SİFİLİS Frengi; Lues; Sifilis cinsel yolla bulaşan bulaşıcı mikrobik enfeksiyon hastalığıdır. Tedavi edilmez ise beyin, sinir, göz ve iç organlarda ciddi hasarlar yaparak ölüme neden olur. Sifilis Treponema pallidum bakterisi ile meydana gelir. Hastalık sifilis yaraları ile direk temas sonucu bulaşır. En sık bulaşma yolu: Hasta kişi ile cinsel temas, Gebelerde anneden bebeğe geçiş ( konjenital Sifilis ), Kan teması ile bulaşır. Sifilis kimlerde görülür? Sifilis korunmasız cinsel temasta bulunan herkes de ve her yaşta görülebilir en sık: Hasta kişiler il cinsel temasta bulunanlarda, Birden fazla cinsel partneri olanlarda, Korunmasız cinsel ilişkide bulunanlarda, Sifilis lezyonlarına dokunan kişilerde, Başka cinsel yolla bulaşan hastalığı olan kişilerde daha sık görülür. Sifilis belirtileri nelerdir? Sifilis 4 devrede seyreder: 1- Primer Sifilis, 2- Sekonder Sifilis, 3- Latent Sifilis, 4- Tersiyer sifilis. Primer Sifilis ( birinci dönem ) : Hastalık kapıldıktan sonra genellikle genital bölgede tek veya birden çok lezyon ortaya çıkar. Yaralar hastalık bulaştıktan 10 ila 90 gün içinde ortaya çıkar. Hastalık nerden bulaştıysa yara da orda çıkar. Genellikle cinsel temasla bulaştığından genital bölgede çıkar, ancak rektal bölgede, anüste, dilde, ağızda, dudakta, vücudun her yerinde görülebilir. İlk çıkan bu yaraya şankr denir, ağrısız, sert, deriden kabarıktır, zamanla ülserleşir, ortası çukurlaşır, akıntılı hal alır. Bu ilk lezyon 1 ila 5 hafta içinde kendi kendine iyileşir. Ülser kaybolur. Hasta bu dönemde tedavi edilmez ise hastalık 2. Döneme ilerler. Sekonder Sifilis (ikinci dönem ): Primer Sifilisden aylar sonra ortaya çıkar. Vücutta pembe- kırmızı döküntüler görülür, kaşıntı yoktur, döküntüler birden fazla bölgede görülür, 2–6 hafta sürer. İsilik tarzında, Ciltte küçük lekeler tarzında, Kasık bölgesi ve genital bölgede siğiller şeklinde, Ağızda üzeri beyaz plaklar şeklinde, Bozuk para büyüklüğünde batık plaklar şeklinde, Avuç içi ve ayak tabanında hafif kabarık döküntüler şeklinde olabilir. Bu döküntülerin hepsinde bakteri vardır ve hastalık bulaşabilir. Boğaz ağrısı olur, Lenf bezleri şişer, Baş ağrısı, Gripal şikayetler, Ateş, Yorgunluk, halsizlik, Genel vücut ağrıları, Tüm vücutta şişmiş lenf bezleri görülür. Hasta bu dönemde tedavi edilmez ise hatalık üçüncü döneme girer. Latent Sifilis ( sessiz dönem ): Bu dönemde hastalık ilerlemeye devam eder ancak hiçbir şikayete neden olmaz. Bu dönem birkaç yıl sürebilir. Bu dönemde Sifilis testleri pozitiftir. Bu dönem de kendi içinde ikiye ayrılır: a- Erken latent dönem: ilk iki dönemden sonraki bir yılı kapsar ve hastanın hastalığı en çok bulaştırdığı dönemdir. b- Geç latent dönem: bu dönemde hastalar hastalığı çok bulaştıramazlar, ancak hamile kadınlarda hastalık bebeğe bulaşabilir. Bu dönemde yakalanıp tedavi edilemeyen hastalarda hastalık 4. Ve son döneme girer. Tersiyer Sifilis ( son dönem ): Bu dönemde hastalık ilerlemeye devam eder. İlk enfeksiyondan aylar yıllar sonra ortaya çıkar. Günümüzde gelişmiş ülkelerde nadir görülmektedir. Bu dönemde sifilis iç organlara zarar verir en sık: Beyin ve sinir hastalıkları, Göz, Kalp ve damar hastalıkları, Karaciğer, Kemik ve eklem hastalıklarına yol açar. Sifilisin neden olduğu iç organ hasarları ölüme neden olacak kadar ciddi ve ilerleyicidir. Bu dönemde en sık görülen şikayetler: Cilt, kemik ve iç organlarda ortaya çıkan şişlikler ( gumma), Kalp ve damar problemleri, Körlük, Beyin hasarı, nöron hasarı sonucu; Güçsüzlük, Yürüme zorluğu, Dengesizlik, Hafıza güçlüğü, Hezeyanlar, Deliryum, İdrar kaçırma gibi şikayetler görülür. Konjenital Sifilis ( doğumsal sifilis) : Ana karnında bebeğe mikrop bulaşması sonucu ortaya çıkan tablodur. Sifilis mikrobu anne karnında bebeğe çok zarar verir. Günümüzde doğum öncesi yapılan testler sayesinde bu hastalık erken dönemde yakalanmakta ve tedavi edilmektedir. Yakalanamaz ise konjenital Sifilis tablosu ortaya çıkar, Sifilis doğmamış bebekte: Sağırlık, Diş problemleri, Burun problemlerine neden olur. Sifilis teşhisi nasıl konur? Sifilis kan testleri ile kolayca teşhis edilir. Lezyonlar ve fizik muayene teşhiste yardımcıdır. Teşhis için: Kan testleri: VDRL, RPR, TPHA-İ FTA-ABS Lezyonlardan alınan örneklerin incelenmesi teşhis koydurur. Sifilis tedavisi: Penisilin halen sifilis tedavisinde kullanılan temel ilaçtır. Penisiline dirençli Sifilis vakaları henüz daha bildirilmemiştir. Penisilin bakteriyi öldürerek hastalığın ilerlemesini kesin olarak durdurur. Sifilis öyküsü 1 yıldan az olan kişilere 1 doz depo penisilin, Sifilis öyküsü 1 yıldan uzun ise 2- 3 doz depo penisilin, Kongenital Sifilis de bebeğe 10 gün kristalize penisilin tedavisi yeterlidir. Penisiline alerjik kişilerde Doksisiklin, Ceftriakson, Tetrasiklin, Azitromisin tedavi amacıyla verilebilir. Sifilis teşhis edilen kişilerin tedavileri tamamlanana dek cinsel temastan kaçınmaları gerekir. Tüm cinsel partnerlerinin testten geçirilmesi gerekir. Sifilis den korunma: Sifilis en sık cinsel temas ile bulaşır. Hastalığın büyük kısmında hastanın görünür hiçbir lezyonu yoktur ve hastalığı bulaştırır. Bu nedenle kimin hasta olduğunu anlamak güçtür. Korunmasız, cinsel temasta bulunmamak, Şüpheli cinsel temastan kaçınmak, Çok eşli olmamak, Şüpheli durumda kondom kullanmak, Şüpheli her durumda doktora başvurmak gerekir. Referanslar: 1. American Social Health Association http://www.ashastd.org/ 2. Centers for Disease Control and Prevention, National Prevention Information Network http://www.cdc.gov/ 3. Canadian Health Network http://www.canadian-health-network.ca/ 4. Sex Information and Education Council of Canada http://www.sieccan.org/ 5. Centers for Disease Control and Prevention. Sexually Transmitted Diseases Treatment Guidelines, 2010. MMWR 2010;59(No. RR-12):1-110. 6. Ferri. Ferris Clinical Advisor: Instant Diagnosis and Treatment . 8th ed. Mosby, An Imprint of Elsevier; 2006 SICAK ÇARPMASI Heat Stroke; Sıcak çarpması sıcak ortama uzun süre maruz kalmak veya sıcak ortamda aşırı aktivite sonucu ortaya çıkan bitkinlik ve koma halidir. Sıcak çarpması çok tehlikeli, ölümcül ve hızlı ilerleyen bir durumdur. Sıcak çarpması neden olur? Sıcak çarpması sıcak ortama maruz kalma veya sıcak ortamda aşırı aktivite sonucu ortaya çıkar, sıcak çarpmaları için risk faktörleri şunlardır: Sıcak ortamlar; Hamam, Güneş altında bırakılmış araba, Güneş altında kalmış çadır ve kapalı ortamlar, Plaj, kumsal, Sauna, gibi ortamlarda sıcak çarpması dakikalar içinde ortaya çıkabilir Sıcak ortamlarda aşırı aktivite Plaj oyunları, Güneş altında veya sıcak ortamda uzun süre çalışmak, Güneş altında yapılan yürüyüş, kano, kürek vb aktiviteler, Yetersiz sıvı alımı sıcak çarpmaları için önemli faktörlerdir. Yaşlı ve küçük çocuklarda sıcak çarpması dakikalar içinde ortaya çıkar. Felçli ve hareket edemeyen kişiler sıcaktan kaçamaz, kendilerini koruyamazlar, bu kişilerin sıcak ortamda yalnız bırakılmaması gerekir. Bazı ilaçlar ve maddeler sıcağa karşı vücut savunmasını bozarak sıcak çarpmasını çok hızlandırırlar özellikle: Tansiyon ilaçları, İdrar söktürücüler, Alerji ilaçları, Beta bloker ilaçlar, Anti depresan ilaçlar, Nöroleptik ilaçlar, Kokain ve Alkol kullanımı sıcak kolaylaştırır ve hızlandır. çarpmasını çok Sıcak çarpması belirtileri nelerdir? Hasta sıcak ortamda aniden fenalaşır, kendini halsiz ve yorgun hisseder, fenalaşma ve şuur bulanıklığı dakikalar içinde ortaya çıkar. Hastalığın bu İLK dönemine bitkinliği de denir bu dönemde: sıcak Ateş çıkar ( 37,8 C ve üzerine çıkar), Tansiyon düşer, Nabız hızlanır, Terleme olur, Kas krampları ve kaslarda hassasiyet başlar, Bulantı kusma olur, Baş dönmesi ve sersemlik hali vardır, Baş ağrısı olur. Bu şikayetler dakikalar içinde gelişir, hasta bu dönemde kendini koruyamaz ve yeterli su alamaz vücudu soğutulmaz ise hızla kötüleşir; Hastalığın İKİNCİ dönemine sıcak koması da denir bu dönemde: Ateş 40 C derece ve üstüne çıkar, Aşırı halsizlik ve bitkinlik vardır, Görme bozulur, bulanık görür, Uykuya meyillidir, Şuur bulanıklığı, saçma konuşmalar, delice davranışlar başlar, Şuur dışı kasılmalar olur, Koma halindedir, Titrer, kasılır, Sara krizi benzeri kasılmalar görülebilir, Terleme yoktur, cilt kurudur, Cilt soluk ve kuru olmasına rağmen ateş 40 derece civarındadır, Nefes hızlı ve yüzeyseldir, Tansiyon yükselir. Sıcak çarpması bu noktaya dakikalar içinde gelir. Bu tablo hayati tehlike taşır ve acil bir durumdur. Hastanın hızla acil servise götürülmesi ve tıbbi yardım alması gerekir. Basit bir örnek vermek gerekir ise yazın güneş altındaki bir arabada kalan kişi yaklaşık yarım saatte sıcak çarpmasından hayatını kaybeder. Sıcak çarpması teşhisi nasıl konur? Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhis koydurur. Durumun ciddiyetini ve tedaviyi yönlendirmek için acilen aşağıdaki testler yapılır: EKG: kalp ritmi ve kalbin durumunu izlemek amacıyla EKG takibi yapılır. Laboratuar testleri: Kan sayımı, Elektrolitler, Üre, Kreatinin özellikle böbrek hasarını takip için incelenir. Sıcak çarpması nasıl tedavi edilir? Sıcak çarpması çok acil bir durumdur. İlk belirtiler görüldüğünde yapılması gerekenler şunlardır: Hastanın derhal serin ve esintili bir alana çekilmesi, Sıvı takviyesi, sıvı ile birlikte tuz ve şeker verilmesi toparlanmayı hızlandırır, Sıvı verilemez ise damar yolundan serum verilmelidir, Hasta istirahat etmelidir. Hasta bu dönemde kurtarılamaz ve ikinci döneme girerse ( ateş yüksek, şuur kapalı veya uykuya meyilli) durum acildir, yerinde müdahale yetersiz kalır ve mutlaka hastaneye gidilmelidir. Bu arada hastanın; Nefes yolu açık tutulmalı, Ağızdan kesinlikle hiçbir şey verilmemeli verilmeye çalışılmamalı, Soyulmalı, Soğuk bir ortama taşınmalı, soğutulmaya çalışılmalı, Soğuk su veya vantilatör ile soğutma en iyisidir, Acil servise götürülmeli; Solunum yolu açık tutulmalı, Damar yolu ile sıvı ve tuz takviyesi yapılmalı, Epileptik kasılmaları var ise ilaçlarla durdurulabilir, EKG ile kalp ritmi izlenir, Kan testleri ile hayati organların durumu takip edilir. Sıcak çarpmasından korunma Sıcak çarpması çok tehlikeli ve dakikalar içinde ölümcül hale gelebilecek bir durumdur. Sıcak çarpmasından korunmak için : Sıcağa uzun süre maruz kalmayınız, Kendini koruyamayacak veya yardım çağıramayacak kişileri sıcak ortamda uzun süre yalnız bırakmayınız, Eğer sıcak ortamda çalışmak zorunda iseniz sık sık ara verin ve bolca su için, su ile birlikte tuz ve şeker de almak gerekir ( sporcu içecekleri tercih edilebilir), Eğer sıcak çarpması için risk taşıyor iseniz aktivitenizi azaltın, sık sık sıcak ortamdan uzaklaşın, sık sık mola verip dinlenin, Çocuk ve yaşlıların sıcak ortamlarda yalnız bırakılmamaları, sık sık klimalı ortamlarda dinlenmeleri ve bol su içmeleri gerekir. Referanslar: 1. American Academy of Family Physicians http://www.aafp.org/ 2. American Red Cross http://www.redcross.org/ 3. Canadian Red Cross http://www.redcross.ca/ 4. Health Canada http://www.hc-sc.gc.ca/index_e.html/ 5. Evans M. Family Practice Sourcebook . Toronto, Canada: Mosby; 2005. 6. Ferri F, ed. 2007 Ferris Clinical Advisor . 9th ed. Philadelphia, PA: Mosby Elsevier; 2007. 7. Ferri F, ed. Ferri’s Clinical Advisor 2011. Philadelphia, PA: Mosby Elsevier; 2011. 8. Onion D. The Little Black Book of Primary Care. Sudbury, MA: Blackwell Science; 2006. 9. Rakel R. Textbook of Family Medicine 2007. 7th ed. Philadelphia, PA: Saunders Elsevier; 2009. 10. Tierney L, McPhee S, Papadakis M. Current Medical Diagnosis and Treatment . Philadelphia, PA: Lange Medical Books; 2002 SERVİKS KANSERİ Rahim ağzı kanseri; Serviks tümörü; kanseri; Cerviks tümörü; Cervix Ca; Cerviks Serviks kanseri uterusun giriş kısmı olan serviks bölümünün tümörüdür. Halk arasında Rahim ağzı kanseri denir. Kadınlarda en sık görülen üçüncü kanser çeşididir. Serviks kanserinin sebebi nedir? Serviks kanseri uterusun giriş kısmı olan rahim ağzında meydana gelen kanserdir ve çok sık görülür. Serviks bölgesinde iki çeşit hücre bulunur (Skuamöz hücreler ve kolumnar hücreler) tümör bu hücrelerden kaynaklanır. Serviks kanserlerinin büyük kısmı Skuamöz hücreli tümörlerdir. Serviks kanserleri öncesi bu bölgede değişim başlar buna prekanseröz gelişme yani displazi denir ( Cervical İntraepitelial Neoplazi =CİN). CİN ler kanser öncesi gelişmelerdir tedavisiz bırakılır ise kansere dönüşürler. Bu durum muayene ve PAP smear ile kolayca tespit edilebilir ve tedavi ile tamamen ortadan kaldırılabilir. Bu nedenle düzenli jinekolojik muayene serviks kanserinden korunmanın en önemli yoludur. Serviks kanseri teşhis edilen kadınların birçoğunun düzenli jinekologa gitmediği görülmüştür. Prekanseröz bir lezyonun kanserleşip yayılması yıllar alır. Serviks kanserleri etrafa yayılmaya başlamadan pek şikayete sebep olmaz. Erken dönemde teşhis edilemeyen serviks kanseri mesane, üreter çıkışları, bağırsaklar, akciğer, karaciğer ve diğer organlara yayılır. Serviks kanserlerinin birçoğu HPV virüsleri nedeniyle olur. HPV ( Human Papilloma Virüs = İnsan Siğil Virüsü ) sık görülen ve cinsel yolla yayılan bir virüstür. HPV virüsünsün birçok tipi vardır ve bunlardan birkaçı serviks kanserine yolaçar. Serviks kanserine neden olan risk faktörleri: Erken yaşta cinsel temas, Birden fazla cinsel partner olması, Düşük ekonomik durum ( PAP smear ve düzenli jinekolojik muayene yaptıramamak), Düşük eğitim düzeyi (PAP smear ve düzenli jinekolojik muayene yaptırmamak), Çok eşli biri ile cinsel ilişki, 1960 larda annesi düşük tehdidi nedeniyle DES kullanan kadınlar, İmmün sistemi zayıflatan hastalıklar ve ilaç kullanımı var ise, Sigara içiyor ise, serviks kanseri gelişme riski normalden yüksektir. Serviks kanseri belirtileri nelerdir? Serviks kanserleri erken dönemde hiçbir şikayete neden olmaz. Kanser serviks bölgesinin dışına yayılmaya başlayınca şikayetler ortaya çıkmaya başlar. En sık görülen şikayetler: Adet arasında kanama, Cinsel temas sırasında kanama, Menopozda kanama, Sürekli vajinal akıntı, Açık renkli, sulu, pembe, kötü kokulu akıntı, Adet sürelerinin normalden uzun sürmesi, kanamanın fazla olması, Serviks kanserinde en sık görülen şikayetlerdir? İlerlemiş ve etrafa yayılmış serviks kanserlerinde ise aşağıdaki şikayetler görülebilir: Sırt ağrıları, Bel ağrıları, Halsizlik, Vajinal kanama, Vajinadan idrar yada dışkı gelmesi, Bacak ağrıları, İştahsızlık, Pelvis ağrıları, Tek bacakta şişme, Açıklanamayan kilo kaybı en sık görülen belirtilerdir. Serviks kanseri nasıl teşhis edilir? Hastanın şikayetleri teşhise yardımcı olur. Kesin teşhis muayene ve muayenede alınan örneklerin patolojik incelemesi ile konur. Kanser öncesi değişimler yani displazi çıplak göz ile görülemez. Bu nedenle PAP smear yapılır. Bu işlemde özel bir çubuk ile örnek alınıp incelenir. PAP smear da kanser başlangıcı görülürse daha detaylı bakmak için kolposkopi yapılır. Bir lezyon görülür ise cerrahi olarak çıkartılıp detaylı inceleme yapılır. Ayrıca daha ileri tetkik için biyopsisi yapılabilir. Eğer kanseri teşhisi konmuş ise ne derece yayıldığını görmek için aşağıdaki testler istenir: Batın tomografisi, Akciğer tomografisi, Sistoskopi ( mesane ve üreter lerin ışıklı bir alet ile incelenmesi, İVP, İlaçlı böbrek filmi, Bölgesel MR incelemeleri istenebilir. Serviks kanserinde erken teşhis hayat kurtarıcıdır. Serviks kanserleri düzenli jinekolojik muayene ve PAP smear testi ile kolayca tespit edilebilmektedir. Özellikle : Cinsel olarak aktif ancak bir yıl içinde hiç PAP test yapılmamış ise, 20 yaşın üstünde olup hiç PAP test yapılmamış ise, Anneniz size gebe iken DES ( dietilstilbesterol ) kullanmış ise, bir jinekologa danışınız. Serviks kanserinde tedavi: Serviks kanseri tedavisi aşağıdaki faktörlere bağlıdır: Kanserin derecesi, Kanserin büyüklüğü ve yaygınlığı, Hastanın yaşı ve genel durumu