tüberküloz,toksoplazma,tifo,şigella,şarbon,su çiçeği,sifilis,pnömoni

advertisement
TÜBERKÜLOZ
Verem; TB; TBC;
Hava yoluyla yayılan bulaşıcı akciğer hastalığıdır. Akciğer
dışında kemik, lenf bezleri, böbrek, beyin zarları gibi diğer
organları da tutabilir. Tüberküloz bakterisi Mycobacterium
tuberculosis
kalabilir.
yavaş
ürer,
dış
ortamda
uzun
süre
canlı
Tüberküloz nasıl yayılır ?
Tüberküloz kişiden kişiye solunum yoluyla havadan bulaşır.
Hasta kişilerin öksürük, hapşırığı ile havaya yayılan
bakteriler diğer insanlara bulaşır.
Kimleri etkiler?
Tüberküloz yaş, cins ayrımı gözetmeden herkesi hasta eder.
Özellikle:
Bebekler ve küçük çocuklar,
Yaşlılar,
Yakınında tüberküloz olan kişiler ( aile bireyi,
çalışma arkadaşı, oyun arkadaşı tüberküloz olan vb.),
Kötü hijyen ve sanitasyon koşulları,
Kötü sağlık koşulları,
Tüberkülozun yaygın görüldüğü bölgelere seyahat eden,
Kalabalık ortamlarda kalan ( yurt, kışla, vb. ),
İmmün sistemi zayıf olan ( diyabetik, steroid kullanan,
kemoterapi alan vb. )
Kişilerde tüberküloz enfeksiyonu daha sık görülür.
Tüberküloz şikayetleri nelerdir?
Akciğer ve diğer organ tüberkülozları nın ortak şikayeti
Kilo kaybı,
İştahsızlık,
Yorgunluk,
Gece terlemesi ve
Ateş tir.
Akciğer
tüberkülozu
ise
bu
şikayetlere
öksürük,
balgam
çıkarma, kanlı balgam ve göğüs ağrısı şikayetleri eklenir.
Özellikle 2 haftadan uzun süren öksürük ve kanlı balgam var
ise tüberkülozdan şüphelenmek gerekir.
Tüberküloz kan ve lenf damarları ile tüm vücuda yayılabilir.
Kemik tüberkülozunda sırt ağrıları olur. Beyin tüberkülozunda
baş ağrısı, şuur bozukluğu vardır. Diğer organ tutulumlarına
göre şikayetlerin değerlendirilmesi gerekir.
Tüberküloz bakterisi vücudumuzda hastalık yapmadan uzun yıllar
saklanabilir. Buna inaktif tüberküloz denir. İmmün sistemin
zayıfladığı anlarda hastalık yapar. Buna aktif tüberküloz
hastalığı denir. Aktif tüberküloz hastalığı olanlar tedavi
edilmez ise hastalık ilerleyerek ölüme neden olur. Sadece
aktif akciğer tüberkülozu hastaları bulaştırıcıdır.
Tüberküloz tedavisi olmasına rağmen dünyada hızla yayılan ve
en çok ölüme neden olan bulaşıcı hastalıkların başında
gelmektedir.
Dünya nüfusunun üçte birinin yani iki milyar kişinin
inaktif tüberküloz olduğu,
Yılda 9 milyon insanın aktif tüberküloz hastası olduğu,
Yılda 2 milyon kişinin tüberküloz nedeniyle hayatını
kaybettiği tahmin edilmektedir.
Tüberküloz dünya nüfusunu ciddi şekilde tehdit eden
hastalıkların başına gelmektedir. Aktif akciğer tüberkülozu
olan bir hasta her yıl 10 – 15 kişiyi hasta etmektedir.
Tüberküloz teşhisi?
Tüberküloz teşhisi deri testi, kan testleri, tüberküloz
kültürü, balgam incelemesi ve akciğer filmi ile konur.
Tüberküloz tespit edilen kişinin yakınları incelenmelidir.
Tüberküloz tedavisi:
Tüberküloz tedavisi uzun süreli bir tedavidir. Tedavi 6 ay ve
daha uzun sürebilir. Tüberküloz tedavisi başladıktan 2 hafta
sonra hastanın bulaştırıcılığı kalmaz. Tüberküloz bakterisinin
direnç kazanmasını engellemek amacıyla ilaçlar kombinasyon
halinde verilir. İlaçların dozları ve süresi ile oynamamak
gerekir. İlaçların düzensiz kullanımı, tedavinin kesilmesi
ilaca dirençli tüberküloz vakalarının artmasına neden
olmaktadır.
İlaca dirençli tüberküloz nedir?
İlaca dirençli tüberküloz verilen ilaçların bir ya da
birkaçına direnç kazanmış mikroplarla ortaya çıkan
hastalıklardır, tedavisi güçtür, bu hastalarda ölüm oranı daha
yüksektir.
Tüberkülozdan korunma:
BCG tüberküloz aşısı tüberküloz vakalarının önlemez ancak ağır
tüberküloz enfeksiyonları gelişmesini engeller.
Tüberküloz şikayetlerinin
değerlendirilmesi gerekir.
mutlak
doktora
tarafından
Yakınında tüberküloz tespit edilen ev halkının taramadan
geçirilmesi gerekir.
Referanslar:
1. Updated Guidelines for Using Interferon Gamma Release
Assays to Detect Mycobacterium tuberculosis Infection—United
States, 2010. Centers for Disease Control and Prevention
website. http://www.cdc.gov/mmwr/preview/mmwrhtml/rr5905a1.htm
. Published June 2010.
2. Division of Tuberculosis Elimination. Centers for Disease
Control website. http://www.cdc.gov/tb/default.htm .
3. Harrison TR, Braunwald E, Fauci AS, Kasper DL, Hauser SL,
Longo DL, et al. Harrisons Guide to Internal Medicine . 16th
ed. New York, NY: McGraw Hill; 2001
TOKSOPLAZMA
Toksoplazma enfeksiyonu ( Toksoplazmoz ) özellikle immun
sistemi düşük kişiler ve anne karnındaki bebekler için
tehlikeli olan paraziter bir hastalıkdır.
Toksoplazma nasıl bulaşır?
Parazit doğada yaygın olarak bulunur. Kediler taşıyıcı ve
rezervuardır. Hastalık kedi dışkısıyla bulaşmış gıdalar,
sular, eşyalar ile ağızdan bulaşır. En sık az pişmiş et ve çiğ
etler ile bulaşır.
Hamilelik sırasında bulaşır ise anne karnındaki bebeğe zarar
verir. Toksoplazmoz tekrarlayan düşüklere yol açar.
Normal insanda toksoplazma hiçbir şikayete neden olmaz ve
kendi kendine geçer. Ancak immün sistemi zayıf olan kişilerde
beyin ve gözlerde enfeksiyon yapar. Anne karnındaki bebekte
ciddi beyin hasarı, zeka geriliği, fiziksel bozukluklar ve
düşüğe neden olur. Hamilelerin ve immün sistemi zayıf
olanların hastalıktan korunmaları ve tespit edilir ise
antibiyotik tedavisi gerekir.
Toksoplazma nedir ?
Toksoplazma dünyada ve ülkemizde yaygın şekilde görülen bir
parazittir. Kediler rezervuardır. İmmun sistemi zayıf
insanlarda ve anne karnındaki bebeklerde ciddi enfeksiyonlara,
sakatlıklara ve ölüme neden olur.
Toksoplazma nerede bulunur?
Toksoplazma dünyada yaygın şekilde bulunur, normal insanlarda
hastalık kısa süreli hafif seyreder ve immün sistem paraziti
hapseder. Buna primer enfeksiyon denir. İmmün sistem zayıflar
ise parazit canlanır ve hastalık yapar buna aktivasyon denir.
Toksoplazma kimlerde görülür?
Toksoplazma her yaşta görülebilir her insan hayatı boyunca
toksoplazma ile karşılaşır ancak normal kişilerde hastalık
grip gibi belirti vermeden geçer. Ancak:
Toksoplazma hamilelik sırasında yada hamile kalmadan
birkaç ay önce bulaşır ise bebeğe zarar verir.
Doğurganlık çağına kadar gelmiş ve hiç toksoplazma
geçirmemiş olmak risk teşkil eder.
İmmün sistemi bozuk hastalarda
Kanser tedavisi görenler,
Kontrolsüz diyabetik hastalar,
Böbrek yetmezliği olan diyalize giren hastalar,
Kortizon kullanan hastalar,
Organ nakli yapılmış olan hastalar,
HIV + hastalarda
Toksoplazma ciddi enfeksiyonlara ve sakatlıklara neden olur.
Toksoplazma nasıl ve nereden bulaşır?
Toksoplazma doğada bolca bulunur ve ısıya, kuruluğa
dayanıklıdır. Kediler hastalığın rezervuarıdır. Taşıyıcı kedi
her gün milyonlarca paraziti dışkısıyla etrafa yayar, kedi
sağlıklı görünür. İnsanlar gibi doğada birçok memeli ve kuş
aynı şekilde hasta olur. Kedilerin parazit tedavisi kısa
süreliğine hastalık yaymalarına engel olur ancak bu tedavinin
düzenli aralıklar ile tekrarlanması gerekir.
