sayı:39 - Astronomi.org

advertisement
GÖKYÜZÜ
18. UAK TAD ÖdÜllerİ
XVIII. Ulusal Astronomi Kongresi
Bildiri ve Poster Ödülleri
Türk Astrofİzİkçİnİn başarısı
Arizona Üniversitesi, Fizik Bölümü’nde çalışmakta
olan Türk astrofizikçi Dr. Feryal ÖZEL, Amerikan
Fizik Derneği’nin 2013 Maria Goeppert Mayer
ödülü ile ödüllendirildi.
21 Aralık 2012’de
Dünya Neden Yok Olmadı?
NASA, 21 Aralık 2012’de dünyanın
sonunun gelmeyeceğinden o kadar
emindi ki, çok önceden 22 Aralık 2012 için
bir haber hazırlanmıştı.
PanSTARRS
Bu kuyrukluyıldız, Hawaii Maui
adasında Haleakala zirvesi
yakınında bulunan Pan-STARRS
teleskobu ile keşfedildi.
Türk Astronomİ Derneğİ Elektronİk Bültenİ
sayı:39
mart 2013
İÇİNDEKİLER
01
18. UAK TAD Ödülleri
01
Türk Astrofizikçinin Başarısı!
02
Rusya’ya Meteor Düştü!
DENİZ YAZICI
03
Satürn’ün Gölgesinde
DENİZ YAZICI
04
Murchison Geniş Alan
Dizgesi: Erken Evrene Işık
Tutacak Fener
DAMLA ERAKUMAN
06
21 Aralık 2012’de Dünya
Neden Yok Olmadı?
YELİZ AKSOYU
BAHAR ATALI
08
Gökyüzü Köşesi
SÜLEYMAN FİŞEK
02
03
04
06
08
Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni
Mart 2013
ÖNSÖZ
Merhaba,
Türk Astronomi Derneği’nin aylık elektronik
bülteni olan Gökyüzü bir süredir sizlere
ulaşamıyordu. Öncelikle bu ayrılıktan dolayı
sizlerden özür dileriz. Bu tip süreli yayınları hayatta
tutmak ve sürekliliğini sağlamak pek kolay olmuyor.
Umuyoruz ki, Gökyüzü’nün hayatında bu tip bir
ayrılık bir daha yaşanmaz.
Bu yeniden merhaba sayımızın gündemi
oldukça dolu. Bunlardan en önemlisi 15 Şubat 2013
günü Rusya’nın Chelyabinsk şehrine düşen
meteorit. Buna paralel bir başka haber ise 10 Mart
2013 tarihinde Güneş’e en yakın konumda
bulunacak PANSTARRS kuyrukluyıldızı. PANSTARRS
batı ufkunda kısa bir süre de olsa çıplak gözle
görülebilecek. Tam olarak nereye bakmamız
gerekiyor; bunu Gökyüzü köşesinde bulabilirsiniz.
Türk Astronomi Derneği olarak son iki
Ulusal Astronomi Toplantısı’ndan beri lisansüstü
öğrencileri arasından seçilen iki kişiye En İyi Poster
Bildiri ve En İyi Sözlü Bildiri ödülleri veriyoruz. 28
Ağustos – 1 Eylül 2012 tarihlerinde İnönü
Üniversitesi’nin evsahipliğinde düzenlenen XVIII.
Ulusal Astronomi Kongresi’nde, En İyi Sözlü Bildiri
ödülü Onsekiz Mart Üniversitesi’nden Çağdaş
KANVERMEZ’in; En İyi Poster Bildiri ödülü ise
Erciyes Üniversitesi’nden Can TERZİOĞLU’nun
oldu. Kendilerini kutlar, başarılarının devamını
dileriz. Bir diğer ödül haberi ise yurtdışından geldi.
Türk astrofizikçi Dr. Feryal Özel, Amerikan Fizik
Derneği’nin 2013 Maria Goeppert Mayer ödülü ile
ödüllendirildi. İlgili haberi yine bu bültende
bulabilirsiniz.
GÖKYÜZÜnüz açık olsun!