yapılacak olan tedavinin şeklini belirler. Erken dönemde yakalanmış serviks kanseri cerrahi olarak çıkarılır. Etrafa yayılmamış ise uterusa hasar vermeden serviks kanserini cerrahi olarak almak mümkün olabilir. Bu amaçla yapılabilen birçok cerrahi teknik mevcuttur. İleri serviks tümörlerinde ise uterus, overler ve lenf bezleri tamamen çıkartılır. Etrafa yayılmış ise mesane ve kalın Barsakların bir kısmı da alınabilir. Radyo terapi: pelvis dışına yayılmış serviks kanserlerinin tedavisinde kullanılır. Kemo terapi: cerrahi olarak alınamayan tümör hücrelerinin öldürülmesi amacıyla verilen ilaç tedavisidir. Tümörün küçülmesi ve cerrahi olarak yapılacak işlemin kolaylaşması amacıyla da verilir. Erken dönemde yakalanan serviks kanserleri ve prekaseröz displaziler başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Serviks kanserinde erken teşhis hayat kurtarıcıdır. Kanser serviks dışına yayılmaya başlayınca tedavi başarısı da düşer. Serviks kanseri tehlikeli midir? Bazı serviks kanserleri tedaviye cevap vermezler, Bazıları tedaviden sonra tekrarlarlar, Uterusun korunduğu tedavilerde kanserin tekrarlama şansı yüksektir, Cinsel yaşam ile ilgili sıkıntılar olabilir, Yayılmış kanserlerin tedavisinde mesane, barsak fonksiyonlarında problemler görülür. Serviks kanserinden korunmak mümkün mü? 2006 yılından itibaren serviks kanserine neden olan HPV virüsüne karşı bir aşı vardır. HPV virüsü birçok serviks kanserinin tek sebebidir. Birçok çeşidi olan HPV virüsünün birkaç çeşidi serviks kanserine neden olur. Kanser yapan cinslere karşı geliştirilmiş olan HPV aşısı kanserden korunmak amacı ile uygulanmaya başlanmıştır. Bu nedenle HPV aşısı ilk kanser aşısı olarak ortaya çıkmıştır. Korunmalı cinsel temas, kondom kullanımı, HPV ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma serviks kanserinden korunmanın ilk adımıdır. Genital siğiller birkaç milimetre boyunda genital bölgede ortaya çıkan siğil benzeri oluşumlardır. Bu tür lezyonların olduğu kişi ile cinsel temastan kaçınmak gerekir. Çok eşli cinsel yaşam olduğu kadar, çok eşli cinsel yaşamı olan bir kişi ile beraber olmak da serviks kanseri riskini arttırır. Düzenli jinekolojik muayene ve PAP testi serviks kanserlerinin erken dönemde yakalanmasını sağlar. erksen dönemde serviks kanseri kolayca tedavi edilebilmektedir. 20 yaş üstünde her kadının yılda bir kez PAP test yaptırması önerilmektedir. Referanslar: 1. Kahn JA. HPV vaccination for the prevention of cervical intraepithelial neoplasia. N Engl J Med. 2009 Jul 16;361(3):271-8. [PubMed: 19605832] 2. Noller KL. Intraepithelial neoplasia of the lower genital tract (cervix, vulva): Etiology, screening, diagnostic techniques, management. In: Katz VL, Lentz GM, Lobo RA, Gershenson DM, eds. Comprehensive Gynecology. 5th ed. Philadelphia, Pa: Mosby Elsevier; 2007:chap 28. 3. National Comprehensive Cancer Network. NCCN Practice Guidelines in Oncology: Cervical Cancer Screening. v.1.2011. 4. Smith RA, Cokkinides V, Brooks D, Saslow D, Brawley OW. Cancer screening in the United States, 2010: a review of current American Cancer Society guidelines and issues in cancer screening. CA Cancer J Clin. 2010;60:99-119. [PubMed: 18443206] 5. NCCN Clinical Practical Guidelines in Oncology: Cervical cancer. V.1.2010. National Comprehensive Cancer Network, Inc. Available at www.nccn.org. December 28, 2009 SALMONELLA Salmonella enteriti; Salmonelloz. Salmonella bakterisi sular, toprak, süt ürünleri, yumurta, hayvan dışkısı, çiğ gıdalar da yaşayabilen bir bakteridir. Besinler ve gıdalar ile bulaşan enfeksiyon hastalığına sebep olur. Bakteri yutulduktan 6 – 48 saat sonra barsaklara geçerek burada iltihaplanmaya neden olur. Bulantı, kusma, kramp tarzında karın ağrıları, ishal ve yüksek ateşe yol açar. Bu tabloya Salmonelloz denir. Hastalık 5- 7 gün sürer ve kendi kendine geçer. Salmonella enfeksiyonu yaşlılar ve çocuklar için çok ciddi ve tehlikeli olabilir. Salmonella enfeksiyonu nadiren çok ciddi komplikasyonlara yol açar: Endokardit; ( bakterinin kalp zarlarına yerleşip kalpte enfeksiyon yapması), Bakteremi; (bakterinin barsaklardan kana yayılması), Osteomyeli; (bakterinin kemiğe sıçrayıp kemik enfeksiyonu yapması) neden olabilir. Salmonella ve tifo hastalığı? Salmonelloz hastalığı Salmonella bakterileri ile meydana gelir. Bakteri barsaklara geçtikten sonra barsak duvarını geçerek vücuda girer ve burada iltihaplanmaya neden olur. Nadiren tüm vücutta sistemik enfeksiyona neden olur buna Tifo denir. Hastalığa sebep olan salmonella bakterileri şunlardır: Salmonella enteritidis, Salmonella typhimurium, Salmonella typhi dir. Salmonella kimlerde görülür? Salmonelloz herkes de ve her yaşta görülebilir. Aşağıdaki durumlar salmonella görülme riskini arttıran durumlardır: Et, süt, süt ürünleri, , yumurta, balık ve su ürünlerinin pişirilmeden kullanılması, Pastörize edilmemiş süt, yoğurt, dondurma ve süt ürünleri kullanılması, Sanitasyon ve hijyene dikkat edilmeden hazırlanmış gıdaların tüketilmesi, Kontamine suların ve buzların kullanılması, İmmün sistemin bozuk olması Yaşlılar, Bebekler ve çocuklar, Kemoterapi gören kanser hastaları, Kortizon kullanan hastalar, Mide asidini azaltan ilaçlar kullanan hastalar. ( salmonella mikrobu mide asidinde ölür, mide asidi azaltan ilaç kullanan ülser, gastrit, reflü hastalarında mikrop midede ölmeden kolayca barsağa geçer). Salmonella belirtileri nelerdir? Barsak enfeksiyonu bulguları tüm hastalarda aynıdır. Benzeri şikayetler diğer barsak enfeksiyonlarında da görülür ve şikayetlere bakarak teşhis koymak imkansızdır. Salmonella enfeksiyonu sırasında en sık görülen şikayetler: Yüksek ateş, Bulantı, İshal, Kramp tarında karın ağrıları, Kusma, Baş ağrısı dır. Salmonella Teşhisi Nasıl Konur? Hastanın şikayetleri ve muayene bulgularsı teşhise yardımcı olur. Salmonelloz teşhisi laboratuar incelemeleri ve testler ile konur. Barsak enfeksiyonu sırasında hastadan istenen testler: Kan sayımı, CRP, Sedimantasyon, Dışkı muayenesi ve kültürü, Gruber Widal serolojik incelemesi istenir. Salmonella tedavisi: Salmonella tedavisinde ana hedef hastanın şikayetlerini gidermek ve kaybettiği su ve tuzu yerine koymaktır. Bu nedenle basit ağrı kesici ve ateş düşürücüler kullanılır. Hastalık 57 gün içinde kendi kendine geçer. Su ve tuz kaybı çok şiddetli olursa kaybedilen sıvı ve tuz damardan serum ile verilebilir, Asetaminofen ve ibuprofen gibi ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler hasta şikayetlerini azaltır, Salmonelloz tedavisinde antibiyotik verilmez, hastalık kendi kendine 5 – 7 günde geçer ancak, Yaşlılar ve çocuklarda, İmmün sistemi zayıf hastalarda, Salmonella komplikasyonu gelişen hastalarda antibiyotik kullanılır. Salmonella dan korunma: Salmonella doğada yaygın olarak bulunan, gıdalar ve sular ile bulaşan bir enfeksiyon hastalığıdır. Salmonella enfeksiyonundan korunmak için : • Sıklıkla elerli yıkamak, • Yemek hazırlama sırasında sanitasyon ve hijyen koşullarına dikkat edilmesi, • Gıdaların uygun ısı ve sürede pişirilmesi, • Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri kullanmamak, • Gıdaların uygun şekilde buzdolabında saklanması, • Mide asidini alan antiasit ilaçların gereksiz yere kullanılmaması önerilir. Referanslar: 1. Fight BAC! Partnership for Food Safety Education http://www.fightbac.org/ 2. US Food and Drug Administration Center for Food Safety and Applied Nutrition http://vm.cfsan.fda.gov/ 3. Canadian Partnership for Consumer Food Safety Education http://www.canfightbac.org/cpcfse/en/about/ 4. Public Health Agency of Canada http://www.phac-aspc.gc.ca/new_e.html/ 5. Benenson A. Salmonellosis . Control of Communicable Diseases Manual. American Public Health Association . 1996: 410-414. 6. Centers for Disease Control and Prevention (CDC). Use of a self-assessment questionnaire for food safety education in the home kitchen—Los Angeles County, California, 2006-2008. MMWR. 2010;59(34):1098-101. 