AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI

advertisement
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Ġçindekiler
TÜRKĠYE GÜNDEMĠ ............................................................................................................ 3
3 günlük milli yas ilan edildi................................................................................................................. 3
Soma'da ölü sayısı 205'e yükseldi ....................................................................................................... 3
Merkel ile buluşma iptal ...................................................................................................................... 4
Davutoğlu: Türkiye her türlü eleştiriye açık ....................................................................................... 4
AİHM'nin Kıbrıs kararı, Kırım'a emsal olabilir .................................................................................. 5
Ukrayna'dan sonra Türk dış politikası (1) – Soli Özel – Haberturk Gazetesi ..................................... 5
AİHM‟nin zamansız kararı – Sami Kohen – Milliyet Gazetesi .......................................................... 7
ORTADOĞU GÜNDEMĠ........................................................................................................ 8
Suriye Özel Temsilcisi el-İbrahimi görevi bırakıyor ........................................................................... 8
Klor gazı kullanıldığına dair kuvvetli kanıtlar var .............................................................................. 8
S. Arabistan İran'la müzakereye hazır ................................................................................................. 8
Kudüs Barış İçin Hayati Önemde ........................................................................................................ 9
Bağdat'ta bombalı saldırılar: En az 25 ölü, 80 yaralı........................................................................... 9
1 yılda 3 bin kişi öldü ........................................................................................................................... 9
AVRUPA GÜNDEMĠ ............................................................................................................ 10
Rusya yanlıları Ukrayna askerine saldırdı: 6 ölü............................................................................... 10
Vuçiç ilk resmi ziyaretini Bosna'ya gerçekleştirdi ............................................................................ 10
Fransa'dan Suriye'ye kimyasal gaz suçlaması ................................................................................... 11
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande: Türkiye Artık Soykırımı Tanımalı .............................................. 12
Kriz toplantısına pusu gölgesi ........................................................................................................... 13
İtalya‟dan AB‟ye kaçak göçmen isyanı ............................................................................................. 13
OECD'den Almanya'ya reform çağrısı .............................................................................................. 13
Karar...Türkiye Kıbrıslı Rumlara 90 milyon avro ödeyecek - Der Spiegel-Internet - Christoph
Sydow ................................................................................................................................................ 14
Türkiye İnsan Hakları İhlalinden Yargılandı - Frankfurter Allgemeine Zeitung-Internet - Reinhard
Müller ................................................................................................................................................ 14
Devlet Paralel Devlete Karşı - Junge Welt - Nick Brauns ................................................................ 15
ASYA PASĠFĠK GÜNDEMĠ ................................................................................................. 16
Rusya ve Çin'den ortak deniz tatbikatı .............................................................................................. 16
Çin'deki maden kazasında dört işçi öldü ........................................................................................... 16
Şi Cinping: “Yeni ekonomik döneme ayak uydurmalıyız” ............................................................... 17
Putin'den bürokraside üst düzey atamalar ......................................................................................... 17
1
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Türkmenistan gazı Çin'e akacak ........................................................................................................ 17
Tayland‟da Buda‟nın doğum günü siyasi tartışmalarla kutlanıyor ................................................... 18
AMERĠKA GÜNDEMĠ ......................................................................................................... 18
Obama'dan 5 kişiye yaptırım kararı................................................................................................... 18
SMDK Başkanı Carba Beyaz Saray'da ............................................................................................. 19
AFRĠKA GÜNDEMĠ ............................................................................................................. 20
Bazı aileler kızlarını tespit etti........................................................................................................... 20
Orta Afrika‟da Fransız gazeteci öldürüldü ........................................................................................ 20
Çin, Afrika'da demiryolu işi almayı başardı ...................................................................................... 20
Boko Haram ve „Rabbin Ordusu‟ – Mustafa Akyol – Star Gazetesi................................................. 20
Suriye için yeni adım – Beril Dedeoğlu – Star Gazetesi ................................................................... 21
2
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
TÜRKĠYE GÜNDEMĠ
3 günlük milli yas ilan edildi
AA
Başbakanlık Basın Merkezinden yapılan açıklamada, Soma'da yaşanan facianın aziz
milleti hüzne boğduğu belirtildi.
Açıklamada, maden faciası nedeniyle Başbakanlık tarafından 13 Mayıs 2014'den itibaren
3 günlük milli yas ilan edildiği, yas alameti olarak bugün tüm yurtta ve dış temsilciliklerde
bayrakların yarıya indirileceği kaydedildi.
Türkiye'nin tüm camilerinde sela okutacak
Öte yandan, Diyanet İşleri Başkanlığı, Soma'da maden ocağındaki yangında hayatını
kaybedenler için Türkiye'nin tüm camilerinde sela okutacak.
Diyanet Basın Merkezi'nden alınan bilgiye göre, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hasan
Kamil Yılmaz başkanlığındaki heyet Soma'ya intikal etti.
Avrasya İslam Şurası Sekreteryası'nın organizasyonuyla düzenlenen "Avrupa Müslümanları
Buluşması" için Belçika'nın başkenti Brüksel'de bulunan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet
Görmez de programını iptal ederek Soma'ya gitmek üzere yola çıktı. Görmez'in, akşam
saatlerinde Soma'da olması bekleniyor.
Soma'da maden ocağındaki yangında hayatını kaybedenler için Türkiye'nin tüm camilerinde
sela okutulacak. Cuma namazından sonra vefat edenler için dua edilecek, cuma hutbesi de bu
konuda olacak.
Ailelerin acılarını paylaşmak ve cenaze kaldırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere bölge
müftüleri ile yaklaşık bin 500 din görevlisi ilçeye gönderildi.
Bayraklar yarıya indirildi
Soma'da maden ocağındaki yangının ardından Başbakanlık tarafından ilan edilen milli yas
dolayısıyla tüm kurumlarda bayraklar yarıya indirildi.
Soma'da ölü sayısı 205'e yükseldi
AA
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Soma'da maden ocağında çıkan yangında
ölenlerin sayısının 205'e yükseldiğini bildirdi.
Eynez bölgesindeki maden bölgesinde çalışmaları takip eden Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız, gazetecilere yaptığı açıklamada, madene kurtarma amaçlı giren ve
dumandan etkilenen bazı kişilerin de yaralılar arasında sayılmış olabileceğini söyledi.
Bu durumun endişeleri daha da artırdığını ifade eden Yıldız, "Madende hayatını
kaybedenlerin sayısı 205'e ulaştı, 80 yaralı olduğu bilgisi de daha önce paylaşılmıştı. Yaralılar
3
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
arasında bizzat madende çalışmayanların, sonradan gelenlerin olabileceği de söylendi.
Bu bizim endişemizi daha da arttıracak bir durumdur. Sayının artmasından endişe
duyduğumuzu söylemiştik, belki bu konuda daha da zorlanabileceğimiz bir durum olabilir"
diye konuştu.
Zamanın işlediğini, daha da kritik bir döneme girildiğini dile getiren Yıldız, kurtarma
çalışmalarının ara verilmeden tüm hızıyla sürdüğünü vurguladı.
Merkel ile buluĢma iptal
Hürriyet Avrupa
Başbakan Erdoğan 24 Mayıs'ta Köln'de UETD kuruluş yıldönümüne katılmadan bir gün önce
Berlin'e gelerek, Başbakan Merkel'le görüşme planladı. Başbakan Merkel'in basın
müşavirliğinden o günkü yetkili 23 Mayıs'ta görüşme planını Hürriyet'e doğruladı.
Tarih Zor
Ancak bu görüşme planı iptal oldu. AKP Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, İstanbul'da
yabancı gazetecilere, iki başbakanın tarih zorluğu nedeniyle görüşemeyeceğini söyledi.
Aktay, iki başbakan arasında, Başbakan Erdoğan'la Cumhurbaşkanı Gauck'un arasındaki
ilişkiden farklı “iyi bir diyalog” bulunduğunu belirtti. Başbakan Erdoğan, Berlin'e uğramadan
Köln'e gidecek.
Davutoğlu: Türkiye her türlü eleĢtiriye açık
AA
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin içeride ve dışarıda her türlü eleştiriye açık
olduğunu ve basın özgürlüğü için her türlü çalışmanın yapıldığını belirterek "Freedom House
ve benzeri raporları eleştirmek de bizim ifade özgürlüğümüzdür" dedi.
Davutoğlu, resmi temaslar gerçekleştirmek üzere Türkiye'ye gelen Danimarka Dışişleri
Bakanı Martin Lidegaard ile Dışişleri Bakanlığında ortak basın toplantısı yaptı.
Toplantıda Danimarkalı bir gazetecenin Freedom House'un Türkiye'deki basın ve ifade
özgürlüğü konusunda hazırladığı rapor hakkındaki sorusu üzerine Davutoğlu, hiçbir
demokrasinin bu anlamda mükemmel olmadığını ancak bu konudaki raporların da alandaki
gerçeği ortaya koyması ve objektif olması gerektiğini söyledi.
Söz konusu rapordaki 44 rakamının aksine Türkiye'de sarı basın kartı olan 5 gazetecinin
cezaevinde bulunduğunu, onların da gazetecilik suçundan değil, başka suçlardan
yargılandığını vurgulayan Davutoğlu, "Biz kendilerini arayıp bu rakamı nasıl yazdıklarını
sorduğumuzda, rapordaki rakamların geçen seneye ait olduğunu söylediler. Nasıl bir rapor
ki güncellenmeden hüküm verilebiliyor. Raporda Türkiye ve Kuzey Kore aynı kategoriye
konmuş. Sizin aklınıza ve vicdanınıza hürmeten soruyorum: nasıl aynı kategoride olabilir iki
ülke?" ifadesini kullandı.
