kurdaki hareketlerinin sektörel ihracat performanslarına etkisi

advertisement
T.C.
EKONOMİ BAKANLIĞI
KURDAKİ HAREKETLERİNİN SEKTÖREL İHRACAT
PERFORMANSLARINA ETKİSİ- ÇEKİM MODELİ
ANALİZİ
Tezi Hazırlayan: Dr.Seda Meyveci Doğanay
Tez Danışmanı: Doç. Dr. Fatma Taşkın
Birim Amiri: Arzu Yılmaz
TEZ JÜRİSİ KABUL VE ONAY SAYFASI
Ekonomi Bakanlığı
Dış Ticaret Uzmanlık Tezi Programı çerçevesinde yürütülen bu çalışma,
aşağıdaki jüri tarafından Uzmanlık Tezi olarak kabul edilmiştir.
Tez Savunma Tarihi: …/…/2015
İsim – Soyisim:
: Dr. Seda Meyveci Doğanay
Bakanlığa Giriş Tarihi : 05/07/2012
Birimi
: Ekonomik Araştırmalar ve Değerlendirme Genel Müdürlüğü
Tez Danışmanı
: Doç. Dr. Fatma Taşkın
Tez Teslim Tarihi
: 15/12/2015
Kelime Sayısı
: 18159
TEŞEKKÜR ve KABUL
Tezimi yazma süresince; her zaman bana eşsiz bilgisiyle ışık tutan, yardımlarıyla
sonsuz destek olan Tez Danışmanım Doç. Dr. Fatma TAŞKIN’a; anlayışı ve
yardımları için eski Genel Müdürüm Dr. Halil Bader ARSLAN’a ve Genel Müdür
Yardımcısı Arzu YILMAZ’a, yardımları ve fikirleri için Daire Başkanı Devlet Selim
PASLI ve Şube Müdürü Abdullah Emre AKEL’e, veri toplanması aşamasında birlikte
çalıştığım Dış Ticaret Uzmanı Yasin UZUN’a ve Metehan ÜNAL’a, yardım ve desteği
için Dış Ticaret Uzmanı Damla HACIİBRAHİMOĞLU’na ve tez çalışmamın ilk
gününden beri yanımda bana destek olan Dış Ticaret Uzman Yardımcısı Duygu
BEYOĞLU’na teşekkür ederim. Son olarak desteklerini hep üzerimde hissettiğim çok
değerli aileme, eşime çok sevgili oğluma tüm anlayışları ve yardımları için teşekkür
ederim.
ii
SİMGELER VE KISALTMALAR
Kısaltma
Açıklama
AB
: Avrupa Birliği
ABD
: Amerika Birleşik Devletleri
ARDL
: Oto Gecikmeli Model
AR-GE
: Araştırma ve Gelişme
CEPII
: Fransa Etüt ve Uluslararası Bilgi Merkezi
CES
: Sabit İkame Esnekliği
DTÖ
: Dünya Ticaret Örgütü
ECM
: Hata Düzeltme Modeli
EKK
: En Küçük Kareler
FAO
: Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü
GİTES
: Girdi Tedarik Stratejisi
GSYH
: Gayri Safi Yurtiçi Hasıla
GTAP
: Global Trade Analysis Project
GTIP
: Gümrük Tarife Cetveli
ISIC
: Uluslararası Standart Sanayi Sınıflaması
ML
: Marshall Lernel Koşulu
ODTÜ
: Orta Doğu Teknik Üniversitesi
OECD
: Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü
OKA
:Orta Karadeniz Ajansı
OSD
: Otomobil Sanayicileri Derneği
PPML
: Basit Poisson Sözde En Çok Olabilirlik
RDK
: Reel Efektif Döviz Kuru
iii
TL
: Türk Lirası
TOBB
: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
TÜİK
: Türkiye İstatistik Kurumu
TRADEMAP : Uluslararası İş Geliştirme Ticaret İstatistikleri
TİM
: Türkiye İhracatçılar Merkezi
VAR
: Vektör Oto Regresoyon
WDI
: Dünya Gelişim Endeksleri
Simge
Açıklama
β
: beta
𝟅
: omega
π
: pi
iv
TABLO VE GRAFİKLER
Tablo 1: Türkiye Verisi ile Döviz Kuru ile Dış Ticaret Arasındaki İlişkiyi İnceleyen
Çalışmalar
Tablo 2: Tahmin Edilecek Denklemdeki Kontrol Değişkenlerinin Katsayılarına Dair
Beklentiler
Tablo 3: Statik EKK Yöntemi Hesaplanan Model Sonuçları
Tablo 4: PPML Yöntemi ile Hesaplanan Model Sonuçları
Tablo-5: Sektör Esneklik Sonuçları- Dünya Ortalaması
Tablo-6: Sektör Esneklik Sonuçları- Türkiye
Tablo-7: Türkiye için Hesaplanan İmalat Sanayi Sektörü Esnekliklerinin Diğer Sektör
Göstergeleri ile İlişkisi
Tablo-8: Motorlu Taşıtlar Sektörü için Hesaplanan Esneklik Oranlarının
Farklılıklarının Diğer Ülke Ekonomik Göstergeleri ile İlişkisi
Grafik 1: J-Eğrisi
Grafik 2: Dünya Ortalaması için Hesaplanan Sektör Esneklik Katsayıları
Grafik 3: Türkiye için Hesaplanan Sektör Esneklik Katsayıları
Grafik 4: Türkiye ve Dünya için Hesaplanan Sektör Esneklik Katsayılarının
Karşılaştırması
Grafik 5: Şeker Pancarı-Kamışı Dış Ticareti
Grafik 6: Pamuk Dış Ticareti
Grafik 7: Yağlı Tohumlar Dış Ticareti
Grafik 8: Bitkisel Yağlar Dış Ticareti
Grafik 9: Çiğ Süt Dış Ticareti
Grafik 10: Motorlu Taşıtlar Dış Ticareti
Grafik 11: Motorlu Taşıtlar Esneklik Katsayısı- Farklı Ülkeler
Grafik 12: Tekstil, Hazır Giyim, Deri Ürünleri Dış Ticareti
Grafik 13: Kimyasallar, Kauçuk, Plastik Dış Ticareti
Grafik 14: Metalik Olmayan Mineral Ürünler Dış Ticareti
v
Grafik 15: Esneklik Değerlerinin GTAP Modeli ile Karşılaştırılması
vi
İÇİNDEKİLER
SAYFA
KAPAK
KABUL VE ONAY SAYFASI
TEŞEKKÜR
ii
SİMGELER VE KISALTMALAR
iii
TABLO VE GRAFİKLER
v
İÇİNDEKİLER
vii
ÖZET-ABSTRACT
x - (xi)
GİRİŞ
LİTERATÜR TARAMASI
1.DÖVİZ KURU İLE DIŞ TİCARET ARASINDAKİ İLİŞKİ……..……………8
2. TÜRKİYE İÇİN YAPILAN AMPİRİK ÇALIŞMALAR…………………….14
GEREÇ ve YÖNTEMLER
1. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ………………………………………………....17
1.1 Kuramsal çerçeve………………………………………………...…………17
1.2 Ekonometrik Tahmin Yöntemi………………………………………….....19
2. ARAŞTIRMADA KULLANILAN VERİ SETİ………………………….……23
vii
BULGULAR
1. STATİK ÇEKİM MODELİ SONUÇLARI……………………………………26
2. SIFIR TİCARET SORUNU…………………………………………………….30
3. SEKTÖR ESNEKLİK SONUÇLARI-DÜNYA ORTALAMASI…………….33
4. SEKTÖR ESNEKLİK SONUÇLARI-TÜRKİYE…………………………….35
TARTIŞMA ve KISITLAR
1. DÜNYA ORTALAMASI İÇİN HESAPLANAN SEKTÖR ESNEKLİK
KATSAYILARINI DEĞERLENDİRİLMESİ……………………………...……38
2. TÜRKİYE İÇİN HESAPLANAN SEKTÖR ESNEKLİK KATSAYILARININ
DEĞERLENDİRİLMESİ…………………………………………………...…….41
3.
DÜNYA-TÜRKİYE
SEKTÖR
ESNEKLİK
KATSAYILARININ
KARŞILAŞTIRILMASI……………………………………………………….….47
3.1 Şeker Kamışı ve Pancarı……………………………………………..……..50
3.2 Bitkisel Lif …………………………………………………………………..51
3.3 Yağlı Tohumlar ve Bitkisel Yağlar………………………………..……….53
3.4 Çiğ Süt……………………………………………………………………….55
3.5 Motorlu Araçlar Sektörü………………………………………….………..56
3.6 Tekstil, Hazır Giyim ve Deri Ürünleri Sektörü………………………..…..62
3.7 Kimyasallar, Kauçuk, Plastik Sanayi Sektörü……………………….……64
3.8 Metalik Olmayan Mineral Ürünler…………………………………….…..65
viii
4.
HESAPLANAN
ESNEKLİKLERİN
GTAP
MODELİ
İLE
KARŞILAŞTIRILMASI……………………………………………………….….67
5. KISITLAR……………………………………………………………………….69
SONUÇ ve ÖNERİLER
KAYNAKÇA
EK-1: ANALİZDE KULLANILAN ÜLKELER
EK-2: ANALİZDE KULLANILAN SEKTÖR DETAYLARI
ÖZGEÇMİŞ
ix
ÖZET
Literatürde ülke para birimlerindeki değişikliğin dış ticaret üzerine etkisini inceleyen pek çok
ampirik çalışma bulunmaktadır. Fakat söz konusu çalışmaların birbiriyle çelişkili sonuçlar
buldukları görülmektedir. Bu çalışmaların dış ticareti hem ülke toplamları hem de sektör
toplamları olarak toplulaştırmaları nedeniyle sonuca ulaşamadıkları düşünülmektedir.
Literatürdeki bu boşluğu doldurmak için bu çalışmada ilk defa döviz kurları ile dış ticaret
arasındaki ilişki hem ikili ülke, hem de sektör detayında hazırlanan büyük bir veri setinin Çekim
Modeli ile tahmin edilmesiyle incelenmektedir. Bu kapsamda çalışmanın literatüre ilk katkısının
kullanılan detaylı veri seti olduğu düşünülmektedir. Nitekim bu veri seti ile birlikte çalışma
sonucunda ülke para biriminde meydana gelen değişikliklerin ikili sektörel ihracat üzerinde
istatistiksel olarak anlamlı negatif bir etkisi olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca sektör özelinde
yapılan analizlerle hem dünya ortalamaları için hem de Türkiye için kırılgan olan sektörler tespit
edilmiştir. Sonuçlarda Türkiye ihracatının tüm sektörlerde dünya ortalamalarına göre kur
hareketlerine karşı daha duyarlı olduğu bulunmuştır. Söz konusu kırılganlıkların azaltılması için
firmaların türev ürünlerine farkındalığının arttırılması, Türkiye’nin rekabet gücünün
arttırılması, Ar-Ge faaliyetlerine hız verilmesi, ticaretin daha çok çeşitli ülkeye ve daha çok çeşit
mal ile yapılarak yaygın ticaretinin arttırılması, ürünlerde markalaşmanın sağlanması gerektiği
değerlendirilmektedir. Ayrıca Türkiye’de tarım ürünleri, tekstil, hazır giyim, kimyasallar ve
metalik olmayan mineral ürünler sektörlerinin kırılganlığının daha yüksek olduğu tespit
edilmiştir. Bu kapsamda, kırılganlıkları azaltmak için uygulanacak politikalarda sektörel
ayrımların dikkate alınması ve bu sektörlere öncelik verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
x
ABSTRACT
In the literature, there have been numerous empirical studies examining the impact of
currency depreciation on the trade balance. However, these studies find conflicting results. The
reason behind these inconclusive results will be attributed to the aggeregation bias in both country
and sectoral level. This study on the other hand tries to fill this gap by examining the relationship
between exchange rate and trade balance through looking bilateral sectoral trade volume in a
Gravity Model for the first time in the literature. Thus, the first contribution of this study is the
usage of this extensive data set. According to the analysis depending on this data set, it can be
concluded that there is a statically significant negative relationship between the value of domestic
currency and the exports volume. In addition to this result, sector export’s fragility to the
currency movements both for the world average and Turkey are identified for each sector. In all
sectors it is found that Turkey's exports are more sensitive to exchange rate movements compared
to the world average. Increasing the awareness of the firms to the derivative markets, increasing
Turkey's competitiveness, acceleration of R&D activities, increasing trade activities in extensive
margin both through country and good level, having a brand name are considered as the
important policies to decrease these vulnerabilities. Also agricultural products, textiles, clothing,
chemicals and the non-metallic mineral products have been found to be more fragile than the
other sectors. Thus, for the policies implemented to reduce vulnerabilities should consider these
sectoral breakdown, and it is thought that priority should be given to these sector.
xi
GİRİŞ
Ülkelerinin para birimlerinde yaşanan hareketler dış ticaretlerini nasıl etkiler? Bu
soru özellikle Bretton Woods sabit kur rejiminin yıkılmasıyla literatürde oldukça çok
araştırılan bir konu olarak dikkat çekmektedir. Diğer yandan, Türkiye özelinde de
özellikle son dönemde kurlarda yaşanan sert hareketler dikkate alındığında, Ekonomi
Bakanlığı’nın görev alanı kapsamında kurdaki mevcut hareketlerin Türkiye’nin dış
ticareti üzerine etkisinin tespiti son derece önemli görülmektedir. Ekonomi yazınında
tüm makroekonomi kitaplarında, bir ülkenin para biriminde yaşanan değer kaybı
neticesinde yabancı ülkelere göre o ülkenin malların ucuzlaması beklenirken, artık
daha ucuz olan ülke ihracatının artması, diğer taraftan artık daha pahalı olan yabancı
ülkelerinin mallarına olan talebin yani o ülkenin ithalatının ise azalması
beklenmektedir. Literatürde bu konuda yapılan bir çok ampirik çalışma bulunmasına
rağmen söz konusu çalışmaların net bir sonuca ulaşamadığı görülmektedir1. Diğer
yandan bu tez ile ampirik literatürde yaşanan bu boşluğun doldurulması
planlanmaktadır.
Literatürde bu alanda yapılan çalışmalarda dikkat çeken ticaret rakamlarının
toplanması kaynaklı iki önemli problem bulunmaktadır. Öncelikle geçmişte yapılan
pek çok çalışma ülkelerin toplam ticaret rakamları ile para birimleri arasındaki ilişkiyi
incelemiş ve söz konusu çalışmalar dış ticaret ile kurlar arasındaki ilişkiyi net bir
şekilde ortaya koyamamıştır. Nitekim para birimlerinde yaşanan değişikliklerin ticaret
üzerine etkisinde sektörel farklılıkların yaşanması mümkün gözükürken, tüm
sektörlerin toplanarak söz konusu ilişkinin araştırılması sonuçlar üzerinde oldukça
etkili olmuştur. Örneğin, para birimlerinde yaşanan değer kayıpları neticesinde bir
sektörün ihracatında ciddi azalmalar yaşanırken, diğer sektörün etkilenmediği,
ihracatını arttırmaya devam ettiği bir ortamda toplam ticaret rakamlarının değişmediği
görülebilir. Dolayısıyla toplam ticaret rakamlarıyla yapılan analizlerde söz konusu kur
1
Daha detaylı bilgi almak için çalışmanın literatür tarama kısmı incelenebilir.
1
artışlarından
olumsuz
etkilenen
sektörlerin
analiz
edilmesi
mümkün
gözükmemektedir.
Diğer yandan, yakın dönemde literatürdeki çalışmaların sektörel veriler ile söz
konusu ilişkinin incelenmesi yönüne kaydığı görülmektedir. Bu çalışmalar toplam
ihracat veya ithalat rakamları yerine daha detaylı olan sektör verilerini kullandığı için
bir önceki literatürün aksine daha anlamlı katsayılar bulmakla beraber bu çalışmaların
da talep taraflı tüm ülkelere olan ihacatı dikkate alarak tek yönlü denklemler
kullanıldığı görülmektedir. Dolayısıyla bu çalışmalar toplam ihracatı sektörlere
ayırarak detaylandırsa da o sektörde tüm ülkelere yapılan toplam ihracat rakamları ile
analiz edildiği için yine toplamadan kaynaklı yanlı sonuçlara ulaşmıştır.
Son
zamanlarda ise literatürde ikili ve sektör bazında ülke analizleri bulunmakla beraber
bu çalışmalarda ise sadece iki ülke arasındaki ticaretin ya da sınırlı sayıda ülke içeren
bir grup arasındaki ticaretin incelendiği görülmektedir.
Litaratürde yapılan bu hataların tespiti ile beraber bu çalışmanın literatüre en büyük
katkısı kur hareketlerinin toplam ihracat üzerine etkisini incelemek yerine kur
hareketlerinin sektörel ikili ihracat rakamları üzerine etkisinin oldukça farklı ülke
verisinin derlenmesi ile incelemesidir. Çalışmada pek çok gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkeden oluşan 50 farklı ülke verisi ile söz konusu ilişki araştırılmaktadır. Bu
kapsamda öncelikle her ülkenin karşılıklı diğer ülkeler ile yaptığı ihracat 6’lı mal
bazında GTIP sektörleri için TRADEMAP veri setinden toplanmış ve çalışmada söz
konusu sektörlerin düzenlenmesi ile oluşturulan oldukça büyük bir veri seti
kullanılmıştır. Böylelikle literatürde ampirik olarak ispatlanamamış olan kur-dış
ticaret ilişkisinin hem sektörel hem de ikili ülke grupları ile detaylandırılmış bir veri
ile incelendiğinde ortaya konulabileceğini ispatlamıştır.
Nitekim, para birimlerinde yaşanan değişikliklerin ticaret üzerine etkisinde sektörel
ve ülkesel farklılıkların yaşanması mümkün gözükürken, tüm sektörlerin ve ülkelerin
toplanarak söz konusu ilişkinin araştırılması literatürde bu alanda yapılan oldukça çok
2
çalışma olmasına rağmen net bir sonucun ampirik olarak ortaya konulamamasında
büyük rol oynamaktadır. Fakat bu çalışma, literatürde ilk defa toplam ticaret rakamları
yerine hem sektörel ticaret verilerini hem de ikili ülke gruplarını dikkate alarak kur ile
ticaret ilişkisini incelemektedir. Verilerin detaylandırılması sonucunda çalışmada para
birimlerindeki değer kayıplarının ihracat üzerine istatistiksel olarak anlamlı negatif bir
etkisinin olduğu ispatlanmaktadır. Söz konusu tespit literatürdeki önemli bir boşluğu
doldurduğu için çalışmanın birinci ve en önemli katkısı olarak düşünülmektedir.
Bu kapsamda, çalışmada kur hareketlerinin sektörel ikili ihracat performansı
üzerinde yarattığı etkiyi tespit edebilmek için Çekim Modeli kullanılmıştır. Bu model,
literatüre Tinbergen (1962) tarafından kazandırılmıştır. Bu kuramsal çerçeveye göre,
ikili ülke ticaretleri pozitif olarak her iki ülkenin ekonomik büyüklüklerinden
(GSYİH) ve negatif olarak iki ülke arasındaki mesafeden etkilenmektedir. Basit
modelin ötesinde nüfus (veya kişi başına gelir), komşuluk, ortak dil, sömürgeci bağlar,
sınır etkisi ve benzeri kontrol değişkenlerini de dâhil eden genişletilmiş modeller
literatürde tartışılmaktadır. Bu tezde söz konusu değişkenlere ek olarak ülkelerin reel
para birimlerinin diğer ülkenin reel para birimine oranı yeni bir değişken olarak Çekim
Modeline eklenmiş; ilgili katsayıların anlamlılığı ve sektörler için büyüklüğü farklı
teknikler ile tahmin edilmiştir.
Sektörel veri ile çalışmak, sektörlerin toplulaştırılması neticesinde kur-dış ticaret
ilişkisinin istatistiksel olarak hesaplanmasının önüne geçmesi yanında mevcut sektörel
farklılıkların tespiti ve kur hareketlerine daha duyarlı olan sektörlerin belirlenmesinin
tezin katkılarından bir diğeri olduğu düşünülmektedir. Çalışmada sektörlerin kur
hareketlerinden ne ölçüde etkilendikleri hem dünya ortalaması için hem de Türkiye
özelinde tespit edilmiştir. Sektörler için hesaplanan katsayılar incelendiğinde söz
konusu katsayıların bazı sektörler için negatif bazı sektörler için ise pozitif
hesaplandığı görülmektedir. Ülke para biriminde yaşanan değer kazançları o ülkenin
rekabet gücünü azaltarak ihracatının azalmasına neden olacağı bilinmektedir.
Dolayısıyla çalışmada kur etkisini gösteren katsayı için hesaplanan değerin negatif
olması beklenmektedir. Fakat analizde negatif ve istatistiksel olarak anlamlı sektörler
3
yanında bazı sektörler için pozitif katsayılar, bazı sektörler için ise istatistiksel olarak
anlamsız katsayılar hesaplanmıştır. Bunun altında yatan neden şöyle açıklanabilir:
öncelikle ülke para biriminin değer kazandığı durumda ihracatının düşmesi altında o
ülkenin sattığı malın diğer ülkelere göre pahalılaşması ve o ülkenin rekabet gücünün
zayıflaması yatmaktadır. Diğer taraftan, ülkede üretilen malın pahalılaşması yanında,
eğer bu malın üretiminde kullanılan girdiler ithal ediliyorsa, para birimindeki değer
kazancı söz konusu ithal edilen girdilerin maliyetleri azaltarak ülkenin o mal için
üretimini ve rekabet gücünü destekleyerek ihracatını arttırabilir. Dolayısıyla, para
birimlerinin değeri ile ihracat arasındaki ilişki üzerinde birbiri ile ters yönde etkileşen
faktörler bulunmaktadır2. Üretimde özellikle ara malı ithalatına dayanan sektörlerde
bu iki faktörden hangisinin etkisi daha büyük olursa ihracatın o yönde etkilendiği ya
da bu etkilerin birbirini zayıflatması ile ihracat üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir
etkinin tespit edilemediği görülmektedir.
Tüm bu bilgiler ışığında, hesaplanan katsayılar incelendiğinde dünya genelinde kur
hareketlerinin sektörel ihracat üzerine etkisinin sektörler için farklılık gösterdiği tespit
edilmiştir. Ayrıca pek çok tarım ve hayvancılık ana başlığı için para birimindeki değer
kazançlarının ihracata etkisi pozitif ve istatistiksel olarak anlamsız hesaplanırken,
imalat sektörü için katsayıların beklentimize paralel negatif ve istatistiksel olarak
anlamlı olduğu görülmektedir. Diğer yandan motorlu taşıtlar gibi tedarik zincirinde
önemli bir yeri olan ve ithal girdiler ile üretim yapan sektörler için pozitif ve anlamsız
katsayılar hesaplanmıştır.
Türkiye özelinde hesaplanan TL’deki hareketlerin de ihracat üzerindeki etkisinin
sektörel farklıklar gösterdiği tespit edilmiştir. Dünya ortalamalarında izlenen tarım ve
hayvancılık grubu için hesaplanan pozitif katsayılar ile imalat sanayi için hesaplanan
negatif
katsayılar
yorumunun
Türkiye
özelinde
hesaplanan
katsayılar
Ticarete konu olan malın fiyatının belirleyicileri girdilerin maliyetleri ve yaratılan katma değer ile
ölçülebilir. Bu çalışmada özellikle girdilerin ithal veya yurtiçi üretimle sağlanmasının maliyetler ve
parallelinde fiyatlar üzerindeki etkisi tartışılmaktadır. Ayrıca sektörlerdeki katma değerin de sonuçlar
üzerindeki etkili olabileceği düşünülmektedir.
2
4
değerlendirildiğinde benzer bir tablo çizmektedir. Yalnız, dünya ortalamalarında farklı
olarak Türkiye özelinde belli tarım ürünlerinin TL’deki değer kazançlarına oldukça
duyarlı olduğu tespit edilmiştir. Bu sektörler şeker kamışı ve pancarı, bitkisel lif, yağlı
tohumlar, çiğ süt ve bitkisel yağlar olarak sıralanabilir. Hayvancılık sektörünün ise
TL’deki
değer
kazançlarından
ihracat
performansını
arttırarak
etkilendiği
hesaplanmıştır. Bu sonucun altında ithal edilen yem ve yem hammaddesinin oynadığı
düşünülmektedir. İmalat sanayi içinde yer alan sektörler arasından ise tekstil, hazır
giyim, deri ürünleri, kimyasallar ve metalik olmayan mineral ürünler gruplarının kur
hareketlerine karşı en duyarlı olan sektörler olduğu bulunmuştur. Bu sektörler dışından
otomobil gibi girdi ithalatına bağımlı sektörlerin ihracatı üzerinde kur etkisinin
anlamsız olduğu tespit edilmiştir.
Türkiye imalat sanayi için hesaplanan katsayıları daha detaylı incelemek için sektör
özellikleri ile hesaplanan katsayılar arasındaki ilişki incelenmiştir. Bu analiz ile sektör
yoğunlaşma oranlarının istatistiksel olarak anlamlı ve TL’deki hareketlerin ihracat
üzerindeki etkisi gösteren katsayı ile negatif ilişkili olduğu bulunmuştur. Bu durum,
sektörlerin daha büyük firmalarla temsil edildiği durumda bu sektör ihracatının kur
hareketlerine karşı daha az duyarlı olduğuna işaret etmektedir. Bu sonuç altında,
Türkiye’de henüz
düşünülmektedir.
çok fazla kullanılmayan
Firmaların
büyüklüğü
ile
türev ürünlerin rol
finansal
piyasalara
oynadığı
erişiminin
kolaylaşması, bu firmaların TL’deki hareketlere karşı türev ürünler yardımıyla
kendilerini güvene almış olmalarını yansıtmaktadır. Bu nedenle yoğunlaşma
oranlarının yüksek olduğu sektörlerde kur hareketlerinin ihracat üzerindeki etkisinin
zayıf olduğu sonucuna ulaşıldığı düşünülmektedir.
Dünya ile Türkiye sonuçlarının ayrı olarak karşılaştırılması ise çalışmanın diğer
önemli bir sonucuna ışık tutmaktadır. Dünya ile Türkiye sonuçları karşılaştırıldığında,
Türkiye’nin ihracatının TL’deki hareketler karşısında nasıl etkileneceğini gösteren
Türkiye özelinde hesaplanan katsayıların dünya ortalamalarının oldukça üzerinde
olduğu görülmektedir. Bu sonucun da bir önceki gibi finansal piyasaların derinliği ile
ilişkili olduğu düşünülmektedir. Türkiye’de firmaların finansal türev enstrümanlara
5
ulaşmasının daha zor olması ve bu nedenle kur hareketleri karşısında kendilerini
güvene almalarının daha zor olması nedeniyle kur hareketlerine karşı daha duyarlı
olduğu düşünülmektedir. Tüm bu sonuçlar ışığında TL’deki değer kazançları
karşısında firmaların rekabet gücünü ve ihracat performansını korumak için Ekonomi
Bakanlığı olarak firmaların finansal piyasalardaki türev ürünlere farkındalığının
arttırılması ve bu ürünlerin kullanımının yaygınlaştırılması için adımlar atılması
gerektiği düşünülmektedir.
Türkiye’de TL’nin değer kazançları neticesinde pek çok sektörde ihracat
performansının dünya ortalamasının üzerinde etkilendiği sonucu karşısında ayrıca
önerilecek politikalar: Türkiye’nin küresel piyasalardaki rekabet gücünün arttırılması,
inovasyon ve Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesi, üretimde yer alan ithal girdilerin
yurtiçi üretimle sağlanması, yaygın ihracatın hem mal hem ürün yolu ile arttırılması,
ihracatı yapılan malın bir marka değerinin olmasının sağlanması olarak sıralanabilir.
Ayrıca, Ekonomi Bakanlığı olarak sektör farklılıklarının dikkat alınması ve daha
kırılgan sektörlere öncelik verilmesi gerektiği düşünülmektedir
Çalışma ayrıca Bakanlığımız görev alanı içinde yer alan dış ticaret politikalarının
dünya ekonomisine ve Türkiye ekonomisine olan etkisini incelemek için sıklıkla
kullanılan GTAP genel denge modeline yapılan en büyük eleştirilerinden birine de ışık
tutmaktadır. Yerli ve yabancı ürünler arasındaki ikame esnekliği Armington esnekliği
olarak adlandırılmaktadır. Ancak literatürde Armington esnekliğinin büyüklüğüne dair
önemli çelişkiler bulunmaktadır. Dış ticaret politikalarının nicel etkilerini incelemek
için kullanılan genel denge modellerinin gerektirdiği Armington esnekliği GTAP
modelinde her ülke için aynı ve sabit kabul edilmektedir. GTAP modellinde
analizlerde uygulanan ticaret politikasının fiyatlara nasıl yansıyacağı dikkate alınırken,
bu fiyatlardaki değişimin diğer makroekonomik değişkenler üzerindeki etkisi
hesaplanmaktadır. Dolayısıyla ticaret politikası ile değişen dünyaya ait sonuçlar ticaret
politikasının kapsamı kadar model içinde sabit olan fiyat esnekliklerine de bağlıdır.
