GÖZ TANSİYONU KÖRLÜĞE SEBEP OLUYOR İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr.Şeyda Uğurlu, Dünya Glokom Haftası nedeniyle basın açıklaması yaptı. Doç.Dr.Uğurlu, halk arasında "Göz Tansiyonu" ya da "Karasu Hastalığı" olarak bilinen Glokom'un sinsi seyreden bir göz tansiyonu hastalığı olduğunu, hastaların ileri görme kaybı yaşadığında kendilerine başvurduğunu söyledi.Erken tanı konulmazsa körlük oluşur Glokom'da erken müdahalenin önemine vurgu yapan Doç.Dr.Uğurlu, aksi takdirde göze verdiği zararın geri döndürülemediğini, körlüğe sebep olabildiğini kaydetti. Glokom'un nadiren ağrılı ve gürültülü bir tablo ile kendini gösterdiğini belirten Doç.Dr. Uğurlu, gelişmiş ülkelerde dahi hastaların % 50’ ye yakınının hastalığı farkedemediğini söyledi. Belirtileri nelerdir? Doç.Dr.Uğurlu, 'Glokom'un seyrek görülen kapalı açılı tipinde göz tansiyonu aniden çok yükselir. Gözde kızarıklık, ağrı, bulanık görme, ışıklar etrafında renkli halkalar görme, mide bulantısı ve kusma gibi belirtileri olur. Ancak Glokom tiplerinin büyük çoğunluğu açık açılı tipte olup bu grup hastalarda hiçbir belirti görülmez. Bu nedenle 2015 yılı Glokom haftasının teması ‘Görünmez Glokomu Yenelim’ olarak seçilmiştir” dedi. 40 yaş üzeri bireyler risk grubunda “Glokom her yaşta görülebilir” diyen Doç.Dr.Uğurlu, 40 yaş üzerindeki bireyler, miyopi, hipertansiyon, şeker hastalığı olanlar ve kortizon kullanan bireylerde görülme sıklığının daha yüksek olduğunu söyledi. Bu hastalara rutin göz muayenesi olmaları tavsiyesinde bulunan Doç.Dr.Uğurlu, “Ailesinde glokom öyküsü olan hastaların ise mutlaka glokom açısından muayene olması gerekir. Bu hastaların düzenli takibi çok önemlidir. Belli aralıklar ile göz tansiyonu ölçümü, gerekli testlerin yapılması ve hastalığın seyrinin değerlendirilmesi gerekir. İlaçların düzgün ve zamanında kullanılması tedavinin başarılı olması için şarttır”diye konuştu. Tedavide amaç görme kaybının ilerlemesini önlemek Tedavi yöntemleri ile de bilgi veren Doç.Dr.Uğurlu, “Glokom tedavisinde amaç göz içi basıncını düşürerek, göz sinirinin hasarını durdurmak ve görme kaybının ilerlemesini önlemektir. Kronik seyirli bu hastalığın olumsuz etkilerinin durdurulabilmesi için hastalar öncelikle topikal ilaç tedavileri, gerekirse lazer ve cerrahi tedaviyi içeren yöntemlerle tedavi edilirler” dedi.