret
Ramazan
Vahit
Halil
Murat
Afif
Ahmet
M. Nezir
Mehmet Ali
İbrahim Hakkı
Abdullah Veli
Mehmet
Hacı İbrahim
Mehmet Asım
Kenan
Ensar
Dursun
Yücel
Muharrem
Şükrü
Hasan
Mehmet
Ali
Hasan
Veli
Durdu Mehmet
Mehmet
Necati
Şükrü
Fahri
Metin
Yasar
-586-
Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
Bağımsız
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
DYP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
ANAP
CHP
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
CHP
AK Parti
AK Parti
AK Parti
AK Parti
Oyu
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Katılmadı
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
Katılmadı
Kabul
Kabul
Kabul
Kabul
TBMM
B: 98
3.5.2007
VIII. - SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
I.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam araçlarına ve şoförlerine ilişkin sorusu ve
İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/21726)
T Ü R K İ Y E BÜYÜK MİLLET M E C L İ S İ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın İçişleri
Bakanı Sn. Abdülkadir AKSU tarafından yazılı
olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Kemal DEMIREL
Bursa Milletvekili
1. Bakanlığınızda
merkez
ve
taşra
teşkilatında
kimler
makam
aracı
kullanmaktadır?
2.
Kullanılan makam araçlarının marka ve modelleri nedir?
3. Son 5 yıllık dönem içerisinde hangi makamlara yeni makam aracı alınmıştır?
4. Yeni alınan makam araçlarının maliyeti ne kadardır?
5. Makam araçlarını kullanmak üzere kaç makam şoförü görev yapmaktadır?
6. Şahsınıza ait kaç adet makam aracı ve kaç makam şoförü bulunmaktadır?
T.C.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
İdari v e Mali İşler Dairesi Başkanlığı
Sayı
: B050İMÎ0000009-A/10-2-8//£^f
'ZS'J 04 / 2007
Konu : Makam Araçları
TÜRKİYE B Ü Y Ü K MİLLET MECLİSİ B A Ş K A N L I Ğ I N A
İlgi : 09.04.2007 gün ve 31097 sayılı yazınız
237 Sayılı Taşıt Kanununun Ekli 1 ve 2 Sayılı Cetvellerinde belirtilen hükümlerine göre
Bakanlığımız Merkezinde Bakan v e Müsteşara, Taşra Teşkilatında ise Vali ve Kaymakamlarımıza
birer adet Makam aracı tahsis edilmiştir.
Bakanlık Makamında 2004 model Mercedes 500 S Müsteşarlık Makamında 2005 model
Mercedes 3 5 0 S araçlar kullanılmakta olup, ikişer adet makam şoförü, Vali v e Kaymakam Makam
hizmetlerinde birer adet makam şoförü görev yapmaktadır.
Vali ve Kaymakam Makam hizmetlerinde kullanılan araçlar değişik model ve markalarda
olup, satın alındıkları Mali Yılı fiyatlarına göre farklı tutarlardadır.
2001, 2002, 2003 ve 2 0 0 4 Mali Yıllarında tasarruf tedbirleri uygulamalan nedeniyle Vali
Makam aracı satın alınmamıştır. Bu yıllarda ekonomik ömrünü dolduran Vali Makam araçları
hizmette aksamalara neden olduklarından 2005 v e 2006 yıllarında araç alımları İl Özel İdareleri
bütçelerinden karşılanmak üzere gerçekleştirilmiştir.
Bilgilerinize arz ederim.
rffllülkadir A K S U
İçişleri Bakanı
-587-
TBMM
B: 98
3.5.2007
2.- Bursa Milletvekili Kemal DEMIREL'in, makam araçlarına ve şoförlerine ilişkin sorusu ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/21767)
T Ü R K İ Y E BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sn Mehmet Ali
ŞAHİN tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
^
Kemal DEMIREL
Bursa Milletvekili
1. Bakanlığınızda
merkez
ve
taşra
teşkilatında,
kimler
makam
aracı
kullanmaktadır?
2. Kullanılan makam araçlarının marka ve modelleri nedir?
3. Son 5 yıllık dönem içerisinde hangi makamlara yeni makam aracı alınmıştır?
4. Yeni alınan makam araçlarının maliyeti ne kadardır?
5. Makam araçlarını kullanmak üzere kaç makam şoförü görev yapmaktadır?
6. Şahsınıza ait kaç adet makam aracı ve kaç makam şoförü bulunmaktadır?
T.C.
DEVLET BAKANLIĞI VE
BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI
Sayı :B.02.0.002/ ^ 2 - 0 1 3
Konu :
ca/057007
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
İLGİ: TBMM Başk.nın, 11.04.2007 tarih ve A.Ol.O.GNS.0.10.00.02-21767-31086/69559
sayılı yazısı.
Bursa Milletvekili Sayın Kemal DEMIREL'in, Bakanlığıma tevcih ettiği, 7/21767
esas no'lu yazılı soru önergesi cevabı hazırlanarak ekte sunulmuştur.
Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.
Mehmet Ali ŞAHIN
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
Ek: Soru önergesi Cevabı <
-588-
TBMM
B: 98
3.5.2007
T.C.
BAŞBAKANLIK
Vakıflar Genel Müdürlüğü
Say.
: B.02.1.VGM.0.73.00.7 !> 5
Konu
: Soru Önergesi
7
*2
1
<7.C.dj 2007
DEVLET BAKANLIĞI VE BAŞBAKAN YARDIMCILIĞINA
İlgi:
11/04/2007 tarihli ve B.02.0.002/1601 sayılı yazı.
Bursa Milletvekili Sayın Kemal Demirel'in, Bakanlığınıza tevcih ettiği, ilgi yazınız
eki 7/21767 esas no'lu soru önergesinde istenilen bilgiler ekte sunulmuştur.
Bilgilerine arz ederim.
EK :
Liste
T.C.
DEVLET BAKANLIĞI VE
BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI
TARİH : 20.04.2007
SAYI : 1830
TEVCİH EDİLEN SORULAR VE CEVAPLARI
Soru 1- Bakanlığınızda merkez ve taşra teşkilatında kimler makam aracı kullanmaktadır?
Soru 2- Kullanılan makam araçlarının marka ve modelleri nelerdir?
Cevap 1-2- Genel Müdürlüğümüz merkez ve taşra teşkilatında makama tahsis edilmiş araç
bulunmamaktadır.
Soru 3- Son 5 yıllık dönem içerisinde hangi makamlara yeni makam aracı alınmıştır?
Soru 4- Yeni alınan makam araçlarının maliyeti ne kadardır?
Cevap 3-4- Son 5 yıllık dönem içerisinde makam aracı alınmamıştır.
Soru 5- Makam araçlarını kullanmak üzere kaç makam şoförü görev yapmaktadır?
Cevap 5- Makama tahsis edilen araç olmadığından makam şoförü olarak görev yapan
personelimiz de bulunmamaktadır.
-589-
3 . 5 . 2007
B:98
TBMM
T. C.
BAŞBAKANLIK
Devlet Personel Başkanlığı
Sayı
: B.02.1.DPB.0.73.06 C") t S
Konu : Soru Önergesi
D E V L E T BAKANLIĞI VE BAŞBAKAN YARDIMCILIĞINA
(Sayın Mehmet Ali ŞAHİN)
tlgi: 11.04.2007 tarih v e 1601 sayılı yazı
Bursa Milletvekili Sayın Kemal D E M İ R E L ' i n Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı sayın
Mehmet Ali Şahin'e tevcih ettiği ve sayın Bakan'ın da söz konusu soru önergesine cevap olmak
üzere hazırlanmasını istemiş olduğu 7 / 21767 esas nolu yazılı soru önergesinde yer alan sorulardan
Devlet Personel Başkanlığı'nı ilgilendiren sorulara ilişkin cevabımız ekte sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
EK: Yazı Soru Önergesi Cevabı
T. C.
DEVLET BAKANLIĞI VE
BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI
TARİH : 16.04.2007
SAYI : 1735
Ja
AYGÜL
Devlet ^ r s o n e l Bask;
B U R S A M İ L L E T V E K İ L İ S A Y I N K E M A L D E M İ R E L ' İ N 7 / 21767 E S A S NO L U
SORU
ÖNERGESİNİN
DEVLET
PERSONEL
BAŞKANLIĞINI
İLGİLENDİREN
BÖLÜMÜNÜN CEVABI
Soru 1- Bakanlığınızda merkez ve taşra teşkilatında kimler m a k a m aracı kullanmaktadır?
Cevap 1- Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı'na ait makam aracı bulunmamaktadır ancak
Başkanlığa ait hizmet araçlarından (1) adet araç Devlet Personel Başkanı sayın Jale Ü. A Y G Ü L '
tarafından 2007/3 nolu Başbakanlık Genelgesi doğrultusunda iş ile ikameti arasında
kullanılmaktadır.
Soru 2- Kullanılan m a k a m araçlarının marka ve modelleri nedir?
C e v a p 2- Başkanlığımızda m a k a m aracı bulunmadığından marka ve model bilgileri de yoktur.
Soru 3 - Son 5 yıllık d ö n e m içerisinde hangi makamlara yeni m a k a m aracı alınmıştır?
Cevap 3 - M a k a m aracı alınmamıştır.
Soru 4- Yeni alınan m a k a m araçlarının maliyeti ne kadardır?
Cevap 4- Yeni m a k a m aracı alınmadığı için maliyeti de yoktur.
Soru 5- M a k a m araçlarını kullanmak üzere kaç m a k a m şoförü kullanılmaktadır?
C e v a p 5- Başkanlığımızda
bulunmamaktadır.
makam
aracı
olmadığı
için
tahsis
edilmiş
makam
şoförü
Soru 6- Şahsınıza ait kaç adet m a k a m aracı ve kaç makam şoförü bulunmaktadır?
Cevap 6- Başkanlığımızca Bakanlık Makamına tahsis edilmiş m a k a m aracı bulunmamaktadır.
-590-
de
3 . 5 . 2007
B:98
TBMM
T.C.