SİNAN ALİŞ
YAYIN KURULU
AYSUN AKYÜZ
SINAN ALIŞ ( EDITÖR )
AYŞE ULUBAY-SIDDIKI
SINAN KAAN YERLI
KUTLUAY YÜCE
KAPAK FOTOĞRAFI
M. RAŞID TUĞRAL
TASARIM
SERKAN USLU
2013 YAYIN EKİBİ
İSTANBUL ÜNIVERSITESI FEN
FAKÜLTESI AMATÖR ASTRONOMLAR
KULÜBÜ
Bülten İletişim Adresi
[email protected]
Ağ sayfası ve Abonelik
http://www.tad.org.tr/
http://www.astronomi.org/
Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni
Mart 2013
XVIII. Ulusal Astronomİ Kongresİ
Bİldİrİ ve Poster Ödüllerİ
Türk Astronomi Derneği Yönetim Kurulu üyeleri, Prof. Dr. Zeki Aslan
ve Yrd. Doç. Dr. Tuncay Özdemir’den oluşan seçici kurul, Malatya’da
İnönü Üniversitesi’nde 27 Ağustos – 1 Eylül 2012 tarihleri arasında
düzenlenen XVIII. Ulusal Astronomi Kongresi ve VII. Öğrenci Ulusal
Astronomi Kongresi’nde lisansüstü ögrencileri tarafından sunulan bildiri
ve posterler arasından, En İyi Sözlü Bildiri ödülünün Onsekiz Mart
Üniversitesi’nden Çağdaş KANVERMEZ’in, “Klasik Algol Türü Çift
Sistem AT Peg: Mutlak Parametreler ve Kütle Aktarımının
Araştırılması” başlıklı bildirisine, En İyi Poster Bildiri ödülünün ise
Erciyes Üniversitesi’nden Can TERZİOĞLU’nun, “4 Mayıs - 25 Ağustos
Tarihleri Arasındaki Meteor Yağmurlarının Radyo Bölgedeki
Gözlemleri ve Gözlemlerin Değerlendirilmesi” başlıklı posterine
verilmesini uygun görmüştür.
Türk Astrofİzİkçİnİn Başarısı!
Arizona Üniversitesi, Fizik Bölümü’nde çalışmakta olan Türk astrofizikçi
Dr. Feryal ÖZEL, Amerikan Fizik Derneği’nin 2013 Maria Goeppert Mayer
ödülü ile ödüllendirildi. Feryal Özel özellikle nötron yıldızlarının astrofiziği
üzerine yaptığı çalışmalar ile tanınıyor. Ödülü almasındaki önemli etken,
nötron yıldızlarının özel bir türü olan “magnetar”lardan gelen X-ışınlarına
dair yaptığı kuramsal açıklamalar oldu. Türk Astronomi Derneği olarak
Feryal Özel’i kutlar, gurur duyduğumuzu belirtmek isteriz.
Feryal Özel, 1996’da Columbia Üniversitesi’nden fizik ve uygulamalı
matematik alanında lisans; 2002’de Harvard Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı ve 2005’ten beri Arizona Üniversitesi
Fizik Bölümü’nde teorik astrofizik ağırlıklı çalışıyor. Feryal Özel’in ulusal ve uluslararası çok sayıda ödülü bulunmaktadır.
Ödül hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz
Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni
01
Mart 2013
RUSYA’YA METEOR DÜŞTÜ!
15 Şubat 2013 günü Greenwich saatİyle 03:20’de Rusya’nın Chelyabinsk kentİne bİr meteor düştü.
© Nikita Plekhanov
© Google Earth, NASA
15 Şubat 2013 günü Greenwich saatiyle 03:20’de
Rusya’nın Chelyabinsk kentine bir meteor düştü. Çarpma
geniş bir alandan hissedildi. Ayrıca birçok güvenlik kamerası
atmosfere giren ve düşen büyük bir “ateş topu”nu
görüntüleyebildi.
Cismin atmosfere girmeden önceki büyüklüğünün 17
metre olduğu tahmin ediliyor. Atmosfere girmesini takip
eden 32. saniyede parçalara ayrılarak Chelyabinsk’e düştü.
Çarpışmanın etkisiyle açığa çıkan enerjinin 30-500 kiloton
olduğu ve cismin kütlesinin de 10.000 ton olduğu hesaplandı.
Hesaplar Chelyabinsk’ten 6500 km uzaklıkta, Alaska’daki
sesüstü algılayıcılarla elde edilen veriler ışığında yapıldı.
NASA’nın Yere Yakın Cisimler Programı’ndan (NearEarth Objects Program) Paul Chodas bu tip olayları her 100
yılda bir beklediklerini söyledi.
Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni
02
İlginç bir şekilde, Chelyabinsk’e meteorun düştüğü gün
2012 DA14 adlı bir kuyrukluyıldız da Dünya’ya yakın geçişte
bulunuyordu. İlk başta bu iki olayın birbirleri ile ilgili olduğu
düşünülse de yetkililer Rusya’ya düşen meteorun yörüngesi
ile 2012 DA14 adlı kuyrukluyıldızın yörüngesinin
birbirlerinden farklı olduğunu söyleyerek, iki olayın
birbirinden bağımsız olduğunu belirttiler.
Asteroid 2012 DA14’ün yaklaşık üçte biri olan meteor,
kısa bir süreliğine Güneş’ten daha parlak hale gelmiştir.
Meteorun gökyüzünde bıraktığı iz yaklaşık 30 saniye
boyunca görülebilmiştir. Olayın ardından çevrede meteoritler
aranmaya başlanmıştır.
Kaynak: NASA
dENİZ YAZICI
Mart 2013
Satürn’ün Gölgesİnde
NASA’nın Cassini uzay aracı Satürn’ün bambaşka bİr görüntüsünü ulaştırdı.
© NASA
NASA’nın Cassini uzay aracı Satürn’ün bambaşka bir görüntüsünü ulaştırdı. Uzay aracı Satürn’ün gölgesindeyken çekilen
bu muhteşem görüntüde, Güneş gezegenin arkasında kalıyor ve gezegeni ve halka sistemini arkadan aydınlatıyor. Bu aynı
zamanda uzay aracının kameralarının doğrudan Güneş ışığı ile zarar görmesini de engelliyor. Her zaman elde edilemeyen bu
muhteşem görüntü, bilimadamlarına gezegenin halka sistemini ve atmosfer olaylarını inceleme şansı da veriyor.
Bu tip görüntüler gezegen Güneş tarafından arkadan
aydınlatıldığı zamanlarda elde edilebildiğinden ayrıca
değerli olmakta. Cassini bu tip bir görüntüyü en son Eylül
2006’da elde edebilmişti. “Satürn’ün Gölgesinde” adı verilen
o görüntü şimdiye kadar Cassini’nin çektiği en popüler
görüntülerden biri. 17 Ekim 2012’de çekilen bu resimde
gezegenin uydularından ikisi, Enceladus ve Tethys de
görülmekte. Halkalara yakın olan Enceladus, uzaktaki ise
Tethys.
Bu görüntü halkaların aydınlatılmayan bir kısmına,
© NASA
halka düzleminden 19 derece aşağıdan bakarken çekilmiş.
Kırmızıöte (IR), kırmızı ve mor filtreler kullanılarak çekilen görüntüler birleştirilmiş ve ortaya bu harika görüntü çıkmış.
Görüntü alındığında Cassini uzay aracı Satürn’e yaklaşık 800.000 km uzaklıktaydı.
Cassini uzay aracı ile ilgili detaylı bilgiler için http://saturn.jpl.nasa.gov adresini ziyaret edebilirsiniz.
Kaynak: NASA
dENİZ YAZICI
Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni
03
Mart 2013
Murchison Genİş Alan Dİzgesİ:
Erken Evrene Işık Tutacak Fener
Evrenİn başlangıcı İçİn bugün kabul edİlen en desteklİ kuram “Büyük Patlama” (Big Bang) kuramıdır.
Bu kurama göre başlangıçta evren muazzam enerjİ, sıcaklık ve yoğunluktan İbarettİ.
Büyük patlamadan sonra, ilk 1 milyar yılda meydana
gelen soğuk atomik hidrojen gazının evrende ilk ışık yayan
nesneler tarafından ısıtılıp iyonize edilmesi, evren tarihinin
az anlaşılmış erken dönemidir. Yeniden iyonlaşma
(reionization) evresi adı verilen çağda evren yoğun bir
hidrojen sisi ile kaplıydı ve bu durum genç galaksilerden
yayınlanan şiddetli kızılötesi ışığın soğurulmasına neden
olmuştur. Evrenin erken dönemlerine ait ışınımın yeryüzüne
ulaşınca oldukça sönük görünmesi yetmezmiş gibi yeniden
iyonlaşma çağı ve ön kaynak ışımasının (foreground denilen
ön kaynakların senktrotron, serbest-serbest ve toz ışıması)
katkısıyla erken döneme ait bilgilerimiz daha da kısıtlanıyor.