Armington esneklik büyüklüklerinin sonuçlar üzerinde etkili olduğu bilgisi ışığında
6
modelde kalibrasyonlarla elde edilen ve her ülke için sabit kabul edilen değerlere bağlı
sonuçların yanlı olabileceği literatürde oldukça tartışılmaktadır.
Detaylı bir veri seti ile yapılan analiz sonucunda, hesaplanan reel kur
değişikliklerinin yani yurtiçi fiyatlarının yurtdışında üretilen fiyatlara oranının
yabancıların yurtiçi üretime olan talebine yani ihracata olan etkisini gösteren
hesaplanacak katsayılar Armington esnekliği olarak değerlendirilebilecekken,
çalışmamızın
son
kısmında
hesaplanan
bu
katsayılar
GTAP
modeli
ile
karşılaştırılmıştır. Öncelikle hesaplanan katsayıların dünya ile Türkiye özelinde
oldukça farklılaşması Armington esnekliğini her ülke için sabit kabul eden GTAP
modellerine yapılan eleştirileri desteklemektedir. GTAP modeli içinde yer alan
Armington esnekliklerinin pek çok sektör için dünya ortalaması ile Türkiye özelinde
hesaplanan katsayılar arasında yer aldığı dikkat çekmektedir. Dolayısıyla GTAP
modeli kullanılarak yapılan analizlerde Türkiye için hesaplanan değerlerin aşağı yönlü
sapmalı olabileceği, dünya ortalaması için hesaplanırken yukarı yönlü sapmalı
olabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle, çalışmanın bir diğer önemli önerisi bundan
sonraki ticaret politikalarının nicel etkilerinin araştırıldığı projelerde kullanılmak
üzere bu çalışmada hesaplanan esneklik değerlerini dikkate alan Türkiye için özel
olarak tasarlanmış bir genel denge modelinin geliştirilmesinin önemine işaret
etmektedir.
Bu
sayede,
Bakanlığımız
çalışmalarının
zenginleştirilebileceği
düşünülmektedir.
Bu kapsamda çalışmada öncelikle dış ticaret ile kur arasındaki ilişkiyi inceleyen
literatür “Literatür Taraması”
bölümünde özetlenecektir. “Gereç ve Yöntemler”
bölümünde araştırmanın yöntemi ve hipotezleri açıklanmaktadır. “Bulgular”
bölümünde tahmin edilen model sonuçları özetlenmekte, “Tartışma ve Kısıtlar”
bölümünde ise model sonuçlarının sektörler üzerindeki etkileri ayrıntılı olarak
tartışılmaktadır. Sonuç bölümünde genel bir değerlendirmenin yanı sıra çalışmayı
geliştirmeye ve zenginleştirmeye yönelik önerilere de yer verilmiştir.
7
LİTERATÜR TARAMASI
Bu bölümde çalışmanın özgün değerinin anlaşılması için literatürdeki döviz kuru
ile dış ticaret dengesi arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalar zaman sıralamasına göre
incelencektir. Ardından Türkiye verileri ile söz konusu ilişkinin yönünü inceleyen
çalışmalar özetlenerek Türkiye özelinde ampirik sonuçlar değerlendirilecektir.
1. DÖVİZ KURU İLE DIŞ TİCARET ARASINDAKİ İLİŞKİ
Kurlar ile ticaret dengesi arasındaki ilişki uluslararası iktisat yazınında tartışılan
önemli konulardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle dünyada dalgalı kur
rejiminin başlamasıyla birlikte, literatürde pek çok çalışma ülke para birimlerinde
meydana gelen değişikliklerin dış ticaret üzerine etkisini araştırmıştır. Literatürde bu
konuda yapılan oldukça fazla çalışma bulunmasına rağmen söz konusu çalışmaların
sonuçlarının birbiri ile çeliştiği dikkat çekmektedir.
Kurlar ile ticaret dengesi arasındaki ilişkiyi inceleyen ilk çalışmalara bakıldığında,
mevcut ilişkinin dış ticaret ile kur oynaklığı arasında incelendiği görülmektedir. Sabit
kur rejiminin sona ermesiyle para piyasalarında para birimlerinin değeri değişkenlik
göstermeye başlarken, artan oynaklık ile dış ticaret arasındaki ilişki iktisat yazınında
hem teorik hem de ampirik olarak oldukça çok araştırılmıştır. Literatürde bu alanda
yapılan oldukça çok çalışma bulunmakla birlikte bu çalışmalarının hem teorik açıdan
hem de ampirik açıdan kurda yaşanan değişkenliğin ticaret üzerindeki etkisine net bir
cevap getiremediği görülmektedir. Söz konusu bulgu literatürde bu çalışmaları
özetleyen McKenzie (1999), Taglioni(2002), Bahmani-Oskooee ve Hegerty (2010),
Ozturk (2006), Corig ve Pugh (2010) and Auboin ve Ruta (2013) çalışmalarında net
bir şekilde ifade edilmektedir.
8
2000’li yıllara gelinmesiyle birlikte literatürdeki çalışmalarının odak noktasının kur
oynaklığından, para birimlerinin kendi seviyelerinde meydana gelen değişikliklere
kaydığı görülmektedir. Ülke para biriminin değer kaybetmesi sonucunda yurtiçinde
üretilen mallar yurtdışında üretilen mallara kıyasla ucuzlar ve dolayısıyla yurtçinde
üretilen mallara yönelik yurtdışı talebi artar. Diğer taraftan, yurtdışında üretilen mallar
yurtiçinde üretilen mallara kıyasla pahalılaşır ve yurtdışında üretilen mallara olan
yurtiçi talebi azalır. Dolayısıyla para biriminin değer kaybetmesi ile ihracatın artması,
ithalatın ise azalması ve dış ticaret dengesinin ise toparlanması beklenmektedir. Fakat
literatürde ampirik olarak bu ilişkinin ispatlanamadığı; bu etkilerinin görülebilmesi
için ekonomilerin bir takım özelliklere sahip olması gerektiği tartışılmaktadır.
Bu kapsamda yapılan çalışmalar incelendiğinde çalışmaların odağının ilk olarak
Marshall-Lerner
(ML)
koşuluna
kaydığı
görülmektedir.
ML
koşulu
para
birimlerindeki değer kayıplarının net ihracatı arttırması için ithalat talebinin fiyat
esnekliği ile ihracat talebinin fiyat esnekliği toplamının birden büyük olması
gerektiğini savunmaktadır. Literatürde ML koşulunu ampirik olarak araştıran pek çok
çalışma bulunmaktadır. Bahmani-Oskooee ve Niroomand (1998) ve BahmaniOskooee ve Kara (2005) literatürde kullanılan son dönem ileri teknikleri kullanan
çalışmalar olarak dikkat çekmektedir. Söz konusu çalışmalar ampirik olarak ML
koşulunun sağlanmadığını diğer bir ifadeyle dış ticaret dengesinin ML koşulu
sağlandığında bile para birimlerinde yaşanan değer kayıpları sonucunda bozulmaya
devam ettiği sonucuna ulaşmışlardır.
Diğer yandan para birimlerinde meydana gelen bozulmanın dış ticaret dengesini
anında arttırması söz konusu değildir. Nitekim para biriminde meyadana gelen değer
kaybı ile döviz kuru yükselince, diğer bir ifadeyle yurtdışında üretilen mallar
yurtiçinde üretilen mallara göre pahalılaşınca, yurtiçindeki alıcıların harcamalarını
yurtdışında
üretilen
mallardan
yurtiçinde
üretilen
mallara
kaydırmaları
beklenmektedir fakat bu değişikliği gerçekleşmesi zaman alacaktır. Benzer şekilde
ülke para biriminin değer kaybetmesi ile yükselen döviz kuruna bağlı olarak yurtiçinde
üretilen mallar yurtdışında üretilen mallara kıyasla ucuzlayınca, yurtdışındaki
9
alıcıların harcamalarını kendi ülkelerinde üretilen mallardan fiyatı düşen ithal mallara
kaydırmaları da zaman alacaktır. Dolayısıyla, para birimlerinde meydana gelen
değişikliğin dış ticaret dengesi üzerindeki ilk etkisi ithalatı pahalılaştıracağı için
olumsuz olacaktır. Ancak zamanla tüketicilerin fiyat değişikliklerini tüketim
alışkanlıklarına yansıtmaları ile dış ticaret dengesinin artması beklenebilir. Söz konusu
döviz kuru ile dış ticaret dengesi arasındaki ilişki zaman boyutu ile grafiksel olarak
aşağıdaki Grafik-1’de incelenmektedir. Grafik-1’de para biriminin değer kaybetmesi
ile dış ticaret dengesi arasındaki ilişki J harfine benzediği düşündüğünden J-eğrisi
olarak adlandırılmaktadır.
Grafik-1: J-Eğrisi
.
Bu kapsamda literatürdeki çalışmaların odağının, ML koşulunun sağlanmamasının
ardından, J-eğrisine kaydığı görülmektedir. Bu konuda da literatürde pek çok hem
teorik hem de ampirik çalışma bulunmasına rağmen iki yeni söz konusu geniş
literatürü derinlemesine inceleyen Bahmani-Oskooee ve Ratha (2004) and BahmaniOskooee ve Hegerty (2010) çalışmalarında, J-eğrisi ile ilgili ampirik sonuçların da
güçsüz olduğunu sonucuna ulaşılmıştır.
ML ve J-eğrisi ile ilgili ampirik çalışmaların sonuçsuz kalmasının ardından, son
dönemdeki çalışmalarda para birimlerinde meydana gelen değişikliklerin ihracat
10
büyümesi üzerine etkisi araştırılmaktadır. Bu çalışmalar seçilen ülke kapsamında
birbirinden farklılaşırken, Fang v.d. (2006) döviz kurunda meydana gelen değişikliğin
ihracat büyümesi üzerindeki etkisini Asya ülkeleri için, Bernard ve Jensen (2004)
ABD için, Arslan ve van Wijnbergen (1993) Türkiye için incelemiştir. Ayrıca son
dönemde bazı çalışmalarda döviz kurunun denge döviz kurundan farklılaşmasının dış
ticaret üzerine etkisinin incelendiği görülmektedir. Bu çalışmalar denge döviz kuru
tanımlarının farklılaşması ile birbirinden ayrılırken, bu çalışmalar içinde dikkat çeken
Freund ve Pierola (2012), Haddad ve Pancaro (2010), Nicita (2012) sonuçlarında para
birimindeki değer kaybının ihracat üzerindeki olumlu etkisinin ülke karakterlerine
göre farklılaşabileceğini vurgulamaktadırlar. Son olarak döviz kuru ile büyüme
arasındaki ilişkiyi inceleyen literatürde de döviz kurlarında meydana gelen
değişikliklerin ticaret yoluyla büyüme üzerindeki etkisine değinilmektedir (Rodrik,
2008; Di Nino v.d., 2011).
Yukarıda özetlendiği gibi literatürde toplulaştırılmış ihracat verileri ile yapılan
çalışmaların ihracat ile döviz kurları arasındaki ilişkiyi net bir şekilde ortaya
koyamamasının ardından, son dönemde çalışmaların odağının detaylandırılmış ihracat
verileri ile kurlar arasındaki ilişkiye kaydığı ve McKenzie (1999) ve BahmaniOskooee
ve
Hegerty
(2007)’de
belirtildiği
gibi
verilerin
bu
şekilde
detaylandırılmasının çalışmaların sonuçlarına olumlu olarak yansıdığı görülmektedir.
Literatürde ticaret verilerinin detaylandırılmasının ilk olarak ikili ülke bazında
yapıldığı görülmektedir. İkili ülkeler olarak döviz kurları ile ticaret performansları
arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalar başlıca ele aldıkları ülkeler, kullandıkları
model ve yıl kapsamı bakımından birbirinden ayrılmaktadır. Bu çalışmalar arasından
Rose ve Yelen (1989) ABD ve 6 büyük ticaret ortağını, Marwah ve Klein (1996) ABD
ve Kanada’nın beş büyük ticaret ortağını, Arora v.d. (2003) Hindistan ve 7 büyük
ticaret ortağını ve Bahmani-Oskooee ve Ratha (2004) ABD ve 14 büyük ticaret ortağı
arasındaki ticareti, Bauma ve Caglayan (2010) 13 gelişmiş ülkenin ikili karşılıklı verisi
için incelemiş ve ikili ülke çeşitliliğinin sonuçları değiştirebileceğini göstermiştir.
11
İkinci çeşit çalışmalar olarak bilinen bu çalışmalarda Bahmani-Oskooee ve
Ardalani (2006) çalışmasında belirtildiği gibi ülke grupları ayrıştırılırken yine
sektörlerin
toplulaştırılmasından
doğan
sorunlar
çıkmaktadır.
Söz
konusu
toplulaştırma sorununu çözmek için çalışmaların mal bazında ya da sektör bazında
ülke grupları için döviz kuru ile ticaret arasındaki ilişki incelenmiştir. Bu çalışmalarda
dikkat çeken sorunun ise mal ya da sektör bazında ticaret verisini ayrıştırırken,
analizlerin sadece ikili ülke grubu halinde o ülke özelinde yapıldığı görülmektedir.
Örneğin, Doroodian v.d. (1999) sadece ABD’nin tarım ve sanayi sektörünü,
Bahmani-Oskooee ve Wang (2008) sadece Çin sanayi sektörünü, Yazici ve Islam
(2011) Türkiye ile AB arasındaki 21 ayrı mal için, Bahmani-Oskooee ve
Satawatananon (2010) ABD ve Tayland arasındaki mal bazlı ticaret için, BahmaniOskooee ve Xi (2012) Çin ile Almanya arassındaki, Bahmani-Oskooee ve Harvey
(2012) ABD ile Malezya arasındaki, Bahmani-Oskooee v.d. (2012) Kanada ile
Meksika arasındaki sanayi sektörü için, Bahmani-Oskooee ve Xu (2013a) ABD ve
Meksika arasındaki mal bazlı ticaret verileri için, Bahmani-Oskooee v.d. (2013a)
ABD ve Fransa arasındaki 118 sanayi sektörü için, Bahmani-Oskooee ve Hajilee,
(2013) ABD ve Almanya arasındaki mal bazlı ticaret verileri için, Bahmani-Oskooee
v.d. (2013b) ABD ve Hong Kong arasındaki sanayi sektörü için, Bahmani-Oskooee
ve Xu (2013b) Japonya Çin arasındaki mal bazlı ticaret için, Bahmani-Oskooee ve
Hosny (2013) Mısır ile ABD arasındaki mal bazlı ticaret rakamları için, Baek (2013)
Kore ve Japonya arasındaki mal bazlı ticaret rakamları için, Bahmani-Oskooee ve
Zhang (2014a) Çin ile ABD arasındaki mal bazlı ticaret için, Bahmani-Oskooee v.d.
(2014a) Brezilya ile ABD arasındaki mal bazlı ticaret için, Bahmani-Oskooee v.d.
(2014b) ABD ile Şili arasındaki sanayi sektörü ticaret verileri için, Bahmani-Oskooee
ve Zhang, (2014b) Kore ve tüm dünya ülkeleri arasındaki mal bazlı ticaret verileri
için, Bahmani-Oskooee v.d. (2014c) ABD ile İspanya arasındaki mal bazlı ticaret
verileri için, Bahmani-Oskooee v.d. (2014d) Azerbaycan’ın sanayi sektör verileri
için, Bahmani-Oskooee ve Harvey (2015) ABD ile Singapur arasındaki mal bazındaki
ihracat için, Bahmani-Oskooee v.d. (2015) ABD ile Endonezya arasındaki mal bazlı
ticaret için, Bahmani-Oskooee ve Hosny (2015) AB ve Mısır arasındali mal bazlı
12
ticaret için, Bahmani-Oskooee v.d. (2015a) Japonya ve Tayland arasındaki sanayi
sektörleri için Xi (2015) ABD ile Brezilya arasındaki mal bazlı ticaret için, BahmaniOskooee v.d. (2015b) ABD ile İtalya arasındaki mal bazlı ticaret için, BahmaniOskooee ve Baek (2015) Kore ve ABD arasındaki mal bazlı ticaret için, BahmaniOskooee ve Harvey (2015) ABD ile Singapur arasındaki mal bazlı ticaret için,
Devadoss v.d. (2014) ABD ve Çin arasındaki tarım sektörü için kurdaki hareketlerin
etkisini incelemiştir.
Diğer yandan döviz kuru ile ticaret arasındaki ilişki son dönemde firma bazında da
araştırılmaktadır. Berman v.d.(2012) Fransa için, Chatterjee v.d. (2012) Çin için, Tang
and Zhang (2012) ise Brezilya için firmaların ülke para birimlerinde meydana gelen
değişikliklere nasıl tepki verdiğini araştırmıştır. Sonuçta, büyük ölçekli ve küçük
ölçekli firmaların döviz kurundaki hareketlere farklı tepki verdikleri büyük firmaların
kurdaki değişiklikleri karlılıklarına yansıttığı, küçük firmaların ise ithalat fiyatlarına
yansıttları ve büyük ölçekli firmaların toplam ihracat büyüklüğünde daha yüksek bir
paya sahip oldukları için kur ile ticaret arasındaki ilişkide daha fazla rol oynadıkları
sonucuna ulaşmışlardır.
Görüldüğü gibi literatürde şu ana kadar hiç bir çalışmada bu çalışmadaki gibi
toplulaştırma sorunu hem ikili farklı ülke grupları hem de farklı sektör verileri bazında
detaylandırılarak çözülmeye çalışılmamıştır. Bu kapsamda çalışmamızın özgün değeri
oldukça dikkat çekmektedir.
Diğer yandan Türkiye özelinde de analizimizin
detaylandırılacağı ve Ekonomi Bakanlığı olarak Türkiye penceresinden bu alanda
yapılan çalışmaların değerlendirilmesi de önemli görülmektedir. Bu kapsamda
aşağıdaki bölümde ayrıca Türkiye için yapılmış olan çalışmalar özetlenmektedir.
13
2. TÜRKİYE İÇİN YAPILAN AMPİRİK ÇALIŞMALAR
Literatürde Türkiye için döviz kuru ile uluslararası ticaret arasındaki ilişkiyi
inceleyen pek çok ampirik çalışma mevcuttur. Bu çalışmaların sonuçlarının da
literatüdeki gibi bir sonuca ulaşamadığı dikkat çekmektedir. Söz konusu çalışmaları
kullandıkları zaman dilimi, yöntem ve model çeşidi ile birbirinden ayırmak mümkün
gözükmektedir. Yapılan çalışmalar aşağıdaki tabloda özetlenmektedir3.
Tablo:1 Türkiye Verisi ile Döviz Kuru ile Dış Ticaret Arasındaki İlişkiyi
İnceleyen Çalışmalar
Yazar AdlarıYayın Tarihi
Arslan ve
Wijnbergen
(1993)
Analiz Edilen Zaman
Aralığı- Analizin Sıklığı
1980-1987
Yıllık Veri
Kullanılan
Ekonometrik Yöntem
EKK
Brada et al.
(1997)
1969QI-1993:Q1
Çeyreklik Veri
Johansen and
Engle-Granger
Eş bütünleşme Analizi
Kale (2001)
1984 Q1- 1996Q2
Çeyreklik Veri
Akbostancı
(2002)
1987 Q1- 2000 Q4
Çeyreklik Veri
Eşbütünleşme AnaliziHata Düzeltme Model
(ECM)
Eşbütünleşme Analizi –
Vector Hata Düzeltme
Modeli- Etki Tepki
Modeli
Ata ve
Arslan
(2003)
Aydın et al.
(2004)
1980-2000
Yıllık Veri
1987 Q1- 2003 Q4
Çeyreklik Veri
Eşbütünleşme ve
Granger nedensellik
Analizi
Vektör Oto Regresoyon
(VAR) Modelleri
Sonuçlar
İhracat artışları ağırlıklı
olarak TL’sının değer
kayıpları ile
desteklenmektedir.
1980 öncesi istatistiksel
olarak anlamlı bir ilişki tespit
edilemezken, 1980 sonrası
hem uzun dönemde hem de
kısa vadede kur ile dış ticaret
arasında ilişki tespit
edilmiştir.
TL’deki değer kayıpları uzun
vadede Türkiye ticaretini
yükseltir.
Dış Ticaret ile Döviz kurları
arasında uzun dönemde
anlamlı bir ilişki tespit
edilmiş ve ML koşulu uzun
dönemde Türkiye için
ispatlanmıştır.
TL’nin değer kaybetmesinin
ticaret hacmi üzerinde olumlu
bir etkisi bulunmaktadır.
TL’deki değer kaybı ithalat
üzerine anlamlı negatif bir
etkisi bulunurken, ihracatı
arttırıcı etkisi
bulunmamaktadır.
Daha detaylı bilgi için döviz kuru ile dış ticaret hacmi arasındaki ilşkiyi ampirik olarak inceleyen
çalışmaları özetleyen Kutlu (2013) çalışmasına bakılabilir.
3
14
Tablo:1 Devamı Türkiye Verisi ile Döviz Kuru ile Dış Ticaret Arasındaki
İlişkiyi İnceleyen Çalışmalar
Yamak ve
Korkmaz
(2005)
Albeni et al.
(2005)
1995M01-2004M04
Aylık Veri
Karagöz
ve Doğan
(2005)
1995M01-2004M04
Aylık Veri
Eşbütünleşme Analizi
Gül ve
Ekinci
(2006)
1990M01-2006M08 Aylık
Veri
Granger nedensellik
Analizi
Fidan
(2006)
1970-2004
Yıllık Veri
Barışık ve
Demircioğlu
(2006)
1980M01-2001M12
Aylık Veri
Granger nedensellik
Analizi, Johansen ve
Engle-Granger
Eş bütünleşme ve ve
Etki Tepki Modeli
Engle-Granger
Eş bütünleşme, Vektör
Oto Regresoyon (VAR)
Togan ve
Berument
(2007)
1970-2005
Yıllık Veri
Johansen Eş Bütünleşme
Testleri
Şimşek et
al.
(2007)
Peker
(2007)
1987Q1-2006Q3
Çeyreklik Veri
Johansen Eş Bütünleşme
Testleri
1992Q1-2006Q4
Çeyreklik Veri
Halıcıoğlu,
(2008)
1985Q1-2005Q4
Çeyreklik Veri
Yazıcı
(2008)
1986Q1-1998Q3
Çeyreklik Veri
Hata Düzeltme Modeli
ve Engle-Granger
Eş bütünleşme
Oto Gecikmeli Model
(ARDL) ile
Eşbütünleşme Testi
Polinom olarak
Dağıtılmış Gecikme
Modeli
1997M01-2004M06
Aylık Veri
Granger nedensellik
Analizi ve Etki Tepki
Modeli
Çoklu Regrasyon
Analizi
Uzun vadede döviz kuru ile
dış tiaret arasında bir ilişki
tespit edilememiştir.
8 sanayi sektörü için reel
döviz kuru ile ihracat fiyatları
arasında anlamlı ilişki tespit
edilmiş diğer sektörler için
anlamlı sonuç
bulunamamıştır.
İhracat, ithalat ve döviz kuru
arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir ilişki tespit
edilememiştir.
Döviz kurları ile ticaret
arasındaki nedensellik ihracat
ve ithalatın döviz kurunu
etkilemesi üzerine
hesaplanırken, döviz
kurlarındaki değişikliğin dış
ticarete etkisi tespit
edilememiştir.
Reel efektif döviz kurunun
tarım sektörü ihracat ve
ithalat üzerinde anlamlı bir
etkisi tespit edilememiştir.
Döviz kuru ile ihracat ve
ithalat arasında istatistiksel
olarak anlamlı bir ilişki tespit
edilmiştir.
Dış Ticaret dengesi TL’nin
değer kaybetmesiyle
toparlanır ve bu durum ML
koşuluna uygun bir tablo
çizmektedir.
Uzun vadede kur ile ticaret
açığı arasında anlamlı bir
ilişki tespit edilmiştir.
ML koşulu ampirik olarak
istatistiksel olarak
ispatlanamamıştır.
Sadece iki ticari ortağı için
uzun dönemli pozitif bir etki
tespit edilebilmiştir.
Uzun vadede sektörlerin
döviz kurundaki hareketlere
verecekleri tepkiler farklılık
göstermektedir. Tarım
sektörü ticaret dengesi
TL’deki değer kayıpları ile
bozulurken, sanayi ve maden
sektörü toparlanmaktadır.
15
Tablo:1 Devamı Türkiye Verisi ile Döviz Kuru ile Dış Ticaret Arasındaki
İlişkiyi İnceleyen Çalışmalar
Binatlı ve
Sohrabji
(2009)
1999Q1-2008Q3
Çeyreklik Veri
Johansen Eş Bütünleşme
Testleri
Hepaktan
(2009)
İrhan et al.
(2011)
1980Q1-2008Q4
Çeyreklik Veri
1990Q1-2007Q3
Çeyreklik Veri
Çarpımsal Eş
bütünleşme Analizi
Oto Gecikmeli Model
(ARDL) ile sınır testleri
Yapraklı
(2011)
2001M03-2009M6
Aylık Veri
Oto Gecikmeli Model
(ARDL) ile sınır testleri
Yazıcı ve
İslam (2014)
1982Q1-2001Q4
Çeyreklik Veri
Oto Gecikmeli Model
(ARDL) ile sınır testleri
TL’deki değer kaybı hem
ihracat hem de ithalat
üzerinde uzun dönemde
negatif etkisi bulunmaktadır.
ML koşulu uzun vadede
etkili değildir.
Reel döviz kuru dış ticaret
dengesini anlamlı ve güçlü
bir şekilde etkilemektedir.
Reel döviz kurunun hem
uzun hem de kısa dönemde
dış ticaret açığı üzerine
istatistiksel olarak anlamlı bir
etkisi yoktur.
Türkiye ile AB arasında
yapılan dış ticaret üzerinde
döviz kurunun kısa dönemde
istatistiksel olarak anlamlı bir
etkisi tespit edilememiştir.
Uzun dönemde ise TL’nin
reel olarak değer kaybetmesi
Türkiye ile Avusturya,
Danimarka, Fransa, İrlanda,
İtalya, İsveç ve UK ile
ticaretini olumlu yönde
etkilemektedir.
Kaynak: Kutlu (2013) ve Yazar Düzenlemeleri
Görüldüğü gibi, Türkiye veri seti ile yapılan oldukça çok çalışma olmasına rağmen
çalışmaların sonuçlarına dayanarak net bir fikre ulaşmak mümkün gözükmemektedir.
Diğer yandan hiçbir çalışmada bu çalışmadaki gibi büyük ve kapsamlı bir veri seti
kullanılmamıştır. Dolayısıyla, Türkiye özelinde analizin detaylandırılması çalışmanın
literatüre kazandıracağı bir diğer katkı olarak düşünülmektedir.
16
GEREÇ ve YÖNTEMLER
Bu bölümde yöntemsel olarak araştırma tasarımının temel bileşenleri ve
kullanılacak olan veriye dair tartışma sunulacaktır. Bu çerçevede öncelikle çalışmada
kullanılan ampirik sınamaların dayandığı kuramsal çerçeve, ardından bu kuramsal
çerçeveye dayanacak olan ampirik tahmin denkleminin tahmin edileceği ekonometrik
modeller tartışılacaktır. Bu ana çerçevenin çizilmesini takiben tahminlerde
kullanılacak değişkenlerin hesaplama yöntemleri detaylı olarak tartışılacaktır.
1.ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ
1.2 Kuramsal çerçeve
Çalışmanın esas amacı, reel efektif kurlarda meydana gelen değişikliklerin ihracatı
nasıl etkileyeceğinin araştırılmasıdır. Bu amaçla, bağımlı değişkeni ikili sektörel ülke
ihracat değerleri olan, bağımsız değişkenleri ise dış ticareti yapan iki ülkenin gelir
düzeyleri ve reel efektif döviz kurları alınarak farklı denklemlerle tahmin edilecektir.
Tahmin edilecek temel denklem uluslararası iktisat literatüründe yaygın olarak
kullanılan basit çekim modeline dayanmaktadır.
Bu model literatüre Tinbergen (1962) tarafından kazandırılmıştır. Bu kuramsal
çerçeveye göre ikili ülke ticaretleri pozitif olarak her iki ülkenin ekonomik
büyüklüklerinden (GSYİH) ve negatif olarak iki ülke arasındaki dış ticaret
engellerinden etkilenmektedir. Denklem (1) bu kuramsal çerçeveyi yansıtmaktadır:
𝑖ℎ𝑟𝑎𝑐𝑎𝑡𝑖𝑗𝑡 =
𝑘∗ 𝑖ℎ𝑟𝑎𝑐𝑎𝑡∗ 𝐺𝑆𝑌İ𝐻𝑖 ∗ 𝐺𝑆𝑌İ𝐻𝑗
(𝑑𝑖𝑠 𝑡𝑖𝑐𝑎𝑟𝑒𝑡 𝑒𝑛𝑔𝑒𝑙𝑙𝑒𝑟𝑖𝑖𝑗 )𝜎
(1)
Bu denklemde ihracatijt i ülkesinden j ülkesine t zamanında yapılan ihracatı,
GSYİHn n ülkesinin ekonomik büyüklüğünü, k çekimsel sabit değişkeni, dış ticaret
17
engelleri (DTE) değişkeni ticareti yavaşlatan her tür ekonomik sürtünmeyi
kapsamaktadır. Çekim modelleri literatürde ilk olarak ampirik bir uygulama olarak
karşımıza çıkarken, literatürde yapılan çalışmalarla kuramsal olarak da pek çok farklı
model varsayımı altında sağlaması yapılmıştır.
