ANKİLOZAN SPONDİLİT UZM.FZT. NAZMİ ŞEKERCİ ROMATOİD SPONDİLİT MARİE-STRUMPELL HASTALIĞI Vertebral kolonun kronik, iltihabi bir hastalığı olup, ilk bulguları çoğunlukla bilateral olmak üzere, sakroilyak eklemlerden başlayan ve asendens bir gidiş izleyerek servikal bölgeye doğru uzanan romatizmal bir hastalıktır . ÖNCELİKLE VERTEBRAL EKLEMLERİN SYNOVİASINI DAHA SONRA LATERAL LİGAMENTLERİNİ TUTARAK İLERLER. Akut dönemden sonra vertebral eklemlerde ve lateral ligamentlerde ossifikasyonlar oluşur ve ileri dönemde vertebral kolon radyolojik olarak bambu kamışı görünümünü alır. Vertebral kolonun dışında periferik eklemlerden en çok kalça ve omuz eklemlerini tutar. Zaman içerisinde vertebral kolonun tutulumuyla ortaya çıkan postüral bozukluk kalça ve diz eklemlerinin dışındaki eklemlerde de sekonder olarak kontraktürlere ya da deformitelere yol açabilir. Hastalığın etyolojisi hala tam olarak belli değildir. Genetiğin, iklim koşullarının, emosyonel ya da fiziksel travmaların ve yorgunluğun hastalığın etyolojisi üzerindeki etkisi fazla değildir. En önemli faktör HLA-B27 antijeninin kanda pozitif olmasıdır. Ankilozan spondilitli hastaların %90’ından fazlasında HLA-B27 doku antijeninin pozitif olması; bu antijene sahip bireylerin AS olma olasılığının yüksek olduğu ve hatta bu antijenin hastalığın etken patojeni olduğu görüşünü doğrulamaktadır. Ancak nadir de olsa bu antijenin yüksek olduğu kişilerde AS görülmeme olasılığı da vardır. Ülkelere göre dağılımında belirli bir özellik yoktur. Ama kesin bir bilgi olmamakla beraber nemli ve sıcak iklimlerde daha çok görüldüğü söylenmektedir. Erkeklerde kadınlara oranla 1/5 daha fazla görülür. Özellikle genç erişkin erkeklerde görülme olasılığı çok yüksektir. (15-30 yaşlar arası başlama yaşıdır ) 45 yaşından sonra görülme ihtimali çok çok azalır. Hastalığın seyri bazen yavaş, bazen çok hızlı ve şiddetli, bazen de intermittan olabilir. Örneğin sadece sakro-ilyak eklem tutulumu olur ya da lumbal bölgeyi de içine alır. Burada kalabilir ya da servikale de sıçrar v.b.Tutulum daima bilateraldir. Ankilozan spondilitte columna vertebralisin öne doğru fleksiyonu ve vertebra posteriorunun füzyonu. Hastalığın ilk belirti ve bulguları başlangıçta “low back pain” ve disk patolojileriyle çok karıştırılır ve malesef bu nedenle de erken dönemde teşhis atlanır. Hastalar bel ağrılarından ve sabahları olan sertliklerden yakınırlar. Bazen kalçalara ve bacağa yayılan siyatalji tarzında ağrılar olur. Zamanla hastalığın ilerlemesi ile lumbal lordoz düzleşir, vertebral kolonun yukarı kısımlarının etkilenmesiyle torakal kifoz, kosto-vertebral eklem tutulumuyla çökük göğüs oluşur torakal compliance(hareketlilik) kaybolur, servikal bölgenin tutulumuyla servikal lordoz düzleşir ve nihayetinde vertebral kolon rijit bir C şeklini alır. Vertebral kolonun şeklinden dolayı baş anteriora tilt yapar(görüş alanı azalır), omuzlar protraksiyona gelir ve vücutta genel bir fleksiyon postürü hakim olur.Rijit vertebral kolona karşı kompansatuar bir mekanizma olarak hasta kalça ve dizlerini fleksiyona getirir. Bu da zamanla kalça ve diz eklemlerinde fleksiyon