Hidrojen’in 21-cm salma çizgisini inceleyerek, erken
yapılar hakkında daha fazla bilgi edinmek mümkün
olmaktadır. Yeniden iyonlaşma evresinden, 21-cm nötral
hidrojen sinyallerini algılamak ve hesap etmek için öndeki
kaynakların etkisini kesin olarak çıkarmak çok önemli.
Batı Avustralya’da inşa edilen ve radyo bölgesinde 80300 MHz frekans aralığında gözlem yapacak olan olan
“Murchison Geniş Alan Dizgesi (Murchison Widefield Array MWA) projelerinden biri yeniden iyonlaşma evresinden
itibaren kırmızıya kaymış nötral Hidrojen sinyallerinin tespiti
ve karakterizasyonudur. MWA daha önce eşi görülmemiş
düşük frekansta ve örneğine rastlanılmamış bir duyarlılıkta
gözlem yapacak. Ayrıca radyo bölgede gökyüzünün gerçek
eş zamanlı alan görüntülerini oluşturmak için olağanüstü
bilgisayar gücüne bağlı olması en önemli özelliklerindendir.
Önceki çalışmaların “reionization” sinyalinde, öndeki
parlak kaynakların sinyalinin kesin etkisini ölçmek için yeterli
tanımlamanın mümkün olmadığını söyleyen Curtin Radyo
Astronomi Enstitüsü’nden Dr. Cathryn Trott ve ekibi,
Astronomical Journal’da yayınlanan çalışmalarında MWA
verilerinin büyük miktarını işlemek için yeni bir veri analizi
yöntemi sunuyor.
© MWA
Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni
04
Mart 2013
Hala veri işleme konusunda sistematik hata etkisini azaltmak ve öndeki kaynaklardan gelen gürültü tarafından
engellenen, zayıf sinyalleri anlamada daha hassas yöntemler tartışılıyor. Diğerlerinden daha derine ve ayrıntısına kadar
gökyüzünü tarayıp daha zayıf sinyalleri algılamaya yönelik olan MWA ve veri indirgemedeki daha hassaslığa yönelik adımlar
bilim insanları için erken evreni anlama konusunda umut vadediyor.
© NASA
Evrenin “Büyük Patlama”dan itibaren kronolojik evrimi. Murchison Widefield Array’in “Reionization” adı verilen döneme ışık tutması
bekleniyor
Daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Dr. Trott’un veri analiz yöntemi için buraya tıklayınız.
DAMLA ERAKUMAN
Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni
05
Mart 2013
21 Aralık 2012’de Dünya neden Yok Olmadı?
© Google
NASA, 21 Aralık 2012’de dünyanın sonunun
gelmeyeceğinden o kadar emindi ki, çok önceden 22 Aralık
2012 için bir haber hazırlanmıştı bile.
Eğer bu yazıyı okuyorsanız, bunun bir anlamı var: 21
Aralık’ta kıyamet kopmadı! Antik Maya kehanetlerinden
birine göre, 21 Aralık 2012’de dünyanın yok olacağı
düşünülmekteydi. Görüldüğü üzere bu kehanet
gerçekleşmedi. Arkeoastronomi Merkezi başkanı Dr. John
Carlson; “Bu konuyla ilgili ortaya atılan her şey en başından
beri bir kavram yanılgısıdır. 21 Aralık 2012 tarihi, Maya
takviminin sonu değildir ve Mayaların bu tarihte dünyanın
sonunun geleceği ile ilgili bir kehaneti yoktur” diye konuştu.
Carlson uzak galaksiler üzerine yaptığı çalışmalarla
tanınan inatçı bir radyo astronomdur. 70’li yılların başlarında,
Amerikan Bilimi Geliştirme Birliği’nin (The American
Association for the Advancement of Science) bir toplantısında
Mayaların kayıp uygarlıklarını öğrendiğinde, 2012 olayı ile
yakından ilgilenmeye başlamıştı. Maya Uygarlığı, Orta
Amerika’nın yağmur ormanlarında dağılmış çok büyük bir
uygarlıktır. Mayalar, muazzam büyüklükte şehirler, gösterişli
tapınaklar ve çok yüksek piramitler inşa etmişlerdir. En iyi
dönemleri olan M.S. 800 civarında, şehirlerdeki insan
nüfusu, modern Los Angeles eyaletinin nüfusu ile
Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni
06
ormanlarında dağılmış çok büyük bir uygarlıktır. Mayalar,
muazzam büyüklükte şehirler, gösterişli tapınaklar ve çok
yüksek piramitler inşa etmişlerdir. En iyi dönemleri olan M.S.