Çekim modellerinin kuramsal çerçevesi en basit haliyle ilk olarak Armington
varsayımı4 altında Anderson (1979) tarafından sağlanmıştır. Ardından, tekelci
rekabetçilik ekleyerek5 Bergstrand (1985, 1989), CES tercihleri6 ekleyerek Deardorff
(1998), Ricardian bir modelde7 homojen ürünlerle Eaton ve Kortum (2002), eksik
uzmanlaşmanın da bu çerçeveye dahil edilmesiyle Haveman and Hummels (2004), ve
son olarak sıfır ticarete de imkan veren ve firma heterojenliğini göz önüne alan
unsurlarla Helpman vd. (2008) tarafından geliştirilmiştir8.
Bu kuramsal çerçevenin ekonometrik tahminlerine dair literatür Anderson ve van
Wincoop (2004) ve Bergstrand ve Egger (2011) tarafından detaylı bir şekilde
incelenmiştir. Basit modellerin ötesinde nüfus (veya kişi başına gelir), komşuluk, ortak
dil, sömürgeci bağlar, sınır etkisi ve benzeri kontrol değişkenlerini de dahil eden
genişletilmiş modeller bu yazında tartışılmaktadır.
Tablo 2’de kontrol değişkenlerinin katsayılarının yönüne dair beklentiler
tanımlanmıştır. Çalışmanın esas katkısı olan reel efektif döviz kuruna ilişkin katsayıya
yönelik beklentiler ise ekonometrik tahmin yöntemi bölümünde detaylandırılmaktadır.
Tüm ülkelerin aynı ürünleri üretip, aynı ürünlerin ihracatını yapabilmesi Armington varsayımı olarak
adlandırılmaktadır.
5
Ülkelerin tükettikleri ürünlerde çeşitlilik sevmesi (love of variety) olarak adlandırılan ilk defa
Krugman (1979) tarafından geliştirilen eksik rekabet piyasasında farklılaştırılmış malların ihracatının
modellenmesidir.
6
Ülkelerin ticaret hareketlerini faktör donatımı farklılıklarıyla açıklayan modeldir.
7
Ülkelerin ticaret hareketlerini verimlilik farklılıklarıyla açıklayan modeldir.
8
Anderson (2011) and Head and Mayer (2013) Çekim Modellerine ilişkin kuramsal çerçeveyi detaylı
bir şekilde incelemektedir.
4
18
Tablo 2: Tahmin edilecek denklemdeki kontrol değişkenlerinin katsayılarına dair
beklentiler
Katsayının
işareti
Değişken
İhracatçı ülkenin i gelir
düzeyi
İthalatçı ülkenin j gelir
düzeyi
i ve j ülkeleri arasındaki
mesafe
+
+
-
İhracatçı i ülkesinin
yüzölçümü
-
İthalatçı j ülkesinin
yüzölçümü
-
İhracatçı i ülkesinin
nüfusu
+/-
İthalatçı j ülkesinin
nüfusu
+/-
Ortak dil
+
Komşuluk
+
Sebep
Dış ticaret çekim modelinin çıkarımları ışığında artan
hacim/kitle etkisi
Dış ticaret çekim modelinin çıkarımları ışığında artan
hacim/kitle etkisi
Dış ticaret çekim modelinin çıkarımları ışığında maliyetdüşüren ticaretin artması
Daha büyük yüzölçümüne sahip ülkelerin iktisadi
faaliyetlerini daha az sınır dışına taşıması ve göreceli olarak
dışarıya daha kapalı olması beklenir.
Daha büyük yüzölçümüne sahip ülkelerin iktisadi
faaliyetlerini daha az sınır dışına taşıması ve göreceli olarak
dışarıya daha kapalı olması beklenir.
Nüfus ölçek ekonomilerinin iyi bir yakınsayıcısıdır. Daha
çok nüfusa sahip ülkeler daha çeşitli ürünler üzerine
uzmanlaşabilirler ve bu da daha az dış ticarete bağımlı
olmalarına sebep olabilir. Bu durumda katsayı negatif
olabilir. Alternatif olarak, eğer talep faktörleri daha baskın
ise katsayının pozitif çıkması beklenir.
Nüfus ölçek ekonomilerinin iyi bir yakınsayıcısıdır. Daha
çok nüfusa sahip ülkeler daha çeşitli ürünler üzerine
uzmanlaşabilirler ve bu da daha az dış ticarete bağımlı
olmalarına sebep olabilir. Bu durumda katsayı negatif
olabilir. Alternatif olarak, eğer talep faktörleri daha baskın
ise katsayının pozitif çıkması beklenir.
Ortak dilin varlığının ikili dış ticareti arttırması beklenir.
Komşuluk ilişkisinin ikili dış ticareti arttırması beklenir.
Ortak sömürgeciliğin varlığının ikili dış ticareti arttırması
Ortak sömürgecilik
+
beklenir.
Kaynak: Literatürde yapılan çalışmaların detaylı analizi sonucu yazar tarafından hazırlanmıştır.
1.2 Ekonometrik Tahmin Yöntemi
Çalışmada basit çekim modeline literatürdeki gibi kapsamlı kontrol değişkenler
eklenerek oluşturulan genişletilmiş çekim modeli kullanılacaktır. Çalışmada ilk olarak
tahmin edilecek olan model:
𝑙𝑛(𝑖ℎ𝑟𝑎𝑐𝑎𝑡 𝑇 )𝑖𝑗𝑘𝑡 = 𝛽1𝑇 𝑙𝑛(𝐺𝑆𝑌İ𝐻)𝑖𝑡 + 𝛽2𝑇 𝑙𝑛(𝐺𝑆𝑌𝐻)𝑗𝑡 + 𝛽3𝑇 𝑙𝑛(𝑈𝑧𝑎𝑘𝑙𝚤𝑘)𝑖𝑗 +
𝛽4𝑇 𝑙𝑛(𝑅𝐷𝐾)𝑖𝑗𝑡 + 𝐾𝑜𝑛𝑡𝑟𝑜𝑙 𝐷𝑒ğ𝑖ş𝑘𝑒𝑛𝑙𝑒𝑟 +(ℎ𝑎𝑡𝑎 𝑡𝑒𝑟𝑖𝑚𝑙𝑒𝑟𝑖)𝑖𝑗𝑡
(2)
olacaktır.
19
Bu denklemdeki ihracat değişkeni i ülkesinden j ülkesi t zamanında k sektöründe
yapılan ihracattır. GSYH değişkenleri dış ticaretin çekim modelleri ışığında tahmin
edilen denkleme dahil edilmektedir ve
(𝐺𝑆𝑌𝐻)𝑖𝑡 ihracatçı ülkenin GSYH’sını,
(𝐺𝑆𝑌𝐻)𝑗𝑡 ise ithalatçı ülkenin GSYH’sını göstermektedir. (𝑈𝑧𝑎𝑘𝑙𝚤𝑘)𝑖𝑗 i ve j ülkeleri
arasındaki uzaklığı göstermektedir. (𝑅𝐷𝐾)𝑖𝑗𝑡 ise i ülkesinin reel efektif döviz kurunun
j ülkesine oranını göstermektedir. Kontrol Değişkenler ise nüfus (veya kişi başına
gelir), komşuluk, ortak dil, sömürgeci bağlar, sınır etkisi ve benzeri kontrol
değişkenlerini içermektedir.
Reel döviz kurunda yaşanacak değişikliklerin ihracat performansı üzerine etkisinin
tartışılmasına imkan verecek olan bu denklemler ilk olarak sıradan en küçük kareler
(EKK) yöntemi ile tahmin edilecektir. Ancak Anderson ve van Wincoop (2003) çok
taraflı direnç (multilateral resistance) ölçülerinin incelemeye dahil edilmemesi
sebebiyle bu yöntem ile elde edilecek olan sonuçların yanlı olduğunu göstermektedir
Feenstra (2004) ve Baldwin ve Taglioni (2006) modele sabit etkiler eklenmesi yoluyla
bu yanlılığın giderilebileceğini göstermektedir. Bu sebeple tüm denklemler alternatif
sabit etkiler dahil edilerek tahmin edileceklerdir. Bu alternatif sabit etkiler zaman sabit
etkisi, ihracatçı ve ithalatçı sabit etkisi ve ihracatçı-ithalatçı eşli sabit etkisi ve sektör
sabit ektisini kapsayacaktır.
Dış ticaret çekim modellerinin tahminine dair son dönemde birçok yeni yöntemsel
tartışma içeren çalışma mevcuttur. Bunların en önemlilerinden olan Silva ve Tenreyro
(2006) standart tahmin yöntemlerini log-doğrulsallaştıran bir ampirik modelde
heteroskedastisite (değişen varyans) kaynaklı tutarsız ve yanlı tahmin sonuçlara yol
açmaları sebebiyle eleştirmektedir. Sıfır ticaret olgusundan kaynaklanan bu soruna
çözüm olarak basit Poisson sözde en çok olabilirlik (Poisson pseudo-maximumlikelihood method -- PPML) tahmin yöntemini önerilmektedir. Bu çalışmada da farklı
heteroskedastisite sorunlarına çözüm önerileri sunacak şekilde tahminler PPML
yöntemi kullanılarak tekrarlanacaktır. Bunun için sabit etkili Poisson modelleri tahmin
edilecektir.
20
Denklem (2)’nin çeşitli modeller kullanılarak tahmin edilmesinin ardından
çalışmanın esas amacı olan reel kurda yaşanan değişikliğin ihracat üzerindeki etkisi
araştırmak için aşağıdaki hipotez test edilecektir.
Hipotez 1:
𝑯𝟎 : 𝜷𝑻𝟒 = 𝟎
Bu sıfır hipotezinin reddedilmesi durumunda reel döviz kurunun ihracata
istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olduğu ispatlanacaktır. Söz konusu katsayının
işaretinin ise eksi olması beklenmektedir. Nitekim, i ülkesi para biriminde j ülkesi para
birimine göre meydana gelen artışlarla reel efektif döviz kuru oranının artması
neticesinde j ülkesinin i ülkesinde üretilen mallara olan talebinin azalması
beklenmektedir. Fakat katsayının literatürde pek çok çalışmada pozitif olarak
hesaplandığı da bilinmektedir. Bunun altında yatan nedenin sektör üretiminde ithalat
bağımlılığının rol oynadığı düşünülmektedir.
Söz konusu katsayının anlamlılığının tespiti ile birlikte çalışmada daha sonra her
sektör ihracatının ayrı ayrı reel efektif döviz kurundan ne yönde etkilendiği test
edilecektir. Bu kapsamda Denklem (2)’ye her sektör için ayrı bir kukla değişken
eklenmiş ve söz konusu kukla değişkenlerin reel efektif döviz kuru ile çarpımı yoluyla
sektörler için ayrı ayrı katsayılar hesaplanmaktadır. Bu çerçevede Denklem (2)’ye
benzer şekilde aşağıdaki model tahmin edilmiştir:
𝑙𝑛(𝑖ℎ𝑟𝑎𝑐𝑎𝑡 𝑇 )𝑖𝑗𝑘𝑡 = 𝛽1𝑇 𝑙𝑛(𝐺𝑆𝑌İ𝐻)𝑖𝑡 + 𝛽2𝑇 𝑙𝑛(𝐺𝑆𝑌İ𝐻)𝑗𝑡 + 𝛽3𝑇 𝑙𝑛(𝑈𝑧𝑎𝑘𝑙𝚤𝑘)𝑖𝑗 +
𝜗𝑘 𝛽𝑘𝑇 𝑙𝑛(𝑅𝐷𝐾)𝑖𝑗𝑡 + 𝐾𝑜𝑛𝑡𝑟𝑜𝑙 𝐷𝑒ğ𝑖ş𝑘𝑒𝑛𝑙𝑒𝑟 +(ℎ𝑎𝑡𝑎 𝑡𝑒𝑟𝑖𝑚𝑙𝑒𝑟𝑖)𝑖𝑗𝑡
Denklem (3) içinde yer alan 𝜗𝑘 = {
(3)
1 𝑒ğ𝑒𝑟 𝑠𝑒𝑘𝑡ö𝑟 𝑘
} şeklinde her sektör için ayrı
0 𝑑𝑖ğ𝑒𝑟 𝑡ü𝑟𝑙ü
olarak tanımlanan kukla değikenini göstermektedir. Bu değişkenin reel efektif döviz
kuru ile çarpılmasıyla her sektör özelinde 𝛽𝑘𝑇 tahmin edilecektir. Bu denklemin tahmini
için sıfır sorunu ile birlikle ikili ticaret bloklarının sabit etkilerini göz önünde
bulunduran PPML tekniği kullanılmıştır.
21
Denklem (3)’ün tahmin edilmesinin ardından çalışmanın bir diğer amacı olan reel
kurda yaşanan değişikliğin sektörel ihracat üzerindeki etkisini araştırmak ve sektörel
farklılıkları tespit etmek için her sektör özelinde aşağıdaki hipotezler test edilecektir.
Hipotez 2k:
𝑯𝒌𝟎 : 𝜷𝑻𝒌 = 𝟎
k=1,2,..,k tane farklı sektör için
Her sektör için oluşturulan söz konusu hipotezlerin reddedilmesi durumunda
mevcut sektör ihracatında reel efektif döviz kurunda meydana gelen değişikliklerin
istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi olduğu gösterilmiş olacaktır. Söz konusu
katsayıların da işaretinin eksi olması beklenmektedir. Nitekim, i ülkesi para biriminde
j ülkesi para birimine göre meydana gelen artışlarla j ülkesinin i ülkesinde üretilen
mallara olan talebinin azalması beklenmektedir. Fakat söz konusu beklentinin aksine
literatürde de görüldüğü gibi sektörel özellikler ile birlikte pozitif katsayıların da
hesaplanması mümkün gözükmektedir.
Çalışmada son olarak kurdaki hareketlerin sektörel ihracat üzerine etkisinin ayrı
ayrı hesaplanmasının ardından Türkiye özelinde mevcut sektörel farklılıkların tespit
edilmesi planlanmaktadır. Böylece hem Türkiye’deki sektör kırılganlıklarının dünya
ortalamalarıyla karşılaştırılması yapılacak, hem de Türkiye özelinde kurlarda yaşanan
hareketlerin hangi sektörleri daha olumsuz etkilediği tespit edilebilecektir. Bu
çerçevede Denklem (3)’e ek olarak Türkiye için oluşturulan kukla değişkenin de
eklenmesiyle aşağıdaki Denklem (4) tahmin edilmiştir:
𝑙𝑛(𝑖ℎ𝑟𝑎𝑐𝑎𝑡 𝑇 )𝑖𝑗𝑘𝑡 = 𝛽1𝑇 𝑙𝑛(𝐺𝑆𝑌İ𝐻)𝑖𝑡 + 𝛽2𝑇 𝑙𝑛(𝐺𝑆𝑌İ𝐻)𝑗𝑡 + 𝛽3𝑇 𝑙𝑛(𝑈𝑧𝑎𝑘𝑙𝚤𝑘)𝑖𝑗 +
𝑇
𝜋𝑖 𝜗𝑘 𝛽𝑖𝑘
𝑙𝑛(𝑅𝐷𝐾)𝑖𝑗𝑡 + 𝐾𝑜𝑛𝑡𝑟𝑜𝑙 𝐷𝑒ğ𝑖ş𝑘𝑒𝑛𝑙𝑒𝑟 +(ℎ𝑎𝑡𝑎 𝑡𝑒𝑟𝑖𝑚𝑙𝑒𝑟𝑖)𝑖𝑗𝑡
(4)
1 𝑒ğ𝑒𝑟 𝑖 ü𝑙𝑘𝑒𝑠𝑖 𝑇ü𝑟𝑘𝑖𝑦𝑒
Denklem (4) içinde yer alan 𝜋𝑖 = {
} Türkiye için ayrı
0
𝑑𝑖ğ𝑒𝑟 𝑡ü𝑟𝑙ü
olarak tanımlanan kukla değikeni göstermektedir. Söz konusu kukla değişkenin
𝑇
𝑇
𝜗𝑘 𝛽𝑖𝑘
𝑙𝑛(𝑅𝐷𝐾)𝑖𝑗𝑡 çarpımıyla hesaplanacak 𝛽𝑖𝑘
katsayıları Türkiye için ayrı olarak
hesaplanacak olan kurdaki hareketlerin sektörel ihracat performansı üzerindeki
22
etkisini yansıtacaktır. Bu denklemin tahmini için sıfır sorunu ile birlikle ikili ticaret
bloklarının sabit etkilerini göz önünde bulunduran PPML tekniği kullanılmıştır.
Denklem (4)’ün tahmin edilmesinin ardından çalışmanın son amacı olan reel kurda
yaşanan değişikliğin Türkiye özelinde sektörel ihracat üzerindeki etkisini araştırmak
ve Türkiye özelinde sektörel farklılıkları tespit etmek için aşağıdaki hipotezler test
edilecektir.
Hipotez 3ik:
𝑻
𝑯𝒊𝒌
𝟎 : 𝜷𝒊𝒌 = 𝟎
i=Türkiye, k=1,2,....,k tane farklı sektör için
Türkiye için her sektör için ayrı ayrı oluşturulan söz konusu hipotezlerin
reddedilmesi durumunda mevcut sektör ihracatında reel efektif döviz kurunda
meydana gelen değişikliklerin istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi gösterilmiş
olacaktır. Söz konusu katsayıların da işaretinin eksi olması beklenmektedir. Nitekim,
Türk Lirasının reel olarak j ülkesi para birimine göre değer kazanması durumda, j
ülkesinin Türkiye’de üretilen mallara olan talebinin azalması diğer bir ifadeyle
Türkiye’nin ihracatının azalması yani, j ülkesinin Türkiye’den ithalatının ise artması
beklenmektedir. Fakat söz konusu beklentinin aksine literatürde de görüldüğü gibi
sektörel özellikler ile birlikte pozitif katsayıların da hesaplanması mümkün
gözükmektedir.
2. ARAŞTIRMADA KULLANILAN VERİ SETİ
Örneklem büyüklüğünün analiz sonuçlarının güvenilirliğini artırması nedeniyle
çalışmamızda verisine ulaşılabilir tüm ülkelerin verileri derlenmiştir. Bu kapsamda ilk
olarak 61 ülkenin birbirleriyle olan ikili ticaret verisi 2003-2012 dönemi için GTIP-6
basamak olarak derlenmiştir. Ülkelerin ikili ticaret rakamları TRADEMAP’ten altılı
basamakta toplanmıştır. Fakat analizde GTAP veri tabanındaki sektörel dağılım9
dikkate alınmış ve tüm değişkenler GTAP sektörel dağılımına göre yeniden
Sektörel dağılım ve detayları Ek-2’te yer almaktadır. Ayırca aşağıdaki likten temin edilebilir:
https://www.gtap.agecon.purdue.edu/databases/v8/v8_sectors.asp
9
23
düzenlenmiştir. GTAP sektörel dağılımın tercih edilmesinin sebebi, söz konusu
modelin Bakanlığı’mız çalışmalarında sıklıkla kullanılması ve çalışmada hesaplanacak
olan katsayıların, modelde kullanılan ve her ülke için sabit kabul edilen Armington
esneklikleri ile karşılaştırılmasının sağlanması bu kapsamda yapılan analizlere bir
başka
bakış
açısı
getirerek
ileriki
dönem
Bakanlığı’mız
çalışmalarımızı
zenginleştireceği beklentisidir. GTAP sektörleri için toplulaştırılan ikili ihracat
rakamaları her ülke için ihracat fiyat endeksi ile endekslenerek reel olarak analize dahil
edilmiştir.
Çalışmanın diğer önemli değişkeni olan reel efektif kurlar Bank for International
Settlement (BIS) veri setinden alınmıştır. İkili ülke ihracat verileri ile reel efektif döviz
kuru rakamlarının birleştirilmesi ile ülke sayısı10 50’ye düşerken, çalışmada kullanılan
analize söz konusu ülke seti ile devam edilmiştir. Nitekim bu ülkelerin dünyada
yapılan toplam ticaretin %73’ünü, Türkiye’nin bu ülkelerle yaptığı ticaret ise toplam
ticaretinin %65’ini oluşturmaktadır.
Ülkelerin ekonomik büyüklüklerini yansıtan çekim modeli içinde yer alan reel
GSYİH, ülke nüfusu ve ülke yüzölçümü büyüklüğü gibi veriler World Development
Indicators (WDI) veri setinden11 temin edilmiştir. GSYİH verisi 2005 fiyatları ile
hesaplanan US $ cinsi i ve j ülkesi için reel ekonomik büyüklüklerini göstermektedir.
Nüfus ülke nüfus büyüklüklerini, yüzölçümü ise ülke yüzölçümü büyüklüğünün km2
olarak ölçülmesidir.
Çekim Modelinin temel değişkenleri olan uzaklık, komşu olunması, ortak dil
konuşulması, ortak koloni ilişkisinin bulunup bulunmaması ile ilgili değişkenler
Centre d'Etudes Prospectives et d'Informations Internationales (CEPII) veri
tabanından12 temin edilmiştir. Değişkenlere ilişkin detaylar aşağıda özetlenmektedir:
Tüm ülkelerin listesi Ek-1’de yer almaktadır.
Değişkenlere ilişkin detaylar WDI veri setinin aşağıdaki linkinden ulaşılabilir:
http://data.worldbank.org/data-catalog/world-development-indicators
12
Detaylar için Mayer and Zignago (2011) çalışması incelenebilir ve veri setine aşağıdaki linkten
ulaşılabilir:
10
11
24
Uzaklıkij= i ve j ülkeleri arasındaki deniz mili ile uzaklığını,
Komşulukij = i ve j ülkelerinin komşu olup olmadığını gösteren kukla değişken,
Ortak Dilij = i ve j ülkelerinin ortak dil kullanıp kullanmadığını gösteren kukla
değişken,
Ortak Koloniij= i ve j ülkesinin tarihte aynı ülkenin kolonisi olup olmadığını gösteren
kukla değişken.
http://www.cepii.fr
25
BULGULAR
Bu bölümde bir önceki bölümde anlatılan teknikler ile hesaplanan model sonuçları
yer almaktadır. Bu kapsamda öncelikle farklı modeller için hesaplanan katsayılar
değerlendirilecek ardından ilgili hipotezlerin sonuçları yer tartışılacaktır. Döviz
kurunda meydana gelen değişiklerden sektör olarak ihracat verilerinin nasıl
etkileneceği değerlendirilecek ve Türkiye özelinde de hangi sektörlerin döviz
kurundan daha çok etkilendiği hangi sektörlerin ise etkilenmediği tespit edilecektir.
1. STATİK ÇEKİM MODELİ SONUÇLARI
Döviz kuru ile ihracat arasındaki ilişkiyi inceleyebilmek için ilk olarak Denklem
(1) farklı sabit etkiler altında EKK yöntemi ile tahmin edilmiştir. Model sonuçları
Tablo
3’te
yer
almaktadır13.
İlk
olarak
tüm
değişkenlerin
katsayılarını
yorumlayabilmek için tablonun ilk sütununda havuzlandırılmış çekim modeli
sonuçları yer almaktadır. Bu model çerçevesinde, ülke gelir seviyelerinin beklendiği
gibi ticareti arttırıcı anlamlı bir etkisi olduğu görülmektedir. Diğer yandan ülkeler
arasındaki uzaklığın artması ile iki ülke arasındaki ticaretin zayıfladığı hesaplanmıştır.
Ülke nüfus büyüklüklerinin ihracat performansı üzerinde pozitif bir ekisi
hesaplanırken, yüz ölçümü rakamlarının da iki ülke arasında gerçekleşen ticaret
üzerinde anlamlı ve negatif etkili olduğu görülmektedir. Son olarak ülkelerin aynı dili
konuşması, komşu olması ve aynı koloni tarihine sahip olması ile ilgili değişkenlerin
de istatistiksel olarak anlamlı pozitif etkileri olduğu hesaplanmıştır.
Çalışmanın esas amacı olan reel efektif döviz kuralarında meydana gelen değişim
karşısında ikili sektör düzeyinde ihracat rakamların ne yönde etkilendiği (𝑅𝐷𝐾)𝑖𝑗
değişkeninin katsayı ile araştırılmaktadır. Söz konusu katsayının işareti modelde
Çoklu bağıntı sorununu test eden Varyans Enflasyon Faktör (VIF) değerleri tüm değişkenler için 10
kritik düzeyinin altında yer alırken, ortalama olarak 2,13 olarak hesaplanmıştır.
13
26
beklentimize paralel olarak eksi hesaplanırken, bu durum i ülkesi para biriminde j
ülkesi para birimine göre meydana gelen artışlarla reel efektif döviz kuru oranının
artması neticesinde j ülkesinin i ülkesinde üretilen mallara olan talebinin azalmasına
işaret etmektedir. Katsayının p-değeri>0.01 anlamlılık düzeyinde istatistiksel olarak
anlamlı olduğu görülmektedir. Bu durumda çalışmanın birinci hipotezi olan Hipotez
1: 𝑯𝟎 : 𝜷𝑻𝟒 = 𝟎 reddedilirken, reel döviz kurunun ihracata istatistiksel olarak anlamlı bir
etkisinin olduğu tespit edilmiştir.
Bu aşamada tahmin edilen model sonuçlarının Anderson ve van Wincoop (2003)
tarafından ortaya konulan çok taraflı direnç (multilateral resistance) ölçülerinin
incelemeye dahil edilmemesi sebebiyle yanlı olduğu bilinmektedir. Feenstra (2004) ve
Baldwin ve Taglioni (2006) modele sabit etkiler eklenmesi yoluyla bu yanlılığın
giderilebileceğini göstermektedirler. Bu sebeple tablonun bundan sonraki tüm
sütunlarında alternatif sabit etkiler modele dahil edilerek tahminler yapılmıştır.
Bu kapsamda, Tablo-3’ün ikinci sütununda modele sektör sabit etkileri eklenerek
tahminler yapılmıştır. Sektör sabit etkilerinin eklenmesi sonuçların anlamlılık
düzeylerini genel olarak etkilemezken, katsayıların büyüklüklerinin küçüldüğü
görülmektedir. Nitekim (𝑅𝐷𝐾)𝑖𝑗 değişkeninin katsayısı bu denklem spesifikasyonu
altında da anlamlı ve negatif olarak bulunmuştur. Sektör etkileri yanında tablonun
üçüncü satırında modele zaman sabit etkileri eklenmektedir14. Zaman sabit etkilerinin
eklenmesiyle sonuçların çok fazla değişmediği görülmektedir.
Tablonun beşinci sütununda ise modele ihracatçı ve ithalatçı sabit etkileri
eklenmiştir. Söz konusu sabit etkilerin eklenmesi hipotez testinin sonuçlarını
etkilemezken, diğer bir ifadeyle reel efektif döviz kurundaki hareketlerin ikili sektörel
ihracata etkisi hala istatistiksel olarak anlamlı hesaplanırken, katsayının büyüklüğünün
azaldığı dikkat çekmektedir. Diğer yandan, son olarak tablonun son sütunuda
Zaman sabit etkilerinin eklenmesiyle literatürde Baldwin ve Taglioni (2006)’nun Bronz Madalya
Hatası olarak bilinen açıklanan değişkenin yanlış hesaplanması ile ilgili hatalar önlenmektedir.
14
27
ihracatçı-ithalatçı ikili sabit etkiler modele eklenerek tahminler oluşturulmuştur. Bu
modelde de sonuçların çok fazla değişmediği görülmektedir.
Sonuç olarak, oluşturulan çekim modelinin EKK ve farklı sabit etkiler dikkate
alınarak tahmin edilmesinin ardından reel efektif döviz kurunun ikili sektörel ihracat
üzerinde istatistiksel olarak anlamlı negatif bir etkisi olduğu tespit edilmiştir. Bu
durum literatürdekinin aksine daha deyatlı bir veri seti ile çalışıldığında döviz kuru ve
dış ticaret dengesi arasındaki ilişkinin tespit edilebileceğini gösterirken, literatürdeki
sonuca
ulaşamamış
çalışmalar
karşısında
önemli
bir
sonuç
olarak
değerlendirilmektedir.
Diğer yandan söz konusu modeller Silva ve Tenreyro (2006) tarafından standart
tahmin yöntemlerinin log-doğrulsallaştırılan bir ampirik modelde heteroskedastisite
kaynaklı tutarsız ve yanlı tahmin sonuçlara yol açmaları sebebiyle eleştirilmektedir.
Sıfır ticaret olgusundan kaynaklanan bu soruna çözüm olarak basit PPML tahmin
yöntemini önermektedir. Çalışmada farklı heteroskedastisite sorunlarına çözüm
önerileri sunmak için aşağıdaki bölümde model tahminleri ayrıca PPML yöntemi
kullanılarak hesaplanmıştır.
