İLİ : BİNGÖL TARİH : 13/02/2015 الرِحي ِم َّ الر ْْحَ ِن َّ بِ ْس ِم اللّ ِه ِ ِ َّ ِِ ني َع ِن َّ ين يُ ِنف ُقو َن ِِف َ ني الْغَْي َظ َوالْ َعاف َ السَّراء َوالضََّّراء َوالْ َكاظم َ الذ ِِ ِ الن ني ُّ َّاس َواللّهُ ُُِي َ ب الْ ُم ْحسن ِ ِ ُ ال رس :وسلَّم َ ول اللَّه َ صلّى اهللُ َعلَْيه ُ َ َ َق ِ ِ َّد ِ ِ ِ ِض ب ُّ ِىد ب ُ َّإَّنَا الش،الصْر َع ِة ُ س الشَّد ُ ىد الَّذى َيَْل َ َك نَ ْف َسهُ عْن َد الْغ َ لَْي ÖFKE KONTROLÜ Muhterem Müslümanlar Okuduğum Ayet-i Kerimede Yüce Allah mealen şöyle buyurmaktadır. “Onlar (muttekîler), bollukta ve darlıkta (Allah için) infâk ederler (verirler) ve onlar öfkelerini yenenlerdir ve insanları affedenlerdir. Ve Allah, muhsinleri (iyilik edenleri) sever.”1 Okuduğum hadisi şerifte ise Peygamber Efendimiz (sav); şöyle buyurmaktadır: "Asıl pehlivan güreşte rakibini yenen değil, öfkelendiği zaman nefsine hakim kimsedir.”2 Allah-u Zülcelâl Hz.lerinin mahlûkatın en şereflisi olarak yarattığı ve imtihan için dünyaya gönderdiği insanoğlunun, en çok ihtiyaç duyduğu şey huzur, güven ve mutluluktur. Bu huzur ve güven de ancak ve ancak mensubu olduğumuz yüce dinimiz olan İslam’ı hakkıyla yaşamakla elde edilir. Zaten İslam kelimesinde de huzur, barış ve selâmet manası vardır. Son zamanlarda toplumumuzda öfkenin, şiddetin, nefretin yaygınlaştığını görüyor ve bunu medya organlarından da izliyoruz. Bu hal hepimizi derinden üzmektedir. Yaratılışımızda var olan bu davranışın tamamen yok edilmesi mümkün değildir. Ama mutlaka kontrol edilmesi gerekir. Dini terbiye alan ve Kur’ân ahlakı ile ahlaklanan bir müslüman, öfkesine hâkim olmayı, sabretmeyi ve basireti ile hareket etmeyi bilmesi gerekir. Kıymetli Müslümanlar Aile münakaşalarının, huzursuzlukların ve şiddetin çoğu öfkenin sonucudur. Öfke, öyle bir hastalıktır ki; ne eşler arasında, ne evlat ile ana-baba arasında, ne akrabalar, ne arkadaşlar ve ne de komşular arasında huzur bırakır. Hızla yayılan bir virüs gibi bütün organlara yayılarak sevgi bağlarını koparır, insanlar arasında bir gerginlik, soğukluk ve nefret oluşturur, telâfisi zor zararlar meydana getirir, yuvalar yıkılır, yavruları yetim, eşleri dul bırakır. Atalarımız ne de güzel söylemişler; “Öfkeyle kalkan zararla oturur.” Muhterem Müminler Şiddeti ve öfkeyi bir kahramanlık olarak göstermek doğru değildir. Çünkü güçlü ve kendine güvenen insanlar daima sakin; zayıf ve aciz olanlar ise öfkeye meyillidir. O halde sevgi bağlarımızı koparan, bize dünya ve ahirette pişman olabileceğimiz şeyleri yaptıran ve toplumda huzur bırakmayan bu hastalığa karşı ne yapmalıyız? Her şeyden evvel bir imtihanda olduğumuzu unutmadan öfkeyi, asabiyeti önleyecek ve de kontrol edecek en büyük mekanizma olan sabrı harekete geçirmeliyiz. Sabırlı ve olgun insanların Kur’ân-ı Kerîm’de; “Her kim de sabır eder ve bağışlarsa, şüphesiz bu hareketi, yapılmaya değer işlerdendir.” 3 Buyurulmaktadır. Kıymetli Kardeşlerim Hz. Ömer (r.a) kendisine haksız yere hakaret eden birine; “Vallahi elimle de, dilimle de sana karşılık verebilecek durumdayım. Ama ben Müslüman oldum, eskisi gibi her aklıma geleni söyleyemem, her aklıma geleni de yapamam. Ben Allah’a ve âhiret gününe inandım, hesap vereceğimi biliyorum. Böyle olmasa işler farklı olurdu.” 4 demek suretiyle “Haklı bile olsa kavgadan vazgeçene cennette köşk vardır” müjdesini veren Peygamberimiz (sav)’e uymuştur. İslam’dan önce öfkeli ve hırçın bir ahlâkı olan Hz. Ömer’i İslamiyet; son derece sabırlı, affedici, merhametli ve adaletli bir hale getirmiştir. O halde; hepimiz inancımızın ahlakımıza ne derece etki ettiğini iyi düşünmeliyiz. Muhterem Müslümanlar Öfkenin kendisi, kötü bir hastalık olma yanında birçok kötülüğün de sebebidir. Kavga, küslük, kin, intikam, gıybet, ayıplama, kötü söz ve hareketlere sebep olduğu gibi bütün insânî ve ahlâkî ilişkileri de bitirir, dostluğu ve güveni yok eder. O halde bu öfke ateşini sabır suyuyla söndürmeliyiz. Dua ve iltica ile Yüce Allah’a yalvararak yardım talep etmeliyiz. Kur’ân-ı Kerîm ve Hadîs-i Şeriflerdeki övülen ve cennetle müjdelenenlerin, öfkesini yenen ve affedenler olduğunu sık sık hatırlamalıyız. Huzura, mutluluğa, sevgiye, barışa, merhamete, adalete en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde Rabbim cümlemizi öfkesini yenenlerden eylesin. 1 Âl-i İmrân, âyet 134 Buhârî, Edeb 76; Müslim, Birr 107. 3 Şûrâ, 42/43. 4 İbn Mâce, Zühd, 18; İbn Hanbel, I, 327, II, 128. 2 Hazırlayan:Ahmet GÜNEY Adaklı İlçe Müftüsü Redaksiyon: İl İrşat Kurulu