İL : OSMANİYE AY-YIL : EKİM 2010 TARİH : 01 .10.2010 ﻦ ﺑِﺎﻟّﻠ ِﻪ وَا ْﻟ َﻴ ْﻮ ِم َ ﻦ ﺁ َﻣ ْ ﺟ َﺪ اﻟّﻠ ِﻪ َﻣ ِ ِإ ﱠﻧﻤَﺎ َﻳ ْﻌ ُﻤ ُﺮ َﻣﺴَﺎ ﺶ َ ﺨ ْ ﻼ َة وَﺁﺗَﻰ اﻟ ﱠﺰآَﺎ َة َوَﻟ ْﻢ َﻳ َﺼ ﺧ ِﺮ َوَأﻗَﺎ َم اﻟ ﱠ ِ اﻵ ﻦ َ ﻚ أَن َﻳﻜُﻮﻧُﻮ ْا ِﻣ َ ﻻ اﻟّﻠ َﻪ ﻓَﻌَﺴَﻰ ُأ ْوﻟَـ ِﺌ ِإ ﱠ ﻦ َ ا ْﻟ ُﻤ ْﻬ َﺘﺪِﻳ Tevbe, 9/18 CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI Muhterem Mü’minler! “Cami” kelimesi “Toplayıcı, toplayan, bir araya getiren” anlamına gelmektedir. Bulunduğu yerdeki insanları bir araya getiren, aynı ülkü etrafında birleştiren, onları, İslam’ın özünde yer alan birlik, beraberlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhu içinde eriten, Müslümanlık bilinçlerini canlı tutan ve bu doğrultuda onları eğiten demektir cami. Camiler, Allah’a bağlılık bilinciyle insanları bir safta birleştiren, her türlü mesleki, sosyal, kültürel statü farklarını ve imtiyazlarını bir kenara bırakarak onları kenetleyen ve adeta bir vücut haline getiren bir işleve sahiptir. Toplumsal kaynaşmayı, birlikteliği, yardımlaşma ve dayanışmayı bundan daha güzel ne sağlayabilir? Değerli Mü’minler! Camiler, Allah katında en sevimli ve kutsal mekânlardır. (1) Caminin esas fonksiyonu, Allah’a aidiyeti ve içinde ibadet edilmesidir. Camiler Kur’anda Allah’ın mescitleri olarak adlandırılmıştır. Nitekim ayeti kerimede “Şüphesiz mescitler, Allah’ındır. O halde, Allah İle birlikte hiç kimseye kulluk etmeyin. (2) buyrulmaktadır. Bu mekanlar, kutsallığını ve önemini Allah’a aidiyetinden almaktadır. Camilere cemaat olmak ise, maddî ve manevî bakımdan, o mübarek mekânları imar ve ihya etmek demektir. Yüce Allah’a ibadet için yapılmış bulunan bu kutsal mekanların kutsallığının ve saygınlığının korunması gerekir. Bundan dolayı camilere abdestli olarak girilir. İçinde namaz kılma amacı olmaksızın camiin, herhangi bir zorunluluk yok iken yol gibi geçip gitmek için kullanılması caiz değildir. Aynı şekilde cami içinde dilencilik yapmak haramdır, alışveriş yapmak da caiz değildir. Çünkü caminin saygınlığı ile bağdaşmaz. Muhterem Mü’minler! Bir caminin bulunduğu yerleşim biriminde oturanların o camii işlevsel hale getirmeleri dini bir vecibedir. Yoksa camiin garip kalmasının ağır sorumluluğunu paylaşmak durumunda kalır oranın sakinleri. Bu bakımdan mümkün mertebe namazı cemaatle kılarak ve camii işlevsel hale getirerek camiin hakkını vermek gerekir. Bundan dolayı, bir kimsenin, kendi mahalle veya yerleşim biriminde namaz kılması, diğer camilerde namaz kılmasından daha faziletlidir. Cami ile irtibatı olmak demek, din ile irtibatı olmak demektir.. Bu anlamda “Bir adamı camiye devam ediyor görürseniz, onun imanına tanıklık ediniz. (3) hadis-i şerifini ve ‘Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı kılan, zekatı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder…’ (4) ayeti celilesini unutmamak gerekir. Kıymetli Mü’minler! Her camin maddi ve manevi mimarları vardır. Camiin maddi mimarı, mühendis ve inşaat ustalarıdır. Manevi mimarları ise başta imamlar, müezzinler ve vaizler olmak din görevlileridir, bu anlamda camii işlevsel kılmada görev alan herkestir. Birlik ve beraberliğimizin sembolü olan camilerimizin ferdi ve toplumsal hayatımızdaki yerini ve önemini daha iyi anlatabilmek, yeni yetişen nesillerimiz üzerinde cami ve mescitler hakkında kalıcı izler bırakabilmek için; Ekim ayının ilk haftası “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” olarak kutlanmaktadır. Muhterem Mü’minler! Müslümanlar için İslam, hayatın kendisi; camiler de bu hayatın merkezidir.. Camilerin ruhu, tevhid inancını gönüllerinde canlı tutan mü’minlerdir. Bize ebedi saadet yaşayabileceğimiz ahretimizi kazanmak için bir fırsat olarak verilen ve ezanla başlayıp sala ile biten dünya hayatımızı, daha anlamlı, daha güzel ve daha verimli geçirmek için camilerimizi doldurmalıyız. Buralardan alacağımız manevi gıdalarla ruhumuzu diri tutmalı ve çevremizdeki insanlara faydalı olmalıyız. HAZIRLAYANIN ADI: Ertuğrul COŞKUN ÜNVANI: Çerçioğlu Ky. Karakuyu İmam-Hatibi DÜZİÇİ _______________________________________ 1. 2. 3. 4. Müslim, Salat, 53 Cin 72/18 Tırmizi, İman, 8/2617 Tevbe, 9/18