Suriye ve Kırım
4
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Suriye'de son bir yüzyılın en büyük insanlık trajedilerinden birinin yaşandığını belirten
Davutoğlu, "Suriye, rejim ve aşırı akım terörist grupların tehdidi altında. Suriye halkı iki
baskıyı aynı anda hissediyor" diye konuştu.
Davutoğlu bir soru üzerine, Kırım'ın statüsünün açık ve net olduğunu, Türkiye için Kırım'da
en önemli parametrelerin başında Kırım Tatar Türklerinin güvenliğinin geldiğini kaydetti.
AB ile müzakereler
Danimarka Dışişleri Bakanı Martin Lidegaard ise Türkiye'nin AB sürecini desteklediklerini
bildirerek "Müzakerelerde 23'üncü ve 24'üncü fasıllar açılmalı" dedi.
AĠHM'nin Kıbrıs kararı, Kırım'a emsal olabilir
Guardian
Guardian gazetesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye'ye "Kıbrıs işgali" nedeniyle
verdiği tazminat cezasını haberleştirdi. Gazete, söz konusu kararın Kırım, Abhazya ve Güney
Osetya bölgelerinin işgaline emsal oluşturabileceğini yazıyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye'nin 1974 yılında Kıbrıs'ı işgal etmesi ve
akabinde adanın bölünmesiyle ilgili olarak Türkiye'yi 90 milyon Euro tutarında tazminata
mahkum etmişti.
Guardian gazetesinin AİHM'nin verdiği cezanın bugüne kadarki verdiği en yüksek tazminat
cezası olduğunu belirtiliyor ve mahkemenin daha önce Kıbrıs işgalinin hukuksuz olduğuna
dair kararlarına da atıfta bulunuluyor.
Haberde, adanın bölünmesiyle kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yalnızca Türkiye
tarafından tanındığı belirtildi.
Karara göre 30 milyon Euro tazminatın, çatışma sonrası kaybolanların akrabalarına verileceği,
60 milyon Euro tazminatın ise bölünme sonucu Türkiye tarafında kalan Kıbrıslı Rumlara
verileceği kaydediliyor.
'Karar, diğer işgallere emsal olabilir'
Gazeteye kararı yorumlayan uluslararası hukuk profesörü Philippe Sands, kararın Gürcistan
ve Ukrayna için emsal teşkil edebileceğini söyledi. Sands'e göre, her iki ülke de aynı
gerekçelerle Rusya'nın hukuka aykırı işgalini iddia edebilir.
Sands, kararı şöyle değerlendirdi:
"Bu karar, hukuka aykırı bir işgal halinde, bu işgalin sonuç ve bedellerinin zamanla
hafiflemediğine işaret ediyor. Kıbrıs'taki durum, Gürcistan'ın işgal altındaki Abhazya ve
Güney Osetya bölgelerinde yaşananlarla benzerlik taşıyor. Kırım'daki durumu da aynı şekilde
ele alabiliriz."
"Ben kararın benzer işgaller için bir kapı araladığını düşünüyorum. Bu, Mahkemenin benzer
durumlarla karşılaştığında sorumluluk almaktan kaçınmayacağına da bir işaret."
Ukrayna'dan sonra Türk dıĢ politikası (1) – Soli Özel – Haberturk Gazetesi
ABD'nin NSAadlı Ulusal Güvenlik Kurumu 2002 yılından 2012 yılına dek Almanya
Şansölyesi Angela Merkel'in kişisel cep telefonunu dinledi. Tahmin edebileceğiniz gibi en
mahrem konuşmalarının Amerikan istihbaratı tarafından dinlenmesi Merkel'in asabını bozdu.
5
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Özel görüşmelerde öfkesini açık ettiği söylense de Merkel kamuoyu önünde yaptığı
konuşmalarda diline özen gösterdi.
Merkel devletler arası ilişkilerin davranış kalıplarına uyarak ve mesajını net ancak sakin bir
dille vererek sonuç aldı. Almanya'nın ayrıca dünyanın dördüncü büyük ekonomisi olması da
elbette Alman Şansöl-yesi'nin ciddiye alınmasında bir rol oynu-yordur. Benzer bir tavrı bir
başka kadın, Brezilya Cumhurbaşkanı Dilma Rousseff de sergileyerek, NSA skandalinin
patlamasının ardından ABD'ye yapacağı resmi ziyareti iptal etmişti. Uluslararası ilişkiler
adabı içinde her iki siyasetçinin bağırıp çağırmadan, kimseye saldırmadan verdikleri
mesajların muhatapları tarafından ciddiye alındığından emin olabilirsiniz.
Şu sırada Türkiye'nin yöneticileri bitmek tükenmek bilmeyen bir hınçla dünyada her kesime,
kuruma kendilerince ayar veriyorlar. Çoğunlukla gerçekleri yansıtmayan sözlerle müttefikler,
bugüne dek Türkiye'ye (ve iktidar partisine) destek olmuş kurumlar, kişiler top atışının
hedefine konuyor. İnfial halinde yapılan konuşmaların ve haka-retamiz hitapların genelde
dikkate değer bulunmadığını biliyoruz. Bu türden bir saldırganlığın sonucu, söylemin
sahibinin ciddiye alınmaması, birinci ligde oynamayı hak etmediğinin kanıtlanması oluyor.
Üstelik, içeride kamuoyuna sergilenen kendine güven ve dünyaya kafa tutup hesap sorma
tavrıyla Türkiye'nin dış politika gerçeği arasındaki makas da giderek açılıyor.
İki önemli gelişme Türkiye'de kamuoyunu çok heyecanlandıran ve ülkenin dünya
siyasetindeki imajını, prestijini yükselten dış politikasını allak bullak etti. Bu yeni durum,
zevahiri kurtarmak amacıyla "değerli yalnızlık" gibi kavramlar üreterek aşılabilecek türden
değil. Türkiye'nin dış politikada daha atak, yaratıcı ve özerk olmasını kolaylaştıran ortam
Arap isyanları ve ABD'nin Irak'tan çekilmesinin ardından kökten şekilde değişti. Türkiye'nin
Arap isyanları sonrasındaki bölge dengesini doğru oku-yamaması, ideolojik tercihleriyle
gerçekçi durum analizi arasındaki çizgiyi koruyamaması kendisine pahalıya mal oldu.
Suriye'deki etkisizlik, Mısır'daki doğru duruşun gereksiz saldırganlıkta bir dille savunulması,
Körfez ülkelerinin karşı devrimci hırsının doğru değerlendirileme-mesi dış politika
denklemini değiştirdi. O güne dek Türkiye'nin başarısının en çarpıcı unsuru yumuşak
gücüydü. Bu güç bir yandan içerideki otoriterleşme ve toplumsal muhalefete karşı şiddet
düşkünlüğüyle, diğer yandan bu gücün hatırı sayılır bir parçası sayılan AB ilişkilerindeki
gevşemeyle zayıfladı.
Zaten bağlam da yumuşak gücün değer ve etkinlik kaybettiği bir bağlama dönüşmüştü.
Türkiye'nin bu yeni durumda kullanabileceği sert gücü belli ki sınırlıydı. Suriye'de tüm
bağırıp çağırmalara rağmen Türkiye'nin hedefine ulaşamaması, bölgedeki önemli ülkelerle
bağlarının kopuşu etkisizliğin derinleşmesine yol açtı.
Rusya'nın Soğuk Savaş sonrası Avrupa düzenine yönelik olarak Ukrayna'da uyguladığı
politika da Türkiye'nin kendi başına hareket etme kabiliyetini iyice kısıtladı. Yeni jeopolitik
denklemde Türkiye özerk hareket etmek bir yana üyesi olduğu NATO'ya giderek daha fazla
yaslanmak zorunda kalacak. Kısacası coğrafyası ve nesnel gerçekleri nedeniyle. İktidarın
gönlünde yatan ne olursa olsun Türkiye "stratejik anlamda Batılı olmaktan" kaçamayacak.
Kadir Has Üniversitesi'nden Akın Ünver'in Foreign Affairs Dergisi'nde yayınlanan "Ankara
Karadeniz'e" (Ankara to Black Sea) başlıklı çok esaslı makalesinde yazdığı gibi, "bazı
çatışmalar ülkelere coğrafyalarının hayaletleri nedeniyle dayatılır."
6
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
AĠHM‟nin zamansız kararı – Sami Kohen – Milliyet Gazetesi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi‟nin (AİHM) 13 yıl önce Kıbrıs‟la ilgili aldığı bir karara
dayanarak Türkiye‟yi 90 milyon euro tazminat ödemeye mahkum etmesi, her şeyden önce
zamanlama bakımından talihsiz bir olaydır.
AİHM Kıbrıs Rum yönetiminin şikâyeti üzerine, 10 Mayıs 2001‟de 1974 Barış Harekâtı‟ndan
kaynaklanan 14 maddelik bir insan hakları ihlalleri listesi üzerinden Türkiye‟yi suçlamış,
ancak o zaman tazminatla ilgili bir karar almamıştı. Yıllar sonra -Kasım 2011‟de- Rum tarafı
tazminatla ilgili talebini, birtakım belgelerle birlikte mahkemeye sundu.
