Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Dr. Hasan KARADAĞ Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Gündüz aşırı uykululukta genel popülasyonun % 4-6’sı etkilenmektedir. Daha çok erkeklerde görülmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde ve büyük kentlerde daha sık görülmektedir. Psikiyatrik bozukluklara bağlı gelişen gündüz aşırı uykululuk; sekonder hipersomnia, pseudohpersomnia. Uyku hipokondriası gibi isimlerle de anılmaktadır. GAU % 5-7’si psikiyatrik bozukluklara bağlı gelişir. Psikiyatrik bozukluklarda GAU genel popülasyonun tersine kadınlarda daha sık görülür. Tipik olarak 20-50 yaşları arasında görülür. GAU psikiyatrik nedenleri arasında; Duygudurum bozuklukları: Özellikle atipik depresyon, mevsimsel affektif bozukluk, bipolar II bozukluğun depresif epizodu Somatoform bozukluk, Konversiyon bozukluğu Daha az sıklıkla OKB, Şizofreni, Şizoaffektif bozukluk ve kişilik bozukluklar yer alır. Psikiyatrik bozukluklara bağlı gelişen GAU fizyopatolojik mekanizması bilinmemesine karşın ; anormal melatonin, kortizol, TSH, ve GH salınımı sonucu homeostatik, ultradien ve sirkadiyen ritmin bozulması ileri sürülmüştür. GAU tipik olarak sosyal geri çekilme ve ilgi kaybı ile ilişkilidir. Enerji seviyeleri düşüktür. Yatakta uzun süre geçirmelerine rağmen derin ve dinlendirici bir uyku uyuyamamaktan yakınırlar. Hastalar daha çok hipersomniadan yakınırlar. Klinik muayenede hipersomninin fenotipi belirlenmeli ( uyku süresi ve kalitesi, gündüz uykululuğu, Epworth vs) Objektif değerlendirme; Polisomnografi ve MSLT Psikiyatrik durum ayrıntılı psikiyatrik muayene ve psikometrik testlerden sonra tespit edilir. Polisomnogafide uzamış total uyku zamanı ve fragmante uyku tipiktir. Uzamış uyku latensi ve düşük uyku etkinliği tespit edilir. Tedavi edilmemiş depresiflerde kısalmış REM latensi ve gecenin ilk yarısında artmış REM görülür. MSLT genellikle normaldir. ICSD tanı Kriterleri A- Hasta fazla uyuma ve gündüz aşırı uykululuktan yakınır. B- Bu durum psikiyatrik tanı ile ilişkilidir. C- Polisomnografide; i; Uyku etkinliği düşüktür, uyanıklık sayısı ve süresi artmıştır. ii; MSLT’de uyku latensi sıklıkla normaldir D- Bu durum başka bir hastalıkla daha iyi açıklanamaz. ICSD Klinik ve patolojik alt tipleri A- Depresyonla ilişkili Hipersomnia B- Konversiyon Bozukluğu yada farklılaşmamış Somatoform Bozukluk ile ilişkili Hipersomnia C- Mevsimsel Affektif Bozuklukla ilişkili Hipersomnia Depresyon ile ilişkili Hipersomnia Sıklıkla atipik depresyon ve bipolar bozukluk tip II depresif epizodu ile ilişkilidir. MSLT verileri normaldir, yatakta uzun süre geçirmekten ve yorgunluktan yakınırlar. NIMH 11yıllık prospektif izlem sonunda depresyon tanısı alan hastaların % 4’ünün BP I, % 9’unun BP II bozukluk tanısı aldığını belirlemiştir. Atipik Depresyon Tepkisel mood değişikliği, Artmış iştah ve kilo alımı, Kişilerarası ilişkilerde red edilmeye duyarlılık, Kol ve bacaklarını kurşun gibi ağır hissetme, Hipersomnia ile karakterizedir. Daha sık kadınlarda görülür ve BP II ile ilişkilidir. BPB II Depresif epizot Bipolar bozukluğun en az % 50’si depresif epizot ile başlar. Depresif epizot sırasında;Hipersomnia, irritabilite ve psikomotor ajitasyon BPII için yordayıcıdır. Akiskal, depresyonun 25 yaşından önce başlamasını, hipersomnia, motor retardasyon, ailede bipolar öyküsü olmasını ve postpartum depresyonun BPB için yordayıcı olduğunu belirtmiştir. Bipolar depresyon, unipolar depresyondan daha erken başlar, epizot süresi daha kısa ve sayısı daha fazladır. Bipolar depresyonda sosyal geri çekilme, değersizlik düşünceleri, iştah artışı ve kilo alımı, psikomotor ajitasyon, konsantrasyon sorunları ve hipersomnia daha sık görülür. Konversiyon Bozukluğu yada farklılaşmamış Somatoform Bozuklukla ilişkili Hipersomnia Pseudohipersomnia yada pseudonarkolepsi olarakta tanımlanır. Konversiyon bozukluğunda istemli motor ve duyu işlevlerini etkileyen defisiti açıklayacak tıbbi bir neden yoktur. Bu semptomlara psikolojik etkenlerin eşlik ettiği tespit edilir. Farklılaşmamış Somatoform Bozuklukta en az 6 aydır devam eden ve tıbbi bir nedene bağlanamayan yorgunluk, iştahsızlık, genitoüriner, gatrointestinal vb. yakınmalar vardır. Daha sık kadınlarda ve düşük sosyoekonomik durumlarda görülür. Mevsimsel Affektif Bozukluk (MAB) MAB kış aylarında depresif epizot rekürensleri, yaz ve ilkbahar aylarında remisyonlar ile karakterizedir. MAB’nda hastalar hipersomnia, gün boyu süren yorgunluk, artmış iştah (özellikle karbonhidrat tüketimi) ve kilo alımından şikayet edeler. MAB, hastaların % 80 hipersomnia , erken uyuma ve geç uyanmaktan yakınırlar. Polisomnografide; artmış uyku latensi ve azalmış yavaş dalga uykusu tespit edilir. MSLT genellikle normaldir. TEDAVĠ Gidiş ve tedaviye cevap öngörülemez. Neden olan psikiyatrik bozukluğun tedavisi uygulanmalıdır. Ayrıca gerektiğinde semptomatik yaklaşım tedaviye eklenmelidir.