Danışma Meclisi B : 137 27 . 8 1982 O : 1 Çok ciddî bir kıtlık

advertisement
Danışma Meclisi
B : 137
Çok ciddî bir kıtlık olduğunu varsayalım veya tam
tersine çok bol mahsul elde eddildiğini düşünelim
memlekette. Devlet, «Piyasaya para çıkmasın, üreti­
cinin elinden bütün bu mahsulü almayalım, enflas­
yona yol açmayayım, istikrarı korumak benim için
ön şarttır» deyip de mahsulleri köylümüzün elinde
mi bırakacaktır?
Yahut, yakında yaşadık, bir banker olayı oldu;
sosyal bir felakete yol açacak boyutlara vardı. Dev­
let burada «Ne yaparsanız yapın vatandaşlar, ben
hiçbir şey yapmıyorum» diyebilir miydi? Diyemedi
de. tşte, bunun önlenmesinin yollarını aradı.
Bu noktalarda, devrevî olarak istikrardan ayrıl­
mış da olabilir; fakat buna mecbur olunan haller ola­
bilir. O nedenle bir Anayasal zorunluluk gibi istik­
rar konusunu buraya koymanın zaman zaman sakın­
calı olabileceğini düşündüğüm için, önergemi bu bi­
çimde formüle ettim.
Takdirlerinize arz ederim efendim. Teşekkür ede­
rim.
BAŞKAN — Teşekkür ederim Sayın Öney.
Sayın Parlak, lehinde buyurun efendim.
EVLİYA PARLAK — Sayın Başkan, Danışma
Meclisinin değerli üyeleri;
Anayasa Tasarısının tümü üzerinde genel düşün­
celerimi arz ederken, aslında bu maddenin, bir talih­
sizlik maddesi olduğunu ve Anayasada yer almaması
gerektiğini savunmuştum. Çünkü, biraz önce konu­
şan arkadaşımın ifade ettiği gibi, bir baba elbetteki
üstlendiği babalık görevinin en iyisini, en iyi şekilde
tümünü yapmak ister. Ancak, arkadaşımızın getirdi­
ği bu önerge ile bu 74 üncü maddede değişiklikler
öngörmektedir.
1961 Anayasasının kabulünden sonra da, Anaya­
sada yer alan ve devlete görev olarak verilen, bugün­
kü kadar olmasa da birçok sosyal ve ekonomik ted­
bir, gelen iktidarlar tarafından arzu edilen ve gerçek­
çi bir şekilde maalesef ele alınmamıştır. Anayasa em­
ri olarak belirlenen bu görevleri iktidarlar keyfî uy­
gulamalarıyla arzu ettikleri biçimde işlerine geleni
kısmen veya tamamen, işlerine gelmeyenleri ise ma­
alesef ihmal etmişlerdir. Bu, yapmadıkları görevleri
de 1961 Anayasasındaki 53 üncü maddeye sığınarak,
«Ülkede iktisadî gelişme ve malî kaynaklarımız ye­
terli değildir» şeklinde bir gerekçeye bağlamışlardır.
Açıkçası, kendilerine oy kazandıracak görevleri dev­
let görevi olarak yapmışlar, çok oy kazandırmayacak
görevleri ise ihmal etmişler ve bu maddedeki gerek­
çeyle de kendilerini savunmuşlardır. Hizmetlerin ve
27 . 8
1982
O:1
görevlerin yapılması, ele alınması iktidarların alacak­
ları oy sayısıyla orantılı olarak ele alınmıştır.
Şimdi getirilen 74 üncü madde ise, 1961 Anaya­
sasındaki 53 üncü maddeden de çok daha muğlak
bir ifade taşıyor ve iktidarların yorumlarına daha açık
ve elverişli bir durum alıyor.
1961 'Anayasasındaki 53 üncü maddede bulunan
«tktisadî gelişme» yerine «Ekonomik istikrarın ko­
runması» ifadesi getirilmiştir. Bu kavram ise, takdir
edileceği gibi, tespiti ve izahı her zaman gerçekçi ola­
mayan bir ifadedir. Böyle kaldığı takdirde Devlet,
Devlet Babalığını istenilen gerçekçi bir yaklaşımla
yapamayacaktır.
Sayın Öney arkadaşımızın bu muğlak ve iktidar­
larca arzu edildiği zaman gerekçe gösterilebilecek bu
ifadeyi maddeden çıkarmasını öngören önergesinde,
sorunlara daha gerçekçi, bilimsel ve planlı bir yakla­
şımla eğilinmesini sağlayacak nitelikteki şu ifade ge­
tirilmiştir : «Ülkenin tüm potansiyelini ve kaynak­
larını en üst düzeyde değerlendirmek için her türlü
tedbiri alarak, sağlayabileceği malî imkânlarının ye­
terliği ölçüsünde yerine getirir» ifadesini getirmekle
gelecekte daha güvenilir bir planlamanın yapılması
sağlanmış olacaktır.
Sayın Başkan, çok değerli üyeler;
Hepimizin gururla ve mutlulukla bu Tasarıda yer
aldıklarını ifade ettiğimiz çok sayıdaki sosyal ve eko­
nomik tedbirlerin devlet baba tarafından ülkenin bü­
tün potansiyeli ve kaynaklarının en üst düzeyde de­
ğerlendirilip her türlü tedbiri alındıktan sonra malî
imkânlar ölçüsünde gelecekte iktidarlarca keyfî de­
ğil, gerçekçi, planlı ve bilimsel bir bakışla her kesi­
me ve her bölgeye dengeli bir şekilde en azamî se­
viyede götürebilmesine anayasal güvence sağlayacak
bulunan bu önergenin Yüce Komisyonumuz ve de­
ğerli Kurulumuzca kabul buyurulması gerektiğini arz
etmek istiyorum.
Saygılarımla sunarım. (Alkışlar)
BAŞKAN — Teşekkür ederim Sayın Parlak.
RECAÎ IBATORAIJP — Sayın Başkan, ben de
lehinde söz rica ediyorum ve konuştuktan sonra da
kendi önergemi geni alacağım efendim.
'BAŞKAN — Kendi önergenizi geri alacaksınız.
Buyurun Sayın Baturalps
RECAÎ B A T U R A I J P — Sayın Başkan, değerli
arkadaşlarını;
(Bu hafta içerisinde ««Üçüncü ıkısım» altında sos­
yal ve elkonomıik haklar ve ödevler ıkonusu incelen­
di, şekillendirildi, sonuca varıldı ve bunların sonun27 —
Download