C. Senatosu B : 36 özellikleri bulunduğu için klasik bir bütçe konuşma­ sı yapmaktan ayrılarak, birkaç nokta üzerinde derin­ lemesine fikirlerimi arz etmek istiyorum. Neden bu bütçenin özelliği vardır? Bu bütçeyi getiren Hükümet, Hükümet olduğunun onuncu gü­ nünde falan bütçeyi yasama meclislerine getirme du­ rumunda kalmıştır. Bu sebeple bu bütçe bundan ön­ ceki Hükümetle bu Hükümetin âdeta müştereken hazırladıkları bir bütçe niteliğindedir. Bu, bütçenin birinci özelliğidir. Bu Bütçe Komisyonda incelenirken, Hükümet çok büyük mali bir operasyon yapmıştır. Bu da, bu büt­ çenin ikinci niteliğidir. Çünkü, önümüzde tetkikte bulunan bütçenin ne gelir tahminleri, ne de gider tahminleri bugün bütçede gördüğümüz şekli ile ger­ çekleşmeyecektir. Neden? Bu bütçe hazırlanırken mevcut elemanlar tamamen değişmiş bulunmaktadır. Bu sebeple, bu bütçede, komisyonda tesis edilen matematik denge gerçekten var mıdır, yok mudur diye münakaşa edilmez. Çünkü, bütün Devlet gelir­ lerinin şekli bu devalüasyon sonunda, bilhassa itha­ lâttan alınan Devlet gelirleri tamamen miktarları de­ ğişik şekilde yıl sonunda gerçekleşecektir. Bu ope­ rasyonun akisleri Devlet Bütçesinin masrafları üze­ rinde de görülecektir ve bu sebeple masraflar da bütçede limitleri çizilen seviyelerin üzerinde gerçek­ leşecektir. Ancak:, bu limitleri azami ölçüde tutar­ sanız hizmetlerde tasarruf sağlanabilir. Bu sebep­ le bu bütçenin Yasama Meclislerinde görüşülmesin­ den çok, uygulanmasında çok dikkatli davranılması lâzım gelen bir niteliği vardır. Ümit ediyoruz ki, ge­ rek Maliye Bakanlığı, gerekse Sayın Bakan, gerekse Hükümet üyeleri bu dönemde yaptıkları mali operas­ yonun hedefine dönük olarak bu bütçenin harcan­ masında toplam talebi artıracak, tasarruflardan bü­ yük bir titizlikle kaçınma durumunda olacaklardır ve önümüzdeki yılda arz talep dengesinin tesisinde, ki bu çok müşkül bir şeydir, geçtiğimiz yılda % 81 oranında fiyatları artan bir zemin üzerinde bu ope­ rasyon yapılmıştır, işte bu % 81 fiyat artış hızına bir set vurabilmek için arz - talep dengesinde gerek büt­ çede, gerekse katma bütçelerde ve gerekse Kamu İk­ tisadi Devlet Teşekkülleri harcamalarında dengeyi temin edecek bütün tasarrufları yaparak, ille de arz - talep dengesine hizmet edecek şekilde bu büt­ çeyi uygulamak uygulanırsa, yapılan mali operasyo­ na bu bütçenin herhangi bir katkısı olmaz, üstelik menfi tesirleri olur. İkinci mühim nokta; bu bütçeden sonra gerçek­ leşecek mali operasyonun bazı unsurları vardır. Bu 11 . 2 . 1980 O : 2 unsurlar da Hükümetin vaat ettiği vergi kanunları tasarısının gelmesidir. Yıl içerisinde uygulanacak ver­ gi kanunları niteliklerine göre bir kısmı gelir azal­ tıcı, bir kısmı da gelir artırıcı mahiyette olacaktır, Bu sebeple bu Bütçe Kanununun uygulanmasını, eğer bu destekleyici vergi kanunları gelmezse, arz - talep dengesini tesis etme yolundaki hedefine ulaştırmak im'kânı yoktur. Öyle tahmin edilir ki, gelecek gelir kanunu tasa­ rıları Hükümetin Programında vaat ettiği, en az ge­ çim indirimini asgari ücret seviyesine yükseltmekten dolayı bütçe gelirlerinde, yani Gelir Vergisi tahsi­ latında, husule gelecek, aşağı yukarı Bakanlıkta 90 - 100 milyar lira arasında bir hesaba bağlanan bu kaybı telâfi edecek kaynakları da yanında getire­ cektir.' Aksi takdirde dengelenmiş bir bütçenin üze­ rinde yeniden 90 milyar lira diye kabul etsek bile, böyle bir gelir azaltıcı operasyonu yapmak Hüküme­ tin ilân ettiği ekonomik politikaya ters düşer. Bu sebeple hiç değilse en az geçim indirimi had­ lerinin asgari ücret seviyesine yükseltilmesinden do­ layı Devlet gelirlerinde meydana gelecek azalmayı temin edecek hükümlerin gelmesi zaruridir 1980 yı­ lının kamu sektörü arz - talep dengesini Hükümetin hedeflediği istikrara dönüşüm programının bir par­ çası haline getirebilmek için. İşte, 1980 Bütçesinin başlıca özellikleri bunlar­ dır. Bu özelliklere riayet edilmezse Hükümetin prog­ ramladığı istikrara dönüş, yani Türkiye'deki fiyat artışları, enflasyon hızının artarak devam etmesine karşı alınan tedbirler tamamen geçersiz hale gelir ve bu geçersizlik dolayısıyla de ıstırabını duyduğu­ muz enflasyon menfi etkilerini toplumumuz üzerin­ de sürdürmekte devam eder. Şimdi, gere'k kamuoyunu, gerekse Türk siyaset­ çilerini en çok meşgul eden Hükümetin aldığı son ekonomik «Önlemler Paketi» denen veyahut da bi­ zim «Para operasyonu ve ekonomik önlemler» dedi­ ğimiz tedbirlerin zaruret ve faydası var mıydı, yok muydu, niçin alındı? Bu konudaki görüşlerimizi arz edeyim. Sayın senatörler; Hemen hemen dünyada hiçbir ülke yoktur ki, fiyat artış hızı 1978*de % 60 civarında, müteakip yılda da % 80 civarında fiyat artışları cereyan et­ sin, o ülkeyi yönetenler, Hükümetler buna karşı duyarsız kalsın. Bu, imkânsız bir şeydir ve bu du­ yarlığı yalnız Hükümet değil, Hükümetin arkasında­ ki Yasama Meclisleri de aynı sorumluluk duygusuy- — 356 —