Mahkeme aylarca süren çalışmalarını tamamladı ve 90 milyon euro‟luk ceza üzerindeki
kararını pazartesi günü ilan etti.
AİHM‟nin bunca zaman sonra, bu açıklamasının tam da Kıbrıs barış müzakerelerinin anlaşma
umudu yarattığı bir zamana rastlaması, doğrusu hiç de iyi olmadı. Nitekim Türk tarafı
müzakerelerin bundan olumsuz etkileneceğini söylüyor.
Hem hukuki, hem siyasi
AİHM‟nin tazminatla ilgili kararı, herhalde gerek hukuki, gerekse siyasi yanlarıyla
önümüzdeki günlerde ve haftalarda çok tartışılacak.
Türkiye‟nin ve KKTC‟nin resmi tutumu, bu hükmün hukuki ve adil olmadığı yönündedir.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bu nedenle Ankara‟nın kararı tanımayacağını ve tazminatı
ödemeyeceğini açıkça söyledi. Ayrıca bu kararın olumsuz siyasi etkisi üzerinde uyarıda
bulundu.
Ne var ki bu tartışmanın AİHM‟nin kararını değiştirmesi beklenemez. AİHM‟de yargıç olarak
görev yapmış olan CHP milletvekili Rıza Türmen‟in vurguladığı gibi, bu mahkemenin kararı
bağlayıcıdır; yani insan hakları sözleşmesine imza atan Türkiye dahil, bütün ülkeler bu
mahkemenin kararlarına uymak zorundadır. Birçok Türk ve yabancı hukukçu da bu
görüştedir.
Bu durumda eğer hükümet “Biz bu kararı tanımayız, tazminatı ödemeyiz” pozisyonunda ısrar
ederse, ne olur?
Yabancı ajanslar dün tazminatın ödenmesi için 18 aylık bir sürenin verildiğini belirttiler. Buna
uyulmadığı takdirde, cezaya faiz bindirilmesi gibi birtakım yaptırımlar uygulanır. İtiraz
devam ederse, Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanları Konseyi duruma el koyar, yani o takdirde
Avrupa Konseyi ile karşı karşıya gelinir. Türkiye gibi Avrupa Konseyi‟nin kurucu
üyelerinden birinin bu duruma düşmesi hiç arzu edilmez. Bu onu Avrupa camiasından
uzaklaştırır ve yalnızlaştırır...
Zor durum
Bu Türkiye‟nin AİHM ile Kıbrıs meselesi yüzünden karşı karşıya geldiği ilk olay değil.
Herkesin hatırladığı gibi, “Laoiziu davası”da Türkiye‟nin başını epey ağrıtmıştı. Girneli
Bayan Titina Laoiziu‟nun Türkiye‟ye karşı açtığı tazminat davasında Türkiye mahkum olmuş,
Ankara başta buna itiraz etmiş ama sonunda cezayı faizleriyle birlikte ödemek zorunda
kalmıştı.
Kabul etmeli ki Rum tarafı AİHM‟de Türkiye‟yi bir kez daha -ve bu kez daha geniş ölçüdeköşeye sıkıştırdı. Bundan daha fazla zarara uğramadan kurtulmanın yolu soğukkanlılıkla ve
gerçekçi davranmaktır.
7
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
ORTADOĞU GÜNDEMĠ
Suriye Özel Temsilcisi el-Ġbrahimi görevi bırakıyor
AA
Birleşmiş Milletler (BM) ve Arap Ligi'nin Suriye Özel Temsilcisi El Ahdar el-İbrahimi'nin
istifa edeceği açıklandı.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, BM Eski Genel Sekreteri Kofi Annan'dan sonra Suriye'deki
krizin çözümü konusunda inisiyatif alarak BM ve Arap Ligi'nin Suriye Özel Temsilcisi olan
El Ahdar el-İbrahimi'nin ay sonunda görevi bırakacağını bildirdi.
Genel Sekreter Ban, New York'ta El-ibrahimi ile düzenlediği ortak basın toplantısında,
kararın 31 Mayıs tarihinden itibaren geçerli olacağını ifade etti.
Basın toplantısında, bir yıldan beri her gün istifa etmeyi düşündüğünü bildiren Elİbrahimi, Esed rejimi ile rejime karşı demokrasi mücadelesi veren grupların liderleri arasında
Cenevre'de yapılan iki turlu toplantılara başkanlık etmiş ve toplantılarda olumlu bir sonuca
ulaşılamamıştı.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Genel Sekreteri Bedr Camus,
el-İbrahimi'nin istifa kararı almasını, "Cenevre-2 Konferansı'nın başarısızlığının başka bir
delili" olarak nitelendirdi.
Klor gazı kullanıldığına dair kuvvetli kanıtlar var
AA
Merkezi ABD'de bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden yapılan açıklamaya göre, Esed
rejimi geçen ayın ortasında Suriye'nin kuzeyindeki üç kasabaya düzenlediği saldırılarda klor
gazı kullandı.
Örgüt, klor gazı bombalarının askeri helikopterle muhaliflerin bulunduğu bölgelere atıldığının
tespit edildiğini, görgü tanıkları, video ve fotoğraflara dayandırarak aktardı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Orta Doğu ve Kuzey Afrika sorumlularından Nedim Huri,
"Sivillerin hedef alınması bir yana, Suriye'nin klor gazını bir silah olarak kullanması bile
açıkça uluslararası hukukun ihlali anlamına geliyor. Bu, BM Güvenlik Konseyi'nin
Suriye'deki durumu Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne sevk etmesi için bir başka nedendir"
dedi.
Örgüt, 5'i sağlık personeli 10 görgü tanığıyla görüştü. Bu görüşmelerde görgü tanıkları, saldırı
sırasında helikopterlerden atılan varil bombalarının, "ev temizliğinde kullanılanlara
benzer" belirgin bir koku yaydığını belirtirken, yaralılara müdahale eden doktorlar, 11 kişinin
hayatını kaybetmesine neden olan saldırılarda yaklaşık 500 kişide de klor gazına maruz
kaldıklarını gösteren semptomlar görüldüğünü bildirdi.
S. Arabistan Ġran'la müzakereye hazır
Dünya Bülteni
8
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Suud Al-Faysal, ülkesinin İran ile bölgesel
konulardaki anlaşmazlıkları müzakere etmeye hazır olduğunu açıkladı.
İranlı mevkidaşı Muhammed Cevad Zarif‟i Riyad‟a davet ettiğini söyleyen Faysal, “Gelmek
için uygun gördüğü tarihte onu kabul etmeye hazırız. Onunla müzakere edeceğiz ve
konuşacağız” dedi.
Son olarak İran‟ın eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, 2012 yılında Suudi Arabistan
Kralı Abdullah‟ın daveti üzerine Riyad‟a gitmişti. Suudi Arabistan'ı ziyaret eden İranlı ilk
lider ise 1999'da Muhammed Hatemi olmuştu.
İran'da 1979 yılında gerçekleşen devrimden sonra iki ülke arasındaki ilişkiler bozulmaya
başlamış, 1980 - 1988 yılları arasındaki İran - Irak savaşında Suudilerin Irak'ı desteklemesi ile
iki ülke arasında rekabet başlamıştı. Suriye'deki halk ayaklanmasında da İran Esad rejimini
desteklerken Suud Arabistan muhaliflerin yanında yer alıyor.
Kudüs BarıĢ Ġçin Hayati Önemde
Xinhua
Türk Dışişleri Bakanı Davutoğlu, yaptığı açıklamada, Kudüs‟ün statüsü meselesi çözüme
kavuşturulmazsa Orta Doğu‟da kalıcı barış elde edilemeyeceğini ifade etti.
Davutoğlu, Türkiye‟nin başkenti Ankara‟da düzenlenen Uluslararası Kudüs Toplantısında;
“1948‟den beri İsrail‟in Kudüs‟ü işgal etmesine tanıklık ediyoruz. Uluslararası toplum,
BM‟nin ilgili kararlarının uygulanmasını sağlamalıdır.” dedi.
Davutoğlu, Kudüs‟ün statüsü meselesinin çözüme kavuşturulamaması halinde Orta Doğu‟da
barışa ulaşılamayacağını vurguladı. Kudüs‟ün Filistin‟in toprağı olduğunu yineledi. Türkiye,
Filistin‟in BM‟nin resmî üyesi olmasını desteklemektedir.
Toplantıda uluslararası topluma Filistin‟e insani yardımlarını artırmaları doğrultusunda çağrı
yapan Davutoğlu, İsrail‟in Kudüs‟teki Mescid-i Aksa'da yürüttüğü kısıtlayıcı uygulamaları
durdurmasını istedi.
Bağdat'ta bombalı saldırılar: En az 25 ölü, 80 yaralı
BBC
8 ayrı araç içine yerleştirilen patlayıcılar Şiilerin yoğun olarak yaşadığı Bağdat'ın kuzey, doğu
ve merkez bölgelerinde infilak etti.
Saldırılar Şiilerin Muhammed Peygamber'in damadı ve kuzeni olan dördüncü halife İmam
Ali'nin doğum gününü kutlamak için düzenlediği törenler sırasında gerçekleşti.
Saldırılar 30 Nisan'daki yerel seçimler sonrasında Bağdat'ta gerçekleşen ilk büyük çaplı
saldırı olmasıyla da dikkat çekiyor.