7. Edwards BH. Salmonella and shigella species. Clin Lab Med . 1999; 19(3):469-487. 8. Heymann D. Salmonellosis. In: American Public Health Association. Control of Communicable Diseases Manual. 2004;469-473. 9. Koningstein M, Simonsen J, Helms M, Molbak K. The interaction between prior antimicrobial drug exposure and resistance in human Salmonella infections. J Antimicrob Chemother. 2010;65(8):1819-1825. RAŞİTİZM VE OSTEOMALAZİ Rickets and Osteomalacia; Vitamin D eksikliğine bağlı kemik hastalıklarıdır. Çocuk yaşta ortaya çıkarsa Riketsiya, erişkin yaşta ortaya çıkarsa Osteomalazi denir. Vitamin D eksikliğine bağlı olarak kemiklerde mineral kaybı olur ve kemikler zayıflar, yumuşar, şekli bozulur, çabuk kırılır, zor iyileşir. Riketsiya neden olur? Riketsiya ve Osteomalazi vitamin D eksikliği sonucu olur. Vitamin D eksikliği: Kötü beslenme, Güneş görmeme, Anormal Vitamin D metabolizması, Alınan vitamin D ye karşı vücut direnci var ise ortaya çıkar. Vitamin D vücutta kalsiyum ve fosfat metabolizmasını düzenler. Kemiklerdeki kalsiyum ve fosfat miktarını belirler. Vitamin D yağda eriyen bir vitamindir hem gıdalar ile alınır hem de vücutta güneş ışığı ile üretilir. Et, süt, balık, balık yağı ve mantar vitamin D açısından zengin besinlerdir. Riketsiya ve Osteomalazi nin en büyük sebebi yeterli D vitamini alamamaktır. Bununda en büyük sebebi yetersiz beslenme, yeterli güneş ışığı görmemektir. Laktoz intoleransı olanlarda D vitamini emilimi bozukluğu ve hastalık görülür. Nadiren vitamin D emilimi ve metabolizmasını bozan hastalıkalra bağlı Riketsiya ve Osteomalazi ler görülür: Böbrek problemlerine bağlı: Genetik bir böbrek problemi olan vitamin D ye dirençli raşitizm, Renal tubüler asidoz, kemik kalsiyumu kaybedilir, Kronik böbrek yetmezliği ( D vitamin metabolizması bozulur), Diyaliz hastaları, İnce barsak hastalıklarında Vitamin D emilimi bozulur, Karaciğer ve pankreas hastalarında, Kanser hastalarında, Bazı ilaçlara bağlı olarak: Fenitoin, fenobarbital, dilantin gibi epilepsi ilaçları, Asetazolamid, Amonyum klorür, Disodyum etidronat, Fluoride tedavisi, Bazı zehirlenmelerde: Kadminyum, Kurşun, Aluminyum, Bayat tetrasiklin zehirlenmelerinde D vitamini metabolizması bozularak Osteomalazi ve raşitizm ortaya çıkar. Raşitizm kimlerde görülür? Raşitizm ve Osteomalazi daha çok : Güneş görmeyen insanlarda, 6 ay – 2 yaş arası çocuklarda, Uzun süreli anne sütü alan çocuklarda ( anne sütünde D vitamini azdır), D vitamini takviyesi almayan, Kötü beslenen çocuklarda, 50 – 80 yaş arası yaşlılarda, Laktoz intoleransı olup D vit. Takviyesi almayanlarda, Ailede Riketsiya öyküsü olanlarda hastalık daha fazla görülür. Raşitizm belirtileri nelerdir? Kemik ağrıları, Kemiklerde hassasiyet, İskelet deformiteleri, eğrilikleri, Çarpık bacak, O veya X deformiteleri, Kuş göğsü deformitesi, Omurga eğrilikleri, Büyüme geriliği, kısa boy, Kolay kemik kırıkları, zor iyileşme, Diş anormallikleri, Dişlerde gecikme ve çarpıklık, Çabuk diş çürümesi, İştahsızlık, kilo kaybı, Uyuma zorluğu, uykuya dalma problemi, Kas gelişiminde gerilik, kaslarda zayıflık, Geç yürüme. Raşitizm teşhisi nasıl konur? Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı olur. Riketsiya ve Osteomalazi düşünülen hastalardan aşağıdaki testler istenir: Kanda 25 hidroksi vitamin D, İdrar tahlili, Kan ve idrarda Kalsiyum, Kan ve idrarda Fosfat, Alkali Fosfataz, PTH bakılır. Görüntüleme yöntemleri ile kemik grafileri çekilir. Raşitizm tedavisi nasıl yapılır? Raşitizm ve Osteomalazi tedavisi hem altta yatan sebebin tedavisi hemde bozulmuş olan kemiklerin düzeltilmesi, şikayetlerin giderilmesi şeklindedir. Altta yatan sebebin tedavisi: Diyete ek olarak; Vitamin D eklenmiş süt ürünleri, Vitamin D den zengin gıdalar ile beslenme ( balık, yumurta vb.), Vitamin D ile birlikte kalsiyum ve fosfat takviyesi, Biyoaktif vitamin D verilmesi, Güneş ışığı takviyesi yapılır. Semptomların tedavisi amacıyla: Kemik deformitelerini engelleyici gereçler ve korseler, İleri vakalarda kemik deformitelerinin cerrahi olarak düzeltilmesi gerekebilir. Raşitizm den korunma Korunma: Raşitizm ve osteomalaziden korunmak için; Vitamin D den zengin süt ve süt ürünleri kullanılması, Vitamin D ile birlikte kalsiyum, fosfor ve mineral takviyesi, Güneş ışığı, günde 15 dakika güneş banyosu yeterlidir, koyu tenli kişilerin daha uzun süre kalması gerekir, Uzun süre anne sütü alan bebeklere D vitamini takviyesi gerekir. Referanslar: 1. American Academy of Pediatrics http://www.aap.org/ 2. American Dietetic Association http://www.eatright.org/ 3. About Kids Health http://www.aboutkidshealth.ca/ 4. Alberta Children’s Services http://www.child.alberta.ca/home/ 5. Balk SJ; Council on Environmental Health; Section on Dermatology. Ultraviolet radiation: a hazard to children and adolescents. Pediatrics. 2011;127(3):e791-817. 6. Berkow R, Beers MH, Fletcher AJ, Bogin RM. The Merck Manual of Medical Information—Home Edition . New York, NY: Simon and Schuster, Inc; 2000. 7. Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/ . Accessed July 14, 2009. 8. Grant WB, Boucher BJ. Requirements for Vitamin D across the life span. Biol Res Nurs. 2011;13(2):120-133. 9. Rickets. US National Library of Medicine website. Available at: http://www.nlm.nih.gov/ . Accessed July 14, 2009. 10. Rickets: what it is and how it’s treated. Family Doctor.org website. Available at: http://familydoctor.org/online/famdocen/home/children/parents/ special/bone/902.html . Updated September 2007. Accessed July 14, 2009. 11. Wagner CL, Greer FR, American Academy of Pediatrics Section on Breastfeeding, American Academy of Pediatrics Committee on Nutrition. Prevention of rickets and vitamin D deficiency in infants, children, and adolescents. Pediatrics. 2008;122:1142-11 PROPSTAT KANSERİ Prostatik kasrisnom; Prostat karsinomu; Prostat kanseri erkeklerde kansere bağlı ölümlerin en büyük sebebidir. Erken teşhis prostat kanserinde hayat kurtarır. Prostat ceviz büyüklüğünde, mesanenin altında yer alan ve içinden idrar kanalı geçen lastik kıvamında salgı bezidir. Esas görevi sperm sıvısına salgı üretmektir. Kanser prostat dokusunun içinden çıkan ve kontrolsüz büyüyen tümör hücreleridir. Normalde doku hücreleri kontrollü olarak büyür, çoğalır ve ölürler. Kontrolsüz büyüdüklerinde doku içinde kitle ( tümör) oluşturur ve etrafa yayılmaya başlar. Kanser kötü huylu tümörlere verilen genel bir ad dır. Çevre dokulara yayılır, uzak dokulara atlar, vücudu istila eder. İyi huylu tümörler genellikle etrafa yayılmazlar. Bütün kanserler gibi prostat kanserinde de erken teşhis hayat kurtarır. Prostat kanseri neden olur? Prostat kanserinin gerçek sebebi bilinmemektedir. Yapılan çalışmalar aşağıdaki faktörlerin prostat kanseri gelişiminde önemli olduğunu göstermiştir: 55 yaş üstü, Ailede prostat kanseri öyküsü olması ( özellikle babada ve erkek kardeşte ), Ailede erken yaşta prostat kanseri öyküsü olması, Yağlı yemek, prostat kanseri gelişme riskini arttırmaktadır. Prostat kanseri ne şikayete sebep olur? Aşağıda yer alan şikayetler sadece prostat kanserine özgü şikayetler değildir. İyi huylu prostat büyümesi ve idrar yolu iltihapları da benzer şikayetlere neden olur. Ancak bu şikayetlerin varlığında doktora başvurmanız tavsiye olunur. Sık idrara gitme, Gece idrara kalkma, İdrara başlamakta güçlük, İdrar çapında azalma, Çatallı işeme, İdrar tutmakta zorluk, Son anda idrar kaçırma, İdrarda yanma veya idrar yaparken ağrı, Ereksiyonda zorluk, impotans, Sperm çıkışında ağrı, İdrarda yada spermde kan, Bel, kalça, bacaklar yada alt karın ağrısı, huzursuzluk hissi. Prostat kanseri nasıl teşhis edilir? Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı olur. Kesin teşhis patolojik inceleme ile konur. Parmakla muayene prostat hakkında çok değerli bilgiler sunar. İdrar tahlili: idrarda kan ve iltihap varlığı araştırılır, Kan testleri: PSA: prostat bezinden salınan bir maddedir ve prostat kanserinde artar. Çok değerli bir testtir. Prostat kanserlerinin tanısında ve takipte önemlidir. Ultrason: prostat görüntülemesidir. Değerli bilgiler verir, İVP ( İv Piyelogream): üriner organların ilaçlı filmidir, Sistoskopi: ışıklı bir alet ile idrar yolları ve mesanenin incelenmesidir, Biyopsi: kesin teşhis koydurur. Prostat dokusundan, kanser dokusundan iğne ile alınan parçaların incelenmesidir. Prostat kanseri nasıl tedavi edilir? Prostat kanseri tedavisinde önce kanserin prostat dışına yayılıp yayılmadığına bakılır. Etrafa yayılmışsa nereye kadar yayıldığına bakılır. Tedavi şekli yaygınlığa göre değişir. Prostat kanseri tedavisinde ürolog ve onkolog beraber çalışır. Cerrahi tedavi: Cerrahi olarak kanserli dokunun etraf lenf dokusuyla birlikte çıkarılması hedeflenir. Cerrahi tedavi 70 yaş altı ve bu tür ameliyatları kaldırabilecek hastalara yapılır. Bu ameliyat tiplerinden bazıları: Pelvik lenfadenektomi: prostat ile birlikte pelviste bulunan lenf bezleri de çıkartılır, Radikal retropubik prostatektomi: prostatın tamamı ve etraf lenf bezleri karınan girilerek çıkarılır. Radikal perineal prostatektomi: testis ve anüs arasından girilerek prostat ve etraf lenf bezleri çıkartılır. Transuretral prostatektomi ( TURP) penisten girilerek prostat dokusunun çıkarılmasıdır. TURP bir kanser ameliyatı değildir. Fakat şikâyetleri azaltmak amacıyla yapılabilir. Prostat kanser ameliyatları impotans yapabilir. İdrar kaçırmaya, dışkı kaçırmaya neden olabilir. Sinirleri koruyan ameliyatlar büyük ve sinirlere yakın kanserlerin temizlenmesini zorlaştırır. Robotik cerrahi ve laparoskopik cerrahi prostat kanseri ameliyatlarında yeni ve gelişmekte olan yöntemlerdir. Radyasyon tedavisi: Kanser hücrelerinin öldürülmesi ve tümör kitlesinin küçültülmesi amacıyla yapılır. Radyasyon iki şekilde verilebilir: External radyasyon tedavisi: dışarıdan tümörlü alana radyasyon verilir, İnternal radyasyon tedavisi: tümörlü alana radyoaktif madde yerleştirilir. Erken dönem tümörlerde daha çok tercih edilir. Radyasyon tedavisi impotans, idrar kaçırma ve dışkı kaçırmaya neden olabilir. Sistite neden olabilir. İmpotans ve idrar – dışkı kaçırma riski sinir koruyan cerrahide en az, prostatektomide yüksek, radyasyon tedavisinde daha yüksektir. Hormon tedavisi: Kanserin prostat dışına yayıldığı yada tedavi sonrası tekrar etmiş hastalarda kullanılan bir tedavi yaklaşımıdır. Hormon tedavisinde amaç erkek hormonlarını düşürmektir. En önemli erkek hormonu( androjen) testosteron dur. Androjen hormonları düşürmek prostat kanserinin küçülmesine ve yayılma hızının yavaşlamasına yol açar, fakat kanseri yok edemez. Hormon tedavi yöntemleri: Orşiektomi: testislerin cerrahi olarak alınmasıdır. Testisler testosteron un ana üreticisidir. Testislerin alınması ile testosteron seviyesi düşer, prostat kanserinin küçülmesini ve ilerlemesinin yavaşlamasını sağlar. LHRH antagonist ( Luteinizan Hormon Releasing Hormon Antagonist): testislerden testosteron üretimini bloke eder. Anti androjen: ( flutamide, bicalutamide) androjen etkisini bloke ederek etki eder. Orşiektomi yada LHRH antagonistleri ile birlikte kullanılır. Böbrek üstü bezlerinden androjen yapılmasını engelleyen ilaçlar (ketokonazol, aminoglutetimid): Östrojen: testislerden testosteron yapılmasını bloke eder. Ciddi yan etkilerinden dolayı kullanılmamaktadır. Prostat kanserinde hormon tedavisi yan etkileri : Sıcak basmalarına, Seksüel isteğin azalmasına, impotansa, Kemiklerde zayıflamaya neden olur. Criyosurgery: Prostat kanserinin dondurularak yok edilmesidir. Kemoterapi: Kanser hücrelerini öldüren ilaç tedavisidir. Kanser dokusuyla birlikte normal dokuya da zarar verir. Hormon tedavisine dirençli prostat kanserinde yeni kullanılan docetaxel hayat kalitesini ve süresini uzatmaktadır. Hormon tedavisine cevap vermeyen prostat kanserlerinde PSA değeri sürekli artar ve tedaviye rağmen tümör sürekli büyür ve yayılır. Biyolojik tedavi: Vücut direncini arttıran, immün sistemi güçlendiren ilaç ve biyolojik maddelerdir. Prostat kanserlerinde hastanın direncini arttırırlar. Prostat kanserinden korunma: Aşağıdaki önlemler prostat kanseri riskini azaltır: 50 yaşından itibaren düzenli Doktor kontrolü PSA ve prostat muayenesi, Dengeli beslenme, hayvansal yağlardan ve yağlı gıdalardan uzak durmak, Düzenli aspirin almak, Prostat büyümesi tedavisinde kullanılan 5 alfa redüktaz inhibitörü ( finasterid, dutasteride) düzenli olarak kullanılması prostat kanseri gelişimini azaltır. Referanslar: 1. American Cancer Society http://www.cancer.org/ 2. National Prostate Cancer Coalition http://www.pcacoalition.org/ 3. The Canadian Prostate Cancer Network http://www.cpcn.org/ 4. Prostate Cancer Research Foundation http://www.prostatecancer.ca/english/home/ 5. All about prostate cancer. American Cancer Society website. Available at: http://www.cancer.org/docroot/CRI/CRI_2x.asp?sitearea=LRN&dt=3 6 . 6. Berthold DR, Pond G, DeWit R, et al. Docetaxel plus prednisone or mitoxantrone for advanced prostate cancer: updated survival of the TAX 327 study (abstract). J Clin Oncol . 2007;25:236s. 7. Definition of HRPC. Hormone Refractory Prostate Cancer website. Available http://www.hrpca.org/definitionofhrpc.html . at: 8. Know your options: a prostate cancer education program. National Cancer Institute website. Available at: http://www.cancer.gov/PDF/d00d7731-d7a9-4219-aff1-16d62b8cbe96 /knowyouroptions.pdf . 9. Prostate cancer. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated February 2010. 10. Prostate cancer. National Cancer Institute website. Available at: http://www.cancer.gov/cancertopics/types/prostate . 11. Prostate cancer (PDQ): treatment. National Cancer Institute website. Available at: http://www.cancer.gov/cancertopics/pdq/treatment/prostate/pati ent . 12. Radiation therapy for cancer: questions and answers. National Cancer Institute website. Available at: http://www.cancer.gov/cancertopics/factsheet/Therapy/radiation . 13. Schröder FH, Hugosson J, Roobol MJ, et al. Screening and prostate-cancer mortality in a randomized European study. N Engl J Med. 2009;360:1320-1328. PROSTAT BPH;BPB; İyi Huylu Prostat Büyümesi; Prostat Hipertrofisi; Prostatizm; Benign İyi huylu prostat büyümesi prostat bezinin iyi huylu büyümesi sonucu ortaya çıkan şikayetlerdir. Prostat bezi mesane çıkışında yer alan sadece erkeklerde bulunan ceviz büyüklüğünde ve lastik top kıvamında olan bir salgı bezidir. İçinden idrar kanalı geçer. Sperm sıvısına salgı yapmakla görevlidir. Her prostat büyümesi şikayete neden olmaz. İdrar kanalını tıkarsa şikayete sebep olur. İyi huylu prostat büyümesi kansere bağlı büyüme değildir. İyi huylu prostat büyümesi neden olur? Sebebi tam olarak bilinmemektedir ancak erkek hormonlarının düşmesine bağlı olduğu düşünülmektedir. Yaş ilerledikçe prostat büyür. Büyüyen prostat içinden geçen idrar kanalını daraltır. Kanal daraldıkça şikayetler ortaya çıkar. Prostat büyümesi kimlerde olur? Hastalık 5o yaş üstü erkeklerde görülür. Yaş arttıkça görülme sıklığı da artar. 30 – 45 yaş gurubunda %8, 45 – 60 yaş gurubunda %40 – 50, 80 yaş üstünde %80 oranına prostat büyümesi görülür ancak her prostat büyümesi şikayete neden olmaz. Prostat belirtileri nelerdir? Prostat büyüdükçe içinden geçen idrar kanalını daraltır. Darlık arttıkça şikayetler ortaya çıkar, en sık görülen şikayetler: İdrara başlamakta güçlük, İdrar akımında zayıflık, Çatallı işeme, İdrar sonunda damlama, İdrar yapınca rahatlayamama, İdrar tutmakta zorluk, Sık idrara gitme, Gece idrara kalkma, İdrar kaçırma ( son anda idrar kaçırma ), Karın alt tarafında huzursuzluk hissi en sık görülen şikayetlerdir. Hastalarda mesane tam olarak boşalamadığından idrar yolu enfeksiyonları da sık görülür. Prostat büyümesi nasıl teşhis edilir? Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı olur. Hastanın yaşı, şikayetler, parmakla muayene çok değerli bilgiler verir. Benign prostat büyümesinde aşağıdaki testler istenir: İdrar tahlili, İdrar kültürü, PSA ve Serbest PSA : genellikle prostat kanser takibinde kullanılır. Ancak prostat büyümelerinde de PSA artar. Değerlendirme için PSA ve Serbest PSA değerlerine bakılmalıdır. Üroflowmetri, Ultrason, Sistoskopi. PSA: Prostat Spesifik Antijen ( PSA) prostat bezinden salgılanan bir proteindir. Kanda PSA değerinin yüksek olması hem prostat görülür. kanseri hemde Benign prostat büyümelerinde Prostat büyümesi nasıl tedavi edilir? Hafif prostat büyümeleri tedavi gerektirmez. Tedavi tıkanıklığın derecesine ve hasta şikayetlerine bağlı olarak düzenlenir. İlaç tedavisi: 5- alfa redüktaz inhibitörleri: idrara başlamada zorluk, idrar tutmakta zorluk ve sık idrara gitme gibi şikayetleri azaltır ( finasterid, dutasteride), Alfa bloker ilaçlar: tıkanıklığı ve şikayetleri azaltır, idrar akışını arttırır (tamsulosin, alfuzosin, dokzazosin, terazosin), Antimuskarinik ilaçlar: mesane kaslarını gevşetir, sık idrara gitme ve idrara başlamakta zorluk şikayetlerini azaltır (oxybutryn, solifenacin, tolterodin, darifenacin, toruspin, fesoterodin ) en sık kullanılan ilaçlardır. Her bir ilaç gurubunun değişik etkileri vardır. İlaçlardan bir kısmı impotans ve erektil disfonksiyona neden olabilir. Alfa bloker ilaçlar tansiyon düşmesine, baş dönmesine, burun akıntısına sürekli gribal şikayetlere neden olabilir. Antimuskarinik ilaçlar ağız kuruluğuna, kabızlığa, sersemlik haline ve idrar kesesini boşaltmada sıkıntıya sebep olabilirler. Eğer benign prostat büyümesi var ise içinde dekonjesan olan antigribal ilaçlar kullanılmamalıdır. Özellikle içinde PSÖDOEFEDRİN olan ilaçlar kullanılmamalıdır. Şikayetlerin artmasına ve ani tıkanmaya neden olur. Cerrahi tedavi: ilaçların yetmediği düzeltilir. durumlarda darlık cerrahi olarak Küçük cerrahi girişimler: Bunlara minimal invaziv girişimler de denir. Transüretral Mikrodalga Termoterapi (TUMT): Penis ucundan girilerek fazla prostat dokusu yakılarak darlık açılır. Transüretral İğne Ablasyonu ( TUNA) : Penis ucundan girilerek iğne ile prostat küçültülür ve darlık açılır. Küçültmede radyofrekans dalgalar kullanılır. Trasüretral Lazer Tedavisi: Penis ucundan girilerek lazer ile fazla dokunun alınması ve darlığın açılmasıdır. Cerrahi girişimler: Transüretral cerrahi prostat rezeksiyonu ( TURP) : penisten girilerek prostatın büyümüş kısmı cerrahi olarak çıkartılır. Transüretral prostat insizyonu (TUİP): Penisten girilerek mesane prostat bağlantısı ince kesiler ile açılır, üretra girişi genişletilir. Açık cerrahi: karın açılarak prostat çıkarılır. Prostat stent ‘i: prostat içine çelik boru konarak daralması önlenir. Uzun dönemde pek faydalı değildir. Alternatif tedavi yöntemleri: aşağıdaki doğal ilaçlar prostat büyümelerinde en sık kullanılmış olanlardır ilaç değillerdir, herkes de aynı etkiyi yapmazlar: Saw palmetto: sonuçlar farklıdır, kimi hastalar fayda gördüklerini söyler. Beta- Sitosterol: bazı şikayetleri azalltığı bildirilmiştir, herkez de aynı etkiyi yapmaz, Pygeum: bazı şikayetleri azaltır, herkes de aynı etkiyi yapmaz. Prostat büyümesi kanser değildir ve yaş ile birlikte doğal olarak birçok erkekte ortaya çıkar. Her prostat büyümesi şikayete neden olmaz. Referanslar: 1. National Kidney and Urologic Diseases Clearinghouse http://kidney.niddk.nih.gov/ 2. The Prostate Institute http://www.prostateinstitute.org/ 3. Canadian Urological Association http://www.cua.org/ 4. Prostate Centre http://www.prostatecentre.ca/ 5. Berkow R, et al. The Merck Manual of Medical Information . 17th ed. Simon and Schuster, Inc.; 2000. 6. Beta-sitosterol. EBSCO Natural and Alternative Treatments website. Available at: http://www.ebscohost.com/healthLibrary/. Updated August 2011. 7. Fagelman E, Lowe FC. Saw palmetto berry as a treatment for BPH. Rev Urol . 2001 Summer;3(3):134-8. 8. Fried NM. New laser treatment approaches for benign prostatic hyperplasia. Curr Urol Rep . 2007 Jan;8(1):47-52. 9. Guideline on the management of benign prostatic hyperplasia. American Urological Association. Available at: http://www.auanet.org/guidelines/bph.cfm . Updated 2006. 10. Greco KA, McVary KT. The role of combination medical therapy in benign prostatic hyperplasia. Int J Impot Res . 2008 Dec;20 Suppl 3:S33-43. 11. Marberger M. Drug insight: 5-alpha-reductase inhibitors for the treatment of benign prostatic hyperplasia. Nat Clin Pract Urol . 2006 Sep;3(9):495-503. 12. Prostate enlargement: Benign prostatic hyperplasia. National Kidney Urologic Diseases Information Clearinghouse website. Available at: http://kidney.niddk.nih.gov/kudiseases/pubs/prostateenlargemen t/ . 13. Pygeum. EBSCO Natural and Alternative Treatments website. Available at: http://www.ebscohost.com/healthLibrary/. Updated August 2011. ROTA VİRÜS Rota Enteriti; Rota virüsü ile meydana gelen mide bağırsak enfeksiyonudur, hastalık ishal bulantı kusma ve ateş ile seyreder ve her yaşta görülür. Mide barsak sisteminde enfeksiyona neden olur. Bebekler ve küçük çocuklarda en sık ishal sebebidir. Hızla yayılır, salgınlara neden olur. Birçok çocuk kendi kendine düzelir. 1998 de Rota virüs aşısı kullanılmaya başlandı. Rota virüs nedir ? Rota virüs mide ve bağırsaklarda enfeksiyona neden olabilen bir virüstür. Özellikle bebek ve çocuklarda ishalin en sık sebebidir. Dünya çapında yaygın olarak görülür. Kış aylarında ve ilk baharda salgınlar yapar. Yılda bir milyon çocuğun ölümüne neden olur. 1998 de aşısı kullanılmaya başlandı. Rota virüs belirtileri nelerdir ? Rota virüs çok hızlı yayılır. Hastalık kirli ellerin ağza teması sonucu bulaşır. Hasta kişinin etrafa dokunması, tokalaşma, kirli oyuncaklar, kirli yüzeyler ile temas sonucu kolayca bulaşır. Hasta çocuklar şikayetleri süresince ve iyileştikten sonra bir süre hastalığı yayarlar. Kreşler ve yuvalarda rota virüs salgınları sık görülür. Hastalık virüs bulaştıktan 3 gün sonra başlar. Rota virüs gastro enteriti Ateş Bulantı, Kusma, Kramp tarzında karın ağrıları, Bol sulu kansız sümüksüz ishal ile seyreder. İshal çok ağır değildir ancak 3 ila 9 gün sürer. Birçok hasta bu sürenin sonunda kendi kendine iyileşse de aşırı kusma ve ishal nedeniyle ciddi su kaybı olan bebeklerin ve çocukların hastaneye yatırılmaları gerekir. Hastalık bağışıklık bırakmaz ancak diğer rota vakaları giderek daha hafif seyreder. Hastalık nadiren aşırı sıvı kaybına bağlı koma ve ölümle sonuçlanabilir. Rota enfeksiyonu nasıl teşhis edilir? Hastalık dışkıda rota virüs testi ile teşhis edilir. Rota enfeksiyonu kimlerde görülür? Her çocuk hayatının ilk 5 yılında rota virüs enfeksiyonu geçirir. 3 ila 35 ay arası bebeklerde rota enfeksiyonu ağır seyreder ve şiddetli su kaybına neden olur. Rota virüs enfeksiyonlarına bağlı hastane yatışlarının birçoğu bu yaş gurubunda görülür. Çocuklar çok nadiren ardı ardına rota enfeksiyonları geçirebilir. Büyük çocuklar ve erişkinlerde de rota virüs ishalleri görülür. Çok çocuklu evlerde bebeklerde başlayan rota enfeksiyonunun büyük kardeşlere hatta anne babaya geçtiği görülebilir. Yaşlılarda rota virüs enfeksiyonu nadirdir ancak tehlikeli su kabına ve koma ve ölüme yol açabilir. Rota virüs tedavisi Viral enfeksiyonların tedavisinde antibiyotik kullanılmaz. Rota virüs tedavisi bol sıvı takviyesi, destek tedavisi ve istirahattır. Aşırı su kayıplarında vakit geçirmeden hospitalizasyon gerekir. Rota virüs enfeksiyonu nasıl önlenir Rota virüs aşısı 1998 yılında kullanılmaya başlandı. Aşı etkili ve kullanımı kolay bir aşıdır. Aşılama dışında özellikle bebekli ve küçük çocuklu ailelerin el yıkama, sanitasyon ve hijyen kurallarına dikkat etmesi önerilir. Referanslar : 1. Reduction in Rotavirus After Vaccine Introduction — United States, 2000-2009 MMWR. 2009; 58(41):1146-1149 2. Prevention of Rotavirus Gastroenteritis Among Infants and Children Recommendations of the Immunization Practices (ACIP) Advisory Committee on MMWR. 2009; 58(RR02):1-25 3. Tate JE, Cortese MM, Payne DC, Curns AT, Yen C, Esposito DH, et al. Uptake, Impact, and Effectiveness of Rotavirus Vaccination in the United States. Pediatr Infect Dis J. 2011;30(1 Suppl):S56-60. 