800 civarında, şehirlerdeki insan nüfusu, modern Los
Angeles eyaletinin nüfusu ile karşılaştırılabilir derecededir.
Nüfus yoğunluğu kilometrekare başına 1000 kişiden daha
fazladır. Ayrıca Mayalar, astronomide uzmanlaşmışlar ve
ayrıntılı yazı dilini de geliştirmişlerdir.
Carlson’a göre en çok merak uyandıran şey, Mayaların
zaman kavramını güncel zaman ölçeklerinden daha geniş bir
ölçekte ifade etmeleridir. Carlson bunu şöyle açıklıyor:
“Mayaların kullandığı zaman ölçeği, modern gökbilimcilerin
güncel olarak kullandıkları zaman ölçeklerini
küçültmektedir“. Modern bilime göre Büyük Patlama, 13
milyar yıl önce meydana gelmiştir. Bu durumda, Mayaların
zaman ölçeğine göre bu zaman dilimi, milyarlarca kez daha
geniş bir zaman ölçeği haline gelmektedir. Maya Uzun Sayım
Takvimi, böylesi uzun aralıkların takibini yapmak için
tasarlanmıştır. “Bu sistem dünyada bugüne kadar
geliştirilmiş en karmaşık takvim sistemidir.”
Modern matbaacılığın kullanımıyla yazılan Uzun Sayım
Takvimi, bir arabadaki kilometre sayacına benzemektedir.
Bu takvim her günü bir gücün temsil ettiği, 20 günlük, döner
Mart 2013
Lika Guhathakurta, NASA’nın “Living with a Star” (Bir
Yıldızla Yaşamak) programı başkanı, Güneş’in bir tehdit
olmadığını söylüyor: “Güneş milyarlarca yıl önce, Mayalardan
da uzun süre önce, parlamaya başladı ve hiçbir zaman dünya
için bir tehdit oluşturmadı” diyor ve “Güneş’in 11 yıllık
aktivite çevriminin maksimumuna yaklaştığı doğru, fakat bu
son 50 yılın en zayıf Güneş çevrimi olacak” diye de ekliyor.
rakamlı, 20 sayı tabanına göre geliştirilmiş bir sistemdir.
Çünkü rakamlar döner, takvim döndürülebilir ve kendini
tekrar edebilir. Bu yineleme 2012 olayının anahtarıdır.
Maya teolojisine göre Dünya, 5125 yıl önce yaratıldı. Bu
tarih, modern tarih yazılışına göre M.Ö. 11 Ağustos 3114’ü,
Maya takvimine göre ise 13.0.0.0.0’ı göstermektedir. Aynı
şekilde, 21 Aralık 2012 tarihi de Maya takvimine göre
13.0.0.0.0 olarak yazılmaktadır.
Maya bilginlerinin dilinde, bu iki tarih arasında geçen
süre 13 Baktun yani 13 kere 144.000 gündür. Bu, Maya
teolojisinde önemli bir süredir ama Carlson’ın önemle
belirttiği gibi zararlı değildir. Arkeologların inceledikleri
binlerce kalıntının, tabletin ve eski taşların hiçbirinde
dünyanın sonu önceden haber verilmiyor. Modern bilim de
aynı fikirde. NASA uzmanları bugünlerde, kamusal bulguları
ve kendi bulgularını yeniden gözden geçirerek Google’da
topluyorlar.
© Google
Eski bir Mayalı tüm bu gereksiz heyecan hakkında ne
düşünürdü acaba? Carlson bunun cevabını o Mayalının
bildiğine inanıyor. “Eğer Maya zamanını bugüne
uydurabilseydik, onlar 21 Aralık 2012’nin çok önemli bir tarih
olduğunu söylerlerdi. Mayaların çoğu onların tanrılarının
dünyayı 5125 yıl önce yarattığına inanıyorlardı. Bu
tanrılardan biri olan gizemli tanrı Bolon Yokte’ K’uh; eski
geçiş törenlerini yönetir, uzay ve zamanı bir düzen içerisinde
şekillendirir ve evreni yenilerdi”. Dünya yenilenebilirdi, ama
mahvolmazdı. Carlson, “Ben bu günü yaşamak için 30 yıldan
fazla bekledim” diyor. Onun için, “21 Aralık 2012 deneyimi”,
Mayaların Yucatan’daki anavatanını ziyaret etmek ve Maya
medeniyetinin zirvesine geri dönüşü düşünmek anlamına
geliyor.
