ŞEYH VE MÜRİD Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 17 Mart 2013 Sohbeti, Bismillahirrahmanirrahim. Besmele-i Şerife başımızın tacıdır. Besmele-i Şerife'yi vird eden kimse dünyada rezil olmaz. Ahirette de Hak divanında rezil olmaz. Besmele-i Şerife. Ondaki kuvvet, acaip kuvvet var. Onun için kafirlerin ilk hücum ettikleri Besmele'dir. Besmele-i Şerife'nin sırrını işitirler ama içine giremiyorlar. Besmele-i Şerife'deki kuvvet ve kudretin ne derecede olduğunu, bunlar, bunların tasavvurları bile yetişemez. Şöyledir, böyledir demeye, yok, tasavvur bile edemezler. Besmele-i Şerife'deki kuvvetin azametini ve onun için ilk hücum ettikleri Besmele'yi kaldırmaktır. Eski toplar vardı da, topların şeyi vardı. Çektiği vaktında top atılmazdı, yani o olmasa top atılmaz. Şeyi var. Onu alınca tüfek atılmaz. Toplarında, efendim, atılmasının kuvveti ondadır. Böyle çeker, koyuverdiğinde patlar. Onun tarifini yapıyoruz, ismini unuttum. Tarikatuna es sohbe vel hayrun fil cemiyye. Daima söylerdi, şeyh efendi hazretleri onu. Tarikatımız, bu Şahı Nakşibendi'nin şeyi, kelamıdır. Tarikatuna es sohbe vel hayrun fil cemiyye. Tarikatımız, sohbetle yürür. Sohbet yaptın mı, tohumu atarsın. Sulamazsan, yahut rahmet üzerine düşmese çürür gider. Onun için şeyin, tarikatımızın da aslı, yürümesi sohbetledir. Bu, daima bilginizde bulunsun. "Al Din Nasiha" (Hadis) diyor, Peygamber değil mi? Meşayıhlar o denizden aldı. "Al Din Nasiha" (Hadis) Dediği vaktında bir deryadır, ucu yok, bucağı yoktur. Ondan aldı derdi, şeyh efendi hazretleri, efendim, Tarikatuna es Sohbeh. Sohbetsiz tarikat olmaz. Yani, boyuna evrad çektirmekle bir yere varılmaz. Müridi terbiye edecek, hazırlayacak Huzura takdim edecek sıfata girdirecek sohbettir. "Al Din Nasiha" (Hadis). Din nasihattır. Nasihat nedir? Bir kimsenin iyiliğini istemektir. Nasihat. Bütün Peygamberler nasihat ile geldi. Hepsi nasihat etti. Nasihatı kabul eden etti. Etmeyen yuvarlanıp gitti. Dini ayakta tutan nedir? Nasihattır. Onun için iki davar sağacak kadar bir miktar, bir müddet mümin, mümine, efendim, kavuştuğunda konuşsun diyor. Boş lakırdıyı bırak. Olabilir, boş lakırdı söyler. Onun içinde hiç olmazsa bir nasihat bulunsun. Bir nasihat bulunsun. Nasihat, sözümüze bir kuvvet verir. Bir halavet verir, imanımıza. Bir kuvvet verir, güç verir. Onun için "Al Din Nasiha" (Hadis) Tarikatuna es Sohbeh. Bundan aldı Şah-ı Nakşibendi Hazretleri ne söylüyor? Bizim yolumuz sohbet yoludur. Konuşmak, dinlemek. Birisi konuşur, konuşmayı bilen Efendim, sairleri dinler. Bir alış veriştir. Şeyh verir, mürid alır. Olmadı mı, şeyh olmasa mürid yoktur. Mürid birşey bilmez. Müridi yetiştiren şeyhtir. Neyle yetiştirir? Sohbetle, sopayla değil. Değnek ile, asayla değil. Lakin mürşidin sohbeti, Efendim, sopadan bin defa kuvvetli. Onun için her defasında Ş. E. Hz.'de öyle söylerdi www.saltanat.org Page 1 S. E. meşayhil izamin son halkası Nakşilerin hatmi o, onun mührü olmayan Şeyh