Kedi dışkısı ile kontamine olmuş gıdalar,
Kontamine sular,
İyi pişmemiş etler,
Pişmemiş etlerden yapılan gıdalar,
Kirlenmiş oyuncaklar,
Bahçeler, toprak işleri,
Kum havuzlarından kolayca bulaşır.
Toksoplazma
bağırsaktan
vücudumuza
geçerek
organlarımıza
yayılır. Hamilelikte yada hamilelikten
bulaşırsa bebeğe çok zarar verir.
birkaç
ay
önce
Toksoplazmoz belirtileri nelerdir?
Birçok hastada hiçbir şikayet olmaz. İmmun sistemi normal olan
insanlarda toksoplazma enfeksiyonu sırasında.
Hafif gripal şikayetler,
Lenf bezlerinde şişme,
Hafif kas ağrıları, dışında şikayet olmaz.
İmmün sistem paraziti hapis eder ve hasta normale döner. İmmün
yetmezliği olan hastalarda ise çok ciddi beyin, göz
enfeksiyonları ve hasarı olur.
Toksoplazma teşhisi nasıl konur?
Toksoplazma basit kan testleri ile teşhis edilir. Hastalığın
akut döneminin tespiti için geliştirilmiş son derece duyarlı
testler ile her hamilelikte toksoplazma taraması yapmak
gereklidir.
Toksoplazma tedavisi var mı?
Normal insanlarda tospolazmoz tedavisine gerek yoktur.
Hastalar birkaç haftada tamamen iyileşirler. Hamile kadınlar
ve immün sistemi zayıf olanlar için akut dönemde antibiyotik
tedavisi başlamak gerekir.
Toksoplazma nasıl önlenir?
Hamile
kadınların
ve
immun
sistemi
zayıf
olanların
toksoplazmaya karşı dikkatli olmaları gereklidir.
Test yaptırın
İmmun sisteminiz zayıf ise toksoplazma testinizi
yaptırın,
Test pozitif ise doktorunuz hastalığın
aktivasyonunu önleyebilir veya gerektiğinde ilaç
verebilir.
Test negatif ise toksoplazma bulaşmaması için
aşağıdaki önlemlere dikkat edebilirsiniz.
Hamile kalmayı planlıyor iseniz toksoplazma
testinizi yaptırın.
Test pozitif ise planınızı 6 ay kadar
geciktirebilirsiniz. Hamilelikten 6 ay önce
geçirilmiş toksoplazma enfeksiyonu bebeği
etkilemez.
Test negatif ise önlem alın. Toksoplazma
tekrarlayan düşüklerin en sık sebeplerinden
birisidir.
Eğer hamile iseniz Toksoplazma testinizi mutlaka
yaptırın. Bu testin ilk 3 ayda yapılması gerekir.
Hamile iseniz, hamile kalmayı planlıyor iseniz
yada immün sisteminiz zayıf ise
Önlem alın
Toprak, kum havuzu, çiçek, bahçe, saksı, kedi
beslemek vb. tüm işleri yaparken mutlaka eldiven
giyin,
Kedi dışkısı olabilecek tüm alanlarda iş yaparken
eldiven giyin,
Dış aktivitelerden sonra ellerinizi yıkayın,
Çiğ ete dokunmayın ve dokunursanız ellerinizi yıkayın,
Mutfakta lateks eldiven kullanın,
Yemek pişirdikten sonra ellerinizi, kesme tahtasını,
bıçak vb. çiğ ete dokunmuş tüm malzemeyi yıkayın, Az
pişmiş et yemeyin, çiğ et yemeyin,
Etleri ortasındaki pembelik tamamen gidinceye kadar
pişirin, etler pişmeden tatmayın,
Kedilerden uzak durun, evcil kedilerden de uzak durun,
toksoplazma çıkaran kedilerde herhangi bir sağlık
problemi görülmez,
Kedi kumunu siz değiştirmeyin yada eldiven giyin,
ellerinizi yıkayın,
Birçok evcil kedide toksoplazma tedavisi kısa süreliğine
düzelme sağlar, daha sonra doğadan bulaşan parazit
tekrar kolayca kedinin bağırsağına yerleşir.
Kediden geçişi engellemek için
Tedavi olmuş kedinizin dışarıya çıkmasına izin
vermeyin,
Düzenli aralıklar ile tedaviyi tekrarlatın,
Kedinize çiğ et vermeyin, pişmiş gıda ile
besleyin,
Dışarıda dolaşan kedilerin evinize gelmesine izin
vermeyin,
Çiğ et ile beslenen kedilerin evinize gelmesine
izin vermeyin.
Referanslar:
1. Schwartzman
JD,
Maguire
JH.
Systemic
Coccidia
(Toxoplasmosis). In: Guerrant Rl, Walker DH, Weller PF,
editors. Tropical Infectious Diseases: Principals, Pathogens,
Practice. 2nd ed. Philadelphia: Churchill Livingstone;2006. p
294-300.
2. Montoya JG, Liesenfeld O. Toxoplasmosis. Lancet. 2004 Jun
12;363:1965-1976.
3. Jones JL, Lopez A, Wahlquist SP, Nadle J, Wilson M. Survey
of clinical laboratory practices for parasitic diseases. Clin
Infect Dis. 2004 Apr 15;38 Suppl 3:S198-202.
4. Holland GN. Ocular toxoplasmosis: a global reassessment.
Part II: disease manifestation and management. Am J
Ophthalmol. 2004 Jan;137(1):1-17.
5. Holland GN. Ocular toxoplasmosis: a global reassessment.
Part I: epidemiology and course of disease. Am J Ophthalmol.
2003 Dec; 136(6):973-88.
6. Jones JL, Ogunmodede F, Scheftel J, Kirkland E, Lopez A,
Schulkin J, Lynfield R. Toxoplasmosis-related knowledge and
practices among pregnant women in the United States. Infect
Dis Obstet Gynecol. 2003;11(3):139-45.
7. Jones JL, Dietz VJ, Power M, Lopez A, Wilson M, Navin TR,
et al. Survey of obstetrician-gynecologists in the United
States about toxoplasmosis. Infect Dis Obstet Gynecol.
2001;9(1):23-31.
8. Jones JL, Lopez A, Wilson M, Schulkin J, Gibbs R.
Congenital toxoplasmosis: A review. Obstet Gynecol Surv. 2001
May;56(5):296-305.
9. Frenkel JK. Fishback JL. Toxoplasmosis. Hunters Tropical
Medicine and Emerging Diseases, 8th Ed., 2000. G. Thomas
Strickland, Ed. W.B. Saunders and Company.
10. Dubey JP. Toxoplasmosis (Zoonosis Update). J Am Vet Med
Assoc. 1994 Dec 1; 205(11):1593-8
TİFO
Tifo; Paratifo; Enterik Ateş;
Tifo ve paratifo hastalığı Salmonella bakterisi ile meydana
gelen sistemik enfeksiyon hastalıklarıdır. Tifoya Salmonella
typhi paratifoya ise Salmonella paratyphi neden olur.
Tifo az gelişmiş ülkelerde alt yapı kanalizasyon
sistemlerinin, temiz içme sularının olmadığı ülkelerde,
sanitasyon temizlik ve hijyen koşullarına uyulmayan yerlerde
salgınlar şeklinde görülür.
Tifo tedavi edilmez ise ölüme neden olabilir. Hastalık gıdalar
ve sular ile ağızdan bulaşır:
Kanalizasyon suları ile kirlenmiş içme ve kullanma
suları,
Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri,
Tifo hastası yada tifo taşıyan kişilerin hazırladığı
gıda ve içecekler,
Uygun şeklide saklanmamış gıdalar,
Temizlik, sanitasyon ve hijyen koşullarına uyulmaması
tifo bulaşmasına yol açar.
Bakteri gıdalar ve sular ile ağızdan girdikten sonra
barsaklarda yerleşerek çoğalmaya başlar daha sonra kan yoluyla
diğer organlara giderek tüm vücutta sistemik enfeksiyona neden
olur.
Kirli suları kullanmak,
İyi bir kanalizasyon ve içme – kullanma suyu sisteminin
olmaması,
Çiğ gıda yemek,
Kirli sular ile yıkanmış meyve, sebze ve salata yemek,
Kirli sulardan yapılmış buzları kullanmak,
Sanitasyon şartlarının kötü olduğu yerlerde yaşamak
veya buralara seyahate gitmek tifo hastalığı kapma
şansını arttırır.
Tifo belirtileri nelerdir?