4. Yen C, Tate JE, Wenk JD, II Harris JM, Parashar UD. Diarrhea-Associated Hospitalizations Among US Children Over 2 Rotavirus Seasons After Vaccine Introduction. Pediatrics. doi:10.1542/peds.2010-1393. 5. Cortese MM, Tate JE, Simonsen L, Edelman L, Parashar UD. Reduction in Gastroenteritis in United States Children and Correlation With Early Rotavirus Vaccine Uptake From National Medical Claims Databases. Pediatr Infect Dis J. 2010;29(6):489-94 ROMATOİD ARTRİT RA; Artrit; Romatizma: Romatoid artrit vücudun kendi eklemlerine saldırması sonucu (otoimmün) ortaya çıkan bir hastalıktır. Eklemlerde ağrı, şişlik, tutukluk, fonksiyon kaybı ile seyreder. Romatoid artrit kronik, ağrılı, eklem fonksiyonunu, yapısını bozan ve ataklar şeklinde seyreden bir hastalıktır. Vücudun her iki yanında da aynı eklemleri tutar. En sık: Parmaklar, El bileği, Dirsekler, Omuz, Çene, Kalça, Diz, Ayak parmak eklemleri tutulur. Romatoid artrit neden olur? Romatoid artrit genetik bir hastalıktır ancak ortaya çıkması çevresel faktörlere bağlıdır. Uygun ortamlarda tetiklenen hastalık sonucu vücut kendi eklem ve iç organlarına saldırmaya başlar. Romatoid artrit in ortaya çıkması birtakım faktörlere bağlıdır. Genetik faktörler: immün sistemin oluşmasında gerekli bazı genler Romatoid artrit için zemin hazırlar ve çevresel faktörler gerçekleşince hastalık başlar, İmmün sistemde ortaya çıkan bir defekt Romatoid artrit e yol açar. Çevresel faktörler, bazı viral ve bakteriyel hastalıklar genetik yatkınlığı olan kişilerde Romatoid artrit i başlatır. Diğer faktörler: bazı deliller hormonsal faktörlerin de genetik faktörler kadar hastalığın ortaya çıkışını tetiklediğini göstermiş dir. Romatioid artrit kimlerde görülür? Ailesinde Romatoid artrit olan kişilerde, Bayanlarda, Uzun süre sigara içenlerde hastalık daha sık görülür. Romatoid artrit belirtileri nelerdir? Romatoid artrit kronik bir hastalıktır. Hastalık eklem kıkırdaklarının iltihabıdır ve en büyük şikayetler: Eklem ağrısı ve tutukluk, Simetriktir her iki tarafta aynı eklemler simetrik olarak tutulur, En sık sabahları şikayet olur, şikayetler akşama doğru azalır, Şikayetler bir, bir buçuk saat sürer, Eklemlerde kızarık, şiş ve sıcaktır, Eklemlerde deformasyon başlar, eklemler yamulmaya başlar, Hafif ateş ve yorgunluk şikayeti vardır, İştahsızlık olur, Deri altında küçük nodüller görülür. Romatoid artrit ilerledikçe hastalık iç organlara da zarar vermeye başlar. Romatoid artrit komplikasyonları en sık: Kalp, Akciğerler, Gözler, Deri, Karaciğer, Böbrekler, Kan, Sinir sistemi ve Kan damarlarında görülmeye başlar. Romatoid artrit erken dönemde kalp hasarına yol açarak ölüme neden olabilir. Romatoid artrit teşhisi nasıl konur? Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı olur. En az bir eklemde ağrı, şişlik ve ısı artışsı olması, kaç eklemin tutulduğu, şikayetlerin süresi teşhise yardımcı olur. Laboratuar testleri teşhis koydurur: Kan testleri: RF: Romatoid Faktör, CCP: Anti- Citrullinated Protein antikoru ( erken dönemde pozitif olur ), ESR: sedimantasyon hızı (aktif dönemde yükselir), CRP: inflamasyonun şiddetini gösterir. Röntgen incelemeleri ile teşhis konur. Romatoid artrit tedavisi: Romatoid artrit hastalığının kesin tedavisi yoktur. Hastalığın tedavisinde amaç atakları dindirmek ve : Ağrıyı kesmek, İnflamasyonu azaltmak, Eklem hasarını durdurmak, Eklem fonksiyonunu arttırmak tır. İlaçlar: Romatoid artrit tedavisinde kullanılan ve inflamasyonu azaltmaya şikayetleri durdurmaya yönelik birçok ilaç vardır: Anti romatizmal ilaçlar: hastalığı yavaşlatırken dönemde kullanılır ve ileride eklem hasarı gelişmesini önlemeye çalışırlar: Metotreksat, Hidroksiklororkin, Sulfosalazin, Leflunomid, Siklosporin, Penisilamin, Altın, Minosiklin İmmüno süpressif ilaçlar: ilk guruptaki ilaçlar başarısız olursa kullanılırlar. İmmün sistemi baskılayan ve immün sitemi baskılayarak kıkırdaklara karşı savaşmasını durdurmaya çalışan ilaçlardır. Azatioprin, Siklofosfamid, Klorambusil, Hafif ağrıkesici ve antiinflamatuar ilaçlar ( NSAİ ) Parasetamol, İbuprofen, Naproksen ve diğer NSAİ ilaçlar, Biyolojik modifikatör ilaçlar: vücudun otoimmün cevabını bozarak kıkırdaklar ile savaşmasını durduran ilaçlardır. Etanercept, İnfliksimab, Adalimumab, Golimumab, Certolizumab, Steroidler: küçük doz kortizon ilk etapta kullanılır, uzun süre kullanılmazlar. İltihaplı eklem içine kortizon enjeksiyonu uzun süreli rahatlık sağlar. İstirahat ve egzersiz: İstirahat eklemdeki inflamasyonu, ağrıyı, şişliği ve fonksiyon kaybını azaltır. Ataklardan sonra egzersiz kas gücü ve eklem kabiliyetini arttırmak için gereklidir. İltihaplı eklemin atele alınması ağrı ve şişliği azaltır, eklem üstündeki yükü alır ve günlük aktiviteye destek olur. Cerrahi tedavi: İleri vakalarda eklem replasmanı ve tendon rekonstrüksiyonu eklem fonksiyonunu kurtarmaya yarar. Yaşam değişiklikleri: Yaşamda yapılacak küçük değişiklikler inflamasyonu ve eklem hasarını azaltmayı sağlayabilir: İstirahat ve egzersiz arasında bir denge kurulmalıdır, Gerici egzersizler yapılmalıdır, Ağır egzersizler yapılmamalı, yarışmalı mücadeleci sporlar yapılmamalıdır, Sigara içiliyor ise bırakılmalıdır, Kilo kontrolü çok önemlidir fazla kilolar verilmelidir, Gerekir ise fizik tedavi programına katılmalıdır. Romatoid artritten korunma: Romatoid artrit genetik bir hastalıktır. Genetik olarak hastalığa yatkın olan kişilerde sebebini tam olarak bilmediğimiz çevresel faktörler hastalığı başlatmaktadır. Hastalıktan korunmanın bilinen bir yolu yoktur. Romatoid artrit kronik ağrılı bir eklem hastalığıdır, erken teşhis ve tedavi eklemlerin korunmasını, uzun süre ağrısız ve bağımsız yaşamayı sağlayan en önemli faktördür. Referanslar: 1. American College of Rheumatology http://www.rheumatology.org/ 2. The Arthritis Foundation http://www.arthritis.org/ 3. Canadian Orthopaedic Association http://www.coa-aco.org/ 4. Canadian Rheumatology Association http://www.rheum.ca/ 5. DynaMed Editorial Team. Rheumatoid arthritis (RA). EBSCO DynaMed website. at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated September 3, 2010. September 10, 2010. 6. Rheumatoid arthritis. National Institute of Arthritis and Musculoskeletal and Skin Disorders website. at: http://www.niams.nih.gov/Health_Info/Rheumatic_Disease/default .asp . Published January 1998. Updated May 2004. June 18, 2008. 7. Tanaka E, Saito A, Kamitsuji S, et al. Impact of shoulder, elbow, and knee joint involvement on assessment of rheumatoid arthritis using the American College of Rheumatology Core Data Set. Arthritis Rheum . 2005;53:864-871. 8. Verstappen SM, Bijlsma JW, Verkleij H, et al. Overview of work disability in rheumatoid arthritis patients as observed in cross-sectional and longitudinal surveys. Arthritis Rheum . 2004;51:488-497. 9. 4/16/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Zautra AJ, Davis MC, Reich JW, et al. Comparison of cognitive behavioral and mindfulness meditation interventions on adaptation to rheumatoid arthritis for patients with and without history of recurrent depression. J Consult Clin Psychol. 2008;76:408-421. 10. 11/4/2009 DynaMed Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Tumor necrosis factor (TNF) blockers (marketed as Remicade, Enbrel, Humira, Cimzia, and Simponi). US Food and Drug Administration website. at: http://www.fda.gov/Safety/MedWatch/SafetyInformation/SafetyAle rtsforHuman MedicalProducts/ucm175843.htm . Updated August 31, 2009. November 4, 2009. 11. 