astrobiyoloğu David Morrison “Eğer Dünya’ya doğru yönelen,
gezegen benzeri bir şey var olsaydı, bu gökyüzünde
görülebilecek kadar parlak olurdu. Dünyadaki herkes onu
© Google
Ve tabii ki, 21 Aralık 2012’de Dünya’nın sonu gelmedi!
Don Yeomans, NASA’nın “Near-Earth Object” (Yere
Yakın Cisimler) programı başkanı. Şu anda Dünyaya çarpacağı
bilinen herhangi bir asteroid ya da kuyrukluyıldızın
olmadığını belirtmektedir.
Hiçbir serseri gezegen bizi öldürmek için gelmiyor.
NASA astrobiyoloğu David Morrison “Eğer Dünya’ya doğru
yönelen, gezegen benzeri bir şey var olsaydı, bu gökyüzünde
görülebilecek kadar parlak olurdu. Dünyadaki herkes onu
görebilirdi. Bunu yetkililere sormanıza gerek yok, sadece
dışarıya çıkın ve bakın. Orada bir şey yok” diyor.
Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni
YELİZ AKSOYU
BAHAR ATALI
07
Mart 2013
Bu Aykİ Gökyüzü
1 Mart 2013, saat 23:00
15 Mart 2013, saat 22:00
30 Mart 2013, saat 21:00
için gökyüzü
Not: Yıldızlar, her gece yaklaşık 4 dakika daha geç doğarlar. Dolayısıyla her 15 günlük bir periyotta (15x4’=60’) 1 saatlik
değişimle (gecikmeyle) aynı gökyüzünü görürüz. Bundan dolayı 15 günde bir, 1 saat öncesi aynı gökyüzüdür.
Ay Takvİmİ
Son dördün
4 Mart 2013
Yenİay
11 Mart 2013
İlkdördün
Dolunay
19 Mart 2013
27 Mart 2013
Venüs ve Mars’ın gözlenemeyeceği 2013’ün Mart Ayı’nda, Merkür ikinci haftadan sonra sabah gökyüzünde belirse de
henüz yükselemeden Güneş doğmuş olacağından gözlenmesi oldukça zor olacak.
Diğer gezegenlerin aksine Jüpiter, bu ay da gece yarısına kadar bizleri yalnız bırakmıyor. Satürn ise Jüpiter’i kıskanırcasına
her gece daha erken doğuyor; ayın ilk günlerinde 22:30 civarında gökyüzünde yerini alan Gezgin, ayın son günlerinde doğuş
saatini 20:30’a kadar çekiyor.
Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni
08
Mart 2013
2013 Mart Ayı’nda Gökyüzü
2 Mart: Ay ile Satürn yakın görünümde
6 Mart: Ay Yer’e en yakın konumunda (370.000 km)
17 Mart: Ay, Jüpiter ve Aldebaran yakın görünümde
19 Mart: Ay Yer’e en uzak konumunda (404.300 km)
20 Mart: İlkbahar ılımı (gece ve gündüz süreleri eşit)
24 Mart: Jüpiter ile Aldebaran yakın görünümde
28 Mart: Ay ile Spica yakın görünümde
29 Mart: Ay ile Satürn yakın görünümde
31 Mart: İleri saat uygulaması başlıyor (Saatler bir saat ileri alınıyor)
Ay Yer’e en yakın konumunda (367.000 km)
Merkür sabah gökyüzünde en büyük batı uzanımında (28°)
Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni
09
Mart 2013
PANSTARRS
Kuyrukluyıldız C/2011 L4 ya da bilinen diğer adıyla PANSTARRS, Haziran 2011’de keşfedilen ve periyodik olmayan bir
kuyrukluyıldızdır. PANSTARRS’ın perihel* (günberi) noktasına yaklaşacağı 2013’ün Mart ayında kuzey yarımküreden çıplak
gözle görülmesi bekleniyor. Bu kuyrukluyıldız, Hawaii Maui adasında Haleakala zirvesi yakınında bulunan Pan-STARRS
teleskobu ile keşfedildi. Kuyrukluyıldız adını bu teleskoptan alıyor.