Hastalık mikrop vücuda girdikten 6 ila30 gün içinde başlar. En
sık görülen şikayetler:
Hastalık aşırı yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı ve ateş
ile başlar,
Ateş ilk 3 -4 gün içinde giderek artar,
Ateş, ateş özellikle sabahları normal öğleden sonra
yükselmeye başlayan ve akşamları 39 dereceyi bulan
ateşler şeklinde görülür,
Üşüme, titreme,
Şiddetli baş ağrısı,
Kabızlık yada ishal,
Kramp tarzında karın ağrıları,
Halsizlik, bitkinlik hali,
İştahsızlık,
Vücutta pembe döküntü ( özellikle gövdede ),
Baş dönmesi,
Kas ağrıları,
Ense ve boyunda lenf bezlerinin şişmesi,
Karaciğer ve
şikayetlerdir.
dalağın
büyümesi
en
sık
görülen
Tifo teşhisi nasıl konur?
Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı
olur. Tifo teşhisi laboratuvar testleri ile konur.
Kan sayımı ( Hemogram),
CRP,
Sedimantasyon,
Tam idrar tahlili,
Gruber Widal serolojik testi,
Kan kültürü,
Dışkı kültürü testler ile konur.
Tifo tedavisi :
Tifo tedavisinde antibiyotikler kullanılır. Tifo tedavi
edilmeden önce oldukça bulaştırıcıdır. Hastaların bir kısmında
şikayetler geçse de hasta taşıyıcı olur ve hastalığı
bulaştırmaya devam eder. Tifo taşıyıcı hastalar hiçbir
şikayetleri olmadan hastalığı dışkı ve idrarları ile yayarlar.
Hastalığın tek kaynağı insandır. Tifo doğada başka canlıda
bulunmaz. Taşıyıcılar antibiyotik ile tedavi edilmelidirler.
Safra kesesinde taş olan taşıyıcılarda ise antibiyotik
yetersiz kalır ise ameliyat ile safra kesesinin alınması
gerekir.
Tedavi edilmeyen hastalarda tifo barsak delinmesi ve ölüme
neden olur.
Tifo dan korunma:
Tifodan korunmanın en önemli yolu iyi bir alt yapı ve
kanalizasyon sistemidir. Tifo alt yapısı olmayan kanalizasyon
sistemi olmayan veya iyi çalışmayan bölgelerde görülür. İçme
ve kullanma suyunun kanalizasyon sitemi ile bulaştığı yerlerde
salgınlar yapar. Böyle bölgelerde tifodan korunmanın iki yolu
vardır:
1- Aşılanma: tifo aşısı tifonun yoğun olduğu bölgelere
seyahat edenler için önerilmektedir. Aşı çok koruyucu
değildir ve aşı olmaya rağmen gıdalara dikkat etmek
gerekir.
2- Gıdalara karşı dikkatli olmak: tifonun görüldüğü
bölgelerde aşağıdaki önlemlere dikkat etmek hastalığın
bulaşmasını önleyebilir:
Sadece şişe suyu ve şişedeki içecekleri tüketmek,
Kaynamamış suları kullanmamak,
Buz kullanmamak,
Çiğ gıda yememek,
Gıdaların iyi piştiğinden emin olmak,
Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri
kullanmak,
Çiğ sebze ve meyve tüketmemek, meyveleri mutlaka
soyarak yemek, çiğ debze ve salata yememek,
Çiğ deniz ürünleri yememek tifodan korunmayı
sağlayabilir.
Referanslar:
1- Centers for Disease Control and Prevention (CDC)
http://www.cdc.gov/
2- World Health Organization (WHO)
http://www.who.int/
3- Public Health Agency of Canada
http://www.phac-aspc.gc.ca/
4- Bhan MK, Bahl R, Bhatnagar S. Typhoid and paratyphoid
fever. Lancet . 2005 Aug 27-Sep 2;366(9487):749-62.
5- Centers for Disease Control and Prevention website.
Available
at:
http://www.cdc.gov/ncidod/dbmd/diseaseinfo/typhoidfever_g.htm#
Getting%20vaccinated . Accessed November 18, 2009
ŞİGELLA
Basilli Dizanteri;Shigella; Şigelloz;
Gastroenteriti; Şigella Enteriti:
Şigella
Bağırsakların akut iltihabi hastalığıdır. Şigella bakterileri
ile meydana gelir, bu bakteriler nedeniyle ortaya çıkan barsak
enfeksiyonuna şigelloz denir. Şigella bakterileri birkaç
çeşittir:
Shigella sonnei, “Grup D” şigella, birçok şigelloz
vakasından sorumludur.
Shigella flexneri, yada “grup B” şigella,
Shigella dysenteriae tip 1 dizanteri salgınlarına neden
olan türdür.
Hastalık gıdalar ve sular ile bulaşır. Hasta insanın dışkısı
ile etrafa yayılan bakteriler sanitasyon ve hijyen
koşullarının iyi olmadığı ortamlarda sulara ve gıdalara
bulaşarak salgınlara neden olur. Bakterinin birkaç tanesi bile
hastalık yapmaya yeterlidir. Kalabalık ortamlarda, kamplarda,
bakım ve huzur evlerinde salgınlara neden olur. Hastalığın
neden olduğu dizanteri ve şiddetli barsak enfeksiyonu
yaşlılar, bebekler, çocuklar ve immün sistemi zayıf hastalar
için ölümcül olabilir.
Şigella belirtileri nelerdir?
Bakteri vücuda girdikten 1 ila 7 gün sonra şikayetler başlar.
en sık görülen şikayetler:
Ani başlayan karın ağrısı
Ani başlayan yüksek ateş,
Bol sulu, Kanlı, sümüklü ishal, ( ishal başlangıçta
suludur daha sonra kanlı – sümüklü hale gelir),
Dışkıdan sonra rahatlayamama,
Bulantı, Kusma görülür.
Hastada ishal ve su kaybına bağlı olarak tansiyon düşer, nabzı
artar, karın muayenesinde hassasiyet vardır, kan sayımında
iltihap hücreleri artar.
Şigella teşhisi nasıl konur?
Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı
olur. Kesin teşhis laboratuar incelemeleri ile konur.
Yukarıdaki şikayetlerin varlığında aşağıdaki testler istenir.
Hemogram ( tam kan sayımı),
CRP,
Sedimantasyon,
Dışkı incelemesi,
Dışkı kültürü ile teşhis konur.
Şigella tedavisi :
Dışkıda kan görülmesi her zaman doktor muayenesi gerektiren
önemli bir işarettir. Hastalık genellikle ağır seyretmez
şikayetler 2 – 7 günde kendi kendine düzelir. Tedavide amaç
hastanın kaybettiği suyu ve tuzu yerine koymaktır. İshal
kesici ilaçlar şikayetlerin uzamasına neden olduğundan
kullanılmaz. Antibiyotik normalde verilmez ancak İmmün sistemi
zayıf olan hastalara, yaşlı ve çocuklara antibiyotik tedavisi
başlanır. Aşağıdaki durumlarda hastanın hastaneye yatırılması
gerekir:
İmmün sistemi bozuk hastalar,
Şuuru bulanan hastalar,
Ateşi sürekli yüksek olan hastalar,
İdrar söktürücü tansiyon ilacı kullanan hastalar,
Ağızdan yeterli sıvı alamayan hastalar ın hastaneye
yatırılması gerekir.
Şigella tehlikeli bir hastalık mıdır?
Şigelloz nadiren komplikasyonlara neden olur. En sık ve en
tehlikeli komplikasyon dehidratasyon yani aşırı su kaybına
bağlı hipotansiyon ve komadır. Dehidratasyon en sık bebek ve
çocuklarda, ağızdan sıvı alamayan kişilerde, aşırı kusması
olan hastalarda ve idrar söktürücü diüretik kullanan
hipertansiyon hastalarında görülür. Bu hastaların mutlaka
hastaneye yatırılması ve kaybettikleri suyun damardan
verilmesi gerekir. Çocuk ve bebeklerde dil kuruluğu,
büyüklerde ise ayağa kalkınca baş dönmesi ve göz kararması
aşırı su kaybının işaretidir ve bu hastalar hastaneye
götürülmelidir.
Şigelloza bağlı diğer bir komplikasyon ise Hemolitik Üremik
Sendromdur. Şigella enfeksiyonunu takiben böbrek yetmezliği,
kansızlık ve pıhtılaşma bozuklukları ortaya çıkar, ağır bir
tablodur.
Şigelloz a bağlı nadir görülen bir komplikasyon ise reaktif
artrittir. Hastalık sırasında eklemlerde şişme, ağrı ve
kızarıklık olur.
Şigelloz çocuklarda ağır seyreder. Neredeyse şigelloz geçiren
çocukların % 40 ında nörolojik şikayetler ortaya çıkar. En sık
görülen nörolojik şikayetler
Havale: küçük çocuklarda ateşe bağlı epilepsi atağıdır.
Ensefalopati: beyin fonksiyonlarının bozulmasıdır.
Ateş, şuur bulanıklığı, baş ağrısı, uykuya meyil ve ense
sertliği olur. Menenjitle karışır.
