لَقَدْ خَلَقْنَا اْلْ ِنْسَانَ ف۪ٓي اَحْسَنِ تَقْو۪ٓيم

advertisement
Eylül-1985
GENÇLİĞİN ÖNEMİ
Mustafa BOLAT
ِ ْ ‫لَ َق ْد َخلَ ْقنَا‬
‫ْس ِن تَ ْق ۪ٓويم‬
َ ‫اْلن َْسا َن ۪ٓفي اَح‬
Değerli Müslümanlar!
Mensubu bulunduğumuz dinimiz İslam'ın ulvi gayesi;
İnsan varlığını dünya ve ahiret saadetine kavuşturmaktır.
Bu nedenle Allah'a iman ve itaatten tutun da insan ve
hayvanlara varıncaya kadar gösterilen sevgi ve merhamette
bu mutlu hedef vardır. En güzel ve en mükemmel biçimde
yarattığı ve sevdiği insanı, Allah, yeryüzünde kendisinin
şahidi kılmıştır. (1) Bu insan varlığına o kadar önem
vermiş ki bu yetmemiş gibi her şeyi onun emrine vermiş,
her şey ona hizmet etmeye başlamıştır. (1) İşte, bu yüce
varlığın bir ciğerparesi, dünyasının süsü var. (4) Genç,
Allah'a teslimiyette madde ve manalarını her çeşit
hastalıktan koruyup, temiz yaşantılarını muhafaza ederek
gönlünü Alah'a bağlamış, sıhhatli vücutları, yılmayan
azimleri ile Allah ve Rasûlü'nun takdir ve övgüsüne
mazhar olmuş gençler...(5)
Çiftçinin ekip yeşerttiği mahsulü, gelen yıl için ne
kadar lüzumlu ise fabrikaların depo edilen hammaddesi o
fabrika için ne kadar önemli ise, ordunun yedek harp
malzemesi ne kadar mühim ise, milletlerin hayatiyetleri ve
gelecekleri için de gençlik o kadar mühim ve değerlidir.
Zira GENÇ, günlerin sabahı, mevsimlerin baharı, arazilerin
en münbiti, yuvaların ve cemiyetin fidanı, yarınların
ümididir.
Genç, tertemiz kalbi, sıhhatli vücudu, taptaze dünyası
ile dolmaya hazır bir beyin, yapım ve yaptırım gücü dolu
bir potansiyel, hayat ve enerji dolu bir barajdır... Genç, iki
büyük değerin (boş vakit ve beden sağlığının) sultanı,
Allah'ın müstesna bir emaneti. Kötü niyet ve emeller için
amansız bir silah, iyi idealler için olumsuz bir istikbal,
yuvalar ve milletlerin geleceğini cennet veya cehenneme
çevirecek bir varlık...
Bugün için bazı gençlerin, gayesiz, sorumsuz gibi
duruşu, bazılarının oyun ve eğlenceye kendilerini kaptırmış
olmaları ve bazılarının da ülke huzurunu bozmak isteyen
art niyetlilere alet olmaları nasıl önlenmelidir?
Başımızı iki elimiz arasına alıp, geçmişi, hali ve
geleceği düşünerek, durum muhakemesi yapalım... Helak
olan kavimler, kurtulan toplumlar, boğuşan kabileler ölen
ve öldürülen insanlar, vicdanı kaybolmuş zalimler,
ilerleyen, yükselen devletler, kıtalara hükmeden milletler...
Buna mukabil düşen, şaşıran, bozulan, dağılan, boğuşan
insanları tekrar kurtuluşa davet eden, huzura kavuşturan
peygamberler arasında tekerrür eden tarihler... İşte bir tarih
daha tekerrür ediyor. Fakat bir daha Peygamberi
gelmeyecek bir tarih. 14 asır evvel haber verilenlerin
sahnelendiği bir tarih...
Aziz Müslümanlar!
Gençliğin Allah'ın tüm insanlara yaptığı su çağrıya
ihtiyacı var: "Ey insanlar, gerçekten size Rabb'ınızdan
İslam Dini ile Peygamber geldi. Hakkınızda hayır olması
için hemen ona iman edin". (6) Bu öyle bir iman ki, şerrin
hiç birine fırsat vermeyen, insan hayatını iflastan kurtaran
bir iman. Tefrika, nefret ve intikamı yok eden bir hayır.
