PROSPEKTÜS CONTRATHĠON % 2 flakon

advertisement
PROSPEKTÜS
CONTRATHĠON % 2 flakon
Steril, Apirojen
FORMÜLÜ
Her flakonda :
200 mg Pralidoksim'e eşdeğer 322,50mg Pralidoksim metilsülfat içerir.
Her çözücü ampulde :
Sodyum klorür
0.090g
Enjeksiyonluk su
10ml için k.m.
FARMAKOLOJĠK ÖZELLĠKLERĠ
Farmakodinamik özellikler :
Pralidoksim, organofosforlu pestisitler ile meydana gelen zehirlenmelere karşı kullanılan bir
antidottur. Çünkü organofosforlu bileşikler, kolinesteraz aktivitesini inhibe ederler. Bu
inhibisyona bağlı sinir-kas kavşağında ciddi hasar, kaslarda paralizi olur ve sinir-kas
kavşağında asetilkolin birikimine bağlı nedenlerle ölümle sonuçlanabilir.
Pralidoksimin esas aktivitesi, organofosforlu pestisitler veya bileşikleri ile fozforilizasyonla
inaktive olmuş kolinesterazın (özellikle merkezi sinir sistemi dışında) reaktivasyonudur.
Pralidoksim nükleofilik bir bileşikdir. Pralidoksimin kuaterner nitrojeni, kolinesterazın aktif
merkezindeki eksi yüklü kısım ile etkileşime girer. Bu durum pralidoksimin, organofosforlu
pestisitin fosfor gurubu ile bağlamasına olanak verir ve organofosforlu pestisit ile
koliesterazın arasındaki bağın kopmasını sağlar. Kolinesteraz enzimi serbest kalır. Böylece
birikmiş asetilkolin yıkılabilir ve sinir-kas kavşağı normal işlevine devam edebilir. Ayrıca
pralidoksim, fosforile kolinesterazın, reaktive edilemez forma dönüşümünü (enzim eskimesi
−aging-) yavaşlatır böylece belli organofosforları doğrudan kimyasal reaksiyon ile detoksifiye
eder. Solunum sistemi kaslarındaki paralizinin düzelmesi ile en kritik etkisini gösterir. Ancak
pralidoksim merkezi sinir sisteminde daha az etkili olduğu için solunum merkezinde birikmiş
asetilkoline bağlı etkilerin bloke edilmesi için eşzamanlı atropin kullanımı her zaman
gereklidir. Pralidoksim muskarinik belirti ve semptomların, salivasyonun, bronkospazmın v.s.
geçmesine de neden olmakla beraber bu etkisi önemsizdir ve bu amaçla atropinin kullanılması
yeterlidir.
Farmakokinetik özellikler
Pralidoksim'in midede çok düşük oranda emilmesi intravenöz veya intramüsküler bir tedaviyi
zorunlu kılmaktadır.
Pralidoksim hücredışı kompartmanda yayılmaktadır, plazma proteinlerine bağlanmaz.
Minimum plazma tedavi konsantrasyonu 4mg/l'dir. İntravenöz uygulamayı takiben doruk
plazma düzeyine 5 − 15 dakika içinde ulaşır. Yarılanma ömrü 0.8 – 2.7 saattir. Pralidoksim,
kısmen değişmemiş ve kısmen karaciğerde oluşan metaboliti olarak hızla (birkaç saat içinde)
idrar yoluyla itrah edilir. Pralidoksim kısa etkili olduğu için, özellikle zehirin
absorbsiyonunun devam edebileceği durumlarda tekrarlayan dozlarda uygulanması
gerekebilmektedir.
ENDĠKASYONLARI
Antikolinesteraz aktiviteye sahip organofosforlu pestisit ve kimyasal bileşikler ile
zehirlenmelerin tedavisinde kullanılır.
KONRTENDĠKASYONLARI
Pralidoksim kullamına karşı bilinen mutlak kontrendikasyon yoktur. Ancak pralidoksime karşı
bilinen alerjisi olanlarda bu ilaç KULLANILMAMALIDIR.
UYARILAR
Pralidoksim, fosforlu, inorganik fosfatlı veya antikolinesteraz aktiviteye sahip olmayan
organofosforlu bileşiklerle zehirlenemlerde etkili değildir. Karbamat sınıfı pestisitlerle
zehirlenmelerde kullanılmamalıdır, karbaril toksisitesini artırabilir.
