Tarım, Yoksulluk ve Kalkınma Türkiye’de Tarım Ürünleri Pazarlaması ve Kırsalda Yoksulluğ un Azaltılmasında Tarım Satış Kooperatifleri Birliklerinin Rolü Berrin TAŞKAYA TOP1 Mevhibe ALBAYRAK2 [email protected] [email protected] 'Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü 2Prof.Dr.,Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Özet Global pazarlama anlayışının geçerli olduğu, kalite ve gıda güvenliği bilincinin arttığı günümüzde, pazarlama bir rekabet unsuru olmaktadır. Nitekim ürün ne kadar kaliteli olursa olsun iyi bir şekilde pazarlanamadığı sürece işletmeler hedeflerine ulaşamamaktadır. İşletmelerin yurtiçi ve yurtdışı piyasalarda rekabet gücü kazanması için pazarlama politikaları son derece önemlidir. Üreticilerin her birinin ürünlerini işleyip, sınıflandırma, ambalajlama, depolama, nakliye gibi imkânlara sahip olamamaları, üre­ tim faaliyetlerinin yıl boyunca devam etmesi ve pazarlama konusuna yeterli zaman ayıramamaları kooperatiflerin önemini daha da artırmaktadır ve tarım satış kooperatifleri ortakları adına bu görevleri üstlenmektedir. Üreticilerin ürettikleri ürünlerin kooperatif tara­ fından pazarlanması, üretici ve tüketici arasındaki aracıları ortadan kaldıracağı ve dolayısıyla hem üretici hem tüketici açısından daha makul fiyat oluşturacağı için önemlidir. Birliklerin pazarlama faaliyetleri ve izledikleri stratejiler, faaliyet alanlarına giren ürünlerin özelliğine, iç ve dış piyasada oluşan ürün ve fiyat dalgalanmalarına ve birliklerin finansal durumuna göre değişmektedir. Ayrıca yapısal ve maddi sorunlar teknoloji kulla­ nımını ve pazarı izlemeyi engellemektedir. Türkiye’de tarım ürünlerinin pazarlanması nda kooperatiflerin pazar payları Birliklere göre değişmekle birlikte yıllar itibariyle azalmaktadır. Bu da pazarda üreticilerin rekabet ve pazarlık gücünü zayıflatmaktadır. Son 10 yılda, ürün alımlarında en yüksek pazar payına sahip Birlik Türkiye piyasasında tekel olması nedeniyle Kozabirlik’tir (%97,95). Antbirlik ise bölge rekoltesinden aldığı pay yüksek olmasına karşın, Türkiye pamuk piyasasında pazar payı en düşük birliktir (%0,84). Anahtar Kelimler: Tarım, Pazarlama, Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri. The Role Agricultural Sales Cooperatives in Marketing of Agricultural Products and Reducing Rural Poverty Abstract Currently, global marketing activities form a competition thus increased awareness of quality and food security urges competitiveness. As a matter of fact; although the quality of the product is high, the enterprises are not able to reach their goals. Hence, marketing policy and strategies are very significantly important in both domestic and international markets. Not having the opportunity to process, grading, pack, store and transportation of every enterprise; in order to maintain production all year and not dealing with marketing activities makes Cooperatives more important so that Agricultural Selling Cooperatives undertakes this task on the behalf of shareholder. Marketing of the agricultural products of producers by means of cooperative removing disintermediation between consumer and producer will finalize with generation of moderate prices. Marketing activities and strategies of Unions change depending on features of product in the field of activity, price volatility in domestic and international markets by the way financial structures of unions. On the other hand, structural and financial issues prevent the use of technology and monitoring of markets. In Turkey; although contribution of cooperatives in marketing activities declining over the years in addition to this regional distinctness this finalizes with weakening competition and bargaining opportunities of producers.In last decade the union having the largest market share in Turkey is the Kozabirlik because of its monopoly position in the market (97,95). Although Antbirlik has a high share of harvest figures they held the least market share of Turkey in cotton market. Key Words: Agriculture, Marketing, Agricultural Sales Cooperatives and Unions 1.Giriş Üretimin milli ekonomiye katkısını arttırmak için pazarlama önemli bir araçtır. Ürünün hasattan başlayarak tüke­ ticiye kadar uzanan aşamalarda kayıpların en aza indirilmesi, kalitenin korunması pazarlamanın hedeflerindendir. İç ve dış pazarlarda talep edilen çeşit, kalite ve miktarda üretim etkin bir pazarlama sistemini gerektirir. Türkiye’de tarımsal yapıdaki bozukluklar tarımsal ürünlerin piyasalarına yansımakta, çok sayıda aracının yer aldığı pazarlama kanalları ve pazarlama hizmetlerinde mevzuata uyumda sorunlara neden olmaktadır. Bu bağlamda üreticilerin, aracılar karşısındaki rekabette zayıflıklarını giderebilmek, ekonomik ve mesleki çıkarlarını korumak, artan rekabet koşullarına ayak uydur­ mak, geniş iş hacmi sağlamak ve çeşitli pazarlama stratejileri yoluyla pazar paylarını artırmak amacıyla örgütlenmele­ ri önem kazanmaktadır. Üreticilerin piyasalarda rekabet gücü kazanmasında kooperatifleşmenin önemi bilinmektedir. Günümüz rekabet ortamında uluslararası ve güçlü şirketlerle rekabet edebilmenin zorlukları, teknolojiden yararlanma ve yönetim yapıları dikkate alındığında, Türkiye’de tarım ürünlerinde üreticilerin var olabilmeleri zorlaşacak yada bu 1039 10. Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresi • 5-7 Eylül 2012 • Konya şirketlere bağımlı (işbirliği halinde) hale gelebileceklerdir. Bu noktada üreticilerin örgütlenme kültürünün geliştirilmesi üzerinde çalışılması gerekmektedir. Türkiye’de tarım satış kooperatifleri ve birlikleri (TSKB), tarımsal ürünlere yönelik farklı pazarlama sistemlerin­ den biridir. Kooperatifler, bazı mal ve hizmetlerin sunumunda ortaklarının pazarlık gücünü ve üretici gelirini artırmada, sermaye birikimini sürekli kılarak ekonomik büyümeye katkıda bulunmada, “üretim ve bölüşüm” sürecini birbirleriyle ilişkilendirerek ekonomik tıkanıklığı aşmada, pazarlık gücünü toplulaştırarak dev firmalar karşısında rekabeti korumada ve piyasaların yapısını ve işlemesini düzenlemede önemli görevleri yerine getiren kuruluşlardır (Anonim 2010a). Aynı zamanda kooperatifler, bünyelerinde kurulan işleme tesisleriyle kırsal alanda istihdama ve ürüne katma değer yaratıl­ ması yoluyla kırsal kalkınmaya katkıda bulunmaktadırlar. Kooperatiflerin gelişimine ve faaliyetlerine bakıldığında, bazı ülkelerde özellikle kırsal ve makro ekonomiye katkıları yüksek iken, Türkiye’de genelde kooperatifleşmeden yararlanı­ lamadığı yada bazı ürünlerde başarılı olunduğu görülmektedir. Kooperatiflerden beklenen faydanın sağlanmasında siyasi iradenin kooperatifleşmeyi teşvik eden araçları uygulaması, kooperatifleşme geleneğinin köklü olup olmaması etkilidir. Çalışmada, tarım satış kooperatiflerinin tarımsal ürün piyasalarındaki rolünü kırsalda yoksulluğun azalmasına yansı­ maları açısından irdelenmesi amaçlanmıştır. Nitekim, tarım satış kooperatiflerinin en temel amacı ortaklarının ürünlerini en iyi şekilde değerlendirmek ve fiyatlandırmayı gerçekleştirmektir. Bilindiği üzere, kooperatiflerin amacı sadece ürün alımı değil, aynı zamanda ürünlerin kalitesini yükseltmek, ileri teknoloji kullanımına olanak sağlamak açısından üretici­ lerin gücünü de artıracaktır. 2. Materyal ve Yöntem Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerinin kırsalda yoksulluğun azaltılması açısından fonksiyonlarının irdelendiği çalışmada kullanılan veriler; kooperatif merkez birlikleri kayıtları, T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile T.C. Gıda, Ta­ rım ve Hayvancılık Bakanlığı kayıtları, TÜİK istatistikleri, birliklerin web sayfaları ve daha önce konu ile ilgili olarak yapılan araştırmaların incelenmesi yoluyla elde edilmiştir. Bu verilere dayalı olarak değerlendirmeler yapılmıştır. 3. Türkiye’de Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerinin Gelişim Süreci Türkiye’de TSK ve birlikleri asıl hüviyetlerini, 1935 yılında kabul edilen 2834 sayılı ilk özel yasa “Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu” ile kazanmışlardır. 