28
Tablo 3: Statik EKK Yöntemi Hesaplanan Model Sonuçları
DEĞİŞKENLER
lnGSYİHi
lnGSYİHj
lnUzaklıkij
ln(REKi/REKj)
lnNüfusi
lnNüfusj
Komşulukij
Ortak Dilij
Ortak Koloniij
lnYüzölçümüi
lnYüzölçümüj
Constant
Observations
R-squared
İhracatçı Sabit Etkisi
İthalatçı Sabit Etkisi
İkili Sabit Etki
Sektör Sabit Etkisi
Zaman Sabit Etkisi
(1)
(2)
(3)
(5)
(6)
EKK
SABİTk
SABİTk,t
SABİTi,j,k,t
SABİTij,k,t
lnXijkt
lnXijkt
lnXijkt
lnXijkt
lnXijkt
0.6176***
(0.0752)
0.6421***
(0.0540)
-0.8170***
(0.0755)
-1.3418**
(0.5301)
0.1569**
(0.0727)
0.0759
(0.0457)
0.9643***
(0.1283)
0.3422***
(0.0856)
1.0815***
(0.1413)
-0.0522
(0.0485)
-0.0663***
(0.0163)
-15.7408***
(2.0550)
0.7488***
(0.0728)
0.7694***
(0.0427)
-1.0365***
(0.0534)
-1.2826**
(0.5683)
0.2141***
(0.0749)
0.0794
(0.0479)
1.0957***
(0.0991)
0.5319***
(0.0710)
1.4002***
(0.1213)
-0.0388
(0.0523)
-0.0885***
(0.0172)
-27.0022***
(1.6806)
0.7362***
(0.0728)
0.7587***
(0.0428)
-1.0385***
(0.0536)
-1.2736**
(0.5724)
0.2206***
(0.0748)
0.0839*
(0.0479)
1.0914***
(0.0994)
0.5424***
(0.0710)
1.3822***
(0.1216)
-0.0355
(0.0525)
-0.0863***
(0.0172)
-27.0012***
(1.6768)
0.9925***
(0.1414)
1.2348***
(0.1181)
-1.4846***
(0.0512)
-0.5715***
(0.1907)
-1.9706***
(0.2926)
-0.1101
(0.0695)
0.5571***
(0.1035)
0.3151***
(0.0576)
0.7965***
(0.0926)
1.0099***
(0.1331)
1.5542***
(0.1108)
-0.6218***
(0.1911)
-2.0509***
(0.2639)
0.0054
(0.0670)
-
-
-
-
-2.3694
(7.0409)
-20.9180***
(6.6158)
480,146
0.2235
480,146
0.4797
480,146
0.4834
480,146
0.5324
480,146
0.1131
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Var
Yok
Yok
Yok
Yok
Var
Var
Var
Var
Yok
Var
Var
Yok
Yok
Var
Var
Var
-
-
Notlar: Parantez içinde sektör içinde kümelenmiş güvenilir standart hatalar yer almaktadır. ***katsayıların
p<0.01 anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu, ** katsayıların p<0.05 anlamlılık düzeyinde anlamlı
olduğunu, * katsayıların p<0.1. anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu göstermektedir. İhracat değişkeni i
ülkesinden j ülkesi t zamanında k sektöründe yapılan ihracattır. (𝐺𝑆𝑌İ𝐻)𝑖 ihracatçı ülkenin GSYİH’sını,
(𝐺𝑆𝑌İ𝐻)𝑗 ise ithalatçı ülkenin GSYİH’sını göstermektedir. (𝑈𝑧𝑎𝑘𝑙𝚤𝑘)𝑖𝑗 i ve j ülkeleri arasındaki uzaklığı
göstermektedir. (𝑅𝐷𝐾)𝑖𝑗 ise i ülkesinin reel efektif döviz kurunun j ülkesine oranını göstermektedir.
Kontrol Değişkenler ise nüfus, komşuluk, ortak dil, sömürgeci bağlar, sınır etkisi ve yüzölçümü ile analize
dahil edilmiştir.Değişkenlerin adlarının başında yer alan l ifadesi logaritmik tranformasyonu ifade
etmektedir.
29
2. SIFIR TİCARET SORUNU
İkili ihracatın sektörel düzeyde incelenmesi beraberinde ihracat rakamlarının pek
çok gözlem için sıfır olması nedeniyle Silva ve Tenreyro (2006)’nın belirttiği gibi logdoğrulsallaştırmadan kaynaklı tutarsız ve yanlı sonuçları getirmektedir. Dolayısıyla
çalışmanın yukarıda anlatılan EKK ile hesaplanan sonuçların güvenirliliğini test etmek
için hazırlanan model ayrıca PPML tekniği ile tahmin edilmiş, tahmin sonuçları Tablo4’te yer verilmiştir.
İlk olarak dikkat çeken bu yöntem ile tahmin yapıldığında gözlem sayısının
480,146’dan 796,554’e ulaşması olmuştur. Diğer bir ifadeyle ihracat verilerinin
%40’ının sıfır olması nedeniyle bir önceki tahmin yönteminde modele dâhil
edilememesinin sonuçlar üzerinde yarattığı olumsuz etki, PPML tekniğinin
kullanılmasıyla Tablo-4’te çözülmektedir. Son dönemde çekim modelini kullanan
birçok çalışmada da EKK yerine PPML tekniğinin tercih edildiği bilinmektedir. PPML
tekniği ile EKK yöntemine göre yansız ve tutarlı istatistikler hesaplanması nedeniyle
çalışmanın bundan sonraki tüm analizlerinde PPML tekniği kullanılacaktır.
PPML tekniği ile tahmin edilen model sonuçları da EKK ile tahmin edilen model
sonuçları gibi farklı sabit etkileri Tablo-4’te yer alan sütunlar içinde dikkate
almaktadır. Bu kapsamda ilk olarak hiçbir sabit etkinin dikkate alınmadığı model
Tablo-4’ün ilk sütununda görülmektedir. Bu tahmin sonuçlarında dikkat çeken
gelişme reel efektif döviz kuruna ait katsayının PPML yöntemi ile tahmin edildiğinde
EKK yönteminin aksine istatistiksel olarak anlamlı olmamasıdır. Dolayısıyla EKK
yöntemi ile dikkate alınmayan sıfır gözlemlerinin analize dahil edilmesinin sonuçlar
üzerindeki etkisi oldukça dikkat çekicidir.
30
Tablo 4: PPML Yöntemi ile Hesaplanan Model Sonuçları
(1)
PPML
DEĞİŞKENLER
lnGSYİHi
lnGSYİHj
lnUzaklıkij
ln(REKi/REKj)
lnNüfusi
lnNüfusj
Komşulukij
Ortak Dilij
Ortak Koloniij
lnYüzölçümüi
lnYüzölçümüj
Sabit Değişken
(2)
(3)
(5)
(6)
PPML+SABİTk PPML+SABİTk,t PPML+SABİTi,j,k,t PPML+SABİTij,k,t
Xijkt
Xijkt
Xijkt
Xijkt
Xijkt
0.6178***
(0.0697)
0.7145***
(0.0352)
-0.5336***
(0.0488)
-0.7661
(0.6039)
0.1406***
(0.0499)
0.0538*
(0.0293)
1.0791***
(0.0870)
0.2015**
(0.0963)
1.4540***
(0.2432)
-0.0300
(0.0649)
0.0314
(0.0388)
18.8929***
0.6170***
(0.0696)
0.7159***
(0.0352)
-0.5352***
(0.0487)
-0.7006
(0.5959)
0.1408***
(0.0498)
0.0534*
(0.0294)
1.0764***
(0.0868)
0.2024**
(0.0962)
1.4537***
(0.2431)
-0.0296
(0.0648)
0.0309
(0.0387)
0.6114***
(0.0693)
0.7096***
(0.0346)
-0.5381***
(0.0490)
-0.8589*
(0.5532)
0.1418***
(0.0497)
0.0546*
(0.0292)
1.0765***
(0.0869)
0.2020**
(0.0961)
1.4228***
(0.2446)
-0.0279
(0.0645)
0.0333
(0.0384)
0.9163**
(0.3995)
1.2682***
(0.2094)
-0.8732***
(0.0430)
-0.8529***
(0.2990)
-1.3992***
(0.4029)
-0.0509
(0.2288)
0.5807***
(0.0660)
0.0425
(0.0443)
-0.0697
(0.2694)
0.9058***
(0.1856)
1.2571***
(0.1379)
-0.8410***
(0.2921)
-1.3271***
(0.2978)
-0.0736
(0.1681)
-
-
-
-
-24.3308***
-24.2644***
-14.8336
-
(1.1371)
(1.2697)
(1.3393)
(14.4489)
-
-
796,554
796,554
796,554
796,554
796,554
Gözlem Sayısı
0.1261
0.5264
0.5324
0.6071
R2
İhracatçı Sabit
Yok
Yok
Yok
Var
Yok
Etkisi
İthalatçı Sabit
Yok
Yok
Yok
Var
Yok
Etkisi
Yok
Yok
Yok
Yok
Var
İkili Sabit Etki
Yok
Var
Var
Var
Var
Sektör Sabit Etkisi
Yok
Yok
Var
Var
Var
Zaman Sabit Etkisi
Notlar: Parantez içinde sektör içinde kümelenmiş güvenilir standart hatalar yer almaktadır. ***katsayıların p<0.01
anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu, ** katsayıların p<0.05 anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu, * katsayıların
p<0.1. anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu göstermektedir. İhracat değişkeni i ülkesinden j ülkesi t zamanında k
sektöründe yapılan ihracattır. (𝐺𝑆𝑌İ𝐻)𝑖 ihracatçı ülkenin GSYİH’sını, (𝐺𝑆𝑌İ𝐻)𝑗 ise ithalatçı ülkenin GSYİH’sını
göstermektedir. (𝑈𝑧𝑎𝑘𝑙𝚤𝑘)𝑖𝑗 i ve j ülkeleri arasındaki uzaklığı göstermektedir. (𝑅𝐷𝐾)𝑖𝑗 ise i ülkesinin reel efektif döviz
kurunun j ülkesine oranını göstermektedir. Kontrol Değişkenler ise nüfus, komşuluk, ortak dil, sömürgeci bağlar, sınır
etkisi ve yüzölçümü ile analize dâhil edilmiştir. Değişkenlerin adlarının başında yer alan l ifadesi logaritmik
tranformasyonu ifade etmektedir.
31
Diğer yandan bu model sonuçlarının da Anderson ve van Wincoop (2003)
tarafından ortaya konulan çok taraflı direnç (multilateral resistance) ölçülerinin
incelemeye dahil edilmemesi sebebiyle yanlı olduğu bilinmektedir. Feenstra (2004) ve
Baldwin ve Taglioni (2006) çalışmalarına paralel olarak modele sabit etkiler
eklenmesi yoluyla bu yanlılık Tablo-4’ün kalan sütunlarında giderilmeye çalışılmıştır.
İlk olarak, modele sektör sabit etkileri eklenirken, model sonuçlarında çok fazla bir
değişim yaşanmamıştır. Sektör etkileri ardından zaman sabit etkilerinin eklenmesiyle
sonuçlarda dikkat çeken gelişme reel efektif döviz kurunun katsayısının p-değeri<0,10
için anlamlı hale gelmesidir.
Nitekim bir sonraki modelde bu etkilere ek olarak ihracatçı ve ithalatçı sabit
etkilerinin eklenmesiyle reel efektif döviz kuruna ilişkin hesaplanan katsayı pdeğer<0.01 anlamlılık düzeyinde anlamlı olarak bulunmuştur. Benzer şekilde, Tablo4’ün en son sütununda daha deyatlı olan ikili ülke grupları halinde sabit etkiler
eklendiğinde de reel efektif döviz kurunun katsayısının istatistiksel olarak anlamlı
olduğu hesaplanmıştır. Diğer bir ifadeyle çok taraflı direnç kaynaklı sorunların da
çözülmesiyle birlikte sıfır ticaret sorununa cevap veren PPML tekniği ile de çalışmanın
birinci hipotezi olan Hipotez 1: 𝑯𝟎 : 𝜷𝑻𝟒 = 𝟎 reddedilirken, reel döviz kurunun ikili
ihracat üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olduğu bulunmuştur.
Çalışmanın bu aşamasında tüm sektörlerin dâhil edilmesi ile hesaplanan modeller
dâhilinde, reel efektif döviz kurunun ikili sektörel ihracat üzerinde negatif ve anlamlı
bir etkisi olduğu görülmektedir. Söz konusu anlamlı ve negatif ilişkinin sektör
özelinde de incelenmesi çalışmanın bir diğer katkısı olarak görülürken, bundan sonraki
bölümde tüm sektörlerin hangi yönde nasıl etkilendiklerini araştırmak için tahmin
edilen model sonuçları yer almaktadır.
32
3. SEKTÖR ESNEKLİK SONUÇLARI-DÜNYA ORTALAMASI
Bu bölümde, reel efektif döviz kurunda meydana gelen değişikliklerin her sektör
için ayrı ayrı o sektör ihracat performansını nasıl etkilediği araştırılmaktadır. Bu
kapsamda Denklem-3 çeşitli teknik ve model spesifikasyonları içinde en güvenilir ve
yansız olduğu düşünülen PPML tekniği ile ikili ülke grupları halinde zaman ve sektör
sabit etkileri dikkate alınarak tahmin edilmiş ve sadece reel efektif döviz kurunun
sektörel ihracata nasıl yansıdığını gösteren katsayılara ilişkin model sonuçları
aşağıdaki Tablo-5’te yer verilmiştir. Tabloda hesaplanan katsayılar dışında Hipotez 2k:
𝑯𝒌𝟎 : 𝜷𝑻𝒌 = 𝟎, k=1,2,..,k tane farklı sektör için test sonuçları katsayıların yıldızlanması
ile raporlanmaktadır. Yıldızlı katsayılar istatistiksel olarak anlamlı bulunan sektörleri
yansıtmaktadır.
Tablo-5’teki sonuçlar incelendiğinde, ilk olarak çiğ süt, ormancılık, bitkisel yağlar,
içecek ve tütün ürünleri, tekstil, hazır giyim, deri ürünleri, kimyasallar, kauçuk ve
plastik, mineral ürünler, metal ürünler, diğer makinalar sektör gruplarında istatistiksel
olarak anlamlı negatif katsayılar tespit edilmiştir. Diğer bir ifadeyle bu sektör
ihracatları ülke para birimlerinin diğer ülke para birimlerine göre değer kaybetmesi
durumunda artmaktadır. Diğer yandan, çeltik pirinç, diğer tahıllar, sebze ve meyveler,
yağlı tohumlar, bitkisel lifler, diğer hayvansal ürünler, büyükbaş, koyun, keçi ve at eti,
şeker, diğer gıda ürünleri, ahşap ürünler, kâğıt ürünler, petrol ve kömür ürünleri, demir
dışı metaller, diğer ulaşım araçları, elektirikli makinalar ihracatınında reel efektif döviz
kuru azaldıkça arttığı tespit edilirken, reel efektif döviz kurunda yaşanan söz konusu
değişikliğin ihracat üzerindeki etkisi istatistiksel olarak anlamlı hesaplanmamıştır.
33
Tablo-5: Sektör Esneklik Sonuçları- Dünya Ortalaması
Sektör Adı
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
Çeltik Pirinç
Buğday
Diğer Tahıllar
Sebze ve Meyveler
Yağlı Tohumlar
Seker Kamışı ve Pancarı
Bitkisel Lif
Diğer Bitkisel Ürünler
Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At
Diğer Hayvansal Ürünler
Çiğ Süt
Yün, İpek Böceği
Ormancılık
Balıkçılık
Et: Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At
Diğer Et Ürünleri
Bitkisel Yağlar
Süt Ürünleri
İşlenmiş Pirinç
Şeker
Diğer Gıda Ürünleri
İçecek ve Tütün Ürünleri
Tekstil
Hazır Giyim
Deri Ürünleri
Ahşap Ürünler
Kağıt Ürünler
Petrol, Kömür Ürünleri
Kimyasallar, Kauçuk ve Plastik
Mineral Ürünler
Demir ve Çelik
Demir Dışı Metaller
Metal Ürünler
Motorlu Taşıtlar
Diğer Ulaşım Araçları
Elektrikli Makinalar
Diğer Makinalar
Diğer İmalat Sanayi
RDK için Hesaplanan
β Katsayısı
-0.2663
1.4670
-1.3476
-0.7192
-0.3794
2.4083
-1.0286
0.9270*
1.1686
-0.2341
-6.5250**
0.7831
-2.4202**
2.0526
-0.4839
1.0910
-2.1966***
1.4097
3.0853**
-0.6653
-0.9472
-1.3388**
-3.7232***
-1.5862**
-5.4683***
-1.6712
-1.3560
-0.8067
-1.8569***
-1.8136***
0.5097
-0.9612
-1.7500*
1.4021
-1.4579
-0.7588
-2.5322***
6.4256**
Notlar: Denklem-3 PPML tekniği kullanarak ikili ülke grupları ile zaman ve sektör sabit etkileri
eklenerek tahmin edilmiş ve RDK değişkeninin sektörel ihracatı nasıl etkilediğini gösteren her
sektör için ayrı ayrı hesaplanan β katsayılarına ilişkin sonuçlar Tablo-5’te yer almaktadır.
***katsayıların p<0.01 anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu, ** katsayıların p<0.05 anlamlılık
düzeyinde anlamlı olduğunu, * katsayıların p<0.1. anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu
göstermektedir.
34
Diğer bitkisel ürünler, işlenmiş pirinç ve diğer imalat sanayi sektörlerinde ise
efektif döviz kurundaki hareketlerin söz konusu sektörlerin ihracatı üzerindeki etkisi
istaistiksel olarak anlamlı ve pozitif olarak hesaplanmıştır. Son olarak, buğday, şeker
kamışı ve pancarı, büyük baş, koyun, keçi ve at; yün, ipek böceği, balıkçılık, diğer et
ürünleri, süt ürünleri, demir ve çelik, motorlu taşıtlar sektörleri için ise reel efektif
döviz kurundaki hareketlerin söz konusu sektör ihracatlarına etkisi pozitif ve
istatistiksel olarak anlamsız olarak hesaplanmıştır.
4. SEKTÖR ESNEKLİK SONUÇLARI-TÜRKİYE
Sektör ihracat performanslarının tüm ülkeleri dikkate alarak reel efektif döviz
kurunda ne yönde etkilendiklerinin tespiti ardından, söz konusu ilişki Türkiye özelinde
de Tablo-6’da değerlendirilmektedir. Tablo-6’da Denklem-4’ün ikili ülke grupları ile
zaman sabit etkilerini dikkate alarak PPML tekniği ile tahmin edilmesi ardından
𝑻
hesaplanan katsayılar yer almaktadır. Ayrıca, Hipotez 3ik: 𝑯𝒊𝒌
𝟎 : 𝜷𝒊𝒌 = 𝟎,
i=Türkiye,
k=1,2,....,k tane farklı sektör için test edilmekte ve söz konusu hipotezin reddedilmesi
katsayıların yanında bulunan yıldızlar ile gösterilmektedir. Bu kapsamda, yıldızlı
katsayılar reel efektif kur hareketlerinden Türkiye’deki istatiktiksel olarak anlamlı
etkilenen sektörleri yansıtmaktadır.
Tablo-6 incelendiğinde, sebze ve meyve, yağlı tohumlar, şeker kamışı, diğer
bitkisel ürünler, çiğ süt, yün, ipek böceği, bitkisel yağlar, diğer gıda ürünleri, içecek
ve tütün ürünleri, tekstil, hazır giyim, deri ürünleri, ahşap ürünler, kimyasallar, kauçuk
ve plastik, mineral ürünler, diğer ulaşım araçları, elektirikli makinalar sektörlerinin
ihracatlarının reel efektif döviz kurundaki hareketlerden istatistiksel olarak anlamlı ve
ters yönde etkilendiği görülmektedir. Ayrıca, buğday, bitkisel lif, ormancılık, şeker,
metal ürünler, motorlu taşıtlar, diğer makinalar için de beklentimize paralel olarak
esneklik katsayıları eksi hesaplanmaktadır fakat katsayılar istatistiksel olarak anlamlı
bulunamamıştır.
35
Tablo-6: Sektör Esneklik Sonuçları- Türkiye
Sektör Adı
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
Çeltik Pirinç
Buğday
Diğer Tahıllar
Sebze ve Meyveler
Yağlı Tohumlar
Seker Kamışı ve Pancarı
Bitkisel Lif
Diğer Bitkisel Ürünler
Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At
Diğer Hayvansal Ürünler
Çiğ Süt
Yün, İpek Böceği
Ormancılık
Balıkçılık
Et: Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At
Diğer Et Ürünleri
Bitkisel Yağlar
Süt Ürünleri
İşlenmiş Pirinç
Şeker
Diğer Gıda Ürünleri
İçecek ve Tütün Ürünleri
Tekstil
Hazır Giyim
Deri Ürünleri
Ahşap Ürünler
Kâğıt Ürünler
Petrol, Kömür Ürünleri
Kimyasallar, Kauçuk ve Plastik
Mineral Ürünler
Demir ve Çelik
Demir Dışı Metaller
Metal Ürünler
Motorlu Taşıtlar
Diğer Ulaşım Araçları
Elektrikli Makinalar
Diğer Makinalar
Diğer İmalat Sanayi
RDK için Hesaplanan
βTürkiye Katsayıları
7.8287
-11.4526
3.3741
-7.9298*
-45.3381***
-65.8665***
-49.3339
-14.9591***
115.3541***
9.9327
-27.8347***
-10.2220***
-2.3107
94.7037***
2.2361
12.6966
-25.7741***
5.7454**
6.2005
-2.6066
-11.1540*
-8.3542***
-13.8976***
-14.9591***
-16.6104***
-10.8673***
10.0589
1.0899
-12.3292***
-11.9541***
17.3513***
0.0220
-4.9576
-5.3204
-17.1718***
-4.7680**
-5.3118
163.2755***
Notlar: Denklem-4 PPML tekniği kullanarak ikili ülke grupları ile zaman ve sektör sabit etkileri
eklenerek tahmin edilmiş ve RDK değişkeninin sektörel ihracatı nasıl etkilediğini gösteren her
sektör için ayrı ayrı hesaplanan β katsayılarına ilişkin sonuçlar Tablo-5’te yer almaktadır.
***katsayıların p<0.01 anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu, ** katsayıların p<0.05 anlamlılık
düzeyinde anlamlı olduğunu, * katsayıların p<0.1. anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu
göstermektedir.
36
Diğer yandan, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık, balıkçılık, süt ürünleri gibi
hayvancılık ana başlığı altında toplayabileceğimiz sektörlerle beraber imalat sanayi
içinde yer alan demir çelik sektörünü için bulunan esneklik katsayıları pozitif ve
istatistiksel olarak anlamlı olarak hesaplanmıştır. Benzer şekilde çeltik pirinç, diğer
tahıllar, diğer hayvansal ürünler, büyükbaş ve küçükbaş hayvan eti, diğer et ürünleri,
işlenmiş pirinç, kâğıt ürünleri, petrol kömür ürünleri, demir dışı metaller sektörleri için
ise hesaplanan esneklik katsayılarının pozitif ve istatistiksel olarak anlamsız olduğu
tespit edilmiştir.
Türkiye özelinde hesaplanan esnekliklerin dünya ortalamasına göre pek çok sektör
için daha yüksek olması Türkiye’deki kur hareketlerine karşı sektör ihracatının dünya
ortalamasına göre daha kırılgan olduğuna işaret etmektedir. Bundan sonraki bölümde,
sektör özelinde hesaplanan esnekliklerin karşılaştırılması yapılarak politika önerileri
sunulacaktır.
37
TARTIŞMA VE KISITLAR
1. DÜNYA ORTALAMASI İÇİN HESAPLANAN SEKTÖR ESNEKLİK
KATSAYILARINI DEĞERLENDİRİLMESİ
Sektörler
için
ayrı
hesaplanan
döviz
kurundaki
değişikliklerin
ihracat
büyüklüklerini nasıl etikileyeceğini gösteren Tablo-5’te yer alan katsayıları daha kolay
yorumlayabilmek için Grafik-2 ile gösterilmektedir. Grafik-2’den elde edilen ilk
sonuç, kurdaki hareketlerinin ihracat üzerindeki etkisi sektörel farklılıklar
göstermektedir. Dolayısıyla tüm sektörlerin toplanarak yapılan analizlerin sonuçları
bu ayrımı yapamaması nedeniyle yanlı ve güvenilir değildir. Grafik-2’den elde edilen
diğer sonuç ise pek çok tarım ve hayvancılık ana başlığı için para birimindeki değer
kazançlarının ihracata etkisi pozitif ve istatistiksel olarak anlamsız hesaplanırken,
imalat sektörü için katsayıların beklentimize paralel negatif ve istatistiksel olarak
anlamlı olduğu görülmektedir.
Sektörler için ayrı hesaplanan katsayılar içinde pozitif olarak hesaplanan pek çok
sektörün (şeker kamışı ve pancarı, balıkçılık, buğday, süt ürünleri, büyük baş ve
küçükbaş hayvancılık, diğer et ürünleri ve diğer bitkisel ürünler, yün ve ipek böceği,
çeltik ve pirinç) tarım ve hayvancılık ana başlığı içinde yer aldığı görülmektedir. Bu
sektörler için hesaplanan pozitif katsayılar ise diğer bitkisel ürünler hariç istatistiksel
olarak anlamsız bulunmuştur. Literatürde tarım ve hayvancılık sektörlerini ayrı olarak
inceleyen çalışma sonuçları değerlendirildiğinde, pek çok çalışmada bu sektör grubu
için anlamsız katsayılar bulunduğu görülmektedir. ABD datasını inceleyen Carter ve
Pick (1989), Doroodian v.d. (1999) çalışmalarında bu çalışmanın sonuçlarına benzer
pozitif katsayılar hesaplarken, Byrne v.d. (2008) ve Caglayan ve Di (2010) tarım
sektörü ihracatının kurdaki hareketlerden istatistiksel olarak anlamsız etkilendiğini
belirtmektedir.
38
Grafik-2: Dünya Ortalaması için Hesaplanan Sektör Esneklik Katsayıları
Sektör Esneklik Katsayıları
Diğer İmalat Sanayi**
İşlenmiş Pirinç**
Seker Kamışı ve Pancarı
Balıkçılık
Buğday
Süt Ürünleri
Motorlu Taşıtlar
Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At
Diğer Et Ürünleri
Diğer Bitkisel Ürünler*
Yün, İpek Böceği
Demir ve Çelik
Çeltik Pirinç
Diğer Hayvansal Ürünler
Yağlı Tohumlar
Et: Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At
Şeker
Sebze ve Meyveler
Elektrikli Makinalar
Petrol, Kömür Ürünleri
Diğer Gıda Ürünleri
Demir Dışı Metaller
Bitkisel Lif
İçecek ve Tütün Ürünleri**
Diğer Tahıllar
Kağıt Ürünler
Diğer Ulaşım Araçları
Hazır Giyim**
Ahşap Ürünler
Metal Ürünler*
Mineral Ürünler***
Kimyasallar, Kauçuk ve Plastik***
Bitkisel Yağlar***
Ormancılık**
Diğer Makinalar***
Tekstil***
Deri Ürünleri***
-5,5
Çiğ Süt*** -6,5
-8
-6
6,4
3,1
2,4
2,1
1,5
1,4
1,4
1,2
1,1
0,9
0,8
0,5
0,3
-0,2
-0,4
-0,5
-0,7
-0,7
-0,8
-0,8
-0,9
-1,0
-1,0
-1,3
-1,3
-1,4
-1,5
-1,6
-1,7
-1,8
-1,8
-1,9
-2,2
-2,4
-2,5
-3,7
-4
-2
0
2
4
6
8
Kaynak: Model Sonuçları
39
Literatürde tarım sektörü özelinde yapılmış çalışmalar içinde, Cho v.d. (2002) G10 ülkeleri için anlamlı ve imalat sanayi etkisine göre döviz kurundaki oynaklığın
tarım sektörüne etkisinin daha yüksek olduğunu tespit etmiştir. Fakat daha fazla ülke
verisi ile bu çalışmanın yeniden tahmin edildiği Kandilov (2008) çalışmasında söz
konusu etkinin bozulduğu görülmektedir. Benzer şekilde pek çok gelişmiş ve
gelişmekte olan ülkeden oluşan veri setimizin tarım ve hayvancılık sektörleri için
anlamlı katsayılara ulaşılamamıştır. Bunun nedeni Kandilov (2008) çalışmasında
belirttiği gibi ihracat sübvansiyonlarının kurdaki oynaklığın artmasıyla pozitif olarak
korele olması ile açıklanabilir. Ülke para birimlerinde yaşanan hareketlerin sert ve
güçlü olduğu dönemlerde tarım sektörüne yönelik ihracat sübvansiyonlarının artması
bu sektörün rekabetçiliğinin artması ile ihracatına olumlu olarak yansıyor oluşu para
biriminde yaşanan değer kazancına rağmen sektörlerin ihracat performansının
artmasına neden olabilir.