1 yılda 3 bin kiĢi öldü
Yetkililer mezhep çatışmaları gölgesinde gerçekleşen yerel seçimlerde oyları sayma işlemini
sürdürüyor.
9
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Irak'ta geçen yıl mezhep çatışmaları nedeniyle şiddet olayları giderek artmış ve 3 bin kişinin
hayatını kaybetmişti.
Irak'ın batısındaki Anbar vilayetinde seçimler yapılamamıştı.
Ramadi ve Felluce'yi de kapsayan bu bölgenin kontrolü Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile
bağlantılı Sunni aşiretler ve militanların kontrolünde.
Salı günü sabahı gerçekleşen Bağdat‟ın kuzey doğusundaki ilk saldırıda iki araca yerleştirilen
bombaların patlaması sonucu 6 kişi öldü, 13 kişi yaralandı.
Baladiyat'ta iki aracın içine konan bombanın patlamasıyla 3 kişi öldü.
Kentin ticaret bölgesi Camila'ya yakın bir alandaki diğer bir bombalı saldırı da 3 kişinin
ölmesine neden oldu.
Kentin kuzeyindeki Urr bölgesindeki patlama sonrasında da 5 kişi öldü 11 kişi yaralandı.
Şu ana kadar saldırılarla ilgili hiçbir grup sorumluluğu üstlenmedi.
Fakat daha önce de Sünni militan gruplar Şiilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde benzer
şekilde koordine edilmiş saldırılar gerçekleştirmişti.
AVRUPA GÜNDEMĠ
Rusya yanlıları Ukrayna askerine saldırdı: 6 ölü
Dünya Bülteni
Ukrayna'nın doğusundak i Kramatorsk kentş yakınlarında, Rusya yanlısı ayrılıkçıların
Ukrayna ordu birliklerine pusu kurduğu, yapılan sailahlı saldırı sonucu ise 6 Ukrayna
askerinin hayatını kaybettiği, 8 askerin de yaralandığı belirtildi.
Ukrayna Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, Ukrayna askerlerinin ülkenin
doğusundaki Slavyansk yakınlarındaki Kramatorsk'un Oktyabrsk köyünde, Rusya yanlısı
ayrılıkçıların kurduğu pusuya düştüğü belirtildi.
Açıklamada, silahlı ayrılıkçılar tarafından hareket halindeki araçlara ağır silahlarla ateş
açılması sonucu 6 askerin yaşamını yitirdiği 8 askerin yaralandığı kaydedildi.
Bakanlık açıklamasında, askerlerin geçtiği güzergahta bulunan çay kenarında pusu kuran 30
kadar ayrılıkçının, saldırı düzenlediği, olayda bir aracın yandığı ifade edildi.
Ayrılıkçıların bir yetkilisi de Kramatorsk yakınlarında hükümet güçleri ile çatışma çıktığını
doğruladı. Söz konusu yetkili, Ukrayna ordusuna ait 2 askeri aracı vurduklarını, çatışmada
üyelerinin öldüğünü bildirdi.
Vuçiç ilk resmi ziyaretini Bosna'ya gerçekleĢtirdi
AA
Sırbistan'da kısa süre önce yapılan seçimlerin galibi olan ve 27 Nisan'da Başbakanlık görevini
üstlenerek ilk resmi ziyaretini Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'ya gerçekleştiren
Aleksandar Vuçiç, Bosna Hersek Parlamentosu'nu oluşturan Halk Meclisi ve Temsilciler
10
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Meclisi temsilcileriyle görüştü. Vuçiç, Bosna Hersek Bakanlar Kurulu Başkanı Vyekoslav
Bevanda ile görüşmesinin ardından, daha sonra Temsilciler Meclisi Başkanı Bojo Lyubiç ve
Başkan Yardımcısı Denis Beçiroviç ile basına kapalı görüşme gerçekleştirdi.
Fransa'dan Suriye'ye kimyasal gaz suçlaması
WSJ
Fransa dışişleri bakanı yaptığı bir açıklamada hükümetinin elinde Suriye rejiminin son aylarda
en az 14 farklı saldırıda muhalifler ve sivillere yönelik kimyasal silahlar kullandığına dair
kanıtlar olduğunu belirtti.
ABD ziyaretinde konuşan Laurent Fabius, geçtiğimiz yıl Suriye rejimine bir saldırı
düzenleyerek rejimi devirmedikleri için ABD, İngiltere ve Fransa'nın pişman olduğunu dile
getirdi ve "İnanıyoruz ki bu çok şey değiştirirdi" dedi.
Suriye rejiminin klorin bazlı kimyasal gaz kullandığı iddiaları son dönemlerde hem muhalefet
hem de Fransa tarafından sıklıkla dile getirilirken, uluslararası kimyasal gaz kurumları
iddiaları araştırıyor.
Rejim ise saldırılardan bazılarını isyancıların yaptığını söyleyerek El Kaide bağlantılı olan
Nusra Cephesi'nin de bunlara dahil olduğunu iddia etti.
Fabius tarafından Suriye rejimine yapılan suçlamalar ise daha detaylı ve ayrıntılı oldu.
Yüksek seviyeli bir Washington ziyareti sırasında ortaya koyulan bu iddialar ayrıca Obama
hükümeti üzerinde harekete geçmesi yönünde ve Suriyeli muhaliflere yardımları artırması
konusunda baskıyı da yükseltebilir.
ABD dışişleri bakanlığı ise Fabius tarafından dile getirilen iddialara ilk etapta yorum yapmadı
fakat kendi eline de klorin gazı kullanıldığına dair bilgilerin ulaştığını söyledi.
ABD'li üst düzey bir yetkili Rusya ve Suriye ile varılan anlaşma çerçevesinde Suriye'nin
kimyasal silah deposunun yüzde 92'sini boşaltmasının herhangi bir saldırıdan daha etkili
olduğunu belirtti. Yetkili, "Bir saldırının bu kadar kimyasal silahı temizlememize imkan
vereceğine dair bir kanıt yok" dedi.
Fabius ise Suriye rejiminin kimyasal silahlarından bazılarını sakladığı ve yeni silah üretebilme
kapasitesini devam ettirdiğine dair Paris'e istihbarat ulaştığını dile getirdi.
ABD dışişleri bakanı John Kerry bu Perşembe günü Londra'da diğer 10 ülkenin bakanlarıyla
beraber Suriye üzerine gerçekleştirilecek bir konferansa katılmayı planlıyor. ABD'li
yetkililere göre bu hafta Suriye muhalefeti başkanı Ahmed Jarba'yı konuk eden ABD başkanı
Barack Obama, Jarba'nın uçaksavar isteğini geri çevirdi.
Laurent Fabius iki yıl önce göreve gelmesinden bu yana ABD'ye zaman zaman kuvvetli
müttefik zaman zaman da rakip oldu. Eski Fransa başbakanı olan Fabius, Afrika'daki terörist
gruplara karşı daha sert önlemler alınması çağrılarını sık sık tekrarlarken, İran'ın nükleer
programı konusunda da bazen ABD ile ters pozisyonlarda yer aldı.
11
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Fransa CumhurbaĢkanı Hollande: Türkiye Artık Soykırımı Tanımalı
Amerika‟nın Sesi
Hollande, “Soykırımı tanımak bölmez birleştirir” dedi. “Soykırımı inkar edenlerin
cezalandırılmasını öngören yasayı” da getirmekte kararlı olan Hollande, bu sözünü Erivan‟da
yeniden dile getirmedi. Hollande, bu konuda açıklama yapmak için Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi‟nde devam eden Doğu Perinçek davasıyla ilgili kararı bekliyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Bakü‟deki temaslarının ardından Erivan‟a geçti. Burada
Ekonomik Forum‟da Ermeni işadamlarına seslendikten sonra Erivan‟daki soykırım anıtını
ziyaret eden Hollande, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Serkisyan‟ın onuruna verdiği
yemekte, Türkiye‟ye seslenen mesajlar verdi. Hollande, “1915‟te olanlar soykırımdır. Bunun
inkarı bir fikir değil, kurbanlara ve gerçeğe hakarettir. İnkara hiçbir kapı açık olamaz.
Dünyanın her yerinde soykırımın tanınması için inisiyatifler var. Tanımak bölmez birleştirir”
diyerek Türkiye‟den “soykırımı tanımasını” istedi. Ancak Hollande‟ın bu kez “inkar yasasını
yeniden getireceğim” dememesi dikkat çekti.
„AĠHM kararını bekliyoruz‟
Konuya ilişkin bir grup gazeteci ile sohbet eden Hollande, “Cumhuriyeti yeniden
reddedilecek bir yasaya angaje etmek istemiyorum. Önceki yasayla ilgili yaşananları
biliyorsunuz. Anayasa Mahkemesi‟nden geri döndü. O yüzden bütün önlemleri almak gerekir.
Anayasal kontrolü aşacak bir metin olmalı. Yasayı getireceğiz ama Anayasa Mahkemesi‟nden
geçebilecek bir yasa olması gerekiyor. Şu anda AİHM‟de bir ara süreç var. Onu beklemek
lazım” dedi.
Doğu Perinçek inkar yasasını kabul eden İsviçre‟de “1915 olaylarının soykırım olmadığını”
söylemiş, bu nedenle hakkında açılan davayı kaybetmişti. Ancak kararı Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi‟ne (AİHM) götüren Perinçek‟in gerekçeleri haklı bulunmuş, AİHM İsviçre
mahkemelerinin aldığı kararı “ifade özgürlüğüne aykırı olduğu” gerekçesiyle bozmuştu.
