T. B. M. M. B: 5 vicdanlı serbest rekabet piyasası diye bir şey duymadım; hiç kimsenin duyduğunu da zannetmiyorum; 'böyle bir kavram yoktur. (DYP sıralarından alkışlar; ANAP sıralarından «Öğrenirsin» sesleri) Kaldı iki, vicdan, bu uygulanan modelin neresindedir? Arkadaşlar, şimdi fevkalade önemli bir noktaya geliyorum; sizleri kimin yö­ nettiklerini falan çok iyi biliniz. (ANAP sıralarından gürültüler) IBAŞKAN — Sayın Ertüzün, çok has­ sassınız, aşağıdan yapılan konuşmalara j cevap vermeyiniz; devam ediniz efendim. TEVB1K ERTÜZÜN (Devamla) — Şimdi 'bu çelişkileri bitiriyorum; ileride anlatacağım, daha devamı var. Yine 1983'te ,lbu bahsettiğim broşür­ lerde, «(Maliyet enflasyonu diye bir şey yoktur; enflasyon vardır» dendikten son­ ra, hemen aynı paragrafın altında, «Kre­ di yerine kendi paralarını kullanmalıdır­ lar; o zaman maliyet enflasyonu kalmaz» denmektedir ve bunlar Sayın özal'ın ifa­ deleridir. Çok 'şükür, maliyet enflasyonu anla­ tan 'bir hayli ekonomi kitabı var Tür­ kiye'de. Sayın Başbakan dün SOP Gru­ buna bazı tavsiyelerde bulundu, ben de Sayın Başbakana bu kitapları okumasını tavsiye ediyorum. (DYP sıralarından «ıBravo» sesleri, alkışlar) Değerli milletvekilleri, Sayın özal'ın bu tür çelişkileri bitmek tükenmek bil­ memektedir. tşte, 'kamuoyunda «özal'ın sürprizleri» denilen hadiseler .aslında ken­ disinin, en azından, tutarsız ve çelişkili mantık yapısından kaynaklanmaktadır; yoksa, bunlar sürpriz falan değildir. (ANAP sıralarından gürültüler) Bu Anavatan iktidarına sadece şu kadarını söylemek isterim ki, her şeyden önce, artık lütfen, neleri, nasıl, ne zaman 29 . 12 . 1987 0: 1 yapacağınıza oturun bir karar verin ve ge­ rekirse planlamaya dönün. Yoksa, bu çelişkilerin faturasını siz, biz, hepimiz ve millet ödeyecektir. Bugünden yarına nasıl değişeceği bel­ li olmayan bir ekonomik yaklaşımdan, sağlıklı ve tutarlı bir bütçenin çıkmasını beklemiyoruz. Nitekim, son yıllarda ya­ pılan bütün bütçelerin, istikrarı sağla­ yamadığı da bunun açık delilidir. BAŞKAN — Sayın Ertüzün, toparla­ yınız efendim. TEVFİİK ERTÜZÜN (Devamla) — Toparlıyorum efendim. Değerli arkadaşlar, sayın milletvekil­ leri, burada bir de şu alışkanlık var : Ekonominin bütün temel göstergeleri malesef çarpıtılıyor. Eğer, Sayın Özal ve sayın hükümet, bu tavrından vazgeçmez­ se, bu çatı altında anlaşmamız mümkün olmaz. Medenî ilişkilerin temel şartı, se­ viyeli ve gerçekçi olmaktır. IBu temel göstergeler üzerinde, zaman müsait olmadığı için şimdi konuşmayaca­ ğım; ancak, bir gösterge üzerinde hassa­ siyetle durmak istiyorum, bu bakımdan birkaç dakikanızı rica edeceğim. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, bir ekonominin temel göstergesi, bir yıl içinde yapılan tasarrufların gayri safi millî hâsılaya oranıdır ve bunun yanın­ da verimlilik oranıdır; çünkü, büyümeyi 'belirleyen budur. iŞimdi bakınız, Türkiye'de, 1981'de -daha öncekiler daha yüksek- yüzde 18 olan tasarruf oranı, 1983 yılında yüzde 15'lere kadar düşmüş; 1986 yılında da yüzde 18 seviyesine gelememiştir. Değerli milletvekilleri, şimdi dikkat buyurunuz, fert başına gelirin 200 dolar civarında olduğu 'Hindistan'da dahi, iç tasarrufların millî gelire oranı yüzde 20, bizimkisi ise yüzde 18MİT. İç tasarruf 232 —