B A Ş B A K A N I AK
Gençlik Ve Spor Genci Müdürlüğü
SAYİ
: B.02.1.GSM.0.00.00.63/S37-
£.2t..İ./UWl
K O N U : Soru Önergesi
DEVLET BAKANLIĞI VE BAŞBAKAN YARDIMCILIĞINA
(Sn. Mehmet Ali ŞAHİN)
İlgi: 11/04/2007 larih ve B.02.0.002/ 1601 sayılı yazınız.
İlgi yazı ekinde gönderilen Bursa Milletvekili Sayın Kemal DKMİRİ-.I. 'e ait
7/21767 esas no Mu yazılı soru önergesi cevabı ekte sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
T. C.
EKLER :
KK-I. Soru Önergesi Cevabı
M e h m e t Ali B A B A C A ^
Genel M ü d ü r V. /
DEVLET BAKANLIĞI VE
BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI
TARİH : 01.05.2007
SAYI : 1983
B u r s a M i l l e t v e k i l i S a y ı n K e m a l D E M I R E L ' in B a k a n l ı ğ ı m a t e v c i h
7 / 2 1 7 6 7 e s a s n o ' lu y a z ı l ı s o r u ö n e r g e s i c e v a b ı d ı r .
SORU:
1. B a k a n l ı ğ ı n ı z d a m e r k e z v e taşra t e ş k i l a t ı n d a k i m l e r m a k a m araeı
kul ( a n m a k t a d ı r ?
2. K u l l a n ı l a n M a k a m a r a ç l a r ı n ı n m a r k a v e m o d e l l e r i n e d i r ?
3 . S o n 5 yıllık d ö n e m içerisinde hangi m a k a m l a r a y e n i m a k a m araeı
alınmıştır?
4 . Y e n i a l ı n a n m a k a m a r a ç l a r ı n ı n m a l i y e t i ne k a d a r d ı r ?
5. M a k a m
araçlarını
kullanmak
üzere
kaç
makam
şoförü
görev
yapmaktadır?
6. Ş a h s ı n ı z a ait k a ç a d e t m a k a m aracı v e k a ç m a k a m şoförü b u l u n m a k l a d ı r ?
CEVAP:
1. 2 . 3 . 4 . S. 6. B a k a n l ı ğ ı m ı z a bağlı G e n ç l i k ve S p o r G e n e l M ü d ü r l ü ğ ü
merkez ve taşra teşkilatında Başbakanlıkça
yayımlanan
Kamu
h a r c a m a l a r ı n d a u y u l m a s ı g e r e k e n t a s a r r u f tedbirleri ile ilgili g e n e l g e l e r
g e r e ğ i n c e , m e v c u t h i z m e t araçları o l u ş t u r u l a n h a v u z sistemi i ç e r i s i n d e
s e v k v e i d a r e e d i l m e k t e o l u p , h e r h a n g i bir m a k a m a tahsisli resmi araç
bulunmamaktadır.
591-
<
cttıgı--
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
T.C.
BAŞBAKANLIK
YÜKSEK DENETLEME KURULU
Sayı : B.02.1.YDK.070.04/
Konu:
C02.
13 Nisan 2007
DEVLET BAKANLIĞI VE
BAŞBAKAN YARDIMCILIĞINA
İLGİ: 11/04/2007 tarih ve B.02.0.002/1601 sayılı yazınız.
Bursa Milletvekili Sayın Kemal DEMİREL'in, Bakanlığınıza tevcih ettiği
7/21767 Esas No.lu yazılı soru önergesine konu olan makam araçlarına ve şoförlerine
ilişkin bilgiler ekte sunulmuştur.
Bilgilerinize arz olunur.
yücA
Eki
T.C.
DEVLET BAKANLIĞI VE
BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI
TARİH : 16.04.2007
SAYI: 1736
FikVf KESKİN
Başkan V.
BAŞBAKANLIK
YÜKSEK DENETLEME KURULU
MAKAM ARACINA AİT BİLGİLER
Makam aracı sayısı
: 1
Makam aracı kullanan birim
: Kurul Başkanlığı
Son 5 yıl içinde alınan makam aracı sayısı
: Alınmamıştır
Makam aracının şoför sayısı
: 1
Diğer araç sayısı ve kullanım amacı
: 11 araç iç hizmetlerde kullanılmaktadır.
592-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
3.-Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOGLU'nun, bir millî atletin açıklaması üzerine açı­
lan soruşturmaya ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in
cevabı (7/21797)
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
Sayın Başkanlığı'na
Aşağıda sunulan sorularımın, Anayasa'nın 98. ve T.BM.M İçtüzüğü'nün 96. vd.
maddelerine göre Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Saym Mehmet Ali Şahin
tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim,
Saygılarımla.
/
/
/'/'
/ . / / / ' • 30.03.2007
/••"'^•^eridtın-F.BALOĞLU
^ i ''l
Antalya Milletvekili
Milli Atlet Süreyya Ayhan, 23.03.2007 tarihinde bir gazetede yer alan
"Müthiş İddia" başlıklı açıklamasında, "Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nde
çok iyi tanıdığımız bir dostumuz, bize idmanda veya sokakta yürürken bir
arabanın çarpacağını söyledi. Hedef beni koşturmamfeplkem için ölürüm"
demektedir.
*'
'**
Söz konusu vahim iddia ile ilgili olarak, 29.03.2007 tarihinde Hıncal Uluç,
"Bu ülkede savcılar yok mu?" başlıklı yazısında, iddiaları yeniden gündeme
taşımıştır
Bu kapsamda;
1- İddianın kamuoyuna yansımasından bir hafta sonra bu konuda
soruşturma açılması karşısında, neden bu kadar süre beklenildiğini açıklar
mısınız?
2- Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne bu tür bir ihbar yansımış ise; bu
ihbar size iletilmiş midir? İletilmiş ise, bu konuda hangi önlem alınmıştır?
3- Aradan geçen 7 günlük süre içinde bir soruşturma başlatılmaması,
ancak Hıncal Uluç'un iddiayı yorumlaması ve savcıları göreve çağırmasından
sonra soruşturmanın başlatılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
4- Başlatıldığı bildirilen soruşturmanın, sonuçlarını kamuoyuna
açıklayacak mısınız?
5- Milli Atlet Süreyya Ayhan'a uluslar arası yarışmalara katılması için
sağlanan olanakların yeterliliği konusunda bir açıklama yapacak mısınız?
-593-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
T.C.
DEVLET BAKANLIĞI VE
BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI
Sayı :B.02.0.002/ \
Konu :
°y^\
D ijiSıocn
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
İ L G İ : a) T B M M Başk.nın, 19.03.2007 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/2106330148/67972 sayılı yazısı,
b) Gençlik ve Spor Genel M ü d ü r l ü ğ ü n ü n , 27.04.2007 tarih ve B.02.1.GSM.0.00.
00.63/399 sayılı yazısı.
Antalya Milletvekili Sayın Feridun Fikret B A L O Ğ L U ' n u n Bakanlığıma tevcih
ettiği, 7/21797 esas no'lu yazılı soru önergesi cevabı hazırlanarak ekte sunulmuştur.
Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.
M e h m e t Ali Ş ^ H İ N
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
Ek: İlgi (b) yazı ve eki
T.C.
BAŞBAKANLİK
Gençlik ve Spor Genci Müdürlüğü
2.^./..^./2007
Sayı :B.02.1.GSM.0.00.00.63/ 3 fj 3
K o n u : Soru Önergesi
DEVLET BAKANLIĞI VE BAŞBAKAN YARDIMCILIĞINA
(Sn. M e h m e t Ali Ş A H İ N )
İlgi: 11.04.2007 tarih ve B.02.0.002/1613-1614 sayılı yazılarınız.
İlgi yazılar ekinde gönderilen Antalya Milletvekili Sayın Feridun Fikret B A L O Ğ L U '
na ait 7/21797 ve 7/21798 esas no'Iu yazılı soru önergelerine esas teşkil edecek c e v a p l a n m ı z
ekte sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
Mehmet Ali B A B A C A ^
Genel M ü d ü r V. /
T.C.
DEVLET BAKANLIĞI VE
BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI
TARİH: 01.05.2007
SAYI: 1984
EKLER:
EKİ- Soru Önergeleri Cevabı
Ek2- Protokol ve Ek Sözleşme
-594-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
ANTALYA MİLLETVEKİLİ SAYIN FERİDUN FİKRET BALOĞLU'NUN
BAKANLIĞIMA TEVCİH ETTİĞİ 7/21797 ESAS NO'LU YAZILI SORU ÖNERGESİ
CEVABI:
Milli Atlet Süreyya Ayhan, 23.03.2007 tarihinde bir gazetede yer alan "Müthiş İddia"
başlıklı açıklamasında, "Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünde çok iyi tanıdığımız bir
dostumuz bize idmanda veya sokakta yürürken bir arabanın çarpacağını söyledi. Hedef beni
koşturmamak Ülkem için ölürüm" demektedir.
Söz konusu vahim iddia ile ilgili olarak, 29.03.2007 tarihinde Hıncal Uluç, "Bu ülkede
savcılar yok mu?" başlıklı yazısında, iddiaları yeniden gündeme taşımıştır.
Bu kapsamda;
SORULAR:
1- İddianın kamuoyuna yansımasından bir hafta sonra bu konuda soruşturma açılması
karşısında, neden bu kadar süre beklenildiğini açıklar mısınız?
2- Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne bu tür bir ihbar yansımış ise; bu ihbar size iletilmiş
midir? İletilmiş ise, bu konuda hangi önlem alınmıştır?
3- Aradan geçen 7 günlük süre içinde bir soruşturma başlatılmaması, ancak Hıncal Uluç'un
iddiayı yorumlaması ve savcıları göreve çağırmasından sonra soruşturmanın başlatılmasını
nasıl değerlendiriyorsunuz?
4-Başlatıldığı bildirilen soruşturmanın, sonuçlarını kamuoyuna açıklayacak mısınız?
5- Milli Atlet Süreyya Ayhan'a uluslararası yarışmalara katılması için sağlanan olanakların
yeterliliği konusunda bir açıklama yapacak mısınız?
CEVAPLAR:
1 2. Milli Atlet Süreyya Ayhan KOP ile ilgili gazete haberi 23.03.2007 Cuma günü
Sabah Gazetesinde yayınlanmış , Bakanlığıma bağlı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce
zaman geçirmeksizin 26.03.2007 Pazartesi günü mesainin başlaması ile birlikte konu ile ilgili
soruşturma başlatılmıştır.