ÖNLEMLER
Pralidoksim pekçok vakada iyi tolere edilir ancak organofosforlu bileşiklerle zehirlenmiş bir
hastanın kötü durumu nedeniyle minör belirti ve semptomların normal bireylere nazaran
maskelenmiş olabileceği akılda tutulmalıdır. Pralidoksimin intravenöz uygulaması yavaş
tercihan infüzyon olarak yapılmalıdır. Taşikardi, laringospazm ve kas rijiditesi gibi bazı yan
etkiler birkaç vakada hızlı infüzona atfedilmiştir.
Myastenia gravisli hastaların organofosforlu bileşiklerle zehirlenmelerinde çok dikkatli
kullanılmalıdır çünkü myastenik krizi ağırlaştırabilir. Tedavi zehirlenmenin hemen sonrasında
yapıldığında daha etkilidir. Bu nedenle organofosforlu pesitisit zehirlenmelerinde laboratuvar
testlerinin sonucu beklenmeksizin tedaviye başlanmalıdır. Kan sayımı, eritrosit ve plazma
kolinesteraz düzeyi ve idrarda paranitrofenol değerleri (parathion ile zehirlenmelerde)
hastanın öyküsü ile beraber tanının doğrulanmasında yardımcı olabilir.
Antikolinesteraz etkili organofosforlu pesitisit zehirlenmelerde süt veya yağlı gıdalar
alınmamalıdır.
Renal Fonksiyon Bozukluğu Olanlarda ;
Pralidoksim itrahı böbreklerden olduğu için renal fonksiyon bozukluğu olan hastalarda
dikkatle kullanılmalıdır .Renal yetmezlik olduğunda ilacın kan düzeyi artacağından,
pralidoksim dozajı azaltılmalıdır.
Gebelerde ;
Gebelik kategorisi " C ".
Pralidoksim'in gebelere uygulandığında fetusa zararlı olabileceği veya üreme kapasitesini
etkileyebileceği yönünde bilgi yoktur. Ancak, ilacın kullanımı kesin gerekli ise, kullanılabilir.
Süt Verme Döneminde ;
Pralidoksim'in anne sütüne geçişiyle ilgili veri bulunmamaktadır. Ancak pek çok ilaç anne
sütüne geçebilmektedir bu nedenle ilacın kullanıldığı süreç boyunca emzirmeden
kaçınılmalıdır.
Karsinojenite, Mutajenite, Üremeye Etkisi ;
Pralidoksim kısa süreli acil tedavilerde kullanılmaktadır. Karsinojenik, mutajenik etkileri ve
üremeye etkileri konusunda bilgi yoktur.
TaĢıt, Makine, Teçhizat Kullanımına Etkisi ;
Pralidoksime bağlı çeşitli görme bozukluları olabileceğinden sürücüler ev araç operatörleri
uyarılmalıdır.
YAN ETKĠLER / ADVERS ETKĠLER
İntramüsküler uygulamalarda enjeksiyon yerinde 40 ila 60 dakika sonra hafif veya orta
şiddette ağrı olabilmektedir.
Antioklinesteraz etkili maddelere maruz kalmamış sağlıklı gönüllülere uygulandığında başlıca
yan etkileri bulanık görme, diplopi ve akomodasyon güçlüğü, sersemlik, baş dönmesi, baş
ağrısı, bulantı, hiperventilasyon ve kaslarda güçsüzlük olup en yaygın yan etkisi taşikardi ve
hiperventilasyondur. Ancak hastalarda, ilaca bağlı yan etkileri, organofosforlu bileşiğin veya
atropinin neden olabileceği etkilerden ayırmak güçtür. Atropin ile pralidoksim beraber
uygulandığında, atropinizasyon belirtileri (flushing, midriazis, taşikardi, ağız ve burunda
kuruluk) tek başına atropin uygulanmasına göre daha erken ortaya çıkabilir. Bu durum
özellikle yüksek dozda atropin uygulanmış ve pralidoksim uygulaması gecikmiş hastalarda
izlenebilir. Birkaç vakada şuurun açılmasını takiben hemen heyecanlanma ve manik
hareketler bildirilmişir. Ancak bunlar pralidoksim ile tedavi edilmemiş organofosforlu
bileşiklerle zehirlenen vakalarda da görülmüştür.
