SİNİR DOKUSU Doç.Dr. Ayşegül Telci Elektrik uyarıların iletilmesi yoluyla, beden, duyular ve çevre arasında iletişimi sağlayan ağ yapısıdır İleti nöron denilen özelleşmiş sinir hücreleri tarafından sağlanır, nöron gelen binlerce uyarıya tek bir yanıt verir Uyarıların beyne büyük bir hızla iletilmesi sinir sisteminin tasarımı sayesindedir Nöron Hücre gövdesi (soma): Nukleus burada yer alır, biyosentezler burada olur Dendritler: Diğer hücrelerden gelen sinyalleri alır Akson: Diğer hücrelere sinyal iletisi, mm-m uzunluğunda Normal bir erişkin beyninde 1011 nöron bulunur Beyinde nöronlar arasına yerleşmiş, nöronlardan sayıca 10 kat fazla glia hücreleri bulunur Glia hücreleri nöronlardan farklı olarak bölünebilir ve elektriksel yalıtımı sağlar Glia Hücreleri Schwann hücresi (PSS) Oligodendrosit (MSS) Mikroglia (MSS makrofajları) Ependim hücresi (MSS’in epitel benzeri hücreleri) Astrosit (MSS’te en bol bulunan hücre) Sinaps Nöronlar arasında bilgi aktarımı, iki nöronun bağlantı kurduğu ve impulsun bir nörondan diğerine geçtiği sinaps bölgelerinde olur Nöron aksonu diğer nöronun dendriti ile iletişim bölgeleri oluşturur Akson boyunca ilerleyen elektriksel potansiyel değişim dalgalanmalarına aksiyon potansiyeli denir Aksiyon potansiyeli sinapslarda nörotransmitterler aracılığı ile kimyasal iletiye çevrilir Kimyasal ileti bir sonraki hücrede yeni bir aksiyon potansiyeli başlatır Uyarının presinaptik bölgeye ulaşması ile nörotransmitter denilen kimyasal ileti maddesi iki nöron arasındaki sinaps aralığına salınır Postsinaptik bölgeye ulaşan nörotransmitter plazma membranındaki reseptörüne bağlanır ve o hücrede elektriksel potansiyel değişimine sebep olur Elektriksel uyarı (aksiyon potansiyeli) bilginin hızla, uzun mesafeler kat ederek iletilmesini, Kimyasal ileti ise iki nöron arasında bilginin geçişini sağlar Her nöronda plazma membranının iki tarafındaki pozitif ve negatif yüklerin farklılığı nedeni ile membran boyunca elektriksel potansiyel farkı vardır Dinlenme Membran Potansiyeli Sinir hücresinin dinlenme durumunda elektriksel dağılım hücre içinde negatif, hücre dışında pozitif olacak şekildedir Hücre dışında Na+ ve Cl- , hücre içinde K+ ve organik anyonlar daha fazladır Bu iyonik dağılım sonucunda dinlenme potansiyeli ortaya çıkar Bu elektrik potansiyel farkı 60-70 mV’tur Hücre dışı 0 kabul edildiğinde hücre içindeki negatif yük -70 mV’tur Kimyasal konsantrasyon farkı ve membranın iki yüzü arasındaki elektrik yük farkına bağlı elektrostatik güç iyonların hareketini belirler (K+ ve Cl-) Na+ için her iki güç de Na+ u hücre içine yönlendirecek şekilde hareket eder Na+- K+ dağılımının korunması Na+- K+ pompası ile sağlanır Her iki katyon da gradyanların tersine yönlendirildiğinden enerji (ATP) harcanması gerekir Hücre membranının iki tarafı arasındaki potansiyel farkı hücre içine iyon alınması ve hücre dışına iyon çıkışı ile bozulur Yük farkının azalmasına depolarizasyon, artışına hiperpolarizasyon denir Sinir uyarısı sonucu potansiyel farkının geçici olarak hızla değişmesi iyon kanalları ile sağlanmaktadır İki tür iyon kanalı vardır: - Açılıp kapanabilen (gated) - Sürekli açık olan (non-gated) Sürekli açık olanlar dış faktörlerden bağımsız çalışır Açılıp kapanabilen kanallar ise elektriksel ve kimyasal uyarılara duyarlıdır Aksiyon Potansiyeli Uyarı geldiğinde Na+ kanalları lokal olarak açılır ve hücrenin dinlenme membran potansiyeli değişerek depolarize olur Yeterli depolarizasyona ulaşıldığında aksiyon potansiyeli tetiklenir Depolarizasyon, bazı