Diğer yandan analizimizde yer alan diğer hayvansal ürünler, yağlı tohumlar,
büyükbaş ve küçükbaş hayvan eti, yağlı tohumlar, şeker, sebze ve meyveler, bitkisel
lif, diğer tahıllar, bitkisel yağlar, çiğ süt gibi tarım ve hayvancılık sektörü içinde yer
alan alt başlıklarda reel efektif döviz kurunun ihracat üzerindeki etkisi negatif olarak
hesaplanmıştır. Söz konusu sektörler içinde bitkisel yağlar ve çiğ süt grubunun
katsayısı istatistiksel olarak anlamlı hesaplanırken, tüm sektörler arasından kurdaki
hareketlerden en sert şekilde etkilenen grup çiğ süt olarak tespit edilmiştir.
Çalışmamızda incelenen sektörler arasında pek çok imalat sektörü için para
birimlerindeki artışların söz konusu sektör ihracatına beklentimize paralel olarak
olumsuz yansıdığı tespit edilmiştir. Bu sektörler içinde tekstil, hazır giyim, deri
ürünleri, içecek ve tütün ürünleri, metal ürünler, mineral ürünler, kimyasallar, kauçuk
ve plastik ve diğer makinalar imalatı için istatistiksel olarak anlamlı negatif katsayılar
hesaplanmıştır. Bu sektörler arasından kurdaki hareketlerden en yüksek oranda
etkilenen sektörler tekstil ve deri ürünleri olarak gözükmektedir. Bu sektörleri sırasıyla
diğer makine imalatı ardından kimyasal, kauçuk ve plastik, mineral, metal ve hazır
giyim imalatı izlemektedir. Diğer ulaşım araçları, kâğıt ürünler, demir dışı metal, diğer
40
gıda ürünleri, elektrikli makinalar, petrol kömür ürünleri, diğer gıda ürünleri, elektrikli
makinalar gibi imalat sektöründe yer alan diğer sektörler için negatif katsayılar
hesaplanmasına rağmen bu katsayılar istatistiksel olarak anlamlı bulunamamıştır.
Diğer yandan, diğer imalat sanayi, işlenmiş pirinç, motorlu araçlar ve demir çelik
imalatı sektörlerinin ihracatının kur hareketlerinden pozitif yönde etkilendiği tespit
edilmiştir. Bu sektörler arasından diğer imalat sanayi ve işlenmiş pirinç alt
başlıklarında katsayılar istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Bu sonuçlar arasından
motorlu araçlar için hesaplanan pozitif katsayı dikkat çekmektedir. Benzer şekilde
sadece ABD verisi ile yapılan bir araştırma olan Avsar ve Turkcan (2013), bu sektör
ihracatının döviz kurunda yaşanan oynaklıklardan olumlu yönde etkilendiği sonucuna
ulaşmıştır. Motorlu araçlar sektöründe görülen üretimin uluslararası boyutta
parçalanması diğer bir ifadeyle farklı ülkede dizayn edilmesi ardından parçalarının bir
diğer ülkede üretilmesi ve başka bir ülkede birleştirilmesi ile sektörde ara malı
ithalatının arttığı bilinmektedir. Sektörde yaşanan bu durum nedeniyle kur
hareketlerinin sektör ihracatına pozitif yansıdığı düşünülmektedir.
2. TÜRKİYE İÇİN HESAPLANAN SEKTÖR ESNEKLİK KATSAYILARININ
DEĞERLENDİRİLMESİ
Tablo-6’da yer alan Türkiye için hesaplanan sektör esneklik katsayılarının daha
rahat yorumlanabilmesi için katsayılar Grafik-3’te gösterilmektedir. Dünya
ortalamalarını gösteren katsayılar gibi, Türkiye özelindeki sonuçlar incelendiğinde de
kur hareketlerinin ihracat üzerindeki etkisinin sektörel farklıklar gösterdiği
görülmektedir. Dolayısıyla çalışmamızın ilk sonucu kurda yaşanan hareketlerin
Türkiye ihracatı üzerindeki etkisini incelemek için sektörel ihracat detayında söz
konusu
ilişkinin
araştırılması
gerektiğidir.
Nitekim
bazı
sektörlerin
kur
hareketlerinden pozitif yönde, bazı sektörlerin ise negatif yönde etkilendiği tespit
edilmiştir. Dünya ortalamalarında izlenen tarım ve hayvancılık grubu için hesaplanan
pozitif katsayılar ile imalat sanayi için hesaplanan negatif katsayılar yorumunun
41
Türkiye özelinde hesaplanan katsayılar değerlendirildiğinde benzer bir tablo çizdiği
görülmektedir. Yalnız, dünya ortalamalarında farklı olarak Türkiye özelinde belli
tarım ürünlerinin TL’deki değer kazançlarına oldukça duyarlı olduğunun tespit
edilmesi dikkat çekicidir.
Tarım ana başlığı altında şeker kamışı ve pancarı, yağlı tohumlar, çiğ süt, bitkisel
yağlar alt başlıkları için istatistiksel olarak anlamlı negatif katsayılar hesaplanmıştır.
Bitkisel lif sektörü için ise istatistiksel olarak anlamsız negatif bir katsayı tespit
edilmiştir. Söz konusu beş sektörün aynı zamanda kur hareketlerine en duyarlı
sektörler olduğu görülmektedir. Benzer şekilde bu ana başlık altında yer alan sebze ve
meyveler için daha sınırlı bir büyüklükte esneklik hesaplanırken, işaretinin negatif ve
istatistiki olarak anlamlı olduğu dikkat çekmektedir. Diğer yandan buğday için
hesaplanan esneklik katsayısının negatif tespit edilmesine rağmen istatistiksel olarak
anlamlı bulunmamıştır. Tarım grubu içinde yer alan çeltik pirinç ve diğer tahıllar için
ise esneklik katsayıları pozitif ve istatistiksel olarak anlamsız olarak bulunmuştur.
Tüm sektörler arasında kur hareketlerine en duyarlı sektörlerin tarım ana başlığına
ait olması dikkat çekmektedir. Bu sonuç literatürde Türkiye için yapılan çalışmalar
içinde sektör verisi ile çalışan Yazıcı(2008) çalışmasındaki tarım sektörü bulguları ile
benzerlik göstermektedir. Tarım ana başlığı altında tespit edilen negatif katsayıların
aksine özellikle hayvancılık sektöründe tespit edilen pozitif katsayılar çalışmanın bir
diğer önemli sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Hayvancılık ana başlığı altında
toplayacağımız, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık, balıkçılık, diğer et ürünleri, diğer
hayvansal ürünler, süt ürünleri, büyükbaş ve küçükbaş hayvan eti için pozitif
katsayılarınn hesaplanması dikkat çekicidir. Ekonomi Bakanlığı olarak bu tespit
sonucunda yukarı yönlü kur hareketlerine karşı uygulanacak politikalarda bu sektöre
öncelik verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
42
Grafik-3: Türkiye için Hesaplanan Sektör Esneklik Katsayıları
Sektör Esneklik Katsayıları (Türkiye)
Diğer İmalat Sanayi***
Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At***
Balıkçılık***
Demir ve Çelik***
Diğer Et Ürünleri
Kağıt Ürünler
Diğer Hayvansal Ürünler
Çeltik Pirinç
İşlenmiş Pirinç
Süt Ürünleri**
Diğer Tahıllar
Et: Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At
Petrol, Kömür Ürünleri
Demir Dışı Metaller
Ormancılık
Şeker
Elektrikli Makinalar**
Metal Ürünler
Diğer Makinalar
Motorlu Taşıtlar
Sebze ve Meyveler*
İçecek ve Tütün Ürünleri***
Yün, İpek Böceği***
Ahşap Ürünler***
Diğer Gıda Ürünleri*
Buğday
Mineral Ürünler***
Kimyasallar, Kauçuk ve Plastik***
Tekstil***
Hazır Giyim***
Diğer Bitkisel Ürünler***
Deri Ürünleri***
Diğer Ulaşım Araçları***
Bitkisel Yağlar***
Çiğ Süt***
Yağlı Tohumlar***
Bitkisel Lif
Seker Kamışı ve Pancarı***
163,3
115,4
94,7
17,4
12,7
10,1
9,9
7,8
6,2
5,7
3,4
2,2
1,1
0,0
-2,3
-2,6
-4,8
-5,0
-5,3
-5,3
-7,9
-8,4
-10,2
-10,9
-11,2
-11,5
-12,0
-12,3
-13,9
-15,0
-15,0
-16,6
-17,2
-25,8
-27,8
-45,3
-49,3
-65,9
-100
-50
0
50
100
150
200
Kaynak: Model Sonuçları
43
Hayvancılık sektörünün kurdaki yukarı yönlü hareketlerden en olumsuz etkilenen
sektör olarak tespit edilmesinin en önemli nedeni Türkiye’nin yem ve yem ham
maddesi üretiminde dışa bağımlı olması yatıyor olabilir. Dışa bağımlılık nedeniyle,
döviz fiyatlarında yaşanan artışların maliyetlere doğrudan yansıması ile üretimin
düşürüyor olması ihracat performansları üzerinde etkili olabileceği düşünülmektedir.
Söz konusu sorunlar değerlendirildiğinde, Ekonomi Bakanlığı olarak kurdaki yukarı
yönlü hareketlerin sektöre olumsuz yansımasını engellemek için söz konusu TL’nin
güçlü değer kaybettiği dönemlerde, dönemsel olarak sektöre özel gümrük vergilerinin
düşürülmesi değerlendirilmelidir.
Tarım ve hayvancılık sektörüne ilişkin sonuçlar bu şekilde tartışılabilecekken,
imalat sanayi katsayılarının detaylarında da önemli sonuçlar yatmaktadır. Öncelikle
imalat sanayi sonuçlarının daha iyi yorumlanabilmesi için bu başlık altında yer alan
sektörlerin farklı özelliklerine göre hesaplanan katsayılar ile sektör özellikleri
arasındaki ilişkiyi incelemenin yararlı olacağı düşünülmektedir. Söz konusu sektör
özellikli etkileri göz önüne almak için Fouquin v.d. (2001) çalışmasındaki yol
izlenmiştir. Bu kapsamda imalat sanayi sektörleri için açıklanan yoğunlaşma oranları,
sektör sanayi üretim endeksleri ile kapasite kullanım oranları ile o sektör için
hesaplanan katsayılar arasındaki ilişki incelenmiştir. Sektör yoğunlaşma oranları15 ve
sanayi üretim endeksi TÜİK veri tabanından, kapasite kullanım oranı ise TCMB’den
elde edilmiştir. Hesaplanan katsayılar ile söz konusu sektör özelinde yayınlanan
değişkenler arasındaki ilişki Tablo-7’de incelenmektedir.
Yoğunlaşma oranları, 2013 yılı Sanayi ve Hizmet İstatistikleri araştırması kapsamındaki girişimlerin
faaliyet türü birimleri bazında ciro değerleri kullanılarak NACE Rev. 2 sınıflamasına göre sınıflar (4
rakamlı) düzeyinde hesaplanmıştır. Girişimin faaliyet gösterdiği her farklı ekonomik faaliyet sınıfı,
faaliyet türü birimi olarak alınmıştır. Bu çalışmada temel alınan yoğunlaşma oranı (CR4: Concentration
Ratio), bir ekonomik sınıftaki en büyük 4 girişimin ciroları toplamının, o ekonomik sınıftaki toplam
ciro değerine bölünmesiyle elde edilmiştir.
15
44
Tablo-7: Türkiye için Hesaplanan İmalat Sanayi Sektörü Esnekliklerinin
Diğer Sektör Göstergeleri ile İlişkisi
Bağımsız Değişken: Sektör İhracatının Kur Esnekliği
Kat Sayı
Açıklayı Değişkenler
(Standart Hata)
Yoğunlaşma
Sanayi
Kapasite Kullanım Oranı
Sabit
-21.338***
(2.433)
-0.195***
(0.055)
-0.075***
(0.195)
42.891***
(17.196)
Kaynak: Yazar Hesaplamaları
Tablo-7’de dikkat çeken sonuç hesaplanan esneklik katsayıların tüm değişkenler
ile negatif bir ilişkiye sahip olmasıdır. Söz konusu ilişki yoğunlaşma oranı ve sanayi
üretim endeksi için istatistiksel olarak anlamlı tespit edilmiştir. Yoğunlaşma oranına
ilişkin katsayının negatif hesaplanması, sektördeki rekabetin azaldığı ortamda kurun
ihracat performansı üzerindeki etkisinin daha sınırlı olduğu sonucuna işaret
etmektedir. Bu durum firmaların daha büyük olduğu sektörlerde yani yoğunlaşma
oranının yüksek olduğu sektörlerde söz konusu büyük firmaların kur hareketlerine
karşı daha az duyarlı olduklarına işaret etmektedir. Bu esneklik altında bu firmaların
finansal piyasalara erişiminin daha kolay olması ile türev piyasalarda işlem yapmaları
ile açıklanabilir. Diğer bir ifadeyle kur hareketlerini türev enstrümanlarla sabitleyen
firmaların bu hareketlerden etkilenmesinin daha sınırlı olması yani esnekliklerinin
daha küçük olması beklenmektedir. Fakat bu piyasaların Türkiye’de henüz sığ olması
nedeniyle bu işlemlere öncelikle büyük firmaların erişiminin olduğu ve bu nedenle
yoğunlaşma oranlarının yüksek olduğu sektörlerde kur hareketlerinin ihracat
üzerindeki etkisinin zayıf olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Sektör büyüklüğünü yansıtacağı düşünüldüğü için eklenen sanayi üretim endeksi
değişkeni ise hem negatif hem de istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Hesaplanan
negatif değişken Fouquin v.d. (2001) çalışmasında da belirtildiği gibi teorik
beklentilere paralel bir tablo çizmektedir. Çünkü firmaların üretiminin artması
45
durumunda o sektörün TL’deki hareketleri ihracat performansına daha sınırlı
yansıtabilmesi münkün gözükmektedir. Diğer yandan kapasite kullanım oranı için de
negatif bir katsayı hesaplanırken, istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır.
Sektörlerin farklılıkları ile hesaplanan katsayılar arasındaki ilişki dışında Grafik-3
detaylı bir şekilde incelendiğinde ise, karşımıza çıkan bir diğer sonuç, imalat sanayi
grubu içinde kur hareketlerine en duyarlı sektörlerin diğer ulaşım araçları, tekstil ve
hazır giyim, kimyasallar, kauçuk, plastik ve mineral ürünler olarak tespit edilmesidir.
Söz konusu sektörler için hesaplanan esneklik değerlerinin diğer ulaşım araçları hariç
birbirine yakın olduğu görülmektedir. Bu sektörleri ahşap ürünler, içecek ve tütün
ürünleri ile elektrikli makinalar alt başlıkları izlemektedir. Motorlu taşıtlar, diğer
makinalar, metal ürünler grupları için ise anlamsız negatif katsayılar bulunmuştur16.
İmalat sanayi içinde yer alan demir çelik sektörünün ise kurdaki hareketlere
esnekliğinin pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı olması dikkat çekmektedir. Söz
konusu sektörde, hammadde olarak kullanılan demir cevheri ve kömürün ithal ediliyor
oluşu sektörün TL’deki değer kayıplarından ters yönde etkilenmesinde rol
oynayabileceği
düşünülmektedir.
Dolayısıyla,
kurda
yaşanan
yukarı
yönlü
hareketlerde sektördeki ihracat büyüklüğünü koruyabilmek için, dönemsel olarak %1
oranında bulunan demir cevheri gümrük vergisinin düşürülmesi veya kaldırımlası ya
da temel girdi ithalatının finansmanına yardımcı olmak için sektöre yönelik teşvikler
veya muafiyetler sunulması gerektiği değerlendirilmektedir. Diğer yandan, kâğıt
ürünleri ile demir dışı metaller grubu için hesaplanan sektör esnekliklerinin elastik
olmadığı tespit edilirken, söz konusu iki sektörün kur hareketleri nedeniyle ihracat
performansının etkilenmediği sonucu dikkat çekmektedir.
Ekonomi Bakanlığı olarak ihracat performansında Türkiye’nin parlayan yıldız sektörleri içinde yer
alan otomotiv sektörü özelinde analizimizin sonuçlarının detaylandırılması gerektiği düşünülmektedir.
Bu kapsamda bir sonraki bölümde bu sektör için hesaplanan katsayıların veri seti içinde yer alan tüm
ülkeler için ayrı ayrı değerlendirilecek ve bu sektörün diğer ülkelerde de döviz kurundaki hareketlerden
nasıl etkilendiği araştırılacaktır.
16
46
3.
DÜNYA-TÜRKİYE
SEKTÖR
ESNEKLİK
KATSAYILARININ
KARŞILAŞTIRILMASI
Dünya ve Türkiye için ayrı ayrı hesaplanan katsayıların karşılaştırılması da
sonuçların yorumlanması açısından önemli gözükmektedir. Nitekim hesaplanan
katsayıların Türkiye özelinde oldukça farklılaştığı dikkat çekmektedir. Sektörlerin ayrı
ayrı incelenmesi öncesinde, Grafik-4’ten görüleceği üzere sonuçlar arasında dikkat
çeken en büyük farklılık, esneklik katsayılarının Türkiye detayına indirgenince
oldukça yükselmesidir. Diğer bir ifadeyle, para birimlerinde yaşanan hareketlerin
Türkiye ihracatı üzerindeki etkisi dünya ortalamalarının üzerinde bir tablo
çizmektedir. Bu durum aslında literatürde yapılan pek çok çalışmada da
görülmektedir.
Özellikle
gelişmekte
olan
ülkeler
ile
gelişmiş
ülkelerinin
karşılaştırılmasını yapan pek çok çalışmada gelişmekte olan ülkeler için kur
hareketlerinin ihracat performansı üzerindeki etkisinin daha anlamlı ve güçlü
bulunduğu gözükmektedir. (Grier ve Smallwood (2007), Arize v.d. (2000), Clark
v.d.(2004), Peridy (2003), Sauer ve Bohara (2001)).
Gelişmekte olan ülkelerde söz konusu kur etkisinin daha yüksek olması altındaki
nedenler literatürde bu ülke gruplarının finansal türev enstrümanlara ulaşmasının daha
zor olması ve bu nedenle bu ülkelerin kur hareketleri karşısında kendilerini güvene
almalarının daha zor olması nedeniyle açıklanmaktadır. Söz konusu türev piyasaların
sığ oluşu nedeniyle gelişmekte olan ülkelerin kur hareketlerinden daha sert bir şekilde
etkilendiği sonucuna ulaşıldığı görülmektedir. Söz konusu sonuç değerlendirildiğinde,
Ekonomi Bakanlığı olarak öncelikle tüm sektörler özelinde kur etkisinin ticarete
olumsuz yanlarını azaltmak için firmaların söz konusu türev ürünlere daha kolay
ulaşmalarını sağlamak ve bu konuda firmaların bilinçlendirilmesinde yardımcı olmak
gerektiği düşünülmektedir. Söz konusu türev ürünlerinin anlaşılması ve uygulamadaki
zorluklar değerlendirildiğinde mevcut bu sorunların giderilmesi için TİM ile işbirliği
ile bu konularda eğitimlerin verilmesi ve firmaların desteklenmesi sağlanabilir.
47
Grafik-4: Türkiye ve Dünya için Hesaplanan Sektör Esneklik
Katsayılarının Karşılaştırması
Esneklik Değerlerinin Karşılaştırılması
Diğer İmalat Sanayi
Diğer Makinalar
Elektrikli Makinalar
Diğer Ulaşım Araçları
Motorlu Taşıtlar
Metal Ürünler
Demir Dışı Metaller
Demir ve Çelik
Mineral Ürünler
Kimyasallar, Kauçuk ve Plastik
Petrol, Kömür Ürünleri
Kağıt Ürünler
Ahşap Ürünler
Deri Ürünleri
Hazır Giyim
Tekstil
İçecek ve Tütün Ürünleri
Diğer Gıda Ürünleri
Şeker
İşlenmiş Pirinç
Süt Ürünleri
Bitkisel Yağlar
Diğer Et Ürünleri
Et: Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At
Balıkçılık
Ormancılık
Yün, İpek Böceği
Çiğ Süt
Diğer Hayvansal Ürünler
Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At
Diğer Bitkisel Ürünler
Bitkisel Lif
Seker Kamışı ve Pancarı
Yağlı Tohumlar
Sebze ve Meyveler
Diğer Tahıllar
Buğday
Çeltik Pirinç
-100
163,3
6,4
-5,3
-2,5
-4,8
-0,8
-17,2 -1,5
-5,3
-5,0
-1,8
1,4
-1,0
0,0
0,5 17,4
-12,0
-1,8
-12,3
-1,9
-0,8
1,1
10,1
-1,4
-10,9-1,7
-16,6
-5,5
-15,0
-1,6
-13,9
-3,7
-8,4
-1,3
-11,2-0,9
-2,6
-0,7
6,2
3,1
5,7
1,4
-25,8
-2,2
1,1 12,7
2,2
-0,5
94,7
2,1
-2,3
-2,4
-10,2
-27,8
0,8
-6,5
9,9
-0,2
115,4
1,2
-15,0
0,9
-49,3
-1,0
-65,9
2,4
-45,3
-50
-0,4
-7,9
-0,7
-1,3
-11,5
3,4
1,5
7,8
0,3
0
Türkiye
50
100
150
200
Dünya
Kaynak: Model Sonuçları
48
Tablo-7’de yoğunluk oranları ile esneklik katsayıları arasında hesaplanan negatif
ilişki değerlendirildiğinde, büyük firmaların finanasal piyasalara erişiminin daha kolay
olduğu
sonucuna
ulaşılırken,
özellikle
küçük
ve
orta
ölçekli
firmaların
önceliklendirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Bu çerçevede, söz konusu firmaların
eğitimlerle bilinçlendirilmesi dışında türev piyasalardaki işlemlerin getirdiği
maliyetlerin verilen teşviklerle azaltılması ile firmaların söz konusu piyasalara
özendirilmesi ve alıştırılması sağlanabileceği düşünülmektedir.
Türkiye’de TL’nin değer kazançları neticesinde pek çok sektörde ihracat
performansının dünya ortalamasının üzerinde etkilendiği sonucu karşısında önerilecek
bir diğer politika, Türkiye’nin küresel piyasalardaki rekabet gücünün arttırılmasının
sağlanmasıdır. Bu kapsamda mevcut Ekonomi Bakanlığı çalışmalarının en kırılgan
tespit edilen sektörlerin önceliklendirilmesi değerlendirilmektedir. Rekabet gücünün
arttırılması için ayrıca inovasyon ve Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesinin de söz
konusu sektörlerel farklılıklar gözetilerek yapılması gerektiği değerlendirilmektedir.
Ayrıca üretimde yer alan ithal girdilerin yurtiçi üretimle sağlanması için yürütülen
GİTES çalışmaların da söz konusu sektörel farklılıkların değerlendirilmeye alınması
gerektiği çalışmanın bir diğer önerisi olarak dikkat çekmektedir. Son olarak, sektörün
ihracatı yapılan ülke çeşitliliğinin artması da ihracat performansının TL’de değer
kazançları karşısındaki kırılganlığını azaltacaktır. Dolayısıyla kırılgan tespit edilen
sektörlerin daha çeşitli ülkelere ihracat yapılmasının desteklenmesi aynı zamanda
inovasyon çalışmaları ile daha kaliteli, küresel piyasalarda rekabet gücü yüksek
ürünler üretilmesinin sağlanması kur hareketlerinin ihracatı olumsuz etkilemesini
sınırlayacağı değerlendirilmektedir.
Tüm bu değerlendirmeler çalışmanın geneli için yapılacak öneriler olarak
düşünülmektedir. Diğer yandan dünya ortalamaları ile Türkiye için hesaplanan
katsayılar arasında tespit edilen bir farklılık Türkiye’deki tarım ana grubu altında yer
alan beş ana sektörün beklentimiz yönünde para birimlerinde yaşanan değer
kayıplarından olumlu yönde etkilendiği sonucudur. Bu sektörler içinden sadece çiğ
süt ve bitkisel yağlar alt başlıkları için dünya ortalamalarının istatistiksel olarak
49
anlamlı ve negatif olduğu görülmüştür. Fakat söz konusu katsayıların Türkiye için
oldukça
yüksek
olduğu
dikkat
çekmektedir.
Bu
kapsamda
analizimizin
zengileştirilmesi için söz konusu sektörlerin ayrı bir başlık altında değerlendirilmesi
gerektiği düşünülmektedir.
3.1 Şeker Kamışı ve Pancarı
Hesaplanan kur esneklik katsayılarının en yüksek olduğu sektör şeker kamışı ve
pancarı olarak tespit edilmiştir. Bu nedenle söz konusu grubun detaylarının
incelenmesi gerektiği düşünülmektedir.
Dünyadaki şeker pancarı üretimi incelendiğinde, FAO verilerine göre, dünyada 50
ülkede şeker pancarı üretildiği görülmektedir. Dünyanın en büyük 10 şeker pancarı
üreticisi ülkenin dünya toplam şeker pancarı üretimindeki payı %80 dolayındadır.
Türkiye 2012 yılında 15.000 ton ile dünya içinde şeker pancarı üretiminde ilk altıncı
sırada yer almakatadır. TÜİK verilerine göre Türkiye’de şeker pancarı üretimi 1998
yılında 22 milyon tondan, 2014 yılında 17 milyon tona gerilemiştir. Buna karşılık aynı
dönemde hektar başına verim 44 tondan 57 tona yükselmiştir.
Şeker pancarı üretiminde 1998 yılından sonra kota sistemi uygulanmaya
başlanmıştır. Şeker pancarı ve şeker politikası 2001 yılında yürürlüğe giren 4634 sayılı
Şeker Kanunu ile düzenlenmiştir. TC Şeker Kurumu 2014 yılı faaliyet raporunda bu
politikayı şöyle açıklamaktadır: “Ülkemizin şeker politikası yurt içi talebin öncelikle
yurt içi üretimle sağlanması temeline dayanmaktadır. 2001 yılında yürürlüğe giren
4634 sayılı Şeker Kanunu ile bu amaç doğrultusunda yeni önemli düzenlemeler
getirilmiştir. Kanunun amacı, yurt içi talebin yurt içi üretimle karşılanmasına ve
gerektiğinde ihracata yönelik olarak Türkiye’de şeker rejimini, şeker üretimindeki usul
ve esaslar ile fiyatlandırma, pazarlama şart ve yöntemlerini düzenlemektir.” Söz
konusu kanun içinde şeker arzının Şeker Kurulu tarafından belirlenecek kotayla
planlanmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
50
Grafik-5: Şeker Pancarı-Kamışı Dış Ticareti
1701-Kamış/Şeker Pancarı Dış Ticareti
(milyon $)
50
45
40
35
30
25
20
15
10
5
0
44,4
25,4
9,4
10,9
6,1
2012
4,5
2013
İhracat
2014
İthalat
Kaynak: TUİK
Kuşkusuz şeker pancarı üretmi için uygulanan bu politikanın analizimizin sonuçları
üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir. Üretimin kanun tarafından kota ile
belirlenmesi sektörün serbest bir şekilde kur hareketlerine vereceği tekpiyi etkilediği
düşünülmektedir. Zaten üretim kota ile belirlenirken, yurtiçi talebi karşılamasının
gözetilmesi şeker pancarı ihracatının ve ithalatının oldukça sınırlı olmasına neden
olmaktadır (Bkz. Grafik-5). Bu durumun sektöre yönelik hesaplanan katsayının
yüksek tahmin edilmesine neden olmuş olabileceği düşünülmektedir.
3.2 Bitkisel Lif
Analizimizde, bitkisel lif başlığı altında da oldukça yüksek esneklik katsayıları
hesaplanmıştır. Fakat söz konusu katsayı istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır.
Bitkisel lif başlığı altında tekstilde kullanılan ham nebati maddeler yer almaktadır. Söz
konusu grup içinde dünya bitkesel lif üretiminin FAO verilerine göre %80’inin pamuk
ile gerçekleştiği bilinmektedir. Benzer şekilde ülkemizde de, ana lif bitkisi olarak
pamuk üretimi yapılmaktadır. Pamuğun yanı sıra az da olsa keten ve kenevir üretimi
de yapılmaktadır.
51
FAO verilerine göre, Türkiye pamuk ekim alanı yönünden dünyada 10., lif üretimi
ve verim yönünden ise 7. sırada yer almaktadır. Üretimden dünya sıralamasında ön
sıralarda yer almasına rağmen Türkiye’de hızla artan pamuk talebi, net pamuk
ihracatçısı olan Türkiye’yi 1991 yılından sonra net pamuk ithalatçısı yapmıştır. Pamuk
tüketimi, iç üretimle karşılanamadığından, her yıl bir önceki yıldan artan miktarlarda
pamuk ithal ediliyor olması dikkat çekmektedir (Bkz: Grafik-6)
Grafik-6: Pamuk Dış Ticareti
52-Pamuk Dış Ticareti
(milyar $)
3,5
3,02
2,99
3
2,38
2,5
2
1,79
1,93
1,88
1,5
1
0,5
0
2012
2013
İhracat
2014
İthalat
Kaynak: TUİK
Diğer yandan, Türkiye’de pamukta pek çok diğer tarım ürünü aksine miktar
kısıtlaması olmadan sıfır gümrük ile pamuk ithalatı serbest bir şekilde yapılmaktadır.