BEKLENMEYEN BĠR ETKĠ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAġVURUNUZ.
ĠLAÇ ETKĠLEġMELERĠ
Atropin ile pralidoksim beraber uygulandığında, atropinizasyon belirtileri (flushing,
midriazis, taşikardi, ağız ve burunda kuruluk) tek başına atropin uygulanmasına göre daha
erken ortaya çıkabilir. Bu durum özellikle yüksek dozda atropin uygulanmış ve pralidoksim
uygulaması gecikmiş hastalarda gözlenebilir.
Pralidoksim uygulaması ile doğrudan bağlantısı olmamakla beraber organofosforlu
zehirlenmelerde yapılacak tedavilerde morfin, teofilin, aminofilin, süksinilkolin, rezerpin,
fenotiyazin grubu trankilizanların kullanımından kaçınılmalıdır. Barbitüratların etkisi,
antikolinesterazlar tarafından potansiyelize olduğundan konvülzyonların tedavisinde çok
dikkatli kullanılmalıdırlar.
KULLANIM ġEKLĠ VE DOZU
ORGANOFOSFORLA ZEHĠRLENMELERDE
Pralidoksim, zehirlenmenin hemen sonrasında uygulandığında daha etkilidir. Zehirlenmeden
36 saat sonra başlanacak pralidoksim tedavisinde, tedavinin etkisi azalmaktadır. Zehirin
ağızdan alınması durumlarında, zehirin alt gastrointestinal sistemden yavaş emilmesine bağlı
olarak maruziyetin bir süre daha devam edebileceği ve ilk düzelmeden sonra, öldürücü
relapslar olduğu rapor edilmiştir. Bu durumlarda ilacın kontinüe kullanımı gerekebilir.
Hastanın en az 48 – 72 saat yakın gözlemde tutulması gerekir. Eğer zehirin ciltten bulaşı
varsa, kıyafetler çıkartılmalı, cilt ve saçlar en kısa sürede sodyum bikarbonat veya alkol ile
iyice yıkanmalıdır. Eğer konvülzyonlar atropin ile kontrol altına alınamazsa dikkatli bir
şekilde diazepam kullanılabilir. Ciddi zehirlenmeler (koma, siyanoz, solunum depresyonu)
yoğun bakımı gerektirir. Yoğun bakımda sekresyonların uzaklaştırılması, hava yolu desteği,
asidoz ev hipokseminin düzeltilmesini içerir.
Hipoksemi düzelir düzelmez atropin başlanmalıdır. Atropinin indükleyeceği ventriküler
fibrilasyon riski nedeniyle belirgin hipoksisi olan hastalara atropin verilmemelidir.
Yetişkinlerde, Atropin 2 ila 4 mg dozlarda intravenöz olarak verilebilir. Tam atropinizasyon (
sekresyonların inhibe olması ) oluncaya veya atropin toksisitesine bağlı belirtiler ( delirium,
hipertermi, kaslarda seyirme ) ortaya çıkıncaya kadar, atropin 5 − 10 dakika da bir tekrarlanır.
Atropinizasyon en az 48 saat ve deprese olmuş kan kolinesteraz aktivitesi düzelinceye kadar
sürdürülmelidir.
Morfin, teofilin, aminofilin ve süksinilkolin kontrendikedir. Rezerpin veya fenotiyazin tipi
trankilizanlardan kaçınılmalıdır.
Atropinin etkisi görüldükten sonra, pralidoksim verilebilir.
PRALĠDOKSĠM UYGULAMASI
Parenteral ilaçlar uygulamadan önce içinde partikül olup olmadığı veya renk değişikliği
yönünden gözle incelenmelidir. Açılmış flakonda kalan ilaç, kullanılmamalı ve atılmalıdır.
İlaç beraberinde verilen çzöücüsü ile sulandırıldıktan sonra derhal kullanılmalıdır. Hasta
atropinize edildikten sonra pralidoksim uygulamasına başlanmalıdır. Dozlar ve tedavi süresi
hastanın durumuna göre doktor tarafından belirlenecektir;
- Ġlk doz
YetiĢkinlerde ; 100 ml izotonik glikoz veya serum fizyolojik içinde 1-2 gram dozda 15-30
dakikalık sürede yavaş infizyon olarak başlanabilir. Eğer yavaş infüzyon mümkün değilse
veya pulmoner ödem varsa 500mg/dakida dozunda 1-2 gram intravenöz veya intramüsküler
yolla bolus olarak verilebilir. Eğer kas güçsüzlüğü düzelmemişse 1 saat sonra 1-2 gram doz
tekrarlanabilir.
