İman ve İslamın Tezahürü Faydasız Şeylerden Uzak Durmak (Cuma

advertisement
İLİ
: BİNGÖL
TARİH : 20/10/2017
ِ‫بِس ِم ه‬
‫اَّلل ال هر ْْحَ ِن ال هرِح ِيم‬
ْ
ُ ‫ا ْد‬
‫سنَ ِة َو َجاد ِْل ُه ْم‬
َ ‫س ِبي ِل َر ِبكَ ِب ْال ِح ْك َم ِة َو ْال َموْ ِع َظ ِة ْال َح‬
َ ‫ع ِإ َلى‬
َ ‫س ُن ِإ َّن َربَّكَ ُه َو أ َ ْعلَ ُم ِب َم ْن‬
‫س ِبي ِل ِه َو ُه َو‬
َ ‫ض َّل ع َْن‬
َ ‫ِبالَّتِي ِه َي أ َ ْح‬
َ‫أ َ ْعلَ ُم ِب ْال ُم ْهت َ ِدين‬
‫صدََقَة‬
َ ُ‫ ال َك ِلمةُ الطيِبَة‬: ‫قال رسول هللا صلى هللا عليه و سلم‬
SÖZ SÖYLEME AHLAKI
Muhterem Müslümanlar!
İnsanı kainattaki diğer tüm canlılardan ayıran en
önemli özelliği, onun düşündüklerini söze dönüştürüp
muhatabına anlatabilmesidir. Nitekim Allah Kur’an’da:
“Ona beyanı yani düşünüp ifade etmeyi öğretti”. 1
buyurarak, konuşabilmenin ne kadar büyük bir nimet
olduğunu belirtmiştir. Ancak her şeye bir sınır koyan İslam
dini, konuşmanın da bir ahlakının olduğunu bize
bildirmektedir. Biz bunu Hucurat suresinde görmekteyiz.
Zira Hz. Peygamber döneminde yaşayan ben-i Temim
isimli bedevi kabilesi, Hz. Peygamber ile tanışmak için
Medine’ye geldiklerinde, Hz. Peygamber kaylûle
uykusundaydı. Bu durum kabile mensuplarına bildirildiği
halde, Rasulullah’ın evinin önünde kaba bir şekilde
“Muhammed, Muhammed!” diye bağırmaya başladılar.
Bu durum Rasulullah’ı çok rahatsız ettiği halde onlara bir
şey diyemedi. Ama Allah bunu yapanları Kur’an’da şöyle
uyardı: “Ey İman edenler! Seslerinizi, Peygamber’in
sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız
gibi, Peygamber’e yüksek sesle bağırmayın, yoksa siz
farkına varmadan işledikleriniz boşa gider”. 2 Tâbiînin
büyük alimlerinden Mücahid, bu ayeti tefsir ederken: “Hz.
Peygamber’i, Ya Muhammed! diyerek çağırmayın.
Belki ona karşı yumuşak söz söyleyerek, Ya
Rasulullah! deyin” 3 diyerek tefsir etmiştir.
Aziz Müminler!
Yumuşak söz söyleme sadece Müslümanlar dan
istenilen bir vasıf değildir.“Güzel söz sadakadır” 4 diyen
Hz. Peygamber (s.a.s)’in Mekke döneminde müşriklerle
olan mücadelesinde Allah, peygamberimiz (s.a.s) den de
sözü belli bir ahlak içinde söylemesini istemiştir. Zira
Allah Nahl suresinde: “(Ey Muhammed!) Rabbinin
yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel
şekilde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin, kendi
yolundan sapanları en iyi bilendir. O, doğru yolda
olanları da en iyi bilendir.”5 buyurarak aslında söz
söylemenin de bir ahlakının olduğunu, Hz. Peygamber’in
şahsında bizlere de göstermiştir.
Kardeşlerim!
Hz. Peygamber (s.a.s)’in Müslümanlara karşı
yumuşak davranmasının en güzel örneği, Uhud savaşı
sırasında yerlerini terk ederek İslam ordusunun ağır bir
yenilgiye uğramasına sebep olan askerlere karşı onları
azarlamamış, hatta onlara yumuşak davranarak bu konuda
bizlere güzel bir örneklik göstermiştir. Allah da bunu
Kur’an’da şu ayetiyle övmüştür: “Allah’ın rahmeti
sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın, eğer
kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından
dağılıp giderlerdi” 6 İmam Malik bu ayetten hareketle,
“İnsanlara karşı kabalık göstermek mekruhtur” 7 demiş
ve bu sözüne delil olarak Tâhâ suresinin 44. ayetini delil
göstermiştir. Zira o ayette Allah Hz. Musa ve kardeşi Hz.
Harun’u Firavuna gönderirken onlara şöyle emretmişti:
“Ona (yani firavuna) yumuşak söz söyleyin. Belki öğüt
alır, yahut korkar”8 Hz. Musa’nın bu olayı ile ilgili
Abbasi halifelerinden Harun Reşid ile ilgili şöyle bir kıssa
anlatılır. Harun Reşid bir gün Kabey’i tavaf ederken
kendisine biri gelerek şöyle demiştir: “Ey müminlerin
halifesi!
Seninle
konuşmak
istiyorum,
fakat
konuşmamda biraz kabalık yani sertlik olacak, buna
benim için tahammül et” dediğinde, akıllı halife ona:
“Allah senden daha hayırlısını (Hz. Musayı) benden
daha şerlisine ( firavuna) gönderdiği zaman bile ona
(Hz. Musa’ya) yumuşak konuşmasını emretmişti”9
cevabını verir ve adamı dinlemekten vazgeçer .
Aziz Kardeşlerim!
Görüldüğü gibi İslam da bir zalimi davet için bile
olsa kaba ve sert sözle konuşmaya izin verilmemiştir.
İslamiyet öyle bir dindir ki, kendi azılı düşmanları ile olan
mücadelesinde bile güzel söz söylemeyi bize emretmişken,
bizlere ne oluyor ki kendi din kardeşimizle olan en ufak bir
sorunumuzda dilimiz kabalaşmakta, hatta çirkin söze
varıncaya kadar birbirimize hakaret edebilmekteyiz. Bize
düşen hangi dinden olursa olsun insanlarla konuşurken her
daim yumuşak konuşmak, kırıcı konuşmaktan sakınmak,
sesimizi yükseltmeden muhatabımıza vermek istediğimiz
mesajı en güzel şekilde ulaştırmaktır. Zira atalarımızın
söylediği “Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır” sözünün ne
kadar yararlı sonuçlar verdiğini, her birimiz kendi
hayatımızdan nice örneklerle yakinen bilmekteyiz.
Hutbemi aşık Yunus Emre’nin şu dizeleri ile bitirmek
istiyorum;
Sözü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı, bal ile yağ ede bir söz.
Rahman, 55/4.
Hucurat, 49/2.
3
Şerhu-Müşkili’l-Âsâr, c. I, s. 315, no: 339.
4
Buhari, Bir, 2707, Müslim, Bir, 1009.
5
Nahl, 16/125.
6
Ali İmran, 3/159.
7
Muvatta, c. I, s, 265, no: 58.
8
Tâhâ, 20/44.
9
El-Mücâlesetü ve Cevâhiru’l-İlm, c. III, s. 364.
1
2
Hazırlayan: Servet KILIÇ/ Genç İlçe Vaizi
Redaksiyon: İl İrşat Kurulu
Download