Şigella enfeksiyonu sırasında acil durum belirtileri:
Şuur bulanıklığı,
Havale,
Epilepsi benzeri kasılmalar,
Baş ağrısı ve ense sertliği olması acil durum
işaretidir ve derhal en yakın acil servise başvurmak
gerekir.
Şigelladan Korunma:
Şigella sık görülen, gıdalar ve sular ile bulaşan
dizanteridir. Hastalık salgınlara neden olabilir. El yıkama
alışkanlığı hastalıktan korunmanın ilk ve en önemli adımıdır.
Sanitasyon kuralları ve hijyen kurallarına dikkat etmek,
açıkta satılan gıdalardan yememek, buz kullanmamak korunmak
için gerekli adımlardır.
Referanslar:
1.DuPont HL. Shigella species (bacillary dysentery). In:
Mandell GL, Bennett JE, Dolin R, eds. Principles and Practice
of Infectious Diseases. 7th ed. Philadelphia, Pa: Elsevier
Churchill Livingstone; 2009:chap 224.
2.Ochoa TJ, Cleary TG. Shigella. In: Kliegman RM, Behrman RE,
Jenson HB, Stanton BF, eds. Nelson Textbook of Pediatrics.
18th ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; 2007:chap 196.
ŞARBON
Antrax;
Şarbon inek, keçi, koyun, manda gibi otçul hayvanların
hastalığıdır. Hastalık hayvanlardan insanlara temas ve hayvan
ürünleri ile bulaşır. Şarbon hastalığının mikrobu Bacillus
antracis denen bir bakteridir.
Şarbon insana nasıl bulaşır?
Hastalık hayvandan insana 3 şekilde bulaşır
Deriden bulaşma: Hastalığı taşıyan hayvan ile temas ile
bulaşma. Bu hasta hayvanın bakımı, temizliği, kesimi vb.
sırasında temas hastalığı bulaştırır. Buna deri şarbonu
denir.
Yemek ile bulaşma: Şarbonlu hayvanın etinden sütünden
yemek ile bulaşma. Buna bağırsak şarbonu denir.
Nefesle bulaşma: Şarbon mikrobunun bulunduğu ortamda toz
ile havadan nefesle bulaşma olursa buna akciğer şarbonu
denir. Hastalık insandan insana bulaşmaz.
Şarbon Kimlerde Görülür.
Hastalık en çok hayvancılıkla uğraşan çiftçilerde, çobanlarda,
kasaplarda, mezhaba çalışanlarında, veteriner hekimlerde,
laboratuar çalışanlarında, dericilikle uğraşanlarda görülür.
Şarbonun Belirtileri Nelerdir?
Deri şarbonu : mikrop deriye bulaştıktan sonra 2 ila 7
gün içinde deride böcek ısırığı şeklinde kızarıklık
kabarıklık olur. Birkaç gün içinde bu yaranın ortasında
1 ila 3 cm çapında siyahlık oluşur. Buna kara çıban yada
çoban çıbanı da denir. Bu yara ağrısızdır. Etrafı tahta
gibi sert ve şiştir. Tedavi edilmez ise hastalık ilerler
ve ölümle sonuçlanabilir.
Bağırsak şarbonu: mikroplarla bulaşmış et süt vb gıda
ürünlerinin yenmesi ile bulaşır. Mikrobun vücuda
girmesinden 2 ila 7 gün sonra bulantı, kusma, ateş
başlar daha sonra kanlı ishal, kanlı kusma gelişir.
Hastalık çok hızlı ve ağır seyreder. Hastayı kısa sürede
şoka sokar, erken tedavi edilse dahi hastaların çoğunu
kurtarmak mümkün olmaz.
Akciğer şarbonu. Tozla bulaşan mikrop birkaç gün sonra
grip benzeri şikayetlere sebep olur, ateş çıkar ancak
hastalık birkaç gün içinde hızla ilerleyerek ölümle
sonuçlanır. Erken tedavi edilse dahi akciğer şarbonu
hastalarının çoğu ölümle sonuçlanır.
Şarbonun Tedavisi nasıldır?
Şarbon hastalığıu erken dönemde yakalanır ise tedavi ile
iyileşme şansı vardır. Şarbon tedavisinde etkili antibiyotik
ilaçlar vardır ancak hastalık çok hızlı seyrettiği için
bağırsak ve akciğer şarbonu hastalarına antibiyotik verilse
dahi tedavi imkanı zayıftır. Şarbon tedavisinde en önemli
etken zamanında doktora müracaat etmektir. Ciltte yara yada
gripal şikayetler yada ishal şarbon belirtisi olabilir. Her
türlü şüphede ve şikayette doktora başvurun.
Şarbondan Korunmak İçin Neler yapılmalıdır?
Şarbon temelde bir hayvan hastalığıdır ve hayvanların
bakımı iyi ise şarbonda o oranda az olacaktır.
Hayvanlarınıza şarbon aşısı yaptırınız.
İnsanlar için şarbon aşısı yoktur.
Hayvanlarınızda gördüğünüz her türlü şikayeti zamanında
veterinere iletiniz.
Kendinizde gördüğünüz her türlü şikayette de doktora
başvurunuz.
Şarbonlu olduğundan şüphelenilen veya şarbondan ölen
hayvanlar asla kesilmemeli ve yüzülmemeli ve
yenmemelidir.
Böyle bir şüphede derhal bölge veterinerliği
çağırılmalıdır.
Şarbondan ölen hayvanlar 2 metre derinliğinde çukurlar
açılarak üzerine sönmemiş kireç dökülüp gömülmelidir. Bu
hayvanların vahşi hayvanlar tarafından yenmesi
parçalanması hastalığı yayacaktır.
Şarbonlu hayvanların barınakları ahırları boşaltılıp
dikkatlice temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir.
Hasta hayvanların barınak ve ahırlarında bulunan gübre
yem ve diğer bulaşık malzeme derin çukurlara kireç ile
gömülerek imha edilmelidir.
Hastalık şüphesiyle yetkili birimler tarafından konulan
müşahede ve karantina süresi sona ermeden hayvanlar
kesilmemeli ve etleri tüketilmemelidir.
Dikkat şarbon ölüm oranı çok yüksek olan ve bölgesel
salgınlara sebep olabilecek bir hayvan hastalığıdır.
Yukarıdaki şikayetlerden herhangi biri var ise derhal doktora
başvurunuz. Hayvanlardaki en küçük şikayetleri dahi veteriner
hekime bildiriniz.
SU ÇİÇEĞİ
Chickenpox; Varicella;
Su çiçeği çok bulaşıcı viral, döküntülü bir hastalıktır.
Çocukluk çağında yada erişkin yaşta görülebilir. Hastalık
ateş, ciltte sıvı dolu, kaşıntılı kabarcıklar, halsizlik ile
karakterizedir. Yaş ilerledikçe hastalık daha ağır seyreder.
Virüs vücutta saklanır ileri yaşlarda zona yapar. Her mevsimde
görülür en çok kış ve ilkbaharda salgınlar yapar.
Hastalığın etkeni Varicella zoster virüstür Su çiçeği ve Zona
yapar. Su çiçeği en sık 10 yaş altında görülür, zona erişkin
yaştan sonra görülür. Hastalık insandan insana bulaşır, hasta
kişiler bulaştırıcıdır. Havadan solunumla, hastaya dokunmakla
bulaşır. Çok çabuk ve kolay bulaşır, hızlı yayılır.
Kuluçka süresi 10- 21 gündür. Daha sonra ciltte içi sıvı dolu
kabarcıklar, yoğun kaşıntı, halsizlik, kas ağrıları, ateş
başlar. 4. Günden itibaren kaşıntı azalır kabarcıklar
kabuklanmaya başlar ve solarak dökülür.
Su çiçeği aşısının bulunması ile birlikte su çiçeği vakaları
giderek azalmaktadır. Aşı olan çocuklarda su çiçeği ya
görülmez yada çok hafif seyreder. Hasta döküntüler başlamadan
2 gün önce hastalığı bulaştırmaya başlar ve döküntüler tamamen
kaybolana dek bulaştırıcıdır. Su çiçeği immün sistemi zayıf
kişilerde çok ağır seyreder ve birçok komplikasyon ortaya
çıkar.
Annesi su çiçeği geçirmiş yada aşılanmış bebekler 1 yaşına dek
su çiçeği geçirmezler. Annesi su çiçeği geçirmemiş ve
aşılanmamış bebekler ise 1 yaş altında su çiçeğini çok ağır
geçirirler.
Su çiçeği nin belirtileri nelerdir?
Hastalığın kuluçka süresi 10-21 gündür. Hastalık
Karın ağrısı,
Ateş,
İştahsızlık,
Baş ağrısı ile başlar bu şikayetler 2-4 gün sürer daha
sonra deri döküntüleri başlar.
Döküntüler içi sıvı dolu kabarcıklar şeklindedir ve
kaşıntılıdır.
