(M. Meclisi B : 104 24 . 5 . 1971 O : i 14 ncü madde, işçinin iş akdinin

advertisement
(M. Meclisi
B : 104
14 ncü madde, işçinin iş akdinin feshedil­
mesi halinde kendine verilecek tazminatla ilgili
hususları ihtiva eder.
Burada fesih için üç anaesas vardır:
Biri, işverenin iş akdini feshetmesi.
ikincisi, yine işveren tarafından, kanunun
17 nci maddesinin 2 nci paragrafında beyan
edilen, hüsnüniyet kaidelerine aykırı bir hare­
ketin tesbiit edilmiş olması halinde tazminatsız
iş akdinin feshedilmesi.
işçi tarafından ise, kanunun 16 nci madde­
sinin 1 ve 2 numaralı paragrafında beyan edil­
miş olan sağlık sebepleriyle, işverenin hüsnü­
niyetinin tescil edilmemiş olmasına dayanması...
O halde, fesih keyfiyetini şöylece yelpazele­
dikten sonra, işverenin iş akdinin feshedilmesi
hususuna değinmeye imkân yok. Ancak, işçinin
'ihbar önellerine riayet etmeden iş akdini feshe­
derek kıdem tazminatını alma meselesini ka­
nun çok kısır olarak hükme bağlamıştır.
16 nci maddenin 1 nci fıkrası ile, 2 nci fık­
rasına göre işçi iş akdini feshederse kıdem taz­
minatını alır.
Birinci sebep ısağlık sebepleridir, madde
maJdde tadadedilmiş.
ikinci sebep, ahlâk ve iyi niyet kurallarına
uymıyan haller ve benzerlerinin tesbtüti hain­
de işçi iş akdini fesheder.
Üçüncü paragrafta ise zorlayıcı sebepler zik­
redilmiştir, işçinin çalıştığı işyerinde bir hafta­
dan fazla süreyle işin durmasını gerektirecek
zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa, işçi iş akdini
fesheder.
16 nci maddede işçiye bu hak tanınırken,
14 ncü maddede, 16 nci maddenin 1, 2 ve 3 nu­
maralı paragrafları diye tadadedilmediği için,
böyle bir zor'layıcı sebep sonunda işçi iş akdini
feshederse, kıdem tazminatı alamaz...
Şimdi, bir yerde işi, zorlayıcı sebeplerle dur­
duracaksınız, işyerini kapatacaksınız. Ne zaman
açacağınız belli değil; 1 ay sonra, 6 ay sonra,
1 sene sonra, 6 sene sonra... İşçi iş akdini fes­
hedecek, ihbar önellerini • de almıyacak ve kı­
dem tazminatını da almıyacak... Böyle bir ada­
letsizliği Yüce Meclisin kabul edeceğine inan­
mıyorum.
Nitekim, 1936 senesinde çıkarılmış, 1937 se­
nesinde yürürlüğe girmiş 3008 sayılı İş Kanu­
nunun 15 nci maddesinde, bütün bu husus in­
24 . 5 . 1971
O : i
celiğine ve derinliğine nazarı dikkate alınmış;
denilmiş ki:
«Müddeti muayyen olsun veya olmasın, sü­
rekli iş akitlerinde işçi aşağıdaki yazılı hal­
lerde dilerse akdi müddetin hitamından evvel
veya ihbar önelini beklemeksizin fesheder:»
«1. iSihhi sebepler.» Bugün 1931 de gördü­
ğümüz gttbi.
«2. Ahlâk veya hüsnüniyet kaidelerine uy­
mıyan sebepler.»
«3. işçinin çalıştığı işyerlinde işin bir haf­
tadan fazla müddetle tatil edilmiş olması.»
Demek ki, bu üç unsurun tesbitinde, 1936
senesinde yürürlüğe giren 3008 sayılı Kanun,
mücbir sebeple işyerinin kapatılması halinde
işçiye kıdem tazminatını almaya hak veriyor.
1936 senesinde çıkarılmış olan bir kanunda
böyle bir hak tanınırken, her gün inkişaf eden,
her gün iş hayatının genişlediği bu devremiz­
de, mücbir sebeple işyerinin kapatılması hali
işçinin kıdem tazminatını almasına mâni bir
husus getirmemelidir.
Gerek 3008 de, gerek muaddel 5518 sayılı
Kanunda, gerek 931 de, gerekse bugünkü ko­
misyonumuzun tedvin ettiği maddede üç tam yı­
lını dolduran işçiler için kıdem tazminatını ta­
nımışız ve hak kazanmışız.
Değerli milletvekilleri, üç tam yılı yıllar­
dan beri tatbik etmişiz, üç yılın çok ağır bir
hüküm taşıdığını arz ediyorum, inkişaf var­
dır, her gün tekâmül vardır çalışma hayatın­
da. Binaenaleyh, iki tam iş yılını dolduran işçi­
ye bu kıdem tazminatını vermeliyiz.
Kıdem tazminatı çekişmelere sebebolan bir
ödemedir. Bâzıları «Yıpranma hakkıdır, yıp­
ranma payıdır» derler, bâzıları «işsiz kaldığı
için, yeni iş buluncaya kadar ödenen paradır.»
derler, bâzıları da «ikramiyedir» derler. Ama,
sayın milletvekilleri, 5434 sayılı Kanun tetkik
edildiği zaman görülecektir ki, memur arkadaş­
larımız, memuriyette geçen hizmetlerinin hita­
mımda, kanunda derpiş edilmiş olan müddetleri
esas almak suretiyle ikramiye alırlar.
O halde, kanunumuzun kıdem tazminatı di­
ye esasa bağladığı bu yıl sonu ikramiyelerini,
5434 sayılı Kanunda gösterilen, memurlara öde­
nen ikramiye ile aynı seviyede tutmak lâzımdır.
Sayın millefcveMleri,
5434 sayıllı Kanun, bildiğiniz gibi, Emekli
Sandığına tabi olan kişjilere tatbik edilir. Bir
Download