Sosyal Güvenlik Sistemi - Pravni fakultet Univerziteta u Travniku

advertisement
UNIVERZITET U TRAVNIKU
PRAVNI FAKULTET
SOSYAL HUKUK
SOSYAL GÜVENLİK
T-152/14 MURAT VELİ ÇAKIR
Sosyal Güvenlik Nedir?
• Sosyal güvenlik, bireylerin ve ailelerin
ekonomik ve sosyal risklerle karşılaşmaları
durumunda gereksinim duydukları destek
ve dayanışmanın, kamu programları
aracılığıyla kurumsallaştırılmasıdır. Bu
kurumsallaştırılmış sistem ile yüksek gelir
gruplarından düşük gelir gruplarına gelir
transferi sağlanabildiği gibi nesiller
arasında da gelir transferi
gerçekleştirilebilir.
Sosyal güvenlik sistemlerinin kurulması
ve yaşatılması sosyal devletin temel
görevidir.
• Çünkü; bireylerin ve ailelerin hastalık,
analık, iş kazası, meslek hastalığı,
malullük, yaşlılık, ölüm, işsizlik ve aile
sahibi olma durumunda karşılaşacakları
gelir kaybı ve gider artışlarının
karşılanması gerekmektedir.
• Sosyal güvenlik anayasal bir haktır.
• Anayasa kişilerin sosyal güvenlik hakkını 60’ıncı
maddesinde tanımıştır: “Herkes, sosyal güvenlik
hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak
gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar”. Keza
Anayasa 61’inci maddesinde de özel olarak
korunması gereken kimseler hakkında şu hükmü
getirmiştir: “Devlet, harp ve vazife şehitlerinin dul
ve yetimleriyle, malûl ve gazileri korur ve
toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi
sağlar. Devlet, sakatların korunmalarını ve
toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri
alır. Yaşlılar, Devletçe korunur. Yaşlılara Devlet
yardımı ve sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar
kanunla düzenlenir. Devlet, korunmaya muhtaç
çocukların topluma kazandırılması için her türlü
tedbiri alır. Bu amaçlarla gerekli teşkilat ve
tesisleri kurar veya kurdurur”
EMEKLİLİK HAKLARI (657)
Madde 187 - Devlet memurlarının
emeklilik ve malullük hallerinde
kendilerinin, ölümleri halinde dul ve
yetimlerinin sahip bulundukları haklar
emeklilik kanunlarıyla düzenlenir.
SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı
kanunlarına göre emeklilik yaşı kadın için
58, erkek için 60 olarak uygulanmaktadır.
Türkiye’de Sosyal Güvenlik Hizmetleri
1-Kişiyi ve geçindirmekle yükümlü olduğu
kişileri, yasayla tanımlanan risklere karşı,
zorunlu olarak ödenen primlere dayanan
bir sistemle koruyan sosyal sigortalar
2- Muhtaçlık ölçütlerine bağlı olarak prim
karşılığı olmaksızın bireye ve aileye
yapılan nakit yardımlardan oluşan sosyal
yardımlar
3- Muhtaçlık ölçütlerine bağlı olarak bireyeaileye-gruplara sunulan sosyal hizmetler
Sosyal Güvenlikte Reform
• AKP Hükümetinin 2006 yılında
gerçekleştirdiği sosyal güvenlik reformu,
2005 yılında IMF ile yapılan 19.Stand by
Anlaşması çerçevesinde gündeme gelmiş
ve sosyal güvenlik reformu kredi
anlaşmasının koşulları arasına dahil
edilmiştir.
• Sosyal Güvenlik Sistemindeki dönüşümün
bir diğer mimarı Dünya Bankası’dır. Dünya
Bankası yapılan değişiklikleri kredi ve
hibelerle desteklemektedir.
• 29 Haziran 2006 tarihinde onaylanan 403
Milyon Euro'luk Program Amaçlı Kamu
Sektörü Kalkınma Politikası Kredisi ve DB
aracılığıyla Japonya’dan alınan 900.000
Dolar’lık hibenin sosyal güvenlik reformu
için kullanılması planlanmıştır.