olamaz, mürid de olamaz, yolu da bulamaz, söyleneni de anlamaz. Odundur. E odun, dülger eline geçmese odundur. Nereye yarar, sobaya atar. Dülgerin eline geçti mi ona bir sıfat giydirir. Odundan, efendim ağaçtan kereste yapar, keresteden. Aklın fikrin almayan eşya yapar. Marangozdur der. Dülger başka marangoz başkadır. Dülger, efendim, marangozun yaptığı işi yapamaz. Marangozda dülgerin işiyle uğraşmaz. İşte, yontulacaktır insan. Yabani kütük gibidir. Yüz sene dursa orda kütüktür. Lakin, ustanın eline geçtiği vaktında o kütüğü ne kadar mobilyalar yapar, efendim, ne kadar eşya yapar, ev eşyası veyahut dışarıda bulunan eşyalar, ama ustasının elinde değilse kırk sene orda yatar, odundur, odun. Nasihatta bizim kaba nefislerimizi yontar. Birde böyle alırdı, böyle de bakardı. Eski dülgerler. Sonra o elindeki rendeyle böyle böyle yapar, yere bakar. Düzeldiyse bırakır. E, usta ister. Mobilya, tahtadan bir sürü eşya yapılır. Tahtadan demeyelim ağaçtan, ağaçtan kereste olur. Kereste de ustasının elinde birşey olur. İnsanların kullanabileceği, efendim, ve beğeneceği ziynet de verir kendilerine bir hoşluk da verir. Onun için nasihat, boyuna müridi yontar, böyle bakar, vurur. Böyle bakar, vurur. Dümdüz olacaksın. Ne için buyurdu Cenab-ı Mevla (svt) "Fastaqim Kama Umirta" (11:112) Shayyabatni Surat Hud Shayyabatni Surat Hud. Ne için? Bu ayeti kerimenin heybetinden al, lihye-i saadetinde ak tüyler göründü. Allahu ekber, Allahu ekber. Ya Rabbi sen bilirsin. Ya Rabbi sen bilirsin. Onun için, iki kişi otursa bir selam verse bir faydaya vücut verir. Ki iki tarafada fayda olur. Boş lakırdı yok. Boş iş yok, malayani yoktur İslam'da. Onun herşeyini kontrol altında tutan evliyalar, ve onların sülukuna tabi olan dervişler, tarikat yoluyla tertibe kor, sokar. Değilse odun, odundur. Yatar orda. Sen ne konuşursun, sen nesin? Aha bende burda yatıyorum kütük, ha sen kütüksün. E, kralın sarayındaki mobilyalarda bendendir. Mobilyalara sor, neler çektiler. Kralın sarayına girmek için. Seni yükleyip de kralın sarayına mı çektiler be. Sor bakalım mobilyalar neler çekti. Terbiye olsun. Kralın sarayına layık mobilya olsun. Ya, işte onun için insan boyuna terbiyeye muhtaçtır "Wa Dhakkir Fa'inna Adh-Dhikra Tanfa`u Al-Mu'minina"(51:55) Yont diyor "Wa Dhakkir.."(51:55) Her tezkir, bir yontmadır, bir tarafını düzeltmektir. Fa'inna Adh-Dhikra Tanfa`u Al-Mu'minina"(51:55) Dhikra! Bu hatırlatmak müminlere fayda verir. Wa Min Allah Al Tawfiq yetişir, Fatiha. Ben bir nokta birşey söylemiştim, bu kadar. Bir, bir mürekkep şişesi, yazdığı başka daha büyük mürekkebin yazdığı başka bir testi mürekkebin yazdığı başka, bir küpün yazdığı başka, bir gölün yazdığı başka; bir denizin yazdıkları başka, bir okyanusun, bir deryanın yazdığı yazdırdıkları başkadır. Ah Ya Rabbi, şükür Allah'a. Allah razı olsun oğlum. www.saltanat.org Page 2 Video Link: http://saltanat.org/videopage.php?id=7035&name=2013-03-17_tr_SeyhVeMurid.mp4 www.saltanat.org Page 3