7 Kânunusani 1330 (1914) İ : 15 Meclisi Mebusan Mesela, merakizi vilayatta şu tadat ettiğimiz zevatı mu­ maileyhimden yedi kişi, livalarda beş, kazalarda üç kişi mev­ cut olursa, dava vekaleti bunlara münhasırdır. Bunlar bu­ lunmazsa, yine eskisi gibi, herkes ifayı vekalet edecektir. Eğer, bu zevat bulunmazsa -ki, birçok vilayetlerimizde bulunmaz- o vakitler herkes ve sunufu saire erbabından da arzu edenler, mahakimi şeriyede ifayı vekalet edebilir deniyor. Şimdi, inhisar yani hasr ve tahsis edilen hukuktan ma­ da, zevat eğer akraba ve taallukattan sıhren veya neseben aba ve ecdadının sıhren bababı, dedesi gibi veyahut da ev­ ladının kayınpeder, kayınvalidesi, neseben babası, anası gibi, evladı gibi kesanın davası olur da onu deruhte edecek olursa, kanundaki olan hasr ve tahsisin bunda tesiri yoktur. Bun­ lar, mahakimi sedyenin her kısım ve derecesinde icrayı ve­ kalet edebilirler. Tahsis meselesinin tesiri bu kadardır. Ta­ dat ettiğimiz akrabadan mada akraba olmayanların dava­ larını iltizam da şu kanunda münderiç olanlara hasr ve tah­ sis edilmiştir. HAKKI İLHAMI BEY (Hudeyde) — Bunların imti­ hanları nerede olacaktır? MEHMET SADIK EFENDİ (Devamla) — Mektebi Kuzatta. HAKKI İLHAMI EFENDİ (Hudeyde) — Vilayatı baideden buraya gelip imtihan mı olacaklar 7 MEHMET SADIK EFENDİ (Devamla) — Şimdi, ka­ nunun gidişatına göre, yalnız dava vekillerinden yalnız ruh­ satname almış olanların da gelmesini teşmil ederek bunlar da Mektebi kuzatta teşekkül edecek heyet huzurunda im­ tihan edilecek, bunlardan başka zevat imtihana davet edil­ miyor. Yani, icrayı vekaletten kanunen memnu addediliyor. HAKKI İLHAMİ EFENDÎ (Hudeyde) — Şimdiye ka­ dar ifayı vekalet etmekte olanlar ne olacak, imtihana da­ vet edilecekler mi? MEHMET SADIK EFENDÎ (Devamla) — Şahadetnameli değilse edilmeyecek. Mektebi Kuzattan veya Mek­ tebi Hukuktan mezuniyet rüsunu haiz olmayanlar icrayı ve­ kalet edemez. HAKKI İLHAMI EFENDİ (Hudeyde) — Memurini şeriyesi huzurunda imtihan edilerek bunların da kabulü mu­ cibi muhassenattır. Maksat, isbatı ehliyet değil mi? MEHMET SADIK EFENDİ (Devamla) — Menfaat ve mazarratı nazarı dikkate almalıdır. Sizir beyanınızda da menfaat da mazarrat da var. Fakat, bir nokta daha var; her­ kese imtihan çığırı açacak olursak, mademki dava vekaleti meslekî mahsustur mahakimi şeriyede birçok ahkam var­ - C :1 dır ki, onların ahkamına vakıf olmamak suretiyle eshabı mesalihin davalarında birçok zararlar tevlit edecek. İmti­ han kapısı açmaktan tevellüt edecek mazarrat ile bunların mağdur olmaları yüzünden tevellüt edecek mazarrat teka­ bül edilecek olursa, maksatta büyük bir fark görülür. En­ cümenin noktai nazarı bu. Yani, biz bu çığırı açmayı mu­ vafık görmüyoruz. MEHMET UBEYDULLAH EFENDİ (İzmir) — Ni­ çin görmüyorsunuz, izah edin. MEHMET SADIK EFENDİ (Devamla) — Niçin mi? Çünki, tabiî kazalarda, vilayetlerde birçok cühela var, bun­ ların hepsi için imtihan kapısı açarak imtihana davet edi­ lecek olurlarsa, birçok mahazir tevlit eder. Onun için mes­ leki mahsus olmak itibariyle birçok zararlar olduğundan, bu meslekten haberdar olan zevata hasr ve tahsis edilmiştir. MEHMET UBEYDULLAH EFENDİ (İzmir) — Ne­ dir o zararlar, söyler misiniz? MEHMET SADIK EFENDİ (Devamla) — Zararlar belli; bunu da o kadar teşrih edelim mi? Hatta geçenlerde çıkarmış olduğumuz maddei kanuniyede Mektebi kuzattan şahadetname almağa münhasırdır dediniz. Bunu kabul et­ tiniz; orada mazarratı mülahaza ederek o hakikati kabul ettiniz, herkese imtihan kapısı açmadınız. Çünki, orada mesalihi millet nazariyesini kabul ettiniz. İşte bu da meslekî mahsustur; o halde ehli olanlara hasr ve tahsis edilmiştir. Encümenin noktai nazarı budur. EVLİYA EFENDÎ (Meşihat Müsteşarı) — Encüme­ nin noktai nazarıyla tamamiyle müşterekiz. Başka itiraz vu­ ku bulursa cevap veririz. MEHMET UBEYDULLAH EFENDİ (İzmir) — Bu Mektebi kuzatı himayedir, meseleki değil. MEHMET SADIK EFENDÎ (Devamla) — Hayır efen­ dim, Mektebi Kuzat koyduk, Mektebi Mülkiye koyduk; yani ehline tefvizi umur edilecek. TAHSİN RIZA BEY (Tokat) — Efendim, iki madde­ den ibaret olarak Makamı Aliî Meşihatın teklif ettiği şu layıhai kanuniye, bugün Memleketimizde vücudunu şiddet­ le hissettiğimiz elim bir marazın teşhisine doğru atılmış bir hatvedir. Biz, mahkemelerimizin ıslahıyla ihkakı hak ve tev­ zii adalet kaidei esasiyesinin salim bir surette temin edil­ mesini ne kadar arzu ve temenni edersek, dava vekaleti mes­ leği ve o meslekte bulunanların ahvalini de o nisbette kuyudu inzibatiyye altında bulundurmadığımız lazım ve va­ ciptir. Çünki, .malumu alileridir ki, mahakimi -bizzat içeri­ sinde bulunan rüfekayı muhtereme pek güzel takdir etmiş216 —