kontraktürlerinin oluşmasına ve ileri dönemde deformitelerin görülmesine yol açar. Hasta tekerlekli sandalye ya da yatağa bağımlı hale gelebilir. Torakal bölgenin tutulumu solunum fonksiyonlarının limitlenmesine ve hastalarda ciddi akciğer yetmezliklerine ya da pnömoni gibi hastalıklara neden olabilir. AS’li hastaların çoğu hastalık nedeniyle değil, hastalığın yol açtığı akciğer problemleri nedeniyle kaybedilir. Pulmoner fonksiyonları %50’den fazla azalmış kişilerde solunum desteği(fizyoterapi) veya mekanik ventilatör gerekir. ANKİOZAN SPONDİLİTTE FİZYOTERAPİ PRENSİPLERİ 1) Vertebral kolonun hareketliliğini sağlamak ve korumak, 2) Torakal kafesin hareketliliğini sağlayıp korumak ve pulmoner fonksiyonları geliştirmek, 3) Düzgün postürü korumak veya sağlamak. TEDAVİ AS’nin akut dönem tedavi programında, RA’de olduğu gibi hastanın immobilizasyonu önem taşır(vertebral kolonda). Ancak AS’deki tutulum romatoid artritteki gibi bütün sistemleri ilgilendirmediğinden ve genel ateş olmadığından buradaki immobilizasyon RA’daki kadar rijit değildir. AS’li hastaların günde en az 10 saat yatak istirahati yapması gerekir. Bunun için yatağın sert ve vertebral kolonun normal fizyolojik eğrilerini destekler nitelikte olması şarttır. Başın fleksiyona gidişini engellemek için baş yada boyun altına ince bir yastık konmalıdır.. Hasta yan yattığında baş yastığı başın laterale gidişini engellemeli ve nötral pozisyonu korumalıdır. Yatak istirahatinin haricinde; hastalara yorulmamaları, nemli ortamlarda bulunmamaları, soğuktan ve rüzgârdan uzak durmaları, proteinden zengin bir diyetle beslenmeleri ve bol sıvı gıdalar ile vitamin almaları önerilir FİZİK TEDAVİ Sıcak uygulama olarak yüzeyel nemli sıcaklık ajanları kullanılabilir. Ama uygulama yaparken akut alevlenme döneminin hafiflemiş olmasına ve sıcaklık derecesinin düşük olmasına dikkat edilmelidir.. Uygulama direkt olarak vertebral kolona yapılmamalı, paravertebral olarak uygulanmalıdır. Soğuk uygulama pek tercih edilmemekle beraber kullanıldığı taktirde genel değil, lokal olarak kullanılmalı ve sakro-ilyak eklemler üzerine yada vertebral kolona uygulanmalıdır Spraine uğramış paravertebral kasları gevşetmek için masaj uygulaması faydalı olabilir. Ancak hastanın pozisyonlanması sırasında lumbal lordozu korumak için bel altına yastık konulmalıdır. Elektroterapi modalitelerinden yüzeyel etkili olanlar seçilmelidir.(TENS, EF akım çeşitlerinden 0100/90-100, Diadinamik akım çeşitlerinden ise DF,LP kullanılır.) Subakut ve Kronik Dönem Subakut dönemde de akut dönemde olduğu gibi torakal bölge, vertebral kolon, servikal bölge ve lumbal bölgenin hareketlerini arttırıcı, postürü koruyucu ve düzeltici egzersizlere devam edilmeli, ancak egzersizlerin şiddeti ve türü daha ileri düzeyde olmalıdır. Bunların yanında yine yüzeyel sıcaklık ajanları, hidroterapi, masaj, mobilizasyon ve çok kontrollü manuel traksiyondan da faydalanılabilir. Kronik dönemde artık derin ısı ajanlarına geçilmelidir. Örneğin; tüm vertebral kolunu içine alacak şekilde yapılan kablo sarım tatbikatı ile KDD, D tipi elektrotla mikrodalga diatermi ve baker ile IR uygulanabilir.