Çocuklarda ; 25-30mg/kg dozunda 10-30 dakika sürede verilebilir. Çok hızlı ugulamalar,
klinik bulguların geçici olarak artmasına neden olabilir. Eğer intravenöz uygulama mümkün
değilse, intramüsküler veya subkütan uygulanabilir.
- Ġdame Dozu
YetiĢkinlerde ; gerektiği sürece 400 mg/saat infüzyon yapılır.
Çocuklarda ; gerektiği sürece 10 mg/kg/saat dozda devam edilir. Kaslardaki güçsüzlük
devam ediyorsa ek dozlar verilebilir. Hastada iyileşme belirtileri sebat edene kadar tedaviye
devam edilmeli ve hasta en az 24 saat gözlemde tutulmalıdır.
Ağır vakalarda, özellikle zehrin ağızdan alındığı durumlarda, antikolinesteraza bağlı kalpte
blok gelişebileceğinden, tedavinin etkinliği elektrokardiyografik olarak takip edilmelidir.
Zehirin ağızdan alınması durumlarında, zehirin alt gastrointestinal sistemden yavaş
emilmesine bağlı olarak maruziyetin bir süre daha devam edebileceği ve ilk düzelmeden
sonra, zehirlenme belirtilerinin yeniden ortaya çıkabileceği akılda tutulmalıdır. Bu durumlarda
ilacın kontinüe kullanımı gerekebilir. Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda renal
fonksiyona göre dozlar azaltılmalıdır.
Eğer konvülzyonlar solunumu etkiliyorsa, yetişkinlerde 20 mg'a kadar diyazepam yavaş
intravenöz infüzyon olarak verilebilir.
Uygulama ġekli
İntravenöz, intramüsküler, subkütan olarak.
DOZ AġIMI
Normal bireylerde baş dönmesi, bulanık görme, diplopi, baş ağrısı, akomodasyon bozukluğu,
bulantı, hafif taşikardi olabilmektedir. Ancak zehirlenme vakalarında bu etkilerin zehirden mi
yoksa ilaçtan mı kaynaklandığı ayırmak çok güçtür.
Duruma göre suni solunum ve diğer destek tadaviler uygulanabilir.
SAKLAMA KOġULLARI
Işıktan koruyunuz,, 25 °C'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. İlaç sulandırıldıktan sonra
derhal kullanılmalıdır.
TĠCARĠ TAKDĠM ġEKLĠ VE AMBALAJ MUHTEVASI
Enjektabl solüsyon hazırlamak için liyofilize toz ve çözücüsü ;
10 flakon ilaç + 10 ampul çözücü vardır.
PĠYASADA MEVCUT DĠĞER FARMASÖTĠK DOZAJ ġEKĠLLERĠ
Yoktur.
ÇOCUKLARIN ULAġAMAYACAĞI YERLERDE VE AMBALAJINDA
SAKLANMALIDIR.
Ruhsat Sahibi:
KEYMEN ĠLAÇ SANAYĠ VE TĠCARET LTD. ġTĠ.
Şehit Gaffar Okkan Caddesi No: 40 Gölbaşı 06830 Ankara
Tel: 0312 485 37 60
Fax: 0312 485 37 61
E-posta: [email protected]
RUHSAT TARĠHĠ VE NUMARASI
07/10/2003 – 114/86
ÜRETĠM YERĠ
Laboratoires SERB
53, rue de Villiers de I'Isle d'Adam
75020 Paris – Fransa
REÇETE ĠLE SATILIR.
ZEHĠRLENMELER VE ANTĠDOT
KULLANIMI ĠLE ĠLGĠLĠ EK BĠLGĠ ĠÇĠN:
T.C. Sağlık Bakanlığı
Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı
Zehir Araştırmaları Müdürlüğü
" Zehir Danışma Merkezi "
Sıhhiye – Ankara
Tel No : 0800 3147900
Download