haftalık bülten 29 Temmuz 2013 Geçen haftanın özeti

advertisement
haftalık bülten
haftalık bülten
29 Temmuz 2013
Ecicek
Geçen haftanın özeti
Arttırım 75 baz puan, ama daha fazla arttırım sinyali yok. Para
Politikası Kurulu (PPK) faiz koridorunun tavanını (gecelik borç
verme faizini) 75 baz puan yükselterek %7.25’e yükseltti. Bu karar
öncesinde, piyasa 50 ve 100 arasında bölünmüştü ve bizim
beklentimiz 50’ydi. Bu anlamda, arttırımın kendisi piyasa
beklentisini karşıladı. Bu arada, beklenildiği gibi diğer politika
faizleri değiştirilmedi.
Faiz koridorunun tavanındak, arttırım kadar likidite yönetimindeki
değişiklikler de önemliydi. TCMB aylık ve haftalık ihaleler yoluyla
yaptığı fonlama üzerindeki üst limitleri kaldırdı. Hatırlanacağı gibi
aylık fonlama her bir ihale için 500 milyon TL ile sınırlandırılmıştı.
Bu sınırın kaldırılması TCMB’nin, sağladığı likidite toplamı
içerisindeki aylık payı arttıracağını gösteriyor. Aylık fonlama
maliyeti önceden belirlenmediği ve ihalede belli olduğu için, bu
önemli bir değişiklik. Bu, eğer aylık ihaleler TCMB tarafından daha
çok kullanılırsa, bankacılık sisteminin fonlama maliyetinin artacağı
anlamına geliyor.
Ayrıca, TCMB’nin ek parasal sıkılaşmaya başvurduğu günlerde,
piyasa yapıcılara tanınan ve maliyeti %6.75 olan borçlanma imkanı
geçerli olmayacak. Yani bu günlerde, piyasa yapıcılar da %7.25
maliyetle karşı karşıya kalacak. Ayrıca, döviz satımı konusundaki
önceki duruşunu tersine döndüren TCMB, istisnai günlerde döviz
satımı yapmayacağını açıkladı. Normal günlerde ise, TCMB en az
50 milyon dolar tutarında döviz satım ihalesi düzenlemeye devam
edecekmiş gibi görünüyor.
Faiz duyurusu, enflasyon görünümü orta vadeli hedeflerle tutarlı
hale gelene kadar, para politikasında temkinli duruşun devam
edeceğini ve gerekli görüldüğünde ek parasal sıkılaştırma
uygulanacağını bildirdi. Bu da, faiz koridorunun ulaştığı genişlikte
Kurul’un rahat olduğu ve gerekli gördüğünde sıkılaştırmayı bu
koridor parametreleri dahilinde yapacağını gösteriyor. Dolayısıyla,
bu duyuru daha fazla bir faiz arttırımına işaret etmiyor.
Ölçülü arttırımın ve likidite yönetimindeki düzenlemelerin ardından,
PPK kararlarından Türkiye’de kısa vadeli faizlerin %7.25’te
sınırlandığı sonucu çıkıyor. Bu TL’yi desteklemeye yetecek midir?
Bize göre bu TL’yi hala risk iştahındaki değişimlerin etkilerine
maruz bırakacaktır. Eğer ABD verilerinin yukarı sürpriz yapıp ABD
hazine tahvillerinin faizleri yükselirse,
TL bu faiz tavanıyla
savunmasız kalacaktır.
Karar öncesinde belirttiğimiz gibi, %8.3 oranındaki enflasyona ve
GSYH’nin %7.5’i düzeyindeki cari işlemler açığına sahip Türkiye,
İnan Demir
+(90) 212 318 5087
[email protected]
Deniz Çiçek
+(90) 212 318 5096
[email protected]
Gökçe Çelik
+(90) 212 318 5096
[email protected]
haftalık bülten
küresel risk iştahındaki bir kötüleşme ihtimaline karşı, daha yüksek reel faizlere
ihtiyaç duyuyor. Bu ayki faiz arttırımının böyle bir reel faiz ayarlaması
getirmeyeceğini düşünüyor; dolayısıyla, arttırımların devam etme ihtimalini
yüksek görüyoruz.
Öncü göstergeler Temmuzda yatay seyretti. Kapasite kullanım oranı (KKO)
Temmuz’da %75.5 olarak, yıllık bazda 0.7 yüzde puan arttı. Böylelikle, Şubat
2012’den Nisan 2013’e kadar yıllık bazda sürekli gerileyen KKO, ard arada
üçüncü ayında artmış oldu. Öte yandan, mevsim etkilerinden arındırılmış
verilere bakıldığında, KKO %74.9’da kaldı. Böylece, son altı ayda kesintisiz
biçimde artan seri, Temmuz ayında önceki aya göre sabit kalmış oldu.
Reel sektör güven endeksi, Temmuz 2012’ye göre 1.4 puan yükseldi. Böylelikle,
Mart’tan Mayıs’a üç ay boyunca yıllık bazda gerileyen endeks, ard arda ikinci
ayında gelişme kaydetmiş oldu. Ancak, mevsim etkileri arındırıldıktan sonra,
reel sektör güveni önceki aya göre 1.7 puan geriledi. Bunun sonucunda,
mevsim etkilerinden arındırılmış endeks yılın ilk yarısındaki ortalamasının altına
düştü.