2834 sayılı yasaya dayanarak tarım satış kooperatifleriyle tarım satış kooperatifleri birlikleri ana sözleşmelerinin hazırlanmasından sonra, bugünkü tarım satış kooperatifleri 1937 yılında kurulmaya ve çeşitli birlikler içinde örgütlenmeye başlamışlardır. Tarım Satış Kooperatif Birlikleri, 1960’lı yıllara kadar kendi nam ve hesaplarına ürün alımı yaparak faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Kooperatif ve birlikler, üreticiler arasında yaygın örgütlenmeye sahip kuruluşlar olmaları nedeniyle, tarım politikasının önemli bir enstrümanı olarak görülmüş ve gerek ülkemizdeki gerekse dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmeler karşısında 1960 yılından 1994 yılına kadar yoğun olarak devlet destekleme alımları ile görevlendirilmişlerdir (Anonim 2009). Destekleme alımları Devletin kooperatiflerdeki vesayetinin artmasına neden olurken, ortaklarda ve ilgili sektör­ lerde algılama farklılıklarına yol açmıştır. Özellikle TSK Birlikleri, “resmi ofis” gibi algılanmaya başlanmış, yapılan destekleme alımları ve aktarılan kaynaklar, Birliklerin kooperatifçilik faaliyetlerinden uzaklaşmaları ve sınai faaliyetlere ağırlık vermelerine neden olmuştur. Bu dönem, birliklerin sınai tesislerinin en fazla ortaya çıktığı ve büyüdükleri dönem olmuştur. Bu kapsamda, mevcut durum dikkate alınarak, vesayet döneminden gelen yapısal sorunların çözüme kavuştu­ rulması ve TSKB’lerin piyasa koşullarında, özerk ve rekabetçi bir şekilde faaliyet göstermeleri için yeniden yapılandırma çalışması başlatılmıştır. 3186 sayılı Kanunun ve 2834 sayılı Kanunun yürürlükte kalan maddeleri kaldırılarak, tarım satış kooperatif ve birliklerinin yeniden yapılandırılması ile ilgili hususları düzenleyen 4572 sayılı Kanun, 2000 yılında kabul edilmiştir (Anonim 2009). Yeniden yapılandırma programı öncesinde tarım satış kooperatiflerinin, rekabet gücü zayıf işletme ve tesislere sahip olmaları, pazarlama hizmetlerinin yetersizliği, borçlarını geri ödeme kabiliyetlerinin bulunmaması, düşük kredibilite, kurumsal yönetim zayıflığı, aşırı ve niteliksiz personel istihdam etmeleri, işletme giderlerinin ve personel ücretlerinin yüksek olması, kooperatifçilik anlayışı ve bilincinin eksikliği gibi yapısal sorunlarının çözüme kavuşturulması amacıyla yeniden yapılandırma çalışması başlatılmıştır. Programı karlılıkla sürdüren birlikler, işletme giderlerini azaltmış ve bu alanda önemli tasarruf sağlamışlardır. Birlikkooperatif hesapları ayrıştırılmıştır. Sürdürülebilirliği bulunmayan ve sürekli zarar eden birçok fabrika ve işletme kapatıl­ mış, varlığına ihtiyaç duyulan birçok tesisin ise teknolojisi yenilenmiştir. Atıl gayrimenkullerin satılması yoluyla yeni fon girişi sağlanmıştır. Birçok birlik tanıtım, pazarlama ve markalaşmaya önem vermeye başlamıştır (Anonim 2010b). Türkiye’de, 1937 yılına göre 2011 yılında Tarım Satış Kooperatifleri sayısı yaklaşık 17 kat, birlik sayısı 8,5 kat ve ortak sayısı 55 kat artmıştır (Tablo 1). İncelenen dönemde 74 yılda kooperatif ve ortakların sayısal artışına karşılık, tarımsal ürün piyasalarında beklenen gelişme paralel olmamıştır. 2011 yılı itibariyle mevcut 17 birlikten 14’ü (Tariş, Trakyabirlik, Marmarabirlik, Fiskobirlik, Çukobirlik, Antbirlik, Karadenizbirlik, Güneydoğubirlik, Kozabirlik, Gülbirlik, Tiftikbirlik) aktif olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Gapbirlik, Kayısıbirlik ve Taskobirlik ise, yürürlükte olmalarına rağmen finansman sıkıntısı nedeniyle ürün alımı gerçekleştirememekte ve dolayısıyla faaliyetlerini devam ettirememek­ tedirler. Doğu Anadolu Bölgesinin bir kısmı dışında, Türkiye’nin tamamına yakınında (57 ilde) tarım satış kooperatifleri bulunmaktadır. Bu kooperatifler; pamuk, yağlı tohumlar, kuru incir, kuru üzüm, zeytin, zeytinyağı, narenciye, fındık, 1040 Tarım, Yoksulluk ve Kalkınma Antep fıstığı, baklagiller, ipek kozası, gül yağı, tiftik gibi ürünlerde faaliyet göstermektedir (Anonim 2012a). Ürün ba­ zında ise kooperatifçilik, daha çok bozulmayan ve dış satımı kolay ürünlerde