Döküntüler yüz, göğüs ve saçlı deriden başlayarak
tüm vücuda yayılır,
Birkaç gün sonra içi irinleşir ve kabuklanmaya
başlar,
Biri solarken diğeri çıkar, 5. günden sonra
yenisi çıkmaz
Hastalık mukozalarda da görülür: ağız içi, vajen
ve göz kapaklarında da döküntü görülür.
Döküntüler yüz ve vücutta daha fazladır, kol
bacaklarda daha azdır.
Döküntüler
iyileşir.
iltihaplanmaz
ise
iz
bırakmadan
Aşılı çocuklarda da su çiçeği görülebilir ancak daha hafif
seyirlidir ve döküntüler 30 taneyi geçmez. Bu çocuklarda
hastalık bulaştırırlar.
Su çiçeği teşhisi nasıl konur?
Hastalık çocuğun şikayeti ve klinik görünüm ile kolayca teşhis
edilir. Kan testleri ve döküntüden alınan örnekler in
incelemesi ile kesin teşhis konur.
Su çiçeği tedavisi:
Antiviral tedavi ilk 24 saat içinde başlanmalıdır.
1 yaş altı bebekler,
10 yaş üstü çocuklar
Erişkinler,
İmmün sistemi zayıf kişilerde
Egzema, güneş yanığı ve cilt problemi olan,
Steroid kullanan,
Aspirin kullanan çocuklar,
Akciğer hastalığı olan,
Kanser tedavisi gören kişilerde
Hastalık ağır seyreder bu nedenle anti viral tedavi gecikmeden
başlanmalıdır. Tedavide istirahat şarttır. Günlük köpük
banyoları ( ovalama yapmadan ) kaşıntı ve iltihaplanmaları
azaltır. Kaşıntı için tedavi verilmelidir. Çocuğun tırnakları
kesilerek kaşıntı ve iltihaplanma azaltılmalıdır. Ev halkından
risk altında olanlar var ise onlara da koruyucu antiviral
tedavi verilebilir. Bütün döküntüler solup döküldükten 5 gün
sonraya dek çocuğun dışarı çıkmasına, parka gitmesine, başka
çocuklarla oynamasına, okula gitmesine izin verilmemelidir.
Su çiçeği tehlikeli bir hastalık mıdır?
Suçiçeği genellikle komplikasyonsuz iyileşir. Çok az vakada ve
riskli hastalarda virüs tüm vücuda yayılarak beyin ve akciğer
iltihaplarına neden olur. Hastalık bağışıklık bırakır,
suçiçeği bir daha geçirilmez ancak iyileştikten sonra vücuttan
gitmez ve sinir sistemi içinde hayat boyunca saklanır. Hayatın
ileri zamanlarında stres ve immün sistemin zayıfladığı
zamanlarda yerinden çıkarak tekrar hastalık yapar. Bu hastalık
tüm vücuda yayılamaz sadece bir sinir bölgesinde sınırlı kalır
buna ZONA denir. Zona geçiren kişi etrafa Suçiçeği bulaştırır.
Komplikasyonları:
En sık görülen komplikasyon kabarcıkların kaşıma ile
mikrop kapması ve iz kalmasıdır. Bu nedenle kaşıntı
önleyici anti histaminikler ve köpük banyoları önerilir.
Virüsün beyinde ansefalit ve akciğerde pnemoni yapması
nadir görülen ancak çok tehlikeli komplikasyonlardır. En
sık 1 yaş altı, 10 yaş üstü, erişkin ve immün sistemi
bozuk olanlarda görülür.
Hastalığı geçirmemiş ve aşı olmamış gebelere bulaşır
ise çocuğa çok zarar verir.
Gebeliğin ilk 28 haftasında bebeğe geçerse: Buna
Varicella Sendromu (yada Konjenital Varicella Sendromu
denir );
Bebekte beyin hasarı ( ensefalit, mikrosefali,
hidrosefali, beyin gelişiminin tamamen durmasına )
yol açabilir,
Bebekte göz hasarı,
Bebekte nörolojik hasar, spinal kord hasarı,
Vücut gelişim bozukluğu, kol ve bacaklarda
gelişim bozukluğu, anüs ve mesane sfinkter
bozukluğu,
Deri bozukluklarına neden olabilir.
Doğurdan hemen sonra yada doğuma birkaç hafta kala
bulaşır ise buna Neonatal Varicella denir:
Annede erken doğuma neden olabilir,
Bebekte suçiçeği ağır seyreder, pnemoni ve diğer
komplikasyonlar sık görülür.
Çok nadiren kalp, karaciğer ve böbrek iltihabına yol
açar.
Suçiçeğinden şüphelenildiğinde
başvurulmalıdır.
zaman kaybetmeden doktora
Su çiçeğinden korunma:
Hastalık hava yoluyla ve temas yoluyla çok kolay bulaşır,
kolayca salgınlar yapar. Toplu taşıma araçları, markette,
yuvada, kreşte, okulda her yerde kolayca bulaşabilir. Hastalar
döküntü başlamadan önceki 2- 4 gün boyunca öksürerek,
hapşırarak virüsü etrafa yayarlar.
Suçiçeği aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Aşı 1995
yılında kullanılmaya başlanmıştır.
Aşı 2 doz halinde yapılır,
İlk doz 12- 15 aylarda,
İkinci doz 4-6 yaş arasına yapılmalıdır.
13 yaş altı ve hiç hasta olmamış aşı yapılmamış
kişilere 4-8 hafta arayla 2 doz aşı yapılması gerekir,
Suçiçeği aşısı canlı aşıdır hamilelere ve immün sistemi bozuk
kişilere yapılmamalıdır.
Suçiçeği ve Zona erişkin aşılaması için doktorunuza danışınız.
Hijyen ve sanitasyon kurallarına dikkat etmek bulaşmayı
azaltır.
Riskli kişiler için hastalık ile karşılaşıldı ise suçiçeği
immun globulin verilerek hastalık durdurulmaya çalışılmalıdır.
Aşı olmamış kişiler karşılaşma durumunda hemen aşılanarak
hastalık hafifletilebilir.
Referanslar :
1. Myers MG, Seward JF, LaRussa PS. Varicella-zoster virus.
In: Kliegman RM, Behrman RE, Jenson HB, Stanton BF, eds.
Nelson Textbook of Pediatrics. 18th ed. Philadelphia, Pa:
Saunders Elsevier;2007:chap 250.
2. American Academy of Pediatrics Committee on Infectious
Diseases. Recommended immunization schedules for children and
adolescents–United States, 2008. Pediatrics. 2008;121:219-220.
[PubMed: 18166576]
3. Alan Greene, M.D., © Greene Ink, Inc.Centers for Disease
Control and Protection (2010-12-27). “Varicella Pink Book
Chapter
20
p289
Communicability”.
http://www.cdc.gov/vaccines/pubs/pinkbook/downloads/varicella.
pdf. Retrieved 2010-12-27.
4. “General questions about the disease”. Varicella Disease
(Chickenpox).
CDCP.
2001-12-02.
http://www.cdc.gov/vaccines/vpd-vac/varicella/dis-faqs-gen.htm
. Retrieved 2006-08-18.
5. “Epidemiology of Varicella Zoster Virus Infection,
Epidemiology of VZV Infection, Epidemiology of Chicken Pox,
Epidemiology
of
Shingles”.
http://virology-online.com/viruses/VZV3.htm.
Retrieved
2008-04-22
SİFİLİS
Frengi; Lues;
Sifilis cinsel yolla bulaşan bulaşıcı mikrobik enfeksiyon
hastalığıdır. Tedavi edilmez ise beyin, sinir, göz ve iç
organlarda ciddi hasarlar yaparak ölüme neden olur.
Sifilis Treponema pallidum bakterisi ile meydana gelir.
Hastalık sifilis yaraları ile direk temas sonucu bulaşır. En
sık bulaşma yolu:
Hasta kişi ile cinsel temas,
Gebelerde anneden bebeğe geçiş ( konjenital Sifilis ),
Kan teması ile bulaşır.
Sifilis kimlerde görülür?
Sifilis korunmasız cinsel temasta bulunan herkes de ve her
yaşta görülebilir en sık:
Hasta kişiler il cinsel temasta bulunanlarda,
Birden fazla cinsel partneri olanlarda,
Korunmasız cinsel ilişkide bulunanlarda,
Sifilis lezyonlarına dokunan kişilerde,
Başka cinsel yolla bulaşan hastalığı olan kişilerde
daha sık görülür.
Sifilis belirtileri nelerdir?
Sifilis 4 devrede seyreder:
1- Primer Sifilis,
2- Sekonder Sifilis,
3- Latent Sifilis,
4- Tersiyer sifilis.
Primer Sifilis ( birinci dönem ) :
Hastalık kapıldıktan sonra genellikle genital bölgede tek veya
birden çok lezyon ortaya çıkar. Yaralar hastalık bulaştıktan
10 ila 90 gün içinde ortaya çıkar. Hastalık nerden bulaştıysa
yara da orda çıkar. Genellikle cinsel temasla bulaştığından
genital bölgede çıkar, ancak rektal bölgede, anüste, dilde,
ağızda, dudakta, vücudun her yerinde görülebilir.
