inanışları sorgulamak - Bilkent University

advertisement
İNANIŞLARI SORGULAMAK
PK beğendiğim başarılı bir Bollywood filmi.İnsanların tavsiyeleri üzerine merak edip
izlediğim eğlenceli ve sosyal içerik açısından zengin bir film.Bunca tavsiye üzerine
izlememden de anlaşılacağı üzere izleyici kitlesi pek de az değil.Genel olarak Hint filmlerini
sevmem bu filmi izleme girişimimin diğer bir sebebi.Sadece aşk ve cinsellik içerikli diğer
yaygın filmlerdense;birçok sosyal mesaj içeren,düşünsel açıdan insanları sorgulamaya davet
eden ve çoğu zaman eleştirel bir yön barındıran Hint filmlerini tercih ediyorum.Bu tercihim
belki de, o toplumsal yanlışlıkların benzer kalıplarını ve uygulamalarını,filmde değinildiği
kadar yoğun olmasa da,kendi toplumumuzda görüyor olmamdandır.
Film konusu bakımından oldukça evrensel ve ilgi çekici.Genel olarak işlenen daha doğrusu
sorgulanan terimler : inanışlar ve dinler.Yanlış anlaşılmasın filmde şu din iyidir şu yanlıştır gibi
bir mesaj yok; eleştirilen, dinleri anlayış biçimi ve insanların dini görev adı altında
kendilerince uydurdukları,akıl dışı bazı uygulamalar.Bir şeyi eleştirebilmek için onu bütünüyle
önyargısız değerlendirmek ve dışarıdan bir gözlemci olmak şart bence. Bu yüzden de filmde
bizlere bu sorgulamayı yansıtan karakter bir yabancı, bir tür uzaylı.İnsanı ve insanların
toplum içerisinde sorgulamadan benimsediği eylemleri bir yabancının gözlemleri ve anlama
çabaları olarak kurgulamış yönetmen filmde.Bizi ,bizden olmayan biri tarafından tanımlamış
adeta.
Karakter oldukça saf yaklaşıyor olaylara ve oldukça basit sorularla insanlara bazı
uygulamalarının saçmalığını sorgulattırıyor.Bu insanlar belki de daha önce hiç karşılaşmamış
bu çocuksu sorularla.Boş bir zihnin merak edebileceği,kirlenmemiş safi zihinlerin aslında
kolaylıkla cevabını bulabileceği çocuksu ama gerçekçi sorular.Aklıma felsefe geliyor bunları
söylerken ;felsefede ve psikolojide de sıkça kullanılan bir terim ‘tabula rasa’ yı çağrıştırıyor
bana.Boş bir levha gerçekte insan beyni,sonradan toplumsal deneyimlerle dolan,bilinçsizce
benimsediğimiz, sorgulamadan inandığımız binlerce kalıbı sığdırdığımız boş bir levha.
Filmde yer Hindistan.Hindistan denince aklıma hep dinler gelir, renkler, farklılıklar bazen
de çağ dışı bulduğum gelenekler.Sonuçta merak ederim Hindistan’ı ve gidip o kalabalık insan
yığınlarını anlamak ve farklılıkların yarattığı zenginlikleri görmek isterim.Filmi izleyince daha
bir istek uyanıyor içimde.Çokça tapınak, dinsel tören ve uygulamadan görsellere rastlamak
daha bir çekici kılıyor filmi.Ve fark ediyorum da tapınaklarda tanrıları için bir şeyler yapmaya
çalışan,çoğunlukla zor görevler içeriyor,ve tanrının kendisiyle ilgilenmesi için sırada bekleyen
bilinçsiz yığınlar.Bazen bir mektupla bazen bir hediyeyle tanrının kendisini öncelik vereceğine
inanan ,cidden inanan ve ümitle bekleyen yığınlar görüyorum filmde.
Öyle ya da böyle tüm insanlar inanıyor belli bir tanrıya.İnanmak içgüdüsel bir ihtiyaç
bence.İnsanın acizliğini ve yetersizliğini tamamlamak için kendisine muhtaç olduğu bir güç
inanmak.Öyle biri olmalı ki,insandan çok daha yüce ve büyük;onun varlığı insana ve insan
yaşamına anlam katsın.Tüm yalnızlıklar ve fakirlikler içerisindeyken akla gelen ,her zaman
hazır ve yakın bulunan bir yaratıcı olmalı ve buna her insan farkında olarak ya da olmayarak
ihtiyaç duyuyor.Gariptir ki,kimileri bu inandıkları yüce güce kendi basit ve küçük yollarıyla
ulaşmaya çalışıyor.Oysaki ben inanıyorsam yaratıcının benden farklı ve üstün oluşuna ,ona
kendi bildiğim yöntemlerden daha geniş ve daha farklı bir şekilde ulaşabilmem gerek.Mesela
mektubuma arkadaşımdan beklediğim cevap gibi olmamalı yaratıcıdan beklediğim.Ya da
verdiğim hediyeyle beni sevip sevmeyeceğine karar verecek basit bir varlık değil
yaratıcı.Olduğum her yerde ve her halde varlığını hissedebilmektir bence inanmak.Kendinde
olmayanı bulabilmektir onda ,ne olursa olsun kapısını çalabileceğim bir dosttur yaratıcı.Filmi
izlerken daha bir sorgulama imkanı buluyorum bunları ve ne kadar da inanmaya susamış
olduğumu düşünüyorum.
Filmler duyguları ve düşünceleri yansıtmada en başarılı bulduğum alan.Bir de içeriğinde
sosyal gerçeklikle gülüdürüyü harman edebilirsen,oldukça başarılı ve faydalı ürünler ortaya
çıkıyor.Bir yanlışlığı dalga geçerek ve güldürü kullanarak yansıtmak başarılı bir yol bence ve
bu filmde de bunu rahatlıkla görebiliyoruz. Genel olarak beğendiğim ve etkilendiğim hoş bir
filmdi.Konusu,içeriği ve ince esprileriyle benim de birilerine tavsiye edebileceğim değerli
filmlerden.Son olarak yazımı ünlü filozof ve düşünür Sokrates’in şu güzel sözleriyle bitirmek
istiyorum’Sorgulanmamış bir yaşam yaşanmaya değmez.’Gerçeğe ulaşmak ve sorgulayarak
hayatımıza anlam katmak dileğiyle.
Download