voltaja duyarlı Na+ kanallarının açılmasına ve membranın Na+ a karşı geçirgenliğinin artmasına yol açar Membran boyunca pozitif yüklerin hareketi ile hücre içinde pozitif yük artarak daha fazla depolarizasyon meydana gelir Membranın repolarizasyonunu sağlayan ve aksiyon potansiyelini sonlandıran iki mekanizma vardır: - Depolarizasyon devam ederken Na+ kanallarının kapanması (inaktivasyon) - Voltaja duyarlı K+ kanallarının geç açılması Hücreden dışarıya doğru net pozitif yük akışı hücre dinlenme potansiyeline ulaşıncaya kadar devam eder Nörotransmitter Nörotransmitterler, presinaptik membrandan sinaps aralığına salınan ve postsinaptik membran potansiyelinde değişikliklere yol açan küçük moleküllerdir Nörotransmitter molekül, postsinaptik membranda reseptörlerine bağlanarak uyarıcı = eksitatör veya inhibe edici etki oluşturur Transmembran yerleşim gösteren reseptörün konformasyonu nörotransmitterin bağlanması ile değişir - İyonotrofik reseptör: Voltaja duyarlı kanalların açılması veya kapanmasına yol açar - Metabotrofik reseptör: Hücre içi ikinci habercilerin kaskadını başlatır Nörotransmitterler hücre gövdesinde sentezlenir, akson terminaline taşınır, burada veziküller içinde depolanır Aksiyon potansiyeli oluştuğunda lokal Ca2+ artışının etkisi ile veziküllerden ekzositoz ile sinaps aralığına salınırlar Nörotransmitterler yapısal özelliklerine göre 3 sınıfa ayrılır: Nörotransmitter Fonksiyonu Sentez enzimi Asetilkolin Başlıca Uyarıcı Kolin asetiltransferaz Dopamin Uyarıcı ve İnhibitör Tirozin hidroksilaz, dopa dekarboksilaz Epinefrin Uyarıcı Dopamin-β-hidroksilaz (oksidaz) Biyoaktif aminler Norepinefrin Uyarıcı Dopamin-β-hidroksilaz Triptofan hidroksilaz Serotonin Uyarıcı Amino asitler Glutamat Uyarıcı Glisin Başlıca inhibitör γ-Aminobütirat (GABA) İnhibitör Glutamat dekarboksilaz Asetilkolin (ACh) Kolin ve asetil KoA’dan, kolin asetiltransferaz enzimi katalizi ile sentezlenir Nörotransmitter olarak ACh sentezleyen nöronlara kolinerjik nöronlar denir Genel olarak eksitatör etki gösterir Presinaptik membrana uyarı (aksiyon potansiyeli) gelir Presinaptik membranda Ca2+ kanalları açılır Ca2+ iyonları ekstrasellüler aralıktan hücre içine geçer, Ca+2 konsantrasyonu hızla artar Ca2+ iyonlarının artışı sinaptik veziküllerin ekzositozunu, yani sinaptik aralığa çıkışını uyarır Sinaptik aralığa salınan ACh postsinaptik membrandaki reseptörüne bağlanır ACh-rp bağlanması kas hücresinde postsinaptik Na+ kanallarının açılmasına ve sarkolemma depolarizasyonuna neden olur Sarkolemmanın içeriye doğru uzantısı olan transvers tübüllerden, ilişkili olduğu sarkoplazmik retikuluma bu depolarizasyon yayılır Depolarizasyon ile SR’dan sarkoplazmaya Ca2+ salınır Sonuç: Kas kontraksiyonu Repolarizasyon için, ACh kavşaktan uzaklaştırılır Postsinaptik membranda bulunan asetilkolinesteraz enzimi tarafından kolin ve asetat’a ayrılır Beyin vücut ağırlığının %2’sini oluşturur Kardiyak atımın %15’i beyine ulaşırken, vücut oksijen tüketiminin %20’si beyinde gerçekleşir ve total vücut glukozunun %25’i beyinde kullanılır Glukoz normal fizyolojik koşullarda beyin için tek ve zorunlu enerji kaynağıdır: – Enerjinin büyük bir kısmı iyonik gradyanın sağlanması, – Geri kalanı nörotransmitter ve çeşitli moleküllerin sentezi için kullanılır Beyinde birçok kompleks yapıda lipid bulunmasına rağmen bunlar metabolik işlev göstermeyip yapısal fonksiyona sahiptir Kan-beyin bariyerinin sınırlı geçirgenliği, fizyolojik koşullarda beynin glukoz dışındaki molekülleri enerji kaynağı