36 Haber Atıcı, Dünya Mayın Bilincini Geliştirme Gününde Basın Toplantısı Düzenledi imzalandığını söyledi. Türkiye’nin bu sözleşmeyi 2003 yılında imzaladığını, 2004 yılında da taraf olduğunu hatırlatan Atıcı, bu sözleşmeye göre 2008 yılına kadar stoklardaki bütün mayınların imha edilmesi gerektiği ve imzaladıktan sonraki 10 yıl içinde ülkede bulunan bütün mayınların kaldırılması gerektiğini söyledi. Atıcı, her üç günde bir, bir insanın mayına basarak öldüğünü de söyledi. Roman Çocuklara Yönelik Ayrımcılık CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, 4 Nisan’da düzenlediği basın toplantısında Dünya Mayın Bilincini Geliştirme Günü sebebiyle mayın sorunu ve çözüm önerilerinden bahsetti. Kara mayınlarının çok ucuza mal edildiği bilgisini veren Atıcı, kara mayınlarının toprakta döşendikten sonra bulunup kaldırılmasının kendi maliyetinin yüzlerce, binlerce katı olduğunu ifade etti. Masum insanların, sivillerin, özellikle de çocukların bu mayınlardan nasiplerini aldığını sözlerine ekleyen Atıcı, kendilerini biraz haklı çıkarmaya, masum göstermeye çalışan mayın üreticilerinin ‘biz bu mayınları öldürmek amaçlı değil de sadece kolu bacağı kopsun orada gezenlerin diye yapıyoruz.’ dediklerini öne sürdü. ‘Her Üç Günde Bir, Bir İnsan Mayına Basarak Ölüyor’ Mayın üreticilerinin sadece toprağa gömülen değil, çocukların ilgisini çekebilecek renklerde ve şekillerde de mayın ürettiklerini belirten Atıcı, bu mayınların hava yoluyla atıldıklarını, bunların bir kısmının ağaçlara takıldığını, bir kısmının yerlerde bulunduğunu, rengârenk oldukları için çocukların ilgisini çektiklerini ve çocukların mayınları oyuncak sanarak alıp sonunda ya sakat kaldıklarını ya da öldüklerini söyledi. İnsana değer veren ülkelerin mayınlarla mücadele ettiklerini ifade eden Atıcı, Ottawa Sözleşmesi’nin bu sebeple Roman kýız çocuklarýına bir bölüm ayrýılan raporda, kýızlarýın hem cinsiyetleri hem de Roman olmalarýı sebebiyle çoðğunlukla çifte ayrýımcýılýıðğa uðğradýıklarýı belirtildi. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türk Grubu Başkanı Nursuna Memecan, raportörü olduğu ‘’Avrupa’da Roman çocuklarına yönelik ayrımcılığı sona erdirmek’’ başlıklı raporun AKPM Genel Kurul bahar oturumunda kabul edilmesinin ardından 26 Nisan’da açıklama yaptı. Memecan, açıklamada Avrupa’daki Roman nüfusunun yarısına yakınının 18 yaşından küçük genç ve çocuklardan oluştuğunu belirterek 5-6 milyon Roman çocuğun kendi kaderlerine bırakılmamaları gerektiğini kaydetti. Konunun Avrupa Konseyi gündeminde düzenli olarak yer almasının hem siyasetçilerin konuya ilgisini sürdürebilmek hem de Romanların yaşadığı sorunlara ve çözüm yollarına dair bilinçlenmesinde büyük önem taşıdığını belirten Memecan, hazırlanan raporda ayrımcılıkla mücadelenin çift yönlü bir süreç olduğu, hem ayrımcılığı yapan kişilerin çeşitli yöntemlerle önyargılarının kırılması hem de ayrımcılık mağdurlarının kendilerine güvenlerinin geliştirilerek topluma katılmaya teşvik edilmeleri için çalışmalar yapılması gerektiğine yer verildiğini söyledi. Roman Çocuklarla İlgili Önerilere Yer verildi Raporun çözüm yollarına odaklandığına işaret eden Memecan, şunları kaydetti: ‘’Üye ülkelerde Roman mahallelerine düzenli olarak erişim çalışmaları yapılarak Roman toplumunun mobil ünitelerle sağlık hizmeti almasının sağlanması ve yine benzer çalışmalarla kamusal hizmetlerle ilgili bilinçlendirilmesi önerildi. Bu çalışmaların odağında kadınların olması gerektiği savunulan raporda annelerin bilgi sahibi olması çocukların sağlıklı büyümesinde en önemli etken olarak kabul edildi. Okullarda çocuklara eşit davranıldığı, derse katılmaya teşvik edildikleri ve kendilerini fiziksel ve duygusal olarak güvende hissettikleri bir ortam yaratılmasının önemi de belirtildi. Bu tip bir okul ortamının yaratılmasında öğretmenlerin rolünün kritik olduğuna dikkat çekilen raporda, öğretmenlerin kendi eğitimlerinde farklı çocuklarla çalışabilme becerisini kazanmalarının gereği vurgulandı. Okul müfredatlarının katılımcı, yaratıcılığı teşvik eden, diyaloğa dayalı bir bakışla hazırlanması istendi. Roman çocuklara ücretsiz malzeme, kahvaltı ve ulaşım gibi servisler verilmesi önerildi. Çoğu kez erken yaşta çocuklarını okuldan alan Roman ailelerin eğitimin önemi konusunda bilgilendirilmeleri ve çocukların okullarında aile birlikleri, mezun dernekleri, okul gezileri gibi aktivitelere katılımlarının bu konuda teşvik unsuru olabileceği ifade edildi. Roman kız çocuklarına bir bölüm ayrılan raporda, kızların hem cinsiyetleri hem de Roman olmaları sebebiyle çoğunlukla çifte ayrımcılığa uğradıkları belirtildi. Başta Orta ve Güneydoğu Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkede hâlâ devam eden ve Roman çocukların diğer çocuklardan ayrı okullarda ve sınıflarda okumalarına sebep olan eğitim sistemlerinin acilen sonlandırılması gerektiği çağrısında bulunan rapor, bunun Avrupa Konseyi değerlerine göre bir insan hakkı ihlali olduğunu değerlendirdi.’’