M. Meclisi B : 32 22 . 1 . 1980 O : 1 mesi tezini savundu. Çünkü, daha önce arkadaşları­ mın da belirttikleri gibi, bizde zaten aldJi zabıtanın bulunmaması, adaleltin tecellisinde büyük bir aksaklık yaratıyor. Bir de savcının, zabıta memurları üzerindeİdi tek olanağı, görevlerini kötüye kullanan, suç işle­ yen zabıta memurları hakkında dalva açabilme olana­ ğı da orta'dan kaldırılacak olursa, gerçekten savcılar, zabıtaya sözlerini hiç geçiremeyeeeklerdir. Ben şahsen Ankara ve istanbul'da, bilhassa toplum suçlarıyla ilgili davalara bakan savcılarla, hirbuçufc yıl kadar önce temas etitim; «Acaba ne gibi ihtiyacınız var kli, yasal olarak, bu karşılansın» diye sordum. Ko­ nuştuğum savcıların hepsinin ittifakla söylediği şuly>du: «Zabıta bizi dinlememektedir. Onun için sicil yet­ kisi dahil, hiç olmazsa adli işler bakımlından savcılığa vcrilmieli'dir ki, savcı, zabıta üzerinde yetki ve söz sa­ hibi olabilsin.» Şimdi arkadaşlar, getirilen bu tasan ile tam aksine, suç işleyen bir zabıta memuruna karşı dava açma ola­ nağı bile savcının ellinden almış olacaksınız. O zaman savcı, hakikaten polisin karşısında boynu bükük duru­ ma düşecek. cağrz. Bunun dışında, ret kararı tamamen adalete uy­ gun ve hukuk devletinin işlemesi doğrultusunda ya­ rarlı bir karar olacaktır. Teşekkül' ederim. BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Aksoy. Şahısları adına, Sayın Mustafa Gazalcı. MUSTAFA GAZALCI (Denizli) — Sayın Yıidırım'a veriyorum söz hakkımı. Sonuç olarak : Zaten benimseneceği anlaşılan 154 ncü maddedeki değişikliğin reddedilmesini, yanli yasa'daki eski 154 ncü maddenin aynen muhafaza edil­ mesini teklif ediyoruz. Grubumuz böyle oy kullana­ cak. Ancak bir noktada içlim sızlayarak bu teklifte bulunuiyorum: 154 ncü malddenin asıl metnine bakarsanız - tabii arkadaşlarla bu bakımdan görüşümüz ay­ rılacak - çok Osmanlıca deyimler vardır; halbulki bu gobirilen metin, helkesin anlayacağı Türkçe bir dille gelmiştir. Bu yeni metin reddedilince, yine, o halkın okuduğu zaman zor anlayacağı metine dönmüş ola- ihbarını alan Cumhuriyet Savcısı, resen o memur hak­ kında; polis memuru, bekçi olabilir, jandarma olabi­ lir; doğrudan doğruya dava açar. Açtığı dava ile sa­ nığı, suçluyu, zanlıyı mahkeme huzuruna çıkarabilir­ di. Halbuki hazırlanmış olan yeni metnin 2 nd fıkra­ sında ise, bizim kaba tabirle arabayı yokuşa sürmüş oluyoruz. Adliyeye müteallik suçu işlediği zaman, kol­ luk kuvvetlerine mensup bir memur, örneğin bir bekçi, bir ihzar müzekkeresini infaz ediyor, veyahut da suç lilhlban alıyor, gidiyor toplu halde 5 - 1 0 kişiyi karako­ la getiriyor, bir de sıra dayağına çekiiyör bunları, bu, BAŞKAN — Sayın Yıldırım'a söz hakkınızı ver­ diniz. Buyurun Sayın Yıldırım. HASAN YILDIRIM (Kars) — Sayın Başkan, çok değerli arkadaşlarım; Ceza Muhakemeleri Usulü Yasasının değişikliği­ ne dair ele alınmış, eski tabirle tedvin edilmiş, düzen­ lenmiş, 154 ncü maddeyi bir hukukçu arkadaşınız olaraik çok korkunç kabul ediyorum. Gerçekten siyasal partiler, bununla uğraşan arkadaşlarımız, eğer bu mad­ de üzerinde anlaşmamış olsalardı, madde metni Mil­ let Meclisinden ve Senatodan geçip kesinleşmiş olsa ild'f, adli görevini ifa eden kolluk kuvvetlerinden bira'si, örneğin, emniyet müdürü, komiser veyahut da bek­ çiye varıncaya dek, bir suçu işledikleri zaman bunla­ İşte bu yanlışlık düzeltilmiş oldu; grup kararı ile. rı yargıcın statüsüne tabi tutmuş oluyorduk ki, mil­ 'ÖteM partiler de anlayış gösterdi; ve gayet mükemmel letvekili dokunulmazlığını götürüp bir bekçinin iki bir anlaşmaya varıldı! İşte diyalog dediğimiz, bu ba- . omuzuna koymuş oluyorduk. Ama, memnuniyetle kımldan işe yarar. Onun için ben fazla konuşmayı ge­ görüyoruz-ki, siyasal partiler bu madde üzerinde an­ reksiz buluyorum. latmışlardır; maddenin reddi hususumda birilikte oy kullanacaklardır. Bu yoldaki karar, gerçekten üzüntü­ Sadece, bu münasebetle iki cümleyi burada ifade müzü hafifletmiş oldu. edeceğim. O da, artık, bir an önce, adü'i zabıtayı gerçökleştirme zorunluğudur. Adli zabıta gerçekleşmez­ İzin verirseniz kısaca iki konuya dokunmak iste­ se, idardden emir alan ve dolaylı olarak siyaset adamnim : Kolluk kuvvetlerinin, malum olduğu üzere iki larindan emir alan - siyaseti kötü görenlerden değilim; görev1! var. Bunlardan birisi idari görev. İdari görev­ ama siyasietle meşgul olanlar particilik yapabilir - on­ lerini ifa ettikleri zaiman bir suç işlerlerse, maltım ol­ lardan emir alan zalbuta, göreVlerina yaparken tarafsız duğu üzere, bu suçtan ötürü halklarında Memurin Mudavranmayabilir. Bu bakımdan, madldenin konuşulma­ hakemat Kanunu yürür. Bir de kolluk kuvvetlerinin, sında bu arzuyu da grup adına dile getiriyorum. Bir işte bana göre önemli olan hulsus bu, adliyeye müte­ an önce adli zabıtanın kurulması için bütün partiler allik işlerde işlemiş oldukları suçlardır. Eski metin, işbirliği yaparak, bir kanun metni getirmeldirler. gayet yasal, gerçekten mantığa uygun. Böyle bir. suç — 826