Oysa Sayın Hıncal ULUÇ' un yazısı 29.03.2007 tarihinde Basında yer almıştır.
3. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Müfettişlerince soruşturma tamamlanmış ve düzenlenen
1-2, 38-4 sayılı rapor 10.04.2007 tarih ve 738 sayılı yazı ekinde Bakanlığıma iletilmiş,
Bakanlığımca 16.04.2007 tarih ve 1730 sayılı yazı ile raporda belirtilen hususlar hakkında
gerekli işlemlerin Gençlik ve Spor Genel müdürlüğünce yerine getirilmesi istenilmiş olup.
gerekli işlemler ilgili birimlerce yapılmaktadır.
-595-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
4. Süreyya Ayhan KOP'un cezası 2006 yılı Ağustos ayında bitmiş ve Eylül itibaren
Atletizm Federasyonundan 6 aylık Amerika'da kamp isteğinde bulunmuştur. Kendisinin
sağlık ve tedavi giderleri, fitness ve sigorta giderleri, şehir içi taxi, ulaşım giderleri
karşılanmış ayrıca günlük iaşe-ibate bedeli olarak 98.$ ödenmiştir. Toplam olarak kendisine
24.640$ verilmiştir.
Amerika'daki kamp süresince sağlık ve performans değerleriyle ilgili çalışmalar New Mexico
Üniversitesinde excise phgsiology laboratuarı yetkililerince takip edilmiş, 2'şer aylık
dönemlerle yapılan tetkikler ve antrenman çalışmaları izlenmiş ve raporları dönüşte İbni Sina
Hastanesi Spor Hekimliği Ana Bilim Dalı Başkanlığında görevli Prof.DR. Emin ERGEN
tarafından incelenmiş ve olumlu olduğu belirtilmiştir.
Süreyya Ayhan KOP Türkiye'ye döndükleri tarihten itibaren Nisan 2007 ayından Ağustos
2007 ayının 20'sine kadar tekrar Almanya'da kamp isteğinde bulunmuştur. Konu
federasyonca değerlendirilmiş ve federasyonun belirlediği Milletler Kupasına katılmak
kaydıyla kamp isteklerine olumlu bakılmıştır. Kendisinden programlarıyla ilgili olarak 30
nisan 2007 tarihine kadar yazılı cevap vermesi istenmiştir.
Federasyon tarafından Süreyya Ayhan KOP'a sağlanan imkanlar diğer federasyonların ve
Atletizm Federasyonunun aynı seviyesinde ki sporcularına sağlanan imkanlara bakıldığında
üst seviyede olduğu muhakkaktır.
4.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOGLU'nun, Antalya'da kapalı spor salonu ve yüz­
me havuzu yapımına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHIN'in
cevabı (7/21798)
TÜRKIYE BÜYÜK M I L L E T M E C L Î S I
Sayın Başkanlığına
Aşağıda sunulan sorularımın, Anayasa'nm 98. ve T.BM.M İçtüzüğü'nün 96. vd.
maddelerine göre Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Ali Şahin
tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
,
,
,.' s •'..•'/
30.03.2007
.-/, Eeridun F. BALOĞLU
<•'' ^ *' v Antalya Milletvekili
1- Antalya'da 30 bin kişilik stadyum, 10 bin kişilik kapalı spor salonu ve yüzme
havuzu yapımına ilişkin olarak Devlet Bakanı Kürşet Tüzmen'in "Temeli
önümüzdeki günlerde atacağız" sözleri gerçeği yansıtmakta:mıdır?
2- Hükümetinizin bir bakanı söz konusu tesislerin yapımının başlayacağına
ilişkin açıklamalar yaparken, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes
Türel, "Verilen bir mahkeme kararı var. Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı
vermiştir. Bizler de işlemi durdurduk" demektedir. Bu çelişkili açıklamalar,
Antalya'daki yatırımlar konusunda Hükümet ile yerel yönetimler arasındaki bilgi
iletişiminin yetersizliğini mi ortaya koymaktadır?
3- Mahkemenin durdurma kararı ya da başka gelişmelerin yeterince
değerlendirilmediği, söz konusu tesislerin yapım yerinin Antalya halkının
görüşleri doğrultusunda sağlıklı biçimde saptanmadığı iddiaları konusunda bir
açıklama yapacak mısınız?
4- Antalya'ya yeni tesisler yapma iddianızın sürüncemede kalması yanında,
yıllardır
kapalı yüzme
havuzu inşaatının bitirilmesi yönünde
yıııaruır tamamlanamayan
tamamlanamayan Kapan
yu
neden airisimde bulunmuvorsunu??
neden girişimde bulunmuyorsunuz?
-596-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
T.C.
DEVLET BAKANLIĞI VE
BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI
Sayı :B.02.0.002/£jat.\-^
Konu :
o.z/ajS^oo?
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
İ L G İ : a) T B M M B a ş k . n ı n , 19.03.2007 tarih v e A . 0 1 . 0 . G N S . 0 . 1 0 . 0 0 . 0 2 - 7 / 2 1 0 6 3 3 0 1 4 8 / 6 7 9 7 2 sayılı yazısı,
b) G e n ç l i k ve S p o r G e n e l M ü d ü r l ü ğ ü n ü n , 27.04.2007 tarih v e B . 0 2 . 1 . G S M . 0 . 0 0 .
00.63/399 sayılı yazısı.
A n t a l y a Milletvekili Sayın F e r i d u n Fikret B A L O Ğ L U ' n u n B a k a n l ı ğ ı m a tevcih
ettiği, 7/21798 esas no'lu yazılı soru önergesi cevabı hazırlanarak e k t e s u n u l m u ş t u r .
Bilgilerinizi v e gereğini arz e d e r i m .
M e h m e t Ali Ş A H I N
Devlet Bakanjı v e
B a ş b a k a n Yardımcısı
E k : İlgi (b) yazı ve eki
T.C.
BAŞBAKANLIK
Gençlik ve Spor Genci Müdürlüğü
Sayı :B.02.1.GSM.0.00.00.63/
K o n u : Soru ö n e r g e s i
3 3 3
2L^./..^./2007
DEVLET BAKANLIĞI VE BAŞBAKAN YARDIMCILIĞINA
(Sn. M e h m e t Ali Ş A H İ N )
İlgi: 1 1 . 0 4 . 2 0 0 7 tarih v e B . 0 2 . 0 . 0 0 2 / 1 6 1 3 - 1 6 1 4 s a y ı l ı y a z ı l a r ı n ı z .
İlgi y a z ı l a r e k i n d e gönderilen A n t a l y a M i l l e t v e k i l i S a y ı n Feridun Fikret B A L O Ğ L U '
n a ait 7 / 2 1 7 9 7 v e 7 / 2 1 7 9 8 e s a s n o ' l u y a z ı l ı s o r u ö n e r g e l e r i n e e s a s t e ş k i l e d e c e k c e v a p l a r ı m ı z
ekte sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
<^T.
'Mehmet Ali B A B A C A N I
Genel M ü d ü r V.
/
T.C.
DEVLET BAKANLIĞI VE
BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI
TARİH : 0.05.2007
SAYI: 1984
EKLER:
EKİ- Soru önergeleri Cevabı
Ek2- Protokol ve Ek Sözleşme
-597-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
ANTALYA MİLLETVEKİLİ SAYIN FERİDUN FİKRET BALOĞLU'NUN
BAKANLIĞIMA TEVCİH ETTİĞİ 7/21798 ESAS NO'LU YAZILI SORU ÖNERGESİ
CEVABI:
SORULAR:
1Antalya'da 30 bin kişilik stadyum, 10 bin kişilik kapalı spor salonu ve yüzme havuzu
yapımına ilişkin olarak Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen'in Temeli önümüzdeki günlerde atacağız"
sözleri gerçeği yansıtmakta mıdır?
2Hükümetinizin bir bakanı söz konusu tesislerin yapımının başlayacağına ilişkin
açıklamalar yaparken, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, "Verilen bir
mahkeme kararı var. Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Bizler de işlemi
durdurduk" demektedir. Bu çelişkili açıklamalar, Antalya'daki yatırımlar konusunda Hükümet
ile yerel yönetimler arasındaki bilgi iletişiminin yetersizliğini mi ortaya koymaktadır?
3Mahkemenin durdurma kararı ya da başka gelişmelerin yeterince değerlendirilmediği, söz
konusu tesislerin yapım yerinin Antalya halkının görüşleri doğrultusunda sağlıklı biçimde
saptanmadığı iddiaları konusunda bir açıklama yapacak mısınız?
4Antalya'ya yeni tesisler yapma iddianızın sürüncemede kalması yanında, yıllardır
tamamlanamayan kapalı yüzme havuzu inşaatının bitirilmesi yönünde neden girişimde
bulunmuyorsunuz?
CEVAPLAR:
1Bakanlığıma bağlı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Antalya Büyükşehir Belediye
Başkanlığı arasında yapılan 22.07.2005 tarihli protokol kapsamında, Antalya 100. Yıl Spor
Kompleksi içinde yapılması gereken 30 bin kişilik stadyum, 10 bin kişilik spor salonu ve yüzme
havuzu inşaatlarının, Antalya Büyükşehir belediye Başkanlığınca (4) yıl içinde tamamlanması
gerekmekte olup, inşaatlara başlanılmasına ilişkin bilgi ve sorumluluk Antalya Büyükşehir
Belediye Başkanlığına aittir.
2Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Menderes Türel'in "Verilen bir mahkeme
kararı var. Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Bizlerde işlemi durdurduk" sözleri ile
ilgili olarak ne Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne ne de Antalya Gençlik ve Spor İl
Müdürlüğüne intikal eden herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.
3Söz konusu 30 bin kişilik Stadyum ve 10 bin kişilik Spor Salonu Antalya 100.Yıl Spor
Kompleksinin içerisinde yapılacak olup, bu alan şehir merkezinde, Antalya şehriçi ulaşımına
yakın ve UEFA ve Uluslararası standartlara uygun tesisler yapılması için uygun büyüklükte bir
alan olması nedeniyle, Antalya halkının ihtiyaçlarını karşılayabilecek nitelikte olup, bu konu
şehircilik planlama ilkeleri yönüyle Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı yetki alanı
içerisindedir.
