M. Meclisi B : 42 Muhterem arkadaşlar, bu tasarı için söyleye­ ceğim söz sadece tebrik ve takdirdir. Son söz olarak gene söyleyeceklerim bunlar olacaktı Balkana ve ilgililere başarı diler, tebrik ederim. BAŞKAN — Sayın özdenoğlu, buyurunuz efendim. ŞÎNASÎ ÖZDENOĞLU (Ankara) — Sayın Başkan, sayın arkadaşlarım; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu deği­ şikliğini görüşen Yüce Mecliste, bu derece öııemjli bir tasarı görüşülürken çok daha büyük bir ilginin, bulunmasını gönülden temenni eder­ dim. Çünkü, görüşülmekte olan tasarı, 36 .milyo­ nun derdine, sorunlarına ve çilesine ilişkin bir tasarıdır. Ve çünkü görüşülmekte olan tasarı; dava açmayı bile vatandaşa çile haline getiren bıktırıcı usullere son verme çabasını müjdeleyen güzel bir başlangıçtır. Yıllarca, -bir sayın arkadaşımın da ifade buyurduğu gi­ bi -, kürsülerden, komisyonlardan; her vesile ile vatandaşın, hak sahiplerinin mahkenne kapı­ larımda inlemesini ortadan kaldırmanın savaşı verilir, çok cazibeli sözler söylenir, demeçler verilir, ama bu derecede önemli bir tasarı gö­ rüşülürken de ne yazıktır ki, yeterince illgii gös­ terilmez. Sayın arkadaşlarım, önce tasarının buraya gelmesinde emeği olan bütün arkadaşlarımıza, bütün görevlilere candan teşekkürü görev bili­ yorum. ve ayrıca tasarının bir güzel yönünü de burada anmayı bir vicdan borcu biliyorum, çünkü, bir değişik istikamette güzel Türkçemdzi değerlendiren bir tasarı ile karşı karşıya bu­ lunuyoruz. Hukuk dilimizde, hukuk literatürün­ de artık yerleşmiş ollan, fakat dilimizle ilgisi bulunmayan kelimeleri hukuk edebiyatından sö­ küp atacak olan bir güzel geleneği de bu de­ yimlerin arı Türkçelerini, geçerli Türkçelerini, güzel Türkçelerini bu metne almak suretiyle çok güzel bir geleneği tescil etmiş ve başlat­ mış oluyor. Değerli arkadaşlarım; şüphesiz tasarı gönlümüzce bir sınır ve kapsam içerisinde değil. Gö­ nül arzu ederdi ki hukuk yargılama sistemimiz baştan aşağıya değişsin. Çünkü hukuk yargıla­ ma sistemimiz ç/ok eski bir sistemdir, zaman yürümüştür, olaylar, sosyal hayat gelişmiştir ve her şey çabukluk istemektedir. Bu tasarı bile 24 . 1 . 1973 O : 1 hak sahiplerinin mahkeme kapılarında hakla­ rını en kısa süre içerisinde, en sıhhatli biçim­ de elde etmelerini sağlayacak nitelikte değil­ dir. Gerçekten sulh mahkemelerimin yetki alan­ ları genişletilmiştir. Kolaylıklar getiriltmiş/tir, arkadaşlarım temas buyurdular. Fakat meselâ; bir hukuk profesörünün, bir hukuk bilgininin bile göremeyecekleri, ancak hâkimler ve avu­ katlar gibi hukuk uygulayıcılarının ancak gö­ rüp ıstırabını çektikleri birtakım konular var­ dır ki; bu hukukun nüansıdır. Bunu bizler bi­ liriz, bunun çilesini çekmiş olanlar bilir, yaşa­ yanlar bilir. Çok arzu ederdim ki bu ihtiyaçla­ rı da karşılayacak nitelikte bâzı ekler yapılsın ve tasarı bâzı yenilikler getirsin. Bunu göre­ memekten dolayı da üzüntümü belirtmek iste­ rim. Kısaca; vaktin darlığı nedeniyle nesnel ola­ rak bir kaç örnek ortaya koyacağım. Değerli arkadaşlarım örneğin bir «karar dü­ zeltilmesi» yolu vardır... Biliriz ki hukuk davalarında kararın dü­ zeltilmesi temyiz mahkemesinde hukuk dairele­ ri nezdinde yapılan bir müracaattır, bir hak . arama yoludur. Şimdi bir hukuk dairesine git­ mişiniz istemimize aykırı karar verilmiş, ka­ rarın düzeltilmesi istemini de o hukuk dairesi­ ne götüreceksiniz prensip olarak. Sayın arkadaşlarım, yıllar yılı yapılan uy­ gulamada bunun adaleti tam anlamı ile yansı­ tan, vatandaş vicdanını tam anlamı ile tatmin eden bir yol olmadığı ortaya çıkmıştır. Gerek komisyon üyesi arkadaşlarım, gerek Sayın Ba­ kan herhalde teslim ederler: bugün herhangi bir dairenin, vermiş olduğu kendi kararma karşı yapılan bir itirazı, âdeta bir direnme, bir hukukî izzeti nefis mücadelesi yaparak ısrar etmekte olduğu hepimizin tespit ettiği bir ger­ çek. Böylece tashihi karar müessesesi etkili ol­ maktan çıkan bir yol oluyor, aynı daire nezdin­ de kararın düzeltilmesine gitmek, âdeta bir for­ maliteyi yerine getirmekten öte bir anlam ta­ şımıyor arkadaşlarım. Maksat adaleti tecelli et­ tirmek olduğuna göre ne olurdu tashihi karar gibi bir hakkının son yolunun daha geniş bir kadro eliyle incelenm'esi gibi bir proses getiril­ miş olsa idi. 4 ncü Hukuk Dairesi bir karar veriyor, niçin Hukuk Genel Kuruluna götürül-