Sosyal güvenlik Sisteminde Reform Raporu
(Beyaz Kitap)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun
çalışmaları doğrultusunda reforma
ilişkin bir kitap yayınlamıştır: Sosyal
Güvenlik Reformu: Sorunlar ve Çözüm
Önerileri
Sosyal Güvenlik Sisteminde Reform
raporu, emeklilik sisteminde yapılması
gereken değişiklik önerilerinin
gerekçelerini, Dünya Bankası raporlarını
referans göstererek üç ana başlık altında
sıralamaktadır;
1. Nüfusun yaşlanması
2. Mevcut sistemin yoksulluğa karşı
koruyamaması ve bütün nüfusu koruma
altına alamaması
3. Sosyal güvenlik kurumlarının
finansman açıklarının ekonomik üzerinde
olumsuz etkileri
Oysa……….
1. Gelişmiş ülkelerde işgücü piyasasına
yansıyan nüfusun yaşlanması olgusu Türkiye
açısından geçerli olmayıp tersine, Türkiye’de
genç bir nüfus bulunmaktadır ve bu nüfusun
işgücüne katılım oranı düşüktür. Türkiye’de
işsizlik ve eksik istihdam çok yüksek
oranlardadır. Öncelikle ele alınması gereken
sorun ise nüfusun sağlık ve eğitim sorunları,
çalışma çağındaki nüfusun üretken istihdamının
nasıl sağlanacağıdır.
2. Yapılan düzenlemelerle sosyal güvenliğe en çok
ihtiyacı olan, gelir düzeyi görece düşük kesimler
zorunlu sosyal güvenlik kapsamı dışında
bırakılmaktadır. Bunlar:
a.Ev hizmetlerinde çalışan yoksul kadınlar
b.Tarım ve orman işlerinde süreksiz olarak çalışan
topraksız ve az topraklı yoksul köylüler
c. Gündelikçi yoksul kentliler
d. Yoksul küçük esnaf
e.Tarımda geçimlik faaliyette bulunan yoksul
köylülerdir.
Bu beş grup isteğe bağlı olarak, prim ödemek
suretiyle uzun vadeli sigorta kollarına tabi
kılınmışlardır.
3.Sosyal güvenlik sisteminin finansman açıklarının
arkasında 4 temel neden yatmaktadır:
a.Sosyal güvenlik sisteminde devlet katkısının
olmaması ve böyle bir sistemin
sürdürülebilirliğinin sağlanamaması
b. İşgücüne katılım düşüklüğü, işgücü
piyasasındaki yüksek kayıtdışılık ve işsizlik
c. Emeklilik yaşı, borçlanma yasaları, karşılığında
prim alınmayan ödemeler, primlerin
toplanamaması, sık sık çıkartılan af yasaları,
sistemde biriken kaynakların kamu açıklarının
finansmanı için kullanılması gibi konularda
sisteme siyasi yaklaşımlar
d. Son dönemlerde, sağlıkta hizmet sunumunun
ticarileştirilmesi, özelleştirilmesidir.
Sosyal güvenlik sistemine ilişkin
hazırlanan dönüşüm:
1-Kurumsal yapıya ilişkin dönüşüm (5502
sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu)
2- Primli sisteme ilişkin dönüşüm (5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu)
3- Tasarı halinde bulunan Sosyal Yardımlar
ve Primsiz Ödemeler Kanunu
Sosyal sigortalar sisteminde yapılan
düzenlemelerle,
• Memurlar
• Ücretliler
• Tarım işlerinde ücretle çalışanlar
• Kendi hesabına çalışanlar
• Tarımda kendi hesabına çalışanlar
tek bir kurumsal ve yasal çerçeve altında
toplanma yoluna gidilmiştir.
• Bu şekilde Emekli Sandığı, SSK ve
Bağ-Kur gibi ayrımlar ortadan
kalkacak, tüm emeklilik
sistemlerindeki haklar ve
yükümlülükler eşitlenecektir. Bu
değişiklik, özellikle Emekli Sandığı
kapsamında olan kamu emekçileri
için ciddi hak kayıplarını beraberinde
getirmektedir.
Reformun üç temel özelliği:
• Birinci ayak olarak fonsuz, tanımlanmış faydaya
dayalı, asgari bir aylığı garanti eden kamusal
sistemin çok daraltılmış, çok düşük bir aylık
verilerek varlığını sürdürmesi;
• İkinci ayak olarak özel yönetilen, fonlu,
tanımlanmış katkıya dayalı, ücrete bağlı bir aylık
sağlayan emeklilik sisteminin geliştirilmesi;
• Üçüncü ayak olarak isteğe bağlı, yine
tanımlanmış katkıya dayalı, özel emekliliğin
yerleştirilmesi varsayımlarına dayanmaktadır.
• Yeni sisteme, sosyal güvenlik yerine “Sosyal
Koruma Sistemi” adı verilmiş ve kavram, sosyal
güvenlik ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır.