4Bakanlığıma bağlı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Antalya Büyükşehir Belediye
Başkanlığı arasında yapılan 22.07.2005 tarihli protokol ile 05.04.2006 tarihinde imzalanan Ek
sözleşmeye göre 100.Yıl Spor Kompleksi içerisinde atıl vaziyette bulunan tasfiye halindeki
Kapalı Yüzme Havuzu inşaatının yapım ve sorumluluğu Antalya Büyükşehir Belediye
Başkanlığına bırakılmıştır.
-598-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
SÖZLEŞME
Taraflar:
MADDE J) Oençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı
arasında aşağıdaki şartlarla iş bu sözleşme imzalanmıştır.
Tanımlar:
MADDE 2) Bu sözleşmede geçen;
Genel Müdürlük
: -6ençlik ve Spor Genel Müdürlüğünü,
İl Başkanlığı
. : Antalya Gençlik ve Spor Îİ Başkanlığını,
Belediye
: Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığını,
Ü Müdürlüğü
: Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünü,
Devir Komisyonu
: Sözleşmenin imza tarihinden itibaren 15 gün içinde stadyum
ve spor salonunu fiilen teslim edecek olan Genel Müdürlük
temsilcisi olarak 1 kişi, İl Müdürlüğünden 2 kişi ve Antalya
Büyükşehir Belediye Başkanlığından 3 olmak üzere toplam 6
kişiden oluşan komisyonu,
Tesisler
: Antalya İli Merkez İlçede tapunun 1 ada 48 no'lu parselinde
kayıtlı 26.685 m2 yüzölçümlü taşınmaz ve Üzerinde bulunan
Atatürk Stadyumunu, 1 ada 4 nolu parselde kayıtlı 7671 m3
yüzölçümlü taşınmaz ve üzerindeki Atatürk Spor Salonunu ve
Bahçelievler Mahallesi 12581 ada 1 parsel ve bu parselde
Genci Müdürlük tarafından belirlenecek olan alanların
üzerine yapılacak stadyum ve Spor. Salonu ile sair tesisleri
ifade eder.
Sözleşmenin konusu :
MADDE 3) Mülkiyeti Genel Müdürlüğe ait,Antalya İli, Merkez ilçe 1 Ada ve 48 no'lu
parselde kayıtlı 26.685 m2*lik taşınmaz ve Üzerinde bulunan Atatürk Stadyumu ile 1 Ada 4
parselde kayıtlı 7671 m* lik taşınmaz ve üzerinde bulunan Atatürk Spor Salonu ile Mülkiyeti
Genel Müdürlüğe ait Antalya İli Merkez İlçesi Bahçelievler Mahallesinde kain Ve tapunun
1258i ada 1 parsel üzerinde kayıtlı 246.25 lm2 taşınmazın Genel Müdürlükçe belirlenen ekli
vaziyet planında işaretlenen kısımların, intifa hakkının 49 (Kırkdokuz) yıllığına iş bu
sözleşmede belirlenen esaslar çerçevesinde Belediyeye devri ve Belediye tarafından bu
sözleşmede ön görülen ve taahhüt edilen yükümlülüklerin yerine getirilmesidir.
Süre:
MADDE 4) Madde 5 te belirlenen alanlar ile Atatürk Stadyumu ve Spor Salonunun kullanım
süresi 49 yıldır. Genel Müdürlüğümüz ile Belediye arasında imzalanan 11.05.1996 tarihli
protokolün süresi bu sözleşmenin imzalanmasını müteakip 49 yıl uzatılmış olacaktır. Bu süre
sözleşmenin imza tarihinden itibaren başlar. Sözleşme süresinin bitiminden 60 gün önce
tarafların günün şartlarına göre müştereken imzalayacaktan yeni bir sözleşme ile süre
uzatılabilir. Aksi takdirde Belediye stadyum ve spor salonunu bakım ve onarımları yapılmış
şekilde Genel Müdürlüğe teslim edecektir..
Kullanım hakkı tesis edilecek mahal;
MADDE 5)L.Mülkiyeti Genel Müdürlüğe ait Antalya İli, Merkez İlçe 1 ada ve 48 no'lu
parselde kayıtlı 26.685 m2'lik taşınmaz ve üzerinde bulunan Atatürk Stadyumu ile ve l Ada
4 parselde kayıtlı 7671 m* lik taşınmaz ve üzerinde bulunan Atatürk Spor Salonu ile
Mülkiyeti Genel Müdürlüğe ait Antalya İli Merkez İlçesi Bahçelievler Mahallesinde kain ve
tapunun 12581 ada 1 parsel üzerinde kayıtlı 246.251m2 taşınmazın Genci Müdürlükçe
belirlenen ve ekli vaziyet planında işaretlenen kısımlarının intifa hakkıdır.
Sözleşme yapma serbestisi ;
599-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
MADDE 6) Belediye bu sözleşmenin irnzalanmasınciîif îonra, iş bu sözleşme konusu işleri;;
gerçekleştirebilmek işletebilmek için bu sözleşme hükümlerine uygun olmak kaydıyla her
türlü sözleşmeyi üçüncü şahıslara akdedebilir.
Çevre ve Orman Bakanlığı-Kültür, Turizm Bakanlığı ile Belediye mevzuatının
uygulanması î
MADDE 7) Tesislerin Belediye tarafından kullanılması sırasında Çevre ve Orman Bakanlığı,
Kültür, Turizm Bakanlığı İle Belediye tarafından uygulanan mevzuata uyulmaması halinde
meydana gelebilecek zararlardan dolayı ödenecek ceza ve tazminatlar Belediye tarafindan
karşılanacaktır.
Stadyumun ve Spor Salonunun devir ve teslimi ;
MADDE 8) tş bu sözleşmenin imzalanmasından itibaren en geç 15 gün içinde stadyumun ve
spor salonunun Belediyeye teslimi devir komisyonu tarafından yapılacaktır.
Güvenlik ve emniyet tedbirleri:
MADDE 9) tş bu sözleşmenin imzalanmasından itibaren sözleşmenin bitim tarihine kadar
Stadyumun ve spor salonunun kullanımı esnasında tesislere zarar verilmemesi, can ve mal
kaybına sebep olunmaması için gerekli olan tüm tedbirler Belediye tarafından alınacaktır.
Son zamanlarda Türkiye genelinde Stadyumlarda müsabaka öncesi, müsabaka esnasında ve
sonrasında mal ve can güvenliğini etkileyen şiddet olaylarının artmış olması, bu durumun
seyirci kapasitesini önemli ölçüde düşürüyor olması» Genel Müdürlük ve Belediye
Başkanlığı tarafından şiddet olaylarının önlenmesi, ilave tedbirlerle seyirci güvenliğinin
istenilen düzeyde sağlanması ve seyirci kapasitesinin artırılması amacıyla,: daha rasyonel
tedbirlerin alınmasını gerektirmektedir.
Belediye Tarafından Güvenlik Konusunda Alınacak Olan Tedbirler:
a)Tesislcrin giriş ve çıkış kapılarına tribünlerin uygun görülen bölümlerine güvenlik
kameraları yerleştirilecektir.
b)Tesislerde oynanacak müsabakalar esnasında, Taraftar-Yönetim ilişkisine yönelik muhalif
veya taraf olan gurupların, stadyum içinde veya dışında slogan, tahrik, kışkırtıcı vs. söylem
veya fiillerine engel olmak amacıyla, Belediyece oluşturan komisyon, kulüp, amigo ve
taraftar temsilcileri ile görüşmeler yaparak acı ve müessif olayların önüne geçilmesi
sağlanacaktır.
c) Müsabaka öncesi, emniyet birimlerinin sivil ve resmi görevlileri, tesislerdeki yerlerini
almadan önce kesinlikle tesislerin içine seyirci veya diğer şahıslar alınmayacaktır.
d) Tesislere kapasitesi üzerinde seyirci alınması sonucu, izdiham nedeniyle herhangi bir
ölüm veya toplu yaralanmaların meydana gelmesi halinde, toplam seyirci hasılatının %50'si
oranında idari para cezası uygulanacak olup, Belediye bu cezayı İl Müdürlüğü muhasebesine
ödeyecektir.
c) Stadyum ve spor salonu içinde bulunan tüm koltukların numaralandınlması ve biletlerin
de numaralı olarak satılması sağlanacaktır,
f) Uluslararası Futbol Federasyonu, Türkiye Futbol Federasyonu ve ti Emniyet
Müdürlüğü'nün tavsiye ettiği tüm tedbirler alınacaktır.
g) Tesislerin 24 saat korunabilmesi için özel emniyet güvenlik ekibi oluşturulması
sağlanacaktır.
Yukarıda yazılı olan tedbirlerin alınması Belediye tarafından zorunlu olup, bu tedbirlerin
alınmaması halinde üçüncü şahısların görebileceği her türlü zararlardan Belediye sorumludur.
Bu tedbirler nedeniyle yapılacak harcama ve ödemelerle ilgili olarak Genel Müdürlükten
herhangi bir bedel talep edilmeyecektir.
MScbir sebepler :
MADDE 10)
Bu sözleşme çerçevesinde bir olayın mücbir sebep sayılabilmesi için;
a) Olayın, olaydan etkilenen tarafın makul kontrolü dışında olması,
b) Olayın, gerekli özen gösterilmesine rağmen olaydan etkilenen tarafin bu sözleşme
kapsamındaki yükümlülüklerini kısmen veya tamamen yerine getirilmesini olumsuz yönde
etkilemesi,
-600-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
c) Olayın, maliveV..ye/veya zaman açısından olaydan etkilenen tarafm bu sözleşme
kapsamındaki y^ımlülüklerini kısmen veya tamamen yerine getirmesini olumsuz
etkilemesi,
d) Olaydan etkilenen tarafm olaym etkilerinden sakınmak veya sonuçlarım azaltmak
maksadıyla gereken dikkati göstermiş ve makul tedbirler almış olması,
e) Yargı kararlarının iş bu sözleşmenin uygulanmasını imkansız hale getirmesi gerekir.