Bunun üzerine İsviçre hükümeti kararı temyize götürmüştü.
„Erdoğan‟ın mesajı önemli‟
Hollande, Başbakan Erdoğan‟ın başsağlığı mesajına ilişkin olarak da, “Türkiye tarafından bir
jest yapıldı. Bu jest önemli ama yeterli değil. Ama bu bir ilerleme, bir ilk adımdır. Ama
Türkiye daha ileriye gitmeli. Erdoğan‟ın açıklaması bir başka açıdan daha önemli. Bizim
yaptığımız acıların duyulduğunu gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
„Seçim hesabı yapmıyorum‟
2015 yılında “Soykırımın 100. Yıl anma törenlerine Erivan‟da katılacağını” açıklayan
12
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Hollande, “neden bu konuya bu derece önem verdiği” sorusuna da şu yanıtı verdi:
“Sosyalizmin kurucusu Jean Jaures‟in tutumundan, günümüze gelen bir tavır bu. Diğer
taraftan kişisel olarak, PS Genel Sekreterliğim döneminde sadece Ermeni oldukları için
katledilen ailelerden arkadaşlarım oldu. Milletvekili oluğum zaman da, Fransa‟da Ermeni
soykırımının tanınması yönünde çalıştım. Ama benim girişimlerimde seçim kaygıları yok.
Fransa‟da yaşayan Ermeni halkı üzerinden matematik hesapları yapmıyorum. Ama bunu
yaparken de her zaman saygıyla yaptım. Ocak ayında Türkiye‟ye gittim. Ve bu pozisyonumu
anlattım. Özellikle bugünkü Türk halkına hiçbir sorumluluk yüklemediğimizi söyledim. Böyle
bir şey anlamsız olurdu. Bu konuda birleştirici, yapıcı adımları atabileceğimizi düşünüyorum”
dedi.
Kriz toplantısına pusu gölgesi
Deutsche Welle
Ukrayna'nın doğusunda ayrılıkçıların kaleleri olarak bilinen Slavyansk ve Karamatorsk
kentleri arasındaki bir köyde Ukrayna ordusuna bağlı bir askerî konvoy pusuya düşürüldü.
Ukrayna Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada ağır silahlı yaklaşık 30 kişiden oluşan
bir grubun konvoya saldırdığı ve çıkan çatışmada yedi Ukrayna askerinin öldüğü, sekiz
askerin yaralandığı bildirildi.
Ġtalya‟dan AB‟ye kaçak göçmen isyanı
Euronews
Birleşmiş Milletler (BM) Akdeniz‟i geçerek Avrupa‟ya ulaşmaya çalışan yasadışı göçmen
sayısının bu yıl ciddi oranda arttığını açıkladı. Buna göre şu ana kadar deniz yoluyla
Avrupa‟ya ulaşanların sayısı yaklaşık 35 bin.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği‟nin (BMM YK ) duyurduğu son verilere göre, sadece bu
yıl meydana gelen kazalarda 170‟den fazla kişi hayatını kaybetti.
Son olarak dün İtalya‟nın Lampedusa Adası açıklarında kaçakları taşıyan teknenin alabora
olması sonucu 17 kişi öldü ve 226 kişi de kurtarıldı.
OECD'den Almanya'ya reform çağrısı
DW
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) iki yılda bir hazırlanan ekonomik görünüm
raporunu Berlin‟de kamuoyuna açıkladı. Rapora göre, Almanya‟daki ekonomik canlanmadan
yoksullar payına düşeni alamıyor.
Düşük ücretli işler artıyor
Zira OECD raporuna göre, Almanya‟da düşük ücretli istihdam alanları ile süreli sözleşmelerle
istihdam edilenlerin sayısı yükselişte. Özellikle düşük ücretli işlerde çalışanların, tek başına
çocuk büyütenlerin, uzun dönemli işsizlerin ve göçmenlerin yoksulluk riski ile karşı karşıya
bulunduğuna dikkat çekiliyor.
Asgari ücrete övgü
13
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Alman istihdam piyasasında, süresiz iş sözleşmeleri ile güvence altında olanlarla, süreli iş
sözleşmeleri ile iş güvencesine sahip olmayanlar arasında bir ayrım olduğuna dikkat çeken
örgüt, çeşitli önlemlerle bu ayrımın ortadan kaldırılabileceğini vurguluyor. Örgüt bu
bağlamda Almanya‟daki asgari ücret girişimini övdü.
Fırsat eşitsizliği eleştirisi
Almanya‟nın eleştirildiği diğer bir nokta ise fırsat eşitsizliği. Sosyal olarak zayıf konumdaki
ailelerden gelen öğrencilerin eğitim ve meslek hayatında diğerleri ile eşit koşullara sahip
olmasının önemine dikkat çeken örgüt, bu tür öğrencilerin yoğun olduğu okullara daha fazla
mali kaynak ayrılmasını istedi.
Karar...Türkiye Kıbrıslı Rumlara 90 milyon avro ödeyecek - Der Spiegel-Internet Christoph Sydow
Türk İşgalciler Kuzey Kıbrıs‟ta Temel Hak İhlalleri Yaptıkları İçin Tazminat Ödeyecek.
Kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Verdi Ancak Türkiye Kararı Tanımıyor-Gelecek temmuz ayında Kuzey Kıbrıs‟ın Türkiye tarafından işgalinin 40. yılı. Gelinen
noktada askerî müdahalenin artık Ankara‟daki hükûmete hukuki yansımaları oluyor. AİHM
bu kapsamda Türkiye‟yi 90 milyon avro tutarında tazminat ödemeye mahkûm etti.
Ada‟nın işgali sırasında ve sonrasında yaklaşık bin 500 Kıbrıslı Rum kayboldu. Tazminatın
30 milyon avroluk kısmı söz konusu kurbanların yakınlarına ödenecek, kalan 60 milyon
avroluk kısmı ise -Türk işgali altında bulunan- Ada‟nın kuzeyindeki Karpaz Yarımadası'nda
mahsur kalan Kıbrıslı Rumların zararlarının tazmini için kullanılmasına hükmedildi. Burada
yaşayan Kıbrıslı Rumların ayrımcılığa maruz kaldıkları ifade ediliyor. Ada‟nın işgali ve
bölünmesi sonrasında bugüne kadar 200 bin kişinin zorla göç ettirildiği, bazı bölgelerin
istimlak edildiği ve kuzeyde kalan Rumların mağdur edildiği ifade ediliyor.
Strasbourg‟daki AİHM‟nin 17 üyeli Yüksek Dairesi tarafından alınan karar çoğunluk
tarafında alındı ve kararın bağlayıcılığı var. Alınan kararla ayrıca Kıbrıs‟ın Türkiye‟ye karşı
devletler düzeyinde açtığı bir dava da karara bağlanmış oldu.
--Türkiye Kararın Bağlayıcılığını Kabullenmiyor-Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin, paraları ilgililere ve kurban yakınlarına vermesi gerekiyor. AİHM
Kıbrıs‟ın yaptığı başvuruyu daha önce kabul edilebilir bulmuş ve 2001 yılında karara
bağlamıştı. Ancak tazminat miktarı, bir sulh yolu bulabilmek adına 13 yıldır tespit
edilmemişti. AHİM 2001 tarihinde açıkladığı kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin aralarında, mülkiyet, yaşama hakkının ihlali ve insanlık dışı muamelenin de bulunduğu- 11
değişik maddenin 14 noktada ihlal edildiğine hükmetmişti.
Ankara hükûmeti kararı tanımıyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, kararın Türkiye için
bağlayıcı olmadığını ifade etti. Davutoğlu ayrıca kararın zamanlamasının da uygunsuz
olduğunu, tam da Ada‟nın yeniden birleşmesi için müzakerelerin canlandırıldığı bir döneme
denk geldiğini belirtti. Türk Dışişleri Bakanı konuyla ilgili olarak “Bu durum olumlu
psikolojik atmosfere de uyumlu değil.” dedi.
Türkiye Ġnsan Hakları Ġhlalinden Yargılandı - Frankfurter Allgemeine ZeitungInternet - Reinhard Müller
14
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Türkiye, Kuzey Kıbrıs‟ı İşgal Etmesinin Ardından İnsan Hakları İhlalinden Dolayı Kıbrıs‟a
90 Milyon Avro Tazminat Ödemek Zorunda. Kararı, Strasbourg‟daki İnsan Hakları
Mahkemesi Aldı-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye‟yi Kıbrıslılara uygulanan insan hakları
ihlalinden dolayı 90 milyon avro tazminata mahkûm etti. Ada‟nın kuzeyini işgal eden
Türkiye, pazartesi günü alınan kararı “psikolojik açıdan” yanlış şeklinde değerlendirdi. Dava,
AİHM‟ye 1999 yılında Kıbrıslılar ve Avrupa İnsan Hakları Komisyonu tarafından
götürülmüştü.
Türkiye, Kuzey Kıbrıs‟ı işgali sırasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini ihlal etmekle
suçlanıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin pazartesi günü aldığı karar kesin. Türkiye,
bu karara uymakla yükümlü. Strasbourg‟daki hâkimlerin verdiği kararda, Kıbrıs hükûmetinin
1456 kişilik Kıbrıslı bir grubun kayıp olduğunu tespit etmesi etkili oldu. Böylece asıl mesele,
devletler hukukunun ihlali değil, bireysel mağdurlar meselesidir.