2011 yılında keşfedildiğinde PANSTARRS 19. kadirden bir gökcismiydi. 2012 Mayıs ayında ise 13.5 kadir parlaklığa ulaşan
kuyrukluyıldızı karanlık bir bölgede, büyük bir amatör teleskopla görmek artık mümkündü. 7 Şubat 2013 tarihinde, yaklaşık
6 kadirlik bir parlaklığa ulaşarak ilk kez çıplak gözle gökyüzünde görülebilen kuyrukluyıldız, 5 Mart 2013 günü Dünya’ya en
yakın geçişini yapmaya hazırlanıyor. Bu sırada Dünya ile PANSTARRS arasındaki mesafe yaklaşık 1.1 AB** olacak. 10 Mart’ta
ise perihel (günberi) noktasına ulaşacak olan kuyrukluyıldız, Güneş’e Merkür’den bile yakın olacak (~0.3 AB).
Tahminler PANSTARRS’ın parlaklığının 0 kadire kadar çıkacağını gösteriyor ki bu da gökyüzünde Vega kadar parlak olacağı
anlamına geliyor.
*Perihel / Günberi; Güneş etrafında dolanan bir cismin yörüngesinin Güneş’e en yakın noktasıdır. **AB (Astronomik
Birim); 1 AB = 150 000 000 kilometredir.
süleyman fİşek
Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni
10
Mart 2013
yayın ekİbİ
İ.Ü.F.F. Amatör Astronomlar Kulübü
(AAK)
1991 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü öğrencileri tarafından kurulmuş olan
AAK Türkiye’nin ilk amatör astronomi kulüplerinden biridir.
İstanbul Üniversitesi bünyesinde, kulübe üye olan öğrencileriyle birlikte faaliyetlerini sürdürmekte olan AAK, tüm
üniversite öğrencilerinin katılımına açık olan “Haftalık Etkinlik”lerin yanı sıra düzenli olarak halka açık etkinlikler de
düzenlemektedir. Ayrıca yapılan davetler üzerine ilköğretim ve ortaöğretim okullarında özel etkinlikler düzenlemektedir.
Özellikle geleneksel olarak her yıl düzenlediği “Mayıs Etkinlikleri” ile birçok amatör astronomi meraklısını bir araya
getirmektedir.
Bugüne kadar yaptığımız etkinlikler sadece seminerle sınırlı olmayıp; diğer üniversite kulüpleriyle birlikte göktaşı gözlem
kampları, İstanbul Astronomi Kulüpleri ile birlikte Yuri Gecesi organizasyonu ve çeşitli gözlem etkinlikleri de bunların arasında
sayılabilir. En son gözlemsel etkinliğimiz 2012 yılında gerçekleşen Venüs Geçişi gözlemi olmuştur.
AAK aynı zamanda astronomi öğrencilerinin bilgi ve görgülerinin artması ve gelecek plânları için yardımcı olması için çeşitli
araştırma merkezleri ve laboratuvarlara geziler düzenlemektedir. AAK ekibi son yıllarda yoğun bir şekilde Ulusal Gökyüzü
Gözlem Şenliği’nin organizasyonunda ve yürütülmesinde de görev almaktadır.
İ.Ü.F.F. Amatör Astronomlar Kulübü’nün hedeflerinden en önemlisi; doğru bilgiyi halka ulaştırmak ve popüler bilimin
araçları ile bilime meraklı bir kitle oluşmasına katkıda bulunmaktır. AAK, ancak bu sayede bir bilim toplumu olabileceğimize
inanmaktadır.
İletişim ve etkinlikler hakkında bilgi almak için:
Yer : İ.Ü. Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü, İ.Ü. Merkez Kampüsü, Beyazıt
Telefon : 0212-440 00 00 - 10398
Faks : 0212-440 03 70
E-Posta : [email protected]
Ağ : http://astronomi.istanbul.edu.tr/aak
Ayrıca, sosyal paylaşım ağı olan “facebook”ta “İ.Ü.F.F. Amatör Astronomlar Kulübü” adlı grubumuza katılabilir ve aynı adı
taşıyan sayfamızı beğenebilirisiniz.
Gökyüzünüz açık olsun…
Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni
09
Mart 2013
Download