Mücbir sebeplerin ihbarı ve sonuçlandırılması t
MADDE 11)
a) Sözleşme kapsamı içerisinde belirlenen taraflara ait yükümlülüklerin yerine getirilmesi
sırasında mücbir sebep hallerinin bir veya birkaçının meydana gelmesi halinde, mücbir
sebepten etkilenen taraf, mücbir sebep halini öğrenir öğrenmez yazılı olarak (20) gün içinde
diğer tarafa bildirir.
b) Mücbir sebep ve neticeleri Genel Müdürlük ve Belediye yetkililerince istişare edilerek
mücbir sebebin işin yapımını ne suretle etkileyeceğini, ilave bir süreye ihtiyaç bulunup
bulunmadığını birlikte karara bağlayacaklar ve gerekli görülürse sözleşmede değişiklik
yapacaklar veya sözleşmeyi fesh edebileceklerdir. Sözleşme fesh edildiği takdirde mücbir
sebebin meydana gelmesinden sonraki dönem için taraflar birbirlerinden hiçbir tazminat
talep etmeyeceklerdir.
Belediye tarafından yapılacak tesisler ve bakım-onanmlar:
MADDE 12) Sözleşme imzalandığı tarihten itibaren bedelleri Belediyece karşılanmak
şartıyla aşağıda belirtilen işler Belediye tarafından yaptırılacaktır.
Tesisler:
Mülkiyeti Genel Müdürlüğe ait Antalya İli Merkez İlçesi Bahçelievler mahallesinde kain
ve tapunun 12581 ada I parsel üzerinde kayıtlı 246.251 m2 taşınmazın Genel Müdürlükçe
belirlenen kısımlarına UEFA kriterlerine uygun 30.000 seyircili Stadyum ve 10.000 seyirci
kapasiteli Uluslar arası standartlara uygun Spor .Salonu, Belediye tarafından, stadyum (4)
dört »Spor Salonu ise 3(Üç) yıl içinde yapımı tamamlanmak suretiyle Genel Müdürlüğe
teslim edilecektir.Tesislerin Genel Müdürlüğe teslimini takiben Söz konusu tesislerin
kullanım haklan ile İlgili Belediye üc yeni bir sözleşme yapılabilecektir. Bu tesislerin
finansmanı açısından madde (5) te belirlenen Belediyeye tesislerin yapımı için bırakılacak
alanlar içinde yeni imar planlamasma uygun projeler Belediyece uygulanabilecektir.
Antalya tenis ihtisas spor kulübü ve Antalya Okçuluk Spor Kulübüne Genel Müdürlükçe
tahsis edilen alanlar korunarak üzerlerine tesis yapılmayacaktır.
Stadyum ve Spor Salonun yapımı esnasında bozulması muhtemel Sentetik Yüzeyli
Atletizm Pisti ve diğer açık spor tesisleri yerine sportif faaliyetlerin devamının sağlanması
amacıyla, Belediye tarafından şehir merkezinde Uygun alanlara Sentetik Yüzeyli Müstakil
Atletizm Pisti ve diğer açık spor tesisleri aynen yapüacakUr,
Bakım-Onarımlar < yeni bir proje uygulamasına geçîlinceye kadar,
a)Atalürk Stadyumu UEFA kriterlerine uygun hale getirilecektir
b)Bclediye, tesislerin her türlü bakım, onanm ve temizliğini eksiksiz olarak zamanında
yapacaktır. Tesislerin bakım-onanm, temizlik ve isletme masrafları Belediyeye ait olacaktır.
c)Tesislerin su-elektrik ve ısıtma ile ilgili tüm giderleri Belediyeye ait olacaktır.
d)Tesislerin iç ve dış cephelerinin sıva, boya, badana ve kaplama işleri yapılacaktır.
ejSözieşme süresi boyunca mevcut futbol sahasının çimlerinin bakımı Genel Müdürlüğün
bakıra talimatları doğrultusunda yapılacaktır.
f)Çatı kaplamaları ve asansör baku^nanmları her yıl periyodik olarak yapılacaktır.
g)Soyunma odaları, düş ve vve'lerin balam-onanmlan her yıl yapılacaktır.
b)Kalorifer kazanları ve tesisatının gerekli bakım ve onarımları yapüacakur.
j)Belediye tesislerdeki yapmış olduğu tüm imalatlardan dolayı Genel Müdürlükten herhangi
bir bedel talep etmeyecektir.
-601-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
j) Madde 12 de belirtilen 30 bin kişilik UEFA kriterlerine uygun stadyumun tamamk^ı
müsabaka yapılmasına uygun hale gelmesiyIe,Bdediye tarafından 1 Ada 48 parselde kayını
taşınmaz üzerine yeni projeler uygulanabilir.Bu tesislerden elde edilecek gelirin %30 u Genel
Müdürlüğe ait olacaktır.
k) Madde 12 de belirtilen 10 bin kişilik Uluslararası standartlara uygun kapalı spor
salonunun tamamlanıp müsabaka yapılmasına uygun hale gelmcsiyle,Beledty« tarafından 1
Ada 4 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine yeni projeler uygulanabilir.Bu tesislerden elde
edilecek gelirin %30 u Genel Müdürlüğe ait olacaktır.
Diğer kulüplerin müsabakaları:
MADDE 13)Bclcdiyc, Genel Müdürlük ve Fcdcrasyonlarca tesislerde oynanmasına karar
verilen uluslararası resmi, Ö2el ve temsili müsabakalarda stadyum ve spor salonunu vermek
zorundadır.
Antalya İlinde f\ıtbol branşında faaliyet gösteren kulüplerin, Süper lige yükselmeleri
halinde,Atatürk Stadyumunda, Genel Müdürlüğün ber yıl belirlediği sezonluk kiralama
(emsal stat) ücret tarifesine göre ücret ödemek suretiyle müsabaka yapabileceklerdir. Bu
meblağın %50'si Genel Müdürlüğün Ziraat Bankası Ankara Ulus Şubesindeki 362611685001 no'lu hesabına ödenecektir.
Genci Müdürlüğün denetim yetkisi :
MADDE 14)
a) Genel Müdürlük sözleşme süresi boyunca gerekli gördüğü zamanlarda. Belediyenin bu
sözleşme kapsamındaki faaliyetlerini denetleyebilir. Denetim sonucu ' tespit edilen
aksaklıkların giderilmesi için Belediye yazılı olarak makul bir süre verilerek uyarılır.
Belediye bu aksaklıkları verilen süre içinde gidermez ise Genel Müdürlük "sözleşmenin
feshi" başlıklı 24. maddesindeki yetkilerini kullanmaya hak kazanır.
b) Belediye, Genel Müdürlük yetkililerinin yapacaklar: denetimde her türlü bilgi ve belgeyi
ibraz etmek zorundadır.
Düzeltme ve değişiklikler:
MADDE 15) îş bu sözleşme ekleri ancak tarafların müştereken mutabakata vararak ve aynı
prosedürle imzalayacakları yazılı bir düzeltme ve değişiklik metniyle değiştirilebilir.
Kanuni tebligat adresi:
MADDE 16) Belediyenin adresi, Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı / Antalya ve
telefon numaralan Tel:0 (242) 2412281, fax: 0 (242) 2410146 olarak verilmiştir. Bu adrese
yapılacak her türlü tebligatlar bizzat Belediyeye yapılmış sayılacaktır. Tebligat adresinde
yapılacak değişiklikler 7 gün içerisinde Genel Müdürlüğe bildirilecektir;
Tamamlayıcı kanun ve bükümler:
MADDE 17) Bu sözleşme 05.05.2005 'tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 28.04.2005
tarih ve 5340 Sayılı Yasanın 11. Maddesi gereğince tanzim edilerek imzalanmış olup,
sözleşme kapsamında bulunmayan hallerde Genel Hükümler, 3289 sayılı Kanun ve Genel
Müdürlükçe çıkartılmış yönetmelik hükümleri sözleşmenin tamamlayıcı hükümleri olarak
uygulanır.
Protokol tribünü :
MADDE 18) Protokol tribününün düzenlenmesinde, 3813 Sayılı Türkiye Futbol federasyonu
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun değişik 23 üncü maddesinde yer alan "Gençlik ve
Spor Genel Müdürlüğü taraündan spor kulüplerine veya kamu kurum veya kuruluşlarına
protokol karşılığında devredilen, kiralanan veya süreli intifa hakkı tesis edilen spor
tesislerine ait protokol tribüm^rinin kuliarulmasında kişi sayılarının tespiti ve protokol
yönlendirmesi talimatları dahilinde İl ve Öce Müdürlüklerince yapılır" hükmü uyarınca
uygulama yapılacaktır.
Tesislerin Gene) Müdürlükçe kullanımı :
MADDE 19) a) Stadyumda ve spor salonunda düzenlenecek Milli Bayramlar ve törenler için
( provalar dahil Almak üzere) bir yıl içinde 5 (beş) defadan fazla olmamak kaydıyla Belediye
taraündan ücret (talep edilmeksizin ses yayın sistemi dahil olmak Üzere Genel Müdürlüğün
-602-
TBMM
B: 98
3.5.2007
faaliyetlerine veya kutlama komitesinin kıtflanımırdl fchsis edilecektir. Milli Bayramlar ve
diğer resmi kutlamalarda TV-Radyo yayım yapılması halinde yayın ücreti alınmayacaktır.
Bu törenlerin yöresel veya bölgesel her türlü yayın hakkı ile ilgili izin yetkisi Genel
Müdürlüğe aittir.
b)Atatürk Stadyumu ve Spor Salonu, sportif faaliyetlerin devamının sağlanması açısından II
Müdürlüğü ile Belediye arasında belirlenecek bir faaliyet programı çerçevesinde ücretsiz
olarak kullanılacaktır.
c) Atatürk Spor Salonunun kullanım haklan, Antalya İH Spor faaliyetlerinin aksamaması için
100. Yıl Spor Kompleksi içinde yapılacak olan 10.000 seyirci kapasiteli spor salonu
tamamlanana kadar îl Müdürlüğünde olacaktır
Tesislere kartlı veyt fael giriş:
MADDE 20)
â) Tesislere girişte Genel Müdürlük tarafından verilen serbest giriş kartlarından sadece ömür
boyu olanlar geçerli olacaktır.
b) Engelliler ve gazilerin tesislere girişlerine müsaade edilecek ve ücret talep edilmeyecektir.