ilerlemiştir. Hububat, et, canlı hayvan gibi alanlarda ise tarım satış kooperatifçiliği henüz hiç gelişmemiştir. Tablo 1. Türkiye’de Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri Mevcudu Yıl 1937 2011 Kooperatif sayısı 19 332 Birlik sayısı 2 17 Ortak sayısı 12.187 670.493 Çeşitli tarımsal ürünlerle ilgili faaliyet gösteren TSKB’nin ekonomik ve ortak sayısı açılarından gücü pazar payla­ rına ve ürün çeşitliliğine de yansımaktadır. Ayrıca iyi yapılanmış kooperatiflerin üretim ve pazarlama stratejilerinin de daha gelişmiş olduğu görülmektedir. Bu gelişim, onların pazardaki gücü kadar, ortak üreticiler düzeyinde de gelirde ve üretimde sürdürülebilirlik, pazarda temsiliyet yeteneği açısından önemli katkılar sağlamaktadır (Tablo 2). Aslında üreticilerin örgüt kültürünün gelişmesi, ekonomik hayata da önemli katkılar sağlayacaktır. Nitekim üretimde kooperatifleşme ile sağlanacak kaliteli ürünlerin pazarda talebi de gelişebilecektir. Günümüzde gıda güvenliği konusunda yaşanan sorunlara ve örneklere bakıldığında, firmaların bilinirliği kadar, üretimdeki karneleri önem taşımaktadır. Nitekim son zamanlarda, sağlıklı olmayan ve sahte gıda üreticilerinin kamuoyu ile paylaşımı tüketicileri daha titiz davranmaya yöneltmektedir. Bu noktada, sadece ortak üreticilerin menfaati değil, tüketici açısından da kooperatiflerin kaliteli ürün üretmesi avantaja dönüştürülebilir. Örneğin; Tariş zeytinyağı, Gülbirlik örneklerinde olduğu gibi. Tablo 2. Kooperatiflerin mikro düzeyde ortak üreticilere katkıları Ortakların bir yapılanmanın içinde olması Pazar garantisi sağlaması Pazarda temsiliyet gücü artırılması İleri teknoloji kullanma olanağı Pazara uyumun sağlanması_____________________________________________________________________ Rekabet gücü yüksek bir sisteme dahil olma Uygun girdi alımları ile girdi maliyetini düşürme Üretimi geliştirme ve iyileştirme olanağı Üst birlikler yoluyla pazardaki aktörler hakkında bilgilenme TÜIK’in 2010 yılı yoksulluk çalışması sonuçlarına göre; yoksulluk oranları kente göre kırsalda daha yüksektir. Sa­ tın alma gücü paritesine göre, kişi başı günlük 4,3 doların altı sınırındaki yoksulluk oranı kırda %9,6 iken, kentte %0,97 civarındadır (Anonim 2012b). Tarımda küçük aile işletmelerinin hakim olduğu düşünülürse, pazara yönelik üretim yapan üreticilerin gelir seviyelerinin artışında ve kırsalda yoksulluğun azaltılmasında kooperatiflerin önemi daha net ortaya çıkmaktadır. 4. Tarımsal Ürün Piyasalarında Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Türkiye’de tarım satış kooperatiflerinin, daha çok tarımda pazar ekonomisinin geliştiği ve özellikle dış satımın daha kolay yapıldığı kıyı bölgelerde yaygınlaştığı ve geliştiği görülmektedir. Türkiye’de TSKB’nin alım miktarları, finansman kaynakları ve rekolte durumuna göre değişkenlik göstermektedir. Yaşadıkları finansman sıkıntılarına ve temel bazı yapı­ sal sorunlara rağmen TSKB’ler ürün piyasalarında önemli bir paya sahiptirler. Bazı birlikler, faaliyet konusu ürünlerde bölge üretiminin %100’üne varan oranlarda ürün alıp değerlendirmekte ve bölge üreticisine önemli katkılar sağlamakta­ dır. Ancak, rekolte düşüşlerinin yanı sıra, dış finansman tedarikinin yetersiz kaldığı durumlarda alım miktarlarında ciddi azalma yaşanmaktadır. Bununla birlikte, gelişmiş ülkelerdeki benzer kooperatiflerin sektördeki ağırlıkları ile karşılaştırıl­ dığında, TSK ve Birliklerinin birçok üründe pazar paylarını artırmaya ihtiyaçları bulunduğu ortaya çıkmaktadır. Birliklerin pazar payları yıllar itibariyle sürekli dalgalanmalar göstermektedir (Şekil 1). Pazar payını sürekli artıran sadece, Kozabirlik’tir. Özellikle 1990’lı yıllarda Çin’in dünya piyasalarına hakim olması ve yurtdışı fiyatların düşmesi nedeniyle, yurt içinde özel sektörün piyasadan çekilmesiyle birlikte Kozabirliğin pazar payı %100’e çıkmıştır. Pazar payı yüksek olan diğer Birlik ise, Türkiye’de aynı alanda faaliyet gösteren başka birlik olmaması nedeniyle Tiftikbirliktir. Ayrıca, Trakyabirlik ve Gülbirlik de, yıllar itibariyle değişmekle birlikte, pazar payı yüksek olan diğer birliklerdir. Fiskobirliğin ise, yeniden yapılandırma döneminden itibaren yaşadığı finansman sıkıntısı ve ödeme güçlüğü nedeniyle düşük alım miktarları pazar payının 2004 yılından itibaren sürekli azalmasına neden olmuştur ve Birlik, 2009-2010 yıllarında hiç ürün alamamıştır. 