Ayrıca AİHM, Türkiye‟nin Karpaz Yarımadası‟nda da insan hakları ihlalinde bulunduğuna
karar verdi. AİHM, 2001 yılında aldığı bir kararda, Türkiye‟nin Kuzey Kıbrıs harekâtında
birçok kez insan hakları ihlalinde bulunduğunu belirledi. Ancak o zaman tazminat konusunda
bir karar alınmamıştı.
Devlet Paralel Devlete KarĢı - Junge Welt - Nick Brauns
Türkiye Başbakanı Recep Tayip Erdoğan, hafta sonu Afyonkarahisar‟da parti üyelerine
yönelik yaptığı konuşmasında, Gülen hareketiyle ilgili “Kaynatarak ya da parçalarına ayırarak
sterilize edeceğiz.” dedi. Bu sert sözlerle Erdoğan, vaiz Fethullah Gülen yandaşlarına karşı
yapılan savaşta yeni bir raundun başladığını ilan etti.
Geçen son baharda, düzmece terör davalarıyla devlet ve ordu bürokrasisinde var olan ortak
laik rakipler devre dışı bırakıldıktan sonra, bir zamanlar siyasi İslam sahnesinde ittifak hâlinde
olanlar arasında görev ve makam uğruna iktidar savaşı çıktı. Erdoğan, uzun zamandır kendisi
tarafından korunan Gülen hareketini, “paralel devlet” kurmak, AK Partili siyasetçilere karşı
yürütülen yolsuzluk soruşturmaları ve dinlemelerle hükûmetini istikrarsızlaştırmaya
çalışmakla suçluyor.
Gülen cemaatine ait olan “Todays Zaman” gazetesi, imamın gerçek ve sözde yandaşları
hakkında yapılan “cadı avı” hakkında dava açtı. 17 Aralık 2013 tarihinde başlatılan yolsuzluk
soruşturmalarından sonra hükûmet, 15 bin polisin görev yerini değiştirdi. Mali Suçlar ve
Terörle Mücadelede görev yapan yüksek rütbeli polisler birdenbire kendilerini trafik polisi
olarak buldu. Ayrıca yüzlerce Cumhuriyet savcısı, hâkim ve bakanlık bürokratının görev
yerleri de değiştirildi. Muhalefet partilerinde yer alan milletvekilleri, görev yerleri değiştirilen
kişilerin Gülen ile bağlantılarının olduğu ya da yasa dışı eylemlerde bulundukları hususlarının
kanıtlanamadığını vurguladılar.
Yeni atanan hükûmete yakın hukukçular, mayıs ayının başlarında 60 sanık hakkında karar
verirken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu soruşturma davasını başlatan savcılar ve
hâkimlere karşı bir denetim davası açtı. Aynı zamanda telekomünikasyon makamında çalışan
polisler ve çalışanlar hakkında muhbirlik suçlamasıyla soruşturma açıldı. Hakkında
soruşturma açılan kişilerin telefon dinlemelerinden elde ettikleri bilgileri ABD‟ye
gönderdikleri iddia ediliyor.
15
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Ankara Cumhuriyet Savcılığı ise Gülen‟e karşı devlet düşmanı bir organizasyon kurmak
suçlamasıyla ilgili soruşturma açtı. Bu suçlama 90‟lı yıllarda Kemalist kişiler tarafından
yönetilen hukukçular tarafından da yapılmıştı. Vaiz Gülen, o zamanki suçlamalar nedeniyle
1998 yılında ABD‟ye kaçmıştı. Gülen, ABD‟de eski CIA ilişkisi nedeniyle sürekli oturma
izni elde etti. Erdoğan, ABD‟nin televizyon kanalı PBS‟ye verdiği bir mülakatta, nisan ayının
sonunda Pensilvanya‟da yaşayan düşmanının iadesini talep etti. Ancak bugüne kadar ABD‟li
makamlara resmî bir iade talebinde bulunulmadı.
Ordu, devam eden iktidar savaşının dışında duruyor gibi göründüğünden ve Emniyet
teşkilatında Gülen yandaşlarının sözleri geçtiği için, Erdoğan “paralel yapıya” karşı savaşında
MİT‟e güveniyor. Muhalefetin yoğun itirazlarına rağmen nisan ayında Erdoğan‟a bağlı olan
istihbarat servisine geniş yetkiler veren bir yasa çıkartıldı. Bundan böyle MİT ajanları devlet
tarafından görevlendirildikleri takdirde görevleri kapsamında işledikleri en ağır suçlarda bile
cezai takibata uğramayacaklar. Ancak MİT‟in eylemlerini kamuoyuna açıklayan gazeteciler
ve muhbirlere uzun hapis cezaları verilebilecek. Örneğin Adana Cumhuriyet Savcılığı, ocak
ayında MİT‟in Suriyeli isyancılara yönelik tırlar ile yaptığı silah sevkiyatını durduran 13
jandarma hakkında “devlet sırlarının ifşa edilmesi” suçlamasıyla 20 yıla kadar hapis cezası
talebinde bulundu. Hükûmet, daha önce pek çok kez Gülen yandaşları tarafından MİT
Müsteşarı Hakan Fidan‟ın Kürt İşçi Partisi PKK ile yaptığı barış görüşmelerinin sabote
edilmesinden dolayı MİT yasasını haklı göstermeye çalıştı. PKK yöneticilerinden Duran
Kalkan, Fırat Haber Ajansı ile gerçekleştirdiği bir söyleşide bu hususu reddetti. Kalkan, “MİT
bundan böyle tüm siyasi rakipleri yok etmekle görevlendirildi. Bu durumda MİT yasasını
barış süreci için mi yoksa bize karşı yapılan mücadele için mi çıkardıkları sorusu ortaya
çıkıyor.” dedi.
ASYA PASĠFĠK GÜNDEMĠ
Rusya ve Çin'den ortak deniz tatbikatı
Dünya Bülteni
Çin ve Rusya, Doğu Çin Denizi'nin kuzeyinde 20-26 Mayıs tarihlerinde ortak deniz tatbikatı
yapacak.
Çin Donanması Sözcüsü Liang Yang, "Ortak Deniz-2014" tatbikatının savunma, saldırı,
denizde eskort, arama-kurtarma, rehine operasyonları gibi konulara odaklanacağını açıkladı.
Tatbikata tarafların 14 gemi, iki denizaltı, dokuz uçak ve helikopter ile iki donanmanın özel
kuvvetlerinin katılacağı belirtildi.
Sözcü Yang, tatbikatın Çin ve Rusya arasında karşılıklı siyasi güven ile askeri işbirliğini
derinleştireceğini söyledi.
Tatbikatın amacının denizlerdeki tehditlerle ortaklaşa mücadele olduğunun altını çizen Yang,
"Ortak Deniz-2014"ün üçüncü bir tarafı hedef almadığını savundu.
Çin'deki maden kazasında dört iĢçi öldü
Dünya Bülteni
16
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Çin'in kuzeyindeki Şanşi eyaletindeki bir kömür madeninde gaz zehirlenmesi nedeniyle dört
kişi hayatını kaybetti.
Şinhua ajansının haberine göre, kazanın eyaletin Yençuan şehrinde meydana geldiği ve
madenin Yençuan Kömür Endüstrisi şirkertine ait olduğu belirtildi.
Konuyla ilgili araştırmanın sürdüğü açıklandı.
ġi Cinping: “Yeni ekonomik döneme ayak uydurmalıyız”
Euronews
Çin yeni ekonomik durumuna ayak uydurmaya çalışıyor. Son yıllarda yüzde 10 civarında
büyüme gerçekleştiren dünyanın ikinci dev ekonomisi Çin‟de bu oran günümüzde yüzde 7‟ye
kadar indi. Devlet Başkanı Şi Cinping, bu yeni duruma ayak uydurulması gerektiğini
söylüyor.
Son on senedir hızla büyüyen Çin ekonomisi, bu sene büyüme oranlarında yavaşlama
kaydederek “yeni normal” sürecine girdi. Şi Cinping yeni ekonomik döneme giren ülkenin bu
durumu soğukkanlılıkla geçirmesi gerektiğini belirtti.
Ülkenin hala kayda değer bir stratejik fırsat döneminde olduğunu hatırlatan Başbakan,
hükümetin olası olumsuz etkileri azaltmak için elinden geleni yapacağını kaydetti.
Çin İstatistik Kurumu yetkililerinden Pan Jiencheng: “Eger son iki senenin ortalama
rakamlarına bakarsanız , gayrimenkul yatırımları hala çok önemli ve hala günden güne
artıyor.” ifadelerini kullandı.
Ekonomistlere göre, bu yıl yüzde 7.3 beklenen büyüme oranını desteklemek için, Merkez
Bankası‟ndan finans sisteminin korunması gibi önlemler alması bekleniyor.
Putin'den bürokraside üst düzey atamalar
Dünya Bülteni
Rusya, beklenmedik bir şekilde üst düzey bürokratlar arasında revizyon kararı aldı. Karar
bölge analistleri tarafından da şaşkınlıkla karşılandı. Özellikle Putin‟in Kuzey Kafkasya
Federal Eyalet özel temsilcisi Aleksandr Hloponin‟in görevine son verilmesi dikkat çekti.