İlk çıkan bu yaraya şankr denir, ağrısız, sert, deriden
kabarıktır, zamanla ülserleşir, ortası çukurlaşır, akıntılı
hal alır. Bu ilk lezyon 1 ila 5 hafta içinde kendi kendine
iyileşir. Ülser kaybolur. Hasta bu dönemde tedavi edilmez ise
hastalık 2. Döneme ilerler.
Sekonder Sifilis (ikinci dönem ):
Primer Sifilisden aylar sonra ortaya çıkar.
Vücutta pembe- kırmızı döküntüler görülür, kaşıntı
yoktur, döküntüler birden fazla bölgede görülür, 2–6
hafta sürer.
İsilik tarzında,
Ciltte küçük lekeler tarzında,
Kasık bölgesi ve genital bölgede siğiller
şeklinde,
Ağızda üzeri beyaz plaklar şeklinde,
Bozuk para büyüklüğünde batık plaklar şeklinde,
Avuç içi ve ayak tabanında hafif kabarık
döküntüler şeklinde olabilir.
Bu döküntülerin hepsinde bakteri vardır ve
hastalık bulaşabilir.
Boğaz ağrısı olur,
Lenf bezleri şişer,
Baş ağrısı,
Gripal şikayetler,
Ateş,
Yorgunluk, halsizlik,
Genel vücut ağrıları,
Tüm vücutta şişmiş lenf bezleri görülür.
Hasta bu dönemde tedavi edilmez ise hatalık üçüncü döneme
girer.
Latent Sifilis ( sessiz dönem ):
Bu dönemde hastalık ilerlemeye devam eder ancak hiçbir
şikayete neden olmaz. Bu dönem birkaç yıl sürebilir. Bu
dönemde Sifilis testleri pozitiftir. Bu dönem de kendi içinde
ikiye ayrılır:
a- Erken latent dönem: ilk iki dönemden sonraki bir yılı
kapsar ve hastanın hastalığı en çok bulaştırdığı
dönemdir.
b- Geç latent dönem: bu dönemde hastalar hastalığı çok
bulaştıramazlar, ancak hamile kadınlarda hastalık bebeğe
bulaşabilir.
Bu dönemde yakalanıp tedavi edilemeyen hastalarda hastalık 4.
Ve son döneme girer.
Tersiyer Sifilis ( son dönem ):
Bu dönemde hastalık ilerlemeye devam eder. İlk enfeksiyondan
aylar yıllar sonra ortaya çıkar. Günümüzde gelişmiş ülkelerde
nadir görülmektedir. Bu dönemde sifilis iç organlara zarar
verir en sık:
Beyin ve sinir hastalıkları,
Göz,
Kalp ve damar hastalıkları,
Karaciğer,
Kemik ve eklem hastalıklarına yol açar.
Sifilisin neden olduğu iç organ hasarları ölüme neden olacak
kadar ciddi ve ilerleyicidir. Bu dönemde en sık görülen
şikayetler:
Cilt, kemik ve iç organlarda ortaya çıkan şişlikler (
gumma),
Kalp ve damar problemleri,
Körlük,
Beyin hasarı, nöron hasarı sonucu;
Güçsüzlük,
Yürüme zorluğu,
Dengesizlik,
Hafıza güçlüğü,
Hezeyanlar,
Deliryum,
İdrar kaçırma gibi şikayetler görülür.
Konjenital Sifilis ( doğumsal sifilis) :
Ana karnında bebeğe mikrop bulaşması sonucu ortaya çıkan
tablodur. Sifilis mikrobu anne karnında bebeğe çok zarar
verir. Günümüzde doğum öncesi yapılan testler sayesinde bu
hastalık erken dönemde yakalanmakta ve tedavi edilmektedir.
Yakalanamaz ise konjenital Sifilis tablosu ortaya çıkar,
Sifilis doğmamış bebekte:
Sağırlık,
Diş problemleri,
Burun problemlerine neden olur.
Sifilis teşhisi nasıl konur?
Sifilis kan testleri ile kolayca teşhis edilir. Lezyonlar ve
fizik muayene teşhiste yardımcıdır.
Teşhis için:
Kan testleri:
VDRL, RPR,
TPHA-İ
FTA-ABS
Lezyonlardan alınan örneklerin incelenmesi teşhis
koydurur.
Sifilis tedavisi:
Penisilin halen sifilis tedavisinde kullanılan temel ilaçtır.
Penisiline
dirençli
Sifilis
vakaları
henüz
daha
bildirilmemiştir. Penisilin bakteriyi öldürerek hastalığın
ilerlemesini kesin olarak durdurur.
Sifilis öyküsü 1 yıldan az olan kişilere 1 doz depo
penisilin,
Sifilis öyküsü 1 yıldan uzun ise 2- 3 doz depo
penisilin,
Kongenital Sifilis de bebeğe 10 gün kristalize
penisilin tedavisi yeterlidir.
Penisiline alerjik kişilerde
Doksisiklin,
Ceftriakson,
Tetrasiklin,
Azitromisin tedavi amacıyla verilebilir.
Sifilis teşhis edilen kişilerin tedavileri tamamlanana dek
cinsel temastan kaçınmaları gerekir. Tüm cinsel partnerlerinin
testten geçirilmesi gerekir.
Sifilis den korunma:
Sifilis en sık cinsel temas ile bulaşır. Hastalığın büyük
kısmında hastanın görünür hiçbir lezyonu yoktur ve hastalığı
bulaştırır. Bu nedenle kimin hasta olduğunu anlamak güçtür.
Korunmasız, cinsel temasta bulunmamak,
Şüpheli cinsel temastan kaçınmak,
Çok eşli olmamak,
Şüpheli durumda kondom kullanmak,
Şüpheli her durumda doktora başvurmak gerekir.
Referanslar:
1. American Social Health Association
http://www.ashastd.org/
2. Centers for Disease Control and Prevention, National
Prevention Information Network
http://www.cdc.gov/
3. Canadian Health Network
http://www.canadian-health-network.ca/
4. Sex Information and Education Council of Canada
http://www.sieccan.org/
5. Centers for Disease Control and Prevention. Sexually
Transmitted Diseases Treatment Guidelines, 2010. MMWR
2010;59(No. RR-12):1-110.
6. Ferri. Ferris Clinical Advisor: Instant Diagnosis and
Treatment . 8th ed. Mosby, An Imprint of Elsevier; 2006
PNÖMONİ
Zatürre;
pnemoni;
Bronkopnemoni;
Toplumdan
kazanılmış
Akciğerin iltihabi hastalığına pnömoni yada zatürre denir. Alt
solunum yollarını tutan iltihabi hastalıktır. Küçük hava
yolları ( bronküs ) ve alveollerde iltihap olur, akciğerin
oksijen alışı ve karbondioksiti verişi zorlaşır, hasta nefes
alamaz, çok ciddi ve ölümcül bir hastalıktır.
Neden Zatüre Oluruz?
Akciğer iltihaplarının üç önemli sebebi vardır:
1. BAKTERİLER: bakteriler
iltihaplarıdır en sık:
tarafından
oluşan
akciğer
Streptococcus pneumonia,
Haemophilus influensa
Moraxella catharalis adlı bakteriler ile olur,
2. VİRÜSLER: sık görülür en sık grip virüsü ile olur,
3. ATİPİK PNEMONİ SEBEPLERİ: nadir görülen bakteriler ile olur
en sık:
Chlamidya,
Mycoplasma,
Legionella ile meydana gelir.
Bu üç önemli sebep dışında mantarlar da nadiren pnemoni nedeni
olabilir.
Pnemoniler nasıl geliştiğine bağlı olarak adlandırılır:
1- Toplumdan kazanılmış pnemoniler: okul, iş yeri, avm, otobüs
vb kalabalık alanlardan solunum yolu ile bulaşan mikroplara
bağlıdır.
2-
Nozokomiyal
pnemoniler:
hastane
ortamından
bulaşan
mikroplar ile ortaya çıkar. Hastane kökenli mikroplar çok
dirençli olduklarından bu pnemoniler çok tehlikelidir.
3- Aspirasyon pnemonisi: mide içeriğinin akciğere kaçması
sonucu ortaya çıkar, felçli hastalarda, şuur bulanıklığı
olanlarda yaşlı ve bebeklerde görülür.
Pnemoni kimlerde olur?
