Sorularlarisale.com "Adem-i kabul, kabul-ü ademle iltibas olunur. Adem-i kabul; adem-i delil-i sübut, onun delilidir. Kabul-ü adem, delil-i adem ister. Biri şek, biri inkârdır." İzah eder misiniz? "74. Adem-i kabul, kabul-ü ademle iltibas olunur. Adem-i kabul: Adem-i delil-i sübut, onun delilidir. Kabul-ü adem, delil-i adem ister. Biri şek, biri inkârdır."(1) Adem-i kabul, bir şeyi delilsiz ve ispatsız kabul etmeme durumudur. Bu genellikle taassup ve bağnazlıkla ilgilidir. Yani kişi kendi batıl inançlarına öyle körü körüne inanmış ve bağlanmış ki, hakkın yüz bin delili olsa yine de inancını terk etmez. Bu adamın en büyük delili, adem-i delil-i sübut, yani kesin bir delilin bulunmamasıdır. Bu tarz adamlar iradeyi imana zorlayacak açıklıkta bir delil ya da mucize olmadan asla iman etmezler. Oysa iradeyi imana zorlayacak bir delil ya da mucize dünyanın imtihan olma sırrına zıttır. Bunların durumu şek oluyor. Kabul-ü adem ise, batılın hak olduğunu iddia edip onun ispatı için çabalar. Yani kabulü adem, olmayan ve olması mümkün olmayan bir şeyi fikren ve muhakeme noktasından ispat etmeye kalkışmak ve öylece dava etmektir. Bu tarz düşünenler hem İslam’ı inkar ediyorlar hem de kendi batıl davalarını fikren ve muhakeme noktasından ispata kalkışıyorlar. İşte Üstadımızın muhatap aldığı ve fikirlerini çürüttüğü kesim bunlardır. Bunların küfürleri dava ve fikri bir hareket olmasından dolayı, karşısına fikren ve muhakeme noktasından çıkmak gerekiyor ki, Risale-i Nurlar bunlardan en kuvvetli olanıdır. Bunlar küfürlerini hüküm ve itikada bindirdikleri için ispat ile mükelleflerdir. Zira müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Mesela, ahiret yoktur diyebilmek için bütün kainatı gezip dolaşması gerekir ki ondan sonra hüküm verebilsin. Yoksa bir yere bir noktaya bakıp yok demek ispat noktasından makbul değildir. Bunların durumu ise inkar oluyor. (1) bk. Mektubat, Hakikat Çekirdekleri. page 1 / 1 Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)