C. Senatosu B : 73 rinin ispatı hâlâ dünya yüzünde münakaşa hali ortaya koyan bir meseleye, illâ ki, Türkiye'yi öbür kampa götürmeliyiz, sosyalist nizam kur­ tarıcıdır, şarkısı söylemek, ilmî olmak şöyle dutsun, halen arz 'üzerinde küçük plân kadro­ ları ve insanları için demagoji teşkil eden kri­ tik seviyededir, ciddiyetten uzaktır. Çok daha mühim organlar, mihraklar, meselenin müna­ kaşasını yarim asırdır yapıyorlar. Ve netice, Moskova'nın felsefesinin kaybı istikametinde yürüyor! Fransa'da Thorez vaktiyle harlb sonu elde ettiği adedin, dörtte birine düşmüştür. italya'da Nenni Grupu elde ettiği adedin (üçte 'birine düşmüştür. Hangi terakkiden bahsedi­ yorsunuz? Eğer gençliğin, paranın zor kaza­ nılan bir dünyada, gençliğin, çeşitli arzuların tahditler gördüğü "bir nizam âleminde, bulun­ masından dolayı, tahsilin insan kafasını lüzum­ suz yere dolduran 'birtakım meseleler ortaya koyduğunu bilmesinden dolayı, giyinmenin, gezmenin, her şeyin, merhum Şair Orhan Veli'nin dediği gaibi; «Sadece hava almanın bedava ve hürriyet taşıdığı» (bir nizamda, gençliğin birtakım atraksiyonlarını, çırpınışlarını, hü­ cumlarını, sadece bir Moskova açısının zaru­ reti olarak ele alıp mütalâaya bağlarsak, yan­ lış ve nakıs yola gireriz! Gençliği tatmin et, yoklukla boğuş, demokratik düzende müşkül­ leri yoket, ısağ felfese, tamamen ayakta kala­ caktır; sol felsefe de iflâsa maJhkûm mânanın içine düşecektir! Bugün Amerika'da faşist bir diktatör vardır; fakat halk onu, komik mas­ kot olarak selâmlar, o cinsten kaibul eder. Mil­ letlerin kendilerine mahsus bir esprisi vardır. Türkiye'de şu bilinmelidir ki, hattâ kanun zo­ ruyla dahi (olsa, mülkiyete el atan bir nizam, karşısında ve ansızın, elinde baltası ile şehir­ lere yüklenen 25 milyon köylü bulacaktır. (A. P. sıralarından «Bravo» sesleri, alkışlar) Birtakım hayalleri siyaset kürsülerine bü­ yük mücadele mevzuu imiş gibi getirmek, abes teşkil ediyor. Ve ne büyük bir kadersizliktir ki, Türk Parlâmentoları, memleket henüz hâdisele­ rin özünü tahlillere bağlamamıscasına kanun dışı yönlerde yürütülüyor. Geçen gün de arz ettim, Türkiye'de ziraat karasaban esaretinde bilûmum büyük ticaret, Devletin elindedir. Türkiye'de vergiler % 87 ye vâsıl olan anlamda seviyede. Hangi sosyalist 15 . 5 . 1970 O :1 düzene koşacağız? Sosyalizmin baş hedefi istih­ sal ve tüketimde eşitliktir, istihsal için yürümiyen bir demokrasi düzeninde miyiz? Tüketim için adabtsiz bir nizamda mıyız? Parası olmıyanm, birinci sınıf lokanta vitrininde gördüğü ıstakoz veya turfanda domatese, ağzının sulan­ ması tabiîdir. Moskova'da aynı şekil yok mu­ dur? Moskova1da, herkesin turfanda domates veya ıstakoz yediğini kim iddia edebilir? Meş­ hur ingiliz Sefiri Wilki'nin eserindeki öz nedir? Rejimler, halk idaresi ve yaşantısında, eşit sis­ tem ve eşit düzen getirebilmekte midir? (balo­ ya, beheri 2 000 fareden yapılmış, 8 bin dolar kıymetinde nadide kürkler giymiş parti lider­ lerinin hanımları geldi ve fakat gece bol viski refakatinde eğlendik, konuştuk. Çıktığımızda, balonu a yapıldığı Moskova meydanlarından çu­ vallara bürünmüş, binlerce gece işçisi, fabrika­ ya gidiyordu; soğuk 40 derece idi) diyor. Han­ gi rejim insan idealini tahakkuk ettirebilmiş­ tir? Ben naçiz bir arkadaşınız olarak gelip ge­ çici bir ferdim. Hepimiz öyleyiz. Bu kürsülerde meseleleri Dünyada mevcut ve yürütülen an­ lamların dışında bir malî hülyaya bağlıyarak sunmak ve sanki o pek isabetli rejimmiş gibi, bunun aaılırcasına müdafaasını ortaya koymak, bugünün medeni insanlığı için, zor konudur. Kaldı ki; çok büyük sosyalist müelliflerin dahi 20 - 30 yıllık büyük çalışmaları, üniversite kur­ yelerinde, takrirleri ve kitaplarına rağmen, bir gün meselenin özüne başka bir münasebetle vâ­ sıl olup, cümle felsefesini yıkıp reddetmek hâ­ diseleri de, çoğalmaya başlamıştır. Türkiye'yi demokratik düzende, kaderinde, bir müddet da­ ha götüreceğiz. A. P. iktidarı, Devlete bugün hükümet olarak iş vermekte bulunan bir ekip­ tir. A. P. iktidarı, millete ssçim beyannamesi ile seslen sn, içtimai bir kondisyon ve kontratm içine giren bir iktidardır. A. P., meselelerini. millete seslendiği çerçevenin dışarısına çıkartamaz ve çıkartmak istiyene de mâni olur, olacak­ tır, olmaya mecburdur. Başka bir ekip, başka bir felsefi noktai nazarı veya doktriner konuyu Devlet idaresi yönünde halka sunmak suretiyle rağbet Hüur, gelirse, millete saygımız sonsuz­ dur. O vakit, biz muhalefetimizde, girilen bu yönün yanlışlığı hakkmda, mücadele vermenin paraleline otururuz. Ama bugün için haksız bir mücadeleyi, hudutsuz bir mücadeleyi, cesim bir mücadeleyi göğüslemekle mükellefiz ve tarih