Başkan Vekili Sadık YAKUT KÂTİP ÜYELER

advertisement
TBMM
B: 87
11.4.2007
0:4
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.13
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 87'nci Birleşimi'nin Dör­
düncü Oturumunu açıyorum.
1319 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükümet yerinde.
Şimdi, tasarının tümü üzerinde şahsı adına söz isteyen Alim Tunç, Uşak Milletvekili.
Buyurun Sayın Tunç. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ALİM TUNÇ (Uşak) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 1319 sayılı kanun hakkında şahsım
adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bundan önceki konuşmacıların da belirttiği gibi, bu kanun gerçekten ülke­
mizde millî bir meselenin hallini sağlamış olacak. Yıllardır ülkemizde kan ve kan ürünleriyle ilgili
hastalar, hastaneler, hekimler, sağlık personeli, hasta yakınları sürekli sorunları çözmek için gayret
sarf etmiş, ama, belirli bir düzenleme, belirli bir tertip olmadığı için de gerçekten hasta yakınları,
hastalar ve hekimler zor durumlara düşmüştür.
Ben yaklaşık dört yıl Kızılay kan merkezinde çalıştım ve o zamanlarda gördüğüm manzara
şuydu: Bir vatandaş elinde bir kan tüpüyle ve bir reçeteyle kan istasyonlarına, kan merkezlerine ge­
lir ve ilgili kan grubuyla ilgili kan arardı ve bulduğu takdirde, tabii ki, şanslıydı ve o tüple gelinen
kan yolda kırılırsa ya da kaybedilirse, tekrar hastadan kan almaya gidilir, tekrar gelinir ve belki
"cross"u tutmaz, tekrar başka kanlara yönelmeye veya başka istasyonlara gitme zorunluluğu... Bun­
ları hallettikten sonra "bunlar tutuyor ama, bir kişi getireceksiniz kan verdireceksiniz" derlerdi, çün­
kü kana kan çalışması vardı ve bir insanın hastalıklı olup olmaması önemli değildi. Herhangi bir ta­
şıyıcılığı var mı yok mu önemli değildi, kan vermeye zorlanıyordu insanlar ve böyle bir durumdan
şimdi, Sayın Sağlık Bakanlığımızın ve Kızılay Derneğinin gerçekten büyük gayretleriyle çok şey­
lerin değiştiğini geçenlerde Eskişehir Kan Merkezine gittiğimizde gördüm. Yine, Ankara'daki Kan
Merkezimize gittiğimizde gördüm. Artık, hasta yakınları, hastalar, kan aramaya, kan bulmaya, mer­
kezlere gidip oralarda yerine kan vermeye gitmiyorlar. Her şey elektronik ortamda. Hangi hastane­
de, hangi kan gruplarının olduğu artık bir merkezden görülebiliyor. Vatandaş istediği zaman, hasta­
nede, kan ihtiyacı olan vatandaşa, hastaya artık, hastane kanı vermiyor. Bütün tetkiklerini yapmış,
"cross"unu yapmış ve hazır vaziyette ilgili kanı -A grubu, B grubu ya da ilgili grupla ilgili kanı- has­
tane yönetimi, hekimler hazır bir vaziyette bulabiliyorlar.
İşte bu anlayış nasıl kazanıldı değerli arkadaşlar? Bu anlayış, sağlığın tek çatı altında toplan­
masıyla başladı, çünkü, şu anda çıkaracağımız kanunla birlikte Sağlık Bakanlığı, kan istasyonları­
nı, kan merkezlerini denetleyen, bütün özel ya da kamu kurumları tarafından açılabilecek kan mer­
kezlerini denetleyen bir organ hâline gelecek.
Değerli arkadaşlar, işte böylelikle vatandaşımıza modern, çağdaş ve hak ettiği şekilde bir hiz­
met sunumu gerçekleşecek.
Değerli arkadaşlar, yine bu Eskişehir ve Ankara kan merkezlerinde, -bunların içinde Kayseri de
var- dört tane kan merkezimizde, son, modern bir şekilde, birbirindeki stokları görebilecek şekilde,
bilgisayar donanımlı ve bütün -biraz önceki konuşmacı da bahsetti- sadece tam kan olarak değil, plaz­
ması, eritrosit süspansiyonu, trombosit süspansiyonu ve tam kan olarak bütün depolarda, ilgili birim­
lerin ne kadar olduğunu, ne kadar stoklarının olduğunu ve en yakın, biten yerlere nasıl ulaşılabileceğiyle ilgili gerekli düzenlemeler yapılmış ve böylelikle de modern, çağdaş bir sistem kurulmuş oldu.
-254-
Download