Bu durum ithalatın cazibesini arttırarak sektör üretiminin ve ihracatının performansını
düşürmektedir. Analiz sonucunda sektör ihracatı üzerinde kurun etkisini gösteren
esneklik katsayılarının yüksek bulunmasında sektördeki bu durum etkili olmuş
olabilir. Diğer bir ifadeyle kur hareketlerinin ithalatı daha cazip hale getirdiği
dönemlerde üretimin daha çok zayıflaması ve ihracat performansının kurdaki düşüş
etkisi yanında üretim düşüşü ile birlikte daha sert düşmesine neden olmuş olabilir.
Pamuk başta tekstil olmak üzere pek çok sanayi sektörünün girdisi olarak Türkiye
ekonomisinde yeri oldukça kritik bir önem arz etmektedir. Dolayısıyla, sektöre yönelik
52
bir politika belirlenmesi için daha detaylı bir analiz yapılması gerektiği
düşünülmektedir.
3.3 Yağlı Tohumlar ve Bitkisel Yağlar
Yağlı tohumlar için hesaplanan esneklik katsayının da oldukça yüksek olduğu
dikkat çekmektedir. Yağlı tohumlar soya, yer fıstığı, ayçiçeği, susam, aspir gibi çeşitli
maddelerin ana başlığı olarak tanımlanmaktadır. Türkiye’de tarımı yapılan yağlı
tohumlar içinde en önemlisi ayçiçeğidir. Ayçiçeği dışında soya, susam, haşhaş, kendir,
yer fıstığı, aspir ve kanola gibi bitkilerin de üretimi yapılmaktadır. Türkiye dünyada
sayılı ayçiçeği üretici ülkeleri arasında yer almaktadır. Fakat üretiminin yurtiçi talebi
karşılamaması nedeniyle Türkiye’nin ayçiçeği pazarında da net ithalatçı konumda
olması dikkat çekmektedir. Aslında Türkiye’nin tüm yağlı tohumlar içinde yer alan
tarım ürünlerinde net ithalatçı konumunda olduğu oldukça sınırlı ihracat
gerçekleştirebildiği dikkat çekmektedir (Bkz: Grafik:7).
Grafik:7 Yağlı Tohumlar Dış Ticareti
12-Yağlı Tohumlar Dış Ticareti
(milyar $)
2,5
2,3
2
1,7
1,7
1,5
1
0,5
0,3
0,2
0,3
0
2012
2013
İhracat
2014
İthalat
Kaynak: TÜİK
Yağlı tohumlar grubunda hesaplanan yüksek esneklik değerlerine paralel olarak bu
tohumların işlenmesiyle üretilen bitkisel yağlar grubunun da hesaplanan esneklik
katsayının oldukça yüksek ve istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir.
53
Bitkisel yağlar ana başlığı altında da Türkiye’nin net ithalatçı konumda olduğu
görülmektedir (Bkz Grafik-8). Bu grupta tespit edilen katsayı altında aslında
sektördeki üretimde girdi olarak kullanılan yağlı tohumlar için hesaplanan yüksek
değerin rol oynadığı düşünülmektedir.
Grafik:8 Bitkisel Yağlar Dış Ticareti
1507-1515 Bitkisel Yağ Dış Ticareti
(milyar $)
2
1,8
1,6
1,4
1,2
1
0,8
0,6
0,4
0,2
0
1,9
1,6
1,6
0,9
0,9
0,6
2012
2013
İhracat
2014
İthalat
Kaynak: TÜİK
Analizimizde söz konusu birbiri ile içiçe olan iki sektördeki ihracatın kur
hareketlerine de oldukça duyarlı olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla, TL’deki değer
kazançlarının yaşandığı dönemlerde ihracatın azalmasını engellemek için bu
dönemlerde yapılacak politikalarda bu sektöre ve üreticilerine öncelik verilmesi
sektörün kırılganlıklarını azaltabileceği değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, tersi
durumda yani kurun yükseldiği dönemlerde yurtiçi talebin büyük kısmının ithalat ile
karşılandığı sektörde artan ithalat maliyetlerine karşı sektöre yönelik indirimler
yapılması değerlendirilebilir.
54
3.4 Çiğ Süt
Çiğ süt yani işlenmemiş süt sektörünün esneklik katsayı analizimizde tespit edilen
kur hareketlerinden güçlü bir şekilde etkilenen bir diğer sektör olarak gözükmektedir.
Bu sektörde dünya ortalamaları için hesaplanan esneklik değerinin de diğer sektörlere
göre oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Dünyadaki süt üretimi incelendiğinde,
FAO verilerine göre, dünyadaki en önemli süt üretici ülkeler AB, ABD, Hindistan,
Çin, Rusya, Pakistan, Brezilya, Yeni Zelanda, Ukrayna ve Türkiye’dir. AB ve Yeni
Zelanda dünyanın en büyük süt ve süt ürünleri ihracatçısı ülkelerdir. Türkiye’nin süt
ihracatı ise 2014 yılı itibariyle 26,8 milyon $ seviyesinde bulunmaktadır. Türkiye’nin
en çok süt ihraç ettiği ülkeler ise Irak, Libya, KKTC, Azerbaycan gibi komşu
ülkelerdir. Türkiye’nin ayrıca çiğ süt sektöründe net ihracatçı konumda olduğu
görülmektedir (Bkz: Grafik-9).
Grafik:9 Çiğ Süt Dış Ticareti
12-Çiğ Süt Dış Ticareti
(milyon $)
30
25
26,8
23,3
22,2
20
15
10
5
2,4
1,6
0,9
0
2012
2013
İhracat
2014
İthalat
Kaynak: TÜİK
55
Türkiye’de çiğ süt üretimi yapan birimlerin oldukça dağınık olması, süt toplama
işleminin etkinliğini azaltırken maliyetleri yükseltmektedir. Diğer yandan, kırsal
alanda küçük işletmelerde yapılan üretimin verimi Avrupa ülkeleri ile rekabet edecek
boyutta bulunmamaktadır. Küçük işletmelerin AB standartlarına uygun süt
üretebilmeleri ve üretim maliyetlerinin yüksekliğinden dolayı kar elde edebilmeleri
oldukça zor görünmektedir. Bu nedenlerle, sektör ihracat performansında kur
etkisinden daha önemli diğer faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir. Diğer yandan
söz konusu esnekliğin yüksek tespit edilmesinin arkasındaki bir diğer neden çiğ süt
ürünleri ihracatının daha çok gelir düzeyi düşük komşu ülkelere yapılıyor olması etkili
olmuş olabilir. TL’nin değer kazandığı dönemlerde bu ülkelerin gelirlerine oranla
ihracatın pahalılaşması çiğ süte olan talebi azaltmış olabilir. Bu nedenle süt üretiminde
AB standartlarının yakalanması ve rekabet düzeyinin artırılması ve ihracatın daha
çeşitli ülkelere yapılmasının sağlanması yönünde sektöre teşvikler verilmesi gerektiği
düşünülmektedir.
Yüksek hesaplanan katsayıların tarım grubuna ait olması ve her sektör için yapılan
ayrı değerlendirmelerin ardından, imalat sanayi sektörü altında yer alan önemli
sektörler ve yanı sıra analizimiz sonuçları nedeniyle kırılgan bulunan sektörlerin de
ayrı değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Bu nedenle, bundan sonraki
bölümlerde imalat sanayi sektörleri özelinde sonuçlar detaylandırılacaktır. Bu
kapsamda ilk olarak Türkiye ihracatında ilk sırada yer alan motorlu taşıtlar sektörü
için sonuçlar tartışılacaktır.
3.5 Motorlu Taşıtlar Sektörü
Türkiye ihracatında en büyük paya sahip olan motorlu taşıtlar sektörünün de detaylı
bir şekilde incelemenin faydalı olacağı düşünülmektedir. Motorlu taşıtlar sektörü
analizimizde ISIC sınıflaması 34-Motorlu Taşıtlar başlığı altında yer almaktadır. Bu
başlık detaylarında motorlu kara taşıtlar, karasörleri, römorkları ve motorlu kara
taşıtlarının motorlarıyla ilgili parça ve aksesuarlar yer almaktadır. Araştırma
sonucunda, gerek dünya ortalaması gerekse Türkiye özelinde sektör için hesaplanan
56
katsayının istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görülmektedir. Diğer yandan dikkat
çeken farklılık dünya ortalaması için hesaplanan katsayının pozitif, Türkiye için
hesaplanan katsayının ise beklentimize paralel negatif olmasıdır.
Literatürde otomotiv sektörünü inceleyen çalışmalar içinde Avşar ve Türkcan
(2013) ABD otomobil sektörü verisini kullanarak yaptığı analiz sonucunda kur
oynaklıklarının sektör ihracatına olumlu yansıdığı sonucuna ulaşırken, BahmaniOskooee v.d. (2013) ABD ve Brazilya verisi ile benzer bir sonuç elde etmiştir. Diğer
yandan Bahmani ve Bolhassani (2014) Kanada ile ABD ticaretini incelediği
çalışmasında motorlu araçlar grubunun döviz kuru belisizliklerinden olumsuz
etkilendiğini hesaplamıştır. Literatürde dolayısıyla sektör özelinde ülke sonuçlarının
farklılaştığı görülmektedir.
Grafik:10 Motorlu Taşıtlar Dış Ticareti
34 Motorlu Taşıtlar Dış Ticareti
(milyar $)
20
19,4
19
19,2
18,4
18,2
18
17
16,8
16,2
16
15
14
2012
2013
İhracat
2014
İthalat
Kaynak: TÜİK
Otomotiv sanayii, yarattığı katma değer, doğrudan ve dolaylı olarak istihdama
katkısı ve teknolojik gelişmeye öncülük etmesi dolayısıyla ülkelerin kalkınmasında
önemli bir rol oynamaktadır. Demir-çelik, lastik-plastik, dokuma, cam, boya, elektrik
ve elektronik gibi birçok sektörden girdi alması ve pazarlama, tamir, bakım, yedek
parça satışları, finansman ve sigortacılık hizmetlerinde yarattığı geniş iş hacmi
57
nedeniyle de ekonomilerde sürükleyici bir özelliğe sahiptir. Sanayileşmiş ülkelerin
çoğunda otomotiv sanayii firmaları, ülkelerin büyük şirketleri sıralamasında ilk
sıralarda yer almaktadır. Ayrıca otomotiv sektörünün, üretim büyüklüğü açısından
toplam imalat sanayii üretimi içerisinde yine ilk sıralarda olduğu gözlenmektedir
(OSD, 2006).
Türkiye otomotiv sanayi incelendiğinde, TOBB 7. Sektörel Şura Raporu verilerine
göre, otomotiv sanayi sektörünü Türkiye’de en büyük 500 sanayi kuruluşu listesindeki
14 kuruluş, Türkiye’nin en büyük 500 şirketi listesindeki 6 şirket temsil etmektedir.
Türkiye’deki kayıtlı çalışan her 1000 kişiden 2’si otomotiv sektöründe çalışmaktadır.
Otomotiv yan sanayi ise Türkiye’nin en büyük 1000 sanayi kuruluşu listesindeki 44
kuruluş ve Türkiye’nin en büyük 500 şirketi listesindeki 8 şirket tarafından temsil
etmektedir. Türkiye’deki kayıtlı çalışan her 1000 kişiden 6 sı otomotiv yan sanayi
sektöründe çalışmaktadır. Toplam otomotiv sanayi sektörü ihracatı 2014 yılında 19,2
milyar $, ithalatı ise 18,4 milyar $ olarak gerçekleşmiştir. Otomotiv sektörünün toplam
ihracattan aldığı pay 2014 yılında %12,2 oranıyla ilk sırada bulunmaktadır.
Sektör için hesaplanan katsayının dünya ortalamasına göre işaretinin farklılaşması
oldukça dikkat çekici bir sonuçtur. Bunun altında yatan nedeni araştırmak için
çalışmada kullanılan zengin veri setinin imkânı ile Denklem 4, sadece Türkiye için 1
alan ülke kukla değişkeninin tüm ülkeler için ayrı ayrı modele eklenmesi ve analizin
sadece motorlu taşıtlar sektörü özelinde yapılması ile yeniden tahmin edilmiştir. Bu
sayede motorlu taşıtlar ihracatının hangi ülkeler için kur hareketlerinden etkilendiği ve
ne yönde etkilendiği tespit edilmiştir. Sonuçlar Grafik-11 yer almaktadır.
Ülkeler özelinde tahmin edilen model sonuçlarına göre, Suudi Arabistan, Litvanya,
Slovenya, Portekiz, Polonya, Hollanda, Meksika gibi ülkelerin ihracatı para
birimlerinde yaşanan değer kazançlarından istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde
olumsuz etkilenirken; Birleşik Arap Emirlikleri, Finlandiya, Singapur, İrlanda, Şili,
ABD ve Çek Cumhuriyeti ihracatları ise para birimlerinde meydana gelen artışlardan
58
istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde olumlu etkilendiği tespit edilmiştir. Türkiye’nin
de içinde yer aldığı pek çok ülke için ise sonuçların istatistiksel olarak anlamsız olduğu
dikkat çekmektedir.
Sonuçların yorumlanabilmesi için söz konusu esneklik katsayıları ile ülkelerin kişi
başı GSYİH oranları, motorlu taşıtlar ithalatının ihracatına oranı ile motorlu taşıtlar
ihracatının toplam ihracat içindeki payı arasındaki ilişki incelenmiştir. Kişi başına
GSYİH oranı WDI, diğer ticaret rakamları Trademap veri sitelerinden derlenmiştir.
Motorlu taşıtlar sektörü için hesaplanan esneklik katsayıları ile bu değişkenler
arasındaki ilişkiyi gösteren model sonuçları aşağıdaki Tablo-8’de yer almaktadır.
Tablo-8: Motorlu Taşıtlar Sektörü için Hesaplanan Esneklik Oranlarının
Farklılıklarının Diğer Ülke Ekonomik Göstergeleri ile İlişkisi
Bağımsız Değişken: Sektör İhracatının Kur Esnekliği
Açıklayı Değişkenler
Katsayı
5,23
Kişi Başına GSYİH
(1,30)
-0,386***
MotorluTaşıtlar İthalat/İhracatı
(0,075)
-0,383
Motorlu Taşıtlar İhracatı Payı
(0,342
5,308
Sabit
(4,764)
Kaynak: Yazar Hesaplamaları
Tablo-8 sonuçları incelendiğinde, motorlu taşıtlar sektörü için hesaplanan esneklik
katsayısı üzerinde sadece matorlu taşıtlar ithalatının ihracata oranının istatistiksel
olarak anlamlı ve negatif olduğu görülmektedir. Bu durum motorlu taşıtlar sektöründe
ithalatın yüksek olduğu zaman döviz kurundaki hareketlerin ihracat üzerindeki
etkisinin zayıfladığı sonucuna işaret etmektedir. Sektörün oldukça yüksek olan ithal
ara malı bağımlılığı ve sektörün tedarik zincirindeki yeri değerlendirildiğinde bu
sonucun beklentilere paralel olduğu değerlendirilmektedir. Model sonucu, ülke para
birimlerinin değer kaybetmesinin ihracat üzerindeki olumlu etkisinin ithalat ile
sağlanan girdilerin maliyetlerini arttırarak dışlandığı sonucu ile yorumlanabilir. Bu
59
yüzden esneklik katsayıların bu durumlar için daha düşük ve istatistiksel olarak
anlamsız hesaplandığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Modelde yer alan kişi başı GSYİH ile motorlu araçlar ihracatının toplam ihracata
oranının ise istatistiksel olarak anlamsız hesaplandığı görülmektedir. Motorlu araçlar
için hesaplanan esneklik katsayıları ile ülke büyüklüğünü gösteren kişi başı GSYİH
oranları arasında ise pozitif yönlü bir ilişki tespit edilmiştir. Bu sonuç aslında
analizimizde genel olarak izlenen Türkiye’nin esneklik katsayılarının dünya
ortalamasında yüksek olmasının altında yatan gelişmekte olan ülkelerin ihracatının kur
hareketelerinden daha fazla etkilendiği sonucu ile çelişmektedir. Fakat motorlu taşıtlar
sektörü özelinde ülke ekonomilerinin büyüme ile motorlu taşıtlar üretiminde daha
fazla ithalat yapılması özellikle üretim süreçlerinin başka ülkelere dağıtılması ile
ithalat büyüklüğünün artması ile açıklanabilir.
Motorlu taşıtlar ihracatının toplam ihracat içindeki payı ise sektör özelinde
hesaplanan esneklik değerleri ile negatif ilişkili olarak hesaplanmaktadır. Bu durum
motorlu taşıtlar ihracatının toplam ihracat içindeki payının artması durumunda sektör
ihracatının kurdaki değişikliklere verdiği tepkinin azaldığı şeklinde yorumlanabilir. Bu
sonucun altında da istatistiksel olarak anlamlı ve negatif hesaplanan sektör ithalatının
ihracata oranındaki artışla kur etkisinin zayıflaması yatmaktadır. Sektörün küresel
değer
zincirindeki
yeri
düşünüldüğüne
beklenen
bir
sonuç
olarak
değerlendirilmektedir.
Tüm bu analiz sonucunda, Türkiye’nin sektör üretiminde ithalata olan bağımlılığı
nedeniyle kur etkisinin anlamsız bulunduğu düşünülmektedir. Dolayısıyla analiz
sonucunda kurdaki yukarı yönlü hareketler karşısında ihracat performansının daha
güçlü bir şekilde söz konusu hareketten etkilenebilmesi için sektörün ithalat
bağımlılığının azaltılması gerektiği değerlendirilmektedir. Ekonomi Bakanlığı olarak
yönetilen
GİTES
politikası
bu
anlamla
çok
önemli
bir
strateji
olarak
değerlendirilmektedir.
60
Grafik:11 Motorlu Taşıtlar Esneklik Katsayısı- Farklı Ülkeler
Motorlu Araçlar Esneklik Katsayısı-Farklı Ülkeler
Birleşik Arap Emirlikleri***
Finlandiya***
Singapur***
İrlanda*
Güney Afrika
Şili***
Peru
Hırvatistan
Macaristan
Estonya
Malezya
Amerika Birleşik Devletleri***
Romanya
Çek Cumhuriyeti**
Norveç
İsrail
Letonya
Yeni Zelanda
İsveç
Belçika
Bulgaristan
Türkiye
Avustralya
İtalya
İsviçre
Brezilya
Japonya
Tayland
Birleşik Krallık
İspanya
Meksika***
Avusturya
Fransa
Almanya
Slovak Cumhuriyeti
Kanada
Hindistan
Endonezya
Hollanda*
Arjantin
Yunanistan
Danimarka
Polonya**
Portekiz*
Slovenya**
Litvanya***
Suudi Arabistan*** -84,0
-100
65,2
17,1
13,5
12,2
12,1
11,5
10,2
8,7
8,7
7,6
7,2
7,2
6,3
5,4
4,9
3,7
3,2
2,7
0,7
0,1
-0,1
-0,1
-0,3
-0,3
-0,7
-1,0
-1,4
-1,8
-2,0
-2,1
-2,2
-2,3
-2,5
-2,5
-2,6
-3,1
-3,5
-5,6
-5,7
-6,0
-6,5
-11,3
-12,2
-16,6
-19,2
-22,2
-50
0
50
100
Kaynak: Model Sonuçları
61
3.6 Tekstil, Hazır Giyim ve Deri Ürünleri Sektörü
Analiz sonucunda birbiri ile içiçe olan tekstil, hazır giyim ve deri ürünleri
sektörlerinin ihracatlarının istatistiksel olarak anamlı negatif bir şekilde TL’deki değer
kazançlarından etkilendiği hesaplanmıştır. Tekstil sektörü hem emek yoğun bir sektör
olarak bilinirken, hem de katma değeri yüksek imalat sanayi sektörleri içinde yer
almaktadır. Tekstil sektörü, TOBB verilerine göre, Türkiye’nin en büyük 1000 sanayi
kuruluşu listesindeki 102 kuruluş, Türkiye’nin en büyük 500 şirketi listesindeki 24
şirket ve Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirket listesindeki 2 şirket ile temsil
edilmektedir. Türkiye’deki kayıtlı çalışan her 100 kişiden 2,2’si tekstil sanayi
sektöründe çalışmaktadır. Ayrıca Türkiye’deki faaliyet gösteren her 100 firmadan
1,2’si tekstil sanayi sektöründe faaliyet göstermektedir.
Tekstil sektörünün 2014 yılı ihracatı 15,4 milyar $, ithalatı ise 6 milyar $ olarak
gerçekleşmiştir (Bkz Grafik 12). Benzer şekilde hazır giyim sektörününde de
Türkiye’nin net ihracatçı konumda olduğu görülmektedir. 2014 yılı rakamlarına göre
hazır giyim sektöründe 13,8 milyar $ ihracat, 2,8 milyar $ ithalat gerçekleşmiştir. Deri
ürünleri dış ticaret hacminin ise diğer iki sektörün oldukça altında olduğu
görülmektedir. Deri ürünleri ihracatı 2014 yılında 1,2 milyar $, ithalatı ise 1,7 milyar
dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye tekstil, hazır giyim ihracatını belli bir bölgeye
yoğunlaşmadan yapmaktadır fakat iki sektör ihracatında da Almanya’nın oldukça
önemli bir payı vardır. Türkiye, 2014 yılı DTÖ verilerine göre, dünya tekstil
ihracatında %4’lük pay ile dünyada 6'ıncı; hazırgiyim ihracatında %3,5'lık pay ile
dünyada 8'inci büyük ihracatçı konumundadır.
62
Grafik:12 Tekstil, Hazır Giyim, Deri Ürünleri Dış Ticareti
2014 Yılı Dış Ticaret Verileri
(milyar $)
18
16
15,4
13,8
14
12
10
8
6,0
6
2,8
4
1,2
2
1,7
0
Tekstil
Hazır Giyim
İhracat
Deri Ürünleri
İthalat
Kaynak: TÜİK
Tekstil ve hazır giyim sektörünün Türkiye ekonomisi üzerinde oldukça önemli bir
rolü bulunmaktadır. Çalışma sonucunda, tekstil, hazır giyim ve deri ürünleri
sektörlerinin TL’deki değer kayıplarından güçlü bir şekilde etkilendiği gözükmektedir.
Söz konusu hesaplanan esneklik katsayıları dünya ortalamasının oldukça üzerinde
olduğu dikkat çekmektedir. Öncelikle söz konusu kırılganlığın azaltılması amacıyla
Ekonomi Bakanlığı olarak sektör özelinde türev piyasaların kullanımının arttırılması
için gerekli adımların atılması değerlendirilmektedir. Bu amaçla sektör temsilcilerine
söz konusu finansal ürünlerin tanıtılması için eğitimler düzenlenmeli ve sektör içinde
söz konusu ürünlerin kullanımının yaygınlaştırılması sağlanmalıdır.
Diğer yandan, sektördeki kırılganlığı dikkate alarak TL’nin sert bir şekilde değer
kazandığı dönemlerde sektöre yönelik teşviklerin arttırılması ve sektörün diğer
sektörlere göre önceliklendirilmesi ihracatında yaşanabilecek düşüşlerin önüne
geçilmesinde yardımcı olabileceği düşünülmektedir. Tasarım ve yaratıcılık, kaliteli
moda tekstilleri ve yüksek katma değerli teknik ürünler, AB tekstil ve giyim sanayinin
en önemli rekabet avantajları olarak öne çıkmaktadır. Bu rekabet gücünün kazanılması
ve muhafaza edilmesinde araştırma ve inovasyon büyük rol oynamaktadır. Teknik
63
tekstil gibi yenilikçi ürünlerin geliştirilmesinde dünya lideri olan Avrupa tekstil
sektörü, bu alandaki gücünü yoğun Ar-Ge yatırımları sonucunda elde etmiştir (Tekstil
ve Hazır Giyim Sektör Raporu, OKA-2014). Bu nedenle sektörün kırılganlıklarının
azaltılması, rekabet gücünün arttırılması için sektöre yönelik inovasyon ve araştırma
harcamlarının desteklenmesi gerektiği düşünülmektedir.
3.7 Kimyasallar, Kauçuk, Plastik Sanayi Sektörü
Kimya sanayi sektörünü, TOBB verilerine göre Türkiye’nin en büyük 1000
sanayi kuruluşu listesindeki 85 kuruluş, Türkiye’nin en büyük 500 şirketi listesindeki
29 şirket, Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketi listesindeki 6 şirket temsil etmektedir.
Türkiye’deki kayıtlı çalışan her 100 kişiden 1,9’u kimya sanayi sektöründe
çalışmaktadır. Türkiye’deki faaliyet gösteren her 100 firmdan 1,4’ü kimya sanayi
sektöründe faaliyet göstermektedir. Analizde kinyasallar, kauçuk ve plastik sektörleri
birlikte değerlendirilmektedir. Bu üç sektör toplamı, 2014 yılında 14,8 milyar $
ihracat, 37,2 milyar $ithalat gerçekleştirmiştir (Bkz Grafik 13).
Grafik:13 Kimyasallar, Kauçuk, Plastik Dış Ticareti
241,242,25 Kimyasallari Kauçuk, Plastik Ticareti
(milyar $)
40
35
37,2
35,9
33,5
30
25
20
15
13,1
14,8
14,0
10
5
0
2012
2013
İhracat
2014
İthalat
Kaynak: TÜİK
64
Söz konusu sektörler için hesaplanan katsayının da dünya ortalamasına göre 3,5
katı fazla olduğu dikkat çekmektedir. Kimya sektörünün dışa bağımlılığı nedeniyle
küresel piyasalarda rekabet gücünün düşük olması sektörün ihracat performansına
olumsuz yansıyor olabilir. Bu nedenle kurda yaşanan aşağı yönlü hareketlerde sektör
ihracatını korumak için sektörün öncelikle ara girdi ithlatına bağımlılığının azaltılması
hedeflenmelidir. Bu kapsamda Ekonomi Bakanlığı olarak, sektör girdilerine yönelik
yatırımların
arttırması
için
teşvik
projelerinin
desteklenmesi
gerektiği
düşünülmektedir. Özellikle sektörel gelişmeyi arttıracak teknolojik gelişmelere
yönelik yatırımlara da öncelik verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
3.8 Metalik Olmayan Mineral Ürünler
Analiz sonuçlarında kur etkisinden istatistiksel olarak anlamlı negatif yönden
etkilenen bir diğer sektör metalik olmayan mineral ürünler grubudur. Bu grup içinde
cam, sermamik, çimento, kireç, alçı, beton, alçı, kireç, tuğla gibi çoğunlukla inşaat
sektöründe girdi olarak kullanılan çeşitli ürünler yer almaktadır. Kuşkusuz bu ürünler
içinde çimento üretimi Türkiye ekonomisinde önemli bir yeri bulunmaktadır. TOBB
verilerine göre, çimento ve çimento ürünleri sektörünü Türkiye’nin en büyük 1000
sanayi kuruluşı listesindeki 40 kuruluş, Türkiye’nin en büyük 500 şirketi listesindeki
18 şirket temsil etmektedir. Türkiye’deki kayıtlı çalışan her 1000 kişiden 4’ü çimento
ve çimento ürünleri sektöründe çalışmaktadır.
Türkiye mineral ürünler imalat sanayinde alt sektörler itibarıyla Avrupa ve
Dünya'da üretim ve ihracat alanında önemli büyüklüklere ve sıralamalara sahip
bulunmaktadır. Üretim itibarıyla değerlendirildiğinde Düz cam üretiminde Trakya
Cam, Avrupa'da dördüncü, Dünyada altıncı sırada yer almaktadır. Cam eşya
üretiminde Paşabahçe Avrupa'da ikinci, Dünyada üçüncü sırada bulunmaktadır. Cam
Ambalaj üretiminde Anadolu Cam Avrupa'da dördüncü, dünyada beşinci sırada yer
almaktadır. Seramik kaplama malzemelerinde Türkiye Avrupa'nın üçüncü, Dünyanın
dokuzuncu büyük üreticisidir. Türkiye seramik sağlık gereçleri, çimento, hazır beton
65
ve doğaltaşlar da Avrupa'nın en büyük üreticisidir (Mineral Ürünler İmalatı Sanayiİstanbul Sanayi Odası-2014). Türkiye’nin mineral ürünler dış ticaretinde net ihracatçı
konumda olduğu görülmektedir (Bkz. Grafik 14) 2014 yılında sektör ihrcatı 4,3 milyar
$, sektör ithalatı ise 2,2 milyar $ olarak gerçekleşmiştir.
Grafik:14 Metalik Olmayan Mineral Ürünler Dış Ticareti
26-Metalik Olmayan Mineral Ürünler Ticareti
(milyar $)
5
4,5
4
3,5
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
4,3
4,3
4,1
2012
2,2
2,0
1,7
2013
İhracat
2014
İthalat
Kaynak: TÜİK
Söz konusu sektöründe Türkiye ekonomisi üzerinde oldukça önemli bir yeri
bulunurken, sektörün kurdaki hareketlere duyarlı bir sektör olduğu tespit edilmiştir.