Bilet baskı-satış bedelleri:
MADDE 21) Tesislerde yapılacak olan müsabakalara (Milli maçlar hariç) ait bilet
fiyatlarının belirlenmesi, basımı, dağıtımı, satışı, muhafazası ile ilgili tüm sorumluluk
Belediyeye aittir.
Sorumluluk:
MADDE 22) Müsabakalarda seyircilerin içeri alınması, denetimi, turnike sisteminin sağlıklı
bir şekilde işletilmesi YC jüvenlik ile ilgili bütün sorumluluklar Belediyeye aittir.
Tesislerin Genel Müdürlüğe devri ;
MADDE 23) Sözleşme süresi bitiminde mevcut tesislerin Genel Müdürlüğe.devri yapılırken,
her türlü noksandan arınmış, bakım ve onarımı yapılmış, tüm tesisat faal ve kullanılabilir
durumda olacaktır.
Sözleşmenin feshi :
MADDE 24) Belediyece, bu sözleşmede yer alan taahhütlere aykırı davranışlarının tespiti
halinde aykırılığın giderilmesi için Genel Müdürlük tarafından 30 gün süre verilir. 30
günlük süre içinde bu aykırılıklar giderilmediği takdirde Genel Müdürlük sözleşmeyi
feshedebilir. Bu taktirde stadyum ve spor salonu 15 gün içerisinde Genel Müdürlüğe
devredüir.
Yetkili ve görevli mahkeme :
MADDE 25) iş bu sözleşme 6 sayfa 26 maddeden ibaret olup bundan doğacak tüm dava ve
icra takiplerinde Ankara ili Mahkeme ve İcra Daireleri yetkili olacaktır,
MADDE 26) İş bu sözleşme M.l7t,J 2005 tarihinde 5 nüsha olarak tanzim ve ir»^
ediImiştir.Beledİye Meclisince onaylandıktan sonra yürürlüğe girecektir.
GENÇLÎK VE SPOR GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ A M f A
ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
BAŞKANLIĞI ADINA
lekmetATALAY
Genel Müdür V.
Metfferes TÜREL
Büyüksehir Belediye Başkanı
603-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
^SÖZLEŞME
Taraflar •
MADDE 1) Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Antalya Büyülenir Belediye Başkanlığı
arasında aşağıdaki şartlarla iş bu ek sözleşme imzalanmıştır.
Tanımlar:
MADDE 2) Bu sözleşmede geçen;
Genel Müdürlük
Belediye Başkanlığı
İl Müdürlüğü
tfade eder
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünü,
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığun,
Antalya Gençlik ve Spor îl Müdürlüğünü,
Sözleşmenin konasu :
MADDE 3) Genel Müdürlük ile Belediye Başkanlığı arasında' 22.07.2005 tarihinde
imzalanan iki ayn sözleşmede yer alan; 246.251 m alan üzerinde bulunan ve 100. Yi! Spor
Kompleksi içinde atıl vaziyette bulunan tasfiye halindeki kapalı yüzme havuzu inşaatının
tamamlanması, 100. Yıl Spor Kompleksinin Genel Müdürlükçe belirlenecek kısımlarına
UEFA kriterlerine uygun 30.000 seyircili stadyum ve 10.000 seyirci kapasiteli uluslararası
standartlara uygun spor salonu ile adı geçen tesislerin yapımı esnasında bozulması muhtemel
sentetik yüzeyli atletizm pisti ve diğer açık spor tesislerinin, şehir merkezinde uygun alanlara
Belediye Başkanlığı imkanları ile tamamlanarak Genel Müdürlüğe teslimine ek olarak
mülkiyeti Genel Müdürlüğe ait, Antalya İli, Merkez ilçe, Bahçelievler Mahallesinde kain
tapunun 12581 ada 1 parselinde kayıtlı, 246.251 m2 yüzölçümlü taşınmazın 40.000 m2 lik
kısmının ifraz edilerek Belediye Başkanlığına verilmesi, 40.000 m2 alan üzerinde halen
hizmet vermekte olan ve İl Müdürlüğü tarafından söz konusu arazinin devri karşılığında İlde
yürütülen spor faaliyetleri yönüyle ihtiyaç duyulduğu belirtilen
a)
b)
c)
d)
e)
İl Hizmet Binası
Gençlik Merkezi binası
Her saha için 1500'er kişilik betonarme tribünlü 4 adet çim yüzeyli futbol sahası,
500 kişilik tribünlü 2 adet sentetik zeminli tenis kortu,.
22.07.2005 tarihli sözleşme gereği yapılacak olan IAAF standartlarına uygun
atletizm pistine 2000 kişilik betonarme tribün
yapılarak Genel Müdürlüğe teslim edilmesidir.
Belediye Başkanlığının yükümlülükleri
MADDE 4) Genel Müdürlük ile Antalya Belediye arasında 22.07.2005 tarihinde imzalanan
iki ayn sözleşmede yer alan, 246.251 m2 alan üzerinde bulunan 100. Yıl Spor Kompleksi
içinde atıl vaziyette bulunan tasfiye halindeki kapalı yüzme havuzu inşaatının tamamlanması,
100. Yıl Spor Kompleksinin Genel Müdürlükçe belirlenecek kısımlarına UEFA kriterlerine
uygun 30.000 seyircili stadyum ve 10.000 seyirci kapasiteli uluslararası standartlara uygun
spor salonu Ue adı geçen tesislerin yapımı esnasında bozulması muhtemel sentetik yüzeyli
atletizm pisti ve diğer açık spor tesislerinin, şehir merkezinde uygun alanlara Belediye
Başkanlığı imkanları ile tamamlanarak Genel Müdürlüğe teslimine ek olarak ;
a) İl Hizmet Binası
b) Gençlik Merkezi Binası
e) Her saha için 1500*er kişilik betonarme tribünlü 4 adet çim yüzeyli futbol
sahası,(Her saha için ayn hakem ve sporcu soyunma odalı)
-604
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
d) 500 kişilik tribünlü 2 adet sentetik zeminli tenis kortu, (Her saha için ayn sporcu
soyunma odalı)
e) 22,07.2005 tarihli sözleşme gereği yapılacak olan IAAF standartlarına uygun
atletizm pistin» 2000 kişilik betonarme tribün inşaatlarının yapımı
Belediye taraûndan yapılarak Genel Müdürlüğe teslim edilecek (a), (b), (c), (d), ve (e)
benüerinde belirtilen tesisler Genel Müdürlüğün spor tesisleri yapım kriterleri açısından
uygun göreceği alan veya alanlara yaptınlacaktır. Bahse konu tesislerin tamamlanmasını
takiben, üzerine yapılacak tesislerle birlikte tesislerin yapılacağı alanın mülkiyeti Genel
Müdürlüğe verilebileceği gibi bu taşınmazın intifa hakkı hizmetin devamı süresince Genel
Müdürlüğe devredilebilecektir.
Belediye Başkanlığı tarafından yaptırılacak olan tesislerin (a,b,c,d,e) ihale sonucu Kamu
îhale Kurumuna bildirilen Kesinleşen İhale Kararları Genel Müdürlüğe ibraz edilecek olup,
neticede ortaya çıkacak olan ihale bedelleri toplamı, ti Müdürlüğü tararından yaptırılan
30,03.2006 tarihli Kıymet Taktir Komisyon raporunda belirlenen arazi ve üzerinde bulunan
muhtesatlann değeri ile birlikte ceman 9.133.252 (Dokuz milyon yüzotuzüçbin ikiyüz elliiki)
YTL şıru karşılamaz ise; bedeli asan miktar kadar spor tesisi yapılacak veya bu miktar
Genel Müdürlüğe nakden ödenecektir. Kesinleşen ihale bedellerinin belirlenen değeri aşması
halinde ise; Genel Müdürlük herhangi bir bedel ödemeyecektir.
f)Yapılacak olan tüm tesislerin(22.07.2005 tarihinde imzalanan iki sözleşmede yer alan
Yüzme Havuzu İkmali, 30.000 seyircili stadyum ve 10.000 seyircili spor salonu dahil) avan
projeleri, Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanarak Genel Müdürlüğün onayına
sunulacak, daha sonra hazırlanacak olan uygulama projelerinin avan projelere uygunluğu
Genel Müdürlükçe teyit edilecektir. Bu işlemler ek sözleşmenin imzalanmasını müteakip 6
(altı) ay içerisinde tamamlanacak, söz konusu projelerin teknik sorumluluğu Büyükşehir
Belediyesine ait olacaktır.
g)Sözleşrnede Öngörülen ve Büyükşehir Belediyesince yapılacak tesislerin tamamlanarak
müsabaka yapılabilir duruma getirildiğine dair Genel Müdürlüğün ve Büyükşehir
Belediyesinin teyidi alınıp, tesisler Genel Müdürlüğe devredildikten sonra devire konu olan
taşınmaz ve üzerinde bulunan tesislerin tasarrufu Belediye Başkanlığına bırakılacaktır.
Belediye Başkanlığınca yapımı taahhüt edilen tüm tesisler tamamlanıp hizmete açılana kadar
mevcut tesislerin tasarrufu Genel Müdürlüğe ait olacak üzerinde fiziki hiçbir değişiklik
yapılmayacaktır.
h)lş bu sözleşmenin düzenlenmesinden ve taahhütlerin gerektirdiği tüm vergi ve harç
giderlerinden Belediye Başkanlığı sorumlu olacaktır..