Hloponin başbakan yardımcısı olarak görevine devam edecek. Onun yerine ise Sergey
Melikov tayin edildi. Melikov içişleri bakanlığına bağlı askeri grubun Kuzey Kafkasya bölge
komutanı görevinde bulunuyordu.
Türkmenistan gazı Çin'e akacak
Dünya Bülteni
Çin, Türkmenistan'dan 2016'ya kadar yıllık 65 milyar metreküp doğalgaz ithal etmeyi
planladığını açıkladı. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in resmi davetiyle Pekin'de
bulunan TürkmenistanCumhurbaşkanı Gurbanguli Berdimuhamedov'un ziyareti sırasında
yapılan ortak açıklamada, tarafların enerji işbirliğinin iki ülkenin de sosyal ve ekonomik
kalkınmalarına katkı sağladığı ifade edildi.
17
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Tayland‟da Buda‟nın doğum günü siyasi tartıĢmalarla kutlanıyor
Euronews
Tayland‟da halk Buda‟nın doğum gününü meydanlarda yapılan ayinlerle hep beraber
kutluyor. Ülkenin içinde bulunduğu siyasi çalkantının arasından Taylandlılar aynı zamanda
siyasi gelişmeleri de yakından takip ediyor. Anayasa Mahkemesi tarafından Başbakan
Yinglung Şinavatra‟nın görevden alınmasını yeterli bulmayan muhalifler gösterilerini
sürdürüyor.
AMERĠKA GÜNDEMĠ
Obama'dan 5 kiĢiye yaptırım kararı
AA
ABD Başkanı Barack Obama, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde (OAC) şiddet olaylarına karışan 5
kişiye yaptırım kararı aldı.
Obama, yayınlanan başkanlık emrinde, OAC'de yaklaşık iki yıldır devam eden şiddette, kanun
ve düzenin bozulması, geniş çaptaki zulüm ve çocukların asker olarak kullanılmasının sadece
bu ülkenin güvenliğini tehdit etmediğini, aynı zamanda komşu uluslar için de tehlike
oluşturduğunu kaydetti.
Obama, ülkedeki mezhepsel şiddete karıştıkları belirlenen eski OAC Devlet Başkanı François
Bozize, eski Kamu Güvenliği Bakanı ve Müslümanların oluşturduğu Seleka örgütü lideri
Nureddin Adam, Hristiyanlar tarafından oluşturulan Anti-balaka örgütü lideri Levy Yakeya,
eski OAC Geçici Devlet Başkanı ve Seleka liderlerinden Michel Djotodia ile OAC Halkı
Demorkatik Cephesi lideri Abdoulaye Miskine'ye yaptırım uygulanmasını kararlaştırdı.
Yaptırım uygulanan Bozize, Adam ve Yakeya'ya yönelik Birleşmiş Milletler Güvenlik
Konseyi de geçtiğimiz günlerde yaptırım kararı almıştı.
Beyaz Saray'dan yaptırımlara ilişkin yapılan açıklamada da, 5 kişiye yönelik uygulanan
yaptırımların, "şiddete bulaşanların cezasız kalmayacağı ve OAC'in istikrarını tehdit edenlerin
yaptıklarının sonuçlarına katlanmaları gerekeceğine güçlü bir mesaj gönderdiği" kaydedildi.
OAC'de, çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu Seleka isyancılarının, dönemin Hristiyan
Devlet Başkanı François Bozize'yi devirmesiyle başlayan olaylar ve ardından Hristiyan nüfus
tarafından oluşturulan Anti-balaka örgütünün öç almaya yönelik katliamları, ülkedeki
Müslümanların kitleler halinde göç etmesine neden oluyor.
Aralık 2012'de başlayan OAC'deki kriz, binlerce insanın ölümüne, yaklaşık bir milyon kişinin
yerlerinden olmasına ve 2 milyon 200 bin kişinin insani yardıma muhtaç duruma düşmesine
neden oldu.
18
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
BM Güvenlik Konseyi de geçen ay, OAC'ye yaklaşık 12 bin kişilik BM barışgücü birliği
gönderme kararı almıştı. BM barış gücü birliğinin eylül ortalarında ülkede konuşlanması ve
halen ülkede bulunan Afrika barış gücü birliğinden görevi devralması bekleniyor.
SMDK BaĢkanı Carba Beyaz Saray'da
TRTTURK
ABD'nin başkenti Washington'daki temaslarını sürdüren Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler
Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Ahmed el-Carba ve heyeti, Beyaz Saray Ulusal
Güvenlik Danışmanı Susan Rice ile görüştü.
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre, görüşmede Obama ve Rice, Beşşar Esad'ın
Suriye'yi yönetmek için tüm meşruiyetini kaybettiğini ve Suriye'nin geleceğinde hiçbir yeri
olmadığını yeniden teyit etti.
Görüşmede iki taraf da Suriye'de yeni bir yönetim otoritesine geçişi içerecek şekilde krize
siyasi bir çözüm bulunmasına yönelik bağlılıklarını tekrar vurguladı.
Beyaz Saray açıklamasında, Başkan Obama'nın, SMDK'nin liderliğinden ve diyaloğa yapıcı
yaklaşımından duyduğu memnuniyeti dile getirdiği, Koalisyon'u Suriye halkının tamamını
temsil eden kapsayıcı bir hükümet vizyonunu ilerletmeye teşvik ettiği belirtildi.
SMDK Başkanı Carba'nın da ABD'nin, 287 milyon dolara ulaşan ve SMDK'yı, Suriye
içerisindeki yerel toplulukları ve ılımlı silahlı muhalefeti destekleyen öldürücü olmayan
yardımlarından dolayı Obama'ya teşekkür ettiği, ayrıca, ABD'nin en büyük insani yardım
donörü olmasından dolayı teşekkürlerini sunduğu kaydedildi.
Obama ve Rice görüşmede, Esad rejiminin varil bombalarının kullanımı da dahil olmak üzere
hava bombardımanları yoluyla Suriyeli sivilleri kasıtlı olarak hedef almasını ve rejimin
kuşatması altında bölgelerdeki sivillere gıda ve insani yardımları engellemesini kınarken,
Suriye rejiminin insani yardımların hızlı, güvenli ve engelsiz biçimde ulaştırılması
sorumluluğunun da altını çizdi.
Görüşmede heyetlerin, "Suriye'de artan aşırıcılığın taşıdığı riskleri de aldığı, ihtilafın her iki
tarafındaki terörist gruplarla mücadele edilmesi ihtiyacı üzerinde görüş birliği ortaya
koyduğu" belirtildi.
Beyaz Saray açıklamasında, Obama ve Rice'ın, Esad rejiminin seçimler düzenleme planlarının
gayrimeşruluğunu vurguladığı ve ABD'nin, krizi sona erdirme çabaları ve siyasi bir çözümün
önünü açma çabalarında ılımlı muhalefet ve Suriye halkının yanında yer aldığının altını
çizdiği kaydedildi.
19
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
AFRĠKA GÜNDEMĠ
Bazı aileler kızlarını tespit etti
Anadolu Ajans
Borno eyaleti Valisi Kashim Shettima basına yaptığı açıklamada, "Kaçırılan kızların aileleri
ve öğretmenlerini bir araya getirdik ve onların yardımıyla video görüntülerdeki 54 kızın
kimliğini belirledik" dedi.
Nijerya hükümeti kızlar için Boko Haram‟la görüĢmeye hazır
Nijerya hükümeti kaçırılan 200‟den fazla kız öğrencinin serbest bırakılması için radikal
İslamcı Boko Haram örgütü ile görüşmeye hazır olduğunu açıkladı. Örgütün belirleyeceği
isimlerle bir araya gelip bir uzlaşı komitesi aracılığıyla görüşmeler yapılabileceği belirtiliyor.
Orta Afrika‟da Fransız gazeteci öldürüldü
Euronews
Fransız Gazeteci 26 yaşındaki Camille Lepage Orta Afrika Cumhuriyeti‟nde öldürüldü.
Orta Afrika Cumhuriyet‟inde görev yapan Fransız birlikler, durdurdukları bir arabada genç
gazetecinin cesedini buldu. 2012 haziran ayından beri Güney Sudan‟da görev yapan Lepage,
son olarak Bangui‟de Anti Balaka militanları ile beraber yolculuk yaptığını belirten bir mesaj
atmıştı.
Çin, Afrika'da demiryolu iĢi almayı baĢardı
Dünya Bülteni
Çin şirketleri Afrika'nın doğusundaki Kenya'da uzun bir demiryolu hattının yapımı işini
aldılar. Toplam 3,8 milyar Dolarlık demiryolu inşaatının anlaşması imzalandı. İlk aşamada 3,5
yıl içinde İngiliz koloni döneminden kalma, liman şehri Mombasa ile başkent Nairobi
arasındaki 600 km uzunluğundaki eski demir yolu yenilenecek. Uganda, Ruanda, Burundi ve
Güney Sudan'da da bazı hatlar Çinliler tarafından inşaa edilecek.
Boko Haram ve „Rabbin Ordusu‟ – Mustafa Akyol – Star Gazetesi
Üç yüze yakın kız çocuğunu kaçırıp “köle” olarak satmaya kalkmasıyla bir kez daha gündeme
gelen Nijeryalı Boko Haram, nev-i şahsına münhasır bir yapı değil. Somali‟deki El-Şebab
örgütünün de benzer bir tedhiş stratejisi var. Bu gibi yerel örgütlerin ötesinde daha küresel bir
mücadele yürüten El Kaide‟nin de sayısız terör eylemine imza attığı herkesin malumu.