Şirk dünyası her çeşit vahşetten bu imanla kurtulmuş, bu
hayırla
meleklerin
bile
haya ettiği mertebeye
yükselmişlerdir. Boğuşmalar, çekişmeler, öldürmeler,
fuhuş bu imanla son bulmuş, gelen peygamberlerin hepsi
insanları bu imana, ibadet ve hayra davet etmişlerdir. (7)
Neden iman ve ibadet? Çünkü insanın en önemli tarafı
ruh cephesidir. Beden ruhun dünyadaki vasıtasıdır. Bu
ruhtaki açlık, susuzluk, boşluk başka hiçbir şeyle
doyurulamaz, doldurulamaz da ondan. Öyle buyuruyor
Allah (c.c.) "... dikkat edin kalpler ancak Allah'ı anmakla
huzura kavuşur". (8) O ruh ve kalp ki sağlamlığıyla vücut
da sağlam oluyor, bozulduğunda vücut da fesada uğruyor.
Bu gençliğin muallime ihtiyacı var. O muallim ki
günün ihtiyaçlarını dikkate alarak İslam'ı tebliğ etsin. O
muallim ki kendi eğitim sistemini, tarihini ve örfünü milli
kafayla aksaksız, arızasız, parazitsiz olarak boş bant misali
bu taze beyinlere aktarsın. O muallim ki Mehmetçiğin
düşmana karşı vatan topraklarında bir kale olduğu gibi,
ilim ve fikir erbabına da inanç ve kültürümüze sızabilecek
neslimizi yozlaştıracak her türlü yabancı akıma karşı bir
süzgeç olsun.
Muhterem Kardeşlerim!
Nasıl ki malımızın, paramızın, önemli kabul edilen
evrakın emin ellerde korunmalarını temin ediyorsak,
şüphesiz gençlerimiz onlardan daha değersiz değillerdir.
Öyle ise onları ve teslim ettiğimiz elleri çok iyi tanımalı ve
takip etmeliyiz. Aksi halde, milli ve dini ahlak sistemleri
tahrif edilir, yanlış programlanır, yer yer kasıtlı tekinlere
tabi tutulur ve değer ölçüleri tahrip edilirse, misalleri
geçmişte görüldüğü gibi, ülkelerin başına örgütlendirilmiş
anarşizm ve terörizm denen kara bulutlar çöker, huzur ve
güven kalmaz. Kendini yiyen azı dişler oluşur, yer yer
barajların bendi yıkılır, fabrikalar tersine çalıştırılır.
Böylece büyük ihmal ve gafletimiz yarınki çocuklarımızın
ölüm fermanı olur. Anarşizm umumileşir, yangın çatıyı
sarar. İşte bu kendi ellerimizle kendimizi tehlikeye
atmamız
(9),
çocuklarımızın
iflası,
ellerimizle
yaptıklarımızın cezası olur. Halbuki Allahu Teala
kendimizi ve çoluk çocuğumuzu yakıtı insanlarla taşlar
olan ateşten korumamızı istemiştir. (11)
İşte gençliğin önem ve değeri bu sırda, bu anlayış ve
bu şefkattedir.
Gençliğimize Allah Rasûlü'nün gösterdiği istikamette
yön vermeliyiz. O zaman genç, gençliğini dinine, milletine
hizmet ve itaata adayan olgun bir genç olur. Her türlü
takdir ve övgünün üzerinde bir kişiliğe sahip bulunur. İşte
o zaman yıkan, bozan değil, yapan, onaran, birleştiren,
yücelten bir genç çiğnemeyen ve çiğnetmeyen bir delikanlı
olur.
***
1) T ın, 4.
2) ihya, c. 4, s.
3) Mülk, 15.
4) Kehf, 46. 879.
5) 21/60, 10.
6) Nisâ. 170.
7) 2/21, 4/36, 23/32.
8) Ra'd, 28.
9) Bakara, 195.
10) Enfâl, 51.
11) T ahrim, 6.
Download