Kin, nefret ve haksızlığa dur diyelim

advertisement
Kin, nefret ve haksızlığa dur diyelim!
Kuran’ın zamanları aşan prensibi olan 'başkalarına
karşı olan kininiz sizi adaletsizliğe sevk etmesin'2
ve ‘hikmetle davet etme ve güzel sözlerle öğüt
verme’3 prensipleri insanlığa yol gösterici olmalıdır.
Bu prensipler sayesinde farklı din ve kültürlerin bir
arada barış ve huzur içerisinde yaşamaları daha
kolay olacaktır.
Muhterem Müslümanlar!
İsmi bizatihi barış ve esenlik manasına gelen dinimiz
İslam, özelde Müslümanların, genelde de bütün
insanlığın dünya ve ahirette barış, esenlik, huzur ve
iki cihan mutluğunu temin gayesi gütmektedir.
Birbiri ile güzel yaşamanın zeminini oluşturacak
şekilde başka millet ve toplumları tanımamız
gerektiği1 Hucurat Suresi'nin 13. ayetinde
belirtilmektedir. Dinimizde, başkalarının yaşama
hakkı, dinini seçme ve uygulama hakkı gibi temel
insan haklarına riayet etmek emredilmekte; din ve
fikir hürriyeti, mal-mülk edinme hürriyeti ve benzeri
hürriyetler sadece Müslümanlara değil, bütün
insanlara tahsis edilmektedir. İnsan hakları evrensel
beyannamesinden 14 asır önce, irad ettiği Veda
Hutbesi ile Sevgili Peygamberimiz (a.s.),
başkalarının haklarına riayeti insanlığa haykırmış ve
insanlığın bilinç altına kazımıştır.
Başkalarına karşı endişe, korku hatta kin ve nefret
gibi duyguların oluşması, onları tanımamaktan
kaynaklanmaktadır.
Özellikle
de
Almanya
toplumunda hem kendimizi ve kültürümüzü, hem de
dinimizi daha iyi tanıtmaya çok ihtiyaç
bulunmaktadır. Çünkü kimlerden oluştuğu, menşei
ve hedefi belli olmayan ve bilinmeyen bazı kişi ve
gruplar, maalesef bazı haksız ve yanlış noktalardan
hareketle dinimizi kendi hedefleri doğrultusunda
istismar etmektedir.
Aziz Kardeşlerim!
Şunu bilmeliyiz ki, insanlar, ırklar, dinler, mezhepler
ve ülkeler arasında adalet ve hakkaniyetin temini
ancak, karşılıklı sevgi, saygı, kabullenme ve
hoşgörünün yaygınlaşması, barış, kardeşlik ve birlik
içinde yaşama; insanlığın başka ortak sorunları olan
açlık, fakirlik ve sefalet içindekilerin yardımına
koşulması gibi konularda el ele verilmesi ile
mümkün olacaktır. Bu husus, sadece dinlerin ortaya
koymuş olduğu bir emir ve esas olarak
düşünülmemeli, insanlığın ortak evrensel değerleri
olarak kabul edilmelidir.
Güzel bir geleceğin ve yarınların inşası ancak bu
şekilde olabilir. Aksi takdirde hepimiz aynı
gemideyiz ve bu gemi zarar görürse, her birimiz
zarar görürüz. Allah iyilikleri yapma ve kötülüklere
engel olma konusunda tek tek fertlerin, dini ve
toplumsal cemiyetler olarak hepimizin ve dünya
çapında bütün ülkelerin yardımcısı olsun, barış ve
huzuru hakim kılsın!
Yunus Emre’nin dediği gibi; ‘Sevelim sevilelim,
dünya kimseye kalmaz!’
Değerli Mü’minler!
Bilinçli medya yönlendirmeleriyle insanların algıları
yönetilmekte, İslam'a ve Müslümanlara karşı
insanların endişe, korku, nefret ve hatta düşmanlık
beslemeleri sağlanmaktadır. Bunun sonucu olarak
bazı ırkçı ve kindar kişi ve gruplar hem
Müslümanlara ve mabetlerimize, hem de başka
dinlerin
mensuplarına
ve
mabedlerine
saldırmaktadır.
2
1
Hucurat 49/13
3
Maide 5/8
Nahl 16/125
Download