İşte bu tabloya bakan bazı Batılılar, ucu “Ġslamofobi”ye çıkan bir çıkarım yapıyor.
“Bu kadar Ġslam referanslı terör örgütü çıktığına göre” diyorlar, “Ġslam‟da teröre
kapı açan sorunlu bir yön olmalı.” Buna mukabil, Hıristiyanların hep hayır iĢlediğini,
sevgi mesajı verdiğini, bunun da iki din arasındaki özsel farkı gösterdiğini ileri
sürüyorlar.
Ancak bu argümanda bir haksızlık var: Kıyaslanan, Ortadoğu ve Afrika Müslümanları ile Batı
Hıristiyanları. İkinciler, büyük deneme-yanılmalarla yüzyıllar içinde oluşmuş liberal bir
dünyanın içinde yaşıyor, düşünüyor ve hareket ediyor. İnsan haklarıyla, demokrasiyle,
20
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
çoğulculukla uzlaşmış bir Hıristiyanlık anlayışı taşıyorlar yani. (O durumda dahi militan
evanjelizm gibi problemli versiyonlar ortaya çıkıyor.)
Buna karşılık, Ortadoğu ve Afrika gibi coğrafyalara baktığımızda, buralardaki kimi
Hıristiyan toplumlarda da Batı‟nın İslam‟a mal ettiği problemlere rastlayabiliyorsunuz.
“Kadın sünneti”, örneğin, sadece Mısırlı veya Somalili Müslümanlar değil, Etiyopyalı
Hıristiyanlar arasında da rastlanan bir fecaat. “Ataerkil kültür” deseniz, hakeza. (Hatta
“basın özgürlüğü” deseniz, o da hakeza: Pek kimsenin dikkatini çekmedi, ama Freedom
House‟un çok tartışılan son raporunda Hıristiyan Ermenistan‟ın notu Türkiye‟ninkinden daha
düşük idi.)
Konu “terör” olduğunda da Boko Haram‟ın Hıristiyan versiyonları olduğunu tespit
etmek gerek. Ama Batı‟da değil, tahmin edilebileceği gibi aynı coğrafyada: Orta Afrika‟da.
Lord‟s Resistance Army
Bunu görmek için Boko Haram‟ın yurdu Nijerya‟dan doğuya doğru gidip Uganda‟ya
bakmanız lazım. Bu ülkede, 80‟lerin sonundan bu yana merkezi hükümetle savaşan koyu
Hıristiyan bir örgüt var. İsmi, “Rabbin DireniĢ Ordusu” (Lord‟s Resistance Army).
Uyguladığı vahşet ise Boko Haram‟ınkini aratır cinsten.
Söz konusu “ordu”nun (LRA) lideri, Joseph Kony adlı fundamentalist bir Hıristiyan. Kutsal
Kitab‟ın tüm emirlerini lafzi olarak anlıyor, “cadıların yakılması” ve günahkarların
insan eliyle cezalandırılması gerektiğine inanıyor. Asker sayısı bir ara yüz bine kadar çıkan
ordusunun en önemli kaynağı çocuklar. Bu çocuklar ailelerinden kaçırılıyor, sonra dövüpsövülerek, bazen işkence edilerek “eğitiliyor.”
Kony‟nin kız çocuklarına özel ilgisi olduğu, onlardan kendine “harem” kurduğu da biliniyor.
Bu rezil LRA örgütü ile Boko Haram arasındaki benzerliği vurgulayan Afrika uzmanı ABD‟li
akademisyen Juan Cole, her iki grubun da kendi dinlerindeki ana akım otoriteler tarafından
kınandığını belirtiyor. Ama yine de her iki grubun dini söylem kullandığını hatırlatıyor.
Bu tabloya bakıp, “ah, ah, hep bu dinler yüzünden oluyor bu vahĢetler” diyen
seküleristler olabilir. Onlara da, Boko Haram‟ı veya LRA‟yı yüz kere gölgede bırakmış
komünist Kızıl Khmerler gibi seküler vahşet örneklerini hatırlatmak lazım.
Aslında tüm bu farklı örneklerden çıkarmamız gereken sonuç, problemin “din”den çok
“sosyoloji”yle ilgili olduğu. Demokrasi, hürriyet, çoğulculuk, piyasa geleneği olmayan
haĢin coğrafyalardan çok haĢin siyasi hareketler çıkıyor.
İslam dünyasından da çıkıyor haliyle. Ne bunları İslam‟a mâl ettirip İslamofobi‟ye prim
vermek, ne de “Batı komplosu” diye geçiştirmek lazım. Gereken, bir yandan İslam‟ın
erdemlerini vurgulamak, bir yandan da bu sosyolojiyi nasıl düzelteceğimize kafa yormak.
Suriye için yeni adım – Beril Dedeoğlu – Star Gazetesi
Irak‟taki seçimlerin yarattığı belirsizlik ortamı ile Ukrayna‟da yapılan Rusya‟yla birleşme
referandumu, Obama yönetiminin önceliklerinde değişiklik yapmasına yol açmış gibi
21
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
gözüküyor. Nisan ayı boyunca Ukrayna konusunda Rusya ile pazarlıkları sürdürme ve Suriye
sorununu bu pazarlıkların ardına eklemeyi uman ABD, yeniden Suriye konusunu öne çekmiş
gibi.
Bilindiği gibi Suriye‟de rejim karşısında mücadele veren muhalif gruplar, bütünsel bir yapı
arz etmiyor. Çoğu zaman birbirleriyle de çatışıyor olmaları ve aralarında radikal İslami
grupların bulunması, muhalifleri destekleyen ülkeleri zor durumda bıraktı. Esad rejiminin
devrilmesi için muhalefete destek verirken radikal grupları ya da terör örgütlerini destekler
hale gelme riski ortaya çıktı. Ayrıca, muhalifler kendilerini temsil edecek bir isim ve kadro
konusunda da aralarında anlaşamadılar, dolayısıyla kendilerini destekleyenler muhatap bulma
konusunda sorunlarla karşılaştılar.
Suriye muhalefetinin lideri olacak kadroların, radikal İslami kuruluşlara mesafeli durması
beklendi, bu da bazı grupların eş zamanlı olarak hem rejim güçleriyle hem de örgütlerle
mücadele etmesine yol açtı.
ABD muhatap arıyor
Gelinen aşama itibarıyla Obama yönetimi yeniden Suriye muhalefetinin çatı örgütü olarak
bilinen Ulusal Koalisyon‟u ve onun başkanı Ahmed Carba‟yı muhatap olarak kabul etti.
Carba, yaklaşık bir yıldır ABD‟den silah yardımı talep ediyordu. Birçok yerden silah temin
etmelerine rağmen ısrarla ABD‟den silah istemesi, ABD‟nin Suriye konusuna ağırlık
koymasını talep etmek anlamına geliyordu. Carba, Esad rejimine İran ve Rusya askeri yardım
yapıyorsa ve radikal örgütleri destekleyen başka devletler de varsa, kendilerinin onları
bastıracak nitelikte silahlarla donatılması gerektiğini ileri sürüyordu.
Muhalefetin içindeki bazı gruplar ise, tam da bu nedenle yani ABD‟yi etkin biçimde Suriye
konusuna dahil etmekle Carba‟yı eleştiriyorlardı.
Oysa günümüz koşullarında görünen o ki, NATO ülkelerinin ya da tek başına ABD‟nin bir
ülkeye aleni askeri yardım yapması ya da dolaylı askeri müdahalelerde bulunmasını sağlayan
gruplar, radikal İslami gruplar. El-Kaide, El-Nusra ya Boko Haram gibi örgütlere karşı verilen
her mücadelenin desteklendiği açıkça görülebiliyor. Hatta Müslüman Kardeşler‟in bile bu
çerçevede değerlendirildiği söylenebilir. Özetle Rusya da dahil birçok ülke, yeni kurulacak
rejimlerin İslam referansıyla siyaset yapmalarına izin vermeyecek gibi gözüküyor.
ABD muhataplarını test ediyor
Carba‟nın girişimleri sonuç vermiş olmalı ki, Obama ile yaptığı görüşme sonrasında ABD‟nin
27 milyon dolarlık askeri yardım yapacağı açıklandı. Ancak açıklamada ilginç birkaç husus
vardı. Verilecek silahların öldürücü olmayacağı, uçak ve tank savar türü silahlar olacağı,
üstelik bunların pilot uygulamalarla aktarılacağı bildirildi.
Bu tür silahların öldürücü olmadığını savunmak zor. Bununla birlikte, açıklamanın amacı
başka. ABD, Esad yanlılarını öldürmeleri için değil, “ılımlı” muhaliflerin kendilerini
savunmaları için silah vereceğini ima ederek önce Rusya‟ya barışçıl bir mesaj yolluyor. İkinci
mesaj da Carba‟ya, ondan da silahları radikal gruplara aktarmama sözü istiyor.
22
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Uygulama başarılı olursa, Rusya ve ABD‟nin Esad yanlıları ile Carba ekibini bir masa
etrafında toplamaları uzak değil. Görüşmelerin sonucuna göre, Ukrayna konusunda atacakları
adımları netleştirebilirler; tabi bu kurguyu bozacak başka oyuncular araya girmezse.
23
Download