Ancak sosyal güvenlik literatüründe sosyal
koruma daha çok primsiz sistemi tanımlamakta
ve içerik itibariyle sosyal güvenlikten daha dar
bir alanı ifade etmektedir. Sosyal güvenlik
sisteminin, “sosyal koruma” olarak
adlandırılması, bugün bir sosyal güvenlik
kurumuna bağlı olarak çalışanların mevcut
haklarının önemli bir bölümünden gelecekte
yararlanamayacakları anlamına gelmektedir.
• Yeni oluşturulan “sosyal koruma
kurumuna” standart belirleme, veri
toplama, mevzuat düzenleme gibi görevler
verilmekte, sosyal güvenlik hizmetinin
sunumu ise açıkça tanımlanmamaktadır.
Düzenleyici devlet özellikleri ile yeniden
yapılandırılan kamu kurumlarının akıbeti
nedeni ile ilerde sigortacılık hizmetlerinin
özel sigorta şirketlerince sunuluyor olması
yönündeki kaygıları güçlendirmektedir.
• Getirilmek istenen sistem ile sosyal
güvenlik, toplumda mümkün olduğunca
daha çok kişiye minimum bir gelirin
sağlanması ile yükümlü tutulmakta, bunun
üzerine de bir imkân sağlanması özel
programlara/sigortalara yani bireylere
bırakılmaktadır. Kamu ve özel sektörün bir
arada toplumun sosyal yönden
korunmasını sağlamaları gerektiği
düşünülmektedir.
• Sosyal güvenlik sisteminde yapılmak
istenen değişikliklerin bir diğer önemli
hedefi, Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur
emeklilerine ödenen emekli maaşı
bağlama oranlarının kademeli olarak
düşürülmesidir.
• Türkiye’de bugün uygulanan sisteme
baktığımızda, SSK ve Bağ-Kur emeklileri
çalışırken aldıkları maaşın % 65’ini
almaktadır. Bu oran Emekli Sandığı’na
bağlı emeklilerde % 75’dir. Sadece bu
rakamlardan “sosyal güvenlik reformu”nun
tüm emeklileri ama özellikle Emekli
Sandığı’na bağlı olarak çalışan kamu
emekçilerini olumsuz etkileyeceği
söylenebilir..
• Reform olarak iddia edilen düzenlemenin
hedefi, tüm emeklilere çalışırken aldıkları
maaşın sadece % 50’sini ödeyen bir
sosyal güvenlik sistemi oluşturmaktır. Bu
şekilde yapılacak bir değişikliğin en önemli
sonucu, kamu emekçilerini bireysel
emeklilik sistemlerine katılmaya zorlamak,
böylece kamu emeklilik sistemini işlevsiz
kılarak, bireysel emeklilik sistemlerini
güçlendirmek olacaktır
• Yeni emeklilik sistemlerinin kurulması ve
kamusal emeklilik fonlarının bireysel
emeklilik şirketleri aracılığıyla mali
piyasalara devri, Dünya Bankası ve büyük
sermaye gruplarınca talep edilmekle ve
hükümet yetkililerince hazırlıkları yapıldığı
ifade edilmekle birlikte, bu konuda henüz
bir yasa tasarısı mevcut değildir.
Yürürlüğe giren Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu'nun yürürlüğe
girmesinden önce ''1 gün dahi sigortalı olanlar''
için emeklilik yaşı veya prim ödeme gün
sayısında değişiklik olmayacak. 1 Ocak
2007'den itibaren ilk defa sigortalı sayılacaklar
için ise emeklilik yaşı 2036'ya kadar
değişmeyecek. 2036'dan itibaren emekli
olacaklar için ise emeklilik yaşı kademeli olarak
artırılacak ve 2048'de kadın ve erkek için 65 yaş
olacaktır.
Neden “Mezarda” Emeklilik?
1.1.2036 - 31.12.2037 Kadın: 59, Erkek: 61
1.1.2038 – 31.12.2039 Kadın: 60, Erkek: 62
1.1.2040 – 31.12.2041 Kadın: 61, Erkek: 63
1.1.2042 – 31.12.2043 Kadın: 62, Erkek: 64
1.1.2044 - 31.12.2045 Kadın: 63, Erkek: 65
1.1.2046 – 31.12.2047 Kadın: 64, Erkek: 65
1.1.2048
Kadın: 65, Erkek: 65
*SSK’lıların ise 7200 günü (20 tam yıl)
tamamlamaları lazım.
Download