Aşağıdaki
faktörler
akciğer
enfeksiyonu
oluşma
şansını
arttırır:
65 yaş üstü,
Grip ve grip benzeri soğuk algınlıklarını takiben,
KOAH ( Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı ) var ise,
Kalp Yetmezliği var ise,
Felç ve benzeri problemlere bağlı yutma ve öksürme
refleksi bozuklukları var ise ( yemeklerin aspirasyonu
ve pnemoni gelişme şansı yüksektir)
İmmün sistem zayıf ise,
Beslenme bozukluğu var ise,
Hamilelik,
Bebek ve küçük çocuklar,
Aşırı alkol tüketimi,
Uyuşturucu kullanımı,
Sigara,
Uçucu ve korozif buharlara uzun süre maruz kalmak,
Aşırı tozlu ortamda çalışmak zatürre gelişme şansını
arttırır.
Pnemoni belirtileri nelerdir?
Hastanın şikayetleri pnemoni sebebine bağlı olarak farklılık
gösterir:
Zatüre
teşhisi:
Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları pnemoni teşhisine
yardımcı olur. Kesin teşhis laboratuar testleri ile konur.
Pnemoni düşünülen hastaya aşağıdaki testler yapılmalıdır:
Akciğer filmi,
Kan sayımı,
CRP,
Sedimantasyon,
Balgam kültürü,
Gerek olursa
Arter kan gazı,
Bronkoskopi,
Akciğer tomografisi de istenir.
Pnemoni tedavisi:
Pnemoni çok ciddi bir enfeksiyon hastalığıdır. Akciğer
enfeksiyonu hastanın genel durumunun hızla bozulmasına ve
hayatını kaybetmesine neden olabilir. Tedavi pnemoni nin
tipine, hastalığın şiddetine, hastanın genel durumuna ve diğer
faktörlere bağlı olarak değişir.
Genel olarak pnemonilerin tedavisinde antibiyotikler
kullanılır
ancak
viral
pnemonilerin
tedavisinde
antibiyotiklerin yeri yoktur. Hastaların tedavi sırasında bol
sıvı almaları, istirahat etmeleri, dengeli beslenmeleri
gerekir. Yüksek ateş için ateş düşürücü ilaçlar, şiddetli
öksürükler için öksürük kesici ilaçlar tedaviye eklenir.
Hastanın genel durumu müsaade etmiyor ise hastaneye
yatırılması gerekebilir.
Pnemoniden korunma:
Pnemoni ciddi ve hayati tehlikesi yüksek olan bir hastalıktır.
Bazı aşılar pnemoniden korunmamızda yardımcı olur.
Grip aşısı: hem grip hastalığından hemde gripten sonra
gelebilecek olan zatürreden korur. Özellikle riskli
hastaların her yıl grip aşısı olması şiddetle
önerilmektedir.
Pnemokok aşısı: pnemonilerin büyük kısmından sorumlu
olan mikrop S. Pneumonia dır. Bu mikroba karşı son
yılalrda geliştirilmiş olan aşılar pnemoniden
koruyucudur. Bu aşılar küçük yaşlardan itibaren güvenle
kullanılabilmektedir. Bebek ve küçük çocukalr ile 65 yaş
üstünde pnemokok hastalıkları ve zatürre riski çok
yükselmektedir.
PCV: çocuklar için Pnemokok aşısı,
PPSV: Erişkinler için Pnemokok aşısıdır.
Ayrıca pnemoniden korunmak için :
Sigaradan uzak durmak,
Sigara içilen alanlardan uzak durmak,
Sanitasyon ve temizlik kurallarına dikkat etmek, elleri
düzenli şekilde yıkamak,
Grip, soğuk algınlığı geçiren kişilerden uzak durmak,
Tozlu, kirli ve kimyasal buharı olan alanlardan uzak
durmak,
Dengeli beslenmek,
Diyabet var ise sıkı kontrol etmek,
Yeterince istirahat etmek,
Egzersiz yapmak zatürreden korunmak için önemli
adımlardır.
Pnemoni aşı ile korunulabilen bir hastalıktır
Referanslar:
1- American Academy of Family Physicians
http://www.familydoctor.org/
2- American Lung Association
http://www.lungusa.org/
3- The Canadian Lung Association
http://www.lung.ca/
4- Health Canada
http://www.hc-sc.gc.ca/
5- Blasi F, Aliberti S, Pappalettera M, Tarsia P. 100 years of
respiratory medicine: pneumonia. Respir Med. 2007 Mar 21;
[Epub ahead of print].
6- Braunwald E, Harrison TR, Fauci AS, et al. Harrisons
Principles of Internal Medicine. 17th ed. Columbus, OH:
McGraw-Hill; 2008.
7- Carpenter CC, Andreoli TE, Griggs RC. Cecil Essentials of
Medicine. Philadelphia, PA: Elsevier Science; 2003.
8- De Roux A, Marcos MA, Garcia E, Mensa J, Ewig S, Lode H,
Torres A. Viral community-Acquired pneumonia in non-
immunocompromised adults. Chest .2004;125(4):1343-1351.
9- Fleming CA, Balaguera HU, Craven DE. Risk factors for
nosocomial pneumonia. Focus on prophylaxis. Med Clin North Am.
2001;85:1545-1563. Review.
10- McCoy K. Pneumococcal vaccine. EBSCO Health Library
website.
Available
at:
http://www.ebscohost.com/thisTopic.php?marketID=15topicID=81.
Updated January 7, 2011. Accessed January 7, 2011.
11- Niederman MS. Recent advances in community-acquired
pneumonia
inpatient
and
outpatient.
Chest.
2007
April;4:1205-15.
12- Niederman MS. Review of treatment guidelines for
community-acquired pneumonia. Am J Med. 2004;117:Suppl
3A:51S-57S. Review.
13- 10/29/2009 DynaMed Systematic Literature Surveillance
DynaMeds Systematic Literature Surveillance: Hemila H,
Louhiala P. Vitamin C for preventing and treating pneumonia.
Cochrane Database Syst Rev. 2009;(3):CD005532.
14- 2/4/2011 DynaMeds Systematic Literature Surveillance
DynaMeds Systematic Literature Surveillance: Lassi Z, Haider
B, Bhutta Z. Zinc supplementation for the prevention of
pneumonia in children aged 2 months to 59 months. Cochrane
Database Syst Rev. 2010;(12):CD005978.
Bhutta ZA, Black RE, Brown KH, et al. Prevention of diarrhea
and pneumonia by zinc supplementation in children in
developing countries: pooled analysis of randomized controlled
trials. Zinc Investigators Collaborative Group. J Pediatr.
1999;135(6):689-697.
Bhandari N, Bahl R, Taneja S, et al. Effect of routine zinc
supplementation on pneumonia in children aged 6 months to 3
years: randomised controlled trial in an urban slum. BMJ.
2002;324(7350):1358.
Brooks WA, Santosham M, Naheed A, et al. Effect of weekly zinc
supplements on incidence of pneumonia and diarrhoea in
children younger than 2 years in an urban, low-income
population in Bangladesh: randomised controlled trial. Lancet.
2005;366(9490):999-1004
KLAMİDYA
Chlamidya;
Klamidya cinsel yolla bulaşan bakteriyel bir enfeksiyon
hastalığıdır. Erkeklerde ve kadınlarda kısırlığın en büyük
sebeplerindendir.
Hastalık:
Cinsel temasla bulaşır, ayrıca doğdum kanalından
geçerken anneden bebeğe bulaşabilir.
Klamidya sinsi bir enfeksiyon hastalığıdır. Birçok
hastada ağrı ve akıntıya pek neden olmadığından hasta
doktora gitmez.
Özellikle kadınlarda üreme organlarına zarar vererek
kısırlığa yol açar.
Teşhis etmek zordur.
Antibiyotikler ile tedavi edilir
Erken tanısı ve tedavisi önemlidir.
Klamidya nedir ?
Klamidya bir bakteridir insandan insana cinsel yolla bulaşır.
Özellikle kadınlarda kısırlığın en başta gelen sebeplerinden
biridir.
Klamidiya Belirtileri nelerdir?
Klamidya sinsi hastalık yapar. Hastalığı kapan kadınların
dörtte üçünde ve erkeklerin yarısında hiç şikayet olmaz.
Hastanın şikayetleri başladığında ise genellikle bakteri
vücuda hasar vermiştir.
Erkeklerde : klamidya bulaşan erkeklerin yarısında
şikayet olmaz. En çok görülen şikayetler:
Peniste akıntı,
Penis ucunda yanma,
İdrar yaparken yanma,
Penis ucunda kaşıntı,
Testislerde ağrı
görülebilir.
ve
şişme
şikayetleri
Kadınlarda : kadınların ancak dörtte birinde şikayet
olmaktadır. En çok görülen şikayetler:
Vajinal akıntı,
İdrar yaparken yanma,
Hastalık uterus ve tüplere ilerler ise
Alt karın ağrısı,
Bulantı,
Ateş,
Adet arası kanamalar,
Cinsel ilişki sırasında ağrı şikayetleri
görülür.
Klamidya nın kuluçka süresi ne kadardır ?
Hastalık bulaştıktan
başlayabilir .
1
ila
3
hafta
sonra
şikayetler
Klamidya nasıl teşhis edilir?
Hastalığın tespitinde iki laboratuvar testi kullanılmaktadır.