Sektör esnekliğinin dünya ortalamasından 6 kat yüksek olduğu hesaplanmıştır.
Dolayısıyla, bu kırılganlıkların azaltılması için bu sektör içinde yer alan alt
başlıklardaki üretimin desteklenmesi gerektiği değerlendirilmektedir. Bu kapsamda
sektörün rekabet gücünün arttırılması için gerekli teşviklerin desteklenmesi
gerekmektedir. Diğer yandan bu sektörün çevre politikaları ile de özel bir ilişkisi
vardır. Küresel sera gazı emisyonlarının neredeyse %5’ini üreten çimento sanayi,
çevre politikalarında gündeme gelen en önemli sektörlerden biridir. Bu nedenle
sektörün rekabet gücünün arttırılmasında çevresel faktörlerin gözetilmesi ve sektröre
yönelik teşviklerde ileri ve çevre dostu teknolojilerin geliştirilebilmesi için Ar-Ge
çalışmaları önceliklendirilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
66
4.
HESAPLANAN
ESNEKLİKLERİN
GTAP
MODELİ
İLE
KARŞILAŞTIRILMASI
Ekonomik Araştırmalar ve Değerlendirme Genel Müdürlüğü olarak ticaret
politikaların dünya ve Türkiye ekonomi üzerindeki nicel etkilerini araştırmak için
tasarlanmış genel denge modeli olan GTAP sıklıkla kullanılmaktadır. Fakat, GTAP
modellerine karşı öne atılan önemli bir problem model içinde kullanılan yerli ve
yabancı ürünler arasındaki ikame esnekliğini gösteren Armington esnekliklerinin tüm
ülkeler için aynı kabul edilmesidir. Ayrıca literatürde model içinde sabitlenen
Armington esnekliğinin büyüklüğüne dair de önemli çelişkiler bulunmaktadır. Detaylı
bir veri seti ile yapılan analiz sonucunda hesaplanan kur değişikliklerinin ticaret
üzerine
etkisi
gösteren
katsayılar
Armington
esnekliği
olarak
değerlendirilebilecekken, çalışmada yer alan sektörlerin GTAP’de yer alan şekliyle
gruplanmasının nedeni söz konusu hesaplanan katsayıların modelde kullanılan
katsayılar ile karşılaştırmanın analiz sonuçlarını zenginleştireceği düşünülmektedir.
Sonuçların sektörler için ayrı olarak değerlendirilmesi öncesinde, mevcut analiz
sonuçlarında görülen Türkiye’nin dünya ortalamasından daha yüksek hesaplanan
esneklik katsayıları aslında GTAP modeline yapılan önemli bir eleştiriye ışık
tutmaktadır. GTAP modellerinde söz konusu esnekliklerin her ülke için aynı kabul
ediliyor olmasının aslında doğru bir yol olmadığı sonucu çalışmamızda net bir şekilde
ortaya konulmaktadır.
Model sonuçlarının sektör özelinde GTAP modelinde yer alan armington
esneklikleri ile karşılaştırmak için yukarıdaki Grafik-15 incelendiğinde, GTAP modeli
içinde yer alan armington esnekliklerinin pek çok sektör için dünya ortalaması ile
Türkiye özelinde hesaplanan katsayılar arasında yer aldığı görülmektedir. Dolayısıyla
Türkiye analizlerinin söz konusu esneklik değerleriyle yapılması sonuçların aşağı
yönlü sapmalı olarak tespit edilmesine neden olduğu düşünülmektedir. Diğer yandan,
dünya ortalamalası hesaplanırken esnekliklerin olduğundan büyük hesaplanması
sonuçların yukarı yönlü sapmalı olabileceğine işaret etmektedir
67
Grafik-15 Esneklik Değerlerinin GTAP Modeli ile Karşılaştırılması
Esneklik Değerlerinin Karşılaştırılması
Diğer İmalat Sanayi
Diğer Makinalar
Elektrikli Makinalar
Diğer Ulaşım Araçları
Motorlu Taşıtlar
Metal Ürünler
Demir Dışı Metaller
Demir ve Çelik
Mineral Ürünler
Kimyasallar, Kauçuk ve Plastik
Petrol, Kömür Ürünleri
Kağıt Ürünler
Ahşap Ürünler
Deri Ürünleri
Hazır Giyim
Tekstil
İçecek ve Tütün Ürünleri
Diğer Gıda Ürünleri
Şeker
İşlenmiş Pirinç
Süt Ürünleri
Bitkisel Yağlar
Diğer Et Ürünleri
Et: Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At
Balıkçılık
Ormancılık
Yün, İpek Böceği
Çiğ Süt
Diğer Hayvansal Ürünler
Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At
Diğer Bitkisel Ürünler
Bitkisel Lif
Seker Kamışı ve Pancarı
Yağlı Tohumlar
Sebze ve Meyveler
Diğer Tahıllar
Buğday
Çeltik Pirinç
-100
-7,5
-8,1
-5,3
-8,8
-4,8
-8,6
-17,2
-5,6
-5,3
-7,5
-5,0
-8,4
-5,9
-5,8
-12,0
-6,6
-12,3
-4,2
-5,9
-6,8
-10,9
-8,1
-16,6
-7,4
-15,0
-7,5
-13,9
-2,3
-8,4
-4
-11,2
-5,4
-2,6
-5,2
-7,3
-6,6
-25,8
-8,8
-7,7
-2,5
-5
-2,3
-12,9
-10,2
-7,3
-27,8
-2,6
-2,5
-0,8
-1,5
1,4
-1,8
0,0
-1,0
-1,9
1,1
-0,8
10,1
-1,4
-1,7
-5,5
-1,6
-3,7
-1,3
-0,9
-0,7
6,2
3,1
5,7
1,4
-2,2
12,7
1,1
2,2
-0,5
2,1
0,8
-6,5
-4
-6,5
-15,0
-5
1,2
-5,4
-1,0
-50
GTAP
9,9
115,4
0,9
2,4
-4,9
-3,7
-7,9
-2,6
-8,9
-11,5
-10,1
94,7
-2,4
-65,9
-45,3
17,4
0,5
-1,8
-0,2
-49,3
163,3
6,4
-0,4
-0,7
3,4
-1,3
1,5
7,8
0,3
0
Türkiye
50
100
150
200
Dünya
Kaynak: Model Sonuçları ve GTAP
68
Bu nedenle, çalışmanın bir diğer önemli önerisi bundan sonraki ticaret
politikalarının nicel etkilerinin araştırıldığı projelerde kullanılmak üzere bu çalışmada
hesaplanan esneklik değerlerini dikkate alan Türkiye için özel olarak tasarlanmış bir
genel denge modelinin geliştirilmesinin önemine işaret etmektedir. Bu kapsamda,
Genel Müdürlüğümüz çalışmalarının zenginleştirilebileceği düşünülmektedir.
5. KISITLAR
Çalışmanın temel amacı, döviz kurlarında meydana gelen değişikliklerin ikili ülke
grupları sektörel ihracat üzerimdeki etkisini incelemektir. Tezin bu anlamda kullandığı
geniş ve detaylı veri seti ile literatürdeki önemli bir boşluğu doldurduğu düşünülmektir
ancak kullanılan tahmin yöntemi ve veri seti ile ilgili çeşitli kısıtlar da mevcuttur. Söz
konusu kısıtlar şu şekilde özetlenebilir:

Çalışmada kullanılan tahmin yöntemleri ikili ihracat değerleri, GSYİH
ve reel döviz kurunun bileşenleri arasındaki olası eşanlılıktan kaynaklı
yanlılığı göz ardı etmektedir. Son dönemde Tenreyro(2004)
çalışmasında da belirtildiği gibi çekim modellerinde endojenlikten
kaynaklanan sonuçlar üzerinde yanlılık probemi bulunmaktadır. Bu
yanlılığı azaltmaya yönelik ihracat ve ithalat yapan ülkelerin gelirleri
ve reel döviz kurunun bileşenleri yerine kendi geçmiş dönemli değerleri
araç değişken kullanılan Poisson tahmin yöntemi tüm denklemlerin
tahmin edilmesinda kullanılması gerekmektedir. Fakat veri setinin çok
büyük olması nedeniyle söz konusu tahmin yöntemi denenmesine
rağmen sonuçlara ekipman yetersizliği nedeniyle ulaşılamamıştır.

Ayrıca çalışmada kullanılan reel efektif döviz kuru tüm sektörler için
aynı
kabul
edilerek,
toplam
fiyatlar
ile
deflate
edilerek
hesaplanmaktadır. Çalışmanın daha detaylı bir versiyonu olarak, reel
efektif döviz kurlarının sektör fiyatları ile deflate ederek hesaplanması
düşünülebilir. Bu haliyle ticaret verisinin oldukça detaylandırılması ile
69
analiz zenginleştirilirken, etkisi araştırılan kur değişkeninin oldukça
toplulaştırılmış bir gösterge olması analizin sonuçlarını zayıflattığı
düşünülmektedir. Dolayısıyla, gelecekte çalışmanın kur tarafının da
detaylandırılması ile devam ettirilmesi planlanmaktadır.
70
SONUÇ ve ÖNERİLER
Ululararası ticaret literatüründe döviz kuru ile dış ticaret arasındaki ilişki oldukça
çok tartışılan bir konu olarak bilinmektedir. Özellikle söz konusu değişkenler
arasındaki ilişkiyi ampirik olarak inceleyen literatürde çok fazla çalışma
bulunmaktadır. Bu çalışmalarda döviz kuru ile dış ticaret arasındaki ilişkiye yönelik
çelişkili sonuçlar bulunmaktadır. Dolayısıyla ampirik literatürde döviz kurlarında
yaşanan değişimin dış ticaret üzerine etkisinin net bir şekilde ortaya konulamadığı
görülmektedir. Bunun altında yatan nedenin ise söz konusu ampirik çalışmaların
ticareti
toplulaştırarak
analizlerine
dahil
ediyor
olmasının
rol
oynadığı
düşünülmektedir. Literatürde yapılan pek çok çalışmanın ya ikili ticaret ya da sektör
detayında ticaret verileri yerine ülkelerin toplam ticaretini dikkate alarak söz konusu
ilişkiyi araştırması bu çalışmaların net bir sonuca ulaşamamasında etkili olduğu
düşünülmektedir.
Tüm bu bilgiler ışığında, bu tez ile ilk defa hem ikili hem de sektörel bazda
hazırlanan oldukça büyük bir veri seti ile reel efektif döviz kuru ile ihracat arasındaki
ilişki araştırılmıştır. Söz konusu toplulaştırmadan kaynaklı sorunun detaylı bir veri ile
ortadan kaldırıldığında çalışmanın sonucu ülke para birimlerinde yaşanan artışların
ihracatı azalttığı yönünde bulunmuştur. Bu sonuç farklı tahmin teknikleri ve model
çeşitleri altında test edilmiş ve sağlamlaştırılmıştır. İlişkinin yönünün negatif olduğu
tespit edilirken, ayrıca sektörler özelinde döviz kurlarında meydana gelen
değişikliklerin ihracatı nasıl etkileyeceği araştırılmış ve sektör kırılganlıkları hem
dünya hem de Türkiye özelinde hesaplanmıştır.
Söz konusu sektör özelinde yapılan tahminler ile çalışma önemli sonuçlara ışık
tutmaktadır:
71

İlk olarak hesaplanan katsayılar ülke para birimlerine yaşanan değişikliğe
sektör ihracatlarının verdiği tepkinin farklı olduğunu yansıtmaktadır. Bazı
sektörler için istatistiksel olarak anlamlı ve negatif sonuçlar tespit edilirken,
bazı sektörler için istatistiksel olarak anlamlı pozitif, bazı sektörler için ise
istatistiksel olarak anlamsız sonuçlar tespit edilmiştir. Dolayısıyla çalışmanın
ilk sonucu döviz kurundaki hareketler karşısında sektörlerin kendi özelliklerine
göre farklı tepkiler vermesidir. Bu sonuç parallelinde, politika önerilerinde
sektörlerin kırılganlıklarınındaki farklılıkların dikkate alınması gerektiği
değerlendirilmektedir.

Söz konusu sektör farklılıkların altında ilk olarak sektör üretiminde girdi olarak
kullanılan malların ithal edilip edilmemesinin rol oynadığı düşünülmektedir.
Çünkü özellikle üretimi ithal girdilere dayanan sektörler için hayvancılık,
demir-çelik, motorlu araçlar gibi çalışmada pozitif ve/veya istatistiksel olarak
anlamsız katsayılar tespit edilmiş olması dikkat çekmektedir. Bu sektörler için
ülke para biriminde meydana gelen artışa rağmen ihracatın artmasının altında
ithal edilen malların ülke para birimden meydana gelen artışla ucuzlaması ve
üretim maliyetlerinin düşmesi ile artan rekabet gücünün etkisi ile açıklanabilir.
Dolayısıyla çalışmanın bir diğer sonucu döviz kurlarındaki hareket ihracat
üzerindeki etkisinin üretimde kullanılan girdilerin yurtiçi üretimle mi, ithalatla
mı karşılandığına bağlı olduğu yönündedir.

Diğer yandan, Türkiye ihracatında lider konumda yer alan motorlu araçlar
sektörü için yapılan ayrı bir analiz bu sonucu desteklemektedir. Çalışmada
motorlu araçlar sektör ihracatının döviz kurlarındaki hareketten nasıl
etkilendiği tüm ülkeler için ayrı ayrı hesaplanmış ve sektör için ülke bazında
esneklikler belirlenmiştir. Bu esnekliklerin ülke motorlu araçlar üretimi
özellikleri ile ilişkisi test edildiğinde, motorlu taşıtlar sektöründe ithalatın
yüksek olduğu ülkelerde döviz kurundaki hareketlerin ihracat üzerindeki
etkisinin zayıfladığı sonucu tespit edilmiştir. Sektörün oldukça yüksek olan
ithal
ara
malı
bağımlılığı
ve
sektörün
tedarik
zincirindeki
yeri
72
değerlendirildiğinde
bu
sonucun
beklentilere
paralel
olduğu
değerlendirilmektedir.
 Diğer yandan, Türkiye için hesaplanan katsayıların dünya ortalamasından
oldukça yüksek olması çalışmanın bir diğer önemli sonucu olarak
değerlendirilmektedir. Türkiye’deki sektörel ihracatın TL’nin değerinde
meydana gelen değişikliklerden dünya ortalamasına göre oldukça fazla
etkilenmesi, sektörlerin ihracatlarının kur hareketlerine kırılganlıklarının
yüksek olduğunu yansıtmaktadır. Bu sonuç altında Türkiye’de henüz pek çok
gelişmiş
ülkeye
göre
sığ
olan
türev
piyasalarından
kaynaklandığı
düşünülmektedir. Diğer bir ifadeyle kur hareketlerine karşı firmaların türev
ürünlerle kendilerini güvenceye aldıkları bir dünyada Türkiye’de henüz bu
piyasaların çok fazla kullanılmaması Türkiye’nin kırılganlıklarını arttırmış
olabileceği düşünülmektedir.
 Bu değerlendirme aynı zamanda Türkiye özelinde hesaplanan katsayılar ile
sektörlerin
özellikleri
arasındaki
ilişkinin
incelendiği
analizle
desteklenmektedir. Çalışmada hesaplanan sektör esneklik katsayıları ile
sektörel özelliklerin ilişkisi incelendiğinde sektör yoğunlaşma oranına ilişkin
katsayı negatif ve istatistiksel olarak anlamlı hesaplanmıştır. Bu durum
firmaların daha büyük olduğu sektörlerde söz konusu büyük firmaların finansal
piyasalara erişimin daha kolay olması ve türev ürünlerle kur hareketlerindeki
etkiyi sınırladıkları düşünülmektedir. Fakat bu piyasaların Türkiye’de henüz
sığ olması nedeniyle bu işlemlere öncelikle büyük firmaların erişiminin olması
yoğunlaşma oranlarının yüksek olduğu sektörlerde kur hareketlerinin ihracat
üzerindeki etkisinin zayıf olmasına neden olduğu düşünülmektedir.

Tüm bu değerlendirmeler ışığında, çalışmanın diğer önemli politika önerisi:
Ekonomi Bakanlığı olarak firmaların türev piyasalara olan farkındalığının
arttırılması yönünde adımlar atılması gerektiği düşünülmektedir. Bunun için
73
ilk olarak ihracat yapan firmalara eğitimler organize edilmesi, türev ürünlerin
ve işlemlerin anlatılması, kullanımının gösterilmesi, bu piyasalardaki
işlemlerden doğan maliyetlerin ilk aşamada özendiriciliğ arttırmak için
karşılanması
gibi
politika
araçları
gündeme
alınabileceği
değerlendirilmektedir.

Sektörel detaylar incelendiğinde ise, Türkiye için tüm sektörler arasında kur
hareketlerine en duyarlı sektörlerin tarım ana başlığına ait olması dikkat
çekmektedir. Tarım ana başlığı altında şeker kamışı ve pancarı, yağlı tohumlar,
çiğ süt, bitkisel yağlar alt başlıkları için istatistiksel olarak anlamlı negatif
katsayılar hesaplanmıştır. Bu grup için yapılan detaylı analizler sonucu
hesaplanan yüksek katsayılar altında bu sektörlerdeki ihrcat performansının
imalat sanayi ile karşılaştırıldığında daha düşük olmasıyla açıklanabilir. Daha
sınırlı yapılan ihracatın kurdaki değişikliklerden daha güçlü etkilendiği
değerlendirilmektedir.

İmalat sanayi grubu içinde kur hareketlerine en duyarlı sektörler ise diğer ulaşım
araçları, tekstil ve hazır giyim, kimyasallar, kauçuk, plastik ve mineral ürünler
olarak tespit edilmeştir. Bu sektörler için yapılan detaylı analizler sonucunda ise
öncelikle dış ticaret dengesinde ihracat fazlası olan tekstil ve hazır giyim, diğer
metalik olmayan mineraller gibi sektörlerin ithal girdi ile beslenmemeleri
nedeniyle TL’deki hareketlerle sektör ihracatı arasında negatif bir ilişki
bulunmuştur. Diğer yandan, kimyasallar, plastik ve kauçuk sektörü için ithal girdi
bağımlılığına rağmen negatif ve güçlü bir katsayı tespit edilmiştir. Bu durum
TL’nin değer kazanmasıyla maliyetlerin azalmasına rağmen sektörün rekabet
gücünün
artmadığına
işaret
etmektedir.
Bunun
altında
bu
mallarda
markalaşamanın sınırlı olmasının etkili olduğu düşünülmektedir.

Tüm bu değerlendirmeler ışığında, kur hareketlerine karşı sektörlerin ihracat
performanslarını korumak için türev piyasalara olan farkındalığın arttırılması
74
yanında sektörlerin rekabet gücünü arttırmaya yönelik adımlar atılması gerektiği
düşünülmektedir. Bu kapsamda sektörlerin ithal girdi bağımlılığının azaltılması,
yaygın ihracatla beraber yoğun ihracatın da hem ülke bazında hem de ürün bazında
arttırılması, sektör üretimlerinde markalaşmanın arttırılması, Ar-Ge ve inovasyona
teşviklerin sağlanması gerektiği düşünülmektedir. Tüm bu politikaların
uygulamalarında sektörel farklılıların dikkate alınması ve daha kırılgan sektörlere
öncelik verilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.

Diğer yandan, çalışmanın bir diğer sonucu hesaplanan katsayıların GTAP
modelinde yer alan Armington esneklikleri ile karşılaştırılması sonucuda elde
edilmektedir. GTAP modelinde her ülke için aynı ve sabit kabul edilen Armington
esnekliklerinin çalışmamız sonucunda aslında ülkeler özelinde farkıllaştırılması
gerektiği tespit edilmiştir. Özellikle Türkiye için hesaplanan katsayıların dünya
ortalamasından oldukça yüksek olduğu değerlendirildiğinde, GTAP modeli ile
yapılan simülasyonların sonuçlarının yanlı olabileceği düşünülmektedir. Buy
kapsamda, Bakanlığımız çalışmalarının zengileştirilmesi için önümüzdeki
dönemde Türkiye özelinde bir genel denge modeli hazırlanması ve söz konusu
esnekliklerin bu çalışmada tespit edilen büyüklükte modele eklenmesi gerektiği
düşünülmektedir.
75
KAYNAKÇA
AKBOSTANCI, E. (2002). “Dynamics of the Trade Balance: The Turkish J-Curve”,
ERC Working Papers in Economics, vol.01, no.05, ss. 1-19.
ALBENİ, M., DEMİR, Y. VE DEMİRGİL, H. (2005). “Döviz Kurlarındaki Değişim
ve Kur Sistemlerinin İhracat Üzerindeki Etkisi – Türk İmalat Sanayinde bir
Uygulama”, Review of Social, Economic & Business Studies, vol.5, no.6, ss. 261 –
284.
ANDERSON, J. E. (1979). “A Theoretical Foundation for the Gravity Equation”,
American Economic Review, vol.69 no.1, ss.106-116.
ANDERSON, J. E. (2011). “The Gravity Model” Annual Review of Economics, vol.3,
no:1, ss.133-160.
ANDERSON, J., VAN WINCOOP, E. (2003). “Gravity with Gravitas: A Solution to
the Border Puzzle”. American Economic Review, vol.93, no.1, ss.170-92.
ANDERSON, J., VAN WINCOOP, E. (2004). “Trade Costs”. Journal of Economic
Literature, vol.42, no.3, ss.691-751.
ARIZE, C., OSANG, T., SLOTTJE, D.J., (2000). “Exchange Rate Volatility and
Foreign Trade: Evidence from Thirteen LDCs”. Journal of Business Economic
Statistics vol.18, ss.10–17.
ARSLAN, I. AND WIJNBERGEN, S. (1993). “Export Incentives, Exchange Rate
Policy and Export Growth in Turkey”, The Review of Economics and Statistics, Vol.
75, No. 1, pp. 128-133
ATA, H. A. AND ARSLAN, İ. (2003). “Döviz Kuru Ve Dış Ticaret Hacmi İlişkisi:
Türkiye Örneği (1980-2000)”, Afyon Kocatepe Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt V,
Sayı 2, ss. 105-123.
AUBOIN, M., & RUTA, M. (2013). “The Relationship Between Exchange Rates and
International Trade: A Literature Review”. World Trade Review, vol.12, no.03.,
ss.577-605.
AVSAR, V., & TURKCAN, K. (2013). “Exchange Rate Volatility and US AutoIndustry Exports: A Panel Cointegration Approach”. International Journal of
Economics and Financial Issues, vol.3, no.4, ss.772-787.
AYDIN, M. F., ÇIPLAK, U. AND YÜCEL, M. E. (2004). “Export Supply and Import
Demand Models for the Turkish Economy”, The Central Bank of The Republic of
Turkey, Research Department Working Paper No: 04/09, ss. 1-27.
76
BAHMANI-OSKOOEE M., NİROOMAND F., (1998). “Long-run Price Elasticities
and the Marshall--Lerner Condition Revisited”, Econ Letters vol.61, ss.101—109
BAHMANI-OSKOOEE M., RATHA A., (2004). “The J-Curve: A Literature
Review”. Applied Economics vol.36, ss.1377—1398
BAHMANI-OSKOOEE, M, and RATHA A. (2004). “Dynamics of US Trade with
Developing Countries.” Journal of Developing Areas vol.37, ss.1-11.
BAHMANI-OSKOOEE M., KARA O., (2005). “Income and Price Elasticities of
Trade: Some New Estimates”. International Trade Journal vol.19, ss.165—178
BAHMANI-OSKOOEE, M., & ARDALANI, Z. (2006). “Exchange Rate Sensitivity
of US Trade Flows: Evidence From Industry Data”. Southern Economic Journal,
ss542-559.
BAHMANI-OSKOOEE, M., & SATAWATANANON, K. (2010). “US–Thailand
Trade At The Commodity Level And The Role Of The Real Exchange Rate”. Journal
of Asian Economics, vol. 21, no.6, ss.514-525.
BAHMANI-OSKOOEE M., HEGERTY S. F., (2010). "The J- and S-curves: A
Survey of the Recent Literature," Journal of Economic Studies, Emerald Group
Publishing, vol. 37(6), ss.580-596, September
BAHMANI-OSKOOEE, M., & XI, D. (2012). “China-Germany Commodity Trade
And The S-Curve”. Journal of Chinese Economic and Foreign Trade Studies, vol.5,
no.1, ss.20-28.
BAHMANI-OSKOOEE, M., & HARVEY, H. (2012). “US–Malaysia Trade at
Commodity Level and the Role of the Real Exchange Rate”. Global Economic Review,
vol.41, no.1, ss.55-75.
BAHMANI-OSKOOEE, M., BOLHASSANI, M., & HEGERTY, S. (2012).
“Exchange-Rate Volatility and Industry Trade Between Canada and Mexico”. The
Journal of International Trade & Economic Development, vol.21, no.3, ss.389-408.
BAHMANI-OSKOOEE, M., & XU, J. (2013a). “The S-Curve Dynamics of USMexico Commodity Trade”. Journal of Applied Economics, vol.16, no.1, ss.33-48.
BAHMANI-OSKOOEE, M., HARVEY, H., & HEGERTY, S. W. (2013a). “Currency
Fluctuations And The French–Us Trade Balance: Evidence From 118 Industries”,
Empirica, vol.40, no.2, ss.237-257.
BAHMANI-OSKOOEE, M., & HAJILEE, M. (2013). “Impact Of Exchange-Rate
Variability On Commodity Trade Between US and Germany”. Empirica, vol.40, no.2,
ss.287-324.
77
BAHMANI‐OSKOOEE, M., HEGERTY, S. W., & XU, J. (2013b). “Exchange‐Rate
Volatility And US–Hong Kong Industry Trade: Is There Evidence Of A ‘Third
Country’Effect?”. Applied Economics, vol.45, no.18, ss.2629-2651.
BAHMANI-OSKOOEE, M., & XU, J. (2013b). “The J-Curve and Japan–China
Commodity Trade”. Journal of Chinese Economic and Business Studies, vol.11, no.1,
ss.13-28.,
BAHMANI-OSKOOEE, M., & HOSNY, A. S. (2013). “Egypt-US Commodity Trade
And The J-Curve”. International Journal of Economics and Business Research, vol.5,
no.(2), ss.115-127.
BAHMANI‐OSKOOEE, M., HEGERTY, S. W., & ZHANG, R. (2014a). “The Effects
of Exchange‐Rate Volatility on Korean Trade Flows: Industry‐Level
Estimates”.Economic Papers: A journal of applied economics and policy, vol.33(1),
ss.76-94.
BAHMANI-OSKOOEE, M., HARVEY, H., & HEGERTY, S. W. (2014a). “Brazil–
US Commodity Trade and the J-Curve”. Applied Economics, vol.46(1), ss.1-13.
BAHMANI-OSKOOEE, M., HARVEY, H., & HEGERTY, S. W. (2014b). “Industry
Trade and Exchange-Rate Fluctuations: Evidence From The US and
Chile”. International Review of Economics & Finance, vol.29, ss.619-626.
BAHMANI-OSKOOEE, M., & ZHANG, R. (2014b). “Is there J-Curve effect in the
Commodity Trade Between Korea and Rest Of The World?”. Economic Change and
Restructuring, vol.47(3), ss.227-250.
BAHMANI-OSKOOEE, M., HARVEY, H., & HEGERTY, S. W. (2014c). “Exchange
Rate Volatility and Spanish-American Commodity Trade Flows”. Economic Systems,
vol.38(2), ss.243-260.
BAHMANI-OSKOOEE, M., HUSEYNOV, S., & JAMILOV, R. (2014d). “Is there a
J-curve
for
azerbaijan?
New
Evidence
from
Industry-level
Analysis”. Macroeconomics and Finance in Emerging Market Economies, vol.7(1),
ss.83-98.
BAHMANI–OSKOOEE, M., & HARVEY, H. (2015). “Exchange Rate Sensitivity Of
The Usa–Singapore Trade Flows: Evidence From Industry Data”. International
Journal of Trade and Global Markets, vol.8(2), ss.152-179.
BAHMANI-OSKOOEE, M., HARVEY, H., & HEGERTY, S. W. (2015). “ExchangeRate Volatility And Commodity Trade Between the USA and Indonesia.” New
Zealand Economic Papers, vol.49(1), ss.78-102.
78
BAHMANI-OSKOOEE, M., HEGERTY, S. W., & HOSNY, A. S. (2014). “The
Effects Of Exchange-Rate Volatility On Industry Trade Between the US and
Egypt”. Economic Change and Restructuring, vol.48(2), ss.93-117.
BAHMANI‐OSKOOEE, M., HEGERTY, S. W., & SATAWATANANON, K.
(2015a). “Exchange‐Rate Risk and Japanese–Thai Industry Trade”. Australian
Economic Papers, vol.54(1), ss.22-37.
BAHMANI-OSKOOEE, M., & HARVEY, H. (2015). “Impact of Exchange Rate
Volatility and Commodity Trade between US and Singapore”. Review of Economics
& Finance, vol.5, ss.22-40.
BAHMANI-OSKOOEE, M., HARVEY, H., & HEGERTY, S. W. (2015b).