Sonuç olarak, Haziran’da güçlü performans sergileyen öncü göstergeler,
Temmuz’da gelişme hızlarını yavaşlattı. Mayıs ayında Fed’in varlık alımlarını
yavaşlatacağına dair endişelerin artması sonucu yavaşlayan sermaye girişleri
ve iç siyasi karışıklıkların piyasalarda yol açtığı güven kaybı dikkate alındığında,
bu hız kaybı sürpriz değil. Diğer yandan, öncü göstergelerdeki aylık bazlı
gelişme kesintiye uğrasa da, bunun yıllık bazlı gelişmeyi tersine çevirecek kadar
güçlü olmaması, bize göre göre dikkate değer. Yine de, sıkı dış finansman
koşulları ve iç siyasi riskler sebebiyle, yılın ikinci çeyreğinde büyüme üzerinde
aşağı doğru riskler bulunduğu görüşündeyiz.
haftalık bülten
Önümüzdeki Haftaya Bakış
TCMB 3. çeyrek enflasyon raporunu yarın açıklayacak. Rapor daha önce
olduğu gibi, TCMB’nin enflasyon tahminlerini ve bunların ardındaki politika
palitikasını içerecek. Hatırlanacağı gibi, Nisan ayı raporunda TCMB’nin yıl sonu
enflasyon beklentisi %5.3 oranında kalmıştı.
En son PPK karar duyurusunda, işlenmemiş gıda grubundaki fiyat artışlarının,
petrol fiyatlarındaki yükselişin ve döviz kurunda gözlenen oynaklığın kısa
vadede enflasyonu olumsuz yönde etkilemeye devam edebileceği belirtilmişti.
Bu ifade, resmi enflasyon tahminini yukarı doğru revize etme hazırlığı gibi
görünüyor. Ancak, revizyondan sonra bile TCMB’nin enflasyon tahmininin, %7.2
olan bizim tahminimizin ve piyasa bekletisinin belirgin biçimde altında kalacağını
düşünüyoruz.
Yeni tahminlerin ardındaki politika duruşu hakkında, raporun “gerektiğinde ek
parasal sıkılaştırmaya gidileceği” mesajını tekrarlayacağı ve koridorun
tavanında daha fazla arttırım sinyali vermekten kaçınacağı düşüncesindeyiz.
Her zamanki gibi, Başkan Başçı’nın basın toplantısında yapacağı yorumlar
piyasalar tarafından dikkatle takip edilecek.
Haziran ayı dış ticaret dengesi Çarşamba günü açıklanacak. 10.2 milyar
dolar olan piyasa beklentisine karşı, aylık dış ticaret açığı tahminimiz 11.5 milyar
dolar. Bu, aylık açığın yıllık bazda %60 oranında artmasına işaret ediyor. Bu da
12 ay birikimli açığı Mayıs’taki 90.2 milyar dolar seviyesinden 94.4 milyar dolara
getirecek. Bu arada, ithalattan alınan vergi gelirlerin BOTAŞ’ın gecikmiş vergi
ödemeleri dolayısıyla son aylarda olağanüstü değişkenlik göstermesi yüzünden,
bunları baz alan tahminlerin her zamankinden daha fazla belirsizlik
barındırdığını belirtmek gerekir.
Bu haftanın veri gündeminde ayrıca, bugün açıklanacak olan tüketici güven
endeksi ile Perşembe günü açıklanacak olan imalat sanayi PMI verisi, İstanbul
enflasyonu ve TİM öncü ihracat verisi bulunuyor.
haftalık bülten
Bu rapor, Finansbank Hazine Araştırma Bölümü tarafından müşterilerini bilgilendirmek
amacıyla düzenlenmiştir. Raporun Finansbank ile ilişkili bir kuruluşun müşterisi tarafından
kullanılabilirliği, alan kişi ve bu kuruluş arasındaki akdi ilişkiye tabi olacaktır. Bu raporda
sunulan bilgi, yorum ve tavsiyeler raporu hazırlayan Finansbank Hazine Bölümü’ne ait
görüşleri yansıtmakta olup yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında değildir. Mali durum ile
risk ve getiri tercihlerinin çeşitliliğini göz önünde bulundurunca sadece bu raporda yer alan
görüşlere dayanarak verilecek yatırım kararları beklentilere uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Bu rapordaki bilgilerin derlenmesinde güvenilirliğine inanılan sağlam kaynaklardan
faydalanılmıştır; ancak bilgilerin doğruluğu bağımsız olarak teyit edilmemiştir. Finansbank
bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğü konusunda garanti vermemekte ve doğabilecek hatalarda
sorumluluk üstlenmemektedir. Raporda sunulan bilgiler üzerinde önceden belirtilmeksizin
değişiklik yapma hakkı saklıdır. Finansbank ve ilişkili kuruluşlar ile bu kurumlarda çalışan
personel araştırma raporlarında sözü edilen menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve zaman
içerisinde pozisyonlarını değiştirebilir. Bu raporda yer alan bilgilerin bir kısmı ya da tamamının
kopyası çıkarılamaz ya da dağıtılamaz.
Download