OBüyükşehir Belediyesi tarafından yapılacak olan tüm tesisler, uygulama projeleri Genel
müdürlükçe teyit edildikten sonra 30 (otuz) ay içinde tamamlanarak geçici kabulünün
yapılmasını müteakip Genel Müdürlüğe teslim edilecektir.
j) İhalesi Belediye Başkanlığınca yapılacak olan inşaatların denetim hizmetleri ilgili
Belediye Başkanlığının teknik elemanlarınca yapılacaktır.
e)Devir işlemine konu olan taşınmazla ilgili Kadastro ve tapu sicil müdürlüğündeki her türlü
işlemler, imar durumları ile ilgili işlemler ve inşaat ruhsatlanyla ilgili işler Belediye
Başkanlığı tarafınca yapılacak ve bunlara ait tüm giderler Belediye Başkanlığı tarafından
karşılanacaktır
-605-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
Genel Müdürlüğün Yükümlülükleri
MADDE 5) Belediye Başkanlığınca yapımı (22.07.2005 tarihinde imzalanan iki sözleşmede
yer alan Yüzme Havuzu İkmali, 30.000 seyircili stadyum ve 10.000 seyircili spor salonudahil)
taahhüt edilen tüm tesislerin tamamlanarak Genel Müdürlüğe teslim edilmesini müteakip,
a)Mülkiyeti Genel Müdürlüğe ait, Antalya İli, Merkez İlçesi, Bahçclievier Mahallesinde kain
tapunun, 12581 ada 1 parselinde kayıtlı, 246.251 m2 yüzölçümlü taşınmazın 40.000 m lik
kısmı ifraz edilerek mülkiyeti ile Belediye Başkanlığına devredilecektir.
b)Büyükşehir Belediyesince yapılacak olan tesislerle ilgili olarak Belediye Başkanlığınca
talep edilmesi durumunda Genel Müdürlük tarafından proje ve teknik eleman yardımı
yapılabilecektir.
c)BüYÜksehir Belediyesince yapılacak sözleşme konusu tüm tesislerin Uluslararası
standartlara uygunluğunun kontrolü Genci Müdürlük teknik elemanları tararından
yapılacaktır.
Sözleşme Yapma Serbestisi
MADDE 6) Belediye bu ek sözleşmenin imzalanmasından sonra, iş bu ek sözleşme konusu
işleri gerçekleştirebilmek için bu sözleşme hükümlerine uygun olmak kaydıyla her türlü
sözleşmeyi üçüncü şahıslara akdedebilir.
Çevre ve Orman Bakanlığı - Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Belediye mevzuatının
uygulanması :
MADDE 7) Tesislerin Belediye tarafından yapımı sırasında Çevre ve Orman Bakanlığı,
Kültür ve Turizm Bakanlığı üe Belediye tarafından uygulanan mevzuata uyulmaması halinde
meydana gelebilecek zararlardan dolayı ödenecek ceza ve tazminatlar Belediye tarafından
karşılanacaktır.
Genel Müdürlüğün denetim yetkisi:
MADDE 8)
"•) Genel Müdürlük sözleşme Suresi boyunca gerekli gördüğü zamanlarda. Belediyenin bu
sözleşme kapsamındaki faaliyetlerini denetleyebilir: Denetim sonucu tespit edilen
aksaklıkların giderilmesi için Belediye yazılı olarak makul bir süre verilerek uyarılır.
Belediye bu aksaklıkları verilen sure içinde gidermez ise Genel Müdürlük "sözleşmenin
feshi*1 başlıklı 10. maddesindeki yetkilerini kullanmaya hak kazanır.
b) Belediye, Genel Müdürlük yetkililerinin yapacakları denetimde her türlü bilgi ve belgeyi
ibraz etmek zorundadır.
Dayanak ve tamamlayıcı kanun ve hükümler :
MADDE 9) Sözleşme 05.05.2005 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 28.04.2005 tarih ve
5340 Sayılı Kanunun 11. Maddesi gereğince tanzim edilerek imzalanmış, sözleşme
kapsamında bulunmayan hallerde Genel Hükümler, 32S9 sayılı Kanun ve Genel Müdürlükçe
çıkartılmış yönetmelik hükümleri ve taraflar arasında 22.07.2005 tarihinde imzalanan iki
sözleşme, iş bu sözleşmenin tamamlayıcı hükümleri olarak uygulanır. Ek sözleşme
22.07.2005 günlü iki adet sözleşme ile birlikte hüküm ifade eder.
-606-
TBMM
B: 98
3.5.2007
Sözleşmenin feski :
MADDE 10) Belediyece, bu sözleşmede yer alan taahhütlere aykırı davranışlarının tespiti
halinde aykırılığın giderilmesi için Genel Müdürlük tarafından 30 gün süre verilir. 30
günlük süre içinde bu aykırılıklar giderilmediği takdirde Genel Müdürlük sözleşmeyi
feshedebilir. Bu taktirde stadyum ve spor salonu 15 gün içerisinde Genel Müdürlüğe
devredilir.
Yetkili ve görevli mahkeme ;
MADDE 11) tş bu sözleşme 4 sayfa 12 maddeden ibaret olup bundan doğacak tüm dava ve
icra takiplerinde Antalya tli Mahkeme ve icra Daireleri yetkili olacaktır.
MADDE 12) İş bu sözleşme G&.I&L! 2006 tarihinde S nüsha olarak tanzim ve imza
edilmiştir.
Eki: Söz konusu 40.000 m2'lik alana ilişkin koordinattı kroki
GENÇLİK VE SPOR GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ ADINA
ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
BAŞKANLIĞI ADINA
fehmet ATALAY
Genel Müdür V.
Menderes TÜREL
Büyüksehir Belediye Başkanı
Antalya Milletvekili Sayın Feridun Fikret BALOĞLU'nun Bakanlığıma tevcih ettiği
7/21797 ve 7/21798 esas no'lu yazılı soru önergeleri cevabıdır.
7/21797 esas no'lu önerge;
Milli Atlet Süreyya Ayhan, 23.03.2007 tarihinde bir gazetede yer alan "Müthiş İddia"
başlıklı açıklamasında, "Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nde çok iyi tanıdığımı/ bir
dostumuz bize idmanda veya sokakta yürürken bir arabanın çarpacağını söyledi. Hedef beni
koşturmamak Ülkem için ölürüm" demektedir.
Söz konusu vahim iddia ile ilgili olarak, 29.03.2007 tarihinde Hıncal Uluç, "İki ülkede
savcılar yok mu?" başlıklı yazısında, iddiaları yeniden gündeme taşımıştır.
Bu kapsamda;
SORlhl- İddianın kamuoyuna yansımasından bir halta sonra bu konuda soruşturma açılması
karşısında, neden bu kadar süre beklenildiğini açıklar mısınız?
2- Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne bu tür bir ihbar yansımış ise; bu ihhar si/c
iletilmiş midir? İletilmiş ise, bu konuda hangi önlem alınmıştır?
3- Aradan geçen 7 günlük süre içinde bir soruşturma başlatılmaması, ancak Hıncal
Uluç'un iddiayı yorumlaması ve savcıları göreve çağırmasından sonra soruşturmanın
başlatılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
4-Başlatıldığı bildirilen soruşturmanın, sonuçlarını kamuoyuna açıklayacak misini/.?
5- Milli Atlet Süreyya Ayhan'a uluslararası yarışmalara katılması için sağlanan
olanakların yeterliliği konusunda bir açıklama yapacak mısınız?
607-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
CEVAP:
1, 2. Milli Atlet Süreyya Ayhan KOP ile ilgili gazele haberi 23.03.2007 Cuma »ünü
Sabah Gazetesinde yayınlanmış , Bakanlığıma bağlı Gençlik ve Spor Genel
Müdürlüğünce zaman geçirmeksizin 26.03.2007 Pazartesi günü mesainin başlaması
ile birlikte konu ile ilgili soruşturma başlatılmıştır.
Oysa Sayın Hıncal ULUÇ' un yazısı 29.03.2007 tarihinde Basında yer almıştır.
3. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Müfettişlerince soruşturma tamamlanmış ve
düzenlenen 1-2, 38-4 sayılı rapor 10.04.2007 tarih ve 738 sayılı yazı ekinde
Bakanlığıma iletilmiş, Bakanlığımca 16.04.2007 tarih ve 1730 sayılı yazı ile raporda
belirtilen hususlar hakkında gerekli işlemlerin Gençlik ve Spor Gene! müdürlüğünce
yerine getirilmesi istenilmiş olup. gerekli işlemler ilgili birimlerce yapılmaktadır.
4. Süreyya Ayhan KOP'un cezası 2006 yılı Ağustos ayında bitmiş ve Eylül itibaren
Atletizm Federasyonundan 6 aylık Amerika'da kamp isteğinde bulunmuştur.
Kendisinin sağlık ve tedavi giderleri, fıtness ve sigorta giderleri, şehir içi taxi. ulaşım
giderleri karşılanmış ayrıca günlük iaşe-ibate bedeli olarak °8.$ ödenmiştir. Toplam
olarak kendisine 24.640$ verilmiştir.
Amerika'daki kamp süresince sağlık ve performans değerleriyle ilgili çalışmalar Ne\v
Mexico Üniversitesinde excise phgsiology laboratuarı yetkililerince takip edilmiş.
2*şer aylık dönemlerle yapılan tetkikler ve antrenman çalışmaları izlenmiş ve raporları
dönüşte İbni Sina Hastanesi Spor Hekimliği Ana Bilim Dalı Başkanlığında görevli
Prof.DR. Emin ERGEN tarafından incelenmiş ve olumlu olduğu belirtilmiştir.
Süreyya Ayhan KOP Türkiye'ye döndükleri tarihten itibaren Nisan 2007 ayından
Ağustos 2007 ayının 20'sine kadar tekrar Almanya'da kamp isteğinde
bulunmuştur. Konu federasyonca değerlendirilmiş ve federasyonun belirlediği
Milletler Kupasına katılmak kaydıyla kamp isteklerine olumlu bakılmıştır.
Kendisinden programlarıyla ilgili olarak 30 Nisan 2007 tarihine kadar yazılı cevap
vermesi istenmiştir.
Federasyon tarafından Süreyya Ayhan KOP'a sağlanan imkanlar diğer
federasyonların ve Atletizm Federasyonunun aynı seviyesinde ki sporcularına
sağlanan imkanlara bakıldığında üst seviyede olduğu muhakkaktır.
7/21798 esas no'lu önerge;
SORU:
1- Antalya'da 30 bin kişilik stadyum, 10 bin kişilik kapalı spor salonu ve yüzme
havuzu yapımına ilişkin olarak Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen'in Temeli
önümüzdeki günlerde atacağız" sözleri gerçeği yansıtmakta mıdır?
2- Hükümetinizin bir bakanı söz konusu tesislerin yapımının başlayacağına ilişkin
açıklamalar yaparken, Antalya Büyükşehir Belediye Başkam Menderes Türel,
"Verilen bir mahkeme kararı var. Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermiştir.