1041 10. Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresi • 5-7 Eylül 2012 • Konya 120 100 80 • Gülbirlik ■ K areden izb irlik ( A y ç iç e ğ i) K ozab irlik a • • 60 — • • 40 20 Trakyabirlik Fiskobirlik Tiftikbirlik Çukobirlik (A y ç iç e ğ i) Antbirlik ▲ Tariş Pa m u k » ■ Tariş Z e ytin Tariş İncir 0 Şekil 1. Türkiye’de Tarım Satış Kooperatifleri Birliklerinin ürün alımlarında pazar payı (%) (Anonim,2010c , Anonim 2011) Birliklerin yurt dışı ürün satışlarında pazar payları incelendiğinde ise, bazı Birliklerin faaliyet alanına giren ürün­ lerde ithalata bağımlı olunması (yağlı tohum ve pamuk işleyen birliklerde), bazı Birliklerde ürün teknoloji altyapısının yetersizliği ve ürünlerinin dünya piyasalarında tercih edilen kalitede olmayışı (Tiftikbirlik ve Kozabirlik) ve genelde dış pazarda rekabet güçlerinin zayıflığı, Birliklerin yurt dışı pazar paylarının düşük olmasına neden olmaktadır. Dış piyasada en büyük pazar payına sahip birliklerin (Marmarabirlik, Tariş Zeytin Birliği, Tariş İncir Birliği, Gülbirlik) pazarlama araçlarının tümünden (reklam vb) etkin şekilde yararlanan ve kurumsal altyapısı sağlam olan birlikler olduğu dikkat çekmektedir. Türkiye’de kooperatiflerin gelişmesini engelleyen en önemli sebeplerin başında ekonomik ve politik çevrenin diren­ ci, finansman yetersizliği, kooperatifçilik bilinci gelişmiş personel yetersizliği, kooperatiflerin hitap edeceği kitlenin ge­ nel kültür ve eğitim düzeyinin düşüklüğü, sosyolojik faktörler, kooperatif politikalarının uygulanmasında karşılaşılan ak­ saklıklar, devletin kooperatifçiliğe müdahalesi, kooperatifler arası işbirliği eksikliği olduğu söylenebilir (Çıkın 2007). Birliklerde pazar paylarının artırılmasında ürün alım, işleme ve satış süreçlerine ilişkin sorunların çözümlenmesi; ortakların ve birlik yöneticilerinin eğitimi ile etkinlik çalışmalarının uygulanması da etkili olacaktır. Sonuçta; koopera­ tiflerin gelişimi makro ve mikro düzeydeki argümanlara bağlıdır. Mikro düzeyde ortak-kooperatif ilişkileri, yöneticilerin vizyonu; makro düzeyde mevzuat, teşvik araçları açısından siyasi iradenin politikaları önem taşımaktadır. Tüm araçlar kırsalda tarımın sürdürülebilirliğine ve ekonomiye yararlar sağlayacaktır. 5. Türkiye’de Tarım Satış Kooperatifleri Birliklerinin Pazarlama Faaliyetleri Tarım Satış Kooperatiflerinin temel fonksiyonu, kurumsal bir sistem içerisinde üretici ile tüketici arasında bağı sağ­ layarak, çiftçinin ürününe pazarlama imkanı yaratmaktır. Pazarlamanın teslim alma, depolama, sınıflandırma, paketleme gibi alt fonksiyonları birim kooperatifler tarafından yerine getirilirken, işleme, geniş hacimli depolama, ambalajlama, taşıma, dağıtım, kalite kontrolü, pazar araştırması, iç dış satım ve talep yaratma, reklam gibi tutundurma fonksiyonları Birlikler tarafından yürütülmektedir. Üretimde bulunan her kooperatifin farklı düzeyde pazarlama sistemi mevcuttur. Tarım Satış Kooperatiflerinden ba­ zıları, ortak ürünlerini hiçbir işleme tabi tutmadan direk satarken, bazıları ise ürünlerin sınai bir işleme tabi tutarak mamul ya da yarı mamul olarak pazarlamaktadır. Kooperatiflerin ürünlerini kendilerinin pazarlamaları halinde aracılar ortadan kalkacak ve bundan en çok üretici ve tüketiciler istifade edecektir. Birliklerin pazarlama faaliyetleri ve izledikleri stratejiler, faaliyet alanlarına giren ürünlerin özelliğine, iç ve dış piya­ sada oluşan ürün ve fiyat dalgalanmalarına ve birliklerin finansal durumuna göre değişmektedir. Aynı zamanda, piyasada şekli, ürünün niteliği ve işleme aşamaları da birliklerin pazarlama stratejilerini belirlemelerinde etkili olmaktadır. Refah düzeyi artan ülkelerde tüketicilerin gelir