12/31/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Anis A, Zhang W, Emery P, et al. The effect of etanercept on work productivity in patients with early active rheumatoid arthritis: results from the COMET study. Rheumatology (Oxford). 2009;48:1283-1289. 12. 9/10/2010 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Aletaha D, Neogi T, Silman AJ, Funovits J, et al. 2010 rheumatoid arthritis classification criteria: an American College of Rheumatology/European League Against Rheumatism collaborative initiative. Ann Rheum Dis. 2010;69(9):1580-1588 REFLÜ Reflü özefajit; Reflü mideden yemek borusuna asit kaçması sonucu göğüste yanma ve ağrı hissi. Reflü neden olur? Yenilen gıdalar yemek borusu ile mideye gider. Yemek borusu ile mide arasında bir kapak bulunur. Bu kapağın zayıfladığı durumlarda midenin asitli içeriği yemek borusuna geri kaçar ve yemek borusunu yakarak şikayetlere neden olur. Reflü kimlerde görülür? Reflü herkes de her yaşta olabilir bebekler, çocuklar dahil her yaşta görülebilir, aşağıdaki durumlar reflü görülme şansını arttırır: Genetik yatkınlık; Ailede olması görülme şansını arttırır, Aşırı mide asidi varsa, Helicobacter pylori varlığı, Bazı ilaçlar, Antikolinerjik ilaçlar, Kalsiyum blokeri antihipertansifler, Teofilin, Ağrı kesici ilaçlar, Kinidin, Tetrasiklin antibiyotik, Demir içeren ilaçlar, Osteoporoz ilaçları, Hormon ilaçları, Yeme alışkanlığı, Obezite, Gebelik, Mide fıtığı ( Hiatus hernisi ), Yemekten kısa süre sonra egzersiz yapmak, Sigara, Alkol, Çikolata, Kahve ve kafeinli içecekler, Gazlı içecekler, Aşırı yağlı gıdalar, Refü için önceden yapılmış cerrahi girişimler; Gastrik reflü cerrahisi, Vagotomi Astım ve astım ilaçları kullanmak, Peptik ülser, Bazı Hastalıklar; Diyabet, Kanser, Silikozis, Kistik fibrozis, Nörolojik hastalıklar, Solunum sistemi rahatsızlıkları, KOAH, Kronik bronşit, Astım, Amfizem, Sindirim sitemi hastalıkları; Gastrit Peptik ülser, Duodenal ülser, Gıda alerjilerinin varlığı reflü gelişme şansını arttırır. Reflü belirtileri nelerdir? Reflü şikayetleri özellikler aşırı yemek, yağlı yemek, yemekten sonra egzersiz yapmak yada yatmak sonucu ortaya çıkar. Küçük çocuklarda uykudan öksürükle kalkma, öğürme, kusma şikayetleri olabilir. Şikayetler birkaç dakika yada saat sürebilir. Şikayetlerin şiddeti ve süresi yutak borusundaki asit yanığının boyuna ve derinliğine bağlıdır. Mide ile yutak borusu arasındaki kas gevşekliğinin derecesi, Mideden yemek borusuna kaçan asit miktarı, Ağızdan mideye akan ve asidi nötralize eden tükürüğün miktarı yanığın boyunu ve derinliğini belirler. Reflüde en sık görülen şikayetler: Göğüsten başlayıp boğaza doğru yayılan yanma tarzında ağrı ( kalp ağrıları ile çok karışır), Ağrı öne eğilmekle, Yatmakla, Egzersizle, Ağır kaldırmakla artar, Yemeklerin ağza gelmesi, Ağızda, boğazda acı, ekşi tat olmasıdır. Ayrıca bu ana şikayetlere ek olarak bazı hastalarda: Boğaz ağrısı, Boğukluk, seste kabalaşma, Kronik öksürük, Boğazda düğümlenme hissi, Astım, Boğulma hissi ile uyanma şikayetleri görülür. Reflü kronik şekilde devam ederse yutak borusunda ülserler oluşur ( özefagus ülserleri ). Özofagus ülserleri var ise Özefagus kanamaları, Yutma güçlüğü, Kanlı kusma, Dışkıda siyahlaşma, Yemek borusunda yanık izleri ve Baret Özefagus denilen kanser başlangıcı, Dişlerde asit yanıkları görülür. Reflü teşhisi nasıl konur? Reflü şikayetleri kalp ağrıları ile karışır. Her atakta bu iki ağrıyı birbirinden ayırmak gerekir. Reflü teşhisinde: Baryumlu mide filmi, 24 saatlik yemek borusu asit takibi, Mide yemek borusu kapak basınç testi, Endoskopi, Biyopsi gerekebilir. Reflü tedavisi : Tedavinin amacı reflüye bağlı ağrı ataklarını komplikasyonları önlemektir. Bu nedenle; ve Mide asidinin yemek borusuna kaçmasını azaltmak, Mide asit salgısını azaltmak için tedavi planlanır. 1- Hayat tarzı değişiklikleri: a. Yemek listesi tutmak i. Hangi yemeklerin ve gıdaların sizde şikayete neden olduğunu yazmanız tedaviyi çok kolaylaştırır. b. En sık reflü sebebi gıdalardan uzak durmak i. Aşırı yağlı gıdalar, ii. Kızartmalar, iii. Baharatlı gıdalar, iv. Soğan ve sarımsak, v. Çikolata, vi. Mentol, vii. Turunçgiller, viii. Domates, ix. Biberler ( acı ve tatlı tüm biberler reflu şikayetini arttırırlar), x. Alkol, xi. Kahve ve kafeinli içecekler, xii. Karbonatlı, gazlı içecekler, c. Küçük porsiyonlarda yemek, d. Yemek ile yatmak arasında en az 2- 3 saat olmalıdır, e. Kilo vermek, f. Sigarayı bırakmak, g. Aşırı sıkı giysiler kullanmamak, h. 2 yastıkta yatmak Reflü şikayetlerini kontrol altına almak için yapılabilecek hayat tarzı değişiklikleridir. 2- İlaçlar a. Asit salgısını azaltan ilaçlar, b. Fazla asidi nötralize eden ilaçlar, c. Mide ve yemek borusunu koruyan ilaçlar, d. Mide yemek borusu arsındaki kas sıkılığını arttıran ilaçlar, reflü tedavisinde kullanılır. 3- Cerrahi Prosedürler: hayat tarzı değişiklikleri ve ilaçların yetersiz kaldığı durumlarda cerrahi prosedürlere baş vurulabilir. a. Var ise mide fıtığının düzeltilmesi, b. Funduplikasyon ile midede kapak yapılması cerrahi olarak başvurulabilecek tedavi yöntemleridir. Reflüden korunmak için neler yapmalı? Basit hayat tarzı değişiklikleri ile reflü nün ortaya çıkışını durdurmak ve korunmak mümkündür. Aşırır yemekten kaçınmak, Yemekten sonra 2- 3 saat oturur pozisyonda kalmak, Sıkı giysiler kullanmamak, 2 yastıkta yatmak, Sigara içmemek, Alkol, kafein ve gazlı içecekler içmemek, Sizde şikayet yapan gıdalardan uzak durmak, Yemekten sonra 20 – 30 dakika şekersiz çiklet çiğnemek, Kilo almamak, Stresinizi azaltmak reflü gelişimini engeller. Referanslar: 1- Alan R. Causes of gastroesophageal reflux disease (GERD)/heartburn. EBSCO Health Library website. Available at: http://www.ebscohost.com/thisTopic.php?marketID=15topicID=81. Updated February 2007. July 1, 2008. 2- Alan R. Gastroesophageal reflux disease (GERD)/heartburn. EBSCO Health Library website. Available at: http://www.ebscohost.com/thisTopic.php?marketID=15topicID=81. Updated February 2007. July 1, 2008. 3- American Gastroenterological Association website. Available at: http://www.gastro.org. 4- Conn HF, Rakel RE. Conns Current Therapy 2001 . 53rd ed. Philadelphia, PA: WB Saunders Company; 2001. 5- EsophyX receives FDA clearance for performing transoral incisionless fundoplication surgery. Medical News Today website. Available at: http://www.medicalnewstoday.com/articles/83410.php. Published September 24, 2007. August 19, 2009. 6- Gastroesophageal reflux disease (GERD). EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated March 04, 2011. March 10, 2011. 7- Heartburn: hints on dealing with the discomfort. American Academy of Family Physicians website. Available at: http://www.familydoctor.org . Updated April 2008. July 1, 2008. 8- Heartburn, gastroesophageal reflux (GER), and gastroesophageal reflux disease (GERD). National Institute of Diabetes and Digestive and Kidney Diseases website. Available at: http://digestive.niddk.nih.gov/ddiseases/pubs/gerd/ . Updated May 2007. July 1, 2008. 9- Transoral incisionless fundoplication with EsophyX. Endogastric Solutions website. Available at: http://www.endogastricsolutions.com/esophyx_for-pt.htm . August 19, 2009. 11- Understanding GERD. American College of Gastroenterology website. Available at: http://www.acg.gi.org/patients/gerd/word.asp . Published 2006. July 1, 2008. 12- 9/30/2008 DynaMeds Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Jacobson BC, Moy B, Colditz GA, Fuchs CS. Postmenopausal hormone use and symptoms of gastroesophageal 2008;168:1798-1804. reflux. Arch Intern Med. 13- 3/1/2010 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Maalox Total Relief and Maalox liquid products: medication use errors. US Food and Drug Administration website. Available at: http://www.fda.gov/Safety/MedWatch/SafetyInformation/SafetyAle rtsforHumanMedicalProducts/ucm200672.htm . Published February 17, 2010. March 2, 2010.