Bizler de işlemi durdurduk" demektedir. Bu çelişkili açıklamalar, Antalya'daki
yatırımlar konusunda Hükümet ile yerel yönetimler arasındaki bilgi iletişiminin
yetersizliğini mi ortaya koymaktadır?
3 - Mahkemenin
durdurma
karan
ya
da
başka
gelişmelerin
yeterince
değerlendirilmediği, söz konusu tesislerin yapım yerinin Antalya halkının görüşleri
doğrultusunda sağlıklı biçimde saptanmadığı iddiaları konusunda bir açıklama
yapacak mısınız?
4- Antalya'ya yeni tesisler yapma iddianızın sürüncemede kalması yanında, yıllardır
tamamlanamayan kapalı yüzme havuzu inşaatının bitirilmesi yönünde neden
girişimde bulunmuyorsunuz?
-608-
TBMM
3 . 5 . 2007
B:98
CEVAP:
1- Bakanlığıma bağlı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Antalya Büyükşehir
Belediye Başkanlığı arasında yapılan 22.07.2005 tarihli protokol kapsamında,
Antalya 100. Yıl Spor Kompleksi içinde yapılması gereken 30 bin kişilik Stadyum,
10 bin kişilik Spor Salonu ve Yüzme Havuzu inşaatlarının, Antalya Büyükşehir
Belediye Başkanlığınca (4) yıl içinde tamamlanması gerekmekte olup, inşaatlara
başlanılmasına ilişkin bilgi ve sorumluluk Antalya Büyükşehir Belediye
Başkanlığına aittir.
2- Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Menderes Türel'in "Verilen bir
mahkeme karan var. Mahkeme yürütmeyi durdurma karan vermiştir. Bizlerde
işlemi durdurduk" sözleri ile ilgili olarak ne Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne
ne de Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne intikal eden herhangi bir bilgi
bulunmamaktadır.
3- Söz konusu 30 bin kişilik Stadyum ve 10 bin kişilik Spor Salonu Antalya 100.Yıl
Spor Kompleksinin içerisinde yapılacak olup, bu alan şehir merkezinde, Antalya
şehriçi ulaşımına yakın ve UEFA ve Uluslararası standartlara uygun tesisler
yapılması için uygun büyüklükte bir alan olması nedeniyle, Antalya halkının
ihtiyaçlannı karşılayabilecek nitelikte olup, bu konu şehircilik planlama ilkeleri
yönüyle Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı yetki alanı içerisindedir.
4- Bakanlığıma bağlı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Antalya Büyükşehir
Belediye Başkanlığı arasında yapılan 22.07.2005 tarihli protokol ile 05.04.2006
tarihinde imzalanan Ek sözleşmeye göre 100.Yıl Spor Kompleksi içerisinde atıl
vaziyette bulunan tasfiye halindeki Kapalı Yüzme Havuzu inşaatının yapım ve
sorumluluğu Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığına bırakılmıştır.
5.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, 2011 Erzurum Üniversiteler Arası Kış Oyunları or­
ganizasyonuna ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHIN'in ce­
vabı (7/21799)
TÜRKİYE BÜYÜK MÎLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mehmet Ali ŞAHİN tarafından yazılı olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılanmla arz ederim.02.04.2007
Ensar ÖĞÜT
Ardahan Milletvekili
2011 Erzurum Üniversitelerarası Kış Oyunları Doğu Anadolu Bölgemizin merkezi
olan Erzurum ilimizde yapılacak olması Ülkemizin gerek tanıtımına, gerekse
ekonomimize sunacağı katkı nedeniyle oldukça önem taşımaktadır. Ancak ciddi bir
organizasyon gerektiren olimpiyatlann sorunsuz bir şekilde tamamlanması için yapılacak
hazırlıklar çok büyük önem taşımaktadır.
1 - 2011 Erzurum Üniversitelerarası Kış Oyunları için Hükümet tarafından çıkartılması
planlanan özel yasayı ne zaman çıkartacak ve uygulamaya geçireceksiniz?
2- Erzurum ve Palandöken'e ulaşımın rahatça sağlanabilmesi için gerekli çalışmalan ne
zaman başlatacaksınız?
3- Erzurum ilimize yurt içinden ve yurtdışından gelecek gerek sporcular, gerekse izlemeye
gelen vatandaşlanmızın konaklama konusunda sıkıntı çekmemeleri için mevcut otellerin
kapasitelerinin arttınlrnası ve yeni konaklama yerleri yapılması konusunda herhangi bir
çalışmanız var mı?
609-
TBMM
B: 98
3.5.2007
T.C.
DEVLET BAKANLIĞI VE
BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI
Sayı :B.02.0.002/ t 3"ÎT2Konu :
,
O.^r/^2007
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
İLGİ: a) TBMM Başk.nın, 09.04.2007 tarih ve A.Ol.O.GNS.0.10.00.02-31163 sayılı yazısı.
b) Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün, 27.04.2007 tarih ve B.02.1.GSM.0.00.
00.63/398 sayılı yazısı.
Ardahan Milletvekili Sayın Ensar ÖĞÜT'ün Bakanlığıma tevcih ettiği, 7/21799
esas no'lu yazılı soru önergesi cevabı hazırlanarak ekte sunulmuştur.
Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.
Mehmet Ali ŞAHİN
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
Ek: İlgi (b) yazı ve eki
T.C.
BAŞBAKANLIK
Gençlik Ve Spor Genel Müdürlüğü
SAYİ : B.02.1.GSM.0.00.00.63/-S5^
KONU : Soru Önergesi
&£/. .£./2007
DEVLET BAKANLIĞI VE BAŞBAKAN YARDIMCILIĞINA
(Sn. Mehmet Ali ŞAHİN)
flgi: 1 1/04/2007 tarih ve B.02.0.002/ 1615 sayılı yazınız.
tlgi yazı ekinde gönderilen Ardahan Milletvekili Sayın linsar ÖĞÜT 'e ait
7/21799 esas no 'lu yazılı soru önergesi cevabı ekte sunulmuştur.
*•-•
—
Mehmet Ali
Genci Mi
EKLER:
HK-1. Soru önergesi Cevabı
T.C.
DEVLET BAKANLIĞI VE
BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI
TARİH: 01.05.2007
SAYI : 1982
-610-
TBMM
B: 98
3.5.2007
Ardahan Milletvekili Sayın Ensar ÖĞÜT' ün Bakanlığıma tevcih ettiği
II21799 esas no' lu yazılı soru önergesi cevabıdır.
2011 Erzurum Üniversitelerarası Kış Oyunları Doğu Anadolu Bölgemizin
merkezi olan Erzurum ilimizde yapılacak olması Ülkemizin gerek tanıtımına,
gerekse ekonomimize sunacağı katkı nedeniyle oldukça önem taşımaktadır.
Ancak ciddi bir organizasyon gerektiren olimpiyatların sorunsuz bir şekilde
tamamlanması için yapılacak hazırlıklar çok büyük önem taşımakladır.
SORU
1. 2011 Erzurum Üniversitelerarası Kış Oyunları için Hükümet
tarafından çıkartılması planlanan özel yasayı ne zaman çıkartacak ve
uygulamaya geçireceksiniz?
2. Erzurum Palandöken' e ulaşımın rahatça sağlanabilmesi için gerekli
çalışmaları ne zaman başlatacaksınız?
3. Erzurum ilimize yurt içinden ve yurt dışından gelecek gerek sporcular,
gerekse izlemeye gelen vatandaşlarımızın konaklama konusunda
sıkıntı çekmemeleri için mevcut otellerin kapasitelerinin artırılması ve
yeni konaklama yerleri yapılması konusunda herhangi bir çalışmanız
var mı?
CEVAP
2011 Erzurum Üniversitelerarası Kış Oyunları ile ilgili Hükümetimiz
tarafından çıkartılması planlanan yasa çalışmaları ve hangi aşamada
olduğuna ilişkin bilgiler aşağıda açıklanmıştır.
3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı Taslağı hazırlanarak
Başbakanlığa verilmiş olup,
yakın tarihte Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilebileceği
düşünülmektedir.
Söz konusu düzenleme ile; 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 8 inci
maddesinde değişiklik yapılarak Ülkemizde yapılacak uluslararası
gençlik ve spor faaliyetleri etkinlikleri için Spordan Sorumlu Bakanın
Başkanlığında, Gençlik ve Spor Genel Müdürü, organizasyonun
yapılacağı ilin Valisi, ilin Belediye Başkanı ve o ilde bulunan
üniversitelerden birinin Rektörü ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi
Başkanının
katılımıyla
Hazırlık
ve
Düzenleme
Kurulu
kurulabilecektir.
-611-
TBMM
B:98
3 . 5 . 2007
Ayrıca Hazırlık ve Düzenleme Kurulunun vereceği görevleri yerine
getirmek,
ilgili
birimler arasında
koordinasyonu
sağlamak,
organizasyonlarla ilgili her türlü iş ve işlemlerle gerekli harcamaları
yapmak, uluslararası federasyonlar ile ilişkilerde bulunmak üzere
Organizasyon Komitesi kurulacağı ve bu kurula Genci koordinatörün
başkanlık yapacağı esası getirilmesi öngörülmektedir.
2. Erzurum-Palandökcn Dünyanın en kolay ulaşımına sahip kayak
merkezidir.Bu nedenle ulaşım konusunda herhangi bir eksiği yoktur.
Sivil Havaalanının açılmasından sonra Havaalanı ile Şehir arasında
duble yol olduğundan ulaşım yönünden bir sıkıntı bulunmamaktadır.
3. Sporculara Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından
2007 yılında 1000, 2008' de de 1500 olmak üzere toplam 2500 kişi
kapasiteli Gyunlar Köyü yapılmaktadır.
Ayrıca, Palandöken de bulunan otellere 2008 yılında da yeni bir 700
yatak kapasiteli Otel
eklenmekte olup, böylece yatak kapasitesi
3000' e ulaşmaktadır.
Bunun yanı sıra, Konaklı da bulunan arazinin otellere tahsisleri
yapılmış olup, oteller yapılacak ana tesislerle birlikte faaliyete
geçirilecektir.
-612-
Download