ve bilgi düzeyindeki artışlar onları daha kaliteli ve daha güvenilir tarım ve gıda ürünü satın alma arayışlarına itmektedir. Küresel rekabet açısından pazarlama olanaklarını genişletmek ve pazarda farklılık yaratılması, Türkiye’ye özgü değerlerin kullanılması önem taşımaktadır. Bu açıdan yeşil pazarlama, geleneksel ürünlerin, organik ürün potansiyelinin geliştirilmesi, Coğrafi İşaret (Cİ), e-ticaretin yaygınlaşması öngörül­ mektedir (Albayrak vd., 2010). Pazarda kalıcılık açısından TSKB’nin de bu alanlarda kendilerini geliştirmeleri önemlidir. Pazara yönelik bir üretimde, özel sektörün araçlarını bilmek ve uygulamak kooperatifler için gereklidir. Geleneksel ürünlerin, bölge kalkınmasında ürünleri taklitlerine karşı koruma, gerek yerel gerekse ulusal düzeyde ürünün bilinirliğini artırma, tüketicinin bölgesel gıdalara artan ilgi avantajını fırsata çevirme ve ürün üzerinden prim elde etme fırsatı üzerine etkileri de bulunmaktadır (Albayrak vd., 2010). Tarımsal ürünlerin Coğrafi İşaret (Cİ) amblemi ile satılması, tüketiciler tarafından kalite ve güven avantajından 1042 Tarım, Yoksulluk ve Kalkınma dolayı daha yüksek fiyatla satın alınmakta dolayısı ile gerçek üreticiler önemli gelir artışı sağlayarak kırsal kalkınmaya da maddi katkı sağlanmış olmaktadır (Ertan, 2010). Cİ’lerin uluslararası bir nitelik kazanması ve sürdürülebilmesinde marka olmuş Tarım Satış Kooperatiflerine büyük görevler düşmektedir. Türkiye’de sanayi ve piyasa tecrübesine sahip tarım satış kooperatifleri birlikleri, özellikli yöresel ürünlerimizi uluslar arası düzeyde CİTerle tescil ettirmek suretiyle, markalarının tutundurulması, birliğin öneminin tanınması ve güvenin artmasının yanı sıra büyük bir pazarlama üstünlü­ ğü de sağlayacaklardır. Bunun sonucunda tarım satış kooperatiflerinin ve ortağı olan üreticilerin gelirleri önemli ölçüde iyileşecektir (Ertan, 2010). Coğrafi İşaret tescili alan tek Tarım Satış Kooperatifi, Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği’dir. Birlik, ürün farklılaştır­ ma ve çeşitlendirme faaliyetlerine büyük önem vermiş ve ürünlerinin kalite ve homojenlik yapısını göstermek amacıyla “Güney Ege zeytinyağları” ve “Edremit körfez zeytinyağları” olmak üzere 2 coğrafi işaret almıştır. Ürün ambalajında ve etiketlerinde tasarım çalışmaları yapılmış ve ürünler, işleme yöntemi ve lezzet farkına göre ayrıştırılmıştır. Birlik diğer yandan, sürdürülebilir tarım çerçevesinde, tüketicilerin çevre ve sağlık hakkındaki bilinç düzeylerinin artmasıyla tüketici taleplerini ön planda tutan bir pazarlama anlayışıyla organik üretime başlanmış ve %80 pazar payına ulaşılmıştır. TSKB’inde, pazarlama faaliyetlerini yürütecek olan pazarlama alanında uzman personelin yetersizliği ve birliklerin pazarlama altyapısının yeterince oluşmamış olması pazarlama başarılarını olumsuz yönde etkilemektedir. Nitekim, birlik­ lerin tüketici tercihlerini ve talepte meydana gelen değişimleri, hedef pazarı, ürün pazarında yaşanan gelişmeleri, modern pazarlama tekniklerini takip etmek üzere pazar araştırmaları yapmaları, üretim ve pazarlama stratejilerini belirlemeleri birliklerin pazar paylarını önemli düzeyde artıracaktır. Ancak, birliklerin çoğu finansal yetersizlikleri nedeniyle satış ge­ liştirme, dağıtım gibi pazarlama faaliyetleri için yeterli kaynak ayıramamaktadır. Tarım Satış Kooperatifleri içinde ürün pazarlaması açısından en başarılı olanları Marmarabirlik ve Tariş Zeytinyağı’dır. Yeniden Yapılandırma Kurulu tarafından eski borçları silinen ilk birlikler arasında yer alan her iki birliği de başarıya ta­ şıyan strateji alanlarında markalaşmaları olmuştur. Marmarabirlik zeytinde marka yaratarak yeniden yapılanmayı sağla­ mış, Tariş Zeytinyağı ise ödüllü ambalajlarıyla ihracatta markalı satışlarının payını artırmış ve güçlü dağıtım ağı (bayiler, zincir mağazalar, franchising mağazalar ve catering grupları vb) ile yurt içi ve yurt dışı piyasada büyük pay almıştır. Türkiye’de son yıllarda e-ticaretin kullanımı ve desteklenmesinde artışlar söz