olarak kullanmasını engeller Ancak açlık ve diyabette veya bebeklik döneminde asetoasetat ve 3-hidroksibütirat gibi keton cisimleri beyinde enerji kaynağı olarak kullanılabilir GÖRME BİYOKİMYASI Bir organizmanın duyu sistemi çevreden aldığı uyarıları elektrik sinyallerine çevirir İnsan görme sisteminde uyarı, görünür spektrumdaki (400-700 nm) ışıktır Primer duyu hücreleri retinadaki çomak ve koni hücreleridir Retinadaki bu fotoreseptör hücreler isimlerini karakteristik biçimlerinden almıştır İnsan retinası renkli görme için özelleşmiş 3 milyon koni hücresi, Loş ışıkta görme için özelleşmiş 100 milyon çomak hücresi içerir Çomak Hücresi Çomak hücresinin yapısı iki bölümde incelenir: Silindirik yapıdaki dış segment 1000 kadar membran disk içerir Bu diskler plazma membranının invajinasyonları olmakla birlikte membrandan fiziksel olarak ayrıdırlar Dış segment iç segmente bağlayıcı cilium ile bağlıdır İç segmentte nukleus, Golgi, ER, mitokondriler gibi hücre bileşenleri bulunur İç segmentin en iç bölgesinde çok sayıda vezikül içeren sinaps cismi bulunur Işık yokluğunda plazma membranındaki Na+ kanalları açıktır Dış segmentten iç segmente diffüze olan sodyum iyonları Na+- K+ ATP az pompası ile hücre dışına atılır Işık varlığında dış segmentteki Na+ kanalları kapanır, sodyum iyonlarının içeri geçişi azalır, plazma membranı hiperpolarize olur Işık, dış segmentin membran disklerindeki ışığa duyarlı bileşikleri aktive eder Fotokimyasal olarak uyarılmış moleküller enerjilerini bir seri enzimatik olayla aktararak plazma membranının hiperpolarizasyonuna yol açar 11-cis-Retinal Görme sisteminin ışık absorbe eden molekülü 11-cisretinaldir β-karoten bağırsak mukozasında oksidatif ayrılmaya uğrayarak 2 molekül retinal oluşturur Memeliler A vitamini sentezleyemez Rodopsin Disk membranını 7 α-heliks ile geçen integral membran proteinidir Çomak hücrelerinde 11-cis-retinal, apoprotein opsine kovalent olarak bağlanarak rodopsini oluşturur Fotonu absorplayan 11-cis-retinal, all-trans-retinal’e izomerize olur Rodopsin 350-620 nm deki ışığı absorbe eder Fotonu absorbe eden rodopsin aktive olur ve düzenleyici protein olan transdusinin α alt birimi ile etkileşir Transdusin bir G proteindir, 3 alt birimden oluşmuştur (α, β, γ), α birimi inaktif durumda GDP, aktif durumda GTP bağlar Transdusin GTP bağladığında α alt birimi βγ alt birimlerinden ayrılır Tα:GTP kompleksi fosfodiesterazın inhibitör γ alt birimini bağlar, böylece αβ dimerini aktive eder Aktive fosfodiesteraz ikinci haberci cGMP’ı 5’-GMP’a hidroliz eder Sodyum kanallarını açık tutan, dış segment sitozolündeki cGMP’nin yüksek konsantrasyonda oluşudur Işıkta ise cGMP düşük, sodyum kanalları kapalıdır * Hiperpolarizasyon sinaps cismine doğru ilerler, postsinaptik membranda nörotransmitter salınımını inhibe ederek sinyali sinir iletisine çevirir Orijinal sinyal olan tek bir fotonun rodopsin tarafından absorpsiyonu ışıkla kontrol edilen enzimatik bir kaskadla 1 milyon kez amplifiye edilir ve sodyum kanalları kapanır * Nöronların plazma membranının depolarizasyonundan farklı olarak, çomak hücresi plazma membranının hiperpolarizasyonu nörotransmitter salınımını inhibe ederek orijinal sinyali sinir iletisine çevirir γ alt biriminin αβ dimeri ile birleşmesi PDE’ı inaktive eder Aktive rodopsinin transdusini tekrar aktive etmesini önlemek için rodopsin kinaz rodopsini fosforile eder Fosforile rodopsin de inhibitör protein arrestine bağlanır, böylece transdusini reaktive edemez Guanilat siklaz cGMP sentezini katalizler