“Exchange-Rate Volatility and Commodity Trade: The Case of the US and
Italy”. Economic Issues Journal Articles, vol.20(2), ss.1-27.
BAHMANI-OSKOOEE, M., & BAEK, J. (2015). “The Marshall-Lerner Condition At
Commodity Level: Evidence From Korean-US Trade”. Economics Bulletin, vol.35(2),
ss.1136-1147.
BAHMANI-OSKOOEE, M., & HARVEY, H. (2014). “US-Singapore Commodity
Trade and the J-Curve”. Asian Economic and Financial Review, vol.4(10), ss.14731484.
BALDWIN, R., TAGLIONI, D. (2006). “Gravity For Dummies and Dummies for
Gravity Equations” National Bureau of Economic Research. No. w12516.
BARIŞIK, S. AND DEMİRCİOĞLU, E. (2006). “Türkiye’de Döviz Kuru Rejimi,
Konvertibilite, İhracat-İthalat İlişkisi (1980-2001)”, ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt
2, Sayı 3, ss. 71-84.
BAUM, C. F., & CAGLAYAN, M. (2010). “On The Sensitivity Of The Volume And
Volatility Of Bilateral Trade Flows To Exchange Rate Uncertainty”. Journal of
International Money and Finance, vol.29(1), ss.79-93.
BERGSTRAND, J. H. (1985). “The Gravity Equation in International Trade: Some
Microeconomic Foundations and Empirical Evidence”. The Review of Economics and
Statistics, ss.474-481.
BERGSTRAND, J. H. (1989). “The Generalized Gravity Equation, Monopolistic
Competition, and the Factor-Proportions Theory in International Trade”. Review of
Economics and Statistics, vol.71(1), ss.143-153.
BERGSTRAND, J., EGGER, P. (2011). “Gravity Equations and Economic Frictions
in the World Economy”. Palgrave Handbook of International Trade, ss.532-570.
79
BERNARD, A. B., & JENSEN, J. B. (2004). “Entry, Expansion, and Intensity in The
US Export Boom”, 1987–1992. Review of International Economics, vol.12(4), ss.662675.
BERMAN, N., MARTİN, P., & MAYER, T. (2012). “How Do Different Exporters
React to Exchange Rate Changes?” The Quarterly Journal of Economics, vol.127(1),
ss.437-492.
BİNATLI, A. O. AND SOHRABJİ, N. (2009). “Elasticities of Turkish Exports and
Imports”, İzmir University of Economics Working Papers No: 0906.
BRADA, J. C., KUTAN, A. M. AND ZHOU, S. (1997). “The Exchange Rate and the
Balance of Trade: The Turkish Experience”, The Journal of Development Studies,
Vol.33, No.5, ss. 675-692.
BYRNE, JOSEPH P., DARBY J. AND MACDONALD R. (2008), “US Trade and
Exchange Rate Volatility: A Real Sectoral Bilateral Analysis”, Journal of
Macroeconomics, vol.30, ss. 238-259.
CARTER, C.A. AND PICK, D.H. (1989), “The J-curve Effect and the US Agricultural
Trade Balance”, American Journal of Agricultural Economics, vol.71, ss. 712-720
CHATTERJEE, A., DIX-CARNEİRO, R., & VICHYANOND, J. (2013). “Multiproduct Firms And Exchange Rate Fluctuations”. American Economic Journal:
Economic Policy, vol.5(2), ss.77-110.
CLARK, P.B., TAMIRISA, N.T., WEİ, S.-J., SADIKOV, A.M., ZENG, L., (2004).
“A New Look at Exchange Rate Volatility and Trade Flows” IMF Occasional Papers
235.
CORIC, B. AND G. PUGH (2010). “The Effects of Exchange Rate Variability on
International Trade: A Meta-Regression Analysis”, Applied Economics, vol.42:
ss.2631–2644.
CAGLAYAN, M, AND JING D. (2010). "Does Real Exchange Rate Volatility Affect
Sectoral Trade Flows?." Southern Economic Journal 77.2 ss: 313-335.
DEARDORFF, A. (1998). “Determinants of Bilateral Trade: Does Gravity Work in a
Neoclassical World?. In The regionalization of the World Economy” University of
Chicago Press ss. 7-32.
DEVADOSS, S., HILLAND, A., MITTELHAMMER, R., & FOLTZ, J. (2014). “The
Effects Of The Yuan‐Dollar Exchange Rate On Agricultural Commodity Trade
Between The United States, China, and Their Competitors”. Agricultural
Economics, vol.45(S1), ss.23-37.
80
DI NINO, V., B. EICHENGREEN, AND M. SBRACIA (2011). “Real Exchange
Rates, Trade and Growth: Italy 1861–2011”, Bank of Italy Economic History Working
Papers, No. 10 (October 2011).
DOROODIAN, KHOSROW, CHULHO JUNG AND ROY BOYD (1999). “The JCurve Effect and US Agricultural and Industrial Trade” Applied Economics No:31, ss.
687-690.
EATON, J., KORTUM, S. (2002). “Technology, Geography, and Trade”
Econometrica No:70(5), ss.1741-1779.
ENDERS, W., & LEE, B. S. (1997). “Accounting for Real and Nominal Exchange
Rate Movements in The Post-Bretton Woods Period”. Journal of International Money
and Finance, vol.16(2), ss.233-254.
FANG, W., LAI, Y., & MİLLER, S. M. (2006). “Export Promotion Through Exchange
Rate Changes: Exchange Rate Depreciation or Stabilization?”. Southern Economic
Journal, ss.611-626.
FEENSTRA, R. C. (2004). “Advanced International Trade: Theory and Evidence”
Princeton University Press.
FİDAN, H. (2006). “Impact of the Real Effective Exchange Rate (Reer) on Turkish
Agricultural Trade”, International Journal of Human and Social Sciences, vol.1:2, ss.
70-82.
FOUQUIN M., SEKKAT K.,MANSOU J.M., MULDER N., NAYMAN L. (2001).
“Sector Sensitivity to Exchange Rate Fluctuations”, CEPII Working paper 2001-11,
November
FREUND, C., & PİEROLA, M. D. (2012). “Export Surges”. Journal of Development
Economics, vol.97(2), ss.387-395.
GRİER, K.B., SMALLWOOD, A.D., (2007). “Uncertainty and Export Performance:
Evidence from 18 Countries”. Journal of Money, Credit and Banking vol.39 (4),
ss.965–979.
GÜL, E. AND EKİNCİ, A. (2006). “Türkiye’de Reel Döviz Kuru İle İhracat ve İthalat
Arasındaki Nedensellik İliskisi: 1990 – 2006”, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, Sayı 16, ss. 165-190.
HADDAD, M. AND C. PANCARO (2010). “Can Real Exchange Rate
Undervaluation Boost Exports and Growth in Developing Countries? Yes, but not for
Long”, Economic Premise, No. 20, Washington, DC: World Bank.
HALICIOĞLU, F. (2008). “The Bilateral J-curve: Turkey versus Her 13 Trading
Partners”, Journal of Asian Economics, No:. 19, Sayı 3, ss. 236-243.
81
HAVEMAN, J., HUMMELS, D. (2004). “Alternative Hypotheses and The Volume
Of Trade: The Gravity Equation and The Extent Of Specialization”, Canadian Journal
of Economics/Revue canadienne d'économique, vol.37(1), ss.199-218.
HEAD, K., MAYER, T. (2013). “Gravity Equations: Workhorse, Toolkit, and
Cookbook”. CEPR Discussion Papers 9322, C.E.P.R. Discussion Papers.
HELPMAN, E., MELITZ, M., RUBINSTEIN, Y. (2008). “Estimating Trade Flows:
Trading Partners and Trading Volumes”, The Quarterly Journal of
Economics,vol.123(2), ss.441-487.
HEPAKTAN, E. (2009). “Türkiye’nin Marshall-Lerner Koşuluna İliksin Parçalı
Esbütünlesme Analizi” , Yönetim ve Ekonomi, Celal Bayar Üniversitesi İ.İ.B.F.,
Cilt:16, Sayı:1, ss. 39-55.
İRHAN, H. B., ALACAHAN, N. D. AND KORAP, L. (2011). “An Empirical Model
for The Turkish Trade Balance: New Evidence From ARDL Bounds Testing
Analyses”, İ.Ü. İktisat Fakültesi Ekonometri ve İstatistik Dergisi, Sayı:14, ss. 38–61.
KALE, P. (2001). “Turkey’s Trade Balance In The Short And The Long Run: Error
Correction Modeling And Cointegration”, The International Trade Journal, Volume
XV, No. 1, ss 27-56.
KANDILOV, I. (2008). “The Effects of Exchange Rate Volatility on Agriculture
Trade”, The American Journal of Agriculture Economics, 90 (4), ss. 1028-1043.
KARAGÖZ, M. AND DOĞAN, Ç. (2005). “Döviz Kuru Dış Ticaret İlişkisi: Türkiye
Örneği”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 15, Sayı: 2, ss.219-228.
KRUGMAN, P. (1979). “A Model of Balance-of-Payments Crises”, Journal of money,
credit and banking, ss.311-325.
MARWAH, KANTA, AND LAWRENCE R. KLEİN. (1996). “Estimation of J-Curve:
United States and Canada.” Canadian Journal of Economics vol.29: ss.523-539.
MCKENZIE, M. D. (1999). “The Impact of Exchange Rate Volatility on International
Trade Flows”, Journal of Economic Surveys, vol.13(1), ss.71-106.
NICITA, A. (2012). “Exchange Rates, International Trade and Trade Policies”,
UNCTAD Blue Series on Policy Issues on International Trade and Commodities,
United Nations Conference on Aid and Development, Geneva, Switzerland.
OKA (2014). “Tekstil ve Hazır Giyim Sektör Raporu” URL:
http://www.oka.org.tr/Documents/tekstil%20ve%20hazir%20giyim%20sektor%20ra
poru.pdf
82
OSD (2006). “Otomotiv Sanayi
http://www.osd.org.tr /raporlar
Genel
ve
İstatistik
Bülteni”,
URL:
OZTURK, I. (2006). “Exchange Rate Volatility and Trade: A Literature Survey”,
International Journal of Applied Econometrics and Quantitative Studies, vol.3(1).
PEKER, O. (2007). “Reel Döviz Kurunun Dış Ticaret Dengesi Üzerindeki Kısa ve
Uzun Dönem Etkilerinin Ekonometrik Analizi: Türkiye Örneği”, 8. Türkiye
Ekonometri ve İstatistik Kongresi 24-25 Mayıs– İnönü Üniversitesi, Malatya.
RODRIK, D. (2008). “The Real Exchange Rate and Economic Growth”. Brookings
Papers on Economic Activity, vol.2008(2), ss.365-412.
ANDREW R.K., AND YELLEN J.L. (1989). “Is There a J-Curve?” Journal of
Monetary Economicsv vol.24: ss.53-68.
SAUER, C., BOHARA, A., (2001) “Exchange Rate Volatility and Exports: Regional
Differences Between Developing and Industrialized Countries” Review of
International Economics vol.9, ss.133–152.
SWARNJIT A., BAHMANI-OSKOOEE M., and GOSWAMI G. (2003). “Bilateral Jcurve between India and Her Trading Partners.” Applied Economics vol.35, ss.10371041.
SILVA, J. S., TENREYRO, S. (2006). “The Log of Gravity”, The Review of
Economics and Statistics, Vol. 88(4), ss.641-658.
ŞİMŞEK, M., AYDIN, B. AND KADILAR, C. (2007). “Türkiye’nin Dış Ticaret
Dengesini Etkileyen Uzun Dönemli Faktörler”, TÜİK, 16. İstatistik Araştırma
Sempozyumu Bildiriler Kitabı: Sosyo-Ekonomik Gelişme ve İstatistik, ss. 204-219.
T.C.
ŞEKER
KURUMU
(2014).
“2014
Faaliyet
Raporu”
URL:
http://www.sekerkurumu.gov.tr/upload/special/SEKER_KURUMU_2014_F.pdf
TENREYRO, S., (2004). “On The Trade Impact of Nominal Exchange Rate
Volatility”, Working Paper 03-2 Federal Reserve Bank of Boston.
TOBB.
(2014).
“Türkiye
http://www.dunya.com/d/file/01.pdf
Sektörel
Ekonomi
Şurası”
URL:
TAGLIONI, D. (2002). “Exchange Rate Volatility As A Barrier To Trade: New
Methodologies and Recent Evidence”. Économie internationale, vol.(1), ss.227-259.
TANG, H. AND Y. ZHANG (2012). “Exchange Rates and The Margins of Trade:
Evidence From Chinese Exporters”, CESifo Economic Studies, vol.58(4): ss.671–702.
83
TINBERGEN, J. (1962). “An Analysis of World Trade Flows. Shaping the World
Economy”, NewYork, Twentieth Century Fund.
TOGAN, S. AND BERUMENT, H. (2007). “The Turkish Current Account, Real
Exchange Rate and Sustainability: A Methodological Framework”, The Journal of
International Trade and Diplomacy, vol.1: (1), ss. 155-192.
XI, D. (2015). “A Note on The S-Curve Dynamics of Commodity Trade Between
Brazil and The United States”, Latın Amerıcan Journal of Economıcs, vol.52(1), ss.7994.
YAMAK, R. AND KORKMAZ, A. (2005). “Reel Döviz Kuru ve Dış Ticaret Dengesi
İlişkisi”, İ.Ü. İktisat Fakültesi Ekonometri ve İstataistik Dergisi, Sayı - 2, ss. 16-38.
YAPRAKLI, S. (2011). “Türkiye’de Esnek Döviz Kuru Rejimi Altında Dış Açıkların
Belirleyicileri: Sınır Testi Yaklaşımı”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 65-4, ss. 141164.
YAZICI, M. (2008). “The Exchange Rate and the Trade Balances of Turkish
Agriculture, Manufacturing and Mining”, Quality and Quantity, Volume 42, Number
1, ss. 45-52.
YAZICI, M., & ISLAM, M. Q. (2011). “Impact of Exchange Rate and Customs Union
on Trade Balance at Commodity Level of Turkey with EU(15)” Economic Research
vol.24 (3): ss.75-85.
YAZICI, M., & ISLAM, M. Q. (2014). “Exchange Rate and Bilateral Trade Balance
of Turkey With EU (15) Countries”, Journal of Business Economics and
Finance, vol.3(3), ss.341-356.
84
EK-1: ANALİZDE KULLANILAN ÜLKELER
#
Ülke Listesi
1
Arjantin
2
Avustralya
3
Avusturya
4
Belçika
5
Brezilya
6
Bulgaristan
7
Kanada
8
Şili
9
Hırvatistan
10 Çek Cumhuriyeti
11 Danimarka
12 Estonya
13 Finlandiya
14 Fransa
15 Almanya
16 Yunanistan
17 Macaristan
18 Hindistan
19 Endonezya
20 İrlanda
21 İsrail
22 İtalya
23 Japonya
24 Kore, Cum.
25 Letonya
#
Ülke Listesi
26 Litvanya
27 Malezya
28 Meksika
29 Hollanda
30 Yeni Zelanda
31 Norveç
32 Peru
33 Polonya
34 Portekiz
35 Romanya
36 Rusya Federasyonu
37 Suudi Arabistan
38 Singapur
39 Slovak cumhuriyeti
40 Slovenya
41 Güney Afrika
42 İspanya
43 İsveç
44 İsviçre
45 Tayland
46 Türkiye
47 İngiltere
48 Birleşik Arap Emirlikleri
49 Amerika Birleşik Devletleri
50 Venezuela
Notlar: Analiz sonuçlarının güvenilirliğini artırması nedeniyle çalışmamızda
mevcut toplanabilecek tüm ülke veri seti derlenmiştir. Söz konusu listede yer
alan ülkeler toplam dünyada yapılan ticaretin %73’ünü Türkiye’nin bu ülkeler
ile yaptığı ticaret ise toplam ticaretinin %65’inin oluşturmaktadır.
85
EK-2: ANALİZDE KULLANILAN SEKTÖR DETAYLARI
KOD
#
Sektör Adı
ISIC
Tanım
Rev-3
1
Çeltik Pirinç
2
Buğday
3
Diğer Tahıllar
113
Pirinç, Kabuklu Olmayan
114
Kabuklu pirinç
111
Buğday
112
Mısır (Mısır)
115
Arpa
116
Çavdar, yulaf
119
Diğer hububat
12
Sebze
13
Meyve ve fındık
4
Sebze ve Meyveler
5
Yağlı Tohumlar
14
Yağlı tohum ve meyveler
6
Seker Kamışı ve Pancarı
18
Şeker üretimi için kullanılan bitkiler
7
Bitkisel Lif
192
Tekstilde kullanılan ham nebati maddeler
Canlı bitkiler; çiçek ve çiçek tomurcukları;
15
çiçek tohumları ve meyve tohumları; sebze
tohumları
16
İçecek ve baharat bitkileri
17
Tütün, işlenmemiş
Tahıl samanı ve kabukları, hazırlıksız
kıyılmış olsun ya da olmasın, öğütülmüş,
8
preslenmiş ya da peletler formunda; sarı
Diğer Bitkisel Ürünler
191
şalgam, yem kökleri, saman, yonca
(yonca), üçgül, evliya otu, yemlik lahana,
aci bakla, fiğ ve benzeri hayvan yemleri,
pellet şeklinde olsun veya olmasın
Bitkiler ve eczane öncelikle parfümeride
193
kullanılan bitkiler ya da böcek, mantar
öldürücü veya benzeri amaçlarla kullanılan
bitkiler
86
194
199
9
Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At
211
Şeker pancarı tohumu ve yem bitkilerinin
tohumları
Diğer işlenmemiş bitkisel ürünler
Canlı sığırlar, koyunlar ve keçiler, at, eşek,
katır ve bardo
299
Sığır
212
Domuz, tavuk ve diğer hayvanlar, canlı
292
293
Yumurta, kabuklu, taze, konserve ya da
pişmiş
Doğal bal
Salyangozlar, canlı, taze, soğutulmuş,
dondurulmuş, kurutulmuş, deniz
10 Diğer Hayvansal Ürünler
294
salyangozu hariç, tuzlanmış veya salamura
edilmiş; kurbağa bacağı, taze, soğutulmuş
veya dondurulmuş
295
297
298
11 Çiğ Süt
291
12 Yün, İpek Böceği
296
13 Ormancılık
3
15
14 Balıkçılık
Hayvansal kökenli n.e.c. yenilebilir ürünler
Ham postlar, deriler ve kürklü,
Rafine veya renklendirilmiş olsun ya da
olmasın ispermeçet,
Çiğ süt
Tekstilde kullanılan hammaddeler hayvan
malzemeleri
Ormancılık, günlük ve ilgili hizmet
faaliyetleri
Ilgili hizmet faaliyetleri dahil Avcılık,
tuzakla avlanma ve av yayılımı
Balıkçılık, balık üretme ve yetiştirme
5
çiftliklerinin işletilmesi; balıkçılıkla ilgili
hizmet faaliyetleri
21111
15 Et: Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At
21112
Büyükbaş hayvanların etleri, taze veya
soğutulmuş
Büyükbaş hayvanların etleri, dondurulmuş
21115
Koyun eti, taze veya soğutulmuş
21116
Koyun eti, dondurulmuş
87
21117
21118
Keçi, taze eti, soğutulmuş veya
dondurulmuş
Taze, soğutulmuş veya dondurulmuş At,
eşek, katır veya bardoların etleri
Taze, soğutulmuş veya dondurulmuş sığır,
21119
domuz, koyun, keçi, at, eşek, katır veya
bardoların yenilen sakatatı
Çiğ veya işlenmiş Büyükbaş hayvanların,
2161
koyun, keçi, domuz ve kümes hayvanları,
yağları; yün gresi
21113
Domuz eti, taze veya soğutulmuş
21114
Domuz eti, dondurulmuş
Et ve yenilebilir sakatatlar, taze,
2112
soğutulmuş veya dondurulmuş, başka yerde
sınıflandırılmamış
16 Diğer Et Ürünleri
2113
2114
Korur ve et, sakatat veya kan müstahzarları
Unları, yemek ve et ya da sakatat,
yenmeyen topakları; donyağı tortusu
Büyükbaş hayvanlar, koyun, keçi, domuz
2162
ve kümes hayvanlarının yağları hariç, ham
ve rafine Hayvansal yağlar ve yağlı,
Soya fasulyesi, yer fıstığı, zeytin, ayçiçeği
2163
tohumu, aspir, pamuk tohumu tecavüz,
kolza ve hardal yağı, ham
2164
Palm, hindistan cevizi, hurma çekirdeği,
keten ve kenevir yağı, ham
Soya fasulyesi, yer fıstığı, zeytin, ayçiçeği
tohumu, aspir, pamuk tohumu, kolza, kolza
17 Bitkisel Yağlar
ve hardal yağı ve bunların fraksiyonları,
rafine edilmiş fakat kimyasal olarak
2165
değiştirilmemiş; Diğer yağlar rafine
edilmiş olsun ya da olmasın, zeytin ve
susam yağı ve bunların fraksiyonlardan,
sadece elde edilen, fakat kimyasal olarak
değiştirilmemiş
88
2166
Mısır (Mısır) yağı ve fraksiyonları,
kimyasal olarak değiştirilmemiş
Palm, hindistan cevizi, hurma çekirdeği,
keten ve kenevir yağı ile bunların
fraksiyonları, rafine edilmiş fakat kimyasal
olarak değiştirilmemiş; hint yağı, odun yağı
2167
ve jojoba yağı ile (mısır yağı hariç) sabit
bitkisel katı ve sıvı yağlar ve bunların
fraksiyonları yerde sınıflandırılmamış,
rafine edilmiş olsun olmasın, fakat
kimyasal olarak değiştirilmemiş
2168
Margarin ve benzeri müstahzarlar
Hayvansal ve bitkisel katı ve sıvı yağlar ve
bunların fraksiyonları kısmen veya
2169
tamamen rafine edilmiş olsun olmasın,
inter-esterlenmiş yeniden esterlenmiş veya
elaidinised, hidrojene, fakat daha fazla
hazırlanmamış
217
Pamuk linterleri
Küspe ve bitkisel katı veya sıvı yağların
çıkartılmasından diğer katı artıklar; unları
ve hardal hariç yağlı tohumların veya yağlı
218
meyvelerin yemek; trigliseridler hariç
bitkisel mumlar; Degra; yağlı maddelerin
veya hayvansal ya da bitkisel mumların
işlenmesinden ortaya çıkan artıklar
18 Süt Ürünleri
22
Günlük Ürünler
19 İşlenmiş Pirinç
2316
Pirinç, yarı veya tamamen öğütülmüş
20 Şeker
235
Şeker
212
Hazır ve konserve balık
213
Hazır ve konserve sebzeler
214
Meyve suları ve sebze suları
21 Diğer Gıda Ürünleri
215
2311
2312
Hazırlanan ve meyve ve fındık korunmuş
Buğday unu veya mahlut unu
Buğday ve mahlut unu dışındaki tahıl
unları
89
2313
2314
2315
2317
2318
Kabuksuz, yemek ve buğday topakları
Tahıl bulgur, yemek ve topakları (diğer
yerde sınıflanmayan)
(Mısır taneleri dahil) diğer hububat ürünleri
Diğer bitkisel unları ve yemekler
Ekmekçi malların hazırlanması için
karışımlar ve hamurlar
Nişasta ve nişastalı ürünler; şeker ve şeker
232
233
Unlu Mamüller
236
Kakao, çikolata ve şekerleme imalatı
239
23 Tekstil
Hayvan beslemede kullanılan müstahzarlar
234
237
22 İçecek ve Tütün Üriinleri
şurupları (diğer yerde sınıflanmayan)
Makarna, şehriye, kuskus ve benzeri unlu
mamuller
Gıda ürünleri (diğer yerde sınıflanmayan)
24
Içkiler
25
Tütün ürünleri
17
Tekstil ürünleri imalatı
243
Suni ve sentetik elyaf imalatı
24 Hazır Giyim
18
25 Deri Ürünleri
19
Giyim eşyası imalatı; kürkün işlenmesi ve
boyanması
Tan ve deri pansuman; bavul, el çantası,
saraçlık, koşum takımı ve ayakkabı imalatı
Ağaç ve mobilya hariç ağaç ve mantar
26 Ahşap Ürünler
20
ürünleri imalatı; saz, saman ve benzeri
malzemelerden örülerek eşyaların imalatı
21
27 Kağıt Ürünler
28 Petrol, Kömür Ürünleri
29 Kimyasallar, Kauçuk ve Plastik
22
Kağıt ve kağıt ürünleri imalatı
Yayıncılık, baskı ve kayıt medyanın
çoğaltılması
231
Kok fırını ürünlerinin imalatı
232
Rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı
233
Nükleer yakıtın işlenmesi
241
Temel kimyasal maddelerin imalatı
90
30 Mineral Ürünler
31 Demir ve Çelik
32 Demir Dışı Metaller
242
Diğer kimyasal ürünlerin imalatı
25
Kauçuk ve plastik ürünlerin imalatı
26
Ana demir ve çelik imalatı
2731
Demir ve çelik dökme
272
33 Metal Ürünler
28
34 Motorlu Taşıtlar
34
35 Diğer Ulaşım Araçları
35
30
36 Elektrikli Makinalar
32
Temel değerli ve demir dışı metallerin
imalatı
Demir dışı metallerin dökümü
Makine ve teçhizat hariç, fabrikasyon
metal ürünleri imalatı
Motorlu kara taşıtı, römork ve yarı römork
imalatı
Diğer ulaşım araçlarının imalatı
Ofis, muhasebe ve bilgi işlem makineleri
imalatı
Radyo, televizyon, haberleşme teçhizatı ve
cihazları imalatı
29
Makine ve ekipmanlar n.e.c. imalatı
31
Elektrikli makine ve cihazların imalatı
33
38 Diğer İmalat Sanayi
imalatı
271
2732
37 Diğer Makinalar
Diğer metalik olmayan mineral ürünlerin
Tıbbi, hassas ve optik aletler imalatı, kol ve
duvar saatleri
36
İmalat (diğer yerde sınıflanmayan)
37
Geri Dönüşüm
Kaynak: https://www.gtap.agecon.purdue.edu/databases/contribute/concordinfo.asp
91
ÖZGEÇMİŞ
SEDA MEYVECİ DOĞANAY
Adres: Ekonomi Bakanlığı Ekonomik Araştırmalar ve Değerlenlendirme Genel
Müdürlüğü
Telefon:05336131684
e-mail:[email protected]
KİŞİSEL BİLGİLER
Doğum Tarihi: 07.08.1983
Medeni Hali: Evli
Uyruğu: T.C.
EĞİTİM
2009-2014
Bilkent Üniversitesi
ANKARA
İktisat Bölümü Doktora Programı
Not Ortalaması 3,51
2006-2009
Bilkent Üniversitesi
ANKARA
İktisat Bölümü Yüksek Lisans.
Not Ortalaması CGPA 3,41
2002-2006
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
ANKARA
Fen Edebiyat Fakültesi
İstatistik Departmanı
Not Ortalaması 3,61 – Bölüm 2.si.
2003-2006
Orta Doğu Teknik Üniversitesi,
ANKARA
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
İktisat Bölümü İktisat Teorisi Yandal Programı.
Not Ortalaması 3,41
2001-2002
ODTÜ Temel İngilizce Okulu.
ANKARA
1997-2001
Gölbaşı Anadolu Lisesi, Ankara.
ANKARA
92
İŞ TECRÜBESİ
Ekonomi Bakanlığı, Dış Ticaret Uzman Yardımcısı, 2012 – Halen
Türkiye Vakıflar Bankası, Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü, Ekonomist, 2007-2011
Bilkent Üniversitesi, İktisat Bölümü, Araştırma Görevlisi, 2006-2011
YABANCI DİL
Türkçe (Anadil), İngilizce (İleri Seviye)
MESLEKİ EĞİTİMLER/SEMİNERLER
Uygulamalı Uluslararası Ticaret ve Ticareti Kolaylaştııran Faktörler, Bilkent Üniversitesi
İktisat Bölümü, Türkiye, 2014 Haziran Çalıştayı
Uluslararası ve Kalkınma Ekonomisi Modern Dünya Ekonomisinde Yerçekimi Kuralları,
İtalya, 2013 Eylül
Global Ticaret Analizi (GTAP), Çevrimiçi Dersler Purdue Üniversitesi, 2013 Temmuz
Global Ticaret Analizi (GTAP), Türkiye, 2013 Ağustos
Dünya Ticaret Örgütü, 2012 Aralık DTÖ E-Öğrenme "DTÖ'ye Giriş Sertifikası"
İsviçre Finans Akademisi, İsviçre, 2010 Temmuz Yaz Okulu
17. Uluslararası İktisat Öğrencileri Konferansı, İzmir, Mayıs 2014.
EconAnadolu Kongresi, Eskisehir, Mayıs 2013.
TEK Kongresi, Izmir, Kasım 2012.
Doktora Öğrençileri Çalıştayı, ODTÜ, Ankara, Mayıs, 2012.
Mokroekonomi Çalışma Grubu, Bilkent Üniveritesi, Ankara, 2009
İLGİ ALANLARI
Uluslararası İktisat, Ekonometri, Mikroekonometri, Çevre Ekonomisi
93
Download