Birincisinde klamidyanın yerleştiği bölgeden alınan ( penis ve
cervix ) örneklerde bakteri araştırması yapılır. İkincisinde
ise erkeklerde idrar örneğinden nükleik asidi araştırılır. Her
iki test de doğru örnekleme yapıldığında büyük oranda doğru
sonuçlar verir.
Klamidya kimde görülür?
Birden fazla seksuel partneri olmak ,
Korunmasız cinsel temasta bulunmak,
Genç olmak ( Klamidya genç kızlarda ve genç kadınlarda
daha fazla enfeksiyon yapar ) enfeksiyon riskini
arttırır.
Klamidya tedavisi nasıldır?
Klamidya antibiyotiklerle kolayca tedavi edilebilen bir
enfeksiyon hastalığıdır. Enfeksiyonunun tedavisinde erken tanı
önemlidir. Tedavide eşin de aynı zamanda antibiyotik alması
gerekir yoksa yeniden bulaşır. Hastalık anatomik yapıyı
bozarak kısırlığa neden olur. Klamidyanın neden olduğı
kısırlık antibiyotik ile düzelmez.
Klamidya tehlikeli bir hastalık mıdır?
Tedavi edilmemiş yada teşhisi gecikmiş klamidya
organlarına zarar verir, kısırlığa neden olur.
üreme
Erkeklerde :
Üretrit,
Epididimit,
Epidididmo orşite (testis iltihabı) ve kısırlığa
neden olabilir.
Kadınlarda :
Cervisite,
Fallop tüplerinin iltihabına ve tıkanmasına,
Pelvik iltihabi hastalığa ( PID ),
Kronik pelvik ağrılara,
Kısırlığa,
Dış gebeliğe,
Hamile kadında ise erken doğuma ve
Doğumda
bebeğe
bulaşarak
yenidoğanda
enfeksiyonlara neden olur.
Doğumda bebeğe bulaşırsa :
Yenidoğanda göz iltihaplarına,
Solunum yolları enfeksiyonlarına ve zatüreye
neden olur.
Klamidya yagınmıdır?
Evet özellikle gençler arasında yaygın ve sık görülen bir
hastalıktır. Hastalık sinsi seyrettiği için birçok insan
hastalığı bilmeden bulaştırır. Klamidya genellikle üreme
çağında kısırlık araştırması sırasında fark edilmektedir.
Klamidyanın neden olduğu kısırlık antibiyotikler ile düzelmez.
Hastalığın tespitinde düzenli doktor kontrolü ve şikayet
olmasada vajinal kültürlerin rutin tekrarı çok önemlidir.
Klamidya nasıl önlenir
Genç kızlıktan itibaren düzenli doktor kontrolü ve
düzenli vajen kültürü erken tanıda önemlidir.
Vajinal akıntı, kaşıntı, idrarda yanma, ateş, bulantı,
karın ağrısı, cinsel ilişki sırasında ağrı var ise
mutlaka doktora gidilmelidir,
Erkeklerde Peniste akıntı, Penis ucunda yanma, İdrar
yaparken yanma, Penis ucunda kaşıntı, Testislerde ağrı
ve şişme şikayetleri var ise mutlaka doktora
gidilmelidir.
Tedavide eşin de tedavi görmesi gerekir.
Tedaviniz bitene dek kimseyle cinsel temasta
bulunulmamalıdır.
Tedavi için verilen ilaçların bitirilmesi gerekir.
Klamidya erkeklerde ve kadınlarda kısırlığın en büyük
sebeplerindendir ve erken teşhis kısırlıktan kurtarır.
KIZIL
Scarlatina;
Kızıl beta mikroplarının neden olduğu boğaz enfeksiyonu ve
döküntü ile seyreden bulaşıcı bir hastalıktır. Kızılın aşısı
yoktur. Hastalık çocuk çağda sık görülür.
Beta mikrobu nedir?
Halk arasında beta mikrobu olarak adlandırılan mikrop Grup A
Streptokok bakterisidir. Bu bakteri ile meydana gelen
hastalıklar vücudun diğer bölümlerine de zarar verdiği için
tehlikelidir.
Kızıl antibiyotiklerin bulunmasından önce çok ciddi yan
etkileri olan tehlikeli bir hastalıktı. Hastalığa sebep olan
grup A bakterileri boğaz iltihabı, ateş ve deride kızarıklığa
sebep olur.
Hastalık okul, yuva, oyun gurubu gibi kalabalık ve çocukların
iç içe olduğu ortamlarda çocuktan çocuğa bulaşarak yayılır.
Kızıl belirtileri nelerdir?
Hastalık mikropların bulaşmasından bir iki gün sonra başlar (
kuluçka süresi çok kısadır 1 – 2 gün).
Ateş,
Boğaz ağrısı,
Ciltte döküntü,
Döküntü ense ve göğüste başlar,
Daha sonra vücuda yayılır,
Ciltte zımpara kağıdı görünümü vardır,
Döküntü kıvrım yerlerinde daha yoğun görülür,
özellikle kasıklarda
1 hafta sonra solmaya başlar,
Döküntü geçerken parmak uçlarında kasıklarda ve avuç
içlerinde, ayak tabanlarında soyulma başlar,
Karın ağrısı, özellikle küçük çocuklarda sık görülür
Titreme,
Halsizlik, huzursuzluk,
Başağrısı,
Kas ağrıları,
Şişmiş çilek görünümünde dil,
Bulantı, kusma.
Kızıl hastalığının yan etkileri var mıdır?
Kızıl komplikasyonları çok tehlikelidir. Hastalık geçtikten
sonra romatizmal ateş, glomerulo nefrit gelişebilir. Zamanında
tedavi başlanan hastalarda kızıl komplikasyonları çok az
görülür, bu nedenle kızılın zamanında teşhis edilip tedavi
başlanması gerekir. Kızıl tedavisinde antibiyotikler
kullanılır.
Kızıl teşhisi nasıl konur?
Kızıl hastalığı teşhisi laboratuvar testleri ile konur. Boğaz
kültürü ve hızlı tanı testleri ile beta mikrobu
araştırılmalıdır. Boğaz kültür sonucu 2 günden önce çıkmaz bu
nedenle kültür sonucu beklenirken hızlı tanı testleri
bakılabilir. Boğazda hızlı antijen testleri bir saat içinde
cevap alınan testlerdir. Ancak hiçbir zaman boğaz kültürünün
yerini tutmazlar.
Kızıl hastalığının tedavisi:
Kızıl tedavisinde antibiyotikler kullanılır. Antibiyotiklerin
hastalık başladıktan sonra en geç 5 gün içinde kullanılması
gereklidir. Kızıl tehlikeli bir hastalıktır ve birçok
komplikasyona ( yan etkiye ) neden olabilir. Romatizmal ateş,
kalp ve böbrek hastalıkları kızıla bağlı en tehlikeli ve
ölümcül yan etkilerdir. Uygun antibiyotik tedavisi ile kızıl
şikayetleri birkaç günde kaybolur fakat döküntünün tamamen
geçmesi 2- 3 haftayı bulur.
Kızlı hastalığının yan etkileri:
Kızıl tehlikeli bir hastalıktır. Kızıl birçok organı etkiler
ve hastalıktan sonra birçok organ hasarı ortaya çıkabilir
bunlar içinde en tehlikeli olanlar :
Romatizmal ateş; kızıl geçtikten günler sonra ortaya
çıkar, kalp, böbrek, eklemler ve beyin iltihabı görülür,
antibiyotikle geçmez.
Kemik eklem iltihapları, ( osteomyelit, artrit)
Orta kulak iltihabı,
Lenf bezi iltihapları ve apsesi ( lenfadenit ) ,
Böbrek harabiyeti: glomerulonefrit,
Karaciğer harabiyeti: hepatit,
Menenjit,
Pnemoni, Zatüre
Sinüzit dir.
Uygun şekilde tedavi edilen kızıl hastalarında komplikasyon
gelişme şansı çok azdır. Kızıldan şüphe edilen her durumda
mutlaka doktora danışınız.
Referanslar:
1. Yang SG, Dong HJ, Li FR, Xie SY, Cao HC, Xia SC. Report and
analysis of a scarlet fever outbreak among adults through
food-borne transmission in China. J Infect. Nov
2007;55(5):419-24. [Medline].
2. [Guideline] Finnish Medical Society Duodecim. Sore throat
and tonsillitis. EBM Guidelines. Evidence-Based Medicine. Feb
2 2007;Helsinki, Finland: Wiley Interscience. John Wiley &
Sons:[Full Text].
3. Gidaris D, Zafeiriou D, Mavridis P, Gombakis N. Scarlet
Fever and hepatitis: a case report. Hippokratia. Jul
2008;12(3):186-7. [Medline].
4. Chiesa C, Pacifico L, Nanni F, Orefici G. Recurrent attacks
of scarlet fever. Arch Pediatr Adolesc Med. Jun
1994;148(6):656-60.
Download