konusudur. Ancak, tarım ve gıda ürünleri üreten ve satan firmaların, tarımın geleneksel yapısından kaynaklanan engeller nedeniyle e-ticaretten yeterince yararlanamadıkları bilinmektedir. Tarımsal ürünlerin pazarlanmasında büyük pay alan Tarım Satış Kooperatifleri Bir­ likleri sadece tanıtım amaçlı ya da hem tanıtım hem satış amaçlı olarak e-ticaretten yararlanmaktadır. Ancak, ürün satışı amacıyla e-ticaret kullanan birliklerin satışlarında e-ticaretin payı (%1-2) oldukça düşüktür. Türkiye’de birlik ürünleri, direkt birlik tarafından ya da özel firmalar veya kurmuş oldukları şirketler yoluyla pazarlanmaktadır.4572 sayılı Kanun ile tarım satış kooperatiflerine getirilen şirket kurma serbestliği sayesinde, TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği tarafından kurulan Zeytin A.Ş. TARİŞ ürünlerinin pazarlanmasında, Gülbirliğin kurmuş olduğu kozmetik şirketi (Rosense) ise Gülbirlik ürünlerinin kozmetik sanayinde değerlendirilmesinde ve pazarlanmasında oldukça büyük katkılar sağlamıştır. Tariş birliklerinin ortak hisseleriyle kurmuş oldukları pazarlama şirketi Tariş AYMA İç ve Dış Ticaret A.Ş. birlik ürünlerini dağıtım kanallarına ulaştırmaktadır. kurulmasının ardından, üretim odaklılıktan, satış ve pazarlama odaklı bir yapıya geçmiş ve kullanılan pazarlama araçları daha da artırılarak tüm pazarlama enstrümanları ile pazarlamaya odaklanmışlardır. Ürünlerin son tüketiciye geçene kadarki bütün aşamalarını gerçekleştiren ve pazarlama stratejileri uygulayan Bir­ liklerde, dağıtım kanallarının yetersizliği ve zincir mağazalarda ürün satışı şartlarının çok ağır oluşu nedeniyle tüketiciye ulaşmada sıkıntılar yaşanmaktadır. Zincir mağazalara girme şartı olarak; her yeni mağaza adına 1500 $ bağış, her ürün başına ürün bedeli, ürünü düşük fiyattan almak istemeleri, koşulsuz ürün iadesi, ürün rafa girip satılana kadar Birlik tara­ fından görevlendirilmiş eleman ve hizmet şartı talep edilmekte ve raflarda diğer firmaların ürünlerine öncelik tanınmak­ tadır. Diğer yandan, müşteri çekmek amacıyla dönemsel kampanyalarda bulunma şartı ve yılda bir kez bazı dergilerde, onay alınmaksızın ürünün %50 indirimle satışının yapılması, finansal sıkıntı yaşayan Birliklerin zincir mağazalarda yer almasında büyük engel oluşturmaktadır. 6. Değerlendirme Pazarlama sisteminde ortaya çıkan değişim, yeni kavram ve hizmetlerle tüketiciye fayda sunma yarışı bütün hızıyla devam etmekte, pazarlama adeta ülke sınırlarını zorlayan ve sınır tanımayan bir konuma yükselmiş bulunmaktadır. Bu gelişmelerin temelinde, kalite, fiyat, istenilen yer ve zamanda gereksinimlerin karşılanması eğiliminin olduğu bir gerçek­ tir. Türkiye’de genellikle çok sayıda aracının yer aldığı pazarlama kanallarında bazı hizmetlerin de yeterince yapılmadığı/ yapılamadığı bilinmektedir. Mevcut sistemler içinde Tarım Satış Kooperatiflerinin de özel bir yeri bulunmaktadır. Buna rağmen, Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri’nde yapısal ve maddi sorunlar teknoloji kullanımını ve pazarı izlemeyi engellemektedir. Nitekim; Türkiye’de tarım ürünlerinin pazarlanmasında TSKB’nin pazar payları Birliklere göre de­ ğişmekte ve yıllar itibariyle azalmaktadır. Son 10 yılda, ürün alımlarında en yüksek pazar payına sahip Birlik, piyasada monopson olması nedeniyle Kozabirlik’tir (%97,95). Antbirlik ise bölge rekoltesinden aldığı pay yüksek olmasına karşın, Türkiye pamuk piyasasında pazar payı en düşük olan birliktir (%0,84). Pazarlama konusunda faaliyet gösteren tarım satış kooperatifleri, ortak sayılarının azlığı, düşük sermaye payı yük­ lenmeleri nedeniyle sermaye yetersizliği, finans kuruluşlarının olmayışı, ortak-kooperatif ilişkisinin zayıf olması, düşük 1043 Bu b 10. Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresi • 5-7 Eylül 2012 • Konya alım miktarları nedeniyle hammadde yetersizliği, maliyet ve teknoloji yönünden rekabet imkanının sınırlı olması gibi sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu sorunların giderilmesi birliklerin pazarlama hizmetlerinde başarıya ulaşmalarını sağla­ yacaktır. Birliklerin, serbest piyasa koşullarında özel sektörle rekabet edebilmek, pazar payını artırabilmek, etkin bir pazarla­ ma politikası yürütebilmek, iç ve dış pazarlarda talep edilen çeşit, kalite ve miktarda üretim ile üreticilerin AB ve gelişmiş ülke normlarına entegrasyonunu sağlamak, kooperatifçilik ilke ve değerlerinin uygulanmasını sağlamak, kooperatifçilik misyon ve vizyonunu yerine getirmek ve uzun vadeli hedefler belirleyerek gerçekleştirmek için, kooperatifçilik ve pazar­ lama konusunda eğitim almış ve deneyimli kişileri istihdam etmesi gerekmektedir. Birliklerin öz kaynak yapısının güçlendirilmesi ve finansman ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla, daha önce birçok araştırmada öneri olarak sunulmuş ancak, bugüne kadar ilerleme kaydedilmemiş olan kooperatifçilik konusunda uzman­ laşmış bir finansman kurumunun oluşturulması ve Birliklere sağlanan kredi desteğinin rasyonel hale getirilmesi gerek­ mektedir. İşletme sermayesi sıkıntısı çeken Birliklere devletin piyasa faizlerinin altında ve uzun vadeli işletme kredisi şeklinde devlet yardımı uygulaması birliklerin faaliyetlerinin daha verimli olmasına ve ortaklarına daha faydalı hizmet götürmesine yardımcı olacaktır. Birliklerin büyük bölümünde, alım fiyatlarının yüksek açıklanması ve maliyetlerin diğer firmalara oranla yüksek olması nedeniyle finansal sıkıntı yaşamaları ve dolayısıyla pazarlama faaliyetlerine yeterli finansman aktaramadıkları göze çarpmaktadır. Halbuki Birlikler, alım fiyatını düşük tutarak maliyetleri aşağıya çekmek yerine, ürüne katma değer yaratacak pazarlama stratejileri uygulamak suretiyle ürünün satış fiyatını yükseltmeye yönelik çalışmalarla karlılığı artı­ rabilecek ve yüksek maliyeti yüksek fiyattan satış planları yaparak düşürebileceklerdir. Yaratılan katma değer sayesinde iç ve dış piyasada pazar payının artırılmasıyla Birliğe yansıyan kar, üreticiye daha yüksek alım fiyatı olarak dönecek ve ürünün pazarlanması aşamasında yaratılan katma değerden üretici faydalanmış olacak, dolayısıyla Birlik olmanın avantajı burada ortaya çıkacaktır. Kaynaklar Albayrak, M., Taşdan, K., Güneş, E., Saner, G., Atış, E., Çukur, F., Pezikoğlu, F. 2010. “Küresel Rekabet Açısından Türkiye’de Tarım ve Gıda Ürünleri Pazarlama Sistemlerine Bakış: Mevcut Yapı, Sorunlar, Fırsatlar, Hedefler”, Türkiye Ziraat Mühendisliği VII.Teknik Kongresi, Bildiriler Kitabı-2, Ankara Anonim, 2004 a. “Üretim ve Pazarlama Politikaları Komisyon Raporu”, TKB, II. Tarım Şurası, Kasım 2004, An­ kara. Anonim 2009. “Kooperatifçilik Strateji Belgesi 2009-2014”, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilatlandırma Genel Müdürlüğü, 2009, Ankara. Anonim 2010a. “Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü Dökümanları”, Yayınlanmamış, 2009, Ankara. Anonim 2010b. http://www.zeytinportali.com (Erişim tarihi: 15.12.2010). Anonim 2010c. Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri Kayıtları, Yayınlanmamış. Anonim 2011. http//:www.tuik.gov.tr Anonim 2012a. TEDGEM web sitesi, (Erişim tarihi: 14.06.2012) Anonim,2012b. 2010 Yoksulluk çalışması sonuçları.TÜİK Haber Bülteni Sayı:58 16 Mart 2012. www.tuik.gov.tr. Çıkın, A. 2007. “Değişen Dünya Koşulları ve Kooperatifçilik”, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, Tariş Kooperatifçilik Okulu, 3 Mart 2007, İzmir. Emeksiz,F., Albayrak,M.,Güneş,E.,Özçelik,A.,Özer,O.O. ve Taşdan,K.,2005. “Türkiye’de Tarımsal Ürünlerin Pa­ zarlama Kanalları ve Araçlarının Değerlendirilmesi”, TMMOB, VI. Teknik Kongresi, 3-7 Ocak 2005, 2. Cilt, s.11551173, Ankara. Ertan, A.,2010. “Prestijli Tarım Ürünlerinin Pazarlanmasında Kalite ve Coğrafi İşaret Kavramlarının Tutundurulması ve Bu Bağlamda Tarım Satış Kooperatiflerinin Önemi”, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı:12, Isparta, 2010 İnan, H., Gaytancıoğlu, O., Erbay, R. ve Yılmaz, F. 2003. “Gelişmiş Ülkelerde Tarım Piyasalarının Organizasyonu”, İstanbul Ticaret Odası Yayınları, Yayın No: 2003-53. İstanbul, 142 s. 1044